Arama

Bilmeceler nasıl ortaya çıkmıştır?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 9 Ekim 2018 Gösterim: 7.369 Cevap: 2
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
9 Ocak 2012       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Bilmeceler nasıl ortaya çıkmıştır?
EN İYİ CEVABI bloom22 verdi

Bilmecelerin kökeni:


“Anadolu halkının özelliklerinden, başarılarından biri de bilmece konusunda görülür. Bilmeceler halktaki anlayış yetisinin yaşamsal ışımalarıdır. Onları kimin türettiği, kimin, ne zaman söylediği bilinmez. Toplum düşüncesinin böylesine ortak bir ürünüdür.
Sponsorlu Bağlantılar

Anadolu’da aşağı yukarı bütün doğa varlıklarıyla, insan davranışlarıyla, araçlarla ilgili bilmeceler vardır. Bilmecelerde genellikle iki özellik göze çarpar. Biri, bilmecenin, bir şiir niteliği taşıması, şiiri kuran özlerin, onda yer tutmasıdır. Bilmecenin dokusunu ören şiir iplikleri ona ayrı bir tat, ayrı bir sevimlilik, bir yumuşaklık kazandırır. Böylece bir sanat yaratması olup çıkar bilmece. Öteki, bilmecenin bir tekerleme niteliğinde oluşudur. Tekerleme niteliği taşıyan bilmecelerde sözlerin belli bir anlamı yoktur.

Bilmeceler yapı bakımından ikiye ayrılır. İlkin birbirine benzeyen, aralarında ses uyumu bulunan sözlerin (bunlar uydurma da olur) sıralanışı. Bu durumda bilmece bir müzik uyumu taşır. Sözler arasında, uyumun sağladığı anlamsız bir bir bağlantı vardır. Daha doğrusu bilmecenin anlamı ikinci bölüme sığdırılır. Birinci bölüm çoklukla bir giriş niteliğindedir. İlk bölümde ses uyumuna, kolay söyleyişe, ikinci bölümde anlama önem verilir."

Ayrıca:
Çok eski çağlardan beri yaşayagelen bilmece sorma geleneği günümüzde de sürmektedir. Bilmeceler, çok eskilerde, savaşlarda karşılıklı sorularak savaşmadan bilen tarafın galip geldiği, kan dökmeden savaş kazanılan bir bilgi yarışması olarak işlev yapmıştır. Masallarda sıkça rastlanan dev veya başka yaratıkların, bilmecemsi soruları, padişahların kızlarını verecekleri kişilere bilmece sorarak bilgi yarışı yapmaları, birçok mitolojik olaylarda bilmecelerin çözümüyle olayın iyi bir şekilde sonuçlanması bilmecenin eski toplumlardaki önemini göstermektedir.

Eskiden ciddi, zeka savaşı özelliği gösterirken, bilmece sorma geleneği zamanla eğlence şeklini almıştır. Değişen toplum yapısı ve yeni eğlence araçlarının gelişmesi sonucu unutulmuş görünse de çocuklar arasında olduğu gibi kırsal alanlarda çeşitli nedenlerle toplanan yetişkinler arasında bilmece sorma geleneğinin sürdüğü araştırmacılar tarafından belirlenmiştir.

Bu ortamlarda kişisel veya karşılıklı gruplar halinde bilmece sorulmaktadır. Sorulan bilmecenin karşılığını bulamayan kişi veya tarafın, sonradan ipuçları isteme hakkı vardır. “Yenir mi, yenmez mi?, “Canlı mı cansız mı?”, “Burada var mı?” gibi sorulara “evet”, “hayır” gibi kısa ve kesin cevaplar verilebilir. Bilmece yine çözülmezse taraflar arasında pazarlık başlar. Pazarlık, bilmeceyi çözemeyenlerin cevabı öğrenebilmesi için bir bağışta bulunmasıyla sona erer. Bağışlar bilmecenin güçlük derecesine göre Mekke, Medine, İstanbul, Ankara, İzmir gibi şehirlerin yanı sıra, önem verilen herhangi bir şey olabilir.

Sosyal ve ekonomik yaşam biçimindeki hızlı değişiklik sonucu eğlence araçlarının çoğalması bu zengin folklor ürünlerini tarihe mal etmiş gibi görünmekle birlikte bilmecelerden okullarda öğretim aracı olarak yararlanılmaya başlanmıştır. Bilmeceler genelde kış günleri odalarda yetişkinler tarafından çocuklara sorulduğu gibi çocuklar kendi aralarında da sormaktadırlar. Burada sadece bilmece sorulur, bilen oyuncu birbirlerine söyler ve bilmece sorma hakkını kazanır.

Ayrıca bilmeceli oyun çeşitleri de vardır. Bilmeli Matal, Eşlenbeş-Lebbeş oyunlarında iki grup olan oyuncular karşılıklı dururlar. Bir grup diğer gruba bilmece sorar. Bilirlerse bilmece sorma sırası o gruba geçer, bilemezlerse, bilemeyen grup bilmeceyi sonar grubu belli uzaklığa kadar sırtında taşır.

BAKINIZ Bilmece Nedir?
Son düzenleyen Safi; 9 Ekim 2018 18:34
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
24 Mart 2013       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Alm. Raetsel, Fr. Devinette, İng. Riddle, puzzle, enigma. Maddi olsun manevi olsun, varlıkların belirli özellikleri söylenerek soru haline getirilmiş, çoklukla manzum olan, eğlence yönü ağır basan anonim edebi mahsuller.

Sponsorlu Bağlantılar
Bilmeceler daha çok şifahi (sözlü) edebiyatı ilgilendirir. Bu münasebetle kışın uzun gecelerinde bir nevi zihin ve hafıza yoklama, zekanın işlemesi, eğlenceye yönelik olması bakımından ruhi tatmin ve boş zamanın değerlendirilmesini hedef alır. Kış gecelerinde toplanan aile fertleri, iki taraf halinde eğlence ve oyun kabilinden olmak üzere birbirlerine varlıklar ve mefhumlar hakkında sorular sorarlar. Muhatabın, yani soru sorulan tarafın, sayıları özelliklerine göre, belirtilip sorulan varlığı bilmesi gerekir. Bilmekte zorlandığı takdirde, belirli ip uçları arar ve bilmeceyi soran tarafa; “Yenir mi, içilir mi, acı mı, tatlı mı, canlı mı, cansız mı, bu odanın içinde var mı?” gibi sorular sorar. Bilmecenin cevabı yine bilinmezse, istenilene razı demektir. Bu durumda soran taraf büyük şehirler ister. Mesela; gel İstanbul gel, der; veya Kerkük, Musul, Bağdat, Konya, Buhara, Taşkent, Kaşgar, İzmir, Tebriz, Ankara, Bakü gibi şehirler yanında başka şehirlerden de birini ister. Neticede her iki taraf da şehir kazanmaya çalışırlar. Bu durum gece yarılarına kadar sürer gider. Böylece varlıklar zihni yönden zeka ve akıl bakımından ele alınırken, büyük-küçük hep birden bilgi yarışması içinde vakit geçirip, zamanı değerlendirirler. Gerçekte bilmecelerin terbiye, öğretim ve eğitim ile eğlence bakımından küçümsenmeyecek değerleri vardır.
Bilmeceler bazan birden fazla cevabı gerektirir.

Bilmeceler Divan Edebiyatı da denilen Eski Türk Edebiyatında “lugaz" ve "muamma” adları ile iki kısma ayrılırlar. "Lugaz” herhangi bir nesneyi zihnen bulmak ve bilmek demektir. "Muamma" ise bir kimsenin adına remz ve ima ile delalet edilen şiirdir. Muamma; halk edebiyatımızda gezici aşıkların çaldıkları saz veya curalarla söyleyerek misafir oldukları yerin kahve duvarlarına astıkları bilmecelerdir. Divan edebiyatında muamma mutlaka şahıs ismine delalet etmesine rağmen, aşık edebiyatında, sahasını daha da genişletmiştir ve her şeye ait olmuştur.

Bilmecelerin öğretici yönden dini, fikri olanları da vardır. Bu hususta Elgaz-ı Fıkhiyye adında bilmecelerin toplandığı kitaplar bile ortaya konmuştur.

Bilmecelerin bütün Türk illerinde mühim bir yeri vardır. Belki mizaha kaçan yönü ile hayatı hafifletmek, yorgunlukları üstten atmak bakımından Türk milletinin tabiatına uygun bir edebi türdür. Bu bakımdan Türk uluslarında ayrı ayrı isimlerle anılırlar. Azeri Türklüğü “tapzug” veya “tapmaca”; Kırgız, Kazak ve Karakalpaklar “cumbuk”, Kazan Türklüğü “tabışmak” veya “cumak” Başkırtlar ise “yumak” kelimelerini bilmece manasında kullanırlar.

Günümüzde bunun yanında gazetelerde eş manalı kelimelerin aranıp bulunması gayesi ile gazete ve dergilerde de “bilmece, bulmaca,” adında zeka oyunlarına rastlanmaktadır.
Son düzenleyen Safi; 11 Ekim 2018 17:11
bloom22 - avatarı
bloom22
Kayıtlı Üye
24 Mart 2013       Mesaj #3
bloom22 - avatarı
Kayıtlı Üye
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.

Bilmecelerin kökeni:


“Anadolu halkının özelliklerinden, başarılarından biri de bilmece konusunda görülür. Bilmeceler halktaki anlayış yetisinin yaşamsal ışımalarıdır. Onları kimin türettiği, kimin, ne zaman söylediği bilinmez. Toplum düşüncesinin böylesine ortak bir ürünüdür.

Anadolu’da aşağı yukarı bütün doğa varlıklarıyla, insan davranışlarıyla, araçlarla ilgili bilmeceler vardır. Bilmecelerde genellikle iki özellik göze çarpar. Biri, bilmecenin, bir şiir niteliği taşıması, şiiri kuran özlerin, onda yer tutmasıdır. Bilmecenin dokusunu ören şiir iplikleri ona ayrı bir tat, ayrı bir sevimlilik, bir yumuşaklık kazandırır. Böylece bir sanat yaratması olup çıkar bilmece. Öteki, bilmecenin bir tekerleme niteliğinde oluşudur. Tekerleme niteliği taşıyan bilmecelerde sözlerin belli bir anlamı yoktur.

Bilmeceler yapı bakımından ikiye ayrılır. İlkin birbirine benzeyen, aralarında ses uyumu bulunan sözlerin (bunlar uydurma da olur) sıralanışı. Bu durumda bilmece bir müzik uyumu taşır. Sözler arasında, uyumun sağladığı anlamsız bir bir bağlantı vardır. Daha doğrusu bilmecenin anlamı ikinci bölüme sığdırılır. Birinci bölüm çoklukla bir giriş niteliğindedir. İlk bölümde ses uyumuna, kolay söyleyişe, ikinci bölümde anlama önem verilir."

Ayrıca:
Çok eski çağlardan beri yaşayagelen bilmece sorma geleneği günümüzde de sürmektedir. Bilmeceler, çok eskilerde, savaşlarda karşılıklı sorularak savaşmadan bilen tarafın galip geldiği, kan dökmeden savaş kazanılan bir bilgi yarışması olarak işlev yapmıştır. Masallarda sıkça rastlanan dev veya başka yaratıkların, bilmecemsi soruları, padişahların kızlarını verecekleri kişilere bilmece sorarak bilgi yarışı yapmaları, birçok mitolojik olaylarda bilmecelerin çözümüyle olayın iyi bir şekilde sonuçlanması bilmecenin eski toplumlardaki önemini göstermektedir.

Eskiden ciddi, zeka savaşı özelliği gösterirken, bilmece sorma geleneği zamanla eğlence şeklini almıştır. Değişen toplum yapısı ve yeni eğlence araçlarının gelişmesi sonucu unutulmuş görünse de çocuklar arasında olduğu gibi kırsal alanlarda çeşitli nedenlerle toplanan yetişkinler arasında bilmece sorma geleneğinin sürdüğü araştırmacılar tarafından belirlenmiştir.

Bu ortamlarda kişisel veya karşılıklı gruplar halinde bilmece sorulmaktadır. Sorulan bilmecenin karşılığını bulamayan kişi veya tarafın, sonradan ipuçları isteme hakkı vardır. “Yenir mi, yenmez mi?, “Canlı mı cansız mı?”, “Burada var mı?” gibi sorulara “evet”, “hayır” gibi kısa ve kesin cevaplar verilebilir. Bilmece yine çözülmezse taraflar arasında pazarlık başlar. Pazarlık, bilmeceyi çözemeyenlerin cevabı öğrenebilmesi için bir bağışta bulunmasıyla sona erer. Bağışlar bilmecenin güçlük derecesine göre Mekke, Medine, İstanbul, Ankara, İzmir gibi şehirlerin yanı sıra, önem verilen herhangi bir şey olabilir.

Sosyal ve ekonomik yaşam biçimindeki hızlı değişiklik sonucu eğlence araçlarının çoğalması bu zengin folklor ürünlerini tarihe mal etmiş gibi görünmekle birlikte bilmecelerden okullarda öğretim aracı olarak yararlanılmaya başlanmıştır. Bilmeceler genelde kış günleri odalarda yetişkinler tarafından çocuklara sorulduğu gibi çocuklar kendi aralarında da sormaktadırlar. Burada sadece bilmece sorulur, bilen oyuncu birbirlerine söyler ve bilmece sorma hakkını kazanır.

Ayrıca bilmeceli oyun çeşitleri de vardır. Bilmeli Matal, Eşlenbeş-Lebbeş oyunlarında iki grup olan oyuncular karşılıklı dururlar. Bir grup diğer gruba bilmece sorar. Bilirlerse bilmece sorma sırası o gruba geçer, bilemezlerse, bilemeyen grup bilmeceyi sonar grubu belli uzaklığa kadar sırtında taşır.

BAKINIZ Bilmece Nedir?
Son düzenleyen Safi; 11 Ekim 2018 17:12
Hayat fırtına demek değil, fırtınanın altında dans öğrenmektir.

Benzer Konular

6 Mayıs 2014 / Ziyaretçi Soru-Cevap
31 Aralık 2011 / Misafir Soru-Cevap
21 Mart 2012 / Misafir Soru-Cevap
4 Kasım 2013 / ThrustKopan Edebiyat
9 Kasım 2009 / Misafir Soru-Cevap