Arama

Uygarlık tarihinde felsefenin yeri nedir?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 29 Ekim 2016 Gösterim: 1.131 Cevap: 1
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
26 Ekim 2016       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Uygarlık Tarihi'nin başta felsefe olmak üzere diğer alanlardaki kullanımı ve önemi nedir?
EN İYİ CEVABI OneNight verdi
Uygarlık ile felsefe birbirine dayanan, dahası biribirini içeren iki oluşumdur. Öyle ki,felsefeye yabancı bir uygarlıktan kolayca söz edilemeyeceği gibi, genel etkinlik alanında uygarlık, değer ve sorunlarına doğrudan ya da dolaylı yer vermeyen bir felsefe de düşünülemez. Bunun tarihteki iki çarpıcı örneğini Antik Grek dönemi ile Rönesans sonrası Batı dünyasında bulmaktayız.

Sponsorlu Bağlantılar
Bu bildirinin amacı uygarlaşma sürecinde felsefenin önemini belirtmek, özellikle eğiim bağlamında yüklenmesi gereken işlevine açıklık getirmektir. Ama konuya girmeden önce uygarlıktan ne anladığımızı kısaca ortaya koymakta yarar görmekteyiz.Uygarlık doğal bir olay ya da oluşum değildir; toplumsal yaşamımızın bir ürünüdür. İnsan uygar olarak doğmaz, belli kültürel koşullar içinde uygarlaşır. İnsanın doğal donanımında biyolojik yapısının ve "hayvansal" diyebileceğimiz içgüdülerinin yanısıra potansiyel iki özelliğinden daha söz edilebilir: sevgi ve iyilik duyarlılığı,anlaksal kavrama yetenegi.Yaşam ortamı bu özelliklerin gelişimine elverdiği ölçüde insan uygarlaşır, elvermediği ölçüde ilkelliğini korur. İlkel kişi ya da toplum bencil dürtülerin ve tabusal koşullanmaların dar çemberindedir. Uygarlaşma öncelikle korku ve tabuların aşılması, yeni değerlere açılmada öncü kişilerin etkileyici davranış örnekleri ortaya koymalarıyla olasıdır.

Avatarı yok
OneNight
Yasaklı
29 Ekim 2016       Mesaj #2
Avatarı yok
Yasaklı
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
Uygarlık ile felsefe birbirine dayanan, dahası biribirini içeren iki oluşumdur. Öyle ki,felsefeye yabancı bir uygarlıktan kolayca söz edilemeyeceği gibi, genel etkinlik alanında uygarlık, değer ve sorunlarına doğrudan ya da dolaylı yer vermeyen bir felsefe de düşünülemez. Bunun tarihteki iki çarpıcı örneğini Antik Grek dönemi ile Rönesans sonrası Batı dünyasında bulmaktayız.

Sponsorlu Bağlantılar
Bu bildirinin amacı uygarlaşma sürecinde felsefenin önemini belirtmek, özellikle eğiim bağlamında yüklenmesi gereken işlevine açıklık getirmektir. Ama konuya girmeden önce uygarlıktan ne anladığımızı kısaca ortaya koymakta yarar görmekteyiz.Uygarlık doğal bir olay ya da oluşum değildir; toplumsal yaşamımızın bir ürünüdür. İnsan uygar olarak doğmaz, belli kültürel koşullar içinde uygarlaşır. İnsanın doğal donanımında biyolojik yapısının ve "hayvansal" diyebileceğimiz içgüdülerinin yanısıra potansiyel iki özelliğinden daha söz edilebilir: sevgi ve iyilik duyarlılığı,anlaksal kavrama yetenegi.Yaşam ortamı bu özelliklerin gelişimine elverdiği ölçüde insan uygarlaşır, elvermediği ölçüde ilkelliğini korur. İlkel kişi ya da toplum bencil dürtülerin ve tabusal koşullanmaların dar çemberindedir. Uygarlaşma öncelikle korku ve tabuların aşılması, yeni değerlere açılmada öncü kişilerin etkileyici davranış örnekleri ortaya koymalarıyla olasıdır.

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 30 Ekim 2016 01:14

Benzer Konular

14 Aralık 2014 / Ziyaretçi Soru-Cevap
12 Temmuz 2015 / brayn Cevaplanmış
6 Haziran 2007 / P.u.S.u Müslümanlık/İslamiyet
5 Mart 2015 / Ziyaretçi Taslak Konular
26 Şubat 2016 / Ziyaretçi Cevaplanmış