NASIL ÖLMEK İSTERSİNİZ?
Giyotinle ölüm cezası bugün
Krallar hariç istenmiyor.
Bu satırları yazan sana
Ölümüm çarmıhta olsun diyor.
Max Jacob'tan sonra biraz düşünmek gerekiyor: "Şairler nasıl ölmek isterler?" diye...
Sabahattin Ali geliyor ilk olarak aklımıza. İstek şiirinde;
Görünmez kollar boynumda,
Yarin hayali koynumda,
Sıcak bir kurşun beynimde,
Bir ağaç dibinde yatsam...
Sabahattin Ali; 2 Nisan 1948'de Üsküp merası mevkiinde bir ağaç dibinde oturmuş, kitap okuyarak dinlenirken, Ali Ertekin tarafından öldürülmüştür. Daha doğrusu Ali Ertekin suçu üstlenmiştir ama, bu konuda şüpheler vardır. Nasıl olursa olsun, Sabahattin Ali ölmüş ve "benim meskenim dağlardır" dizesiyle İstek şiirindeki 'kehanetleri' gerçekleşmiştir.
Mehmet Ali Sel imzalı İntihar şiirinde de Orhan Veli, ölüm şekli üzerine şunları söylüyor;
Kimse duymadan ölmeliyim
ağzımın kenarında
bir parça kan bulunmalı.
Beni tanımayanlar
"Mutlak birini seviyordu" demeliler.
Tanıyanlarsa, "Zavallı, demeli,
Çok sefalet çekti..."
Fakat hakiki sebep
Bunlardan hiçbiri olmamalı.
Orhan Veli bu şiirinde neden intihar etmek istediğini açıklamasa da 14 sene sonra, Nisan 1951'de yayımlanan Yaşamak-II şiirinde
Kolay değil bu dünyadan ayrılmak
diyerek yaşama bağlılığını dile getirmiştir.
Montaigne "ölümden niye korkayım ki, ben varken o yok, o olduğunda da ben olmayacağım" diyor. Nazım Hikmet de 15 Ağustos 1959 tarihli isimsiz bir şiirinde bunu onaylarcasına ölümden korkmadığını söyleyerek ekliyor:
Ölmek arıma gidiyor
onuruma yediremiyorum ölmeği
Yine de Lidi Vana şiirinde neler yüzünden ölebileceğini de yazıyor:
Bırakın doktor,
Yürek bu
bakın nasıl çarpıyor
Çatlıyacaksa öfkeden
kederden
sevinçten
Varsın çatlasın.
Jacques Prevert de Çeşitli şiirinde ölüm nedeni ile zamanını tahmin ediyor:
Eşek, kral ve ben
Sabaha sağ çıkmayacağız.
Eşek açlıktan
Kral iç sıkıntısından
Bense aşk ateşinden
Aylardan Mayıs.
Mayıs ayında doğan, ismi lazım değil genç şairlerimizden biri de (ki şansa bakın bu yazıyı hazırlayan da o) mayıs ayında ölmeyi istiyor:
Çılgınlıksa eğer
ölmeyi istemek,
doğum günlerimde
çılgınım işte...
Herkes ölümden bahseder ama, sadece şair inceliğindeki insanlar ölümü için böyle fikirler üretebilirler. İşte birkaç şair ve dizeleri daha...
Necati Cumalı, Güzel Ölüm şiirinde;
Ne güzel ölüyor çiçek
öyle isterdim ölmek.
Rüştü Onur Denize Serenad şiirinde;
Sende yaşamalıyım deniz,
Asi ve hür
Sende ölmeliyim
Bulutlara bakarak.
Macar şair Sandor Petofi ise Bir Düşünce Bana Acı Veriyor adlı şiirinde, yastıkta, yastıkların arasında ya da boş bir odadaki bir mum gibi sessiz sedasız ölmeyi istemediğini söyleyerek ekliyor:
Yıldırımın vurup geçtiği,
Yahut, fırtınanın kökünden söktüğü
Bir ağaç olayım.
Yeri göğü sarsan gök gürültüsünün
Tepeden vadiye yuvarladığı
Bir kaya olayım...
Öyle ya da böyle herkes gibi şairler de ölümü düşünüyor ve yazıyor. Bir de ölümü yasaklayanlar var. Cemal Süreya Tek Yasak şiirinde
Özgürlüğün geldiği gün
o gün ölmek yasak!
derken Can Yücel, ölümün çok olduğunu, ortalığı kırıp geçtiğini, dostlara, gençlere kafayı taktığını söylediği Bir Formül şiirini ölüme yaptığı bir teklifle bitiriyor:
Ne dersin tam maaşla emekliliğe?
İşsizlik sigortası da veririm istersen...
Tüm bunlara rağmen, Orhon Murat Arıburnu 'önce şairler ölsün' diyor Yetmez mi? şiirinde ama, iyi bir de nedeni var;
Önce ozanlar ölsün
Sonra
hiç kimse
Varsın ozansız kalsın dünya.
Barışı
İnsanlığı
Sevgiyi
Yarattılar ya!
İşte böyle... Her şeye rağmen sizler bir de Özdemir Asaf'a kulak verin. Bakın Kızdım da Yazdım'da neler yazmış:
Unutmayın
ki
yaşam
öldüresiye güzel değildir.