Arama

Nominalizm (Adcılık)

Güncelleme: 7 Mart 2020 Gösterim: 10.407 Cevap: 5
virtuecat - avatarı
virtuecat
Ziyaretçi
8 Kasım 2006       Mesaj #1
virtuecat - avatarı
Ziyaretçi
Başlıca temsilcisi Ockham’lı William olan öğreti. Bu öğretiye göre, kavramların zihin dışında varlığı yoktur; gerçek olarak var olduklarından söz edilemez (bu, tümel terimleri, töz- ler'in adları olarak kabul eden gerçekçi ya da platoncu görüşe karşıttır). Ockham’lı William'ın adcılığı, varlık bilimsel (gerçek olarak var olanlar yalnızca bireylerdir); ve hatta siyasal ve ekonomik (daha sonraları İngiliz filozof Hobbes'un "ele geçirici bireyciliği" savunmasında açıklığa kavuştu) özellikler taşır. Ama adcı düşünce akımının, kimi zaman çeşitli ve beklenmedik biçimlere bürünerek çağdaş dönemde büyük ölçüde ortaya çıktığını unutmamak gerekir. Matematik mantığın tekniklerinin, tutarlı ve belirli bir programın dile getirilmesini olanaklı kılması, bu durumu daha da pekiştirmiştir. "Issız manzaralardan zevk aldıkları için” (Quine) adcı görüşe bağlanabilen düşünürler, “olanaklı olan her yerde, çıkarsanmış soyut varlıkların yerine, mantıksal kuruluşları" (Russell) koyarak bir "varlık bilimsel azaltma'' işlemini gerçekleştirdiler.

Sponsorlu Bağlantılar
Dünyanın eşyasını azaltmayı amaçlayan bu programın gerçekleştirilmesinin örneği olarak, Norbert Wiener'in ve K Kuratowski’nin, bağıntı kavramını, sınıfların sınıfı kavramına ayrıştırmasını gösterebiliriz (Fundamenta Mathematicae, 1920).Buna göre, bir asimetrik bağıntı olan (R, düzenli çiftlerin bir sınıfı olarak tanımlanabilir ama düzenli çift (a, b) de düzensiz sınıfların, düzensiz sınıfı olarak tanımlanabilir. Demek ki bağıntılara ilişkin her söylem, sınıfların sınıfları üzerine söylemin bir kısaltmasından başka şey değildir. Böylece, kendinde bağıntıların var olduğunu kabul etmenin gereksiz olduğu ve Ockham'ın usturasına göre bunların geçerliğinden söz edilemeyeceği gösterilmiş oluyor. Bu açıdan, Hilbert'in sonlulukçu girişimi de adcı programın bir çeşidi olarak görülebilir.

Kaynak:MsXLabs & Büyük Larousse

Son düzenleyen nötrino; 3 Haziran 2015 14:01 Sebep: Vikipediden alıntı içerik değiştirildi!
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
7 Nisan 2011       Mesaj #2
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi

Adcılık
Sponsorlu Bağlantılar

Genel fikirlerin ya da kavramların varlığını yadsıyan, yalnızca tek tek şeylere karşılık olarak genel işaretlerin bulunduğunu bildiren öğreti, nominalizm.

Özellikle Orta Çağ düşüncesi, yani skolastik felsefeyle ilgilidir. Buna göre, genel fikirler ya da kavramlar sözcüklerden başka bir şey değildir; türler ve cinsler gerçek varlıklar değil, usun ürünleridir. Böylece adcılık, kavramın sözcükten ayrı bir varlığı olduğunu savunan kavramcılıkla karşıtlaşır. Çağdaş anlamda adcılık; olguları, yasaları, kuramları nesnelerin sunumu değil de usun üretimi sayan tüm anlayışların ortak adıdır.

Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi

Tykhe - avatarı
Tykhe
VIP Tinky Winky
1 Temmuz 2011       Mesaj #3
Tykhe - avatarı
VIP Tinky Winky
Nominalizm (Adcılık)

Genel kavramları gerçek saymayıp birer addan ibaret bulan öğreti... XI. yüzyılın sonunda Compiegne papazı Roscelin'in ileri sürdüğü adcılık öğretisine göre genel kavramlar, birtakım seslerden başka bir şey değildirler. Bunlar, insanların düşünce biçimlerine yakıştırdıkları birer addır ve hiç bir gerçeklikleri yoktur. Gerçek olan bireysel olandır...

Roscelin'in bu öğretisi kiliseyi temelinden sarsan bir düşünceydi. Çünkü dinler tümeller üstüne kurulmuştu, başta Tanrı olmak üzere bütün dinsel kavramlar soyut ve tümeldi. Genel kavramların gerçek sayılmaması dinin de gerçek sayılamayacağı sonucunu zorunlu kılıyordu. Bu yüzden, hemen bütün ortaçağ adcılıkla gerçekçilik'in kavgalarıyla yüklüdür. Genel kavramların gerçek olduğunu sananlar gerçekçilik adı altında toplanmışlar ve Roscelin’in bu savına karşı çıkmışlardır.

Ortaçağ skolastiğinin ters terminolojisi adları savunanları gerçekçi, asıl gerçeği savunanları ise adcı saymaktadır. Ortaçağın aydın düşünürü Abaelardus, kilisenin büyük tepkisini doğuran adcılığı gerçekçilikle uzlaştırabilmek için, açık anlamında adcılıktan yana olan kavramcılık (konseptüalizm) öğretisini ileriye sürmüştür... Antik çağ Yunan düşüncesinde de Stoacılar ve Epikurosçular adcıydılar.

Kinik düşünür Antisthenes, Platon'un gerçek saydığı ideler için, "Atı pek iyi görüyorum ama atlılığı göremiyorum" demişti. Öğreti, XIV. yüzyıl Hıristiyan skolastik Aristotelesçilerince (adcı gezimcilik) yeniden ve daha güçlü olarak canlandırılmış, dinle dünya işlerini ayıracak biçimde yorumlanmıştır. XVIII. yüzyıl duyumcuları da (sansüalizm) adcıdırlar. Duyumcu Condillac, "Tümeller addan başka bir şey olsalardı tümel olamazlardı" demektedir.

Alıntı
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen nötrino; 3 Haziran 2015 14:02 Sebep: Kırık bağlantı!
Vefa sadece boza değildir.
GüNeSss - avatarı
GüNeSss
Ziyaretçi
1 Ekim 2011       Mesaj #4
GüNeSss - avatarı
Ziyaretçi
Nominalizm Nedir?

Nominalizme göre genel kavramlar(tümeller), bir takım seslerden başka bir şey değildirler, bunlar insanların düşünce biçimlerine yakıştırdıkları birer addır ve hiçbir gerçeklikleri yoktur.

XI. yy da Compregne papazı Rascelin tarafından ortaya atılan bu düşünce kiliseyi büyük bir ölçüde etkiledi. Çünkü bütün dinler temel kavramlar üzerine kuruluydu ve bu düşünce böylece dini gerçek saymıyordu. Bu yüzden orta çağ boyunca nominalizmi savunan kişiler ve buna karşın genel kavramlarının gerçek olduğunu savunan “gerçekçiler”arasında kavgalar, tartışmalar olmuştur.

Platoncu ve Aristotelesçi gerçekçiliğin bağnaz dinsel inançlarla bir arada düşünüldüğü orta çağda nominalizm dinsel sapkınlık olarak nitelendirildi. Ama dinsel sonuçlar bir yana, nominalizm, Platoncu gerçekçiliği düşünmenin ve genel terimler kullanarak konuşmanın ön gerçeği olduğu savını reddeder. Öte yandan Aristotelesçi gerçeklik kabul edilmiyor gibi görünse de Thomas Hobbes gibi ılımlı düşünürler tikeller arasında bazı benzerlikler olabileceğini ve bunları tanıtlamak için genel bir sözcüğün kullanılacağını yoksa konuşma ve düşünmenin olanaksız olduğunu ileri sürerler

Adcılık her ne kadar düşünmeyi ve konuşmayı zihinsel imgeler ya da dinsel terimler gibi simgelerle açıklıyorsa da düşüncenin simgelerin doğru kullanımının ötesinde kalan yanı adcılığı bir tür kavramcılığa yöneltir. Bu nedenle kavramcılık arasındaki fark açık seçik belli olmaz.


kaynak

Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
3 Haziran 2015       Mesaj #5
Avatarı yok
Yasaklı
Adcılık Öğretisi

Adcı görüşlerin fizik felsefesi ile ilişkisi hem daha dolaysız hem de karışıktır. Adcılık, geleneksel olarak deneye güvenmiş ve söylemin araçlarına karşı kuşku duyduğunu belirtmiştir. Adcılık, bu anlamda, bilimsel gelişimin bütünleyici bir parçasıdır. (Afyonun uyutucu etkisini, "uyutucu bir kuvvet"in sözde varlığıyla kanıtlamayı reddetmek, adcılıktan esinlenen bir tutumdur.) Ama, deneyin verilerinin aşılmaz olduğu düşüncesi, adcıların benimsediği bir düşüncedir. Nitekim, çağdaş bilginin, kuvanta mekaniği gibi en önemli alanlarından birinde bile deneysel bilgide bir mutlaklık olmadığını söyledikleri (örneğin, Heisenberg’in kesinsizlik bağıntılarında olduğu gibi) halde bu düşünceden vazgeçmezler.

Çağdaş adcılık, kimi zaman, “araççılık" biçimine bürünür. Bu anlayışa göre bilimin görevi, gerçeğe ilişkin deneylerimizin tümünü uygun ve sistemli bir biçimde betimlemektir. (Nitekim kuvanta mekaniği, temel parçacıkların davranışını betimlemekten çok, bu davranışın bize sunduğu deneyi -ki, parçacıkların davranışını bozmaktadır- sistemleştirmemizi olanaklı kılar.) Bundan ötürü en tutarlı adcılar, kimi zaman görüngüselciliği (fenomenalizm) benimserler. Buna göre, fizik bilimindeki her önermenin, duyum karmaşalarına ilişkin bir önermeye indirgenmesi gerekir.


Kaynak:Büyük Larousse
Pcderen - avatarı
Pcderen
Kayıtlı Üye
7 Mart 2020       Mesaj #6
Pcderen - avatarı
Kayıtlı Üye
Genel kavramları gerçek saymayıp birer addan ibaret bulan öğretidir. Nominalizme göre genel kavramlar (tümeller), birtakım seslerden başka bir şey değildirler ve bunlar insanların düşünce biçimlerine yakıştırdıkları birer addır, bunların hiçbir gerçeklikleri yoktur.

Benzer Konular

27 Şubat 2016 / ahmetseydi X-Sözlük