Arama

Doğal Afetler - Çığ - Sayfa 2

Güncelleme: 15 Mayıs 2016 Gösterim: 142.020 Cevap: 13
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
14 Mart 2016       Mesaj #11
Safi - avatarı
SMD MiSiM
ÇIĞ TAHMİN USULLERİ
Bugünkü teknolojik ilerlemeye rağmen bir çığın kesin oluşum zamanını belirlemek henüz imkansızdır. Ancak, bu amaçla geliştirilen yöntemler doğrultusunda yapılan çalışmalara çığ olabilecek lokasyonu ve çığ oluşma anının yakın olup olmadığını belirleyebilmek mümkündür. Bu saptama insanların güvenliği açısından çok önemlidir. Bu nedenle, günümüzde bölgesel ve lokal olarak çığ tahmini çalışmaları tüm dünyada sürdürülmektedir.
Sponsorlu Bağlantılar
Çığ tahmini, pratikte çok farklı ölçeklerde çalışıldığında geniş bir hassasiyet yelpazesi ortaya çıkar. Bu hassasiyet, çalışılan yerin mikro ölçekte bir yamaç için duyarlılık tespiti olmasından sinoptik olarak bir dağ kuşağı için yapılan tahmin çalışmalına kadar değişiklik gösterir. Ölçek mikro ölçekten sinoptiğe doğru yaklaştıkça hassasiyet düşer.

Çığ riskinin yüksek olduğu yerlerde, çığ patikalarının bulunduğu yamaçların özelliklerini verecek şekilde yakın bir noktada konumlandırılan kar ve çığ rasat istasyonlarında çok çeşitli ölçümler yapılır. Bu ölçümlerden bazıları; gerçek zamanlı meteorolojik ölçümler ile periyodik olarak 1 veya 2 haftada bir (gerektiğinde daha sık da olabilir) yapılan ve kar örtüsünün özelliklerinin tanımlandığı kar profili alma işlemidir. Eğer gerek duyulursa, bu profil alım işlemi dışındaki tüm bu rasatlar, eller veya otomatik istasyonlar (24 saat boyunca ölçüm yapabilen, ölçüm sonuçlarının manyetik ortamlara kaydedebilen) kullanılarak yapılabilmektedir.

Toplanan tüm veriler, istatistiksel veya sayısal bazlı modellerde kullanılmak ve tutarlı tahminler yapabilmek için bilgisayar ortamında depolanıp analiz edilip uzmanların yorumlarına hazır hale getirilmektedir. Bu son aşama henüz Türkiye`de gerçekleşmemiştir. Çığ üzerine yapılan detaylı çalışmalar ülkemiz için yeni olması ve ölçümü yapacak kurumlar arası sorumluluk paylaşımları halen netleşmediğinden veri elde etmede sıkıntılar doğmaktadır. Örneğin mikro ölçekteki (bir veya birkaç yamacı içeren bir alanda) tahmin çalışmaları sonucunda; çığ riski taşıyan yamaç veya yamaçların tespit edilmesi, farklı seviyelerde tanımlanan kar örtüsünün duyarlılık değerlerinin bulunması, çığ önleme ve/veya insanların uyarılması için gereken kararların verilmesi sağlanır. Bu sonuçlara erişebilmek ve yukarıda kısaca bahsedilen, pratik olarak uygulanan ve tatmin edici sonuçlar veren kar örtüsünün duyarlığı tespiti işlemi bazı yöntemler kullanılarak yapılabilir. Bilindiği gibi kar örtüsü içinde zayıf tabaka olarak isimlendirilen ve kar örtüsünün duyarlılığını bozabilecek tabakalar vardır. Arazide uygulanan tahmin yöntemlerin bir çoğu bu tabakaların varlığını ve özelliklerini tespit etmekte (risk değerlendirmesi) kullanılmaktadırlar.


ÇIĞA MARUZ KALINDIĞINDA NE YAPMALI
Bir çığa yakalanıldığında bir personel kurtarabilme ve hayatta kalabilme şansını artırabilmek için belli hareketler uygulanabilir. Paniğe kapılmamalıdır ama oto kontrolünü sağlamalıdır. Yüzeyde kalmaya çalışılır ve ana kayma hattından dışarı çıkmaya çalışılır. Eğer bir personel çığa maruz kalmışsa kendi yaşamı için savaşmalıdır. Kayaklar, kayak sopaları ve sırt çantalarının hepsi bir personelin çığda hayatta kalabilme şansını engeller. Kayaklar ve kayak sopaları personeli aşağı çekebilir ya da gövdeye karşı manivela hareketi uygulandığında yaralanmalara neden olur. Sırt çantaları aşağıya çeker ya da personelin dengesini etkiler. Tüm atılmış ekipmanlar, eğer personel bütünüyle gömülmüşse, personel pozisyonunun ip uçlarıdır.

a
. Eğer mümkünse, çığın kenarına doğru hareket edilmelidir. Kar, kenarlarda daha yavaş hareket eder. Eğer dışarıya yuvarlanmaya çalışılıyorsa, düşme hattına 45 derecelik bir pozisyon alınmalı ve gövdeyi çığdan daha hızlı söndürmeye çalışılmalıdır. Eğer ayaklar yere değerse sertçe itilmeli ve yüzeye ulaşmaya çalışılmalıdır. Size yardımcı olabilecek sabit bir ağaca veya kayaya tutunmalıdır.
b. Baş, kar altında giderken personel ağzını kapamalı, nefesini tutmalı ve ellerini, kollarını kullanarak yüzünün önünde bir hava kesesi oluşturmalıdır. Bir çok çığa maruz kalmış personel, ağızlarına ve burunlarına kar dolmasıyla boğulmuşlardır.
c. Durulacağı alana ulaşmış bir çığ, hızla yavaşlar ve durur. Çığın yavaşladığı anda yüzeye ulaşmaya çalışılır. Bir çok personel yüzeye yakın bulunmuşlardır. Kendilerini yukarı itmelidirler. Dik oturmalı ve bir kollarını yüzeye uzatmalıdırlar. Bir çok personel çabucak bulunmuştur. Çünkü bir el yada ayak yüzeye ulaşmış ve dışarı çıkmıştır.

Kar hareketi durduğunda aşağıdakiler uygulanmalıdır.
(1) Kar, genellikle yavaşlarken çimento gibi davranır. Bir personel yalnızca bir bölümünden gömülmüş olsa bile, kendisini kazarak kurtarması zor ya da imkansızdır. Eğer bütünüyle gömülmüşse kendisine yardım edemez. Kurtarma personeli tam üstünde olmadıkça bağırmamalıdır. Ses, karın içinde birkaç cm. den daha fazla ilerlemez.

(2) Kurtulmak için asla çırpınmamalıdır. Bu yalnızca enerji ve oksijen kaybı olacaktır. Rahat bir şekilde durmaya çalışmalıdır. Eğer personel kendini kaybederse, soluk alamaz ve nabzı azalır, kalp atışı düşer ve vücut sıcaklığı azalır. Tüm bunlar oksijene olan ihtiyacı azaltır.


ÇIĞIN FİZİKSEL ETKİLERİ
Hareket halindeki bir çığ, binlerce ton karın büyük bir süratle aktığı, asırlık ağaçları kibrit çöpleri gibi dağıttığı, binaları, köprüleri ve elektrik direkleri gibi yapıları kolaylıkla tahrip ettiği doğal bir güçtür. Farklı tür çığlar, farklı tür ve büyüklükteki hasarlara neden olurlar. Özellikle kar örtüsünün ve akan kütlenin yoğunluğu, kar örtüsünün boyutları, çığın hızı, çığın hareket halinde iken koparıp bünyesine kattığı cisimler vb. parametreler çığların meydana getireceği tahribatı belirler. Çarpma basınçları, çığın akış hızı ve yoğunluğu ile orantılıdır.

Çığların Çarpma Kuvvetleri, toz çığların bağıl olarak zararsız sayılabilecek kar bulutlarının uyguladığı hava basıncından güçlendirilmiş beton yapıları bile yıkabilecek güçteki kuru kar çığlarının uyguladığı basınçlara kadar geniş bir yelpaze sergiler. Genellikle kuru kar çığları, yüksek akış yoğunluğu ve hızın meydana getirdiği kombinasyonlar neticesinde yıkıcı özellik gösterirler. Ayrıca herhangi bir çığ türünün özellikleri bu kombinasyona yaklaşması benzer bir yıkıcı etki göstermesi demektir.

Çığların insan yaşantısı üzerindeki etkisi tahmin edilemeyecek kadar fazla olabilmektedir. En önemlisi, çığ afeti nedeni ile her yıl çok sayıda insan hayatını kaybetmektedir. Bu insanlar; çığ oluşumuna müsait dağlık alanlardaki yerleşim yerlerinde yaşayan ve/veya o bölgelerde görevli olanlar, turistik amaçla bulunanlar olup, Türkiye`de azımsanmayacak kadar büyük bir topluluğu oluşturmaktadır. Verilen insan kayıplarının yanı sıra çok sayıda hayvanın telef olması, evlerin yıkılması, ormanların yok olması, elektrik ve haberleşme hatlarını tahribi, yolların kapanması, köprülerin yıkılması, derelerin tıkanıp taşkın tehlikesinin oluşması gibi önemli oranda milli gelir kaybına neden olan sonuçlar doğurmaktadır.



ÇIĞIN OLUŞTURDUĞU TAHRİBATLAR
Yerleşim Alanları
Dağlık alanlarda, binalar ve bunlara bağlı olarak inşa edilen tüm alt ve üst yapı tesisleri katastrofik çığların etkisi ile önemli ölçüde zarar görmektedirler. Tahribat bazen bir ev ile sınırlı olabildiği, bazen de tüm yerleşim alanı çığın altında kalmakta ve tamamı ile yok olmaktadır! Son 30 yıl içinde bu tür hasarlar ve üzücü kayıplar ile biten bir çok çığ olayını Türkiye yaşamıştır.
Üzücü can ve mal kayıplarının yaşanmaması ve önemli ölçüde tahribatın meydana gelmemesi için çığ konusunun çok ciddi olarak ele alınarak, önlemlerin zamanında alınması ve yeterli bilinçlendirme sağlanması gerekmektedir. Aksi halde, acı olaylar tekrarlanabilecektir.

Karayolları ve Demiryolları:
Üzerindeki sanat yapıları ile beraber bir çok kara ve demiryolu çığın yıkıcı etkisinden kurutulamamakta ve uzun süre ulaşımda önemli aksamalara meydan vermektedir.

İletişim/ Enerji Nakil Hatları:

Yerleşim yerlerine yakın mesafelerden geçebildiği gibi özellikle uzaktan ve yüksek kesimlerden de haberleşme ve enerji nakil hatları geçmektedir. Çığ patikaları üzerine veya çığın etki alanına girecek kadar yakına kurulmuş olan bazı hatlar, çığdan zarar görebilmektedirler. Bir iletim hattında hasar meydana gelmesi, o hatların servis verdiği yerleşim yerlerinin uzun süre haberleşmeden ve/veya elektrikten yoksun kalması demektir. Yaşamı olumsuz olarak etkileyen bu olay, aynı zamanda önemli ölçüdeki enerji kaybını da beraberinde getirecektir.

Ticari Endüstriyel Kullanım Alanları:
Özellikle, büyük miktarda işgücünün istihdam edildiği sanayi ve ticaret bölgelerinde meydana gelebilecek bir çığın tahribatı sonucu oluşacak milli gelir kayıpları üzüntü verici boyutta olabilir.

Ormanlar:
Katastofik çığlar genellikle uzun tekrarlama periyoduna (dönüşüm süresi) sahip ve orman büyüme sınırının üstündeki hatlardan başlayan çığlardır. Bu büyüklükteki çığlar, her oluşunda orman örtüsüne büyük zarar vermektedir. Kimi olaylarda, binlerce ağaç, yaşı ve büyüklüğü ne olursa olsun yok olabilmekte, ekonomik olarak kullanılmayacak hale gelmiş yüz binlerce m3 ağaç parçası olarak çığın topuk kısmında depolanmaktadır. Tekrar yetişmesi için en az 50 ile 100 yıl arasında bir zamana ihtiyaç duyan ormanların çığlar ile yok olması, zaten az olan orman varlığının daha da azalmasına neden olmaktadır.

Kış Turizmi:
Bugün Türkiye`de faal olan 16 adet , faaliyete girmeye hazırlanan yaklaşık 20 adet olmak üzere toplam 36 adet kış turizm ve spor merkezi bulunmaktadır. Ayrıca, her sene bu sayılara sürekli yenileri eklenmekte ve dolayısıyla ile bu merkezlere gelen turist sayısı da her geçen gün artmaktadır. Özellikle çok sayıda kayak ve kar sörfü yapan kişilerin tehlikeli alanlarda kayma istekleri, kendi oluşturdukları çığlar nedeni ile yaralanmalarına veya ölmelerine neden olmaktadır. Kendi isteği ile, kayak pistleri dışında, uyarılara aldırmadan kayan kişinin maruz kaldığı çığ olayları yanında; halen kayak merkezlerinin son derece güvenli olması gereken kontrollü pistlerinde dahi ölümlere yol açan çığların olması düşündürücüdür. İnanılmaz bir ihmalkarlıktan kaynaklanan bu acı olayların önlenmesi, öncelikle pistlerin deneyimli teknik elemanları denetiminde olması ve kontrollü olarak açılıp kapatılmasına bağlıdır.



SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
14 Mart 2016       Mesaj #12
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Tarihin en büyük çığ felaketleri
Oluşan yeryüzü şekillerine göre Çığ düşmesi sonucu insanlık tarihinde bir çok ölüme neden olan bu felaket, özellikle kış aylarında yüksek kesimde yaşayan insanları etkiler. Türkiye’nin doğusunda ve kuzeyinde Çığ düşmesi zaman zaman yaşanırken Dünya’nın çeşitli ülkelerinde de bu aylarda sık sık görülmektedir. İşte tarihin en büyük Çığ felaketlerinden bazıları:
Sponsorlu Bağlantılar

Alpler – I. Dünya Savaşı (1916)
I. Dünya Savaşı sırasında İtalyan Alpleri’nin olduğu bölgede düşen çığ yaklaşık 10.000 Avustrya ve İtalyan askerinin ölümüne neden olmuştu. Bazı tanıklar çığın İtalyan askerlerinin topçu ateşiyle bilinçli olarak düşürüldüğünü söylemektedir. Savaşlarda bu tip stratejik bölgeler silah olarak kullanılmaktadır.

Şırnak Görmeç Köyü Çığ Felaketi
Türkiye Cumhuriyeti tarihinde görülmüş en büyük ÇIĞ facialarından birisi olarak gösterilen Görmeç Faciasında 90 vatandaşımız yaşamını yitirmiştir. 1 Şubat 1992 yılında meydana felaket, Türkiye tarihinde en büyük çığ faciası olarak nitelendirilmektedir.

Cascade Sıradağları – Washington (1910)

Bu güne kadar Amerika’da yaşanmış en büyük çığ felaketidir. Çığ, kardan dolayı mahsur kalan trenlerin üstüne düşerek 118 kişinin ölümüne yol açmıştı.

Nepal’de 12 dağcı öldü

Everest Dağı’na tırmanan 12 dağcı çığ altında kalarak can verdi. Bölgenin lakabı ise ‘patlamış mısır’ olarak biliniyor. Tırmanma sezonu Kış aylarında başlayıp, Mayıs ayında sona ermekte.

Montroc, Fransa (1999)

1999’da Fransız Alpleri’ ndeki en feci çığlardan biri Montroc köyüne düştü. 100.000 ton kaplı kar tam 12 kişinin ölümüne yol açtı.

Çatıda yaşayan Şerpalar’dan dağcılara büyük destek
Şerpalar olarak bilinen Everest’in yerlileri, sürekli çığ altında kalmakta. Şerpa, Nepal’in dağlık bölgesinde yaşayan bir etnik grup. Son 500 yıl içinde Doğu Tibet’ten Nepal’e göç etmişler. Şerpa sözü, Tibet dilinde doğu anlamına gelen “şer” ve halk-insan anlamına gelen “pa” ekinden oluşuyor. Şerpaler yüzyıllardır Everest’in eteklerinde hayvancılık, ve tuz ticareti ile uğraşırken son 50 yıldır dünyanın dört bir yanından gelen dağcılara destek olmalarıyla adlarını dünyaya duyurdular.

Le Mont Maudit Dağı’nda kaybolanlar

Fransa’nın Alp uzantısı olan Le Mont Maudit Dağı’nda 2012 yılında 29 dağcı kaybolmuştu. Çığ altında kalan dağcılardan 6 sı ölü olarak bulunmuş, diğerleri de son anda donmaktan kurtulmuştu.

Himalaya, Pakistan (2012)

Pakistan’ın Hindistan’a yakın Himalaya bölgesinde meydana gelen çığ felaketinde 135 kişinin ölmüştü. Binlerce Pakistanlı ve Hint askerinin üslendiği Siaçen Buzulu’nda meydana gelen çığ felaketinde 124 asker ve 11 sivil hayatını kaybetmişti.



SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
14 Mart 2016       Mesaj #13
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Türkiye'de yaşanan çığ felaketi
Afet İşleri Genel Müdürlüğü Afet Etüd ve Hasar Tespit Dairesi Çığ Araştırma Geliştirme Etüd ve Önleme Şube Müdürü Ömer Murat Yavaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'de çığ kayıtlarının, birçok ülkenin aksine uzun yıllardır tutulmadığını söyledi.
Dünyada bu kayıtların ABD ve Kanada'da 1840'larda tutulmaya başlandığını, İsviçre, Fransa, Avusturya gibi ülkelerde ise 1500'lü yıllardan itibaren tutulduğunu belirten Yavaş, Türkiye'de ise öncelikle sadece yerleşim yerlerinde meydana gelen çığ vakalarının kayıt altına alındığını belirtti.
1990'lı yılların başında çok sayıda can kaybına neden olması nedeniyle meydana gelen tüm çığ olaylarının kayıt altına alınmaya çalışıldığını belirten Yavaş, “1990'lı yıllardan önce sadece yerleşim yerlerine düşen çığlar kayıt altına alınırken daha sonra kara yolu, kayak merkezleri ve enerji nakil hatlarına düşen çığlar da kayıt altına alınmaya başlandı. Yapılan arşiv taramalarında 1890 ve 1923 senelerine ait 2 kayıta rastlandı, bunlar da kayıtlara eklendi” dedi.

1992'DE 443 KİŞİ ÇIĞ DÜŞMESİ SONUCU ÖLDÜ
Tutulan kayıtlara göre, Türkiye'de meydana gelen 1227 çığ felaketinde 1417 kişinin hayatını kaybettiğini ve 412 kişinin de yaralandığını ifade eden Yavaş, şu bilgileri verdi:
“157 çığ düşmesi olayı sonucu 443 kişinin hayatını kaybettiği 1992 yılı ülkemizin en fazla kayıp yaşadığı yıl olarak kayıtlara geçti. 1976 yılında 23 olayda 261 kişi, 1993 yılında da 60 olayda 133 kişi hayatını kaybetti. En fazla çığ düşmesi olayı ise 159 vaka ile 2007 yılında yaşandı. Özellikle 2000'li yıllardan sonra olay sayısında yaşanan artış dikkat çekiyor. 2006'da 104, 2008'de ise 144 çığ tespit edildi.”
Yavaş, dünyada çığ nedeniyle can kaybı ortalamalarının ABD ve Kanada'da yılda 25, Avrupa ülkelerinde 23, Türkiye'de ise 1950-2008 yılı kayıtlarına göre 23 kişi olduğunu belirtti.

DOĞU ANADOLU VE KARADENİZ BÖLGESİNDE ÇIĞ RİSKİ FAZLA
Özellikle Doğu Anadolu Bölgesi ile Karadeniz Bölgesinin dağlık kesimlerinin çığ olaylarının çoğunlukla gözlendiği yer olarak ön plana çıktığını ifade eden Yavaş, şunları kaydetti:
“Çığ, kar depolanmasının olduğu, zirve ve sırt kesimlerinde saçaklanmaların bulunduğu, bitki örtüsü olmayan ve genellikle kuzeye bakan yamaçlarda meydana gelmektedir. Çığ düşmesi, ani sıcaklık artışları, yoğun kar yağışı sebebiyle bir kar yağışında 25 santimetre veya daha fazla karın birikmesi, kar yağışı sonrası şiddetli rüzgar gibi benzer meteorolojik olaylara bağlıdır. Bu durum, kar örtüsü içinde örtüyü oluşturan tabakalar arası ve tabakalar içi kristal bağlarının değişimine bağlı olarak gelişmektedir.”
Çığa yakalanmamak için, bu durumu analiz etmenin yeterli olacağına dikkati çeken Yavaş, “Basit ve kısa süren testler, bu alanlarda bulunan kişilerin çığ tehlikesi olup olamayacağını analiz etmesine yardımcı olur. Bir çığ yamacından geçmek gerekiyorsa, mutlaka tek tek geçilmeli, ekibin geri kalanı geçiş yapan kişiyi izlemelidir. Bu, geçiş yapan kişinin çığa yakalanması halinde nerede bulunabileceği hakkında bilgi vermesi ve çabuk kurtarılması için çok önemlidir” dedi.
Son yıllarda dağlarımızda spor aktivitelerinde artış görüldüğünü anlatan Yavaş, bu artışın kazaların görülmesine sebep olmaya başladığını sözlerine ekledi.


SİLENTİUM EST AURUM
Jumong - avatarı
Jumong
VIP VIP Üye
15 Mayıs 2016       Mesaj #14
Jumong - avatarı
VIP VIP Üye
Çığların çoğu 30°-50° arasındaki yamaç eğiminde meydana gelir. Eğim daha yüksek olursa, büyük kar kütleleri yamaçta tutunamaz; daha düşük olursa, kar akamaz. Çığlara kar örtüsünün kararsızlığı yol açar; bu durum tabandaki kar katmanı gevşeyip yerinden oynayınca ortaya çıkar. Artan sıcaklıkla birlikte, kristaller bağlayıcı özelliklerini yitirir. Saçak denen asma kar kütlelerinin bulunduğu dağ sırtları boyunca rüzgârın esmesi de bir tehlike yaratır. Bu tür toz çığları özellikle yıkıcıdır; kar saatte 300 km'yi aşan bir hızla iner. Eşlik eden rüzgâr fırtınaları ve hava basıncı değişkenlikleri bir kasırgaya yakın düzeyde seyreder. Bu hava ve kar bileşimini solumak boğulmaya yol açar.

Kaynak: NTV Yayınları
🌘 🚀

Benzer Konular

13 Mart 2016 / P.u.S.u Çevre Bilimleri
12 Mart 2016 / htice Cevaplanmış
21 Eylül 2018 / P.u.S.u Çevre Bilimleri
13 Mart 2016 / P.u.S.u Çevre Bilimleri