Arama

Özlem -1- [Arşiv] - Sayfa 3

Güncelleme: 3 Aralık 2006 Gösterim: 158.332 Cevap: 1.193
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
2 Haziran 2006       Mesaj #21
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Üç Sarı Gül

Süper markete alışveriş için girmemiştim aslında.. 37 yıllık kocamı kaybedeli bir hafta olmuştu ve bu dükkanda onunla ne tatlı anılarımız vardı..
Sponsorlu Bağlantılar

Ben alışveriş yaparken ortadan kaybolurdu. Nereye gittiğini bilirdim.. Elinde üç tane sarı gülle dönerdi hep..

Rudy sarı gülleri çok sevdiğimi bilirdi. İçim hem sevgi hem hüzünle doluydu.. Birkaç şey alıp sepete attım..

Tek kişi için alışveriş, iki kişiye alırkenden daha çok düşündürüyor insanı, nedense..

Et reyonun önünde bifteklere bakıp, Rudy nin bunlara nasıl bayıldığını hatırlarken bir genç kadın geldi yanıma.. İnce uzun, güzel bir sarışındı.. Bir kocaman pirzola paketi aldı, sepetine attı.. Sonra durdu, düşündü, pirzolaları sepetten çıkarıp, tekrar rafa koydu.. Ona tebessüm ederek baktığımı fark etti aynı anda..

"Kocam pirzolayı çok sever, ama bu fiyatla da alamam ki.. Bilemiyorum..

" Dokunsalar ağlayacağım.. Mavi gözlerinin taa içine baktım. "Kocam sekiz gün önce öldü" dedim, sesimin titremesini kontrole çalışarak.. "Alın bu pirzolaları ve birlikte olduğunuz her anın hazzını yaşayın.."

Başıyla evetledi.. Pirzolaları tekrar sepetine koydu ve yürüdü..

Ben de süt, peynir reyonuna doğru gittim. Şimdi artık hangi büyüklükte süt almalıyım, diye düşünürken, bana doğru gelen yeşil elbiseye dikkat ettim. Oydu.. Sarışın kadın.. Yüzünde o güne dek rastlamadığım kadar güzel ve anlamlı bir tebessüm vardı.. Göz göze geldik..

"Bunları size aldım" dedi.. "Kasaya vardığınızda, parasının ödendiğini göreceklerdir.." Uzandı, yanaklarımdan öptü ve.. Ve sepetime, uzun saplı üç sarı gül bıraktı..

Ona ne yaptığını, bu güllerin benim için ne mana ifade ettiğini söylemek istedim, ama mümkün mü?.. Hıçkırıklara boğulur ve göz yaşlarım görmemi hızla engellerken, uzaklaştığını hayal meyal seçtim.. Sepetimdeki sarı güllere baktım.. Hem de üç taneydiler..

Nerden biliyordu?..

Birden anladım.. Bilmiyordu ki.. Dükkanda yalnız değildim.. Gözlerimde yaşlarla yukarı doğru baktım..

"Rudy.." dedim.. "Rudy, beni unutmadın, beni hala bırakmadın değil mi?.." Rudy, gene benimle gelmişti alışverişe.. Bu sarışın kadın onun perisiydi..

"Ağlamak güzeldir.. Süzülürken yaşlar gözünden, Sakın utanma.." Aynen öyle..

Geliyorsa içinizden aldırmayın.. Ben de öyküyü çevirirken ağladım zaten.. En iyi ağlamayı en çok sevenler bilir!..

ramsstein - avatarı
ramsstein
Ziyaretçi
3 Haziran 2006       Mesaj #22
ramsstein - avatarı
Ziyaretçi
Cançiçeği

Sponsorlu Bağlantılar

Erişilmez bir uçurumun kıyısında, senden başka kimsenin farkında olmadığı bembeyaz bir çiçektim ben. Sen ise, dört mevsim özlemini çektiğim yağmur. Üstüme yağışını severdim, yapraklarımdan aşağı akışını, her damlanı içime çekişimi severdim. Bedenimde seni hissedişimi. Her damlan alıp götürürdü beni adını bilmediğim, tanımadığım yerlere...

Sen yağınca susuzluğum dinerdi, biterdi kimsesizliğim, dağılırdı ürpertilerim. Serin bir meltem değip geçerdi yapraklarıma. Dünyalar benim olurdu, uçardım sevinçten. Günlerime, gecelerime; hiç kimsenin bilmediği, fark etmediği sıcak bir sevgi dolardı. Sıcak bir sevgi dolardı yüreğime. Her çocuğa gülümserdim; her kuşa, her kelebeğe, her arıya gülümserdim...

Erişilmez bir uçurum kıyısında rüzgarlara ağıt yakan, yalnız ve boynu bükük, bembeyaz bir çiçektim ben. Sen, bakışlarında sevdalar gizleyen, sevdalandığım, gözleri menekşe rengi küçücük bir kızdın.. Adına Seher demiştim, adına sevda, adına umut. Sevdam, umudum her şeyimdin. Günüm, günaydınım, gülaydınlığım seninle başlardı. Tek sevenim, tek sevdiğimdin. Yağmurumdun sen; kurak günlere, ayaz gecelere inat. Hiç bitmeyen bir umut, özlem ve hazla beklerdim seni. Gelmediğin zaman boynumu büküp, kapar gözlerimi seni beklerdim. Özlemin umudum olurdu, umudum özlemin. Beklerdim, beklerdim bıkmadan, usanmadan...
Çünkü seni seçmiştim ben, sevdam, arkadaşım olarak. Sevdanı yüreğime nakış nakış işlemek için. İşlemeliydim ki, fırtınalar, boranlar içinde bile olsa kardelenler gibi açmasını öğrenmeliydim...

Umudumun bitip tükendiği anlar da oldu elbette zaman zaman. Seni beklerken, bekleyişin işkenceye dönüştüğü zamanlar da olurdu. Günlerin yıllara döndüğü zamanlar da. Ama hiç şikayet etmedim, şikayet etmedi yüreğim. Çünkü seni delicesine seviyordum ve bu sevgimle mutluydum. Özlemine zor da olsa katlanıyordum bir umutla.

Sen beyaz bulutlarla gelirdin, bembeyaz gelinlikler içinde. Hayran hayran bakardım sana. Sen gelince ardından gökkuşağı gelirdi. Gökkuşağına dönüşürdün rengarenk. Her renginde umutlarım vardı, hayallerim vardı. Canlı, cansız tüm varlıklar kıskanırdı güzelliğini... Sen, hayatıma kattığım canım, gözbebeğimdin. Ben de senin cançiçeğindim. Gözlerime dolan bulut, üzerime yağan yağmurdun sen. Toprağa saçtığım umudumdun. Havaydın, hayattın, suydun, sevgime bandığım gülaydınlığımdın, günaydınımdın...

Yıllar sonra şimdi yine bekliyorum seni, bir umutla. Ama artık azalan hatta tükenen bir umutla... Ömrümün bütün dilimlerine kar yağıyor şimdi. Kar da beyaz ama ben yine de direniyorum. Çıkıp gelmeni, üzerime yağmanı bekliyorum. Bir zemheri mevsimiydi ayazda bırakıp gitmiştin hayallerimi. Bak yine zemheri. Dağlara kar yağıyor ama sen yoksun. Sen yoksun, acılara özlem yağıyor... Bak, kar yağıyor üstüme, iliklerime dek üşüyorum. Yine de yüreğimde ateşler yakıyorum. Dönersen ellerini ısıtırsın diye...

Unutmuşum, içimdeki umutların beyazlığını... Unutmuşum mavi, yeşil, al renkleri... Ne zaman bir yağmur sesi duysam, ne zaman bir su sesi, içimde sevgiler kanar, pınarlar kanar benimle. Sonra sen gelir dökülürsün içime, sen gelir dökülürsün gözlerime, kirpiklerim dökülür yollara. Gülaydınlığın doğar üstüme. İşte o zaman dağ dağ özlem kesilirim, bulut bulut, hüzün hüzün..

Düştüğüm her uçurumda sen varsın yanımda
seni taşıdım içimde bir damla gözyaşı gibi
bütün yıldızlara ismini haykırdım, bütün gecelere
bir sen yoksun bir sen duymuyorsun bi-tanem

rüyalarımı hicran alır her gece gelmezsin
çağrılarım isyan olur her gece bilmezsin
sevdasını yüreğime taht kurduğum nerdesin
bir sen yoksun bir sen bilmiyorsun bi-tanem

bil ki hep sana aktım bu sevdalı nehirlerde
hep seni bekledim bu düştüğüm yerlerde
ümit kervanları bir bir gelip giderler de
bir sen gittin bir sen gelmiyorsun bi-tanem

Gel... Gel ki, sarı papatyalar açsın, kır gülleri, kır menekşeleri, kırkkanatlılar açsın. Yol alsın umuda nazlı cerenler, ceylanlar, karda boranda yolunu yitirenler. Gel can gelsin solmuş anılara. Boşalsın sicim sicim gözyaşları, ırmak olsun susuz kalmışlara; kardeş olsun dostluklara, yüreğimdeki merhamete... Gel... Gel ki, sevginle anlam bulsun duygular, gözlerimden toprağa düşen damlalar....

Gelmeni istiyorum biten umutları, yiten sevdaları diriltmen için, solan yaprakları yeşertmen için.

Tüm ümitlerin tükendiği anda çıkıp gelmeni, üzerime yağmanı bekliyorum. Bu sitemdir sanma. Bil ki, gelmezsen solup gideceğim, bitip tükeneceğim. Bir daha bir daha hiç bir mevsim açmayacağım çiçeklerimi, gülümsemeyeceğim gül yüzlü çocuklara, gül desenli baharlara, kırlara, ceylanlara... Gel!...

Sen bir nazlı gül olaydın
dalına yaprak olurdum
canına can verirdim
acına toprak olurdum

sen bir türkü olaydın
kıskanırdım rüzgarlardan
kalbime koyardım sesini
yalnızca ben duyardım

tual olaydın fırçalarıma
sevginin rengine boyardım
ne okşardım saçını
ne öpmeye kıyardım

sen de sevseydin beni
canına can verirdim
kanına kan veririrdim
sende sevseydin beni

yoluna toprak olurdum
dalına yaprak olurdum
pervane olurdum ışığına
etrafında döner dururdum

seinde sevseydin beni
önüne yol olurdum
kapına kul olurdum
sende sevseydin beni ...

Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
3 Haziran 2006       Mesaj #23
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Özlemedim Seni

Hiç özlemedim seni
Özlemek dostluktandır
dostluğundan öte bulmalıyım seni

Sıcaklığını bulmalıyım
dokunuşları, kenetlenişi
Terimizle sulanmalı yeryüzü
güneş terimizde ışıldamalı sabah olunca
Apansız fırtınalar çıkmalı
sarsılmalıyım
Özlemek
yanında olmak isteğidir
gülüşünü görmek biraz da
Hiç özlemedim seni

Saçlarına gül takmam
bir ırmak gibi akıtırım ovaya
soluğunla yanar
dudaklarımın bozkırı

Akkor halindeki ufuk
bakır bir tel gibi eriyip gider
kraterler ortasında kalırım
ramsstein - avatarı
ramsstein
Ziyaretçi
3 Haziran 2006       Mesaj #24
ramsstein - avatarı
Ziyaretçi
O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler,
arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.

Dayanılması o kadar da zor değildir,
büyük ayrılıklar bile, en güzel yerde başlatılsaydı eğer.

Utanılacak bir şey değildir ağlamak,
yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer.

Yüz kızartıcı bir suç değildir hırsızlık,
çalınan birinin kalbiyse eğer.

Korkulacak bir yanı yoktur aşkların,
insan bütün derilerden soyunabilseydi eğer.

O kadar da yürek burkmazdı alışılmış bir ses,
hiçbir zaman duyulmasaydı eğer.

Daha çabuk unuturdu belki su sızdırmayan sarılmalar,
kara sevdayla sarıp sarmalanmasalardı eğer.

Belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,
öylesine delice bakmasalardı eğer.

Çabuk unutulurdu ıslak bir öpücüğün yakıcı tadı belki de,
kalp, göğüs kafesine o kadar yüklenmeseydi eğer.

Yerini başka şeyler alabilirdi uzun gece sohbetlerinin,
son sigara yudum yudum paylaşılmasaydı eğer.

Düşlere bile kar yağmazdı hiçbir zaman,
meydan savaşlarında korkular, aşkı ağır yaralamasaydı eğer.

Su gibi akıp geçerdi hiç geçmeyecekmiş gibi duran zaman,
beklemeye değecek olan gelecekse sonunda eğer.

Rengi bile solardı düşlerdeki saçların zamanla,
tanımsız kokuları yastıklara yapışıp kalmasaydı eğer.

O büyük, o görkemli son, ölüm bile anlamını yitirirdi,
yaşanılası her şey yaşanmış olsaydı eğer.

O kadar da çekilmez olmazdı yalnızlıklar,
son umut ışığı da sönmemiş olsaydı eğer.

Bu kadar da ısıtmazdı belki de bahar güneşleri,
her kaybedişin ardından hayat yeniden başlamasaydı eğer.

Kahvaltıdan da önce sigaraya sarılmak şart olmazdı belki de,
dev bir özlem dalgası meydan okumasaydı eğer.

Anılarda kalırdı belki de zamanla ince bel,
namussuz çay bile ince belli bardaktan verilmeseydi eğer.

Uykusuzluklar yıkıp geçmezdi, kısacık kestirmelerin ardından,
dokunulası ipekten bir o kadar uzakta olmasaydı eğer.

Issız bir yuva bile cennete dönüşebilirdi belki de,
sıcak bir gülüşle ısıtılsaydı eğer.

Yoksul düşmezdi yıllanmış şarap tadındaki şiirler böylesine,
kulağına okunacak biri olsaydı eğer.

İnanmak mümkün olmazdı her aşkın bağrında bir ayrılık gizlendiğine belki de,
kartvizitinde "onca ayrılığın birinci dereceden failidir" denmeseydi eğer.

Gerçekten boynunu bükmezdi papatyalar,
ihanetinden onlar da payını almasaydı eğer.

Issızlığa teslim olmazdı sahiller,
kendi belirsiz sahillerinde amaçsız gezintilerle avunmaya kalkmamış olsaydın eğer.

Sen gittikten sonra yalnız kalacağım.
Yalnız kalmaktan korkmuyorum da, ya canım ellerini tutmak isterse...

Evet Sevgili,
Kim özlerdi avuç içlerinin ter kokusunu,
kim uzanmak isterdi ince parmaklarına,
mazilerinde görkemli bir yaşanmışlığa tanıklık etmiş olmasalardı


CAN YÜCEL
PLAYBOY - avatarı
PLAYBOY
Ziyaretçi
7 Haziran 2006       Mesaj #25
PLAYBOY - avatarı
Ziyaretçi
Ozlem; daha iyisini;;; bulamadigin, arayamadigin... icin kaldigin CARESIZLIKTIR...
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
7 Haziran 2006       Mesaj #26
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Özlemim
Doğup büyüdüğüm yerlerden uzaktayım.
Bir daha dönebilirmiyim, meraktayım.
Özledim suyunu, toprağını, yurdumun tasasındayım.
Bir gün görürmüyüm bu gözlerle diye, ağlamaktayım.

Göçmen dediler, mülteci ettiler, özgürlügümü çok gördüler.
Ben istemedim böyle olsun, vatanım bölünsün, güldüler!
Bırakın gideyim, savaşsamda toprağımda öleyim, dinlemediler.
Hapsettiler, hüzünlü kuşlar misali, bir kafeste bitirdiler.

ramsstein - avatarı
ramsstein
Ziyaretçi
7 Haziran 2006       Mesaj #27
ramsstein - avatarı
Ziyaretçi
CEREN GÖZLÜM

Unuttun mu diye sorma
Unutamam ceren gözlüm
Sitem edip gönül kırma
Dayanamam ceren gözlüm
Sen ufkuma doğan güneş
Sen gönlüme düşen ateş
Burcum bile burcuna eş
Ayrılamam ceren gözlüm
Bahtımdaki uğurumsun
Gönlümdeki gururumsun
Yarınımsın umudumsun
Unutamam ceren gözlüm
Seni yazdım hayatıma
Gönlümün her sayfasına
İnan senden başkasına
Sarılamam ceren gözlüm
Sen gözümde tüten duman
Sen vardığım en son liman
Sen Tanrı'mdan bir armağan
Unutamam ceren gözlüm
Islanırsa eğer gözün
Yüreğime çöker hüzün
Ne olursun gülsün yüzün
Dayanamam ceren gözlüm

Ahmet Selcuk ilkan
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
8 Haziran 2006       Mesaj #28
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Sen Yoktun



Hüzün vardı yine.
Sessizlik vardı.
İçimde eriyen bir duygu...
Ama çığlıklar yoktu...

Dualarım vardı,
Hep adının geçtiği...
Ağlayan gözlerim vardı.
Ama gücüm yoktu...

Yeni yüzler vardı.
Yeni sesler, soluklar...
Eskiye karşı özlem vardı.
Ama eski gülüşüm yoktu...

Dertlerimi anlattığım sigaram vardı,
Yaşamama destek veren.
Arkadaşları vardı, sevdiklerim,
Ama sen, en sevdiğim yoktu...
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
8 Haziran 2006       Mesaj #29
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Ölüm Bile

Ölüm bile geç kaldıktan sonra
Bütün ilkleri sona bırakmanın belki de tam zamanı
Ben her şey bir ırmaktır sanırdım
Bunun için günlükler tutmaya kalktım
Ve tarihleri karıştırdım nasıl da

Aldım şapkamı gidiyorum şimdi
İniyorum kentin çekirdeğine
kendime yeni dalgınlıklar buldum son günlerde
Dev yapılar ufuk çizgisinin önünde birer parmaklık gibi
Kırmaya kalksam çocuklar uyanacak
Ben odama döneyim en iyisi

Öyleyse nice yağmur
Niye bir kız saçı gibi sokaklarda
Aynaya baksam kalbim görünür
Aklımda gitgide büyüyen yara
Bir ağacın en uzak dalı gibi sessizce çürür
Ölüm, evet ölüm bile geç kaldıktan sonra

ramsstein - avatarı
ramsstein
Ziyaretçi
8 Haziran 2006       Mesaj #30
ramsstein - avatarı
Ziyaretçi
Ben sana git diyemem

Yanımda ol dedikçe
Duydukça yüreğimde
Uygarlık kargaşasını aşıp
Sevimli kasabalar halinde
Denizini,
Olta iplerini
Ve çekingen bedenini
Alarak geliyorsun

Ben sana git diyemem
Ayaklarına gölgelerimi asıp
Saçlarına vurgunca dokunan
Güneş ışıklarına
Demir döküp
Dudakların kadar ateş içinde
Kalıncaya kadar bedenim;
Kış mevsimi de başlayıp
Donmayınca balıklar
Ben sana git diyemem

Ethem Vayvaylı

Benzer Konular

18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
7 Mayıs 2008 / estudiantes Spor tr
11 Aralık 2015 / asla_asla_deme X-Sözlük
16 Şubat 2015 / Jumong Basın/Magazin tr