Arama

Medya Haber - Sayfa 79

Güncelleme: 13 Ekim 2017 Gösterim: 715.338 Cevap: 1.864
Demir YumruK - avatarı
Demir YumruK
Ziyaretçi
13 Kasım 2007       Mesaj #781
Demir YumruK - avatarı
Ziyaretçi
Gabar'da çatışma: 4 şehit

Sponsorlu Bağlantılar
13 Kasım 2007


Gabar dağında 1'i üsteğmen 4 asker şehit oldu.

Şırnak’ın Gabar Dağı ve Bestler Dereler kesiminde yuvalanan PKK'lı teröristlere karşı güvenlik güçleri geniş kapsamlı operasyon başlattı. Öğlen saatlerinde Gabar Dağı'nda bir grup teröristle karşılaşan askerler, ‘teslim ol’ çağrısında bulundu, teröristler buna ateşle karşılık verince çatışma çıktı.
PKK'lı teröristlerin açtığı ilk ateşle henüz kimlikleri öğrenilemeyen 1 üsteğmen ile 3’er şehit oldu. Bazı askerler de yaralanırken, yaralıların sayısıyla ilgili bilgi edilenemedi. Çatışma bölgesine Sikorsky tipi helikopterlerle özel eğitimli komandolar indirilirken, Kobra tipi helikopterler de operasyona havadan destek verdi.
Teröristlerin Gabar’dan Bestler Dereler kesimine doğru kaçmaya çalıştıkları belirtilirken, teröristlerin geçiş güzergahları havadan helikopterlerle ateş altına alındı. Gabar ve Bestler Dereler kesiminde teröristlerle çatışmanın yer yer devam ettiği belirtildi.


SIFIR NOKTASINDA HAREKETLİLİK

PKK'lı töriristlerin Kuzey Irak’a yuvalandığı kesimlere yönelik sınır ötesi operasyonun her an başlayabileceği belirtilirken, Irak sınırının sıfır noktasında karakollara asker ve zırhlı araç sevkıyatı yapıldı.
Şırnak’ın Silopi İlçesi’nin Kuzey Irak sınırını ayıran Heziy Çayı kıyısında ulunan Çalışkan ve Görümlü kesimindeki karakollara Sikorsky tipi helikopterlerle çok sayıda özel eğitimli komandolar indirilirken, çok sayıda zırhlı araç ve tanklar da karakol çevresine konuşlandırıldı. Süper Kobra tipi helikopterler ise sınır boyunda sürekli uçtu.
Kuzey Irak’taki yerel kaynaklar helikopterlerin sınır kesiminde bazı bölgeleri bombaladığını ileri sürdü.
Bu arada Diyarbakır 2’inci Hava Kuvvet Komutanlığı 8’inci Ana Jet Üssü’nde dün geceden itibaren büyük bir hareketlilik başladı, üsten peşpeşe savaş uçaklar inip kalktı.
nünü - avatarı
nünü
Ziyaretçi
14 Kasım 2007       Mesaj #782
nünü - avatarı
Ziyaretçi
Türk öğrenciler Bild gazetesine poz verip Anadil yasağına uymayız dedi.
Türkçe konuşan bahçe süpürsün
Sponsorlu Bağlantılar
Bu da Berlin kriteri! Almanya Başbakanı Merkel'in partisi, okulda anadil konuşmayana "süpürge cezası" verilmesini tartışıyor....
Türkiye'ye her fırsatta özgürlükten bahseden AB'den çifte standart... Önce Hollandalı bir bakan sokaklarda anadil zorunluluğu istedi. Ardından Almanya'da bir okul bu uygulamayı resmen başlattı.
Şaka değil! Teklifi yapan Merkel'in eğitim uzmanı
Almanlar bununla da yetinmedi. Başbakan Merkel'in partisinin eğitim uzmanı Bild gazetesine şöyle konuştu: "Okullarda herkes Almanca konuşmalı. Derste, teneffüste, okul gezilerinde... Türkçe konuşana okul bahçesini süpürme cezası verilmeli..."
"Süpürge cezası gelirse Türkler sokağa dökülür"
Skandal teklif ülkedeki Türkler'i ayaklandırdı. AP milletvekili Özdemir "Ceza saçma"; Türk Toplumu Başkanı Kolat "Protesto eylemleri yaparız. Tepkimiz sert olur"; Merkel'in partisinden Yiğit ise "Sessiz kalmayız" dedi.
Türkçe konuşana ceza
Okullarda anadil yasağının küçük çaplı uygulamaya geçtiği Almanya'da, iktidardaki CDU'nun bir üyesinden Türkler'i ayağa kaldıran teklif: Türkçe konuşan öğrenciler ceza olarak okulu süpürsün.
Almanya'da büyük tepki gören "okullarda ders dışında bile Almanca" zorunluluğu skandala dönüşüyor. İlk olarak başkent Berlin'de bir okulda başlayan uygulamanın yankıları geçmeden şimdi de Başbakan Angela Merkel'in partisinden "Türkçe konuşan öğrencilere okul bahçesini süpürme cezası" önerisi geldi. Hıristiyan Demokrat Birlik Partili (CDU) eğitim uzmanı politikacı Robert Heinemann, "Okulda teneffüslerde bile Almanca zorunluluğu doğru bir karar. Uymayan öğrenciler cezalandırılmalı. Türkçe konuşana okul bahçesi süpürme cezası verilmeli" dedi.
'ENTEGRASYON ŞART'
Bu öneriye CDU'nun koalisyon ortağı Hıristiyan Sosyal Birlik Partisi (CSU) milletvekili Andreas Scheuer'in deSÜPÜRGE CEZASINI ÖNEREN R. Heinemann destek vermesi, "ayrımcılık, ırkçılık" tartışmasını alevlendirdi. "Entegrasyon dille başlar. Bu yüzden okullarda anadil yasağına katılıyorum. Yabancı öğrenciler buna uymazsa okul tarafından cezalandırılmalı" diye konuştu. Anadil yasağını ilk uygulayan Herbert-Hoover Ortaokulu Müdürü Jutta Steinkamp, kararıyla ilgili tepkilere "Alınan karar bir görev. Almanca konuşma zorunluluğunu aldık çünkü öğrencilerimizin Almanca anlamadığını fark ettik" cevabını verdi. Baden-Württemberg eyaletinde Alman vatandaşlığına geçmek isteyen yabancılara vicdan testi yapılması kararı sonrası "süpürge cezası" önerisinin ülkede Fransa'daki varoş isyanı benzeri olaylara yol açılmasından korkuluyor.
Demir YumruK - avatarı
Demir YumruK
Ziyaretçi
15 Kasım 2007       Mesaj #783
Demir YumruK - avatarı
Ziyaretçi
2008'den itibaren pasaportlar değişecek

CNN TÜRK

2008 yılı başından itibaren artık çipli pasaport devri başlıyor. Pasaporttaki bilgiler elektronik ortamda denetlenebilecek. Amaç sahte pasaport yapımını engellemek.
Türkiye yeni yıla yeni pasaportlarla girecek. İçişleri Bakanı Beşir Atalay, bakanlığının bütçe görüşmelerinde yeni pasaportları göstererek, "Artık Türkiye'de güvenlikli pasaport devri başlıyor" dedi.
Pasaportların yenilenmesindeki temel amaç güvenlik. Sahte pasaport yapımını önlemek için yeni pasaportların defter kısmında güvenlik katmanları yer alacak.
Bu katmanlarda yer alan figür ve resimler, morötesi ya da kızılötesi ışınlarla görülebilecek.
Her pasaporta bir çip yerleştirilecek ve barkod sistemine uygun hale getirilecek. Böylece kişilerin pasaport bilgileri bilgisayar ortamından denetlenebilecek. Yeni pasaportlar optik cihazlardan geçirilecek. Yani artık kayıt ve kontrol için uzun uzun beklenilmeyecek.
Yeni uygulamayla pasaportların rengi de değişiyor, mavi pasaportlar tarihe karışıyor. Halen diplomatik pasaport rengi olan kırmızı artık normal pasaportlarda kullanılacak. Diplomatik pasaport siyah olacak. Devlet memurları için kullanılan pasaportların renkleri değişmeyecek.
Yeni pasaportların alınmasında da kolaylık sağlanacak. 2008'den itibaren pasaport almak için nüfus cüzdanı yeterli olacak.


Karantinadaki ilçede çocukları köpek ısırdı!

Şanlıurfa’nın, 2 ay önce bir çocuğun kuduzdan ölmesi üzerine karantina altına alınan Hilvan ilçesinde, sokak köpeklerinin ısırdığı 2 çocuk tedavi altına alındı.
Alınan bilgiye göre, Bağlar Mahallesi’nde arkadaşlarıyla birlikte evinin önünde oynayan 2 yaşındaki Ali O’yu, bir sokak köpeği kolundan ısırdı.
Yakınlarının Hilvan Devlet Hastanesine kaldırdığı ve ilk müdahalesi burada yapılan Ali O, aşı yapıldıktan sonra taburcu edildi.
Karacurun Mahallesi’nde ise arkadaşlarıyla oyun oynayan 11 yaşındaki ilköğretim öğrencisi Yusuf A. sokak köpeğinin saldırısına uğradı.
Yüzünden yaralanan küçük çocuk, burada yapılan ilk müdahalenin ardından Şanlıurfa’ya sevk edildi.
Çocukların sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi.
Arkadaşlarıyla oynarken 2 ay önce sokak köpeklerinin saldırısına uğrayan Bayram G. (4) 45 gün sonra kuduzdan ölmüş, bunun üzerine ilçe karantina altına alınmıştı.


Askerler ''şehitler ölmez'' diye slogan atıp yürüdü

sonsiy37CANAN ALTINTAŞ

Diyarbakır DHA Atatürk’ün Diyarbakır’a gelişinin 70. yıldönümü coşkuyla kutlandı. Tören Türk bayrakları ve balonlarla süslenen temsili trenin Diyarbakır Garı'na gelmesiyle başladı.
Vali Hüseyin Avni Mutlu, 2. Hava Kuvveti Komutanlığı Kurmay Başkanı Tuğgeneral Ayhan Gümüş, 7. Kolordu Komutanlığı 16. Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgenaral Birol Erdem ile Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Abdulah Sevinç'in de katıldığı törenin ardından valilik karşısındaki Atatürk Anıtı’na kadar yürüyüş yapıldı. 7. Kolordu Komutanlığı ve 2. Hava Kuvveti Komutanlığı'na bağlı askerler, "Her Türk asker doğar", "Her şey vatan için", "En büyük Türk Atatürk", "Vatan sana canım feda", "Şehitler ölmez, vatan bölünmez" sloganı eşliğinde yürüyerek 10. Yıl Marşı'nı okudu. Çevredeki vatandaşlar da askerlera pencerelerden alkışlarla destek verdi. Vali Mutlu, Atatürk’ün 15 Kasım 1937’de Diyarbakır’da halk tarafından büyük coşku ve sevgi gösterileriyle karşılandığını anımsatarak, "Diyarbakırlılar eşsiz devlet adamını ağırlamaktan büyük onur duymuştur. Her geçen gün Diyarbakır çağdaş uygarlık seviyesini yakalamak için çabalıyor, Atatürk’ün gösterdiği yolda emin adımlarla yürüyor" dedi. Tören Atatürk Anıtı'na çelenk bırakılmasıyla sona erdi. Tören nedeniyle geniş güvenlik önlemleri alınırken 7. Kolordu Komutanlığı'na bağlı bomba uzmanı "Haliç" adlı dedektör köpek bomba olasığına karşı tören alanı çevresinde arama yaptı.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
16 Kasım 2007       Mesaj #784
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
En çok hangi alanlarda eleman açığı yaşanacak?

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından hazırlanan "Mesleki ve Teknik Ortaöğretim Kurumları Mezunlarının İzlenmesi Projesi (e-mezun)" araştırma raporunda 2008'de en fazla metal işleri, tesviye ve elektrik sektörlerinde nitelikli elemana ihtiyaç duyulacağı öngörüldü.

Araştırmada çeşitli sektörlerin duyduğu nitelikli eleman ihtiyacı belirlenirken, geleceğe yönelik tahminlerde de bulunuldu. Bakanlığa bağlı Eğitimi Araştırma ve Geliştirme Dairesi Başkanlığınca yapılan araştırmaya, 24 ildeki 5 bin meslek lisesi mezunuyla 3 bin işveren katıldı. Araştırma kapsamındaki ankete katılan işverenlerin büyük bölümü nitelikli elaman bulmakta zorlandıklarını bildirdi.

Nitelikli elemana en çok imalat sektörünün ihtiyaç duyduğu belirlenen araştırmaya göre, işverenler elektrik, tesviye, metal işleri, elektronik, mobilya ve dekorasyon, motor, makine, kuaförlük kalıp bilgisayar ve otomotiv alanlarında yetişmiş eleman arıyor. Bu meslek dallarında en çok teknisyen, usta ve kalfaya ihtiyaç duyuluyor. Anketi dolduran işverenlerin eleman ihtiyaçlarının 137 sektöre dağılması dikkat çekiyor.

2008 YILI TAHMİNLERİ

Araştırmada yıllara göre işverenlerin ihtiyaç duyduğu meslek alanlarındaki elaman sayıları verilirken, 2008 yılı ihtiyaçları da tahmin ediliyor. Buna göre 2008'de en çok aranacak meslekler arasında ilk sırada metal işleri (191 çırak, 156 kalfa, 200 usta, 518 meslek lisesi mezunu, 48 tekniker, 13 mühendis), ikinci sırada tesviye (181 çırak, 190 kalfa, 260 usta, 410 meslek lisesi mezunu, 42 tekniker, 28 mühendis), üçüncü sırada ise elektrik (177 çırak, 170 kalfa, 164 usta, 338 meslek lisesi mezunu, 74 tekniker, 46 mühendis) yer alacak. Bunların ardından mobilya ve dekorasyon ile makine, en fazla elemana ihtiyaç duyan sektörler olacak. Tekstil, iş makineleri, seyahat acenteliği gibi meslekler ise 2008 yılında talep görmeyecek.

Sonuçlara göre, işverenlerin çoğu, meslek lisesi mezunlarını, gelişen teknolojiye ve iş ortamına daha çabuk uyum sağlamaları ve alanlarında gördükleri mesleki bilgi ve becerilerin işletmelerdeki üretim çalışmalarıyla bağlantılı olması nedeniyle tercih ediyor.

İşverenlerin bir kısmı ise mesleki bilgi, beceri, tutum ve alışkanlıklarının yetersizliği nedeniyle mesleki teknik okul mezunlarını işe almıyor.

İşverenler, elemanlarını, ya işletmede staj yapan öğrencilerden ya da tanıdık vasıtasıyla gelenler arasından seçiyor ve onlara verimli, disiplinli çalışma ve yaptıkları işin önemine göre ücret veriyor.
(alıntıdır)
BsM - avatarı
BsM
Ziyaretçi
17 Kasım 2007       Mesaj #785
BsM - avatarı
Ziyaretçi
ODTÜ'den yeni bir buluş.. Uçak ve tanklar artık görünmeyecek. Nasıl mı?

Medya Haber

ODTÜ'lü araştırmacılar, yerli kaynaklarla, uçak, gemi, tank gibi askeri araçları radarda görünmez yapan bir kaplama geliştirdi.

ODTÜ'lü araştırmacılar, yerli kaynaklarla, radarda görünmezlik teknolojisinde kullanılabilecek yeni radar soğurucu kaplamalar geliştirdi. Yeni malzemeler, gemi, uçak, helikopter, denizaltı gibi askeri araçların radarda görünürlüğünü binde 1'e kadar düşürüyor.

uuu20071114094201

ALEV ALMIYOR

Hiçbir koşul altında alev almayan suya, tuza, yosuna, sürtünmeye ve darbeye dayanıklı malzemeler en fazla 2 milimetre kalınlıkta oldukları için uygulandıkları platformlara fazla bir yük getirmiyor.

ODTÜ Kimya Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Levent Toppare, başkanlığını kendisinin yürüttüğü ve araştırma görevlileri Simge Tarkuç ve Funda Özyurt'tan oluşan çalışma grubunun iki yıl süren çalışmaları sonucunda, bu alandaki tüm eksiklikleri ortadan kaldıracak kaplamalar ürettiğini söyledi.

Toppare “Bu kaplamalar geniş bant aralığında yüksek soğurma sağlayıp uygulandığı cismin radar kesit alanını binde 1'e kadar düşürmesidir. Bu 100 metrekarelik bir cismin 0.1 metrekare olarak algılanması yani radarda görünmemesi ” dedi.

Demir YumruK - avatarı
Demir YumruK
Ziyaretçi
17 Kasım 2007       Mesaj #786
Demir YumruK - avatarı
Ziyaretçi
YARALI ASKER DAĞLICA'DA YAŞANANLARI ANLATTI

Medya Haber
Dağlıca'da 12 şehit verdiğimiz çatışmadan yaralı kurtulan asker ''o geceyi'' anlattı...


Hakkâri'nin Dağlıca bölgesinde 12 askerin şehit edilmesiyle sonuçlanan olayın ardından bölgede çok sayıda teröristin öldürüldüğü iddia edildi. İsminin açıklanmasını istemeyen yaralı asker, çatışma sonrası bölgede 60'ın üzerinde terörist cesedi topladıklarını iddia etti.
Yaralı asker, teröristlerin önce çevreyi aydınlatan bir ışık ile termal kameranın olduğu yeri taradıklarını belirtiyor. Saldırı gecesi ellerinde mühimmat kalmadığını kaydeden yaralı asker, o geceyi hatırlamak istemediğini ifade ediyor. Önlerindeki mevziden askerlerin götürüldüğünü görünce neye uğradıklarını anlamadıklarını belirten asker, "Bizim, dağı gösterecek büyük bir ışığımız vardı. Teröristler önce onu patlattılar. Daha sonra termal kameranın bulunduğu yeri taradılar. Işık patlayınca çevremiz çok karanlık oldu. Biz sadece mermi ışıklarını görüyorduk. Mevzide bulunduğumuz için elimizdeki bütün mermileri harcamak zorunda kaldık. Çünkü her taraftan silah sesi geliyordu. Mühimmatımız bitmesine rağmen mevziden ayrılamadık." diyor. Mevzilere çok sayıda roketatar ve bomba atıldığına dikkat çeken asker, şunları söylüyor: "Ön taraftaki mevzilere kadar yanımıza sokuldular. Öndeki mevziye bomba attılar. Oradaki arkadaşlarımız şehit oldu. Bizim önümüzde bulunan arkadaşlarımıza, güzel Türkçe konuşan birisi 'teslim olun' dedi. Zaten onlarda da hiç mühimmat kalmamıştı. Sıcak çatışma 2,5 saat sürdü. Yardım ise çatışma bittikten 2 saat sonra geldi. Ben de o arada bacağıma birkaç mermi isabet ettiğini fark ettim. Komutanım, yaralı ayağıma tampon yaparak kanı durdurdu."
Zaman

MARMARA'DA TSUNAMİ İŞTE BÖYLE OLACAK!

Medya Haber

Dalgalar 5 metreyi bulacak ve 8 dakikada kıyıları vuracak...

ODTÜ, olası Marmara depremi için tsunami etki simülasyonu hazırladı. Simülasyonda, 49 ayrı senaryo görsel olarak video görüntülerine dönüştürüldü.

ODTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü, Deniz Mühendisliği Araştırma Merkezi tarafından hazırlanan simülasyon, ODTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü, Deniz Mühendisliği Araştırma Merkezi Başkanı Doç. Dr. Ahmet Cevdet Yalçıner tarafından ODTÜ’de düzenlenen bir toplantıda tanıtıldı.
Yalçıner, "İstanbul Kıyılarını Etkileyebilecek Depreşim Dalgaları İçin Benzetim ve Hasar Görebilirlik Analiz Projesi" çerçevesinde gerçekleştirilen çalışmada, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Deprem ve Zemin İnceleme Müdürlüğü, Japon Oyo International Company, Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü ile ODTÜ’nün birlikte çalıştığını belirtti.
ODTÜ’nün, proje sonuçlarının görsel olarak video görüntüleri biçiminde hazırlanmasını sağladığını ifade eden Yalçıner, yaklaşık 1.5 yıl önce başlayan projede tarihsel veriler, güncel araştırma araçları ve olanakları, bilimsel deneyimler bir araya getirilerek, Marmara ve İstanbul kıyıları için olası depreşim dalgaları süreçlerinin analiz edildiğini, bilimsel ve yönetsel en iyi stratejilerin geliştirilmeye çalışıldığını söyledi.
Çalışma esnasında Marmara Denizi’nin topoğrafyasının çıkarıldığını ve hangi fayların ne şekilde kırıldığının belirlenmesi amacıyla geçmiş dönemlerde Marmara’da meydana gelen depremlerin sonuçlarından yararlanıldığını ifade eden Yalçıner, oluşabilecek senaryolara göre simülasyonlar yarattıklarını belirtti.
Depremlerde, tsunami oluşma olasılığının yüzde 10-15 civarında olduğunu kaydeden Yalçıner, bir depremden sonra 5 tsunami dalgası görülebildiğini ve bunlardan en etkili olanının 2. ve 3. dalgalar olduğunu ifade etti.
Yalçıner, tsunami dalgalarının boyunun kıyıda en üst düzeye çıktığını belirterek, "Tsunamiden korkmak gereksiz, önemli olan bilmek" dedi.
Marmara’da olası bir depremde meydana gelebilecek tsunaminin sığ alanlarda 100-150 metre içerilere girebileceğini anlatan Yalçıner, insan kaybının ve maddi hasarın bu sebeple kıyılardaki yoğunluğa göre değişebileceğini ifade etti.
"Olası bir tsunami için kıyılardan kaçma yolları ve planları yapılmalı" diyen Yalçıner, İstanbul Belediyesi ile bu konuları görüştüklerini ve alınması gereken tedbirleri ortaya koyduklarını bildirdi.
Marmara’da oluşabilecek bir tsunaminin İstanbul Boğazı’ndan da girebileceğini kaydeden Yalçıner, Boğazın derinliğinin az olmasının tsunaminin etkisini azaltacağını söyledi.

EN KÖTÜ SENARYO


Analizleri sonucunda en kötü senaryoyu belirlediklerini ifade eden Yalçıner, "En kötü senaryoya göre, tsunami kıyılara vurduğu anda yüksekliği 5 metreyi bulabilecek, Marmara Denizi’nin doğu kıyılarında 25 kilometre, batı kıyılarında ise 10 kilometrelik alanı etkileyebilecek. Bu senaryoya göre, tsunami, 8 dakika sonra gelecek" dedi.
Yalçıner, vatandaşların depremden sonra sularda çekilme veya kabarma olup olmadığına dikkat etmeleri gerektiğini, bunun tsunaminin bir göstergesi olduğunu da belirterek, kıyıya 100-150 metre yakında bulunan yerleşim yerlerindeki vatandaşların o bölgelerden hızla uzaklaşmaları gerektiğin söyledi.
Endonezya’da meydana gelen tsunamilerde kıyıya yapılmış dolguların ve dolgu alanlarının can kaybını azalttığına da dikkat çeken Yalçıner, Marmara Denizi’nde yapılacak dolgu alanlarının da insanları koruyabileceğini kaydetti.
Milliyet

TRAKYA'DA HAYAT DURDU, HER YER SULAR ALTINDA!

Medya Haber
Trakya’da sağanak yağışlar nedeniyle bir çok yerleşim yeri sular altında kaldı...

Sağanak yağış yüzünden İstanbul-Silivri karayolu bir süre trafiğe kapandı. Tekirdağ, Edirne ve Silivri’de yüzlerce ev sular altında kaldı.Trakya’da sağanak yağışlar nedeniyle bir çok yerleşim yeri sular altında kaldı. Edirne’nin Uzunköprü İlçesinde iki mahallede 200 evi su bastı. Tekirdağ’da yağışlar sırasında evini su basan 65 yaşındaki Hatice Gülbahar boğularak öldü. Kent merkezinde belediye hoparlörden anonslar yaparak halkın sokağa çıkmamasını istedi. Silivri’de onlarca ev sular altında kaldı. D-100 karayolu bir süre trafiğe kapandı. Bazı bölgelere elektrik verilemedi. Uzunköprü’de önceki gece saat 02.00’de başlayan ve aralıksız yaklaşık 2 saat kadar süren yağmur hayatı felç etti. Su baskınlarının etkili olduğu Şahsuvarbey, Aşçıoğlu ve Kayık mahallelerinin büyük bir kısmı sular altında kaldı. Evlerinde mahsur kalanlar, belediye ekipleri ve vatandaşlar tarafından kurtarıldı.
Böylesi görülmedi

Yağmurun etkisini yitirmesiyle birlikte tahliye için bölgeye, Edirne merkez ve çevre ilçelerden çok sayıda takviye ekip gönderildi. İlçe Jandarma Komutanlığı’na bağlı iş makineleri de çalışmalara destek verdi. Evlere dolan sular, vidanjör, motopomp ve iş makinaları yardımıyla boşaltılmaya başlandı. Yollarda kalan araçlar Belediye ekiplerinin greyderleri ile kurtardı. Uzunköprü’nün tarihinin en büyük felakate ile karşılaştığını belirten Belediye Başkanı Ercan Çobanoğlu, “Ben 27 yıldır Uzunköprü’de yaşıyorum. Böyle bir felekat daha önce görmedim. 2 saat yağan yağmur nedeniyle caddeler sular altında kaldı. Çok sayıda ev ve işyeri sularla doldu. Maddi hasar fazla. Tek tesellimiz can kaybımımızın olmaması.” dedi. Yetkililer, zarar tespit çalışmalarının suların çekilmesinin ardından yapılacağını belirtti.

Otoyolda mahsur kaldılar

Tekirdağ’da sabaha karşı başlayan yağmur hayatı felç etti. Tekirdağ’ın Çorlu İlçesinde 50 ev sular altında kaldı. Evleri basan sular belediye itfaiye ekipleri tarafından tahliye edildi. Çorlu-İstanbul ulaşımını sağlayan D-100 karayolu Değirmenköy mevkiinde aşırı yağışlar nedenişle meydana gelen heyelandan ulaşıma kapandı. Marmara Ereğlisi Seymen arasında yolda yağışlar nedeniyle araçlar ve içindeki yolcularla birlikte mahsur kaldı.

Tekirdağ Valisi Aydın Nezih Doğan belediye hoparlöründen halka sokağa çıkmamaları ve konutların ikinci katlarına gitmeleri yönünde anonslar yaptırdı. Silivri de metrekareye 108 kg. yağış düştü.

Yağışlar bugün de sürecek.
yunkie - avatarı
yunkie
Ziyaretçi
21 Kasım 2007       Mesaj #787
yunkie - avatarı
Ziyaretçi
Ya silahı seç ya barışı ova Başbakan Erdoğan, AKP'nin Meclis grup toplantısında, hem DTP yönetimine hem de muhalefet liderlerine sert bir dille çattı. FOTOĞRAF: MUSTAFA İSTEMİ
Erdoğan'dan DTP'ye: Terörü karşısına almak, demokratik siyasete soyunanın atacağı ilk adımdır. Muhalefete: Sizden harekât emri değil, tezkere aldık. Kovboy değiliz. Asker tezkereyi kullanacak..


aşbakan Tayyip Erdoğan isim vermeden eleştirdiği DTP'nin demokrasi ya da terör arasında tercih yapmasını istedi. Erdoğan, "Teröre sırtını, demokrasi ve hukuka yüzünü dönen herkes, bizim nezdimizde birdir, makbuldür, demokratik yarışın bir parçasıdır" dedi. Erdoğan, sınır ötesi operasyon yapılmadığı için hükümeti eleştiren muhalefete de "Biz eli silahlı kovboylardan değiliz" diye yanıt verdi.
Erdoğan, AKP grubunda şunları söyledi:
Terörü karşına al: Siyaset ile terörün ilişki içinde olması ne demokrasiye uygundur ne de hukuka. Demokratik siyasete soyunanların atması gereken ilk adım, temel tercihini yapmak, terörü karşısına almaktır. Hukuki meşruiyet, demokratik siyasetin en temel şartıdır. Bizim yaklaşımımız, demokrasiyi içine sindiren ve anayasal düzene uygun hareket eden herkesin demokratik sistem içinde tutulmasıdır. Hukuka uygun olmak kaydıyla, tüm farklı görüşmelere tahammül göstermek gerekir.
Yanyol faaliyeti: Terörist unsurların yankol faaliyeti konumuna düşmek, demokrasinin ve hukuk devletinin kabul edebileceği bir durum değildir. Terör ile demokrasi arasında tercih yapamayanlar, demokrasiden medet umamazlar. Anayasal hukuku önemsemeyenler, anayasal düzen içinde siyaset yapamazlar. Teröre sırtını, demokrasi ve hukuka yüzünü dönen herkes, bizim nezdimizde birdir, makbuldür, demokratik yarışın bir parçasıdır. Ayrımcılığın, dışlayıcılığın, yargısız infazın, siyaseten lincin bizim kitabımızda yeri yoktur.
Güvercin uçurmak kolay: Meydanlarda güvercin uçurmak kolay. Güvercin bol, herkes uçurur. Bir taraftan güvercin uçur, öbür taraftan gel bu ülkenin barış dinamiklerine fitili koy ve ateşle. Bunu da kimse yutmaz. Benim Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki Kürt kökenli vatandaşım da yedi bölgesindeki de yutmaz.
Muhalefete eleştiri: Konuşacak hiçbir şeyi olmayanlar yatıp kalkıp terörü konuşuyor. Terör bu ülkede 30 yıldır var. Sürekli olarak kalkıp bir fatura kesmek, buradan rant elde etme gayreti içerisine girmek çok çirkin. AK Parti'yi terörizm ve teröristle yan yana getirmek büyük gaflettir. AK Parti'yi bir savaşçı edasıyla bu ülkede dolaştırma gayreti içerisine giren sözde siyasetçiler önce demokrasiyi kavrasınlar.
Düz ovaya çağırmadık: Daha önce birilerinin yaptığı gibi (Mehmet Ağar,'ı kastediyor) ovaya filan kimseyi davet ettiğimiz yok. Ya silahı tercih edersiniz, ya demokrasiyi... Ya silahı tercih edenlerle beraber olursunuz veya barışı şiar edinenlerle.
Kürtler kardeşim tabii: Birileri bana 'Kürtlere kardeşim dedi' diyor. Kürt de, Türk de, Laz, Boşnak, Arnavut da hepsi kardeşim. Siz bunu kavrayamadığınız içindir ki ülke bugünlere gelmiştir.
Devlet adamlığına yakışmaz: Şimdi kalkmış, 'Biz tezkereyi verdik', ne duruyorsun?' diyor. Biz tezkereyi aldıysak, senden harekât emrini almadık ki. Askerimizle sürekli istişare ediyoruz. İkide bir çıkarsan, 'ne bekliyorsun, ne duruyorsun?' dersen, bu devlet adamlığına yakışmaz. Biz eli silahlı kovboylardan değiliz. Yeri geldiği zaman onu kullanacak olan güvenlik güçlerimiz, kullanmasını da bilir. Ama siyasetçiden bu beklenmez , aklıselim beklenir.
Diplomatik çerçeve: Niçin Körfez ülkelerinde bakan arkadaşlarımı dolaştırdım? AB ülkelerinde arkadaşlarım sürekli dolaşıyor? Amerikalara kadar niye gittik? İşte bunların diplomatik çerçevesini de halletmek için. Er geç bu işi de başaracağız ama bu böyle hop oturup hop kalkmakla olmaz, bilgiyle aklıselimle olacak.

yunkie - avatarı
yunkie
Ziyaretçi
21 Kasım 2007       Mesaj #788
yunkie - avatarı
Ziyaretçi
'Gündemde af yok'
ANKARA - Başbakan Tayyip Erdoğan, önceki gece yapılan AKP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısında "Önceliğimiz silahların bıraktırılmasıdır" sözlerini CHP ve MHP'nin "Dilinin altında genel af var" diye değerlendirmesine tepki gösterdi. Erdoğan, "Bunları nereden çıkarıyorlar; bilemiyorum. Bizim ne dediğimiz ortada. Ne söylüyorsak açıkça söylüyoruz. Bunları farklı mecralara çekmek doğru olmaz. Bizim genel af diye gündemimiz yok. Birileri 'var' diyor; uyduruyor, böyle bir şey olmaz" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, parti yönetiminden DTP kapatma davasıyla ilgili olarak polemiğe girmemelerini istedi. DTP'nin 'kapatılmayı isteyen bir çerçevede tutumlar sergilediğini' savunan Erdoğan, "Bu konuda konuşmayalım. Olay zaten yargıya intikal etti. Polemik doğru olmaz" dedi.
yunkie - avatarı
yunkie
Ziyaretçi
21 Kasım 2007       Mesaj #789
yunkie - avatarı
Ziyaretçi
Bozuk ilaçla ayda 4 milyon YTL gelir

İSTANBUL - Kullanım tarihi geçmiş ilaçları yeniymiş gibi piyasaya sürdükleri iddia edilen, içinde bir profesör, doktorlar ve eczacıların da bulunduğu çeteye yönelik 'Acı İlaç' operasyonundan, adı kadar 'acı' bir bilanço ortaya çıktı: Çetenin aylık kazancı 4 milyon YTL'yi buluyor.
Polisin sekiz aylık çalışma sonucu önceki gün İstanbul, Samsun, Batman, Adapazarı ve İzmit'teki 80 ayrı adrese eşzamanlı yapılan 'Acı İlaç' adlı operyonda gözaltına alınan zanlı sayısı 70'i geçti. Zanlılardan sekizinin doktor, 15'inin eczacı oldukları iddia edildi. Doktorlardan birinin ise İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı'nda görevli Prof. Dr. A. Ş. D. olduğu ortaya çıktı. Ele geçirilen malzemelerin tasnifi sürüyor.
Çete ecza deposu sahipleri, eczacılar, doktorlar, ilaç çalan kişler ile sahte ilaç kutusu basan matbaacılardan oluşuyor. Çete şu yöntemi izliyordu: Öncelikle anlaşmalı eczacılardan imha etmeleri gereken bozuk ilaçlar alınıyor. Bu ilaçlar, Küçükçekmece'deki bir bodrum katındaki matbaada, basılan yeni kutulara konulup anlaşmalı eczanelere depolar yoluyla satılıyor. Ayrıca Çapa Tıp Fakültesi ile sağlık kurumlarından çalınan ilaçlar da bu kutularda piyasaya sürülüyor. İddiaya göre, yoksul kişilerden SKK, Bağkur ve Yeşilkart sağlık karneleri, ay boyunca bedava ilaç sözüyle toplanıyor. Ve bu karnelere çeteyle ilişkili oldukları öne sürülen doktorlar ücret karşılığı pahalı ilaçlar yazıyor. Çete de bu paraları kurumlardan tahsil ediyor.
Çetede ele geçirilen ilaçların astım, kalp, diyaliz, kanser, ağrı kesici, ateş düşürücü, şeker ve kolesterol ilaçları olduğu, spor ve güzellik merkezlerinde yoğun olarak kullanıldığı belirtildi. Operasyonun ilk ayağı, geçen seneki 'İksir' operasyonuydu. Operasyonda 68 kişi yakalanmış, lösemili çocuklar için üretilmiş bebek maması türünden bir TIR ilaç ele geçmişti.
Demir YumruK - avatarı
Demir YumruK
Ziyaretçi
21 Kasım 2007       Mesaj #790
Demir YumruK - avatarı
Ziyaretçi
Financial Times, Türkiye'nin "10 lideri" ni seçti

Financial Times gazetesince yayınlandığı Türkiye Raporu’nda Türkiye’deki “İş Dünyası, Finans ve Siyasetteki Liderleröin portresini de çizdi. Gazetenin seçtiği “10 liderö arasında Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren, YÖK Başkanı Erdoğan Teziç, Akbank Murahhas üyesi Suzan Sabancı, Oya Eczacıbaşı ve Koç Holding CEO’su Bülent Bulgurlu da bulunuyor.
Ekonomi gazetesi Financial Times, bir Türkiye Raporu yayınlandı. Öncelikle Türk ekonomisine ilişkin değerlendirmelere yer verildiği raporunun bir bölümünde “İş Dünyası, Finans ve Siyasetteki Liderleröin portresi de çizildi. Gazetenin seçtiği 10 lider sırasıyla şöyle:
“İstanbul Modern Yönetim Kurulu Başkanı Oya Eczacıbaşı, Boydak Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Mustafa Boydak, Koç Holding CEO’su Bülent Bulgurlu, Hürriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök, Garanti Menkul Kıymetler İcra Kurulu Başkanı Metin Ar, YÖK Başkanı Erdoğan Teziç, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Akbank Murahhas Üyesi Suzan Sabancı, TOBB Başkanı Rifat Hisarcılıklıoğlu, Başbakan Yardımcısı Nazım Erken."

-ORGENERAL BÜYÜKANIT-
İngiliz gazetesi, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Büyükanıt’ın görevine başlamadan önce Genelkurmay’ın AB standartlarına uyma çabaları çerçevesinde rolünün azaltılmasını kabullendiğini ancak Büyükanıt ile birlikte durum değiştiğini savundu. Gazete, “Bu yıl, hükümet ile iki önemli ihtilafa gördü: Abdullah Gül’ın cumhurbaşkanlığına aday gösterilmesi ve ayrılıkçı öldürmelerdeki artışa verilecek yanıt" diye yazdı. Gazeteye göre, bu gelişmelerden çıkartılması gereken ders, Türk askerleri hiçbir zaman hesabın dışında tutulamayacağıdır.

-ERDOĞAN TEZİÇ
Türkiye’nin “kilit sosyal muharebe alanlarıöndan birinin üniversiteler olduğunu savunan gazete, “Bunun nedenle devlet üniversitelerinde türban yasağıdır ve türbanın Türk toplumundaki yerinden daha bölücü başka bir konu yok" ifadesini kullandı. Gazete, “Hükümetin YÖK’ü kaldırmak istediğini ancak bunu yapabilmek için gerekli laik sicilinden yoksun olduğuö yorumunu yaptı.

-NAZIM EKREN-
“Türk hükümeti içinde belki en etkili ekonomik sesö olarak nitelendirdiği Başbakan Yardımcısı Nazım Erken için Financial Times, “Rolü, ekonomi ile ilgili çeşitli bakanlıklar arasında politika koordinasyonu yapmaktırö dedi. Türkiye’nin IMF ile ilişkisinin geleceği konusunu değerlendirdiğini belirten gazete, hükümetin seçimi, büyük ölçüde ekonomi performansın sayesinde kazandığını kaydederek “Bu nedenle ekonomik istikrarın ve yaşam standartlarındaki artışın süreceği ve yaygınlaşacağı beklentileri yüksek. Sayın Ekren, böyle olmasını sağlamalıdır" değerlendirmesini yaptı.


-SUZAN SABANCI-
İngiliz gazetesine göre, Suzan Sabancı’yı “murahhas üyesi" olarak tanımlamak, piyasa değeri itibariyle önde gelen ticaret bankası olan Akbank’daki rolünü kücümsemektir. Citigroup’un Ekim 2006’da bankanın yüzde 20’sini 3.1 milyar dolara aldığına dikkat çeken gazete, Sabancı için “Bankanın gelecek yönetim kurulu başkanı gibi görüldüğü"nü belirtti ve “Fazla geçmeden Türkiye’nin en güçlü kadını olacak. (Eğer şimdiden değilse)" ifadesini kullandı.

ANKA


Ziyaretin sırrı çözüldü

Gül'ün, Suudi Kralı Abdullah'ı, Swiss Otel'de ziyaret etmesi tartışmalara neden olmuştu.
VATAN Gazetesi'nden Levent İçgen'in haberine göre, Kral Abdullah’ın ziyaretinin tartışılmasını garipsediğini açıklayan Suudi Büyükelçi, “Kardeş gibiler. Aramızda protokol yok'' dedi.
Suudi Arabistan’ın Ankara Büyükelçisi Muhammed El-Hüseyni, Kral Abdullah’ın protokol kuralları başta olmak üzere tartışma yaratan ziyaretini değerlendirdi. Suudi Büyükelçi, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, Kral Abdullah tarafından Swissotel’de kabul edilmelerini “normal'' gördüklerini anlattı.
Büyükelçi Hüseyni, “Başkaları gibi değil, arkadaş kardeş gibiler. Özel bir şey. OPET toplantısında da petrol bakanını kabul etti o, görüştü arkadaş gibi. Bazı petrol bakanlarını arkadaş gibi kabul etti. Biz de yapıyoruz bunları, şahsi diyaloglar. Gül, Başbakan iken Kral havaalanına gitmişti. Aramızda protokol yok. Birbirlerini kardeş olarak görüyorlar. Gül, Dışişleri bakanıyken de görüştü, kabul etti. Birbirlerine karşı jestleri oluyor, bunlar da unutulmuyor'' dedi.
Büyükelçi Hüseyni, bayraklarını Kuran’da ayet olduğu için aşağı indirmediklerini belirterek, “Ayet olduğu için biz hiçbir zaman bayrağımızı aşağı indirmeyiz. Bunun altında başka bir şey aramak yanlış olur'' ifadesini kullandı.

Ekonomik yansımalar
Kral Abdullah’ın Türkiye ziyaretinin getireceği ekonomik yansımaların herkesi şaşırtacağını öne süren Hüseyni, “Ziyaretin ekonomik yansımaları olacak. Görecek, şaşıracaksınız. Milyarlarca dolarlık yatırımımız var. Türk müteahhitleri bu işleri yapabilir. Bu konuda delegasyonlar geliyor'' şeklinde konuştu.
Hüseyni, Kral Abdullah’ın Suudi Arabistan’da yapılacak festivale Türkiye’yi şeref konuğu olarak davet ettiğini de söyleyerek, “Şubat ayında Türkiye’den 300 kişilik bir sanatçı grubu gidecek. Festivale çağrılan tek yabancı ülke Türkiye'' dedi.
Kral Abdullah’ın Türkiye’ye gösterdiği ilginin yeni olmadığının altını çizen Büyükelçi Hüseyni, “Kralın yakın ilgisini sadece Sayın Gül ve Erdoğan’a bağlamak doğru olmaz. Türkiye dostumuz. Özal ve Demirel zamanında da ilişkilerimiz iyiydi'' diye konuştu.
Gül'ü eleştirenler şu yorumu yapmıştı: "Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni temsil etmektedir. Protokole göre devlet başkanı statüsündeki biri Çankaya Köşkü'nde kabul edilmeliydi. Bu yüzden önce otele gidilmesi protokole aykırıdır; yakışık almamıştır." Diğer görüş ise şuydu:
"Cumhurbaşkanı Gül, konuk Kral'a bir jest yapmıştır. Bu bir nezaket gösterisidir." Tartışmalar sürerken bu jestin neden yapıldığı sorusu sorulmuştu.
Bu arada dün akşam saatlerinde kulislere, "Hac kotası krizi çözüldü" haberi düştü.
Buna göre Türkiye, Diyanet İşleri Başkanlığı, her yıl olduğu gibi bu yıl da Avrupa'daki vatandaşlarımıza 16 bin kişilik kota doğrultusunda para toplamıştı. Ancak son dakikada Suudi Arabistan, 16 bin kişilik kotayı 8 bine indirmişti ve kriz çıkmıştı. Çünkü Diyanet, 16 bin hacı adayından para toplamıştı. Krizin çözümü için Dışişleri Bakanı Ali Bacan, Riyad'a gitmişti. Ancak bütün ricalara rağmen kota yükseltilmemişti.
Ve Gül'ün Otel yaptığı ziyaret sonrası krizin çözüldüğü haberi gelince şu yorum yapıldı: "Şimdi o jestin nedeni anlaşıldı."


Vekile zam kulisi hızlandı

ANKARA Milliyet

Zam isteyen milletvekilleri, 2008 yılı bütçesinin görüşmelerinde sona yaklaşan TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu üzerinde kulis çalışmalarına hız verdi. Kulisler, komisyonda önergeyle bütçe cetvellerinde değişiklik yapılması üzerinde yoğunlaştı. Bunun, komisyonda cetveller görüşülürken, milletvekilleri için fazla mesai ücretinin artırılmasıyla mümkün olabileceği ancak, başbakanlık müsteşarına endeksli olan maaşların bu şekilde artırılmasının teknik olarak mümkün olmayacağı bildirildi. Yoğun kulis karşısında, zam talebinin, önümüzdeki günlerde TBMM'ye gelmesi beklenen 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası'nda değişiklik yapılmasına dair yasa tasarısı görüşmeleri sırasında giderileceği sözü verildi.

Benzer Konular

28 Ekim 2016 / ThinkerBeLL İletişim Bilimleri
20 Ekim 2015 / Jumong Genel Mesajlar
24 Ekim 2008 / CrasHofCinneT Bilgisayar
18 Kasım 2010 / ThinkerBeLL X-Sözlük
21 Şubat 2010 / ThinkerBeLL Bilim ww