Arama

Gitmek mi Kolay? Yoksa Kalmak mı? - Sayfa 68

Güncelleme: 29 Mayıs 2012 Gösterim: 254.605 Cevap: 1.073
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
22 Haziran 2007       Mesaj #671
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Belli Belirsiz Gidişler Sonbaharda dolunaylarla belli belirsiz gidişler.
Derin uzaklarında ayın krater gözleri görülür.
Sponsorlu Bağlantılar
Her yolcu belli belirsiz gider, bakışlara gider.
Gözler gözlere gider yolculara yoldaş gözler.
Tenler tenlere uzanırken yolcular ellerle gider.
Omuzlara özlem konar, ağırlaşır, biner de biner.
Ağır trenler gibi yaşlar raylarında akar dudaklara.
Belli belirsiz gözlerin peronlarında yollar başlar.
.
Her yolcusu yolunda gibi belli belirsiz yolların.
Belli belirsiz sevdalara gider yürekleri yolcuların.
Ömer Serdar
Sedef 21 - avatarı
Sedef 21
Ziyaretçi
22 Haziran 2007       Mesaj #672
Sedef 21 - avatarı
Ziyaretçi
Kal Desem de Gideceksin
Uzun bir ayrılık zamanı geldi
Sponsorlu Bağlantılar
Sen kafana koymşsun, gideceksin
Sızlayan kalbim şimdiden delirdi
Faydası yok, kal desem de gideceksin

Bu ayrılık bize acı verecek
Biz ağlarken kötü yüzler gülecek
Hasret ateşini hissedeceksin
Faydası yok, kal desem de gideceksin

Belki beni benden daha çok sevdin
Benden uzakta fark edeceksin
Ayrılık çok zormuş göreceksin
Faydası yok, kal desem de gideceksin

Hüseyin Gümüş

Pollyanna - avatarı
Pollyanna
Ziyaretçi
22 Haziran 2007       Mesaj #673
Pollyanna - avatarı
Ziyaretçi
ben seni sevdiğim zaman
yağmur yağıyordu alanlara
sokaklar ağlıyordu
kar yağıyor şimdi dağlara
gitme kal
yağmur aşkına kal

gidersen
gecenin siyahı çöker yüreğime
göç eder kelebekleri ömrümün
boynunu büker gelincikler
dağlar ceylansız
nehirler türküsüz kalır
Gidersen
tarlalar susuz
çocuklar uykusuz kalır kömür gözlüm

senin yürekten gülüşünü
umutsuzluğu umuda sürüşünü
acılara sevda yazışını sevdim
kendinle barışını
seni seviyorum deyişini
tüm sevgiler sürgünken

yaşamak bir türkü seninle
yediveren tomurcuk
gidersen
boynu bükük kalır bu şehir
ölür kahrından bu içli şair
yokluğuna nasıl alışırım
dudağın dudağıma mühürken


seni seviyorum deyişini sevdim
ekmeğini bölüşünü bir düşkünle
kar gülüşünü
öksüzleri sevişini sevdim
ve yüzündeki hüznü gözüm
bakınca insan gibi bakışını
ağlayınca çağlayanlar gibi akışını

insanları sevişini sevdim
omuzuna dayanmayı efkarlıyken
affedişini
bir düşküne el uzatışını sevdim
temiz kalışını sevdim en çok
bu hayatın kirlenmiş sahnesinde
bir umut gibi,
bir türkü gibi,
bir şiir gibi duruşunu
bin bahar tazeliğinde
saçlarına günün vuruşunu sevdim

ben senin
bir gülü koparmasınlar diye
günlerce gül düşmanlarına isyanını
bir annenin acısına ağlayışını
ben senin
tüm kavramları ve kuralları çiğneyişini sevdim
küflenmiş törelere ve haksızlıklara karşı çıkışını

kar beyazı beyazını
mavi mavi, yeşil yeşil, al al
seninle sokaklar dolusu çığlık
acılar dolusu yalnızlık
çiçekler dolusu sevgi ektik
dağların doruklarına
maviler boyunca beyaz güvercinler uçurduk
meydanlara
gitme kal

gidersen
mutluluğumdan sızılar kalır yüreğimde
yarım elvedalar kalır,
soğuk odalar,
karanlık geceler

sensiz koma yüreğimi yağmur aşkına
seninle başlayan hikayem
seninle son bulsun sonsuzluklarda
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
22 Haziran 2007       Mesaj #674
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Yağmurdan, güneşten, poyrazdan, uzun yollardan
Biz şimdi gurbetimize çıkıyoruz, vakit tamam
Çanlarla, türkülerle, davullarla ayrılmak uzak bize
Yüzüme vuran sıcaklığınla çocuk dudaklarınla
Sen giderken, ellerimde ellerinden ayrılmanın öfkesi
Varlığında yeniden kurulur eksiksiz bir sıla

Seni her düşünmemde benzersiz bir yurt özlemi
Bana düşen, gelişini aralıksız beklemek
Beklerken bakışında eriyip gitmek yavaşça
Beklerken sonsuz bir ormanı yürümek saçlarında
Benim tutkum, ölümüm, serüvenim bu işte

Afşar Timuçin
RuYa - avatarı
RuYa
Ziyaretçi
22 Haziran 2007       Mesaj #675
RuYa - avatarı
Ziyaretçi

Çıkarıyorum seni kelimelerimden, yazılarımdan, hayatımdan… Kolay olmayacak biliyorum. Ama kolay olan ne vardı ki bizim ilişkimizde. Hep kapalı kapıları zorladık seninle… Aşılamayacak engellerin üzerinden gelmeye çalıştık. Hep karanlıkta, hep koskocaman bir boşlukta koşup durduk. Birbirimizi bulmaya, birbirimizin olmaya çalıştıkça daha da uzaklaştık, daha da koptuk birbirimizden. Ben sana gelmeye çalıştıkça, elimi uzattıkça sen hep bir adım geri kaçtın. Mücadele eden ben; kaçan, korkan hep sen oldun! Sen bana arkanı döndükçe ben hep arkandan seslenen, gitme diye yalvaran oldum… Yanımda kalman için önüne duvarlar ören, engeller koyan ben şimdi anlıyorum ki yanımda olan sadece bedeninmiş, yüreğin değil! Dedim ya kolay değildi yaşadığımız şeyler; benim sana “seni seviyorum” dediğimde senin susman, konuşmaman; ben sana geldikçe senin kaçman ve benim sürekli her yerde seni aramam kolay değildi… Her insan hak ettiğini yaşarmış ya sevdiğim! Sen hak etmediğini, beni, benim aşkımı yaşadın. Verdiğim sevgi, hissettiğim aşk senin hak ettiğinden çok çok fazlaymış meğer. Kim bilir belki de bu yüzden böyle oldu. Benim aşkımmış sana asıl ağır gelen… Bu yüzden hep kaçmayı, kolayı seçtin. Karşılaştığın ilk engelde arkanı dönüp gitmeye kalktın. Bir kere de üstesinden gelebilirim bunun demedin, diyemedin. Benim payıma düştü hep engeller, karanlıklar, zorluklar…



Şimdi o zorluklara bir yenisini daha ekliyorum ve bu sefer benim için hiçte kolay olmayan bir şey yapıyorum: seni hayatımdan sonsuza kadar çıkarıyorum. Çünkü anladım ki sen yüreğime ışık tutan, bana yol gösteren sandığım o büyük aşk değil, yolumu gidilmez yapan, kapkaranlık bir boşluksun. Bu yüzden vazgeçiyorum senden, aşkımdan, sevgimden belki de en önemlisi kendimden… Korkuyorum anlıyor musun? O boşlukta yapayalnız kalıp, yönümü hiç bulamamaktan korkuyorum. Günün birinde beni bırakabileceğin, gidebileceğin, sevgimin biteceği korkusu, yerini; yolumu bulamama, kendimi o boşlukta kaybetme korkusuna bıraktı. O yüzden;



GİT ŞİMDİ… Yanına sevgimden kalan sevgi parçalarını da al ve git. Çık hikâyelerimden, yazılarımdan, hayatımdan
The Unique - avatarı
The Unique
Kayıtlı Üye
22 Haziran 2007       Mesaj #676
The Unique - avatarı
Kayıtlı Üye


İsimsiz Şiir

Üstüme lapa lapa kar yağıyordu yeniden
Yeniden yüreğim beyaz bir lale
Berrak sular, ışıklar, çiçekler, renkler
Yeniden karşımda birer şelale

Artık benim için ne ekmek, ne su
Sağımda, solumda vehim ordusu.
Ve hep onu, bulamamak korkusu
Soyundum yeniden büyük melale.

Bana alev gibi bir şeyler yazdı
Sanki baştan başa şiirdi, nazdı...
Kırk yıl bile düşünsem olmazdı
Gelmezdi bu sevda akla, hayale.

Bitmiş tükenmiştim, efkarım çoktu
Salkım söğütlerden bir farkım yoktu
Yar beni yeni bir yarışa soktu
Şu halime bir bakın: deli-divane!

Gönlüm nakış nakış renkli bir kilim
Bir kınalı-güzel türküdür dilim
Yeminle anlatsam kim inanır kim
İçine düştüğüm bu çılgın hale.

Karışıp gitsem mi ebabillere
Adını versem mi karanfillere
Seslenip dursam mı sahillere
lale! lale! lale!
Yavuz Bülent Bakiler
Bir bildiğim varsa hiç bir şey bilmediğimdir. (:
RuYa - avatarı
RuYa
Ziyaretçi
22 Haziran 2007       Mesaj #677
RuYa - avatarı
Ziyaretçi
Ben giderken ardımdan baktın öylece. Oturduğun koltuğa gömülmüştün sanki. Sanki ölmüştün. Başın ellerinin arasında, görmek istemeden ama bu gerçeğe katlanarak duruyordun öylece.

Gidiyordum

Dur demiyordun.

Durmuyordum.

Seni bekliyordum.

Ölmeyi dilediğim nadir anlardandı…

Kızgınlığını, dargınlığını hatta belki nefretini alıp sırtıma, öylece kaldım hayatın tam ortasında. Issızlaştı bir anda, kapının arkasındaki dünyada hayat bitti.

Burada kal, yaşam burada demedin.

Dışarı çıktığın an nefes alamazsın demedin.

Ölürsün demedin.

Öldüm…

Her hareketimde yalvardım sana. Sen sessizce sigaranı yakarken, elimden geldiğince yavaş gidiyordum. Dur demek için zaman yaratıyordum sana. Yarattığım zamanları sessizlikle harcıyordun.

Gidiyordum.

Dur demiyordun.

Hoşça Kal dedim son gücümle. İstiyordum ki, seninle kalmak istiyorum de. Ancak o zaman hoş olur kalmam de. “ Ne halin varsa gör” dedin sinirle kalkarken, kapıyı çarparak çıktığın oda daraldı. Birden bire karardı dünya. Birden bire öldüm.

Kapıdan çıktığımda dünya değişmişti sanki. Bildiğim yaşam değildi gördüğüm. Islak sokaklara, soğuk havaya ve devam eden yaşama katıldım ben de. Ağladım var gücümle. Oturduğum kaldırımda, baş başa kaldığım yalnızlığımla ağladım. Ağlamak hayatı kolaylaştırıyordu. Yada gerçeğe inanmamı.

Sonra yürüdüm.

Yürüdüm.

Yürüdüm.

Ne halin varsa gör dedin.

Ne halim varsa gördüm. NERMİN SABAH
Sedef 21 - avatarı
Sedef 21
Ziyaretçi
22 Haziran 2007       Mesaj #678
Sedef 21 - avatarı
Ziyaretçi
Gidecek misin?

Korkuyorum seni benden alacaklar
Böyle Boynu bükük koyacaklar
Genç yaşta ihtiyar oldun diyecekler
Gitme desem yine gidecek misin?

Mutluluk huzur seninde hakkın
Bu yalan dünyada hiç gülmedi yüzün.
Kötülük yapacaklar budur korkum,
Gitme desem yine gidecek misin?

Yine seni kırıp üzecekler
Dünyanı zindan edecekler,
Herkes seni bana soracaklar
Gitme desem yine gidecek misin?

Sen gidince sanki ne olacak
Başın göklerimi değecek
Şu garip kartal seni ömür boyu sevecek
Gitme desem yine gidecek misin?

Ramazan Kartal
The Unique - avatarı
The Unique
Kayıtlı Üye
22 Haziran 2007       Mesaj #679
The Unique - avatarı
Kayıtlı Üye
SEVEREK AYRILDIN MI HİÇ?
YAŞADIN MI SEVEREK AYRILMAYI?
ANLADIN MI AŞK ACISI ÇEKTİĞİNİ?
ÖĞRENDİN Mİ SEVDİĞİNİ UNUTMAYACAĞINI?

GÖRDÜN MÜ HAYATIN ACIMASIZ YÖNÜNÜ?
HİSSETTİN Mİ AŞKIN ACI ÇEKTİRDİĞİNİ?
DÜŞÜNDÜN MÜ ONSUZ NE YAPACAĞINI?
ÖZLEDİN Mİ O ESKİ GÜNLERİ?

PİŞMAN MI OLDUN AYRILDIĞINA?
FEDAKARLIK MI YAPTIN AŞKINDA?
DOĞRU MU BU YAPTIĞIN?
CEVABINI VER ARTIK BANA...
Bir bildiğim varsa hiç bir şey bilmediğimdir. (:
RuYa - avatarı
RuYa
Ziyaretçi
22 Haziran 2007       Mesaj #680
RuYa - avatarı
Ziyaretçi
Beni bu sevdanın ortasında, deli yağmurların altında bir başıma bırakıp gittiğin zamanlar seni hiç durdurmadım... Yoluna çıkıp hiç, gitme, demedim sana... Beni bırakma, diye yalvarmadım... Her gidişinin ardından sessizliğe gömülüp, seni sonsuza kadar kaybettiğimi düşündüm hep... Bir gün geri gelebileceğine hiç inanmadım...Bu yüzden mucizeydi her dönüşün ve bu yüzden her defasında sana daha sıkı sarıldım...
Yıllar geçti aramızdan... Ayrılıklarla sırılsıklam, kavuşmalarla yıldızlı...Şimdi yanımdasın... Ama biliyorum, gideceksin yine... Rüzgar adını çağırıyor... Bu şehrin üzerini yine kara bulutlar sarıyor... Biliyorum, yine deli yağmurlar yağacak üzerime... Yine gizlenecek martılar saçakların altına... Yıldızlar kaybolacak... Biliyorum gideceksin ve ben yine kaybedeceğim yolumu...

Biliyorum, deniz kenarında martıların peşinde koşan çoçukluğumu düştüğü yerden kimse kaldırmayacak... Gözyaşlarımı silmeyecek o sevgi dolu, kutsal yüreğin... Biliyorum, gölgen bir İstanbul sokağının arnavut kaldırımıüzerinde ansızın gölgemi okşamayacak... Biliyorum, gideceksin... Ama bu kez sana sevdalı güvercinin yaralı yüreği bu gidişi kaldıramayacak...

Belki de bu yüzden hiç yapmadığım bir şeyi yapıyor ve soluk soluğa geçen o yıllar boyunca hiç fark etmediğin bir sırrı ilk kez yüreğine fısıldıyorum: Ben sana çocukluğumdan vurgunum... Artık gitme sevgilim...
Cezmi ERSÖZ

Benzer Konular

2 Ekim 2008 / Sedef 21 Taslak Konular
10 Ekim 2012 / Misafir Soru-Cevap
14 Şubat 2016 / Safi X-Sözlük