Arama

Ege Bölgesi'ndeki doğal enerji kaynakları nelerdir?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 19 Şubat 2018 Gösterim: 42.463 Cevap: 4
ziyaretçi - avatarı
ziyaretçi
Ziyaretçi
1 Ocak 2009       Mesaj #1
ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Ege Bölgesi'ndeki doğal enerji kaynakları nelerdir?
EN İYİ CEVABI Keten Prenses verdi
Madenler ve Enerji Kaynakları
Madenler : Krom üretiminde ikinci sırayı alan bölgede, Köyceğiz, Marmaris, Emet’te krom çıkarılır. Menteşe Yöresi’nde zımpara taşı, Afyon’da mermer, Eymir, Ayazmand ve Torbalı’da demir, Kütahya-Emet’te bor minerali çıkartılır. Ayrıca İzmir Çamaltı tuzlasında tuz üretilir.
Sponsorlu Bağlantılar

Enerji Kaynakları : Türkiye’nin en önemli linyit yatakları bu bölgede yer alır. Linyit üretiminin %90’ı Ege Bölgesi’nden sağlanır. Çıkarıldığı yerler; Muğla – Yatağan, Manisa – Soma, Kütahya’da Tavşanlı, Tunçbilek, Seyitömer ve Değirmisaz’dır. Linyit’in önemli bir bölümü termik santrallerde yakılarak elektrik enerjisi üretilir.

Enerji Üretim Tesisleri
Termik santrallerin en çok olduğu bölgedir. Bu santraller; Manisa-Soma, Muğla-Yatağan ve Gökova ile Kütahya-Seyitömer ve Tunçbilek’te kuruludur. Termik enerjinin yanı sıra hidroelektrik enerjisi üretimi de yapılır. Demirköprü (Gediz), Kemer ve Adıgüzel (Büyük Menderes) barajları bu bölgededir. Denizli-Sarayköy’de jeotermal santral kuruludur.

DEVAMI Ege Bölgesi - Genel Bilgi
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 19 Şubat 2018 20:41
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
1 Ocak 2009       Mesaj #2
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
Ege Bölgesi
Anadolu yarımadasının en batı bölgesi olan EGE Bölgesi, adını Ege denizinden alan Türkiye'nin yedi cografi bölgesinden birisidir.Kuzey-kıyıda Edremit körfezi ile başlayıp,güneyde Marmaris Hisarönü körfezini de içine alan bölge KIYI EGE, Uşak,Afyon ve Kütahya illerinin yer aldığı doğu kısım ise İÇ BATI ANADOLU ya da İÇ EGE adı ile anılır.
Sponsorlu Bağlantılar

Bugun EGE denizi olarak bilinen alanda, yer kabugu hareketlerinin en yoğun olduğu dönemlerde depremler sonucu tabanın cökmesi ile bugünkü adalar, yarım adalar ve Ege kıyıları olusmuştur.
Bölgedeki dağlar kıyıya dik uzandığı için kıyılar girintili-çıkıntılı ve Enine Kıyı Tipidir. Kıyılarda birçok körfez, koy, yarımada ve buruna rastlanır. Edremit, Çandarlı, İzmir, Kuşadası, Güllük, Gökova başlıca körfezleridir. Reşadiye, Bozburun, Dilek ve İzmir - Karaburun başlıca yarımadalarıdır. Ege kıyıları girintili-çıkıntılı olduğu için Türkiye'nin en uzun kıyısıdır. Muğla, 1.100 km.lik kıyı şeridi ile yine Türkiye'nin en uzun kıyısına sahip ilidir.
Asıl Ege Bölümü, faylanma hareketlerine uğradığı için Kaz Dağı, Madra Dağı, Yunt Dağı, Bozdağlar ve Aydın Dağları faylanma sonucu yüksekte kalmış horstlardır. Bölümün güneyinde uzanan Menteşe Dağlarının uzanış yönü ise kıyıya paraleldir. İç Batı Anadolu'ya gidildikçe yükseklikler de artar. Bu bölümde, Alaçam, Eğrigöz, Murat ve Sandıklı Dağları vardır.

Ege Bölgesi Türkiye'deki çöküntü (Graben) ovalarının en fazla görüldüğü bölgedir. Büyük Menderes, Küçük Menderes,Gediz ve Bakırçay ovaları en verimli toprakların olusturdugu ovalardandır. Ayrıca kıyıda Menemen ve Balat delta ovaları vardır.
Ege Bölgesinin Doğu-Batı yönünde akışa sahip olan akarsularının yaz aylarında akım hızları düşer. En belirgin akarsu kaynakları ise Bakırçay, Gediz, Büyükmenderes ve Küçükmenderes'dir. Çöküntü ovaları içinde akan akarsuların yatak eğimleri azdır dolayısıyle akarsular yataklarında Menderes (Büklüm) çizerek akarlar.
Ege Bölgesi doğal göller bakımından zengin değildir. Bölgenin başlıca gölleri alüvyal set oluşumlu Bafa ve Marmara Gölleridir. Bölgenin Kıyı kesiminde Akdeniz İklimi görülür. Bu iklim Dağların denize dik uzanmasından dolayı iç kesimlere kadar sokulur. İç Batı Anadolu Bölümünde ise karasal iklim görülür.Akdeniz ikliminin görüldüğü yerlerde maki, iç kesimlerde ise bozkırlar hakimdir.Ege Bölgesinde çöküntü ovalarının olduğu yerlerde nüfus sıktır. Menteşe yöresinde ise engebeli bir arazi olduğu için nüfus seyrektir.

Kıyı Ege Bölümünde, graben ovaların oluşu sayesinde içlere kadar sokulan Akdeniz İklimi görülür. Bu alanlarda yazları sıcak ve kurak, kışları ise ılık ve yağışlı bir iklim hakimdir. Bitki örtüsü çoğunlukla makidir ve yer yer ormanlara da rastlanır. Bu bölgede yağışlar ocak ayında daha fazla görülmektedir.İç Batı Anadolu bölümüne gidildikçe yüksekliğin artması ve denize olan uzaklık sebebiyle iklim karasallaşır. Yazları sıcak ve kurak, kışları soğuk ve kar yağışlı Karasal İklim görülür. Bitki örtüsü de Bozkırdır.
Verimli toprakların cokluğu, tarım ve hayvancılık gibi gecim şartlarının uygunlugu, ulaşım kolaylığı ve iklim şartları sebebiyle Ege Bölgesi, asırlar boyunca çeşitli köklü medeniyetlerin yaşam alanı olmuştur. Zengin bir tarihi gecmiş ve kültürel miras varlığına sahiptir. Bu miras dolayısıyla da Türkiye'nin en fazla turist alan bölgelerinden biridir
Son düzenleyen Safi; 19 Şubat 2018 20:45
Quo vadis?
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
8 Mart 2009       Mesaj #3
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
Ege Bölgesinin geleceği jeotermal enerjide
Ege Bölgesinin doğal sıcak su kaynakları bakımından zenginliğine dikkat çekilerek, işadamları bu konuda yatırıma davet edildi.
Jeotermal enerjinin konut ısıtmadan, seracılığa, tesktile kadar birçok alanda kullanılabileceği belirtildi.
Babadağlı Sanayiciler ve İşadamları Derneği (BASİAD) tarafından hazırlanan Denizli ve Komşu İllerin Kalkınmasında Jeotermal Enerjinin Önemi konulu raporda, bölgenin 30 derece ile 242 derece sıcaklık aralığında zengin yeraltı su kaynaklarına sahip olduğu vurgulandı.
Rapora göre yörede sıcak yeraltı suyu, Denizli Kızılderede elektrik üretimi, Kütahya Simav, Balıkesir Gönende konutların ısıtılmasında kullanılıyor. Jeotermal enerjiden yöredeki bazı hamam ve otellerde kaplıca olarak yararlanılıyor. Jeotermal enerjinin büyük bölümü ise kullanılmadan, ziyan oluyor.
Kullanılmayan doğal yeraltı sıcak suyu derelere akıtılırken sadece enerji boşa gitmekle kalmıyor, bu sular aynı zamanda yüksek sıcaklık, içindeki kimyasal ve minareller nedeniyle akarsulara da zarar veriyor.

Rapora göre kullanılmayan sıcak suyun akıtıldığı Büyük Menderes ırmağı ve kolları, Söke, Aydın, Çine, Nazilli ve Akçay ovalarında yüksek oranda bor tespit edildi. Menemen Toprak Su Enstitüsü de, yüksek tuzluluk ve bor kirliliği nedeniyle 130 bin hektar alanın zarar gördüğünü ve tarımsal üretimin düştüğünü rapor etti.
Jeotermal enerjinin kullanımı ile hem çevresel olumsuzlukların ortadan kaldırılacağı hem de bedava enerjiden yararlanılacağı belirtilen raporda; Özel sektörün jeotermal enerji alanında yatırıma girmesi ve bunun devletçe teşvik edilmesi yörenin kalkınmasında alternatif sektörler oluşturabilir.
Jeotermal enerjiden tarım, sağlık turizmi ve diğer sektörlerde yararlanılması konusunda girişimciye yardımcı olunmalıdır denildi.
Yahya ÖZPINAR tarafından hazırlanan BASİAD raporuna göre en ekonomik ve çevreci enerji olan jeotermal enerji için, Denizlide 16, Kütahyada 12, İzmirde 11, Aydında 7, Manisada 6, Afyonda 5, Uşak ve Muğlada da 2şer kaynak bulunuyor.
Toplam 61 kaynaktan sadece Denizli Kızıldere kaynağı elektrik üretimi için kullanılıyor.
Türkiyenin bu alandaki ilk santralı olan santraldan 20,5 MWlik elektrik üretiliyor. Salihli, Simav, Aydın ve Afyonda jeotermal enerji ile ısınacak inşaat halinde, bitmiş veya fizibilitesi tamanlanmış toplam 69 bin 500 toplu konut projesi bulunuyor.
Jeotermal enerji ile merkezi olarak ısıtılabilecek yerler ise şöyle sıralandı; İzmir de Balçova, Seferihisar, Dikili ilçeleri, Manisada Salihli, Turgutlu ilçeleri, Afyon il merkezi, Sandıklı ve Bolvadin ilçeleri, Denizli il merkezi, Sarayköy, Buldan, Yenicekent, Gölemezli, Karakayıt ve Kızıldere ilçeleri.
Raporda, yörede yeraltı sıcak suyundan yararlanarak yapılabilecek yatırımlar ise suyun sıcaklık derecesine göre değişmek üzere şöyle belirlendi: Kağıt hamuru üretimi, amonyak absorsiyumu ile soğutma, hidrojen sülfit üretimi, kereste ve diyatomit kurutulması, balık ve balık yiyecekleri, çiftlik ürünlerinin kurutulması, konservecilik, şeker ve tuz üretimi, şarap ve bira üretimi, tekstilde ipliklerin bayanması, beyazlatılması, dericilik, saf su üretimi, çimento kurutulması, organik madde, deniz ürünleri, ot, meyve, sebze kurutulması, balık kurutulması ve yıkanması, seraların ve toprağın ısıtılması, kümes, ağıl, ahır, konut vs. ısıtılması, mantar üretimi, kaplıca tedavi amaçlı hidroterapi merkezleri.
Son düzenleyen Safi; 19 Şubat 2018 20:45
Quo vadis?
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
8 Mart 2009       Mesaj #4
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
Madenler ve Enerji Kaynakları
Madenler : Krom üretiminde ikinci sırayı alan bölgede, Köyceğiz, Marmaris, Emet’te krom çıkarılır. Menteşe Yöresi’nde zımpara taşı, Afyon’da mermer, Eymir, Ayazmand ve Torbalı’da demir, Kütahya-Emet’te bor minerali çıkartılır. Ayrıca İzmir Çamaltı tuzlasında tuz üretilir.

Enerji Kaynakları : Türkiye’nin en önemli linyit yatakları bu bölgede yer alır. Linyit üretiminin %90’ı Ege Bölgesi’nden sağlanır. Çıkarıldığı yerler; Muğla – Yatağan, Manisa – Soma, Kütahya’da Tavşanlı, Tunçbilek, Seyitömer ve Değirmisaz’dır. Linyit’in önemli bir bölümü termik santrallerde yakılarak elektrik enerjisi üretilir.

Enerji Üretim Tesisleri
Termik santrallerin en çok olduğu bölgedir. Bu santraller; Manisa-Soma, Muğla-Yatağan ve Gökova ile Kütahya-Seyitömer ve Tunçbilek’te kuruludur. Termik enerjinin yanı sıra hidroelektrik enerjisi üretimi de yapılır. Demirköprü (Gediz), Kemer ve Adıgüzel (Büyük Menderes) barajları bu bölgededir. Denizli-Sarayköy’de jeotermal santral kuruludur.

DEVAMI Ege Bölgesi - Genel Bilgi
Son düzenleyen Safi; 19 Şubat 2018 20:44
Quo vadis?
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
8 Mart 2009       Mesaj #5
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye

Türkiye’de Madenler ve Enerji Kaynakları


Türkiye’de Madenler ve Enerji Kaynakları Yapılan arkeolojik çalışmalar, Anadolu’da madenciliğin M.Ö.7000 yıllarına kadar uzandığını ve buradaki uygarlıkların gelişmesinde önemli bir rol oynadığını ortaya koymuştur. Yer yüzünün ilk yerleşilen karalarından biri olarak Anadolu’da, madene
maden çeşitleri ülkemizdeki maden çeşitleri enerji kaynaklarının oluşumu türkiyede bulunan başlıca madenler ege bölgesindeki madenler türküyede bulunan madenler ülkemizde çıkarılan madenler türkiyede bulunan madenler ege bölgesindeki maden rezervleri ülkemizde demır madenı neden çok vardır türkiyede bulunan önemli enerji kaynaklari enerjı kaynaklarının olusumu madenlerin ülke ekonomisindeki yeri madenler ve enerji kaynaklarını türkiye ekonomisindeki yeri nedir madenler ve bölgeleri
Yapılan arkeolojik çalışmalar, Anadolu’da madenciliğin M.Ö.7000 yıllarına kadar uzandığını ve buradaki uygarlıkların gelişmesinde önemli bir rol oynadığını ortaya koymuştur. Yer yüzünün ilk yerleşilen karalarından biri olarak Anadolu’da, madene dayalı yüksek uygarlıklar kurulmuştur. Madeni çok önceleri tanıyıp kullanan Orta Asya kökenli Türkler, Anadolu’ya gelip yerleştikçe madene dayalı uygarlık daha da gelişmiştir.

Madenler, doğada ender olarak saf halde bulunur. Yer altında "filiz" adı verilen bileşimler halinde çıkarılan ham madenler, işlenerek ve yabancı maddelerden ayıklanarak (rafine edilerek) saf metal haline getirildikten sonra kullanıma sunulur. Maden filizleri, tabakalar arasında "damarlar" yada "yataklar" halinde bulunur. Bu damarların yada yatakların işletmeye açılabilmesi için belli koşullar gerekir. Bunların başında maden cevheri içindeki metal oranının "bu orana tenor denir." Yüksek olması gelir. Ayrıca işletmeye açılacak yerdeki maden cevherinin rezervi (yedeği)yeterli olmalıdır. Bulunan ya da bulunacak olan maden yatağındaki maden;
• Metal oranı bakımından yeteri kadar zengin değilse,
• Yedeği (rezervi) az ve çabuk bitebilecek durumdaysa,
• Cevheri çıkarma ve işlenecek yere nakletme çok pahalıya mal oluyorsa,

Böyle bir maden yatağı yada damarı işletilemez. Çünkü madenin çıkarılması ve taşınması kârlı olmaz.
Maden yatakları bakımından Türkiye şanslı ülkeler arasında yer alır. Dünyada üretilen 50'yi aşkın maden çeşidi için yapılan değerlendirmede Türkiye, 29 çeşit ile Dünyada ilk 10 ilki arasında yer almaktadır. Bunun başlıca nedeni Ülkemizin dağ oluşumu hareketlerinden fazla etkilenmesi, bu hareketler sonucunda başkalaşım ve volkanizma hareketlerine yaygın olarak uğramasıdır. Söz gelimi demir, krom, çinko, bakır ve kurşun oluşumu bu tür yer hareketleri ile ilgilidir. Fakat, bazı maden rezervlerimiz çok zengin değildir. Bu nedenle maden çeşidi bakımından ilk sıralarda yer alan ülkemiz, Dünya maden pazarındaki payı açısından gerilerde bulunmaktadır. Bunun bir nedeni, Türkiye’nin yer yüzünün ilk yerleşilen karalarından biri olması ve maden yataklarının bir bölümünün çok eskiden beri işletilmesidir. Ayrıca Türkiye’nin bulunduğu arazi ,değişik jeolojik devirlerde oluşmuş ve çok sayıda yer hareketlerine uğramıştır. Başka bir deyişle Türkiye’nin jeolojik yapısı oldukça karmaşıktır. Bu durum maden yataklarının çeşitliliğini sağlarken; öte yandan maden aranmasında ve bulunan maden yataklarının işletilmesinde çeşitli güçlüklere neden olmaktadır. Ülkemizdeki maden rezervinin zengin olmamasının temel nedeni ise Türkiye’nin bulunduğu arazinin jeolojik yapısının zengin maden yataklarının oluşumuna elverişli yapıda olmamasıdır.

Başlıca Maden Çeşitleri

UYARI : Madenlerin oluşumu, çeşidi ve rezervleri arazinin jeolojik yapısına ve oluştuğu jeolojik zamana bağlıdır. Türkiye’de 1. zamandan, 4. zamana kadar oluşmuş araziler vardır. Volkanik faaliyetlerin sık olduğu 3. zamanda oluşan arazi geniştir. Bu nedenle krom, demir, bakır, kurşun, pirit gibi volkanik oluşumlu madenler çoktur.
  • Demir : Demir – çelik endüstrisinin en önemli hammaddesidir. Türkiye demir cevheri rezervleri bakımından oldukça zengindir. Hemen her bölgemizde demir cevherine rastlanmıştır. Ancak bu yataklardan 60 kadarı işletilebilmektedir.
  • Bakır : Tarih öncesi çağlarda insanların ilk kullandığı madenlerden biridir. Bakır rezervleri yerkabuğunun volkanik oluşum gösteren bölgelerinde yaygın olarak bulunmaktadır. Saf bakır üretimi ülke gereksinimini karşılamadığı için dışarıdan saf bakır alınır.
  • Krom : Çok sert, iyi cilalanabilen ve paslanmayan bir madendir. Volkanik alanlarda yaygındır. Makine ile motor endüstrisinde ve paslanmaz çelik yapımında kullanılan önemli bir madendir. Günümüz verilerine göre, Dünya krom üretiminde Türkiye 4. sıradadır. Yurtdışına satılan önemli bir madenimizdir.
  • Bor Mineralleri (Boraks) : Kimya endüstrisinin en önemli hammaddesidir. Türkiye rezerv bakımından Dünya’da ilk sırada yer alır. Ancak üretimi ve dış satımı az olduğundan ekonomiye katkısı da azdır.
  • Kükürt : Yapay gübre üretimi ve tarım ilaçları başta olmak üzere kimya endüstrisinde kullanılır. En büyük rezervlerimiz Göller Yöresi’ndedir. Üretim, tüketimin az bir bölümünü karşılayamaz. Bu nedenle yurtdışından da alınmaktadır.
  • Boksit : Ülkemizin en zengin rezerve sahip olduğu madenlerden biridir. Boksit işlendikten sonra alüminyum elde edilir. Endüstride demir cevheri ürünlerinden sonra en fazla tüketilen maden durumundadır. Özellikle uçak gövdelerinin yapımında yaygın olarak kullanılmaktadır.
  • Volfram (Tungstein) : Uzay ve savaş endüstrisinde kullanılan, az bulunan madendir. En zengin rezervler Uludağ’dadır.
  • Manganez : Türkiye’de dağınık yataklar halindedir. Saf olarak bulunmaz. Üretim tüketimi karşılamadığından dışarıdan satın alınır.
  • Civa : Doğada sıvı halde bulunan tek madendir. Tıpta ve fotoğrafçılık alanında kullanılır.
  • Zımpara Taşı : Metamorfik taşlar içinde bulunan, kullanım alanı geniş olan bir madendir. En zengin rezervler Ege Bölgesi’ndedir.
  • Tuz : Tad vermek için yemek tuzu ve bakterilerin çoğalmasını önlemek için tuzlama tuzu olarak kullanılır. Ancak son yıllarda kimya endüstrisinin önemli bir hammaddesi konumuna gelmiştir. Tuz Gölü ve İzmir-Çamaltı, tuz rezervlerinin en fazla olduğu yerlerdir.
Enerji Kaynakları
  • Taşkömürü : Ülkemizin en geniş taşkömürü havzası Batı Karadeniz Bölümü’ndedir. Buradaki taşkömürü havzaları I. Jeolojik zamanda oluşmuştur. Demir – Çelik endüstrisinde enerji kaynağı olarak kullanılan taşkömürü, aynı zamanda kimya endüstrisinin de hammaddesidir. Yıllık üretim 4-5 milyon ton dolayındadır. Üretim Türkiye’nin gereksinimini karşılayamaz.
  • Linyit : Türkiye’de rezervi en zengin olan enerji kaynağıdır. Hemen her bölgemizde az çok linyit yatakları bulunmaktadır. Çoğunlukla yakacak olarak ve termik santrallerde değerlendirilir. En büyük linyit havzası Afşin-Elbistan’dadır. Yıllık net üretim 40 milyon tonu bulmaktadır. Üretim ve tüketim aynı hızla artmaktadır.
  • Petrol : Dünya ekonomisinin en önemli enerji kaynaklarından birincisi durumundadır. Ancak Türkiye petrol rezervleri bakımından pek zengin değildir. Türkiye’nin önemli petrol yatakları Güneydoğu Anadolu’da bulunmaktadır. Türkiye’nin yıllık üretimi 2,5-3 milyon ton dolayındadır. Üretilen petrol ülke gereksinmesinin en fazla % 20’sini karşılayabilmektedir. Bu nedenle yurtdışından alınanlar arasında petrol ilk sırada yer alır.
  • Doğalgaz : Trakya’da petrol arama amacıyla açılan kuyulardan çıkarılmaktadır. Doğalgaz alanlarından diğeri de Güneydoğu Anadolu’da Mardin-Çamurlu’dur. Üretim tüketimi karşılayamadığı için dışarıdan alınmaktadır.
  • Jeotermal Enerji : Yerkabuğunun içinde ve daha derinlerde potansiyel enerji birikimi vardır. Bu nedenle sıcak olan subuharı sondaj yolu ile yüzeye çıkarılır ve elektrik enerjisi üretiminde kullanılır. Türkiye’nin ilk jeotermal elektrik santrali Denizli-Saraköy’de kurulmuştur.
  • Su gücü : Tükenmez ve yenilenebilir bir enerji kaynağıdır. Türkiye su gücü bakımından yaklaşık 400 milyar kwh’lık bir potansiyele sahiptir. Doğu Anadolu Bölgesi akarsularının yatak eğimleri fazla olduğundan, hidroelektrik potansiyeli en yüksek olan bölgemizdir. Türkiye elektrik üretiminin % 45’lik bölümü hidroelektrik santrallerden karşılanmaktadır. GAP tamamlandıktan sonra elektrik santrallerin üretiminde su gücünün payı artış gösterecektir.
  • Güneş Enerjisi : Türkiye Güneş enerjisinden yararlanmak için gerekli iklim koşullarına sahiptir. Akdeniz ve Ege bölgeleri ile İç ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde Güneş enerjisi değerlendirilmektedir.
  • Nükleer Enerji : Atom enerjisi adı da verilen bu enerjinin kaynakları uranyum ve toryumdur. Ancak bu kaynaklardan elektrik enerjisi üretiminde yararlanılmamaktadır.
Madenler ve Enerji Kaynaklarının Türkiye Ekonomisindeki Yeri
Türkiye’nin her bölgesinde çeşitli madenler bulunmaktadır. Ancak tüm madenlerimiz yeterince işletilmemektedir. Madenlerimizin bir bölümü çok eskiden beri bilinmekte, hatta yabancı şirketler tarafından işletilmekteydi. Ancak madenlerimiz hakkında yeterli bilgi yoktu. Cumhuriyet döneminde madenlerin teknik ve bilimsel yöntemlerle araştırılması için Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü kurulmuştur. Çıkarılan madenlerimiz hem iç piyasada değerlendirilmekte hem de yurtdışına satılmaktadır.
Son düzenleyen Safi; 19 Şubat 2018 20:49
Quo vadis?

Benzer Konular

26 Kasım 2016 / Misafir Cevaplanmış
26 Kasım 2016 / Misafir Cevaplanmış
29 Mart 2015 / 8263446655656 Soru-Cevap
6 Ekim 2013 / Misafir Cevaplanmış
17 Kasım 2016 / Misafir Cevaplanmış