Arama

Grigori Yefimovich Rasputin

Güncelleme: 19 Kasım 2012 Gösterim: 3.499 Cevap: 3
KisukE UraharA - avatarı
KisukE UraharA
VIP !..............!
6 Kasım 2006       Mesaj #1
KisukE UraharA - avatarı
VIP !..............!
Grigori Jefimoviç Rasputin, 22 Ocak (10 Ocak J.T.) 1869 Pokrovskoye doğumlu; † 29 Aralık (16 Aralık J.T) 1916) doğa-üstü yeteneklere sahib, ünlü bir Rus hristiyan din Adamıydı.

Sponsorlu Bağlantılar
Özgeçmişi

Grigorij Jefimoviç Rasputin 22 Ocak 1869 da, Ural Dağlarının yakınında Pokrovskoye adlı bir köyde doğdu.


Babası Jefim Jakoviç ve Annesi Anna Wasiljevna, çiftçilerdi. Kendilerine ait topraklara sahiblerdi ve köyün önde gelen şahıslarına sayılıyorlardı.


1886 dan 1901 e kadar Rasputin 15 sene boyunca ülkede gezip heryerde Vaaz verdi. En uzak yolculuğunda hatta Yunanistanin Athos Dağına kadar gitti.


Rasputinin Kariyeri

1905 te St. Petersburgda büyük bir dini Toplantı oldu. Bu Toplantıya Rasputinde geldi. Orda Johann von Kronstadt gibi meşur Din Adamlarıyla tanısştı ve kısa zaman icinde kendiside meşur bir Dinci oldu, ona hatta Çarın Sarayına kadar tüm Kapilar acıldı.


1907 yılında Carın oglu Alexei ağır hastalandı. Alexei Hämophilie hastalığına yakalanmısştı. Doktorlar iç kanamalarını durduramayınca artık Tıp'ın sınırlarına vardığını ve oğlanın yakiın zamanda öleceğini ilan ettiler.


Bu arada Ermişligi ile günden güne daha meşur olan Rasputini, Çariçe Saraya çağırdı. Rasputin kücük Alexei'in iç ve dış kanamalarını bir iki dakika içinde dua ederek ve elleriyle dokunarak inanılmaz şekilde durdurdu.


Rasputin o günden itibaren Çar ailesi icin çok önemli bir şahıs oldu. Rasputin bu Tedavilerini ölüm Yili olan 1916 ya kadar sürdürdü. Rasputin alehtarlara göre kendisinin Cilysler topluma bağlı olduğnu iddia ediliyor.

Son düzenleyen Mira; 6 Kasım 2012 10:58 Sebep: Düzenlendi.
Biyografi Konusu: Grigori Yefimovich Rasputin nereli hayatı kimdir.
Gerçekçi ol imkansızı iste...
Mira - avatarı
Mira
VIP VIP Üye
19 Temmuz 2012       Mesaj #2
Mira - avatarı
VIP VIP Üye
Grigori Yefimoviç Rasputin
MsXLabs.org & MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi
Sponsorlu Bağlantılar

(1872 Pokrovskoye-1916 Petrograd), Rus Çarlığı'nın son yıllarında saray üzerindeki büyük etkisiyle ün yapmış papaz. Asıl adı, Gregorie İmifoviç Novy'dur. Düşkün ve hovarda anlamına gelen "Rasputin" unvanı, ona Rus halkının verdiği lâkaptır. Sibirya'da bir köyde doğdu. Çok az okumasına rağmen kurnazlığıyla kendisini "öteki dünyadan emirler alan bir ermiş" gibi tanıttı. 1904'te karısını boşayarak papaz oldu. Etkileyici konuşmaları sonucu ünü, çevresini aşarak Moskova'ya, Petersburg'a kadar yayıldı. 1907'de Moskova'ya gitti, kendisine "ahlâksızlığa karşı tanrı tarafından gönderilmiş bir elçi" süsü vererek üst tabakanın güzel kadınlarını elde etti. Saraya girerek, çar, çariçe, çareviç (veliaht) üzerinde büyük etki kurdu. Oğlunun üzerine titreyen çar, onun bakımını, garip ve anlaşılmaz dualar okuyan, gözleriyle herkesi büyüleyen Rasputin'e bıraktı. 9 yıl boyunca sarayda her işe karıştı, bir prens gibi saltanat sürdü. 1916'da Prens Feliks Yusupov, Duma üyesi Vladimir Purişkeviç, çarın yeğeni Büyük Dük Dimitri Pavloviç ve Lazovert adında bir doktor, çarlığı kurtarmak amacıyla Rasputin'i öldürmeyi kararlaştırdılar. Bir gece Yusupov'un evine davet edilen Rasputin'e zehirli şarap verildi. Ölmeyince Yusupov tarafından tabancayla vuruldu. Avluya kaçmayı başaran Rasputin'e bu kez de Purişkeviç ateş etti. Komplocular Rasputin'in elini kolunu bağlayarak, onu üzeri buz tutmuş Neva Irmağı'ndaki bir delikten suya attılar.

wolfmann - avatarı
wolfmann
VIP VIP Üye
6 Kasım 2012       Mesaj #3
wolfmann - avatarı
VIP VIP Üye
dkmb86g 81085vmbjfv b
ฬ๏lŦ๓@ภภ ®
bekirr - avatarı
bekirr
VIP VIP Üye
19 Kasım 2012       Mesaj #4
bekirr - avatarı
VIP VIP Üye
GRİGORİ RASPUTİN
Rusya’nın Ölümü

30 Aralık 1916’da Çar ailesinin yani Romanovların damadı Prens Feliks Yusupov sarayın gözdesi Keşiş Rasputin’i öldürdü. Sibiryalı keşiş St. Petersburg’un büyüye, spiritizmaya düşkün yüksek çevrelerinde çoktan “kutsal adam” diye niteleniyordu. Taraftarları vardı, adeta kendilerini ona adamışlardı. Rasputin’in olağanüstü gücüne Çariçe Aleksandra’nın kendisi de inanıyordu ve son çarı bu konuda ikna etmişti. Petersburg’un yüksek çevrelerinde Rasputin bir azize yaraşmayacak, keyifli bir hayat sürüyordu. Devamlı kadınların ortasındaydı, içiyordu. Sarayla ve hükümetle iyi geçinmek isteyenler, daha doğrusu hükümette ve iktidarda kalabilmek niyetinde olanlar onunla çatışmaya giremiyorlardı. “Dokunulmaz nedir?” diye sorsanız cevabı “Rasputin”di.

Rasputin cahildi ama Rusya’daki çoğu insandan daha kuvvetli sezgileri vardı. Savaşı istemeyen nadir takımdandı. Nitekim silahsız ve donanımsız ordular harbe gitti, çok kısa zamanda da felaketin ne kadar yakın olduğu anlaşıldı. Tannenberg bataklıklarında Hindenburg’un komutasındaki Almanlar kolay bir zafer kazandılar, fakat bu kesin zafer değildi. İki yıl sonra 1916 kışında Rusya açlık yokluk içinde hâlâ düşmanla savaşıyordu.

Hemofili Hastalığı Getirdi

Bazıları yenilginin suçlusu olarak da bu çılgın ve mürteşi papazı gördüler. Rasputin aynı zamanda Feliks Yusupov ve arkadaşları için de acilen yok edilmesi gereken bir düşmandı. Bu sebeple 30 Aralık gecesi onu Yusupov’un sarayına davet ettiler, baş düşmanı Rasputin’in samimi dostu görünümündeydi. Önce zehirlemeyi denediler. Çılgın Roma İmparatoru Neron da annesi Agrippina’yı zehirlemeyi denemişti. Ama Agrippina da Rasputin de zehire çok dayanıklı çıktılar. Bunun üzerine keşişi düpedüz tabancayla ortadan kaldırmayı denediler; kurşuna da dayanıklıydı, dayakla halledildiği sanılarak bir çuvala tıkıldı ve Neva Nehri’ne atıldı, günler sonra cesedi bulunduğunda boğularak öldüğü anlaşıldı.

Çariçe babasının mensup olduğu Hesse-Darmstadt hanedanı üzerinden hemofili hastalığı getirmişti. Romanovlar hanedanı bu hastalığı önlemek için Çar Nikola ile evliliğine niye mani olamadılar, bu hâlâ tartışılıyor. Evliliğin sağlık bakımından bazı sorunlar yaratacağı galiba hissediliyormuş ama III. Aleksandr veliahdı bu evlilikten niçin men etmedi bilinemez. Her halükarda birbirini delice seven ve dört kızlarıyla birlikte çok mutlu bir aile olan son çarın ve çariçenin birliği, veliahdın hastalığı ile tatsız bir döneme girdi. Şehirdeki kışlık saraydan (bugünkü Ermitaj Müzesi) civardaki Peterhof’a kaçarcasına çekildiler.

Hiç Kimse Çarı Sevmiyordu

1905 İhtilali’nden beri çalkantı içindeki Rusya, çarı sevmiyordu. Bolşevik ve Menşeviklerin sevmeyeceği açık, liberaller ise onu sadece yetersiz değil, geri ve ahmak buluyorlardı. Çar ve çariçeyi hâlâ baba ve anne diye bilen milyonlarca köylünün dışında sefil işçi takımı da ondan soğumuştu.

Bizzat İsmailiye cemaatinin reisi Ağa Han bile Rus işçi sınıfının hayat şartlarını Hindistan’daki sefil işçilerden daha kötü buluyordu. Gerekçesi çok açıktır; “Berikiler hiç değilse havasız fabrika ve yatakhanelerinden dışarı çıkıp temiz hava alabiliyorlar, keskin soğukta bu da pek mümkün değil” diyordu. İşin garibi Slavyanofiller ve hatta muhafazakar güçler bile çarlarını ve Alman asıllı çariçeyi yetersiz görmeye başladılar.

Başta Yahudiler olmak üzere mahkum milletler de monarşiyi sevmiyordu. Çara en bağlı olan unsurun belki de Rusya’nın Müslüman halkları olduğunu söylersek durumun vahameti anlaşılabilir. Savaşın sıkıntıları içinde zavallı çariçenin Rasputin’in metresi olduğu bile dedikodu halinde etrafta dolaşıyordu. Oysa çariçenin oğlunun hastalığından dolayı bedbaht ve olağanüstü kuvvetlerden medet uman bir çaresiz olmaktan başka kusuru yoktu.

Öldürüleceği Günü ve Katilleri Biliyor muydu?

Çar ise askercilik oynuyordu, payitahta oturup cephe gerisini düzene koyacağı yerde, cephede hiç anlamadığı başkumandanlık rolünü oynuyordu. Harp eden devletlerin hiçbiri, bu savaşa girerlerken cephe gerisindeki halkın düşeceği durumu göz önüne getirememişti.

Feliks Yusupov, Rusya’nın en ilginç kişiliklerinden biriydi. 1552’de Kazan Hanlığı IV. Ivan (Korkunç Ivan) tarafından alınınca din değiştirerek Rus soyluları arasına katılan Altın Ordu-Tatar soylularından olan bir aileden geliyordu. Diğer soylu üyelerin aksine sınırsız topraklarının geliriyle yetinmeyip sanayiye de el atan tek Rus prensiydi. Bu konuda Kazan Tatar soylularının kabiliyetini miras edinmiş gibiydiler. Yusupovlar çok zengindi. St. Petersburg’un en ilginç saraylarından biri onlarındı. Üstelik Feliks, Çar Nikola’nın yeğeni ile evlenince aile Romanovlarla akraba oldu. Rusya haddi olmayan bir açgözlülükle hazırlıksız girdiği harbin bedelini iki ihtilalle ödedi. Her şey altüst oldu.

Rasputin efsanesi ise halen yaşıyor. Geçtiğimiz iki yılda onun hakkında batıda ve Rusya’da yapılan neşriyat küçümsenmeyecek miktarda hatta birkaçı bayağı ciddi belgesel araştırmalara dayanıyor. Keşişin öleceği günü ve katillerini önceden bildiği hep söyleniyordu. Bu mealde yazdığı mektuplar da neşriyatın içinde yer alıyor. St. Petersburg yüksek cemiyeti ve politikacılar ile olan ilişkileri ise devamlı abartılı yorumlara konu oluyor. Ona kalsa Rusya barış içinde yaşayacak ve ondan yararlanabilecekti.

“Keşiş öldürülmese ihtilal dahi önlenebilecekti” sözünü hayatım boyu bazı ihtiyar mültecilerden duydum. “Öyle olsaydı, böyle bitseydi” ile tarih yapılmayacağı açık ama Rasputin Rusya tarihinin halen en ilginç portrelerinden biri olarak yerini muhafaza ediyor. Onun ölümünden tam altı yıl sonra, 31 Aralık 1922’de, iç harbi kazanan Bolşeviklerce Sovyetler Birliği resmen ilan edildi.

kaynak...Defterimden Portreler (İlber ORTAYLI)

Benzer Konular

22 Şubat 2007 / MaKaLeLe Hayali Karakterler