Arama

Sahipsiz Mektup'lar - Sayfa 59

Güncelleme: 2 Haziran 2012 Gösterim: 277.669 Cevap: 628
ScarletSunShine - avatarı
ScarletSunShine
Ziyaretçi
21 Mart 2009       Mesaj #581
ScarletSunShine - avatarı
Ziyaretçi
Sevda Mektupları aşk mektupları Merhaba Sevgili;

Sponsorlu Bağlantılar
Güneşin bile kendini göstererek, bir nebze olsun ara verdiği şu soğuk kış günlerine bir solukluk bir arada biz verelim diyerek başlamak istedim satırlarıma.

Güneşin sıcaklığını yansıtarak belki buralardan aynı sıcaklığı seninde hissetmen temennisiyle kuruyorum cümlelerimi.

Bir önceki mektubunda yazmaya başladığını söylemişsin. Kocaman teşekkürler yazmaya başladığın için. Hem de tüm duygu yüklü teşekkürlerimi göndermek istiyorum sana. İçinde senden izler olan, duygularını, düşüncelerini ve belki de umutlarını taşıyan mektubunun gelmesini büyük bir keyif ve özlemle bekleyeceğim. Biliyor musun ? Küçük bir tebessüm bile bazen insani mutlu kılmaya yetiyor. İste bu mektup; hem zamanlamasıyla, hem de geldiği kişiyle alakalı olarak belki de Tanrının bana sunduğu bir bayram hediyesi olacak.

Nasılsın demiştin ya ? Beni soracak olursan diye devam eden mektup cümlelerinden olsun, bende iyiyim demek istiyorum. Yoğunluk, koşarak devam eden ve yakalamaya çalıştığımız hayatın plesengleri diyelim.

Nasılsın sorusu o kadar geniş ki, inan bazen ben bile nasıl olduğum sorusuna tam anlamıyla cevap bulamıyorum. Sadece geniş bir perspektiften ifade edecek olursam yoğun geçiyor diye adlandırmak en doğrusu. Vatanında olmanın, sevdiklerinle beraber olmanın anlamını tarifsiz bir mutluluk diye nitelendirebiliyorum. Diğer yanda yaptığım uğraşları sevmenin keyfi bir nebze olsa da yoğunluğu tatlı bir yorgunluğa dönüştürüyor. Bazen yorucuda olsa insanin özlemlerinin, duygularının bir nehir misali yol aldığını görmek yaşamanın, var olmanın gerçekliği diye düşünüyorum.

Kendisini dinlemesi insanin hele ki bir müziğin tılsımlı duyumsamalarında, gerçekten aklın bütün ayrımsamalarını gözler önüne seriyor. Bunu zaman zaman da olsa çemberin dışına çıkmak olarak nitelendirdiğim şekilde bende yapıyorum.

“Beyaz Turnayı” aramanın yolunda seher yıldızının rehberliğinde bir seyyah gibi ilerlemekteyim hayatin su akil almaz yolculuğunda. Zamanın aynasından yansıyanları düşlerde birleştirip gerçeğe dönüştürme sevdası belki de beni alıp üren. Uzak diyarları yakın etme, imkansızı olağan kılabilme uğraşı diğer bir tanımıyla.

Evet bayramda geliyor. Bayram hepimizin çocukluğumuzdan bu yana aklımızda kalan bol sekerli bol sevinçli günler. Hele ki sevdiklerimizle bir arada olabiliyorsak ne mutlu bize.

Sende bayramda anneme gideceğim demişsin. O kadar kısa ama o kadar içten ve bir o kadarda duygu yüklü bir cümle geldi ki bana. Simdi özlemlerim depreşti yüreğimde ve bunun üzerine ben de validemi aradım. Ve bu cümlenle ilgili bir kaç satır yazmak ihtiyaç oldu.

Hani gözlerimizi kapattığımızda yüreğimizden süzülen bir damla vardır ya. İste sevgilerin bütün tanımlamalarının başını çeken annelerimiz.

Acıkınca ağlayan, üşüyünce üstümüzü örten, gece yarısı ninnilerinin en güzel sesi annelerimiz. Çocukluğumuzun ve hayatımızın müdahil ilk rehberi. Belki simdi büyüdük o kadar ihtiyaç duymuyor gibi gözüksek de bizi yine de kollayan, saran annelerimiz.

Eve her geç geldiğimizde, kapıyı açınca bizi bekler bulduğumuz annelerimiz. Başka şehirlerdeyken bile arayıp üstünü kalın giyin üşütme diyen, yemeğini güzel ye, ihmal etme diyen annelerimiz.

Anne ya artık büyüdük diye verdiğimiz serzenişli cevaplara. Siz benim gözümde hala çocuksunuz ve bir gün Anne baba olursanız anlarsınız diyen annelerimiz. Babalarımızla aramızda bir iletişim köprüsü kuran, bazen bir dost bir arkadaş olan annelerimiz.

Hayatta neye muaffak olursak olalım, asla hakkını yeterince ödeyemeyeceğimiz annelerimiz.

Umarım bir gün sende anneliğin kutsiyetini tadar ve onun erdemini yaşarsın. Başta da kurduğun cümle gibi, git şimdi sende annene koş. Büyük bir özlemle sarıl
annene ve beraberce bu kutsiyetin tadını çıkar .

Yine farkındayım cümleye nokta koymanın zamanı geldi. Yinede mektubunla bu yoğunluğa bir nefeslik mola verdirdiğin için teşekkür ederim.

Görüşmek üzere diye bitirilen, insanin içinde umutlarını taze tutan sözlerle noktalamak en doğrusu gibi geliyor.

Şimdilik gözlerinden öpüyorum, dudaklarından öpmeye kıyamadığım için.

Hoşçakal gönlümün güzeli, görüşmek üzere.

ScarletSunShine - avatarı
ScarletSunShine
Ziyaretçi
28 Mart 2009       Mesaj #582
ScarletSunShine - avatarı
Ziyaretçi
Özlem üzerine aşk mektubu Sevgilim

Sponsorlu Bağlantılar
Sen gideli kaç saat oldu ? Kaç gün geçti, kaç hafta..? Saymadım.. Bana yüzyıllar geçmiş gibi geliyor. Son anda sen giderken gözlerinin buğusunu bıraktın.. Şimdi sis içinde bütün dünya. Çiçekler gözyaşlarımı içti, sen onları kırağı sanırsın, çiy sanırsın.. oysa hepsi benim gözyaşlarımla ıslak..

Sevgilim özlüyorum seni.. Bir balta indirildi, içimden bir ağaç köküyle devrildi. Gözlerimden akan yaştan belli değil mi, içim kanıyor. Özlem bir bulut gibi sarıyor beni, kuşatıyor . Seni sevmek bir sonsuzluk gibi büyüyor içimde. Haftanın her gününe, geçen her saate senin adını verdim. Senin adınla başlıyor mevsimler, yıllar sen varsan içinde, geçerli...

Özlem bir yağmur gibi yağıyor üstüme. Damlalar yüreğime vuruyor. Gecenin karanlığında bir başınayım.Uykularım bölük pörçük. Bütün rüyalarımda sen.. gözlerim kapanır kapanmaz gözlerin yaklaşıyor. Sonra bir rüzgar alıp seni, benden uzaklara ürüyor.

Geceler boyu sabahlayıp uğruna, boşluğa düştüğüm sevdiğim, bir tanem, gözbebeğim.. Yüreğimden mühürlendim sana.. Şiirler havalanıyor kuşlar gibi, şarkılar ağlıyor yokluğuna.. Sevgilim hayatı sende buldum ben, tükenirsem sen tüketirsin beni.

Yoksun, gittin, tek başına koydun... Bu nasıl bir özlemdir, kendi gövdem ateşten bir gömlek.. yanıyorum..Yetti artık, yetiş n'olur dayanamıyorum

ahmed - avatarı
ahmed
Ziyaretçi
9 Temmuz 2009       Mesaj #583
ahmed - avatarı
Ziyaretçi
Takvimler hep umutsuz yarınları gösteriyor ...


Bugün düş kursam yarın hayal kırıklarımın parçalarını topluyorum ...
Bana bu kaçıncı kıyışın hayat ...
ahmed - avatarı
ahmed
Ziyaretçi
11 Temmuz 2009       Mesaj #584
ahmed - avatarı
Ziyaretçi
Susma hani aşk insanı zaten bulurdu?
Susma hani yıllar aşka çare olurdu?
Söyle yıllar mı daha hızlı bir kurşun mu?
Böyle sensiz her gün biraz yokoluşum mu?
ahmed - avatarı
ahmed
Ziyaretçi
13 Ağustos 2009       Mesaj #585
ahmed - avatarı
Ziyaretçi
Efkarı yüreklere ben koymadım
Aşkı nakış nakış işleyip
Dudaklara ben sunmadım...

Bana öyle bakma...

Aşk, her zaman vardı
Aşkı ben bulmadım...
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
13 Ağustos 2009       Mesaj #586
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Bugünden düne mektup

Uzun zaman oldu ayrılalı heyecanlı duygularla dolaştığım o senli tozlu sokaklardan.
Çok uzaklardayım. Kendimi arıyorum hâlâ birden buluyorum ve aniden ölüm gibi bir acı özlemlerimi ele alıyor sen aklıma geliyorsun…
Hatırlasana henüz çocuk saf ve temizdik. Sevmeyi öğreniyorduk birbirimizden. O duyguyu dillendirmeden hisedilen derin bir bakışla birbirimize akıyorduk. Hiç zorlanmadan taze bir sevgi büyütüyorduk yarınlara…Yarınlar umudumuzdu ve umutlarımız sevgimizdi.

Hatırlar mısın dünün saklı yarını? Dünden bu güne şekillenen mecburi değişimleri! Hiç unutmadım seni çok zorladım kendimi ama bir gizem saklı bende unutturmamaya yüz tutmuş bir çözlülmez gizem. Unutmak işime gelmiyor belkide çözümsüzlüğüm bundandır sanırım.Yollara vuracaktık kendimizi hayellerimiz rüya gibiydi...
Hâlâ eskisi gibi gülüyor musun? Ne çok severdim o gülücüklerini gamzelerine dokunurdum. Hayallerim büyürdü. Ben gülmezdim hayallerim gülerdi. O gülücüklerin ikimize de yeterdi.
Biliyor musun? Hep parmaklarının ucunu öpmek istemiştim ama öpemedim. İçimde küçük bir yara sevda gibi büyüdü kocaman bir yara oldu. Farkında değilsin tabii. Nereden bileceksin uzun zaman oldu ayrılalı ayrılık değiştirdi yarınlarımızı…Bu kaçıncı mektubum sana bilemezsin her defasında yırttım anlıyor musun?
Bir pazar sabayıydı. Sana geliyordum. Mevsim yazdı. Havalar sıcak ve bunalıtıcıydı. Adeta uçuyordum sana adımlarım hızlıydı. Buluşmak çabası özlemin bende ki teriydi… Düşmüştüm yolda sana koşarken dizlerim kanamıştı.Yaralarım acıyordu. Gözlerini gördüm sonra ve sonra o ince parmakların dokunmuştu yaralarıma... Sanki öpüyordun acımı acım sana akmıştı. Birden gülmeye başladık hatırladın mı? Çok gülmüştük o an durduramadık kendimizi ve birden ansızın ilk kez seni öpmüştüm. Masum bir öpücüktü. Utanmıştın. Bende utanmıştım. Hesapsız bir bakışın yüzümüze yansıması bir yaşamın acısı olacağını nereden bilebilirdik değil mi?
Çok üzülüyorum biliyor musun? Ve de çok mutsuzum! Acılarım en çokta seni düşünmeye başladığım an aklıma geliyor. Keşke ayrılmasaydım. Tozun kendisi olsaydım o sokakların.
Saçların hâlâ güzel mi? Ne kadar da parlıyorlardı güneşte hep taramak istemiştim biliyor musun? Ve tararken dokunmak-koklamak… Bir buğday darlası gibi savuruyordu rüzgar saçlarını. Serinliyordum... Mutluluktu saçlarının renginden aşkı tasarlamak. Saçlarına dokunmaktı aşk… Anlıyor musun?
Ah ah sevdamı yenileyen sen! Seni aramadım.Bulmaktı seni aramak ama aramadım sanırım korktum. Sen niye aramadın bugünümün dünden kalan hayali neden aramadın? Çok özlüyorum seni şimdi deli gibiyim…
Bu uzaklık hâlâ içimi kemiren bir hüsran. Dayanmak ne mümkün anılar üstüme üstüme geliyor. Hiç andın mı beni? Çok merak ediyorum… Acaba uzandın mı o uzun başbaşa kaldığımız kır gezilerine! Bir keresinde eşekten düşmüştük hatırladın mı? Yine gülmüştük durmak bilmeden. Ve daha çok artmıştı gülmemiz yolda geçen köylü çiftçinin bize küfür savurduğunu duyunca.
Sonra ne demişti o köylü adam bize hatırlıyor musun? Ben hayal meyal hatılıyorum. “Hadi evinize gidin yaramazlar” demişti sanırım. Biz hâlâ gülüyorduk. Ne kadar da mutluyduk değil mi? Ama şimdi her şey başka ben bir başka insanım biliyor musun? Peki sen değiştin mi? Çok merak ediyorum yüreğin eskisi gibi aydınlık mı acaba? Ben seni düşündükçe aydınlanıyorum anlıyor musun?
ahmed - avatarı
ahmed
Ziyaretçi
13 Ağustos 2009       Mesaj #587
ahmed - avatarı
Ziyaretçi
sadece Özledim ...


Yalanı sevmem , bunu sana söyledim
Aşkına kapıldımda , kör oldu gözlerim
Lanet olsun sevgilim ,Bizi Ayırdı o sözlerin
Özledim , sadece özledim
Yollarını gözledim
sevdim , hemde çok sevdim
yüreğime parıltı gibi girdin
bir ateş gibi yaktın beni ve gittin
özledim , sadece seni özledim
yoluna bakakaldı bu gözlerim

alıntı.
Elçin - avatarı
Elçin
Ziyaretçi
14 Ağustos 2009       Mesaj #588
Elçin - avatarı
Ziyaretçi
Az önce başladı isminle karışık yağmur..

Az ışıklandırılmış sokaklardan taşıp, az sevilmiş yüreğimin penceresi olan gözlerimde birikti sonra.
Buğusuna adını yazmak istedim, gitmedi elim…
Gitmedi elim, bulutların ardına gizlenmiş yıldızların; bizden çalıp gittiği umutları resmetmek için kalemime.
Az önce başladı işte.

“Göstere göstere yağar mı yağmur, çakar mı gün ortası şimşek” dememe fırsat vermeden, yarım bırakılmış bir dua gibi döküldü göğün dudaklarından; gözlerini bırakarak yanı başıma.

Gözlerin…

Işığın varlığından utanmasına sebep, güneşin doğarken hicap duymasına vesile; gece karası gözlerin.

Gözlerin…

Tavana sabitlenmiş bakışlarımın tek dert ortağı, görmekten usanmadığım düşlerimin tek sebebi, aldığım her nefesin “iyi ki varsın” ı gözlerin…

Az önceydi başlayışı, hızlandı şimdi biraz.

Kim bilir hangi tomurcuğa yeni bir aşk lütfedecek bir yağmurun, koca bir şehre çöken kasvetiyle ıslanıyor varoşlar.
Islanıyor küçücük elleri ilkbaharın..Üşüyor düşlerim sessiz sedasız…
Oysa, ne çok severdim yağmuru sen yanımdayken.

Islanmak ama hep ıslanmak üzere kurgulanırdı baharın yaramaz çocukluğu.

Ama şimdi, ya çok fazla duyuyorum “November Rain”i, ya yaşlanıyorum gerçekten.

Bende anısı olmayan sokaklarında geziyorum bu şehrin, olmuyor; olamıyor.
Attığım her adımda, düşen bir damlanın hüznüyle ıslanıyorum yeniden.
Bulutlar geçiyor üzerimden gece renginde; ıslaklığını yanı başıma bırakarak.
Aslında hiç hakkım yok, biliyorum.

Sana ihale edilmiş sitemlerim de, benden uzaklaşmış benliğime kavuşma gayretim de; yalnızlığıma anlattığım hoş bir anı sadece.

Ve yalan külliyen. En az varlığın kadar…

Üstelik, sana her seslenme çabamda; ördüğüm birkaç sıra duvarı da kendi hayallerimi de yıkarak yok ettim seninle birlikte.
Şimdi, düşen her damlanın ağırlığıyla ezilerek ve bir zamanlar o yağmurun nelere sebep olduğunu hatırlayarak; yeni ölmüş bir sevdanın toprağına düşüyorum sessizce..

Suskunluğum ikrarım, yağmur tek günahımdır..

Az önce başladı seninle karışık yağmur ve dineceği yok gibi…
reyan - avatarı
reyan
Ziyaretçi
16 Ağustos 2009       Mesaj #589
reyan - avatarı
Ziyaretçi
Alıp başımı giderdim her zaman yalnızlığa doğru
Seni düşünerek
Ve şu karanlığın acı soğuğunda üşüyerek
Ama gitmeyi istemiyordum o şehre
Seni görmeyi istemiyordum.
Ve hatta seni düşünmeyi bile...
Elimde değildiki bu
Çünkü bir parçam olmuşsun sanki
Ne seni düşünmeden edebiliyorum
Nede seni düşünerek...
Çünkü sen sen karşılıksız sevdamın
Bir başrol kahramanı olmuşsun artık

Fakat üstüne birde heyecan vardı
Seni göreceğim diye
Her ne kadar gitmeyi istemesemde
Her ne kadar acı çekip ağlasamda
İşte yolculuk,
Ve gelmişti zaman
Gidiyordum korkarak
İşte yine hüzün başlıyor diyordum
Yine gözümde yüreğimde canlanıyor
Bir mendil gibi kullanılıp kenara atılırcasına
Eski günlerim...
Bu şehir ve sen
Beni kahreden ve alıp
Uçurumun kenarına iten iki şey
Belkide ölüme götürecek olan...
Sen karşılıksız sevdamın başrol kahramanı
İstanbul sevdamın hatıralarını barındıran şehir.

Nedense bu zamandır hep seni görmek istedim.
Hakim olamıyordum kendime
Sokak sokak seni aradım İstanbulda bile
Nerede bir topluluk görsem oraya koşardım.
Semt pazarlarına bile öylesine giderdim
Belki seni görürüm diye
Nerede sen giyimli birisini görsem
Hep sen sanardım.
Arkasından ' Bakar mısınız? ' demek geliyordu içimden
Ama...
Diyemiyordum sen olsaydın bile


Geldim ama ayrılık vakti gelmişti bile çoktan
Boynu bükük ve sefil,
Umduğunu bulamamış
Yani seni göremeden gidiyordum.
Alma arkamda sevdamın kokusunu bırakıyorum.
Belki beni hatırlarsın diye.

İşte yine yalnızlık, yine kahır dolu günler başlıyor.
Dayanamıyorum çökmüştüm artık iyice.
Çok çektim, yıprandım
Susuz kalıp kuruyan ağaçlar gibi gitgide kuruyordum.
Ama hayata bağlanmayı öğrendim
Sıkı sıkıya sensizliğimde

Düşünmeden edemiyordum
Bir kar kadar temiz
Okyanuslar kadar büyük sevdam
Sana bir yudum su kadar azmı geldi?
Unutma insan susuz kaldığında
Bir damlasına bile ihtiyaç duyar
Ve sende aşksız kaldığında bana ihtiyaç duyacaksın
Hani bir şarkı vardıya
' Leyla sevmek hoştur ama
Mecnun olmak başkadır başka
Aşık olmak hoştur ama
Sadık olmak başkadır başka '
Bu aşkın Leylası sen oldunda
Yoksa ben Mecnunu benmi olamadım?
Sen karşılık vermesen bile
Ben sadıkmı olamadım bu aşka?
Sen böyle düşünsende
Ben aşkıma sadıkta oldum Mecnunda
Mahkumda oldum kölede! ! !
Belki çöller aşamadım
Belki dağlar delemedim ama
Sen karşılıksız sevgimin başrol kahramanı için
Ne aşılmaz yollar aştım
Ne yokuşlar çıktım.
Çırpındım çabaladım ve nihayet zirveye ulaştım
Ama zirvede ne toplayabileceğim bir demet çiçek
Nede koparabileceğim bir gül vardı.
Şimdi ben istemiyorum karşılık vermeni!
Ben istemiyorum kahır dolu günleri hatırlamayı
Azalıyor git gide sevdam
Ve ne yazıkki sen
Karşılıksız sevgimin başrol kahramanı değil
Hayat senaryomda amatör oyuncu olarak kalacaksın.


(alıntı)
Elçin - avatarı
Elçin
Ziyaretçi
17 Ağustos 2009       Mesaj #590
Elçin - avatarı
Ziyaretçi
uzun hüzünler yazılırdı alnıma...gözlerim uzaklara dalıp giderdi...
ne zaman şehirlerarası bir otobüs görsem aklıma ayrılık düşerdi.
belki bu yüzden en çok sonbaharı sevdim mevsimlerden..
hiçbirşeyin başlangıcına sevinemedim hep bu yüzden..
gece kaplarken en mavi en sonsuz düşlerimi
gülüşlerime gözyaşı tuzu dokunurdu..
en olmadık yerine rüyalarımın karabasanlar otururdu..
aslında böyle olmamalıydı biliyorum
biliyorum sende istememiştin..
başka bir istasyona kesilmişti biletlerimiz
yanlış yerinde kalmıştık zamanın
biliyorum....sende istememiştin...
yalnızca yalnızlıklara gömüldük
öyle birdenbire soluk bile alamadan çığlık bile atamadan
sığ bir denizde gasterişsiz şekillerde boğulduk..

gözlerim uzaklara dalıp gitmişti
yanlış otobusleri seçmişti yanlış yolcular
bu yüzden doğmuştu şehirlerarası yalnızlıklar
giden kalana inanmıştı,kalan bin türlü yalana
bana öyle bakma....bende istememiştim
öyle ansızın farkına bile varmadan bir tokat gibi
çarptı yüzüme gözyaşım
bir yaprak kopar gibi bir bahar geçer gibi
sapsarı kesildi yüzüm..
uzun....çok uzun hüzünler yazıldı alnıma
o günden sonra her zaman uzaklara dalıp gitti gözlerim
ve hep o ayrılıktan sonra
hiçbirşeyi başladı kabul etmedim...
sevinemedim...

Benzer Konular

17 Haziran 2009 / _PaPiLLoN_ Taslak Konular
19 Haziran 2014 / By_Dark Cevaplanmış
16 Ağustos 2014 / Misafir5 Cevaplanmış
3 Şubat 2016 / Safi X-Sözlük
15 Eylül 2015 / Safi X-Sözlük