Arama

Şiir Nehri -2- [Arşiv] - Sayfa 385

Güncelleme: 18 Ocak 2010 Gösterim: 1.175.530 Cevap: 8.002
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
31 Mayıs 2007       Mesaj #3841
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Hayattan ders veriyor diye öğretmenleri kızdıran
Tuzu bir bulmuş çocukları saklamadan güldüren dünyaya
Sponsorlu Bağlantılar
Su kaçırmaz bir eşeğin sesine açıktır penceresi
Bir sınıfın, batı son dersinde, kuşluk vakti

Meşeler yapraklanınca bir tuhaf olurlar işte
Koparılmış kürt çiçekleri, hatırlayarak amcalarını
Azınlıkta oldukları bir okulda bile, sorarlar soru
Neden feriklerin ve eşeklerin memeleri vardır?

En arka sırada çift dikişliler, sınavda en öne
İntihara ve denizde nasıl boğulmaya çalışırlar
Yalnız Orta Doğu'da el altında satılan bir atlas
Kim demiş on sekiz yaşından küçükler okuyamaz

Bakıldı ki kum saati, ters çevrilmiş, çıt, usul isa asi olmuş
İkinci karnede babası yarısını silahıyla dışarda bırakıp
Öyle öğretildiği için saygılı, sınıfa giren parmak çocuğun
Boş yerine, girilmeyen bir dersin denizi, gelip oturmuş

Açık kalmış atlası, deniz taşmıştır, darılmasın Fırat ama

Hayatın orta öğretmeni sustu, dondu gülmeleri çocukların
Bir cenaze töreninde daha ölümlü karşılamaya götürüleceğiz

Efendiler! Eşekler susabilirler
Ne yani çocuklar hiç gülmeyecekler mi?

(Yort Savul)

Ece Ayhan

arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
31 Mayıs 2007       Mesaj #3842
arwen - avatarı
Ziyaretçi
aşkıma

Sponsorlu Bağlantılar

Seni sevmekten vazgeçemem
Vazgeçmemde
Ellerini tutamasamda
Gözlerine bakamasamda
Yanında uyuyamasamda
Sen hep benim kalbimdesin
Nerde olursan ol benimlesin
Özlemin bir çığ gibi büyür içimde
Gece rüyamda gündüz düşümde
Olduğun ve olmadığın her yerde
Sen hep benimlesin
Seninle güne uyanmak güzel
Seninle uykuya dalmak güzel
Seni rüyalarda görmek güzel
Sen hep benimlesin
Varlığın hayatımı aydınlatan bir ışık
Sesini duymak bile güzel
Yüzünü göremesemde
Beni sevdiğini bilmek güzel
Sen söylemesende
Ben seni çok sevdim,hep seveceğim
Ve vazgeçmeyeceğim bu sevgiden
Sen yanımda olsanda,olmasanda


Sema Gönen Yozgatlı

arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
1 Haziran 2007       Mesaj #3843
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Sen,
Gülleri topla,sakla göğsün de.
Kokun sinsin iyice üzerlerine.
Bir gün,koklarım kısmetse.
Ben;
Umut toplayacağım en mavisinden.
Hiç tükenmeyen..
Biliyorum ki;
Ceket gibi taşısan da sırtında öfkeni,
Bir gün kırılacak inat zinciri.
Tüm saatleri sana kurdum.
Ne zaman dönüp baksam,
Ya sana bir var.
Ya seni bir geçiyor.
Ama hiç sen olmuyor sevgili..
Zaman acımasız,zaman telaşlı.
Ve, zaman sensiz geçiyor.
Bekle diyorum bekle.
Söyle, acelen ne?
Bir gün gelecek nasıl sa..
Şimdi;
Yanında olmak vardı ya...
Bir mum yaktım senin için.
Yumdum gözlerimi,tuttum
Dileklerin en güzelini..
Nice mutlu yıllara,
İyi ki doğdun sevgili..


insaf caner
VerSchL@GeN - avatarı
VerSchL@GeN
Ziyaretçi
1 Haziran 2007       Mesaj #3844
VerSchL@GeN - avatarı
Ziyaretçi
Ayrılık Bakıyorlar


Gittikçe yanlızlaşıyorum

Büyüyor yüreğimdeki delik
Katman katman
Hortum dibe vuruyor
Kalıntılar gibiyim

Boşluk dolmuyor
Gelenler hemen gidiyor
Giderken götürüyorlar ne var ne yoksa
Büyüyor
Gittikçe büyüyor....

Adamlar görüyorum yollarda
Aynı gün
Günbegün

Sevdiğim
Terkettiğim
Olmamış olamamış

Mavi bakıyorlar bazen
Bazen siyah
Koyu siyah

Ayrılık bakıyorlar
Ayrılık bakıyorlardı zaten....

Hülya Koculu
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
1 Haziran 2007       Mesaj #3845
arwen - avatarı
Ziyaretçi
SESSİZ SEVDAMSIN


Sen benim yüreğimde sessiz sevdamsın
Gözlerin gözlerimde bakıp yakarsın
Sevginle damarımda akan kanımsın
Dağları delip gelsem tutsam elini

Hayalinle geçiyor gecem gündüzüm
Özlemin gözyaşımda ıslaktır gözüm
Sesini duymadıkça gülemez yüzüm
Dağları delip gelsem sarsam belini

Doyası bakamadım kara kaşına
Seninle kalamadım yalnız başına
Derdimi yanamadım bir türlü sana
Dağları delip gelsem dinlesen beni

Nereye gidiyorsam yanı başımda
Her yerde benimlesin aynı ortamda
Otururuz birlikte hayal olsa da
Dağları delip gelsem duysam sesini

Geçti ömür hasretle oldum divane
Olmayınca soluğun her şey virane
Götürseler cennete sensiz banane
Dağları delip gelsem koklasam seni


SABİHA SERİN
VerSchL@GeN - avatarı
VerSchL@GeN
Ziyaretçi
1 Haziran 2007       Mesaj #3846
VerSchL@GeN - avatarı
Ziyaretçi
Yağmur

Vareden'in adıyla insanlığa inen Nur
Bir gece yansıyınca kente Sibir dağından
Toprağı kirlerinden arındırır bir yağmur
Kutlu bir zaferdir bu ebabil dudağından
Rahmet vadilerinden boşanır ab-ı hayat
En müstesna doğuşa hamiledir kainat

Yıllardır bozbulanık suları yudumladım
Bir pelikan hüznüyle yürüdüm kumsalları
Yağmur, seni bekleyen bir taş da ben olsaydım

Hasretin alev alev içime bir an düştü
Değişti hayal köşküm, gözümde viran düştü
Sonsuzluk çiçeklerle donandı yüreğimde
Yağmalanmış ruhuma yeni bir devran düştü

İhtiyar cübbesinden kan süzülür Nebi'nin
Gökyüzü dalgalanır ipekten kanatlarla
Mehtabını düşlerken o mühür sahibinin
Sarsılır Ebu Kubeys kovulmuş feryatlarla
Evlerin anasına dikilir yeşil bayrak
Yeryüzü avaredir, yapayalnız ve kurak

Zaman, ayaklarımda tükendi adım adım
Heyula, bir ağ gibi ördü rüyalarımı
Çölde seni özleyen bir kuş da ben olsaydım

Yağmur, gülşenimize sensiz, baldıran düştü
Düşmanlık içimizde; dostluklar yaban düştü
Yenilgi, ilmek ilmek düğümlendi tarihe
Her sayfada talihsiz binlerce kurban düştü

Bir güzide mektuptur, çağların ötesinden
Ulaşır intizarın yaldızlı sabahına
Yayılır o en büyük muştu, pazartesinden
Beyazlık dokunmuştur gecenin siyahına
Susuzluktan dudağı çatlayan gönüllerin
Sükutu yar, sevinci dualar kadar derin

Çaresiz bir takvimden yalnızlığa gün saydım
Bir cezir yaşadım ki, yaşanmamış, mazide
Dokunduğun küçük bir nakış da ben olsaydım

Sensiz kaldırımlara nice güzel can düştü
Yarılan göğsümüzden umutlar bican düştü
Yağmur, kaybettik bütün hazinesini ceddin
En son, avucumuzdan inci ve mercan düştü

Melekler sağnak sağnak gülümser maveradan
Gümüş ibrik taşıyan zümrüt gagalı kuşlar
Mutluluk nağmeleri işitirler Hira'dan
Bir devrim korkusuyla halkalanır yokuşlar
Bir bebeğin secdeye uzanırken elleri
Paramparça, ateşler şahinin hayalleri

Keşke bir gölge kadar yakınında dursaydım
O mücella çehreni izleseydim ebedi
Sana sırılsıklam bir bakış da ben olsaydım

Sarardı yeşil yaprak; dal koptu; fidan düştü
Baykuşa çifte yalı; bülbüle zindan düştü
Katil sinekler deldi hicabın perdesini
İstiklal boşluğuna arılar nadan düştü

Dolaşan ben olsaydım Save'nin damarında
Tablosunu yapardım yıkılan her kulenin
Ebedi aşka giden esrarlı yollarında
Senden bir kıvılcımın, süreyya bir şulenin
Tarasaydım bengisu fışkıran kakülünü
On asırlık ocağın savururdum külünü

Bazen kendine aşık deli bir fırtınaydım
Fırtınalar önünde bazen bir kuru yaprak
Uğrunda koparılan bir baş da ben olsaydım

Sensizlik depremiyle hancı düştü; han düştü
Mazluma sürgün evi; zalime cihan düştü
Sana meftun ve hayran, sana ram olanlara
Bir bela tünelinde ağır imtihan düştü

Badiye yaylasında koklasaydım izini
Kefenimi biçseydi Ebva'da esen rüzgar
Seninle yıkasaydım acılar dehlizini
Ne kaderi suçlamak kalırdı, ne intihar
Üstüne pırıl pırıl damladığın bir kaya
Bir hurma çekirdeği tercihimdir dünyaya

Suskunluğa dönüştü sokaklarda feryadım
Tereddüt oymak oymak kemirdi gururumu
Bahira'dan süzülen bir yaş da ben olsaydım

Haritanın en beyaz noktasına kan düştü
Kırıldı adaletin kılıcı; kalkan düştü
Mahkumlar yargılıyor; hakimler mahkum şimdi
Hakların temeline sanki bir volkan düştü

Firakınla kavrulur çölde kum taneleri
Ahuların içinde sevdan akkor gibidir
Erdemin, bereketin doldurur haneleri
Sensiz hayat toprağın sırtında ur gibidir
Şemsiyesi altında yürürsün bulutların
Sensiz, yükü zehirdir en güzel imbatların

Devlerin esrarını aynalara sorsaydım
Çözülürdü zihnimde buzlanmış düşünceler
Okşadığın bir parça kumaş da ben olsaydım

Sensiz, tutunduğumuz dallardan yılan düştü
İlkin karardı yollar, sonra heyelan düştü
Güvenilen dağlara kar yağdı birer birer
Sensizlik diyarından püsküllü yalan düştü

Yağmur, duysam içimin göklerinden sesini
Yağarsın; taşlar bile yemyeşil filizlenir
Yıldırımlar parçalar çirkefin gölgesini
Sel gider ve zulmetin çöplüğü temizlenir
Yağmur, birgün kurtulup çağın kundaklarından
Alsam, ölümsüzlüğü billur dudaklarından

Madeni arzuların ardında seyre daldım
Küflü bir manzaranın çürüyen güllerini
Senin için görülen bir düş de ben olsaydım

Şehirler kabus dolu; köylere duman düştü
Tersine döndü her şey sanki; asuman düştü
Kırık bir kayık kaldı elimizde, hayali

Hazindir ki, dertleri aşmaya umman düştü
Ayrılığın bağrımda büyüyen bir yaradır
Seni hissetmeyen kalp, kapısız zindan olur
Sensiz doğrular eğri, beyaz bile karadır
Sesini duymayanlar girdabında boğulur
Ana rahminde ölür sensizlikten bir cenin
Şaşkınlığa açılır gözleri, görmeyenin

Saatlerin ardında hep kendimi aradım
Bir melal zincirine takıldı parmaklarım
Yeryüzünde seni bir görmüş de ben olsaydım

Sensiz, ufuklarıma yalancı bir tan düştü
Sensiz, kıtalar boyu uzayan vatan düştü
Bir kölelik ruhuna mahkum olunca gönül
Yüzyıllardır dorukta bekleyen sultan düştü

Ay gibisin; güneşler parlıyor gözlerinde
Senin tutkunla mecnun geziyor güneş ve ay
Her damla bir yıldızı süslüyor göklerinde
Sümeyra'yı arıyor her damlada bir saray
Tohumlar ve iklimler senindir; mevsim senin
Mekanın firçasında solmayan resim senin

Yağmur, birgün elimi ellerinde bulsaydım
Güzellik şahikası gülümserdi yüzüme
Senin visalinle bir gülmüş de ben olsaydım

Tavanı çöktü aşkın; duvarlar üryan düştü
Toplumun gündemine koyu bir isyan düştü
İniltiler geliyor doğudan ve batıdan
Sensizlikten bozulan dengeye ziyan düştü

Islaklığı sanadır ahımın, efganımın
İçimde hicranınla tutuşuyor nağmeler
Sendendir eskimeyen cevheri efkarımın
Nazarın ok misali karanlıkları deler
Bu değirmen seninle dönüyor; ahenk senin
Renkleri birbirinden ayıran mihenk senin

Bir hüzün ülkesine gömülüp kaldı adım
Kapanıyor yüzüme aralanan kapılar
Sana hicret eden bir Kureyş de ben olsaydım

Yağmur, sayrılığıma seninle derman düştü
Beynimin merkezine ölümsüz ferman düştü
Silindi hayalimden bütün efsunu ömrün
Bir dönüm noktasında aklıma Rahman düştü

Nefesinle yeniden çizilecek desenler
Çehreler yepyeni bir değişim geçirecek
Aydınlığa nurunla kavuşacak mahzenler
Anneler çocuklara hep seni içirecek
Yağmur, seninle biter susuzluğu evrenin
Sana mü'mindir sema; sana muhtaçtır zemin

Damar damar seninle, hep seninle dolsaydım
Batılı yıkmak için kuşandığın kılıcın
Kabzasında bir dirhem gümüş de ben olsaydım

Kardeşler arasına heyhat, su-i zan düştü
Zedelendi sağduyu; körleşen iz'an düştü
Şarkısıyla yaşadık yıllar yılı baharın
İnsanlık bahçemize sensizlik hazan düştü

Yağmur, seni bekleyen bir taş da ben olsaydım
Çölde seni özleyen bir kuş da ben olsaydım
Dokunduğun küçük bir nakış da ben olsaydım
Sana sırılsıklam bir bakış da ben olsaydım
Uğrunda koparılan bir baş da ben olsaydım
Bahira'dan süzülen bir yaş da ben olsaydım
Okşadığın bir parça kumaş da ben olsaydım
Senin için görülen bir düş de ben olsaydım
Yeryüzünde seni bir görmüş de ben olsaydım
Senin visalinle bir gülmüş de ben olsaydım
Sana hicret eden bir Kureyş de ben olsaydım
Damar damar seninle, hep seninle dolsaydım
Batılı yıkmak için kuşandığın kılıcın
Kabzasında bir dirhem gümüş de ben olsaydım

Nurullah Genç
VerSchL@GeN - avatarı
VerSchL@GeN
Ziyaretçi
1 Haziran 2007       Mesaj #3847
VerSchL@GeN - avatarı
Ziyaretçi
Yalan

Yine hasretin morguna,
Kaldırdılar bedenimi.
Yüreğimdeki yangının,
Sen bilirsin nedenini.
Şimdi senin gözlerinde,
Başka iklimler doğuyor,
Zemherinin ortasında,
Benim ciğerim yanıyor..
Yalan, gözlerin yalan....
Yalan, sözlerin yalan...
Yalancısın sen...
Yine ***** bir kurşunun,
Yarasını taşıyorum.
Döküldü güneşim ay´ım,
Karanlığı yaşıyorum.
Beni sevdiğini söyle,
Sana yalan yakışıyor.
İhanetin son atlısı,
Sana doğru koşuyor..
Yalan, sevdiğin yalan...
Yalan,aşkımın yalan.....
Yalancısın sen.....
Seni sevmek bir hataydı,
Bedelini ödüyotum.
Uzaklarda mutluymuşsun,
Bense burda ölüyorum.
Çıkmaz bir yolun sonunda,
Sana veda ediyorum..
Bu aşk burda bitti artık,
Ben yoluma gidiyorum.
Yalan,gülüşün yalan...
Yalan,bu dünya yalan...
Yalancısın sen.....
Bir yalansın sen.......


Erkan Başok
VerSchL@GeN - avatarı
VerSchL@GeN
Ziyaretçi
1 Haziran 2007       Mesaj #3848
VerSchL@GeN - avatarı
Ziyaretçi
Labirent

İçimden
Seni seviyorum demek gelince
Gurur dilime kördüğüm atıyor.
Söyleyemiyorum,
Konuşamıyorum,
Boşaltamıyorum içimi...

Artık ölmek istiyorum.
Azrail, halâ sıran gelmedi diyor.
Gel etme eyleme
Bırak beni, artık öleyim diyorum;
Bela mısın be adam, bekle diyor.

Peki öyle olsun deyip
Erişmek istiyorum yeni ufuklara.
Günlerce yürüyorum, koşuyorum.
Arkama bakınca bir de ne göreyim
Bütün mesafe bir darı boyu...

Ne yapmalı, ne etmeli
Diye düşünürken,
Sisli bir çıkmazın soluksuz uğultuları
Yollar senin, gel geç diyor.

Gelde çık işin içinden...

Sinan Güngör
VerSchL@GeN - avatarı
VerSchL@GeN
Ziyaretçi
1 Haziran 2007       Mesaj #3849
VerSchL@GeN - avatarı
Ziyaretçi
Saat Kulesi

izmir
faytoncuların şimdi hayalet
bizim "imbat" dediğimiz
geçiyorlar fısıldar gibi
ellerimin arasından
alsancak postanesine doğru

bu gidişin bir tesellisi yok
nesrin hanım
bakınız
yirmi birinci yüzyılı vuruyor
saat kulesi

"izmir"
diyor inatla hasan tahsin
"smyrna değil yanlış geldiniz"
ve yunan bandıralı şehir hattı vapurları
pasaport iskelesinden
karşıyakaya doğru

bu gidişin bir tesellisi yok...

Barış Gülcür
VerSchL@GeN - avatarı
VerSchL@GeN
Ziyaretçi
1 Haziran 2007       Mesaj #3850
VerSchL@GeN - avatarı
Ziyaretçi
Asla

Sen zoru seçtin,
Dönüp bakmak yerine arkana
Uzaklaştın gittin umarsızca...
Oysa bir çift göz vardı arkanda
Bir çift göz ki ağlamaklı
Bir çift göz ki mahmur...
Oysa bir büyük aşk vardı yanıbaşında
Sen zoru seçtin,
Dönüp bakmak yerine arkana
Uzaklarda aradın gerçek aşkı
Bulamayasıya

Ve şimdi sana diyorum ki:
Gün gelirde dönersen bana
Gelirde ağlarsan omzumda,
Unutma...

Ben açığım yeni onursuzluklara
Zamanında terkettiğin ben,
Son tercihin bile olsam ben,
Her zaman seveceğim seni...
Dedim ya unutma:
Geçemez gurur dedikleri,
Aşkımın önüne asla...

Çağatay Arslan

Benzer Konular

2 Aralık 2006 / Misafir Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya