Arama

Olimpiyat oyunlarının sosyal, kültürel, ekonomik açıdan sağladığı katkılar nelerdir?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 13 Şubat 2019 Gösterim: 4.191 Cevap: 1
buna9802 - avatarı
buna9802
Ziyaretçi
4 Kasım 2011       Mesaj #1
buna9802 - avatarı
Ziyaretçi
Olimpiyat oyunlarının sosyal, kültürel, ekonomik açıdan sağladığı katkılar nelerdir?
EN İYİ CEVABI Misafir verdi
SPORUN SOSYAL VE EKONOMİK FAYDALARI
Prof. Dr. Gazanfer DOĞU
Sponsorlu Bağlantılar

Spor en temel tarifiyle harekettir. Fakat bu hareket ister bireysel olsun ister gurup halinde olsun belli kurallar dahilinde ve bir disiplin içinde yapıldığı için sosyolojik bir olaydır.

Daha da önemlisi spor, Dünya Sağlık Örgütünün ( WHO ) tarif ettiği esenlik (WELLNESS) kavramı kapsamında İNSANIN TÜM BOYUTLARDA İYİ VE DENGE İÇİNDE OLMA HALİ ne her boyutta ( fizyolojik, sosyolojik, psikolojik, ekonomik, vs.) katkıda bulunabilen bir olaydır. Bu faydaları anlamak için sporun ne olduğunu tanımamız gerekmektedir.

Spor, yapan kişinin amacına göre, elit veya rekreatif olmak üzere 2 gurupta düşünülebilir:

Elit amaçlı sporda kişi sporu teknik ve taktikleri ile derinlemesine öğrenmek, pekiştirmek ve sergilemek suretiyle üst düzede ve yoğun bir şekilde gerçekleştirmeyi amaçlar. Yani madalya hedefler. Bu doğrultuda takımlar, kulüpler, federasyonlar, vb. gibi örgütlenmeler ve antrenör, masör, spor hekimleri, vb. meslekler ortaya çıkmıştır.

Rekreatif amaçlı sporda, kişi yoğun çalışma yükü, rutin hayat tarzı veya olumsuz çevresel etkilerden tehlikeye giren veya olumsuz etkilenen bedeni ve ruhi sağlığını tekrar elde etmek, korumak veya devam ettirmek aynı zamanda zevk ve haz almak amacıyla, kişisel doyum sağlayacak, tamamen çalışma ve zorunlu ihtiyaçlar için ayrılan zaman dışında kalan bağımsız ve bağlantısız serbest zaman için de, isteğe bağlı ve gönüllü olarak ferdi veya gurup için de seçerek hareket etmeyi amaçlar. Bu amaç aynı zamanda Rekreasyonun basit bir tanımıdır.

Spor zihinsel ve / veya fiziksel bir harekettir. Bu hareket çoğunlukla sosyal ve /veya toplumsaldır. Sporun kişiye sağladığı bireysel katkıları bile sonunda kişinin daha sosyal ve toplum içinde aktif / katkı sağlayan bir birey olmasına sebep olmaktadır.

SPORUN SOSYAL / TOPLUMSAL FAYDALARI
Spor çevrecidir. Bugün Dünyada daha çok spor ( Kano, Rafting, Orienteering, Dağ Bisikleti, Dağcılık, Tur Kayağı, Yamaç Paraşütü, vb. ) doğal çevrede yapılmaktadır ve bu sporların popülaritesi de giderek artmaktadır.

Çevrecilik ve Spor okadar içi içe geçmiştir ki Dünyanın en büyük spor organizasyonu olan OLİMPİYAT ların patronu IOC ( Uluslar arası Olimpiyat Komitesi ) ‘nin bir şehre Olimpiyat Oyunları Organizasyonunu vermek için ilan ettiği ölçütlerden en önemlisi olarak ÇEVRECİLİK ortaya çıkmaktadır. Bu konuda IOC hem aday şehrin çevreci yapısına hem spor tesislerindeki çevreci yaklaşımlara hemde halkın cevre bilinç ve tutumuna bakmaktadır. IOC aday şehre şu soruları sormaktadır :
a) Mimari yapı ( tasarım ve peyzaj )
b) Tesislerin yeniden kullanılabilirliği
c) Metruk mahallerin restorasyonu
d) Yıkıcı arazi kullanımdan kaçınma
e) Canlıların yaşam yerlerinin korunması ve bio-değişimlilik
f) Yenilenemeyen kaynakların kullanımının asgariye indirilmesi
g) Kirletici maddelerin kirliliğinin asgariye indirilmesi
h) Kanalizasyonun işlenmesi
i) Katı atıkların işlenmesi
j) Enerji tasarrufu
k) Su ve hava kalitesi
l) Çevre bilinci

Spordaki Rekreatif yaklaşımda insanların en çok tercih ettiği sporların ( Bisiklet, Joging, Yürüme, Streetball, vb.) yapıldığı yer olarak aranan ortam yeşillikler içinde ses, hava ve toprak kirliliği olmayan alanlardır. Bu nedenledir ki Rekreasyon Uzmanları şehir planlamalarındaki Rekreasyon alanlarının YEŞİL ve SPORTİF özellikleri ağırlıklı olmasına çaba sarf etmektedirler.

Spor toplumsal dayanışma ve bütünleşmeyi sağlar. Sporun evrensel değerlerinde, toplumlarda insanları guruplara ayıran ırk, milliyet, din, mezhep, sosyal konum, eğitim, kültür ve ekonomik farklılıklar, vb. özellikleri göz ardı eden bir yaklaşımla herkese eşit bir yaklaşım ( FAİR PLAY ) ortaya konur. Hele kazanmanın ikinci plana itilip katılımın ön plana çıkarıldığı Rekreatif spor gruplar arasındaki çatışmanın azaltılmasında önemli rol oynamaktadır. Rekreatif sporda sosyal, ekonomik veya eğitim farklılıkları ortadan kalkar ya da önemsizleşir. Her kesimden insan ortak zevkleri doğrultusundaki bir araya gelirler ve ortak uğraşılarda bulunur. Spor her kesimden olan bu insanların birbirlerini tanımalarına, dostluk kurmalarına ve ortak amaçlar etrafında birlikte çalışmalarına imkan hazırlar. Örneğin; bir basketbol takımını oluşturan sporcuların etnik kökeni, ırkı, dini, sosyal ve kültürel durumu, eğitim düzeyi ya da ekonomik yönü katılanların hiç birisi için ön planda değildir ve önemsenmeyen unsurlardır. Takımı oluşturan ve her kesimden oluşan sporcuların ortaklaşa yaptıkları ve dikkatlerini öncelikle yoğunlaştırdıkları husus, basketbol faaliyetinin kendisidir. Bu durum toplum hayatının niteliğini geliştirmekte, toplumun moral değerlerini yükseltmektedir.

Spor demokratik toplum yaratılmasına önemli bir katkı sağlar; Bilhassa takım sporları sayesinde kişi, diğerleriyle olan ilişkilerini kurallar çerçevesinde yürütme, guruba liderlik yapma ve / veya liderle birlikte hareket etme, alınan kararları kabullenme, ortak hedefler doğrultusunda birlikte hareket etme, vb. değerleri geliştirir. Bu değerler ise Demokratik Toplum açısından çok önemli bireysel değerlerdir.

Spor insanları sosyalleştirir; daha çok sosyal ilişkiler kurmasında ve geliştirmesinde büyük rol oynar. Nitekim yeni arkadaşlıkların oluşması, grup içinde yer edinme, yerini idrak edebilme ve diğer grup üyelerini tanıyabilme gibi çabalar, kişinin sosyal yaşantısını etkileyerek olgunlaşmasını ve toplum hayatına alışmasını sağlar. Spor sayesinde bu değerlere kavuşmuş toplumların yaşadığı bölgelerde sosyal yapılar ( dernek, kulüp, tesisi, vb. ) artar ve ortak heves ve heyecanların paylaşıldığı bir ortamdaki kişiler gelişmiş sosyal ilişkiler kurar.

Spor ve Rekreatif yaklaşım toplumda çeşitliğin artmasına yardımcı olur. Bir toplumda insanların serbest zamanların da yapacak birçok aktivitesinin arayışı içinde olması çeşitliliği ve sosyal zenginliliği beraberinde getirecektir.

Rekreasyon ve sporun ulusal ruhun güçlendirilmesi, sosyal uyum(ulusal hemfikirlik), aile bağlarının güçlenmesi(aile ilişkilerinde yakınlaşma), yaşlıları kabul(ilgi alanları oluşturarak kendilerini yararlı hissetmeleri), vb. sosyal ve toplumsal davranışların gelişmesinde de olumlu etkileri vardır.

Kanadanın Ottowa üniversitesinden Jean Harvey and Francois Houle nin ( Sociology of Sport Journal, 1994,11, 337-355) dergisindeki Sport, World Economy, Globai Culture, and New Social Movements başlıklı makalesinde ifade ettiği gibi spor Feminizm ve Ekolojizm gibi yeni sosyal hareketlerden çok derin bir şekilde etkilenmiş ve onların destekçisi olmuştur.
Ayrıca spor uluslarüstü iletişimin kurulması ve insanların uluslar üstü kültürel bir kimlikte toplumsal bilinç geliştirmesine yardımcı olmuştur..

Günümüzde toplum bilimciler toplumların gelişmişlik değerlendirmesini Dünya Sağlık Örgütünün (WHO ) ortaya koyduğu ESENLİK ( Wellness ) kavramına paralel bir şekilde ele almakta ve bir toplumu ve onu oluşturan bireyleri sadece iş ortamında ne kadar verimli olduklarıyla değil iş sonrası serbest zamanlarında NE ile uğraştıkları ile yorumlamaktadırlar. Bu değerlendirmede REKREATİF SPOR çok önemli bir yer tutmaktadır.

SPORUN EKONOMİK FAYDALARI

Rekreatif Spor, satılan araç gereçleri, yapılan tesisler ve bunların işletim maliyetleri, organize edilen etkinlikler ve bu etkinliklerin ekonomik girdileri ( gişe-büfe gelirleri, katılım –hakem ücretleri, vb.) açısından incelendiğinde ,bilhassa gelişmiş ülkelerde, ülke ekonomisinde önemli bir yer tutmaktadır. Örneğin ABD de; savunma sanayinden sonra ülke ekonomisinin 2. büyük gücü olduğu bazı yazarlar tarafından dile getirilmiştir.

Spor, bilhassa rekreatif felsefeyle yapıldığı taktirde, insan yaşamının önemli bir parçası, bir tutkusu haline gelmektedir. Bu durumda insanlar onun için vakit ayırmakta ve harcama yapmaktadırlar. Bu nedenle ülke ekonomilerinde 2. büyük güç olmasına şaşırmamak lazımdır.

Modern toplumların yaşamının önemli bir parçası olan TURİZM içinde spor son yılarda çok önemli bir yere gelmiştir. Bu ilişki sporun insan ve toplum yaşamında önemli bir yer almaya başlaması ve turizm sektörünün bundan faydalanmak istemesiyle ortaya çıkmıştır.

Bugün turizm içinde spor çok çeşitli formlarda kendini göstermektedir:
Turizmde Spor: Turistlerin turizm sırasında spor yaparak salıklı yaşam alışkınlıklarının devamının sağlanması ( örneğin: turistik tesislerin etrafında joging, yürüyüş ve bisiklet parkurlarının temin edilmesi, yüzme havuzlarının erken saatlerden itibaren konukların hizmetine sunulması, vb.) ve / veya spor etkinlikleriyle turistlere sporun bireysel ve sosyal faydalarının sunulması ile onlara daha zengin ve mutlu bir ortamın sunulması ( örneğin: havuz başı step/aerobik seansları, tesislerde rekreatif spor oyunları organizasyonları, plaj voleybolu, muz, su kayağı, vb. ) amaçlanmaktadır.

Spor Turizmi: İnsanların spora katılım amacına ulaşması için turizm hizmetlerinin sunulması olayıdır. Bu katılım insanların aktif katılımını ( Golf, Binicilik, Dağ Bisikleti, Yamaç Paraşütü, vb. ) hedeflediği gibi pasif katılımını da ( Olimpiyatlar, Uluslar arası şampiyonalar, vb. ) hedeflemektedir.

Ayrıca Nostaljik Spor Turizmi adı altında Kırkpınar Yağlı Güreşleri, Rekorların kırıldığı spor tesislerinin ziyaret edilmesi hatta kullanılması, Tarih yazmış şampiyonların eşyalarının sergilendiği müzelerin gezilmesi, vb. organizasyonlarla gerçekleştirilmektedir.

Kanadanın Ottowa üniversitesinden Jean Harvey and Francois Houle nin Sociology of Sport Journal, (1994,11, 337-355) dergisindeki Sport, World Economy, Globai Culture, and New Social Movements başlıklı makalesinde ifade ettiği gibi büyük spor organizasyonları (Olimpiyatlar, FİFA Dünya Kupası, Wimledon Tenis Turnuvası,vb.) uluslar arası firmaların dünya market stratejilerinde homojen ve uluslarüstü bir kültür olarak piyasaya girme çabalarında çok önemli bir yer tutmaktadırlar.

Markus Kurscheidt ve arkadaşlarının “A Socioeconomic Approach to Sports: Lessons From Fitness and Event Markets” başlıklı makalesinde belirttiği üzere vücut geliştirme salonları piyasası 20 yılı aşkın bir süredir büyüyen bir endüstri olarak ortaya çıkmaktadır. 2002 yılında Almanya da bu merkezlerin sayısı 6500 e ve üye sayısı 5,08 milyona ulaşmış ve yılda 3,16 milyar Euro dönen bir piyasa haline gelmiştir. Cinsiyet açısından bakıldığında bu merkezlerin %12 si sadece bayanlara ait ve tüm üyelerin ise % 50 den fazlasını bayanlar teşkil etmişlerdir.

İngilterenin Sheffield üniversitesinden Robert Wilson un “The economic impact of local sport events: significant, limited or otherwise? A case study of four swimming events” başlıklı makalesine göre spor etkinlikleri ekonomik ve kentsel rejenerasyonda önemli bir katalizör özelliği taşımaktadır. Bu hususta İngiltere de yapılan araştırmalarda hep büyük sportif organizasyonların ekonomik etkisi ortaya konduğu ifade edilerek küçük mahalli organizasyonlara yönelik bir araştırmada şu hususlar ortaya çıkmıştır. 8 gün süren 4 mahalli yüzme yarışlarında ortaya çıkan 84,628 sterlinlik ekonomik hareketlilikte sıralamanın fazladan aza doğru otel ücretleri, yiyecek –içecek, alışveriş ve hatıra eşya harcamalarında olduğu tespit edilmiştir. Bu gelirlerin % 55 si ( 46,916 sterlin ) seyircilerden elde edilirken uluslararası yüzme yarışlarındaki oranların ( Avrupa Gençler Yüzme Şampiyonası % 8; Avrupa Kısa Mesafe Yüzme Şampiyonası %9 ) çok üstüne çıkmıştır. Sporcuların ekonomik hareketlilikteki payı % 41 (35,264 sterlin ) iken, uluslararası yüzme yarışlarındaki oranların ( Avrupa Gençler Yüzme Şampiyonası % 81; Avrupa Kısa Mesafe Yüzme Şampiyonası %56 ) çok altında kalmıştır.

1980 lere kadar ev sahibi toplumlara önemli bir ekonomik yük getiren büyük spor organizasyonları ( Örneğin :1976 Münih Olimpiyat Oyunları 692 milyar Sterlin) 1984 Los Angeles Olimpiyat Oyunlarından ( 215 milyon Sterlin kazanç ) itibaren önemli birer ekonomik kazanç kaynağı haline dönüşmüştür. 1996 Atlanta Olimpiyat Oyunları 5.1 milyar dolar ekonomik hareketlilik getirirken aynı zamanda 77,000 yeni iş yaratmıştır. ABD de ulusal ve uluslar arası spor organizasyonlarında ilan edilen ekonomik değerler şaşırtıcı düzeylere ulaşmıştır. Örneğin : Ulusal Amerikan Futbol Ligi ( NFL ) 1999 şampiyonluk maçı Super Bowl için 400 milyon dolar, Amerikan Basebol 1. ligi “1999 All Star” maçında 75 milyon dolar kar ve “1998 Erkekler Basketbol Final Four” 110 milyon dolar gelir ürettiği ilan edilmiştir. İngiltere deki Euro ’96 ekonomik etkileriyle ( 280,000 ziyaretçi seyirci ve gazetecilerin harcamaları 120 milyon sterlin, bunların bölge otellerine yarattığı 900,000 yatak / gece iş ve 4,000 tam zamanlı iş / sene ) büyük bir başarı kabul edilmektedir. Bu sonuçlar ülkelerin büyük spor organizasyonları ülkelerine getirmek için daha büyük çabalar içine girmesine sebep olmaktadır.

Barry Burgan ve Trevor Mules ün ( 2002 ) “Economic impact of sporting events” başlıklı makalesinde Keimyung Universitesi, Kore den Ick-Keun Oh un “Effective Tourisni Marketing Approaches to Sporting Events: Lessons from the 2002 World Cup” başlıklı sunusunda bu tür büyük organizasyonların ev sahibi şehre çok önemli TV tanıtım imkanı ( 6 milyon insan ve 190 ülke) yarattığı dile getirilmiştir. Bu kısa süreli TV yayını sayesinde ev sahibi şehir turizm için cazip bir dünya şehri olduğu imajı yaratabilmektedir. Örneğin Atlanta 1996 Olimpiyat Oyunlarından sonra bir Dünya Şehri kabul edildi. Barcelona bugün hala Olimpiyat Oyunlarından miras kalan spor tesisleri sayesinde uluslararası spor kuruluşlarının ve spor turistlerinin tercih ettiği bir şehir özelliğini taşımaktadır. Burada , TV den organizasyonu seyredenlerin nasıl gerçek turizm içine çekilebileceği önemli bir konu olarak ortaya çıkmakta ve bu doğrultuda pazarlama stratejileri uygulanmaktadır.

Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi Genel Sekreteri Dr. Neşe Gündoğan’ın 28-29 Haziran 2003tarihli Dünya Gazetesindeki demecinde göre :

Oyunların televizyon ve sponsorluk haklarının iyi bir pazarlama stratejisiyle satılmasının ardından 1984 Los Angeles Olimpiyat Oyunları sonunda oyunların Güney Kalifornia ekonomisine yaklaşık 3.29 milyar dolarlık bir katkıda bulunması üzerine 1992 Olimpiyat Oyunları için o dönemde rekor sayılabilecek sayıda altı kent birden aday olmuştur.

Organizasyon Komitesi resmi raporuna göre, 1988 Seoul Olimpiyat Oyunları’nı organize eden Güney Kore’nin 1988 yılındaki endüstri malları ihracatı bir önceki yıla oranla %28.3’lük artış göstererek 60.67 milyar dolara ulaşmıştır. 1986 yılında 2,321 dolar olan kişi başına düşen milli gelir, 1988’de 3,728 dolara; yine 1986 yılında 953 milyon dolar olan gayrisafi milli hasılatı, 1988 yılında 1 milyar 561 milyon dolara yükselmiştir. Diğer taraftan Güney Kore’yi 1988 yılında ziyaret eden turist sayısı bir önceki yıla oranla %23 artış göstererek 2,300.000’e ulaşmış ve ülke ekonomisine 3 milyar 300 milyon dolarlık bir gelir sağlamıştır. Seoul Oyunları 1982 - 88 yılları arasında 302,000 kişilik ek istihdam yaratarak işsizlik oranının da düşüş göstermesine yol açmıştır.

Olimpiyat Oyunları organize etmek için dört kez aday olup kaybetmesine rağmen yılmayan ve beşinci adaylığı olan 1992 Olimpiyat Oyunlarıyla bu şansı elde eden İspanya’nın Barcelona kenti 1991 yılının ortalarına gelindiğinde Barcelona Avrupa’daki en gelişmiş ve yaşanabilir kentler arasında sekizinci sıraya yükselmiştir. Ayrıca Barcelona Olimpiyat Oyunları 1986 - 1992 yılları arasında 326,301 kişilik ek istihdam yaratarak işsizlik oranının da büyük bir düşüş göstermesine yol açmıştır.

1996 Atlanta Olimpiyat Oyunları’nın 1991 -97 yılları arasında Georgia eyaleti ekonomisine katkısı ise 5.1 milyar dolar olmuş ve Oyunlar sonunda eyalet hükümeti 176 milyon dolarlık vergi geliri elde etmiştir. Atlanta’da oyunların alınmasından itibaren her yıl giderek artan iş istihdamı Oyunların yapıldığı yıl olan 1996’da 77,000 kişiye ulaşmıştır.

2000 Sydney Olimpiyat Oyunlarının etkilerine ilişkin yaptıkları araştırma sonuçlarına göre 1994 - 2004 yılları arasında Avustralya’nın gayri safi milli hasılatına 7.3 milyar Avustralya doları eklenmiş ve oyunlar 150,000 kişilik ek iş istihdam yaratmıştır. Yine bu dönemde Sydney’i 1.3 milyon ek yabancı ve 174,000 yerli turistin ziyaret etmesi ve ülke ekonomisine 3 milyar Avustralya doları gelir getirmesi beklenmektedir. Sydney Oyunları Avustralya’nın ticari işlemlerini de artıracak ve 1994-2004 dönemindeki ek ihracattan yaklaşık 3.5 milyar Avustralya doları gelir sağlanacaktır. Bütün bunların yanısıra, Avustralya dünya klasında spor tesislerine kavuşacak ve her zaman büyük uluslararası spor yarışmalarını en iyi şekilde organize edebilecektir.

Olimpiyat oyunlarının televizyon yayını ve sponsorluk haklarını tüm dünyada çeşitli yayın kuruluşlarına ve şirketlere satan IOC, 2012 Olimpiyat Oyunları’nın henüz hangi kentte yapılacağı belli olmamasına rağmen ABD’deki yayın haklarını geçtiğimiz hafta NBC televizyon kanalına 1,181 milyar dolara satmıştır ( 2008 Beijing ise 894 milyon dolar idi).

Televizyon yayın haklarından gelecek olan gelir 2012 Olimpiyat Oyunları organizasyonu yapacak kentin bütçe giderlerinin yaklaşık % 60’ını karşılayacaktır. Bütçenin diğer yarısı ise bilet satışları, sponsor gelirleri ve hediyelik eşya satışlarından gelen gelirlerle denkleşecektir.

İstanbul, Olimpiyat Oyunlarını organize ettiği takdirde, oyunlar alındıktan organize edinceye kadar olan yedi yıllık hazırlık süresi içerisinde İstanbul Olimpiyat projesi çerçevesinde 1 milyar 772 milyon dolarlık doğrudan yatırım yapılacak ve oyunların televizyon yayın hakları, bilet satışı, sponsorluk ve hediyelik eşya satışı programından elde edilecek gelirlerle bütçe karşılanacaktır. Bu dönemde yıllık 180,000 kişilik istihdam yaratılması, doğrudan ve dolaylı yatırımlarla gayri safi milli hâsılatımıza yaklaşık 8 milyar dolar ek bir katkı sağlanması ve ülkemizi 2,5 milyon ek turistin ziyaret etmesi beklenmektedir.

Amacı ne olursa olsun SPOR, uluslar arası örgütlerinin ortaya koyduğu EVRENSEL DEĞERLER ile ele alınmak kaydıyla her kesimin faydalandığı önemli bir araçtır. Bunu sağlamak için çeşitli işbirliği anlaşmaları yapılmaktadır. Dünya Turizm Ajansı (WTA) ile Uluslar arası Olimpiyat Komitesi ( IOC ) arasında 2001 yılında Barcelona da imzalanan işbirliği protokolü ve Uluslar arası spor örgütlerinin kendi şampiyonalarını organize etmek isteyen şehir ve / veya ülkeler için ilan ettiği organizasyon kriterlerini içeren sözleşmeler bu hususta gösterilebilecek güzel birer örnektir.
Kaynak: Eskişehir.Sağlıklı Kentler Birliği Toplantısı.

Son düzenleyen Safi; 13 Şubat 2019 23:24
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
10 Kasım 2011       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
SPORUN SOSYAL VE EKONOMİK FAYDALARI
Prof. Dr. Gazanfer DOĞU
Sponsorlu Bağlantılar

Spor en temel tarifiyle harekettir. Fakat bu hareket ister bireysel olsun ister gurup halinde olsun belli kurallar dahilinde ve bir disiplin içinde yapıldığı için sosyolojik bir olaydır.

Daha da önemlisi spor, Dünya Sağlık Örgütünün ( WHO ) tarif ettiği esenlik (WELLNESS) kavramı kapsamında İNSANIN TÜM BOYUTLARDA İYİ VE DENGE İÇİNDE OLMA HALİ ne her boyutta ( fizyolojik, sosyolojik, psikolojik, ekonomik, vs.) katkıda bulunabilen bir olaydır. Bu faydaları anlamak için sporun ne olduğunu tanımamız gerekmektedir.

Spor, yapan kişinin amacına göre, elit veya rekreatif olmak üzere 2 gurupta düşünülebilir:

Elit amaçlı sporda kişi sporu teknik ve taktikleri ile derinlemesine öğrenmek, pekiştirmek ve sergilemek suretiyle üst düzede ve yoğun bir şekilde gerçekleştirmeyi amaçlar. Yani madalya hedefler. Bu doğrultuda takımlar, kulüpler, federasyonlar, vb. gibi örgütlenmeler ve antrenör, masör, spor hekimleri, vb. meslekler ortaya çıkmıştır.

Rekreatif amaçlı sporda, kişi yoğun çalışma yükü, rutin hayat tarzı veya olumsuz çevresel etkilerden tehlikeye giren veya olumsuz etkilenen bedeni ve ruhi sağlığını tekrar elde etmek, korumak veya devam ettirmek aynı zamanda zevk ve haz almak amacıyla, kişisel doyum sağlayacak, tamamen çalışma ve zorunlu ihtiyaçlar için ayrılan zaman dışında kalan bağımsız ve bağlantısız serbest zaman için de, isteğe bağlı ve gönüllü olarak ferdi veya gurup için de seçerek hareket etmeyi amaçlar. Bu amaç aynı zamanda Rekreasyonun basit bir tanımıdır.

Spor zihinsel ve / veya fiziksel bir harekettir. Bu hareket çoğunlukla sosyal ve /veya toplumsaldır. Sporun kişiye sağladığı bireysel katkıları bile sonunda kişinin daha sosyal ve toplum içinde aktif / katkı sağlayan bir birey olmasına sebep olmaktadır.

SPORUN SOSYAL / TOPLUMSAL FAYDALARI
Spor çevrecidir. Bugün Dünyada daha çok spor ( Kano, Rafting, Orienteering, Dağ Bisikleti, Dağcılık, Tur Kayağı, Yamaç Paraşütü, vb. ) doğal çevrede yapılmaktadır ve bu sporların popülaritesi de giderek artmaktadır.

Çevrecilik ve Spor okadar içi içe geçmiştir ki Dünyanın en büyük spor organizasyonu olan OLİMPİYAT ların patronu IOC ( Uluslar arası Olimpiyat Komitesi ) ‘nin bir şehre Olimpiyat Oyunları Organizasyonunu vermek için ilan ettiği ölçütlerden en önemlisi olarak ÇEVRECİLİK ortaya çıkmaktadır. Bu konuda IOC hem aday şehrin çevreci yapısına hem spor tesislerindeki çevreci yaklaşımlara hemde halkın cevre bilinç ve tutumuna bakmaktadır. IOC aday şehre şu soruları sormaktadır :
a) Mimari yapı ( tasarım ve peyzaj )
b) Tesislerin yeniden kullanılabilirliği
c) Metruk mahallerin restorasyonu
d) Yıkıcı arazi kullanımdan kaçınma
e) Canlıların yaşam yerlerinin korunması ve bio-değişimlilik
f) Yenilenemeyen kaynakların kullanımının asgariye indirilmesi
g) Kirletici maddelerin kirliliğinin asgariye indirilmesi
h) Kanalizasyonun işlenmesi
i) Katı atıkların işlenmesi
j) Enerji tasarrufu
k) Su ve hava kalitesi
l) Çevre bilinci

Spordaki Rekreatif yaklaşımda insanların en çok tercih ettiği sporların ( Bisiklet, Joging, Yürüme, Streetball, vb.) yapıldığı yer olarak aranan ortam yeşillikler içinde ses, hava ve toprak kirliliği olmayan alanlardır. Bu nedenledir ki Rekreasyon Uzmanları şehir planlamalarındaki Rekreasyon alanlarının YEŞİL ve SPORTİF özellikleri ağırlıklı olmasına çaba sarf etmektedirler.

Spor toplumsal dayanışma ve bütünleşmeyi sağlar. Sporun evrensel değerlerinde, toplumlarda insanları guruplara ayıran ırk, milliyet, din, mezhep, sosyal konum, eğitim, kültür ve ekonomik farklılıklar, vb. özellikleri göz ardı eden bir yaklaşımla herkese eşit bir yaklaşım ( FAİR PLAY ) ortaya konur. Hele kazanmanın ikinci plana itilip katılımın ön plana çıkarıldığı Rekreatif spor gruplar arasındaki çatışmanın azaltılmasında önemli rol oynamaktadır. Rekreatif sporda sosyal, ekonomik veya eğitim farklılıkları ortadan kalkar ya da önemsizleşir. Her kesimden insan ortak zevkleri doğrultusundaki bir araya gelirler ve ortak uğraşılarda bulunur. Spor her kesimden olan bu insanların birbirlerini tanımalarına, dostluk kurmalarına ve ortak amaçlar etrafında birlikte çalışmalarına imkan hazırlar. Örneğin; bir basketbol takımını oluşturan sporcuların etnik kökeni, ırkı, dini, sosyal ve kültürel durumu, eğitim düzeyi ya da ekonomik yönü katılanların hiç birisi için ön planda değildir ve önemsenmeyen unsurlardır. Takımı oluşturan ve her kesimden oluşan sporcuların ortaklaşa yaptıkları ve dikkatlerini öncelikle yoğunlaştırdıkları husus, basketbol faaliyetinin kendisidir. Bu durum toplum hayatının niteliğini geliştirmekte, toplumun moral değerlerini yükseltmektedir.

Spor demokratik toplum yaratılmasına önemli bir katkı sağlar; Bilhassa takım sporları sayesinde kişi, diğerleriyle olan ilişkilerini kurallar çerçevesinde yürütme, guruba liderlik yapma ve / veya liderle birlikte hareket etme, alınan kararları kabullenme, ortak hedefler doğrultusunda birlikte hareket etme, vb. değerleri geliştirir. Bu değerler ise Demokratik Toplum açısından çok önemli bireysel değerlerdir.

Spor insanları sosyalleştirir; daha çok sosyal ilişkiler kurmasında ve geliştirmesinde büyük rol oynar. Nitekim yeni arkadaşlıkların oluşması, grup içinde yer edinme, yerini idrak edebilme ve diğer grup üyelerini tanıyabilme gibi çabalar, kişinin sosyal yaşantısını etkileyerek olgunlaşmasını ve toplum hayatına alışmasını sağlar. Spor sayesinde bu değerlere kavuşmuş toplumların yaşadığı bölgelerde sosyal yapılar ( dernek, kulüp, tesisi, vb. ) artar ve ortak heves ve heyecanların paylaşıldığı bir ortamdaki kişiler gelişmiş sosyal ilişkiler kurar.

Spor ve Rekreatif yaklaşım toplumda çeşitliğin artmasına yardımcı olur. Bir toplumda insanların serbest zamanların da yapacak birçok aktivitesinin arayışı içinde olması çeşitliliği ve sosyal zenginliliği beraberinde getirecektir.

Rekreasyon ve sporun ulusal ruhun güçlendirilmesi, sosyal uyum(ulusal hemfikirlik), aile bağlarının güçlenmesi(aile ilişkilerinde yakınlaşma), yaşlıları kabul(ilgi alanları oluşturarak kendilerini yararlı hissetmeleri), vb. sosyal ve toplumsal davranışların gelişmesinde de olumlu etkileri vardır.

Kanadanın Ottowa üniversitesinden Jean Harvey and Francois Houle nin ( Sociology of Sport Journal, 1994,11, 337-355) dergisindeki Sport, World Economy, Globai Culture, and New Social Movements başlıklı makalesinde ifade ettiği gibi spor Feminizm ve Ekolojizm gibi yeni sosyal hareketlerden çok derin bir şekilde etkilenmiş ve onların destekçisi olmuştur.
Ayrıca spor uluslarüstü iletişimin kurulması ve insanların uluslar üstü kültürel bir kimlikte toplumsal bilinç geliştirmesine yardımcı olmuştur..

Günümüzde toplum bilimciler toplumların gelişmişlik değerlendirmesini Dünya Sağlık Örgütünün (WHO ) ortaya koyduğu ESENLİK ( Wellness ) kavramına paralel bir şekilde ele almakta ve bir toplumu ve onu oluşturan bireyleri sadece iş ortamında ne kadar verimli olduklarıyla değil iş sonrası serbest zamanlarında NE ile uğraştıkları ile yorumlamaktadırlar. Bu değerlendirmede REKREATİF SPOR çok önemli bir yer tutmaktadır.

SPORUN EKONOMİK FAYDALARI

Rekreatif Spor, satılan araç gereçleri, yapılan tesisler ve bunların işletim maliyetleri, organize edilen etkinlikler ve bu etkinliklerin ekonomik girdileri ( gişe-büfe gelirleri, katılım –hakem ücretleri, vb.) açısından incelendiğinde ,bilhassa gelişmiş ülkelerde, ülke ekonomisinde önemli bir yer tutmaktadır. Örneğin ABD de; savunma sanayinden sonra ülke ekonomisinin 2. büyük gücü olduğu bazı yazarlar tarafından dile getirilmiştir.

Spor, bilhassa rekreatif felsefeyle yapıldığı taktirde, insan yaşamının önemli bir parçası, bir tutkusu haline gelmektedir. Bu durumda insanlar onun için vakit ayırmakta ve harcama yapmaktadırlar. Bu nedenle ülke ekonomilerinde 2. büyük güç olmasına şaşırmamak lazımdır.

Modern toplumların yaşamının önemli bir parçası olan TURİZM içinde spor son yılarda çok önemli bir yere gelmiştir. Bu ilişki sporun insan ve toplum yaşamında önemli bir yer almaya başlaması ve turizm sektörünün bundan faydalanmak istemesiyle ortaya çıkmıştır.

Bugün turizm içinde spor çok çeşitli formlarda kendini göstermektedir:
Turizmde Spor: Turistlerin turizm sırasında spor yaparak salıklı yaşam alışkınlıklarının devamının sağlanması ( örneğin: turistik tesislerin etrafında joging, yürüyüş ve bisiklet parkurlarının temin edilmesi, yüzme havuzlarının erken saatlerden itibaren konukların hizmetine sunulması, vb.) ve / veya spor etkinlikleriyle turistlere sporun bireysel ve sosyal faydalarının sunulması ile onlara daha zengin ve mutlu bir ortamın sunulması ( örneğin: havuz başı step/aerobik seansları, tesislerde rekreatif spor oyunları organizasyonları, plaj voleybolu, muz, su kayağı, vb. ) amaçlanmaktadır.

Spor Turizmi: İnsanların spora katılım amacına ulaşması için turizm hizmetlerinin sunulması olayıdır. Bu katılım insanların aktif katılımını ( Golf, Binicilik, Dağ Bisikleti, Yamaç Paraşütü, vb. ) hedeflediği gibi pasif katılımını da ( Olimpiyatlar, Uluslar arası şampiyonalar, vb. ) hedeflemektedir.

Ayrıca Nostaljik Spor Turizmi adı altında Kırkpınar Yağlı Güreşleri, Rekorların kırıldığı spor tesislerinin ziyaret edilmesi hatta kullanılması, Tarih yazmış şampiyonların eşyalarının sergilendiği müzelerin gezilmesi, vb. organizasyonlarla gerçekleştirilmektedir.

Kanadanın Ottowa üniversitesinden Jean Harvey and Francois Houle nin Sociology of Sport Journal, (1994,11, 337-355) dergisindeki Sport, World Economy, Globai Culture, and New Social Movements başlıklı makalesinde ifade ettiği gibi büyük spor organizasyonları (Olimpiyatlar, FİFA Dünya Kupası, Wimledon Tenis Turnuvası,vb.) uluslar arası firmaların dünya market stratejilerinde homojen ve uluslarüstü bir kültür olarak piyasaya girme çabalarında çok önemli bir yer tutmaktadırlar.

Markus Kurscheidt ve arkadaşlarının “A Socioeconomic Approach to Sports: Lessons From Fitness and Event Markets” başlıklı makalesinde belirttiği üzere vücut geliştirme salonları piyasası 20 yılı aşkın bir süredir büyüyen bir endüstri olarak ortaya çıkmaktadır. 2002 yılında Almanya da bu merkezlerin sayısı 6500 e ve üye sayısı 5,08 milyona ulaşmış ve yılda 3,16 milyar Euro dönen bir piyasa haline gelmiştir. Cinsiyet açısından bakıldığında bu merkezlerin %12 si sadece bayanlara ait ve tüm üyelerin ise % 50 den fazlasını bayanlar teşkil etmişlerdir.

İngilterenin Sheffield üniversitesinden Robert Wilson un “The economic impact of local sport events: significant, limited or otherwise? A case study of four swimming events” başlıklı makalesine göre spor etkinlikleri ekonomik ve kentsel rejenerasyonda önemli bir katalizör özelliği taşımaktadır. Bu hususta İngiltere de yapılan araştırmalarda hep büyük sportif organizasyonların ekonomik etkisi ortaya konduğu ifade edilerek küçük mahalli organizasyonlara yönelik bir araştırmada şu hususlar ortaya çıkmıştır. 8 gün süren 4 mahalli yüzme yarışlarında ortaya çıkan 84,628 sterlinlik ekonomik hareketlilikte sıralamanın fazladan aza doğru otel ücretleri, yiyecek –içecek, alışveriş ve hatıra eşya harcamalarında olduğu tespit edilmiştir. Bu gelirlerin % 55 si ( 46,916 sterlin ) seyircilerden elde edilirken uluslararası yüzme yarışlarındaki oranların ( Avrupa Gençler Yüzme Şampiyonası % 8; Avrupa Kısa Mesafe Yüzme Şampiyonası %9 ) çok üstüne çıkmıştır. Sporcuların ekonomik hareketlilikteki payı % 41 (35,264 sterlin ) iken, uluslararası yüzme yarışlarındaki oranların ( Avrupa Gençler Yüzme Şampiyonası % 81; Avrupa Kısa Mesafe Yüzme Şampiyonası %56 ) çok altında kalmıştır.

1980 lere kadar ev sahibi toplumlara önemli bir ekonomik yük getiren büyük spor organizasyonları ( Örneğin :1976 Münih Olimpiyat Oyunları 692 milyar Sterlin) 1984 Los Angeles Olimpiyat Oyunlarından ( 215 milyon Sterlin kazanç ) itibaren önemli birer ekonomik kazanç kaynağı haline dönüşmüştür. 1996 Atlanta Olimpiyat Oyunları 5.1 milyar dolar ekonomik hareketlilik getirirken aynı zamanda 77,000 yeni iş yaratmıştır. ABD de ulusal ve uluslar arası spor organizasyonlarında ilan edilen ekonomik değerler şaşırtıcı düzeylere ulaşmıştır. Örneğin : Ulusal Amerikan Futbol Ligi ( NFL ) 1999 şampiyonluk maçı Super Bowl için 400 milyon dolar, Amerikan Basebol 1. ligi “1999 All Star” maçında 75 milyon dolar kar ve “1998 Erkekler Basketbol Final Four” 110 milyon dolar gelir ürettiği ilan edilmiştir. İngiltere deki Euro ’96 ekonomik etkileriyle ( 280,000 ziyaretçi seyirci ve gazetecilerin harcamaları 120 milyon sterlin, bunların bölge otellerine yarattığı 900,000 yatak / gece iş ve 4,000 tam zamanlı iş / sene ) büyük bir başarı kabul edilmektedir. Bu sonuçlar ülkelerin büyük spor organizasyonları ülkelerine getirmek için daha büyük çabalar içine girmesine sebep olmaktadır.

Barry Burgan ve Trevor Mules ün ( 2002 ) “Economic impact of sporting events” başlıklı makalesinde Keimyung Universitesi, Kore den Ick-Keun Oh un “Effective Tourisni Marketing Approaches to Sporting Events: Lessons from the 2002 World Cup” başlıklı sunusunda bu tür büyük organizasyonların ev sahibi şehre çok önemli TV tanıtım imkanı ( 6 milyon insan ve 190 ülke) yarattığı dile getirilmiştir. Bu kısa süreli TV yayını sayesinde ev sahibi şehir turizm için cazip bir dünya şehri olduğu imajı yaratabilmektedir. Örneğin Atlanta 1996 Olimpiyat Oyunlarından sonra bir Dünya Şehri kabul edildi. Barcelona bugün hala Olimpiyat Oyunlarından miras kalan spor tesisleri sayesinde uluslararası spor kuruluşlarının ve spor turistlerinin tercih ettiği bir şehir özelliğini taşımaktadır. Burada , TV den organizasyonu seyredenlerin nasıl gerçek turizm içine çekilebileceği önemli bir konu olarak ortaya çıkmakta ve bu doğrultuda pazarlama stratejileri uygulanmaktadır.

Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi Genel Sekreteri Dr. Neşe Gündoğan’ın 28-29 Haziran 2003tarihli Dünya Gazetesindeki demecinde göre :

Oyunların televizyon ve sponsorluk haklarının iyi bir pazarlama stratejisiyle satılmasının ardından 1984 Los Angeles Olimpiyat Oyunları sonunda oyunların Güney Kalifornia ekonomisine yaklaşık 3.29 milyar dolarlık bir katkıda bulunması üzerine 1992 Olimpiyat Oyunları için o dönemde rekor sayılabilecek sayıda altı kent birden aday olmuştur.

Organizasyon Komitesi resmi raporuna göre, 1988 Seoul Olimpiyat Oyunları’nı organize eden Güney Kore’nin 1988 yılındaki endüstri malları ihracatı bir önceki yıla oranla %28.3’lük artış göstererek 60.67 milyar dolara ulaşmıştır. 1986 yılında 2,321 dolar olan kişi başına düşen milli gelir, 1988’de 3,728 dolara; yine 1986 yılında 953 milyon dolar olan gayrisafi milli hasılatı, 1988 yılında 1 milyar 561 milyon dolara yükselmiştir. Diğer taraftan Güney Kore’yi 1988 yılında ziyaret eden turist sayısı bir önceki yıla oranla %23 artış göstererek 2,300.000’e ulaşmış ve ülke ekonomisine 3 milyar 300 milyon dolarlık bir gelir sağlamıştır. Seoul Oyunları 1982 - 88 yılları arasında 302,000 kişilik ek istihdam yaratarak işsizlik oranının da düşüş göstermesine yol açmıştır.

Olimpiyat Oyunları organize etmek için dört kez aday olup kaybetmesine rağmen yılmayan ve beşinci adaylığı olan 1992 Olimpiyat Oyunlarıyla bu şansı elde eden İspanya’nın Barcelona kenti 1991 yılının ortalarına gelindiğinde Barcelona Avrupa’daki en gelişmiş ve yaşanabilir kentler arasında sekizinci sıraya yükselmiştir. Ayrıca Barcelona Olimpiyat Oyunları 1986 - 1992 yılları arasında 326,301 kişilik ek istihdam yaratarak işsizlik oranının da büyük bir düşüş göstermesine yol açmıştır.

1996 Atlanta Olimpiyat Oyunları’nın 1991 -97 yılları arasında Georgia eyaleti ekonomisine katkısı ise 5.1 milyar dolar olmuş ve Oyunlar sonunda eyalet hükümeti 176 milyon dolarlık vergi geliri elde etmiştir. Atlanta’da oyunların alınmasından itibaren her yıl giderek artan iş istihdamı Oyunların yapıldığı yıl olan 1996’da 77,000 kişiye ulaşmıştır.

2000 Sydney Olimpiyat Oyunlarının etkilerine ilişkin yaptıkları araştırma sonuçlarına göre 1994 - 2004 yılları arasında Avustralya’nın gayri safi milli hasılatına 7.3 milyar Avustralya doları eklenmiş ve oyunlar 150,000 kişilik ek iş istihdam yaratmıştır. Yine bu dönemde Sydney’i 1.3 milyon ek yabancı ve 174,000 yerli turistin ziyaret etmesi ve ülke ekonomisine 3 milyar Avustralya doları gelir getirmesi beklenmektedir. Sydney Oyunları Avustralya’nın ticari işlemlerini de artıracak ve 1994-2004 dönemindeki ek ihracattan yaklaşık 3.5 milyar Avustralya doları gelir sağlanacaktır. Bütün bunların yanısıra, Avustralya dünya klasında spor tesislerine kavuşacak ve her zaman büyük uluslararası spor yarışmalarını en iyi şekilde organize edebilecektir.

Olimpiyat oyunlarının televizyon yayını ve sponsorluk haklarını tüm dünyada çeşitli yayın kuruluşlarına ve şirketlere satan IOC, 2012 Olimpiyat Oyunları’nın henüz hangi kentte yapılacağı belli olmamasına rağmen ABD’deki yayın haklarını geçtiğimiz hafta NBC televizyon kanalına 1,181 milyar dolara satmıştır ( 2008 Beijing ise 894 milyon dolar idi).

Televizyon yayın haklarından gelecek olan gelir 2012 Olimpiyat Oyunları organizasyonu yapacak kentin bütçe giderlerinin yaklaşık % 60’ını karşılayacaktır. Bütçenin diğer yarısı ise bilet satışları, sponsor gelirleri ve hediyelik eşya satışlarından gelen gelirlerle denkleşecektir.

İstanbul, Olimpiyat Oyunlarını organize ettiği takdirde, oyunlar alındıktan organize edinceye kadar olan yedi yıllık hazırlık süresi içerisinde İstanbul Olimpiyat projesi çerçevesinde 1 milyar 772 milyon dolarlık doğrudan yatırım yapılacak ve oyunların televizyon yayın hakları, bilet satışı, sponsorluk ve hediyelik eşya satışı programından elde edilecek gelirlerle bütçe karşılanacaktır. Bu dönemde yıllık 180,000 kişilik istihdam yaratılması, doğrudan ve dolaylı yatırımlarla gayri safi milli hâsılatımıza yaklaşık 8 milyar dolar ek bir katkı sağlanması ve ülkemizi 2,5 milyon ek turistin ziyaret etmesi beklenmektedir.

Amacı ne olursa olsun SPOR, uluslar arası örgütlerinin ortaya koyduğu EVRENSEL DEĞERLER ile ele alınmak kaydıyla her kesimin faydalandığı önemli bir araçtır. Bunu sağlamak için çeşitli işbirliği anlaşmaları yapılmaktadır. Dünya Turizm Ajansı (WTA) ile Uluslar arası Olimpiyat Komitesi ( IOC ) arasında 2001 yılında Barcelona da imzalanan işbirliği protokolü ve Uluslar arası spor örgütlerinin kendi şampiyonalarını organize etmek isteyen şehir ve / veya ülkeler için ilan ettiği organizasyon kriterlerini içeren sözleşmeler bu hususta gösterilebilecek güzel birer örnektir.
Kaynak: Eskişehir.Sağlıklı Kentler Birliği Toplantısı.

Son düzenleyen Safi; 13 Şubat 2019 23:45

Benzer Konular

15 Ocak 2016 / Misafir Cevaplanmış
26 Ocak 2012 / Misafir Soru-Cevap
14 Nisan 2009 / mustafacalis Soru-Cevap
11 Haziran 2016 / Misafir Meslekler
31 Ekim 2011 / CadiKiz Soru-Cevap