Arama

Şiir Nehri -1- [Arşiv] - Sayfa 734

Güncelleme: 2 Aralık 2006 Gösterim: 1.654.468 Cevap: 12.492
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
23 Ağustos 2006       Mesaj #7331
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Matemler Yakıyorum

Sponsorlu Bağlantılar
Tufanlar kırıyor taze dallarımı
Mavi kubbenin Kutsal ezanında
Rüzgar kurutuyor duygularımı
Ve sitemler dolduruyor sevgimin kuyularımı
Bulutlar siliyor dinmez yaşlarımı

Ama olmuyor yapamıyorum
Ne vakit ayağa kalksam
Yıkılıyorum küf kokan yere
Kurşuni matemler yakıyorum göğe
Ve yüreğimi bırakıyorum sensizliğe

Gözlerciden yoksun gecede
Sensizliğimde
Nehirlerden Musa' yi
Çöllerden Mecnun' u
Ve kör kuyulardan Yusuf ' u çağırırdım hep
Ve mutluluğun haritasında
Saçlarına hep menekşeleri bağladık
Dem tutmayan acılarına hep beraber ağladık

Koşmak istiyorum yatağımdan sana
Ama olmuyor , yapamıyorum
Ne vakit gözlerini arasam
Densizce çamura itiliyor yüreğim
Ve kirece bulanıyor sen kokan ellerim
Sana ıslanıyor seni arayan gözbebeğim.

TheGrudge - avatarı
TheGrudge
Ziyaretçi
23 Ağustos 2006       Mesaj #7332
TheGrudge - avatarı
Ziyaretçi
Yüreğiniz Yoksa Sevmeye
Hepimiz birer,
Sponsorlu Bağlantılar
Gün yüzüne çıkmayı bekleyen,
Toprak ananın karnında ki,
Çeşit,çeşit tohumlar değilmiydik?
Gün yüzüne çıkmayı,
Filiz olup,başaklanıp,salınmayı,
Yada sevda bahçelerinde,
Alı al,moru mor,aşk çiçekleri gibi,
Kimi sevdalara gelinlik giydirmeyi,
Kimi aşıkları,Mecnun etmeyi,
Salıp dağların doruklarına,
Aşkına kavuşmak için,
Dağları deldirmeyi,
Kim istedi bizden,ve neden?

Sabırsızlıkla beklemedik mi?
Toprak ananın karnında,
Günlerimizi tamamlamayı?
Yaşama bir sevda çiçeği olarak,
Koncalanıp bir güzele sunulmayı,
En güzel mutlulukların kucağında,
Yaşamak değilmiydi isteğimiz,

Neden karartırız dünyamızı,
Sevgi ekmeyiz,aşk biçmeyiz,
Ne işiniz var öyleyse,
Sevda bahçelerinde,
Aşık olmaya yetmiyecekse yüreğiniz,
Aşk güllerini dermeye,
Aşk bahçesine,neden geldiniz?


Zehir De Olsan Kal Bende
Zehir De Olsan Kal Bende

Hangi gözlere düşer serabın
Muradına tutsak iken ben
Vuslat hayali yüreğimdeyken
Bir yanım tipi , boran , kar düşer
Bir yanım alev alev kor düşer
Dağ susar bugün
Düşler mahkum çirkiniklere
Cellatlar basar bugün
Zehir de olsan kal bende
Say ki sabahına küsmüş bir ayazdım
Ne olur gel
Sana şiir yazdım

Kimin yollarına tebessüm eder dudağın
Yollarına turab iken ben
Öyle deli dolu
Öyle apansız
Çık gel
Sana söylerim tüm türküleri
Sanadır çığlıklanan her dize
Fermanım gözlerinde
Dermanım gözlerinde
Yorgun savaş mirasıyken sokaklar
Say ki senliğimde bükülmez bir bilektim
Ne olursun gel
Yokluğunda boyun büktüm , eyvallah çektim

Kimin ufkuna takılır adın
İstanbul ' un tüm duvarlarına yazmışken ben
Banklara , ağaçlara kazımışken
Namlu öyle soğuk ki
Horoz titrek
Ellerim kadar
Bir yanım lime lime kan düşer
Bir yanıma umut düşer , tan düşer
Gel gayrı takatim ol , gücüm ol
Geçmiş hesaplar sorulsun zalimden
İnancım ol , öcüm ol
Hasretin dert , hasretin işkence yüreğimde
Gel dermanım ol , ilacım ol
Esse savursa seni bir deli rüzgar
İlk defa ağladım gel gör yar
Say ki bir deli hançerdim belde

Son düzenleyen TheGrudge; 23 Ağustos 2006 00:39 Sebep: Mesajlar Otomatik Olarak Birleştirildi
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
23 Ağustos 2006       Mesaj #7333
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Mavi




Kayıklarla kayıkçılar
Dalgıçlarla balıkçılar
Bilirsin ne ister, deniz!

Kendini bu isteklerin;
Yelkenlerin küreklerin
Altına seriver, deniz!

Balıkların kandillerin
Ne varsa olsun ellerin
Bana mavini ver deniz
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
23 Ağustos 2006       Mesaj #7334
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Severken senden ayri yasamak gücüme gidiyor
Senin varligina tam alismisken
Yollarin bizi ayirmasi beni kahrediyor
O öpüsün
Bana hic birakmacasina sarilisin
O gizemli gülüsün
Hele o bakislarin vardi ya
Beni en cok etkileyen
Ilk görüste ilgimi ceken
Ve hala etkisinden kurtulamadigim...

Simdi kiminlesin ne haldesin
Peki mutlumusun
Bilmiyorum bitanem
Seviyormusun hala beni
Yoksa sadece bir gönüloyunumuydu bizimkisi
Oynandi ve bitti...
Yoksa beni hala özlemle bekliyomusun
Yine doyasiya sarmak
Yine doyasiya öpmek icin
Yine doyasiya sevmek icin
Tipki eskisi gibi...!!
TheGrudge - avatarı
TheGrudge
Ziyaretçi
23 Ağustos 2006       Mesaj #7335
TheGrudge - avatarı
Ziyaretçi
Yokluğuna Dokundum Ellerime Çiğ Düştü
Yokluğuna Dokundum Ellerime Çiğ Düştü

Sana bir şiir borcum vardı
yorgun düşen akşamların gölgesinde
haykırıştı o vuslat acemiliği
yarım kalmış bir uykuydu hüzün
bu deli kentin sabahına inat
senli geceler kuşandım
gözlerini dokudum
kapanmak bilmeyen göz kapaklarıma

bir şiir borcum kaldı
yüreğime mıhlı
gizemli öyküler esrarında
saman alevi hayata inat
yangınlar kuşandım aşka dair
ondandır susuşum
düşüşüm ondan / gecenin kuytu yanına
yalnızlığımla

hani kanar ya gece
hani yıldız yıldız dökülür ya kelimeler
öylece uzatıp ellerimi
yokluğuna dokundum

yokluğun
bir suret aynaya her bakışımda
gözlerimin içinde bir koca dünya
yokluğun
çığlıklanmış bir dize
kalemime bağdaş kurmuş
yokluğun
bir zehirli nân

oyy
yokluğun isyan

belki bu son şiiri gençliğimin
belki yazılacak yeni bir ömrün başlangıcı

gözleri kısık bir İstanbul yokluğun / karanlık

zaman erirken sarhoş gülmeler ısrarında
tenha sokaklarda kırıldı adımlarım
peşimde iri gölgeler
bir şiir yazacaktım sana
ellerime çiy düştü

alnı ak bir kaç harf kopardım gökyüzünden
çiy düşen ellerimle
gecenin en karanlık yanına adını yazdım
düştüm
kanadım

yokluğun
şiirimi kuşatmış en anlamsız cümle
yokluğun
bir apansız kurşun kalbimi dağıtmış
yokluğun
zemheride kurulmuş bir dâr

oyy
yokluğun intihar...
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
23 Ağustos 2006       Mesaj #7336
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
KANIT

yalnız çığlığım var elimde yokoluşu kanıtlamak için

dengede tutmak için aşkın ve kurtuluşun cesaretini
unutulmaz ki senin şakaların terazisinde
hep acının kefesinde dara olduğun
aşkı tadışın rakıyı yudumlayışın
susmayı küsüşün sesi ünleyişin
anımsanır her eflatun düşüne
yalancı ama yeni bir aşkı yakıştırdığın

behçetim don değiştirmiş hezarfenim
çıkarmış yüreğinin kanatlarını
madımak'ta uçmaklığa kavuşur

söyledikçe sır tutmaz aynalar
ele veriyor kimliğini
koşuyor kış tozuyor bahar
bitiyor güz kavuruyor yaz yakıyor
kırılıyor boynu kuğuların pervanelerin
hasretlerin metinlerin asafların
gösterdikçe gizi yitiyor görüntülerde
kirletilen insanlığın

behçetim don değiştirmiş hezarfenim
çıkarmış yüreğinin kanatlarını
madımak'ta uçmaklığa


biliyorum gülüşün deprem
biliyorum haykırışın boran
susturur. ama ya acıyı
biliyorum soluğu cana can verir, olsun!dur
nasıl da yakışıklıdır gözleri: giritli, göçmen
dudakları çarpışırken dilinin erdemine
dişleri şahmeran kalesinin temel taşları
düşleri, ne de olsa askeri bir tıbbiyeli, eyy!

behçetim don değiştirmiş hezarfenim
çıkarmış yüreğinin kanatlarını
madımak'ta

sen ki görkemli voltanı atarken
tutulur kapıları insanlığın ve umarsızlığın
belki bir unutkanlıktır kalır: kardeşlik
pasaportunun ritsos'la paylaşılması
biliyorsun yaşam yaşatmaktır
kanın dolaştığı her yerde ve insanlığı
kimin gücü yeter 'yangında ilk kurtarılacaktır' demeye

behçetim don değiştirmiş hezarfenim
çıkarmış yüreğinin kanatlarını

(çıkarınız yüreğinizi

bu ülkenin sahibi kim: bilmiyorum
ben acılarelininkini: biliyorum)

behçetim
ağabeyim


kendi çığlığımdır ancak ses veren çığlığıma

Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
23 Ağustos 2006       Mesaj #7337
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Duruşun bir ayrılık resmi çiziyor
Akşamın incelen sularına
Susuşun yıkıyor beni en zayıf yerimden
Bilmez miyim içindeki kederi
Yüzü yağmura gömülü düşüm
Böyle buğulu camlarda dalgın
Gözlerin iklimini yitirmiş iki bulut
Bulanıp durur bir uzak rüzgarla
Aykırı mevsimler içinde
Saçların saklar omuzlarındaki yükü..

Dönsen ve öpsem incitmeden
Alının gücenik ülkesini
Benim ömrümsün sen, onurum, geleceğim..
Gitmek hangi acıyı onarır ki
Bilmez misin çare değil üzüntü.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
23 Ağustos 2006       Mesaj #7338
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
BEN SENİ HER YERDE

Ben seni çocukluğumun yaz günlerinde buldum,
bayram sabahlarında köylerin
yatır taşlarıyla ovulurken bedenim
bağlanmış dilek çaputlarında yoksulluğunu gördüm de
durup birdenbire utanmam
ve türkülere yaslanmam bundandır.

Ben seni panayır çadırlarında buldum
zar sallamalarda, kasnaklarda
bezginliği gizleyen allıklarınla
hisseli tiyatroların yayılan çığlıklarında
dost beslemelerde buldum da düğüm düğüm
dalıp saçındaki gülü düşünmem
yağmur akşamlarında üşümesi kollarımın bundandır.

Ben seni dağlarda, ovalarda buldum, kentlerde
kliniklerde upuzun, kan içinde
gecekondu sokaklarında, genelevlerde
adli tıpta -kolları mühürlü.
Ben seni her yerde ayrı güzel -ayrı tutuklu
yıllardır ben seni can içinde.

İnatla kadınlığımı bilemem
ve yüksek sesle konuşmam bundandır.


arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
23 Ağustos 2006       Mesaj #7339
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Mavi



gözlerde değildi aşinalığım.
mavinin derinlikleinde saklanandı...
gördüğüm değildi gözün.
gördüğüm içinde fırtınalar kopandı..
bir çıngırak sesiydi gördüğüm düşümde...
beni uykuyla uyanıklık arasında bırakan...
bir bastondu gördüğüm belkide...
mavi süsleleli baston.
kimin kendisine ihtiyacı olduğunu iyi bilen...
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
23 Ağustos 2006       Mesaj #7340
Misafir - avatarı
Ziyaretçi

İPEK BİR MENDİL

Bir ipek mendili olmadı hiç
yakasına takılan bir karanfil
yatağında gül yaprakları.

Tam öğrenirken şehrin çıkmaz sokaklarını
dükkân adlarını, güleryüzlü satıcıları
-Çünkü ürkekti ve çatık kaşlardan kekelerdi hemen -
tam öğrenirken bir şehri...

Her yolculuğa umut ve hüzünle başlardı
kocaman saksılarda taşırdı kirazlarını
nazarlıklar asardı dallarına, yumurta kabukları
paslı anahtarlar, önceki evin bırakılmışlığı
isli baca, çatlamış fayans, her şey
her şey bir ipek mendil özlemenin tadında.

Yeni komşular benimserdi severek gülümsemeyi
taş balkonları süslerdi renk renk
bıkmadan silip parlatırdı eski pirinç mangalları
bir ipek mendil özlemenin tadını ekleyerek
reçeller kaynatırdı sağaltım günlerinde.

Şiir yazmak ister de ağlardı her bahar
-Çünkü aşklar yanılgıyla gelirdi
ipek bir mendildi bütün dileği oysa -
ipek bir mendil için taramak saçlarını.

Bir ipek mendili olmadı hiç
ne de yatağında gül yaprakları.


Benzer Konular

18 Ocak 2010 / virtuecat Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya