Arama

Özlem -1- [Arşiv] - Sayfa 115

Güncelleme: 3 Aralık 2006 Gösterim: 179.804 Cevap: 1.193
Pollyanna - avatarı
Pollyanna
Ziyaretçi
26 Kasım 2006       Mesaj #1141
Pollyanna - avatarı
Ziyaretçi
ÖZLEMEDİM SENİ

Sponsorlu Bağlantılar
Hiç özlemedim seni
Özlemek dostluktandır
dostluğundan öte bulmalıyım seni

Sıcaklığını bulmalıyım
dokunuşlarını, kenetlenişi
Terimizle sulanmalı yeryüzü
güneş terimizle ışıldamalı sabah olunca

Apansız fırtınalar çıkmalı
sarsılmalıyım

Özlemek
yanında olmak isteğidir
gülüşünü görmek biraz da
Hiç özlemedim seni

Saçlarına gül takmam
bir ırmak gibi akıtırım ovaya
soluğunla yanar
dudaklarımın bozkırı

Akkor halindeki ufuk
bakır bir tel gibi eriyip gider
kraterler ortasında kalırım

Toprak yarılır birden
su kirlenir

Ürpertir bu coğrafya
bu serüven
ikimizi bir anda
yaşadığımı duyarım

Hiç özlemedim seni
Özlemek dostluktandır
dostluğundan öte bulmalıyım seni

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
26 Kasım 2006       Mesaj #1142
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Delinin biri yazmış dersin ya
Bir diyeceğim var yine de...
Sponsorlu Bağlantılar
Ker*** duvar arasında
Açtım gözümü dünyaya
Dokuz çocuk
Üç öküz, dört inek
Yirmi de koyunu vardı babamın
Anama hasret büyüdüm
Koca gün tarlada ırgat
Akşam babama kadın
Dedemle, nineme gelin
...Eli hiç değmedi saçıma
Ya çamaşır leğeninde
Ya da sarı kızın memesinde
Elleri nasır, Topukları çatlak
Bildim bileli al basmalı bir entari üstünde
Bir de kiraz oyalı yazması
Kınalı saçlarını soluklayana kadar
Kokusunu toprak bildim yıllarca
Hasan’mış ilk oğlu babamın
Okul yolunda
Dayanamamış soğuğa
Kar düşmüş üzerine
Kırmızı yanakları
Cam gibiymiş
Buzdan heykelmiş bedeni bulduklarında
En büyüğümüz Ayşe ablam
Onüçünde vermişler muhtar oğluna
Onbeşinde bir oğlu vardı dizinde
Bir de kızı karnında
Ne yoklukla okuttu babam
Mehmet abimi
Kasabaya gönderdi
Öğretmen çıkacaktı
Köy çocuklarını okutacaktı
Sarhoş bir şöförün tekeri
Kestirdi ayaklarını
Ali, yağız delikanlı
Keskin nişancı
Ağanın çiftliğinde
Dayımın adını vermiş dedem ona
Deli Osman dedikleri ortancamızdır
Traktörden düştü sünnet düğününde
Tezek toplar, balya yapar
Öyle mutludur ki dolarsa o gün çuvalı
Bağdagül
Mayıs ayında açmış gözlerini
Gül kokulusu ninemin
Yanağında gamzesi
Yüzü nur, sesi billur
Topraktan iyi anlıyor kardeşim Umut
Adı gibi ekiyor tarlamızı
Elleri bereketli
Yüreği kadar verimli hasad zamanı
Yaşar okudu, adam oldu
Şimdi mahkeme salonlarında
Üç kuruş maaşla
Kürsüde adalet için direniyor
Düzeni bozuk ülkemde
Aydın’la dört yaş var aramızda
Çoban oldu komşu köyde
Dağlarını gezer sabahtan akşama
Kaval yerine saz vardır elinde
Yanık yanık türkülerinde
Buram buram tüter Anadolu
Ben en şanslısıymışım bizim evin
Balkız demiş rahmetli babam
Daha doğmadan adıma
...
Hepimiz bir bahçedeydik bir zamanlar
Sabah çilli horozun sesiyle uyanır
Bir siniye onüç kaşık dalardık
Sarı kızın sütünü içerken
Ciğerlerimize dolardı Ilgaz
İlk papatyayı hep babam söylerdi
Baharı da gördük bu yıl diye
Ama bu kez sondu baharı
Başakların arasında
Saplanmıştı sol göğsüne
Kan davalı kör bir kurşun
Anamın ciğerleri kanamaya başlamış
Son bir kaç gündür
Sağlık ocağında, yeni yetme bir hekim
Demiş ki -Şehirde kolay tedavisi
Yola çıkacak bu hafta
Mehmet abimin yanına
Yengem bakarmış elbet
İnanmam ya...neyse
...
Şehir bozuyor adamı
Kim gitse gelirim diye
Dönmedi
Bir kaç evlat gitti komşularda
Para yolladı bir kaç ay
Sonra sırra kadem bastı
Okumaya gidenler
Unuttu köy yolunu
Çelik çomak oynadıkları
Okulun bahçesinde
Yeni derslik yaptıracaklardı
Zengin olunca
Şimdi televizyonda
Çok meşguller belli de
Kırmızı koltuklarda
Gülüşüyle saklıyor
Manasını unuttuğu utanmazlığı
...
Bense bir yatakhanede
Daraldığım gecede yazıyorum bu satırları
Düşlerim kadar çıplak uykularım
Köyümün ekmeği kokar bu satırlar
...
Memleket koca şehirler değil ki sadece
Adı olmayan köyler var
İsimsiz gömülen bebeler
Öğretmeni olmayan okullar
Ya da öğrencisi olmayan sıralar
Siz renklerini beğenmezsiniz kalemlerin
Bizim avucumuzda kaybolur kurşun kalem
Etiketi olmayan kazağı giymezsiniz
Büyüse de abi, ablamız
Bize kalsa deriz giysileri,
Altında bir deliği olan ayakkabı bayram bekler
Soğukta kızarır burnumuz, ellerimiz buz
Sıcak suyun kokusunu
Bahçede, tezek ateşinde
Çamaşır kazanında biliriz
Bir leğende on maşrapa sudur banyomuz
Yemeğimiz tek tencerede
Siz tadını bilmezsiniz
Biz lezzetine doymayız yayıktaki ayranın
Hangimiz şanslı bilinmez...
Siz daha zenginsiniz dünya malında
Biz daha doymuşuz çocukluğa
Adım köy çocuğu aranızda
Oysa Balkızıyım köyümün
Uğramazsa göğsüme
Bir şehir magandasının
Maç sonrası kurşunu
Yarının öğretmeniyim
Memleketin bir ucunda
...
Bir kaç satır karaladım uyksuz saatimde
Sen deli saçması de
Yolunu bilmediğiniz
Köyümü özledim sadece.
feather

nazlisu - avatarı
nazlisu
Ziyaretçi
26 Kasım 2006       Mesaj #1143
nazlisu - avatarı
Ziyaretçi
Gönlümle oturdum da hüzünlendim o yerde,
Sen nerdesin, ey sevgili, yaz günleri nerde!
Dağlar ağarırken konuşmuştuk tepelerde,
Sen nerde o fecrin ağaran dağları nerde!

Akşam, güneş artık deniz ufkunda silindi,
Hülya gibi yalnız gezinenler köye indi
Ben kaldım, uzaklarda günün sesleri dindi,
Gönlümle, hayalet gibi, ben kaldım o yerde.
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
26 Kasım 2006       Mesaj #1144
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Aklım,
Geceleri süpürüyor sevgini.
Yüreğim,
Gündoğumunda yeniden getiriyor seni.
Aklımla yüreğim bir inatlaşma halinde,
Yorgun...
Allah'ım
Yardım et ne olur...

Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
26 Kasım 2006       Mesaj #1145
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Şafağa Özlem
Ey gece!
Sana sesleniyorum!
Saklamışsın yine içine görünmezleri,
Üstüme çöken kara bulutları,korkunç düşleri.

Ey gece!
Bilmelisin ki!
Bedenimden ruhumu söküp almaya kalksan,
İçimdeki sevda özgürlüğümün,
Zerresinden ödün vermeyeceğim,bilmelisin.
Sanma ki korkutursun beni,
Çakal sesiyle.baykuş sesiyle,
Korkunç rüzgar sesiyle,
Yıldızlı semalaı örten,
Ürperten, kara bulutların ve yarasalarınla...

Ey gece!
Bilmelisin ki!
Korkunçluğun değil,
Hasret sevdasıdır yatırmayan beni.

Ey sevdam!
Unutma ki!
Kapalı iken gözlerim,
ve ölü sarhoşluğundaki bedenimle bile,
Görebiliyorum seni.
Tahammül edebiliyorsam,
Bu gecenin çılgınlığına,korkunçluğuna,
Şaşkınlığımdan değil,
Şafağa özlemimdendir,
Şafakta var olan,
Sevda çiçeğimdendir.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
26 Kasım 2006       Mesaj #1146
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Kurşunlanmış her günüm, yıllarım yasta.
Bir sonbahar rüzgarında savrulur dururum.
Hasret mi bu desem,gözlerim yolda,
Baktığım her yüzde hayalini bulurum.
Kaç gün olmuş ümitler saatlerle keşmekeş
Yüreğim kanadında kalmış bir kuşun,
Kırık gönlüm gönlüne olmuyorsa eş,
Kıymeti yok ne güneş, ne yağmurun.
Bırakıp istikbali geldiğin yolda,
Pencereme çizdim son adımını,
Sen gittin,veda rengi söndü gurupta
Velhasıl hayalin kaldı o salıncakta...
featherÖzlem KARA
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
27 Kasım 2006       Mesaj #1147
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Her seherde açarım gözlerimi dünyaya
Belki yanımdadır derim
Belki gerçektir derim
Gördüğüm rüyaları hep
Ben gerçek bilirim...
Ne hevesler yeşertir uzun geceler
Ne arzulara gebe
Bekleyişlere dayanıyor da yüreğim
Senin yokluğun kanayan yara...
Belki duyar diyorum sesimi
Ve gönderiyorum en sıcak nefesimi
Günaydın...
Isıtsın yüreğini eritsin buzlarını
Belki o zaman anlarsın en yüce duygularımı...
iwosky - avatarı
iwosky
Ziyaretçi
27 Kasım 2006       Mesaj #1148
iwosky - avatarı
Ziyaretçi
ANADOLUM
Güzel Türkiyem'de, ne ararsan hepsi var
Pamukkale'de tabiatın gelini sizi karşılar
Çannakkalede, Trufa'yı görmeden gitmezler
Doyamadım anadoluma doyamadım
Güzel Türkiyem'de, ne ararsan hepsi var
Pamukkale'de tabiatın gelini sizi karşılar
Çanakkale'de, Trufa'yı görmeden gitmezler
Doyamadım anadoluma doyamadım
DOYAMADIM ANADOLUMA

Büyülendim gezince egenin İzmirini
Gördüm Kütahyanın çinilerini
Süslemiş caddeleri evleri dizi dizi
Doyamadım anadoluma doyamadım.....
Gelin birlikde dolaşalım güneşli Antalyayı
Bir hoş olursunuz görünçe yeşil Bursayı
Üzümler sarmalamış güzelim Manisayı
Doyamadım anadoluma doyamadım.....
Bak dağda bir çoban önünde sürüler
Elinde kaval yanık yanık çalar
Gam neşeyi mutluluğu kırlarda arar
Doyamadım Anadoluma doyamadım.....
İndim Konyaya serinledi içim
Geride bekliyor daha şirin içelim
Pınarlarından bir su içtim, yandı içim
Doyamadım Anadoluma doyamadım.....
Uğrayın Edirneye görün Selimiye'yi
Sakın uğramadan geçmeyin Uzun Köprüyü
Mola verin görün güzel kızlarını
Doyamadım Anadoluma doyamadım.....
Güzel Türkiyem'de, ne ararsan hepsi var
Pamukkale'de tabiatın gelini sizi karşılar
Çanakkalede, Trufayı görmeden gitmezler
Doyamadım Anadoluma doyamadım
Merhaba.... yolun böyle nereye arkadaş
Benim gibi şairsen olurum sana yoldaş
Gözüküyor ufukta bak o karamanmaraş
Doyamadım Anadoluma doyamadım.......
Uğrayacak yolumuz Eskişehir'e, Ankaraya
Uçaklar uçuyor dizi dizi semalarda
Anısı var atalarımın toprağında, taşında
Doyamadım Anadoluma doyamadım
Gidelim istersen Marmara'ya
Görelim antikalar diyarı İstanbulu
Hem taşı toprağı altın İstanbulun
Doyamadım Anadoluma doyamadım Çıkmak isterim Murat Dağına
Porsuk'ta verelim bir mola
Hasret kaldımda dönelim
Bu şirin Simav'ıma
Doyamadım Anadoluma doyamadım
nazlisu - avatarı
nazlisu
Ziyaretçi
27 Kasım 2006       Mesaj #1149
nazlisu - avatarı
Ziyaretçi
Gönüller, nadasa kalmış...
İken sen; yeşile keseceksin!

Can tarlanda cân tohumları;
Bekliyorsun...
Sabır çekiyorsun, kahır çekiyorsun; başında ateşten yazman! ..

Yazı, okunuyor:
'Sen oradaa, ben burda! ..'

Olmasan, olmaaaz...
Olmayışın bile 'var' oluşunun delili!

Çıldıracağım, koyversem dizginlerimi;
zaptım mümkün olmayacak...
Sükûnet, haykırıyooor...
Sükûnet; kafatasıma dişlerini geçiriyor, içimden!..

Yaban hayvanları beceriyor, nadas bilinen tarlaları!..
Nadas; terkedilmek...
Nadas; özlenmemek ve hatta özlenme umudu beslememek... Hani, gelen geçsiin, konan konsun; serilmiş yüzüm üstüne!..

Cannn tarlanda câân tohumları; bekliyorsun... Sabır çekiyorsun, kahır çekiyorsun; başında ateşten yazman!..
Ama, gönüller nadasa kalmışken...
Yeşile; "sen" keseceksin!

Sen...
Ne herkessin...
Ne de herkesi bekleyeceksin!..

Bekliyorsun, içinde sevinç...
Bekliyorsun, can tarlanda cân tohumları; yeşile kesmek için...

Dinle biraz:
Hasret suyu toprağa can katacak;
Özle biraz!..
Muammer Erkul
iwosky - avatarı
iwosky
Ziyaretçi
27 Kasım 2006       Mesaj #1150
iwosky - avatarı
Ziyaretçi
UZAKTAKİ SEVGİLİYE
Düşerse eğer başım bir gün toprağa
Sevgilim herkes gibi sende ağlama
Dönsede benim yüzüm solmuş yaprağa
Bir başka sevgiliye gönül bağlama

İnanma her seviyorum diyenin aşkına
Belki sözü yalandır aşkı kandırır
Yalvarsada mecnun gibi
Boş bulunma sakın
Sana tapan seni seven
Yalnız uzakta olandır

Benzer Konular

18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
7 Mayıs 2008 / estudiantes Spor tr
11 Aralık 2015 / asla_asla_deme X-Sözlük
16 Şubat 2015 / Jumong Basın/Magazin tr