Arama

Auguste Comte

Güncelleme: 11 Aralık 2015 Gösterim: 30.284 Cevap: 5
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
23 Kasım 2006       Mesaj #1
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Auguste Comte

Sponsorlu Bağlantılar
Isidore Marie Auguste François Xavier Comte
, kısaca Auguste Comte (17 Şubat1798 - 5 Eylül 1857), Fransız sosyolog, matematikçi ve filozoftur. Sosyolojinin babası olarak tanımlanabilir.
Fransa'nın Montpellier kentinde doğdu. Katolik bir aileden gelen Comte, ailenin üç çocuğundan biriydi. Babası vergi dairesinde memur, annesi ise ev hanımıydı.
Auguste Comte, sosyoloji ismini öne süren ilk sosyologtur. "Sosyoloji neden diğer bilim dalları gibi bir dal olmasın" tezini savunarak sosyolojinin temelini o zamanlarda attı. Ayrıca felsefede pozitif düşünce üzerine de çalışıyordu. Daha sonraları fizik, gökbilim ve kimya ile de uğraştı.

Sosyolog yönüyle Augusto Comte
Fransız Devriminden hemen sonra doğduğu için -Sosyoloji alanındaki- çalışmaları Fransız Devrimine ve Aydınlanma Düşüncesine bir tepki niteliğindedir. Sosyolojiyi Sosyal Statik ve Sosyal Dinamik olmak üzere ikiye ayırır. Sosyal Statik; her toplumdaki göreli istikrarlı ilişkiler ile sosyal yapı üzerinde odaklanır. Sosyal Dinamik ise, insanlığın bir aşamadan diğerine geçmesini, yani toplumdaki değişimi ifade eder. Comte evrimcidir. Tarihi bir ilerleme süreci olarak görür yani iyimserdir. Comte' un üç hal kanununa yani evrim kuramına göre toplumlar üç aşamadan geçer:
a) Teolojik aşama
b) Metafizik aşama
c) Pozitivist aşama.
Son düzenleyen Safi; 11 Aralık 2015 00:26
Biyografi Konusu: Auguste Comte nereli hayatı kimdir.
HerHangiBiri - avatarı
HerHangiBiri
Ziyaretçi
12 Aralık 2008       Mesaj #2
HerHangiBiri - avatarı
Ziyaretçi
Auguste Comte (19 Ocak 1798 - 5 Eylül 1857)


Sponsorlu Bağlantılar

Comte, olguculuğun ve sosyolojinin kurucusu sayılır. Bugün de üniversitesi ile tanınan Montpellier’de doğdu. Montpellier, 1289 da kurulan üniversitesi, Petrarca, Rablais, John Locke gibi tanınmış ziyaretçilerine ev sahipliği yapmasıyla tanınan önemli bir kültür kentiydi.

Yaşam öyküsünün bazı detayları onun düşüncelerini anlamak açısından bizlere yardımcı olabilir.

Vergi memuru olan babası ve annesi, kralcı ve koyu Katolikti. O dönemde Fransa’da yayılan Cumhuriyetçiliğe ve kuşkucu görüşlere karşıttılar. Küçük Comte bu çatışmalı ortamda tarafını belirledi: Katolik Kilisesi’ne ve kralcılığa karşı çıktı.

Fiziki açıdan sağlıksızdı. Çelimsiz bedeni, miyopluğu, mide hastalığı yaşamı boyunca sorun oldu.

Anne babasının tuttuğu yaşlı bir öğretmenden Latince dersi aldıktan sonra, 9 yaşında ortaokula başladı. Yatılı hayatı ona zor geldi. Ancak zihinsel gelişimi yaşının ilerisinde olduğundan, derslerinde çok başarılı oldu.

14 yaşında Katolik Kilise’sinden ayrıldı. 15 yaşında Paris Politeknik okulu sınavına girdi. Çok başarılı olmasına karşın yaşının küçüklüğü nedeniyle okula kabul edilmedi. Lise son sınıfta hastalanan matematik öğretmeninin yerine ders verecek kadar konuya egemendi.

Ekim 1814 de Paris Politeknik okuluna girdi. Okulun zamana bağlı sıkı disiplini, başeğmez tavırlı Comte’a göre değildi. Burada 2 yıl kaldı.

Napolyon Elbe adasına kaçtığında, ondan nefret ettiği halde, Paris’in yabancı işgalinden kurtarılması amacıyla savaşa giden öğrencilere katıldı. Geceleri okuldan kaçıp, Paris sokaklarında dolaşması, okul yönetimine yönelik bazı davranışları nedeniyle, polis gözetiminde Montpollier’e gönderildi. Okulu da Cumhuriyetçi eğilimlileri nedeniyle, yönetim tarafından kapatıldı. (Comte’un yüzyılı)

Comte, adeta toplumun aynası olan Paris’ten uzak kalamadı. 18 yaşında Paris’e döndü. Bu yeni döneminde, özellikle Felsefe ve Tarih kitapları okudu. 18. yy. Fransız düşünürlerinden, Montesiquieu, Condorcet, Turgot’nun görüşlerinden etkilendi. Etkilendiği düşünürler arasında, Hume ve Kant da bulunuyordu. İçinde yaşadığı toplumsal koşullar ve anılan düşünürlerin görüşlerinden de yararlanarak kendi özgün sentezini oluşturdu. Tanıştığı kişiler arasında, daha sonra bozuşacağı, sosyalizmin kurucularından Saint-Simon da vardı. Toplumsal konuların yanı sıra, matematik, astronomi, fizik, kimya, biyoloji çalışmalarını da sürdürdü.

1821 yılında şöhreti iyi olmayan bir hanımla evlendi. Doğduğu yerde eski dostları tarafından iyi karşılanmadı. Paris’e dönerek özel bir gruba ders verme girişimi, ruh sağlığı sorunları yüzünden yarıda kaldı. 1827 yılı başlarında “Sen” nehrine atlayarak intihar girişiminde bulundu. Tam olarak sağlığına 1827 yazında kavuşabildi. 1829 yılında yarım kalan konferans dizisine tekrar başladı. Bu defa başarılı oldu. Bu konferanslarını 6 cilt olarak “Olgusal Felsefe Dersleri” başlığı ile yayınladı.

1830-48 yılları arasında her yıl programlı olarak işçilere dersler verdi.(Temel astronomi kursu) Politeknik Okul’da matematik öğretmeye başladı. Ancak Felsefe Dersleri 6. ciltte bir görevliye sataştığı için okuldan uzaklaştırıldı.

1838’de kitabı The Edinburg Review’da incelendi. John Stuart Mill’in çabasıyla üç İngiliz’den para yardımı aldı.

1844(45) yılında öğrencilerinden birinin kızkardeşi ile başlayan ve platonik düzeyde kalan ilişki, Comte için mutluluk ve acı dolu günler getirdi. Sevdiği kızın 1846’da veremden ölmesinden sonraki acılı dönemini geride bırakıp yeni bir güçle çalışmaya başladı. Sekiz yılını alan, “Olgusal Siyasal Sistem” (1851-54) adlı yapıt, sosyolojinin tanımını da içeriyordu.Yazıları geniş bir kitleyi etkilemeye başlamıştı. Dünyanın her yanındaki olgucu gruplarla yazışıyordu.

Mayıs 1857’de, eski bir arkadaşının cenaze töreninde yakalandığı soğuk algınlığından kurtulamadı, eylül ayında öldü. Kendi isteği olarak mezar taşına şunlar yazıldı: “İlke olarak aşk, temel olarak düzen, amaç olarak ilerleme”


Kaynak: Ana Britannica, Axis 2000

Son düzenleyen Safi; 11 Aralık 2015 00:27
HerHangiBiri - avatarı
HerHangiBiri
Ziyaretçi
12 Aralık 2008       Mesaj #3
HerHangiBiri - avatarı
Ziyaretçi
Auguste Comte ve Üç Hal Yasası

Fransız Devriminden hemen sonra doğduğu için -Sosyoloji alanındaki- çalışmaları Fransız Devrimine ve Aydınlanma Düşüncesine bir tepki niteliğindedir. Sosyolojiyi Sosyal Statik ve Sosyal Dinamik olmak üzere ikiye ayırır. Sosyal Statik; her toplumdaki göreli istikrarlı ilişkiler ile sosyal yapı üzerinde odaklanır. Sosyal Dinamik ise, insanlığın bir aşamadan diğerine geçmesini, yani toplumdaki değişimi ifade eder.

Comte evrimcidir. Tarihi bir ilerleme süreci olarak görür yani iyimserdir. Comte'un üç hal kanununa yani evrim kuramına göre toplumlar üç aşamadan geçer;

- Teolojik aşama
- Metafizik aşama
- Pozivitist aşama

Teolojik (Tanrıbilimsel) Evre Nedir?

Tanrıbilimsel dönemde insanoğlu bilmediği, bir türlü anlayamadığı olayları hep aşkın bir kaynakla açıklama yoluna gitmiştir. Yine bu dönemde insanoğlu usundan çok imgeleminin sesini dinlemiş; ussal yolla temellendirilmiş açıklamalar yapmak yerine eğretilemeler ile benzetilere dayalı söylensel anlatı olanaklarına başvurmuştur.

Metafizik Evre Nedir?

Metafizik dönemde gerek söylenbilgisinin tanrılarının varlığına gerekse de onların özel yetilerine ve güçlerine duyulan inancın çökmesiyle birlikte değişik metafizik araştırma izlenceleriyle insan zihni saltığı kavramaya çalışmıştır. Bu dönem boyunca bir yığın metafizik uslamlama, metafizik kavram ve metafizik sorun ortaya atılmış ama ortaya konan sorunlar çözülemediği gibi ulaşılan bilgi anlamında da tek bir adım olsun ileriye gidilememiştir.

Pozitivist (Olgucu) Evre Nedir?

Zorunlu saltığı amaçlayan metafizik araştırma mantığı yerini bütünüyle, hem de bir daha geri dönülemeyecek bir biçimde olumsalı, göreli olanı anlamaya yönelik olgucu bir bilimsel araştırma çerçevesine bırakmıştır. Usun bütünüyle imgelemin üstesinden geldiğinin varsayıldığı bu son dönemde insanoğlu artık deneye açık olgularla, bu olgular arasındaki ilişkilerle, bu olguların altında yattığı düşünülen yapı, düzen ve yasalarla ilgilenmektedir.

ener - avatarı
ener
Ziyaretçi
9 Mayıs 2011       Mesaj #4
ener - avatarı
Ziyaretçi
Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi & MsXLabs

Auguste Comte

200px Auguste Comte

(1798 Montpellier-1857 Paris), Fransız düşünürü. Politeknik okulunu bitirdi, bir süre matematik öğretmenliği yaptı. 1817-1821 arasında Saint-Simon ile çalıştı. 1826'da düşüncelerini olumculuk (pozitivizm) adıyla temellendirmeye çalışırken ruhî bir bunalım geçirdi. Yarım bıraktığı ve en önemli yapıtı olan "Cours de Philosophie Positive" (Pozitif Felsefe Dersleri) 1830-1842 arasında yayımlandı. Comte, bu yapıtını "mutlak olarak tek bir ilke vardır, o da mutlak olan hiçbir şeyin var olmadığıdır" düşüncesi üzerinde temellendirdi. Buna göre olgu, deney aracılığıyla ortaya çıkarılan olaydır. Üç Durum Yasası ile insanlığın evrimi teolojik (dinbilimsel), metafizik ve son olarak olumcu (pozitivist) evrelerden geçer. Auguste Comte, toplumbilimin de kurucusu olarak bilinir. Ancak, ona göre, toplumbilim, fiziğe özgü yöntemlerin topluma uygulanmasıyla belirlenen bir tür toplumsal fiziktir.
Önemli yapıtları arasında
  • "Discours sur L'Esprit Positif" (Pozitif Anlayış üzerine Konuşmalar, 1844),
  • "Calendrier Positiviste" (Pozitivist Takvim, 1849),
  • "Le Système de Politique Positive" (Pozitif Siyaset Sistemi, 1852-1854),
  • "Appel aux Conservateurs" (Tutuculara Çağrı, 1855),
  • "Synthése Subjective" (Öznel Birleşim, 1856) bulunmaktadır.
bekirr - avatarı
bekirr
VIP VIP Üye
15 Ocak 2013       Mesaj #5
bekirr - avatarı
VIP VIP Üye
Auguste Comte’un toplum ve sosyoloji anlayışı nedir?

Auguste Comte (1789-1857),altı ciltlik Pozitif Felsefe Dersleri adını taşıyan eserinin son üç cildinde,kendi toplum ve sosyoloji anlayışını açıklamaya çalışmıştır. Comte,sosyoloji kelimesini ortaya atmadan önce,toplumu ve toplumsal olguları inceleyecek bilimi ‘toplumsal fizik’ olarak adlandırıyordu. Ona göre ‘organik fizik’,bireyi inceleyen bilimdir; oysa toplumsal fizik,insan türünü inceleyen ya da tarihsel gelişmenin yasalarını araştıran bilimdir. Comte,toplumsal fizik olarak tanımladığı sosyolojinin ,fizik ,kimya,biyoloji gibi doğa bilimlerinin,bunlar arasında da özellikle biyolojinin o dönemlerde uyguladığı pozitif yöntemi uygulamasını önermiştir. Yani ,yasalar bulmak amacıyla ‘gözlem,karşılaştırma,deney ve uslamlama’ üzerine kurulan pozitif yöntem ,o zamana kadar teolojinin ya da metafiziğin tekelinde olan toplum konularını incelemelidir. Bu yaklaşımından dolayı Comte’u toplumsal bilimlerin ya da sosyolojinin pozitif özelliğini ortaya koyan ilk sosyolog olarak görenler varsa da bu tam olarak doğru değildir. Çünkü on sekizinci yüzyılda ‘toplumsal yasa’ düşüncesiyle,toplumsal bilimlerin,ahlaktan,metafizikten,felsefeden ayrılma ilkesi zaten ortaya konmuş oluyordu. Comte’un yaptığı iş ,bu ilkeyi kendince sistemleştirmiş olmasıdır. Bir de “üç hal yasası” adını verdiği bir çözümleme planı ileri sürmüştür. Comte,toplumu ve toplumsal olguları pozitif yöntemle incelemeyi düşünmekle,toplumu inceleyen bir doğa biliminin kurulabileceğini savunuyordu. Doğa bilimlerinin o zamanlar zaten uyguladığı (Comte’a göre “üç hal yasası”nın gerekli bir sonucuydu bu),sosyolojide de Comte’un uygulanmasını istediği pozitif yöntem ya da pozitivizm,aslında bir felsefeydi. Bu felsefeye göre ,yalnız gözlenebilen ve deneyi yapılabilen olay ve olguların bilimi yapılır. Ya da bilim,olay ve olguların ancak maddesel yanlarını inceleyebilir ve incelemelidir.
Comte,bir yandan toplumsal olgulardaki belirleyiciliği ,doğa olgularındaki belirleyicilikle özdeşleştirirken ,öte yandan ,’bütün doğal olgulardan en karmaşığının sosyolojik gerçek’ olduğunu ileri sürmüş ,toplumsal gerçeğin biyolojik gerçeğe indirgenemeyeceğini de bildiği için,toplumsal gerçeğin,psikolojik gerçeğe indirgenemeyeceğini savunmuştur. Başka bir deyişle ,”Bütün olaylar doğaldır ve değişmez yasalara bağlıdır” diyen Comte,inceleme konusu olayların kategorilerine ve karmaşıklık derecelerine göre yasaların farklılık göstereceğini düşünmüştür. Böylece Comte,sosyolojik yasaların varlığını kabul etmiştir. Ve bu yasalar ,özgür bir yöntemle aranmalıdır. Comte’un düşüncesine göre ,sosyolojiyle doğa bilimleri arasında hem bir devamlılık ,hem bir ara kesikliği vardır. Devamlılık vardır ,çünkü insan,biyolojik ve hayvansal niteliktedir; insanın temel kuruluşu ,değişmez,toplum ve doğaüstü bir yönetim altında değildir. Ara kesikliği vardır; çünkü insan ancak git gide hayvansallığından kurtularak,kurumlara uymak için içgüdülerinden sıyrılarak toplumsal olarak yaşayabilir. O halde uygarlığın gelişmesi ,insanın kuruluşunu etkilemez,değiştirmez;fakat hayvansallıkta bir güç olarak ortaya çıkan içerik ,insansal olanı durmadan dönüştürür. Ögeler aynı ögelerdir,fakat bütünlük yenidir. Bu düşünceler doğrultusunda Comte’a göre ,tarih ,insanlığın hayvansallıktan nasıl sıyrıldığını gösterir,ve sosyoloji,insanlığın bu gelişmesini inceleyen bilimdir. Bu yüzden ,sosyolojik yöntem,tarihsel yöntem olmalıdır. Tarihsel yöntemse ,insanlığın toplumsal gelişmesinin yasalarının aranması demektir.
Bilimleri ,karmaşıklık derecelerine göre sınıflayan Comte,sosyolojiye ,sınıflamasının ya da bilimler sırasının en üstünde yer vermiştir. Çünkü sosyolojinin konusu ,en karmmaşık ve tanınması en zor kategoridir.
Bu kategorinin anlaşılır kılınması için Comte’un gösterdiği yol şudur olayların farklı karmaşık derecelerine uygun düşecek bir yöntem bulunmalıdır ve bu yöntem,eski yöntemlerin yerine geçmemeli ,ama onlara eklenmelidir. Olaylar karmaşıklaştıkça ,tamamlanmamış ve değişebilir hale gelirler;bu yüzden en karmaşık olaylar ve özel olarak toplumsal olaylar,tarihsel nitelikte olaylardır ve karşılaştırmacı yönteme ,deneye,gözleme,sosyolog yeni bir şey ekleyecek bu da tarihsel yöntem olmalıdır.


kaynak: 100 soruda sosyoloji
bekirr - avatarı
bekirr
VIP VIP Üye
25 Mart 2013       Mesaj #6
bekirr - avatarı
VIP VIP Üye
Auguste Comte,sosyolojiyi neden ikiye ayırmıştır? Toplumsal statik nedir? Toplumsal dinamik nedir?

Comte,insan türünü ‘sınırsız ve sonsuz bir toplumsal birlik’ olarak düşünmüştür. Ve ona göre sosyoloji,hem belirli toplumları ,hem de insan türünün tarihsel gelişmesini incelemelidir. Bu yüzden ,kendi bilimler sınıflamasının öteki bilimlerini daha önce statik ve dinamik olarak ikiye ayırdığı gibi,sosyolojiyi de ikiye ayırmıştır. ‘Toplumsal statik’ ve ‘toplumsal dinamik’ olarak ikiye bölünen Comte sosyolojisinde ,toplumsal statik,yani ‘statik sosyoloji’ belirli toplumlardaki düzeni inceleyeceği için Comte onu bir ‘düzen kuramı’ olarak sunmuştur. Toplumsal dinamik,yani ‘dinamik sosyoloji’ toplumlardaki ilerlemeyi inceleyeceği için Comte onu bir ‘ilerleme kuramı’ olarak sunmuştur.
Comte’a göre statik sosyoloji, ‘consensus social’ dediği toplumsal birliği inceler. Çünkü ona göre “Toplumsal olgular,bir birlik içinde birbirlerine bağlıdırlar”. Toplumun bu ‘parçalanmaz’ bütünü içinde toplumsal gerçeğin bütün hareket,belirti (tezahür) ve görünümlerinin birbirlerini bütünlemesinin incelenmesini,statik sosyoloji yapacaktır. Comte,toplumu canlı bir organizmaya benzetir: Canlı bir varlıktaki bir organın işleyişinin incelenmesi,o organı ,canlı varlığın bütününden soyutlayarak yapılamayacağı gibi,örneğin toplumsal bir olgu,toplumsal bir kurum,belirli bir anda,bir toplumun bütünü içindeki ilişkilerden soyutlanarak ,incelenemez. Böylece statik sosyoloji ,hem belirli bir anda toplumun yapısını , ‘anatomi’sini inceler ,hem de toplumsal birliği oluşturan öğeleri (örneğin,en başta aileleri) ve başka toplumsal kurumları inceler. Comte’a göre toplumsal birliği oluşturan birim,ailelerdir. Ancak bu aileler,toplumsal işbölümünde yerlerini alacaklardır. Statik sosyolojinin ,toplumsal birliği bir canlı varlık gibi incelemesi,ister istemez bu sosyolojiyi,her toplumun başlıca organlarının aranmasına götürecektir. Yani her toplumsal düzenin ilkelerini bulmak için tarihsel toplumların çeşitliliğinin ötesine gidilecektir. Böylece çeşitli toplumların belirli bir anda,yani ‘durgunlukları ya ad değişmezlikleri’ içinde basit,pozitif bir çözümlemesini yapan statik sosyolojiden dinamik sosyolojiye geçiliyor demektir. Bu sosyoloji de,her insan toplumunun ana düzenini,başka bir deyişle insanlığın sürekli gelişmesini inceleyecektir.
Görülüyor ki fizyolojinin anatomiye bağlı olması gibi,dinamik sosyoloji de statik sosyolojiye bağlıdır. Comte’a göre ,toplumların geçtiği art arda aşamalar,hayvansallığa kıyasla toplumların gelişmesi olmuştur. Bu gelişmeyi harekete geçiren insan düşüncesidir (toplumların işleyişi düşüncelere dayanır); insan düşüncesi de bazı yasalara uymuştur ve uymaktadır. Bu da bizi “üç hal yasası”na götürür. Comte,insanlığın düşünsel yaşamınınve bilimlerin gelişmesinin,art arda üç aşamadan geçtiğini ileri sürmüştür.

kaynak: 100 soruda sosyoloji

Benzer Konular

31 Temmuz 2012 / Misafir Edebiyat ww
14 Ekim 2015 / Mira Bilim ww
29 Haziran 2012 / Mira Siyaset ww
15 Eylül 2015 / Safi Siyaset ww
24 Ağustos 2015 / Safi Asker ww