Arama

Platonik Aşk - Sayfa 15

Güncelleme: 12 Aralık 2018 Gösterim: 134.636 Cevap: 425
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
17 Nisan 2007       Mesaj #141
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
537077ky2

Sponsorlu Bağlantılar

Sanalmıydın sevdiğim?
Buz gibi bir ekranda sıcak bir merhabaydın sen…
En gerçekten daha gerçektin.
Yağmuru yağdırdık birlikte
Karı yağdırdık,güneşi doğdurduk nice sabahlara,
Aynı mevsimin soğuğunda üşüdük
Sıcağında ısındık,paylaştık, biz ayrı olsak ta yüreklerimiz birdi.
Sen bendeydin,ben sende…
Herhangi bir günün yorgun akşamında dudağımıza değmeyen bir fincan Nescafenin tadını bildik,birbirimizin sigarasını yaktık,
Ayrı koltuklarda yan yana oturduk,
Ayrı yataklarda yan yana uyuduk…
Yapamasak ta hissettik…
En gerçekten daha gerçektik çünkü biz ......

Nephthys - avatarı
Nephthys
Ziyaretçi
18 Nisan 2007       Mesaj #142
Nephthys - avatarı
Ziyaretçi
platonik aşkların hasret anları

Sponsorlu Bağlantılar


doğru olurmu ?
sana seni sevdiğimi söylesem
bilmiyorum..
ama gerçek seni sevdiğim
yada çok hoşlandığım
yada bunların bende gizli kalması
her platonik aşkımın
hasret anında olduğu gibi
sana seni sevdiğimi anlatan
saçmasapan,karamsar
duygusal, sinirsel
ve çaresizlik anlatan
şiirler yazıp sonrada
bunları sana okutmayarak
geçici bir rahatlık kazanırım
hadi ulan
hadi be
yeter artık
sonu sensizlik olsa bile
bu defa olmalı
çünkü
çok şiirler yaşadım ben
sonu ayrılıkla biten...



his

Nephthys - avatarı
Nephthys
Ziyaretçi
19 Nisan 2007       Mesaj #143
Nephthys - avatarı
Ziyaretçi
Uzaktan Sevmek



Zamanın birinde bir sevdiğim vardı.
Öyle çok sevmiştim ki.
Yaklaştığı her an korktum.
Sevgimi çalacak diye...
Öyle çok uzaktan bakmışım ki gözlerine.
Yaklaştığı her an daha bir güzelleşti.
Öyle çok hayalini kurdum ki.
Baktım ki hayal olmuş her şey.
Öyle çok sevmediki beni.
Ve öyle çok aldandımki dokunuşlarına.
Onu hissettiğim her saniye
İçimde yaşattığım her an
Daha bir sevdim,daha bir aldandım.
Şimdi öyle uzakki bana
Her zaman olduğu gibi değil.
Daha uzak,yüreğimin cennetinde.
Öyle iyi birisiydiki merhum
Sırf ben onu sevmeyeyim diye uzaktaymış meyerse
Sırf benim için bakmamış gözlerime.
Halbuki bilememiş.
Uzaktan sevmek,sevmelerin en güzeli diye...



Gizem SOYBİL
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
21 Nisan 2007       Mesaj #144
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Platonik Serzenis


Haberin yok
______terkettim seni...

Kolay olmadı
adına müptela yerlerimden kazıyıp atmak
______ama yaptım...

Yüzüne bakmayacağım
(ki o yüze bile şiir yazdım ben)
Sana dair hayaller kurulmayacak
Bir görümlük kuytularda beklemeyeceğim seni
Gölgem bile geçmeyecek bundan kelli
______dikenli telli sınırlarını...

"Şarkılar seni söyler..."
Söylese de dinlemeyeceğim
Aşka kesmiş şiirler, yazanının olacak
Aklımı ağrıtan ne varsa hatırlatan
______susturacağım (seni)...

Şişe şişe içmeyeceğim
sen diye çektiğim
içimdeki ak sevdayı dumanlara boğduğum
______sigaraları...

Haberin yok
______terkettim seni...

Kolay olmadı
______ama yaptım...
BLacK_HawK - avatarı
BLacK_HawK
Ziyaretçi
21 Nisan 2007       Mesaj #145
BLacK_HawK - avatarı
Ziyaretçi
amandikkatkaynaalmty7mfny9

aşkım böyle derin ve yalnız yaşarım ben BLacK_HawK
BARIŞ - avatarı
BARIŞ
Ziyaretçi
22 Nisan 2007       Mesaj #146
BARIŞ - avatarı
Ziyaretçi
Gizlice Seviyorum Seni

Gizlice seviyorum seni
Kimse bilmesin,duymasın
Yüreğimde saklıyorum seni
Sen bile bilmiyorsun.
Yüreğim yansada alevler içinde
Ağlasamda seni her düşündüğümde
Kaybolsam bile kadehler içinde
Ben seni gizlice seviyorum.
Açıklarda bir gemiye benziyorum
Binlerce balığın benden haberi yok
Denizlerin içinde kayboluyorum
Denizin bile benden haberi yok.
Gizlice seviyorum seni
Tarifi imkansız duygular içinde
Sen gözlerimin içinde,her baktığım yerde
Ben gizlice seviyorum seni.
Yolum hep çıkmazlarda
Hikayem yalan kitaplarda
Sürgün gibi diyarlarda
Hep gizli kalacaksın
yüreğimin köşesinde
Ve bir gün gelip ben ölürsem
Kendini bulacaksın benim kalbimde...

Nephthys - avatarı
Nephthys
Ziyaretçi
23 Nisan 2007       Mesaj #147
Nephthys - avatarı
Ziyaretçi
Ben Sensem Sen Kimsin - Hebun




siirler



Ben sensem sen kimsin o zaman?Ben kendime dönüyorum, beni yoran, beni acıtan ve bana yalanlar söyleten çocukluğuma, sokaklara dönüyorum, doğduğum, büyüdüğüm ve yaşamaktan tat aldığım o acılı düşlerime dönüyorum.Balkonumda çiçekler yetiştirmeyeceğim ve susuz bırakacağım, kimseler beklemeyecek beni ve beklettiğim birileri olmayacak, hiçbir suda fırtınalarla boğuşup, tükendikçe çoğalan düşleri kovalamayacağım, sığınacak limanlarımda olmayacak benimKırgın dalgalar kuzey kıyılarıma vuruyor, akşamlar beni yine kanatıyor, çaresiz ve edepsiz sözcüklerle boğuşuyorum durmadan, düşüyor aklıma yine ayrılık, yüreğime dağ dağ sözcükler çoğalıyor, zaman sanki duruyor, gün yağmurlarla çalıyor penceremi açmıyor, açamıyorum.Dostluk naraları atıyor radyom, özlemek dostluktan değil, aşktandır, neden özler insan, niçin savaşır sözcüklerle. Uzaklıklar, uzaklıklar hep içime oturuyor benim.Özlüyorum dilini, ellerini, saçlarını, hele hele gözlerini daha bir özlüyorum. İnsanı nasılda tutukluyor bir bilsen, elini, bilincini, gözlerini, dilini nasıl da bağlıyor, anlatabilsemSöyleyemediklerimi ve anlatamadıklarımı düşünüyorum şimdi.Henüz yazmadım, anlatabilmiş değilim, işte bunlar insanı özleme çeken, özlediğini anlatan ya da fark ettiren şeyler, insan neyi özler, yaşadıklarını mı, yaşamak istediklerini mi, özlemi belirleyen tutkular mıdır, yada tutku varsa özlemde vardır desem ne dersin buna?Uzak düştüğümüzde , uzak olanı yakınlaştırmak özlemek değil midir?Özlemek özlenenin içimizdeki yerinin anlaşılması değil midir?Bazen öyle bir ilişkiye tutulursun ki, ne sevebilir, ne terkedebilirsin. Kör kütük başlanmışsındır aslında En güzel yıllarının, acı tatlı hatıralarının ortağıdır; iç çekişmelerinin müsebbibi, yazılarının ilhamı, sohbetlerinin konusudur. Gözyaşlarında, bilinçaltında, kahkahandadır. Korkunca saklandığın bir sığınak, coşunca öptüğün bir bayrak Sevdan riyasız, çıkarsız, karşılıksızdır. Sınırsız ve nihayetsiz; "ÖLMEK VAR, DÖNMEK YOK" tur. Lakin gün gelir anlarsın; içten içe bir şeylerin kanadığını Tutkulu sevdaların gizli hançerleri başlar parıldamaya Şurasından, burasından eleştirmeye koyulursun: "Şöyle görünse, öyle demese, değişse biraz ya da eskisi gibi olsa"Başkalarını örnek göstermeye, "Bak onlar nasıl yaşıyor" demeye başlarsın. Hem birlikte yaşayıp, hem özgür olmanın yollarını ararsın. Aşkının gözü kör değildir artık, yanlışını görür düzeltmek istersin. "Eskiden böyle miydi ya" diye başlayan sohbetlerde açılır eleştirinin kapısı; açıldıkça, bastırılmış itirazlar yükselir bilinçaltından Böyle süremeyeceğini bilirsin.Değişsin istersin. O, sevgisizliğinize yorar bunu İhanete sayar. Tutkulu ilişkilerde ihanetin bedeli ölümdür."YA SEV BÖYLE YA DA TERKET" diye gürlerBir zamanlar bir gülücüğüyle alacakaranlığı ışıtan o rüya, bir kabusa dönüşür birden
Kapatır gönlünün kapılarını, yasaklar kendini sana Hoyrattır, bakmaz yüzüne Zehir akar dilinden, konuşturmaz, suçlar, yargılar mahkum eder. Mühürler dudaklarını, yırtar atar yazdıklarını, siler seni defterden "İyiliğin içindi hepsi, seni sevdiğim için" dersin, dinletemezsin. Ayrılırsanız yaşamayacağını bilirsin, lakin böyle de sevemezsin.İhanetten kırılmıştır kalemin; severek, terk edersin"Madem öyle’nin çağı başlar ondan sonra Madem ki sen böylesine tutkunken, o hep başkalarını seçmiştir, madem ki kıymetini bilmemiştir, o halde "günah senden gitmiştir". Lanet ederek bu karşılıksız aşka, çekip gitmeleri denersin. Aşkın göçmenlik çağı başlar böylece Daha özgür olacağın limanlara demirlersin bir süre Ne var ki unutamaz, uzaktan uzağa izlersin olup biteni Etrafı bir sürü uğursuzla dolmuş, kurda kuşa yem olmuştur. Deli kanlılar, eli kanlılar, uğruna ölenler, sırtına binenler sarmıştır çevresini Gurur duyar onlarla, koynunda besler, gözünü oysunlar diyeUğruna kan dökenleri sever, yoluna gül dökenlerden fazla "Bana nekendi seçimi" diye omuz silkmeye çabalarsın bir süreAma sonra ansızın kulağına çalınan bir şarkı ya da kapı aralığından süzülüp gelen bir koku, hatırlatır onu yeniden Yaban ellerde, başka kollarda ondan bahseder ağlarsın. Kokusunu özlersin; türküsünü söylemeyi, şarkısını dinlemeyi, yemeğini yemeyi, elinden bir kadeh rakı içmeyi Karşı nehrin kenarından hasret şiirleri haykırırsın, sular kulağına fısıldasın diyeDönüp "SENİ HALA SEVİYORUM" diye bağırmak geçer içinden Dönemezsin. Göremedikçe bağlanır, uzaklaştıkça yakınlaşırsın. Anlarsın ki bir çaresiz aşktır bu, ne onunla olur, ne onsuz Hem kollarında ölmek, kucağına gömülmek arzusu, hem "Ne olacak sonunda" kuşkusu Böyle sevemezsiniz, terk de edemezsiniz. Sürünür gidersin
Ve sen yoksun artıkKorkularını alıp yanına,Bilmediğin bir şehrin, hiç sevemeyeceğin yağmurlarına bıraktın kendini.Düşünmek istemediğin ne varsa,Belki de senden önce vardılar, gitmek istemediğin uzaklaraUnutulmak korkusu yanına aldığın korkuların en büyüğüydü,Ve sen daha bu duyguya alışamadan,Yanlızlıkla tanıştın.Ayrılıklar ne kadar acı olsa da,Umursamayacak kadar inatçıydın,Ve bir kez olsun geriye dönüp bakmadın.Oysa bilmediğin ne çok şey vardıSönmek bilmeyen yangınların tek çaresi,Pişmanlıkların, keşkelerin, yitip gitmelerin umutsuz sebebiydin,Herşeydin senGittin ve umutlar yandı.Yarının mutlulukları büyük bir hayal şimdi.Bak,Bir şiir daha hüzünle son buluyor,Ve ben yine keşkeyle başlayan cümleler kuruyorum:"Keşke senden daha güçlü ve daha inatçı olsaydım.Oysa ben sadece seni sevince daha güçlü,Sensiz kalınca daha inatçı ve bomboşum"Bir şehrin siyah saçlarını örüyorum Beyoğlu kalabalık bir karanlıkta Gözlerimde perdesiz bir gece var Çiçekler son karanfillerini saklamış gözyaşlarımın tuzundan Belli ki aşkın kimyası ağır Belli ki çapraz aşkın yolları dar Yani Yorgun gözlerimin yeşili Yani Besmeleler dudaklarımda yorgun Benden gizli bir tebessüm içinde hayat Yalnızlığım yorgunKalbim kançanağı sağanaklarında özleminin Seni seviyorum diyorum kendi kendime Seni seviyorumSeni seviyorum Çık gel Kendini al gel bana Her nerdeysen ve ne haldeysen çık gel Sensizliğin acısını başkalarından saklamaktan yoruldumİstemediğim halde gülümsemenin bende yarattığı ihanetten İstemediğim anlarda denizi seyretmekten İstemediğim içkileri içmekten Bana ait olmayan sarhoşlukları yaşamaktan Ve sensiz bir sabaha uyanmaktan yoruldum Çık gel Çık gel ki ellerim ısınsın Çık gel ki başkalarına verdiğim cevaplar güçlensin Çık gel Çık gel ki azrail utansın Çık gel ! Sensizliğin şehrinde ateşe veriyorum saçlarımın beyazını Sabrımın rengi siyah sanırdım oysa Sanki yüreğim avucumda Sanki her sabah pişmanlığını anlatan Bir mektup atılacak kapımın altından Güçlüydüm ve aşamayacağım hiçbir zorluk yoktu. Koca bir kente, koca bir ülkeye kafa tutabilirdim. Sen elimden tuttuğunda, patlamaya hazır bir volkan gibi hissederdim kendimi. Menzil sendin ve ben o menzile ulaşmak için önüme çıkan herşeyi yok edebilirdim. Sana ulaşmamı engelleyecek herşeyi eritirdim, kül ederdim. Sana ulaştığımdaysa sakin bir göle dönüşürdüm.Ve o göle bir tek sen girebilirdin. Sevdim ve hayrandım da Her halin çekti beni. Duruşunu, uyumanı, gülmeni, kızmanı, şaşkınlığını, saflığını, kurnazlığını, çocukluğunu, olgunluğunu sevdim. Sesini de sevdim suskunluğunu da. Küçük oyunlarını, kaprislerini, sitemlerini, korkularını sevdim. Seni ve o doyumsuz sevdanı, uçarı sevdanı anlatacak kelime bulamadım çoğu zaman. Sığmadın cümlelere ve hiçbir cümle seni yeterince tarif edecek kadar derin olmadı. Seni severken yorulmadım. Çünkü sen yaşam kaynağıydın. Her gün yenilendim. Seninle çoğaldım, büyüdüm. Eksik kalan neyim varsa tamamladın. Ölmeyecektim çünkü sen ölmezliğin ta kendisiydin. Sevdim işte ötesi yok





siirler
DEsssT16 - avatarı
DEsssT16
Ziyaretçi
23 Nisan 2007       Mesaj #148
DEsssT16 - avatarı
Ziyaretçi
Ben, seni; adını bilmeden sevdim. Ve, varlığınla gülüşünü...
Ben seni, yaşını bilmeden, gözünü-kaşını bilmeden sevdim.
Ve, yarlığa süzülüşünü.

Ben seni, sesini duymadan sevdim...
Ve duymadan nefesini.
Ben seni adını bilmeden sevdim...
Ama; sevdim!..

Üşüyüşünü sevdim...
Üşüyüşünü sevdim onüçüncü ayın ilk günü;
Gel, ısıt deyişini!..
Bekleyişini sevdim beşinci mevsimin gün bitimlerinde, bilerek gelmeyeceğimi...
Akşam alacalarının gönlüne yürüyüşünü sevdim...
Ve, kıpırtısız, karanlığa gömülüşünü sevdim.
Bir de;
Gel, ışıt deyişini!..

Ben seni, adını bilmeden sevdim.
İhtiyacım... Cevabım...
İsimler koydum sana; bahar yelim, çiçek tarlam... Gökkuşağım, ışığım...
Kuşkanadım, pembe rüyam, çiy tanem...
Seni, adını bilmeden sevince öğrendim; seni sevmek için gerekmiyordu ismini bilmem...
...Sevdim işte!

Ben, seni; yaşını bilmeden sevdim... Yani bilmeden sevdim deden yaşında mıyım, torununla akran mı!
Ben seni, gözünü-kaşını bilmeden sevdim.
Ben seni, sesini duymadan sevdim.

Ve hatta öğrenmeye korkarken, bilmeye kıyamazken seni...
...seni sevdim.
Seni sevdim.

İçime salıncaklar kurdum gönlümün ipleriyle...
Oturdun, sallayamadım; dokunurum diye korkumdan!
Dolaştın boynuma bir sarmaşık gibi; okşayamadım.
...Koklayamadım!
Dalgalarını taramamış olan parmaklarım yabancı saçlarına...
ve hâlâ bilmiyorum, gözlerin ne renk?.. Hangi yıldızlar mahpus içinde?

ve ben sana hâlâ seni sevdiğimi söyleyemedim!..
Ama ben seni; adını bilmeden, yaşını bilmeden... Yüzünü bilmeden, sesini bilmeden...
...seni bilmeden sevdim.
Seni, bilmeden sevdim!
Senin olmadığın ve benim olmadığım bir sokaktaki köşebaşında çarpıştı duygularımız!
Döküldü içindekiler ve döküldü içimdekiler...
Sen yoktun orda ve ben de yoktum;
Ama sevda vardı...

Ve, ben; seni adını bilmeden sevdim...
Nephthys - avatarı
Nephthys
Ziyaretçi
24 Nisan 2007       Mesaj #149
Nephthys - avatarı
Ziyaretçi
Senin Için Senden Habersiz


Nesini çalmissan veya neyini almissan bir insanin, iade etmenin yolunu bulabilirsin. Peki, ya o insanin sana verdigi zamaniysa?

Ha zamanin bir bölümü, ha yüreginin bir dilimi!
Bir mektubun güzelligini düsünebiliyormunuz?
Düsünebiliyormusunuz; sizin olmadiginiz "uzak"ta, "sizin için" vaktini tüketmis oldugunu, birisinin...
Sizin için; sizden habersiz...
Bir mektubun kanatlarindaki yükü düsünsenize. Nasil çirpinabiliyor bu kanatlar ve nasil asabiliyor bunca mesafeleri; böylesine doluyken.
Duygular degil mi bizi gönüllere tasiyan?
Duygular degil mi bizi yarinlara tasiyan?
Ha duygularin ulasmadigi yürekler, ha yolcularin unuttugu han kapilari!
Mektup geçmemis sokaklara girmese yolum..
Çünkü mektup geçmemis sokaklar karanlik. Mektup yazilmayan geceler yildizsiz. Selamsiz kapilar nefessiz gibi. Iadesiz ne var, verilebilen? Vermek istiyorsan; yüreginden bir dilim ver, zamanindan bir bölüm.
Onun için, ondan habersiz.
Benim için, benden habersiz.
Aynen bu yaziyi yazarken, senin haberin olmadigi kadar haberim olmasin yazdiklarindan. Her harf bir ilmek ve satirlar yüreginin çevresindeki dantel olsun,göreyim.
Sulamazsan çiçekler gülmez.
Yollamazsan selamlar gelmez.
Bir mektubun güzelligini düsünebiliyormusunuz geçekten.
Düsünebiliyormusunuz sizin olmadiginizi "uzak"larda vaktini tüketmis oldugunu, birisinin sizin için hem de sizden habersiz...
satinbar2
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
24 Nisan 2007       Mesaj #150
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Sen ağlama

O, en dayanılmaz yönünle gel
Karşı-konulmaz tavırlarınla gel
Ürkek adımlarınla gel
Utangaç bakışlarınla gel
Kaçamak gülüşlerinle gel
Seni böyle hatırlayayım
Ayrılıyorum senden,ağlıyorum bugün
Sen beni böyle hatırlama
Bu şiir yine sen olacaksın
Senden kalan son parça olacak
Gülüşlerin söylesin son mısraları
Anılar birazdan göklere uçacak

22-6-'98
Taşkışla / İST.

Samet Gül

Benzer Konular

22 Nisan 2008 / Kral_Aslan X-Sözlük
3 Şubat 2010 / ThinkerBeLL X-Sözlük
11 Mart 2012 / Mira Edebiyat