Arama

Şiir Nehri -1- [Arşiv] - Sayfa 426

Güncelleme: 2 Aralık 2006 Gösterim: 1.651.773 Cevap: 12.492
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
15 Temmuz 2006       Mesaj #4251
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Yağmur Adam

Sponsorlu Bağlantılar

Kimliksiz bulutlara yaslanırdı akşamları
Sessizce koşardı ertelenmiş ufuklara
Bir gece boşanıverdi düş yorgunu uykulardan
Terkedilmiş bir sokağa bıraktı çığlığını
Kayboldu yağmur kokulu dalgın bakışları

Önce kaldırımları okşadı soluksuz,ıslak
Ve gece matemi üstünde koyulaşan
Tozpembe vitrinler gördü
Yüreğini serdi ıssızlığa
Ve ruhunu soyundu çırılçıplak

Yitik güneşler topluyordu gözleri,
Parlak ve kimsesiz camekanlardan
Yedi iklim çaldı yıldızlardan tadılmamış
Ama karanlığın kuytusunda unuttu
Mavi,soğuk ve kristal gülüşleri

Bir adam isyana vurdu kendini
Dağılıverdi ne varsa ceplerinde
Yorulmuştu,yağmura bırakıp her şeyini
Kaçamak umutların kıyısından geri dönmek
Ve silmek istedi zamanın izlerini

PuS - avatarı
PuS
Ziyaretçi
15 Temmuz 2006       Mesaj #4252
PuS - avatarı
Ziyaretçi
Ah su geceler, karanlik geceler
Beni sensizlige daha cok itenler
Sponsorlu Bağlantılar
Geceleri seni daha cok özlüyorum
Geceleri sensiz olmak cok koyuyor bana
Yalnizlıgımda suclu olan kim diye düsünüyorum?
Benmiyim yoksa sen mi?
Bir cevap bekliyorum birinden, bir hesap!
Ama kimse agzını acıpta senle ilgili bir laf etmiyor
Sanki sen hic yasamadın, sanki hic hayatıma girmedin gibi
Aglamak geliyor icimden, aglayıp acımı azaltmak
Olmuyor, yapamıyorum, su demirden kabugumu kıramıyorum
Gün gelir buda gecer diyorum, unutursun onu!
Oysa kendimi kandırıyorum

...BİTANEM...
insan kendisini unuturmu?
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
15 Temmuz 2006       Mesaj #4253
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Yaktığın Yerdeyim


Sokak kapısında durmuş
teğellerken anılarımı yakama
içeri bakıyorum.
Mavi gölgemle kapıyı açtım
içerdeki denizi kırmışlar
arşivlerde unutulan yüzümle
******rken seni
tünedim kaderime.
Islak gözümü kırpmadan
gölgeni buğularda aramaktayım
aynalara resmini çizerken
yüzümde artan yorgun çiziklerle
hala yaktığın yerdeyim.
TheGrudge - avatarı
TheGrudge
Ziyaretçi
15 Temmuz 2006       Mesaj #4254
TheGrudge - avatarı
Ziyaretçi
Gidiyorum...


Gidiyorum…

Gidiyorum...
Zaten sen beni hiç sevmedin ki.
Gidiyorum…
Elimde bir avuç gözlerin,
Cebimde bir mendil ve göz yaşlarım.
Gidiyorum…

Elimde değil ben seni çok sevdim.
Hiç yalvarma sakın…
Bilirim yalvarmayı sevmezsin,
İşte bak gidiyorum…
Gittiğime de inanmazsın bilirim.
Elimde bir avuç bakışın,
Tenimde kokunla,
İşte gidiyorum.

Sakın ağlama arkamdan,
Bilirim sen ağlamayı bilmezsin,
Ağlayanı da hiç sevmezsin.
Elimde değil gidiyorum…
Cebimde bir paket sigara,
Yüreğimde yokluğunla,
Ha… bir de senden ufak bir hatıra…
Yalnızlığımla…
Gidiyorum.
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
15 Temmuz 2006       Mesaj #4255
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Yakamozlu Hayat


Dejavudur zamanın adı
Ruhum kayıptır
Bir köstebek yuvasında
Her yer tanıdık gelir oysa
Kendimden başka

Yakarım bir cigara
Paket aynı paket
İçen başkasıdır oysa
Ölsem derim
Ah be ölsem derim
Toprak almaz beni
Ölemem ben

Derken
Yaşlı bir balıkçı olurum
Yakamoz avlayan
Heykelli havuzun başında...
Yakamozlar tanıdık ama
Tutan başka...tutan başka...
mcduzkeceli - avatarı
mcduzkeceli
Ziyaretçi
15 Temmuz 2006       Mesaj #4256
mcduzkeceli - avatarı
Ziyaretçi
Sana büyük bir sır söyleyeceğim Zaman sensin
Zaman kadındır İster ki
Hep okşansın diz çökülsün hep
Dökülmesi gereken bir giysi gibi ayaklarına
Bir taranmış
Bir upuzun saç gibi zaman
Soluğun buğulandırıp sildiği ayna gibi
Zaman sensin uyuyan sen şafakta ben uykusuz seni beklerken
Sensin gırtlağıma dalan bir bıçak gibi

Ah bu söyleyemediğim işkencesi hiç geçmeyen zamanın
Bu mavi çanaklarda kan gibi durdurulmuş zamanın işkencesi
Ah bu daha beter işkence hiç mi giderilmemiş istekten
Bu göz susuzluğundan sen yürürken odada
Bense bilirim büyüyü bozmamak gerektiğini
Daha beter seni kaçak
Seni yabancı bilmekten
Aklın ayrı bir yerde gönlün ayrı bir yüzyılda kalmaktan
Tanrım ne ağırdır sözcükler Asıl demek istediğim bu
Hazzın ötesinde sevgim hiçbir zararın erişemeyeceği yerde bugün sevgim
Sen ki benim saat-şakağımda vurursun
Boğulurum soluk alıp vermesen
Tenimde bir duraksar ve yerleşir adımın

Sana büyük bir sır söyleyeceğim Her söz
Dudağımda bir dilenen zavallı
Acınacak bir şey ellerin için kararan bir şey bakışının altında
İşte bunun için diyorum ikide birde seni seviyorum sözünü
Boynuna takabileceğin bir tümcenin o parlakça kalp kristalini
Kaba konuşmamdan gücenme benim. Bu konuşma
Ateşte şu tatsız cızırtıyı çıkaran sudur o kadar

Sana büyük bir sır söyleyeceğim Bilmem ben
Sana benzeyen zamandan söz açmayı
Bilmem senden söz açmayı bilir görünürüm
Tıpkı uzun bir süre garda
El sallayanlar gibi gittikten sonra trenler
Bilekleri sönerken yeni ağırlığından gözyaşlarının

Sana büyük bir sır söyleyeceğim Korkuyorum senden
Korkuyorum yanın sıra gidenden pencerelere doğru akşamüzeri
El kol oynatışından söylenmeyen sözlerden
Korkuyorum hızlı ve yavaş zamandan korkuyorum senden

Sana büyük bir sır söyleyeceğim Kapat kapıları
Ölmek daha kolaydır sevmekten
Bundandır işte benim yaşamaya katlanmam
Sevgilim
Louis Aragon
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
15 Temmuz 2006       Mesaj #4257
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
GÖLGE AŞKLAR KUARTETİ




Gün döndü sevda yüklü kanatlara
Döküldü tan kuşku sürgünlerine…


Bir sevda yankılanır hazan düşlerimde
Rüzgar yalarcasına geçer kıraçlarımı
Dönemeçlerimde giz sevdalar
Titremelerle girilmiş koyunlarda şüphelerim

Bilirim ki
Aşk ötesidir uzanışlarım…

Dolunay ürküsü nazarların
Gölge aşklar kuarteti misali
Yoksul davul vuruşlarıyla
Damla damla hazana dönüşen aşk

Gecenin sabaha selamı gibi
Baharda çiçek olur konfetiler
Kamelyalarım sarar sevda sürgünlerini
Manolya beyazlarında erer sukûta

Bu sevda
Açılan ellerin restidir…

Anarken şiir düşlerin oylumlarını
Pusulada mealsiz belli belirsiz sapmalar
Kuzey güney med cezirlerinin
Esaret ateşinde yalnızlıklar.

Çıkarırım tüm senfonilerden
Fa diyez yakarışları
Bilesin…

Aşk
Sadece aşk olmalı

Ataklarında vurgulu sazlar suskun
Ortada sadece kemane dansları salınmalı
Ay ağlamaklı
Yürek yitik
Sevda başıboş dalyanlarda

Havaysa aşka dönük…


Suyu ısınmış sazların
Titrek bam tellerinde örtülü sevdalar
Rakkas kıvrımlarında ayın dördü
Ebem kuşakları yıkmakta horonu

Dersin
Gecenin dönümü ayrılık
Sabah hasrete vuslat

Dersin
Bir gece uzantısı sevişmelerin
Yaprak sesleri akmış bahar gözlerine
Yüreği hala tutsak kuşku sürgünlerimin …
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
15 Temmuz 2006       Mesaj #4258
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi


"İnce saz gaydalarında salınır ceren
Sanırsın zülufdur mehtab sargısı"



Sarsak uzantılarında sevişgen hülyaların
Benzemez çavlan dökülüşleriyle
İhtişamın aksettiği hisar burçlarına dökülen
Yalnızlığın ağır aksak öykünme semaisidir.


Has ağalar korusada Harem efsunlarını
Nice kanlar aklanır göbek taşlarında
Cariye düşlerine sığınmış saltanat davulları
Ölgün yel esintileri olur sultan boylarının

Kös dinlediğinde sessizlik aşıklısı zaman
Dert ürer flamengoların hüzün taradlarında
Süzüldüğünde reçineler bahar uçurtmalarına
Asuda şevk olur bab-ı hümayun entrikaları

Çığlıklar kazınırken Kanlıca kıvrımlarına
Bir aşk ateşi sarar erguvan dizinlerini

Tarihin hazanlarına saklı eylulsel dokuntular
Sadağından sıyrılmış delişmen gergef işlemeleri olur

Nazarı ValideSultan vari tarasada arşıl cihanı
Nurbahar Hatun döküntüsü gözyaşları sarar gülizarı
“Tiz” vurulan başlar garabetindeki son darağaçları
Ergenlik bilmez Padişah fetvalarına mühürdar olur


Rastık çekilmiş sabahların kör ayazlarına sarılan
Gece yadigarı öfke titremeleridir


Dolunay yayıldığında katre katre benliğine
Çariçeler hülyalanır Uralların sarp zirvelerinde
Umultusu; süregelen karadeniz çırpınışları olsa da
Nihayeti; Dramanın aşılamayacak dar köprülerinde
Sevdanın çözülemeyecek kördüğümleridir










"İnce saz gaydalarında salınır ceren
Sanırsın zülufdur mehtab sargısı"



Sarsak uzantılarında sevişgen hülyaların
Benzemez çavlan dökülüşleriyle
İhtişamın aksettiği hisar burçlarına dökülen
Yalnızlığın ağır aksak öykünme semaisidir.


Has ağalar korusada Harem efsunlarını
Nice kanlar aklanır göbek taşlarında
Cariye düşlerine sığınmış saltanat davulları
Ölgün yel esintileri olur sultan boylarının

Kös dinlediğinde sessizlik aşıklısı zaman
Dert ürer flamengoların hüzün taradlarında
Süzüldüğünde reçineler bahar uçurtmalarına
Asuda şevk olur bab-ı hümayun entrikaları

Çığlıklar kazınırken Kanlıca kıvrımlarına
Bir aşk ateşi sarar erguvan dizinlerini

Tarihin hazanlarına saklı eylulsel dokuntular
Sadağından sıyrılmış delişmen gergef işlemeleri olur

Nazarı ValideSultan vari tarasada arşıl cihanı
Nurbahar Hatun döküntüsü gözyaşları sarar gülizarı
“Tiz” vurulan başlar garabetindeki son darağaçları
Ergenlik bilmez Padişah fetvalarına mühürdar olur


Rastık çekilmiş sabahların kör ayazlarına sarılan
Gece yadigarı öfke titremeleridir


Dolunay yayıldığında katre katre benliğine
Çariçeler hülyalanır Uralların sarp zirvelerinde
Umultusu; süregelen karadeniz çırpınışları olsa da
Nihayeti; Dramanın aşılamayacak dar köprülerinde
Sevdanın çözülemeyecek kördüğümleridir
TheGrudge - avatarı
TheGrudge
Ziyaretçi
15 Temmuz 2006       Mesaj #4259
TheGrudge - avatarı
Ziyaretçi
Canım...
Dün seni düşündüm de yine...



Canım;

…………………………………………

Bana tanımadığım o şehirde neler yaptığından bahset biraz. O şehri hiç tanımıyorum, fakat zaman zaman sevmediğimi düşünüyorum. Hayır, sevmemem kötü havasından değil.Çünkü sana benden daha yakın diye düşündüğümden. Evet komik belki bu kıskançlık, ama onu kıskanıyorum doğrusu. Her şeyinle, neşen ve umudunla, bakışın ve gülüşünle oradasın, onun bilmediğim kim bilir nerelerinde… Buna hiç de hakkı yok, çünkü benim ihtiyacım sana ondan daha çok...

Sanki bir mektup ve bekleyişten,
Başka bir şey değil hayat.
Fakat biliyorum, bu kadar değil…
Çünkü gördüm,
Gözlerinde gördüm,
Bir sevinç, bir gülüş, bir çığlık ve…
Daha öte bir şeydi o…
Biliyorum bir gün,
Sen geldiğin zaman,
Her şey bir başka olacak,
Bir başka olacak bu şehir,
Ve bir başka olacak gece,
Başka bir türlü parlatacak,
Lacivert yelelerini körfez.
Sokaklar, insanlar, ağaçlar,
Her şey bir başka olacak.
Çünkü;
Bu şehirde her şeyden başka,
“Sen” olacaksın…
Sevincin ve umutlarınla.
Biliyorum…
Sen geldiğin zaman,
Her şey bir başka olacak.

İşte aynı gecede yazdığım bir şiir, Sen’ den Sana bir şeyler anlatmaya çalışan, ve benden yana öğrendiklerine bir şey daha ekleniyor. Ben böyle ara sıra şiir de yazarım, bilmem beğendin mi?...
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
15 Temmuz 2006       Mesaj #4260
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
O An O akşam gözlerimi alamadım senden
Hasretle tüten yıllara inat
Anlatmak zor geldi duygularımı,korktum
Sensiz geçen sabahları hayra yordum
Güneş kadar sıcaktın o an
Kar tanesi kadar berrak
Yağmur kadar saf ve temizdin o an
....
Mutluluğun ve sevginin resmini çizen
ressam olmak istedim o an
öyle güzeldin ki fırçalara hükmedemedim
Gözlerimde renk,kulağımda tatlı bir sestin o an
....
Gülleri düşündüm hepsi güzel
ne çare;
Sen,daha güzeldin o an ve her an
Gözlerine tutulmuştum,sözlerine vurulmuştum
Huzurluydum gözlerine baktığım zaman
Sen,okuyup da bitiremeyeceğim roman
Sen,eşi benzeri olmayan güzelliktin O AN...

Benzer Konular

18 Ocak 2010 / virtuecat Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya