Küba Devrimi

Küba Devrimi, 26 Temmuz Hareketi ile birlikte kovulan Fulgencio Batista rejimi yerine Fidel Castro önderliğinde yeni bir Küba hükümeti kurulmasıdır. Süreç 26 Temmuz 1953 Moncada Kışlası isyanıyla başlar, 1 Ocak 1959`da Batista`nın kovulması ve Santa Clara, Santiago de Cuba şehirlerinin Fidel Castro, Che Guevara, Raul Castro liderliğindeki isyancılar tarafından ele geçirilmesiyle son bulur.
"Küba Devrimi" terimi, aynı zamanda kısaca Batista`nın devrilmesi ve sosyalizan ilkelerin yeni Küba Hükümeti tarafından uygulanmasını da belirtir.

Küba devrimi 50 yaşında

Küba’da Fidel Castro ve Che Guevera öncülüğündeki devrimcilerin, Batista rejimini yıkarak yeni bir dönem başlatmasının üzerinden 50 yıl geçti.
Yarım yüzyıllık komünist rejim, aralıksız süren ABD ambargosuna ve Soğuk Savaş sonrası sona eren Sovyet desteğine rağmen ayakta kalmayı başardı. Son dönemde ise özellikle Güney Amerika’nın yeni sol hükümetleri Küba ile yakın ilişkiler geliştirdi. Özellikle Venezuelle lideri Hugo Chavez Küba rejiminin en büyük destekçisi durumunda.

SOSYAL VE EKONOMİK ADALET
Devrimin 50. yılında Küba halkı, komünist rejimin getirdiği sağlık ve eğitim hizmetleriyle Amerika kıtasının en uzun yaşayan topluluğu ve en eğitimli halkı haline gelmiş durumda.

Halk sosyal ve ekonomik adalete karşın Kübalılar ayda ortalama 20 dolar seviyesindeki maaşlarıyla hayatlarını devam ettirmeye çalışıyor. Sokaktaki insanda sistemin yenilenmesi gerektiği görüşü hakim.

DEĞİŞİM RÜZGARLARI
Adada yarım yüzyıldır hüküm süren komünist sistemde, Fidel Castro’nun koltuğunu geçen yıl kardeşi Raul Castro’ya devretmesiyle değişim rüzgarları kendini gösterdi.


Kübalılar geride bıraktığımız yılda ilk kez, DVD, mikrodalga fırın, bilgisayar, cep telefonu gibi teknolojik cihazlarla tanıştı. Bu dönemde ölüm cezaları hapis cezasına çevrilirken bazı insan hakları sözleşmelerine de imza attı.