Arama

Şiir Nehri -2- [Arşiv] - Sayfa 382

Güncelleme: 18 Ocak 2010 Gösterim: 1.175.113 Cevap: 8.002
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
27 Mayıs 2007       Mesaj #3811
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Diyelimki yağmura tutuldun bir gün
Bardaktan boşalırcasına yağıyor mübarek,
Sponsorlu Bağlantılar
Öbür yanda güneş kendi keyfinde
Ne de olsa yaz yağmuru
Pırıl pırıl düşüyor damlalar
Eteklerin uça uça bir koşudur kopardın
Dar attın kendini karşı evin sundurmasına
Işte o evin kapısında bulacaksın beni

Diyelim için çekti bir sabah vakti
Erkenden denize gireyim dedin
Kulaç attıkça sen
patiska çarşaflar gibi yırtılıyor su ortadan
ege denizi bu efendi deniz
Seslenmiyor
Derken bi dibe dalayım diyorsun
İçine çil çil koşuşan balıklar
Lapinalar gümüşler var ya
Eylim eylim salınan yosunlar
Onların arasında bulacaksın beni

Diyelim sapına kadar şair bir herif çıkmış ortaya
Çakmak çakmak gözleri
Meydan ya Taksim ya Beyazıt meydanı
Herkes orda sen ordasın
Herif bizden söz ediyor bu ülkenin çocuklarından
Yürüyelim arkadaşlar diyor yürüyelim
Özgürlüğe mutluluğa doğru
Her işin başında sevgi diyor
Gözlerin yağmurdan sonra yaprakların yeşili
Bi de başını çeviriyorsun ki
Ben varım

Can Yücel

arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
27 Mayıs 2007       Mesaj #3812
arwen - avatarı
Ziyaretçi
sonuna yaklaşırken yolumun
acıyla kıvranırdın dudaklarımda
Sponsorlu Bağlantılar
bilmezdin
unutmuş gibi gülümserken
içimi saran bulanıklığa ağladığımı

alışırken yavaş yavaş
tutunduğum aşka
kırılıverdi pervazları yüreğinin
tutuldu dilim
içimde birikti sözlerim
ürkek bir ceylan gibi
dolanır durur şimdi sesim

her acıda ay tutulur mu
adımı çağırırken yakamozların
karanlıkta ağlardı gölgeler
duvarlar üzerime üzerime gelir
nefesi yalnızlık kokardı gecemin
ardın sıra yine
mevsim bahara durmuş
acısı da içime

şımarık bir edayla
o gitti derken yüreğim
tokat gibi çarpar yanağıma acısı
kimin duasıydı ki kabul olan
ateşe uzanmışken tam ellerim



birsen ateş

Sedef 21 - avatarı
Sedef 21
Ziyaretçi
28 Mayıs 2007       Mesaj #3813
Sedef 21 - avatarı
Ziyaretçi
Varlığın


Gurbettir beni sana yaklaştıran
Özlemdir yüreğimi ateşlerde yakan
Gözlerindir beni hayata bağlayan
Saclarındır rüzgarlarda dağılan
Bir ölümüne aşktır seninle bende yaşanan

Gözlerime yaşama umudu veren varlığın
Sana delilerce aşık eden ah o saçların
Seviyorsak benimdir artık acıların
Baharlara namzettir güzel yarınların
Avuçlarımda kuruyacak gözyaşların.



İsmail Sarıgene
BLacK_HawK - avatarı
BLacK_HawK
Ziyaretçi
28 Mayıs 2007       Mesaj #3814
BLacK_HawK - avatarı
Ziyaretçi
Monna Rosa, siyah güller, ak güller
Geyve'nin gülleri ve beyaz yatak
Kanadı kırık kuş merhamet ister
Ah, senin yüzünden kana batacak
Monna Rosa, siyah güller, ak güller


Ulur aya karşı kirli çakallar
Ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa
Monna Rosa, bugün bende bir hal var
Yağmur iğri iğri düşer toprağa
Ulur aya karşı kirli çakallar


Açma pencereni perdeleri çek
Monna Rosa seni görmemeliyim
Bir bakışın ölmem için yetecek
Anla Monna Rosa, ben bir deliyim
Açma pencereni perdeleri çek..


Zeytin ağaçları söğüt gölgesi
Bende çıkar güneş aydınlığa
Bir nişan yüzüğü, bir kapı sesi
Seni hatırlatıyor her zaman bana
Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi


Zambaklar en ıssız yerlerde açar
Ve vardır her vahşi çiçekte gurur
Bir mumun ardında bekleyen rüzgar
Işıksız ruhumu sallar da durur
Zambaklar en ıssız yerlerde açar

Ellerin ellerin ve parmakların
Bir nar çiçeğini eziyor gibi
Ellerinden belli oluyor bir kadın
Denizin dibinde geziyor gibi
Ellerin ellerin ve parmakların


Zaman ne de çabuk geçiyor Mona
Saat onikidir, söndü lambalar
Uyu da turnalar girsin rüyana
Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar
Zaman ne de çabuk geçiyor Monna


Akşamları gelir incir kuşları
Konar bahçenin incirlerine
Kiminin rengi ak, kimisi sarı
Ahhh! beni vursalar bir kuş yerine
Akşamları gelir incir kuşları


Ki, ben, Monna Rosa bulurum seni
İncir kuşlarının bakışlarında
Hayatla doldurur bu boş yelkeni
O masum bakışlar su kenarında
Ki, ben, Monna Rosa bulurum seni


Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa
Henüz dinlemedin benden türküler
Benim aşkım sığmaz öyle her saza
En güzel şarkıyı bir kurşun söyler
Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa


Artık inan bana muhacir kızı
Dinle ve kabul et itirafımı
Bir soğuk, bir garip, bir mavi sızı
Alev alev sardı her tarafımı
Artık inan bana muhacir kızı


Yağmurlardan sonra büyürmüş başak
Meyvalar sabırla olgunlaşırmış
Birgün gözlerimin ta içine bak
Anlarsın ölüler niçin yaşarmış
Yağmurlardan sonra büyürmüş başak


Altın bilezikler, o kokulu ten
Cevap versin bu kanlı kuş tüyüne
Bir tüy ki, can verir bir gülümsesen
Bir tüy ki, kapalı gece ve güne
Altın bilezikler, o kokulu ten


Monna Rosa, siyah güller, ak güller
Geyve'nin gülleri ve beyaz yatak
Kanadı kırık kuş merhamet ister
Aaahhh! senin yüzünden kana batacak!
Mona Roza, siyah güller, ak güller.
Sezai Karakoç

CaNaRY - avatarı
CaNaRY
Ziyaretçi
28 Mayıs 2007       Mesaj #3815
CaNaRY - avatarı
Ziyaretçi
Nokta Noktam...

Dün bir dosttan, uzun bir mektup aldım
Beni anlatmış sana ve sen ona
"Unuttum artık onu" demişsin.
Hem bu sözü gülerek,
Medar-ı iftihar ile söylemişsin.
Unutamazsın Nokta Noktam
Unutamazsın!
Çünkü unutmak için
önce unutulmak gerek
Oysaki sen,
Hala bende esen,
Eski kavak yelisin.
Unutamazsın...
Kan değil, tüküremezsin,
Ruj değil, silemezsin
Dişi dudaklarına, dişimle yazdığım
İki heceli erkek adımı
Unutamazsın Nokta Noktam
Unutamazsın!
Seninle biz, hâlâ bir kabukta
İki badem içi gibiyiz.
Baharsın; kokacaksın
Güneşsin; yakacaksın.
Sabah yatağım kadar rüya dolu
Sabah yatağım kadar sıcaksın
Unutamam
Unutamazsın!
Şimdilik bu kadar.
Öbür mektubuma daha diyeceklerim var
Darılma bana, gücenme sakın
Ankara günlerinin bembeyaz ufkundan
Binlerce selam sana.
Bahar başladı nokta noktam
Ankara'da bahar, veriminde toprak ana
Aylar var ki sana tek satır yazamadım
Oysaki şimdi mevsim bahar
Ötüşlerde adın, kokuşlarda tadın var
Artık yazmalıyım.
Takvime baktım bu sabah,
ayrılalı beş ay olmuş.
Düşün ki Nokta Noktam
Beş ay denilen nesne tam yüz elli gün eder.
Bunca uzun ayrılıksa;
İnan bana Nokta Noktam
İnsanı, her şeye küskün eder.
İnan bana... Dargınlığım herkese
Ve tek hasretim sana
Düşünüyorum...
Âşıklar pazarına çıkan yolu düşünüyorum.
Bu yolun sağında yükselen
Her geçişinde penceresinden tebessümler gelen
Bahçesinde iri yedi veren,
kayısı gülleri açan evi düşünüyorum.
Bir türlü gelmiyor düşüncelerimin ardı
Ablan yanımda çorapsız gezerdi,
Başörtüsüz annen.
Düşünüyorum... Bu mevsimde baban,
Her akşam bir yerine iki içerdi.
Miyoplaşınca gözleri "Şair, iç be oğlum
bahar dişidir doğurur" derdi.
Bahar başladı Nokta Noktam.
Ankara'da bahar,
Gönül ufkunda yağmur bulutları
Cennet olsa artik sevmiyorum
Sevmiyorum sensiz baharı...
Sen; ey yirmi dört baharın en güzel süsü!
Sen; ey mutlu günlerimin mutlu türküsü!
Sen; ey ilkyaz akşamları kadar güzel çocuk!
Sen; ey altın gözlerinin hisli dünyası!
Ölümsüz bir yolculuk yaratan
Sen; ey çıplak bir hançer gibi!
Boylu boyunca gönlümde yatan
Sen; ey her şeyim olan her şey!
Son mektubunda söz verdin
Tut diyorsun, unuttum
Unut diyorsun, unutmak mı???
Güneş tekrar doğmayı unutabilir mi hiç?
Gönül ferman dinlemez sözü unutulabilir mi hiç?
Sen; ey mutlu günlerimin mutlu türküsü!
Sen; ey her şeyim olan her şey!
Bu gece Yılbaşı...
Başkent'de kar yağıyor Nokta Noktam
Başkentte kar ve tütüyor gözlerimde
Küllenmiş bir mangal gibi hatıralar
Başkent'de kar yağıyor, başkent'de kar...
Bu gece yılbaşı.
Bilirsin ki Nokta Noktam
Yılbaşında hesaplanır
Çoğu zaman insanların yaşı.
Bu gece yılbaşı...
Tokmaklarında yirmi dört hece
Eğilip üstüme sessizce
Şehrin kule saati
Bilir misin Nokta Noktam?
Bilir misin, bilir misin ne dedi?
"Şair, kutlu olsun, yaş otuz yedi."
Ve bir el saçlarımdan tutarak
Kalbimi sana kadar sürükledi.
Bu gece yılbaşı, başkent ayakta
Çalınan Tuna dalgaları komşu plâkta.
Ne de kıvrak bu vals havası
Başladı yine gönlümün
On yıl evvel ki kanaması
Ne günlerdi o günler cancağızım
Ne günlerdi...
Sen, on yedisinde sevgilerin sisinde
Başı duman duman bir kız.
Ben, yirmi üstünde
Gönlü gördüğü her güzelliğe nişanlı
Ölesiye bir şair, ölesiye bir delikanlı.
Ne çabuk geçti zaman.
Hey gidi Dünya hey...
Bu gece yılbaşı
Dışarıda kar yağıyor ve tütüyor gözlerimde
Küllenmiş bir mangal gibi eski hatıralar
Köşede bir kırlent, kırlentde bir resim.
Bartın'da bahar.
Elimle yapmışım
"asma köprüsünden" Kocanaz deresi
Sağda, ortaokul
Okulda, çocukların sesi.
"Çakır beylerin" elma bahçesi.
Derede kayık, dümende ben.
Küreklerde sen.
Hava berrak, hava ılık
Hava temiz
Ve sularda sarmaşan gölgemiz
Bu gece yılbaşı, başkent ayakta
Çalınan Tuna dalgaları değil artık
komşu plâkta.
Gönlüm bu diyardan çok çok uzakta.
Dışarıda kar yağıyor.
Dışarıda kar ve tütüyor gözlerimde
Küllenmiş bir mangal gibi
Eski hatıralar...

Rıza Polat Akkoyunlu...
CaNaRY - avatarı
CaNaRY
Ziyaretçi
28 Mayıs 2007       Mesaj #3816
CaNaRY - avatarı
Ziyaretçi
Kal Biraz Daha
Kaç mavi yasak yaşadık seninle, kaç deli gece...

Düşünse dolunay bile utanır,
Yıldızlar çıldırır, ağlar erguvanlar,
Ben seni işte öyle bir gecede sevdim, hesapsız.
Ve düşlerim...
Düşlerim sınırsızdı alabildiğine
Duygularım sabırsız.
Bir çocuk kadar günahsız.
Sahi sende sevebilir misin beni
Seni sevdiğim kadar,
Dokunabilir misin yüreğime?
Bak orada sen varsın.
Mutluluk nedir diye sorsalar
Sen derim alabildiğine yalnız sen,
Sesin, gözlerin, ellerin sonra,
Titreyen dudakların ve arzun çekingen
Sen benim her şeyimsin.

Sensiz neye benzer bu ay bu güneş
Çiçekler açar mı sen olmasan,
Martılar uçuşur mu çığlık çığlığa,
Sonra kim aydınlatır benim gecemi
Günümü kim paylaşır,
Kim sorar derdimi,
Ben neye sevinirim,
Kimle gülerim?
Kal biraz daha...

Beraber büyüttük sevinçlerimizi,
Beraber öğrendik yaşama direnmeyi
Sevmeyi beraber öğrendik.
Bak güneşler doğdu üzerimize
Yolumuza begonyalar serildi.
Ağlamak bu kadar kolay mıydı,
Ve güzel miydi gülmek kadar?
Herkese seni anlatmak istiyorum
Seni söylemek şiir şiir,
Her dizede sen olmalısın,
Adın olmalı çığlık çığlık...
İçimi ısıtan sen tam şuramda ılık ılık,
Sen olmalısın kıpır kıpır yüreğimde...
Sevdan olmalı deli dolu
Ve çılgınlığın, çılgınlığın olmalı.
Ben seni sevmeyi seviyorum
Ve seni özlemeyi.
Bu bir itiraftır...
Aşkın yoksa ben de yokum
Yetim düşlerimin kimsesizliği kuşatır benliğimi
Hüzünler yağar gecelerime,
Ben bir garip ben olurum,
Sığamam odalara, taş duvarlar üzerime üzerime gelir
Ruhum durmaz bedenimde,
Hücrelerim yaşamaz
Kurumuş dallara döner yüreğim, susuz çöllere...
Gece böyle bitemez, ben ölürüm,
Ölürüm gitme, kal biraz daha...
KAL BİRAZ DAHA...
Şebnem Kısaparmak
nünü - avatarı
nünü
Ziyaretçi
28 Mayıs 2007       Mesaj #3817
nünü - avatarı
Ziyaretçi
Canım İstanbul
Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar;
Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar.
İçimde tüten birşey; hava, renk, eda, iklim;
O benim, zaman, mekan aşıp geçmiş sevgilim.
Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur;
Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur.
Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale,
Ve kavuşmuş rüyalar, onda, onda misale.

İstanbul benim canım;
Vatanım da vatanım...
İstanbul,
İstanbul...

Tarihin gözleri var, surlarda delik delik;
Servi, endamlı servi, ahirete perdelik...
Bulutta şaha kalkmış Fatih'ten kalma kır at;
Pırlantadan kubbeler, belki bir milyar kırat...
Şahadet parmağıdır göğe doğru minare;
Her nakışta o mana: Öleceğiz ne çare?..
Hayattan canlı ölüm, günahtan baskın rahmet;
Beyoğlu tepinirken ağlar Karacaahmet...

O manayı bul da bul!
İlle İstanbul'da bul!
İstanbul,
İstanbul...

Boğaz gümüş bir mangal, kaynatır serinliği;
Çamlıca'da, yerdedir göklerin derinliği.
Oynak sular yalının alt katına misafir;
Yeni dünyadan mahzun, resimde eski sefir.
Her akşam camlarında yangın çıkan Üsküdar,
Perili ahşap konak, koca bir şehir kadar...
Bir ses, bilemem tanbur gibi mi, ud gibi mi?
Cumbalı odalarda inletir "Katibim"i...

Kadını keskin bıçak,
Taze kan gibi sıcak.
İstanbul,
İstanbul...

Yedi tepe üstünde zaman bir gergef işler!
Yedi renk, yedi sesten sayısız belirişler...
Eyüp öksüz, Kadıköy süslü, Moda kurumlu,
Ada'da rüzgar, uçan eteklerden sorumlu.
Her şafak Hisarlarda oklar çıkar yayından
Hala çığlıklar gelir Topkapı sarayından.
Ana gibi yar olmaz, İstanbul gibi diyar;
Güleni şöyle dursun, ağlayanı bahtiyar...

Gecesi sünbül kokan
Türkçesi bülbül kokan,
İstanbul,
İstanbul...

Necip Fazıl Kısakürek
blueeyez - avatarı
blueeyez
Ziyaretçi
28 Mayıs 2007       Mesaj #3818
blueeyez - avatarı
Ziyaretçi

Seni düşünmek güzel şey, ümitli şey,
Dünyanın en güzel sesinden
En güzel şarkıyı dinlemek gibi birşey...
Fakat artık ümit yetmiyor bana,
Ben artık şarkı dinlemek değil,
Şarkı söylemek istiyorum.

NAZIM HİKMET
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
28 Mayıs 2007       Mesaj #3819
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Yine Seni Seviyorum İşte


Ben seni sevmiyorum,
unuttum desemde
Ona geri dönmeyeceğim,acı çektireceğim desemde


Simge Atakan
Sedef 21 - avatarı
Sedef 21
Ziyaretçi
28 Mayıs 2007       Mesaj #3820
Sedef 21 - avatarı
Ziyaretçi
Masumum




Gel
Ben sensiz pek anlamlı olmuyorum
Sen gelince güzelleşiyor Türkçe’m
Yatıştıran sen olmalısın ki
Bir bebekten daha masumum seninleyken.

Benzer Konular

2 Aralık 2006 / Misafir Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya