Sarı Lira Gibi Ömrümüz / Erel Bleda
‘Yaşamak değil, beni bu telaş öldürecek
’Dediği gibi şairin;
O telaşla bırakın
Paris yolunda ılıkRüzgarla taramayı saçlarınızı
Sevdiğimizle doyasıya bir sohbet bile edemedik biz...
Gözümüz saatte söyleştik hep,
Koşuşur gibi seviştik,
yarışır gibi çalıştık
Hep yetişilecek bir yerler vardı...
Aranacak adamlar, yapacak işler...
Bir sonraki günün telaşı,
bir öncekinin tersine bulaştı...
Başkalarının hayatı, bizimkini aştı.
Kor karanlıkta çalar saat sesi yerine
Kuşluk vakti, kızarmış ekmek kokusu
Veya yavuklu busesiyle uyanma düşlerini
Ha babam erteledik.
20’li yaşlardayken
30’lara kurduk saatin alarmını,
30’larımızda 40’lara,
belki sonra 50’lere
Lakin öyle yanlış kurgulanmış ki hayat
Kuşlukta uyanma fırsatı sunduğunda size,
Artık uyku girmez oluyor gözlerinize..
Doyasıya söyleşmek,
Telaşsız sevişmek için bol zamana kavuştuğunuzda,
Söyleşecek, sevişecek kimsecikler kalmıyorYanınızda...
Özenle sakladığınız bir sarı lira gibi ömrünüz;
Vakit gelip sandıktan çıkardığınızda,
Bir de bakıyorsunuz ki,
Tedavülden kalkmış...
Toplam Yorum 2
Yorumlar
-
Çok acı verici...
Daha dün acı acı yüzleşmiştim bununla..
Birşeyler için geç kaldığıma yanıp pişmanlıklarımdan ders alıp almadığıma bakdım..
İnsanz işte bile bile lades..
Daha dün yaşayıp yaşamayacağım belli olmadığı halde.ömrümün kalanı için düşlemiştim..
Oysa benimki farklıydı..Ne sığdırabilirdim kalan ömrüme?
Bir gitgellerin arasında böyle bir yazıyla tekrar yüzleşmek biraz hüzünlendirdi beni..
Ben misketlerimi özledim...




