Arama

Özlem -1- [Arşiv] - Sayfa 28

Güncelleme: 3 Aralık 2006 Gösterim: 179.288 Cevap: 1.193
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
24 Ağustos 2006       Mesaj #271
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
O Yarınlar Hiç Gelmez
Bekleyişlere yüklemişsen aşkını, senin için en tanıdık sözcük ‘yarın’dır.......Aslında ‘o’ yoktur ve senin de beklemekten başka çaren yoktur. Bu yüzden yarın senin için hiç bitmeyen bir umuttur. O olmadan geçirdiğin hiçbir gün yaşanmış sayılmaz. Yaşamadığın günler eklendikçe birbirine, yarına olan özlemin daha da artar. Her gece gözlerini ’yarın olsun’ diye kaparsın, her gece o günü değil yarını düşünerek uyursun. Uyuyabilirsen tabii... Gün ışığı varken daha çabuk geçer zaman. Gündüzdür, bir uğraşın vardır, ‘o ve yarın’ yine aklındadır ama yolların, sokakların kalabalığında daha az hissedersin yalnızlığını. Ama o gece kahrolası gece.... bir çöktü mü kentin üzerine geçmek bilmez saatler de seninindir artık. Ne yapsan olmaz, ne yapsan tüketemezsin dakikaları. Oysa senin istediğin bu gecenin de bir an önce bitmesi ve ‘yarın’ olmasıdır. Bugün yoktu ya ‘o’ belki yarın olacaktır. Günlerdir beklediğin telefon belki ‘yarın’ gelecektir. Aylardır hasret kaldığın yüzünü belki ‘yarın’ göreceksindir. Kadehlere sığınarak ve kendini sarhoşluğun kollarına bırakarak bitirmek istersin geceyi. Yapamazsın çünkü içki seni uykuya değil ‘yarınlı’ düşüncelere taşır. İki satır kitap okuyamazsın. Sözcükler çoktan anlamını yitirmiştir. Belki bir iki şarkı daha çekilir kılar geceyi dersin ama dinlediğin her şarkı yine ‘o’ nu anlatır sana... umudun vardır ya içinde ‘yarın’a dair; bir tek ona sarılırsın. Yüzünde beliren gülümsemeyle kaparsın gözlerini. Zaten ne kalmıştır ki şurada ‘ yarın’ olmasına... Sabahın ilk ışıkları yüzüne çarpar çarpmaz açarsın gözlerini. Heyecanla kalkarsın yataktan. ‘yarın’ olmuştur ya, geceki sıkıntından eser kalmamıştır. Telefonlarını kontrol edersin, arayan, not bırakan var mı diye... Yoktur... Kapıyı dinlersin gelen var mı diye... Yoktur... yine yalnızsındır işte ve bu duygu bir bıçak gibi keser yüreğini... ince ince bir sızı hissetmeye başlarsın, tıpkı dün sabah hissettiğin gibi... ‘Yarın’ bugün olmuştur ve senin önünde yine sadece ‘yarın’ olmasını beklemekle geçecek bir bugün vardır. Daha kaç gün geçecektir ‘yarın’ı bekleyerek bilinmez... BEKLEYİŞLERE YÜKLEMİŞSEN AŞKINI VE ‘YARIN’I BEKLEYEREK TÜKETİYORSAN ZAMANINI, BEKLEME ...... Çünkü;yarınlar hiç olmayacaktır

Sponsorlu Bağlantılar
TheGrudge - avatarı
TheGrudge
Ziyaretçi
24 Ağustos 2006       Mesaj #272
TheGrudge - avatarı
Ziyaretçi
ÖZLETİYOR YAĞMURLAR SENİ

Sponsorlu Bağlantılar
Burada yağmur yağıyor
Aralıksız yağıyor günlerdir
Ama sen yine de şemsiyeni
Almadan gel ilk otobüsle

Buğulanan camlara usulca
Yüzünü çiziyorum ki yüzün
Bir yağmur damlası olup
Düşüyor yapraklarına gülün

Güller de bozamıyor bu uzun
Karanlık sessizliğini kentin
Anılarını yitiriyor sokaklar
Bezirgânlaşıyor bulvar ışıkları

Tarih de kekemeleşiyor bazan
Ki o zaman aşktır tek bilici
Aşksa yürümek gibi bir şey
Duyabilmek kuşların gelişini

Anısı bizsek eğer bu kentin
Unuttuğu türküler bizsek
Acıyı rehin bırakıp bir güle
Anımsatmalıyız bunları bir bir

Sonra yürümeliyiz seninle
Sokaklara caddelere çıkmalıyız
Belki bir aşktır bu kentin
Belleğini geri getirecek olan

Burada yağmur yağıyor ama sen
Şemsiyeni almadan gel yine de
Özletiyor bu çılgın sağanak seni
Sırılsıklam özletiyor biliyor musun

Dreamcatcher - avatarı
Dreamcatcher
Ziyaretçi
24 Ağustos 2006       Mesaj #273
Dreamcatcher - avatarı
Ziyaretçi
Özledim seni
Daha şimdiden
Gitmeden,
Gelmeden
Burada iken
Yanımda iken…

En büyük özlem
Yanında iken
Duyduğun özlemiş
En büyük
En küçük özlem var midir?

En küçük özlemim
Dünyalardan büyükse
En büyüğü ne büyüktür!
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
24 Ağustos 2006       Mesaj #274
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ne garip bir sızı var içimde kendime soru soruyorum cevabını ben bile alamıyorum ne neden yaptığımı bile bilmiyorum kendime gelmem gerektiğini düşünüyorum ama bakıyorum ben çoktan açılmış uzaklara ...
nedir bende ki bu saçma haller bunu cvbı keşke verebilsem keşke hiç açılmadan hep kıyılarda kalsam ama bazı an oluyorki açılmak okadar güsel bi tat veriyorki alıp götürüyor beni bütün yaşadığım sancılardan ,ölümlerden,
hani ölmeden önce birşey demiştin bana
gözlerinde yaşadım ben
hala sen yaşıyor musun
hala gözlerimde misin
ben o gözlerle başkaısna baktım başka gözleri sevdim
hala yaşıyormusun yoksa öldürdümmü seni bu gözlerle


ah ne garip haldeyim ne kelimelr yetiyor ne sözler yazıyorum ama ne anlamı olduğunuda bilmiyorum herşey bilmiyorumla başlıyor bilmiyorumla bitiyor
şu an öle bi ağlamak istiyorum ki sesim çıkmıyor
sesim çıksada ağlayamam ki söz verdim ağalamaıcam
peki şu an ne düşünüyorum ne hissediyorum
senin yokluğunun acısı mı yoksa başka acılar mı
ben seni öle değil böle değil ta içimde sevmişim
peki şu an napıyorum neden böle garip hissediyorum ah bi anlata bilsem ah bi nalayn olsada şu kalbim bu acıdan kurtulsa
her gülüşlerde bi sızı her gülümsemede bir sancı
nedir bu nedir hala anlamıyorum hala cvplayamıyorum
ama içim yanıyor
nedenini bilmiyorum
TheGrudge - avatarı
TheGrudge
Ziyaretçi
24 Ağustos 2006       Mesaj #275
TheGrudge - avatarı
Ziyaretçi
Özlem Sılaya,

Dert sardı içimi yakar kavurur
Hasret eksilmiyor Özlem Sılaya,
Hangi rüzgar beni sana savurur
Al götür ne olur Özlem Sılaya.

Ne dostluk benziyor ne akrabalık
Kaybettiğin nedir nerde insanlık
Gurbet caddeleri boş kalabalık
Candan merhabayla Özlem Sılaya.

Günler farklı göremezsin güneşi
Gurbet elin yok ki benzeri eşi
Aramazmış burda kardeş kardeşi
Kardeşe, anaya Özlem Sılaya.

Cepte paran yoksa o zaman yandın
Gurbet elde altın varmıdır sandın
Kim aldattı seni ne için kandın
Tütüyor burnumda Özlem Sılaya.

Sobada pişmiyor şimdi yemeğin
Eş dost aramıyor vardı demeyin
Bakkal veresiye vermez ekmeğin
Mısıra buğdaya Özlem Sılaya.

Hadi yavrum sılamıza dönelim
Yaz gelince yaylalara gidelim
Mezarda dedeni şenlendirelim
Onlar garip kaldı Özlem Sılaya.

Lavaş ekmek yenir inek yağıyla
Kahvaltıda bal, taze kaymağıyla
Sobada süt kaynar iç bardağıyla
Taze çay kokuyor Özlem Sılaya.

Peynir eritmesi birde böreği
Doğrarsın yoğurda mısır ekmeği
Lahana sarması kışın yemeği
O tatlar bambaşka Özlem Sılaya.

Bulamazsın koyun eti döneri
Ayranı unutma bir başka yeri
Bağdaş kurup altına al minderi
Saygı sevgi orda Özlem Sılaya.

Zulbiyet çok güzel ona doyulmaz
Kuymaksız yaylaya gittim sayılmaz
İçli kete yerken asla kırılmaz
Ah vatan diyerek Özlem Sılaya.

Garip Feryadi’nin olsa imkanı
Belki kavuşmanın gelir zamanı
Bu satırlar bir zerrecik olanı
Öyle hasretim ki Özlem Sılaya.
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
24 Ağustos 2006       Mesaj #276
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Bulamadım...
Kaç kez memlekete gittim,
Dolaştım da adım-adım.
Şu gurbete öldüm-bittim,
Ben bir çare bulamadım...

Tabağıma koydum tütün,
Köylerini gezdim bütün,
Şöyle bana göre hatun,
Bulamadım,bulamadım...

Pek çok işe yaptım giriş,
Üç gün sonra kırdım kiriş,
Adam gibi sağlam bir iş,
Bulamadım,bulamadım...

Kimi züppe,hırsız,ayyaş,
Kimi içer esrar,haşhaş,
Bana uygun bir arkadaş,
Bulamadım,bulamadım...

Gözlerime baktı bir göz,
Yüreğime yaktı bir köz,
Diyecektim bir cümle, söz,
Bulamadım,bulamadım..
kambis - avatarı
kambis
Ziyaretçi
24 Ağustos 2006       Mesaj #277
kambis - avatarı
Ziyaretçi
AYRILIK… YALNIZLIK
bir kırbaç sesi bekleyen
kapı önünde eyerlenmiş atlar gibidir
aramızda ayrılık
o kadar hazır
o kadar bilinen
ve o kadar beklenen
atlar geçer bozkırlardan
atlar göçer
atlar uzak iklimlere ruhumu taşır
uçuruma benzer boşluğa nal sesleri yayılırken
gözlerimde
ihanetin çiçekleri tomurcuklanır
kanatlarında sevda masalı
ağızlarında umudun türküsü ile
turnaların
bitmeyen yolculuğuna benzer yalnızlık
turnalar geçer bulutlardan
turnalar göçer
turnalar bilinmeze ruhumu taşır
tanyeri ağardığında
pencereleri kapalı
kapıları mühürlü odama
bir ışık gibi süzülmeni beklerken
sisler aralanır yüreğimde
bölüşemediğimiz sevdanın külleri
canımı yakar
Atila Işık
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
24 Ağustos 2006       Mesaj #278
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Bir deli özlem bu..
Özlüyorum seni,
Yalansız bir özlem bu
Dolansız, saf bir özlem.
Yeni doğan bir çoçuğun
Minicik elleri gibi
Yumuşak ve mazlum
bir özlem bu...

Gökyüzü kadar büyük
Senin kadar yüce
bir özlem bu...

Hasretten ağlayanan sevdalıların
Yıllarca kavuşamayanların
İki gün bile dayanılamayan
bir özlem bu...

Ne yapacağini bilmeyen
Telefonlar bekleyen
Ağlayan, isyan eden
Kendisini harap eden
bir özlem bu...

Yolda yürürken
Otobüslere dört gözle bakan
Belki, onu görürüm diye
Kıpır kıpır yerinde duramayan
Salak salak, bos bos gezinen
Seni arayan bir özlem bu.

Bulutlara baktığında bile
Sanki seni göreceğini sanan
Orda olmadiğını bilen
Ama yinede şansını deneyen
bir deli özlem bu...

Yani güzelim,
Bir kalpsizi bile,
Ağlatabilecek,
bir deli özlem bu...
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
25 Ağustos 2006       Mesaj #279
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Özlem....sadece zihinle algılanan bir duygu değilmiş diye düşündüm,ellerde özlüyor sevdiği ellere dokunmayı..buluşmayı sevdiği ellerle...
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
25 Ağustos 2006       Mesaj #280
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
KUYU

Bir adım sonra kuyudasın
Uzun ve karanlık kuyuda
Dur desem durmazsın
Sakın gökyüzüne bakma

Düşerken adımın ardında
Kimse duymaz sesini
Sen ölürken kahrında
Gelmez kuyunun dibi

Bir merak kaplar
O çaresiz yüreğini
En dipte ne var?
Sorular yer içini

Sonuna varırsın bu yolculuğun
Sonunda bulursun toprağı
Sanma bu senin yokluğun
Gözünde kuyunun karanlığı

Benzer Konular

18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
7 Mayıs 2008 / estudiantes Spor tr
11 Aralık 2015 / asla_asla_deme X-Sözlük
16 Şubat 2015 / Jumong Basın/Magazin tr