Arama

Fıkralar/Komik Olaylar - Sayfa 66

Güncelleme: 19 Kasım 2016 Gösterim: 289.990 Cevap: 1.351
Pollyanna - avatarı
Pollyanna
Ziyaretçi
29 Ağustos 2006       Mesaj #651
Pollyanna - avatarı
Ziyaretçi
Anaokulunun son günü küçük öğrenciler
öğretmenlerine hediye verdikleri bir
Sponsorlu Bağlantılar
parti düzenler. Çiçekcinin oğlu öğretmene
bir hediye paketi uzatır. Ögretmen paketi
yavaşça sallar eliyle tartar ve

-"Sanırım bu bir buket çiçek.."

-"Dogru.. Nerden bildiniz öğretmenim?"

-"Şey, tahmin ettim.. "

Sıradaki öğrenci şekercinin kızıdır. O da
öğretmene bir hediye verir. Öğretmen
gülümseyerek paketi alır, eliyle tartar
ve hafifçe sallar:

"Sanırım bu bir kutu çikolata.."

"Aaa, nerden bildiniz öğretmenim?"

"Şey, bir tahmin ettim. Tuttu işte..."

Bir sonraki hediye TEKEL bayisinin oğlundan
gelir. Öğretmen paketi alır ama alttan küçük
bir sızıntı vardır. Paketi tutarken parmağı
ıslanan öğretmen yavaşça parmağını diline sürer:

"-Bu şarap olabilir mi?"

"-Hayır öğretmenim!!" diye bağırır çocuk heyecanla
ögretmen tekrar sızan yerden bir damlayı
parmağıyla alıp tadına bakar:

"-Şampanya öyleyse..."

Daha da heyecanlanan çocuk "HAYIR Öğretmenim!!"

Ögretmen sızıntının bir daha tadına bakar:

"-Tamam.. Pes ediyorum, bilemeyeceğim. Nedir bu?"

Çocuk neşeyle haykırır:

-"Bir köpek yavrusu!.."

Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
29 Ağustos 2006       Mesaj #652
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
HEY GİDİ GENÇLİK HEY

Sponsorlu Bağlantılar
Hoca bir gün ata binmek ister, bir türlü binemez.

* Hey gidi genç­
lik hey, diye ah çeker.
Sonra etrafına bakı-
mp kimse olmadığını
görünce de;
* Hadi hadi... ben senin gençliğini de bilirim, der.


ZEKA

Cemal İstanbul'a yeni gelmiştir. Şe­ hirde bir kilisenin çanını vakitli vakit­ siz çalarken görür. Temel'i bulur ve sorar:

— Ulaa Temel, ha pu kilisenin çanu niye çalayuuu...

Temel düşünür ve:

— Görmeyi misun Çemaal, birisu ip unu çekeyu da
ondan çalayuuu... der.



Son düzenleyen Mystic@L; 29 Ağustos 2006 01:45 Sebep: Mesajlar Otomatik Olarak Birleştirildi
Pollyanna - avatarı
Pollyanna
Ziyaretçi
29 Ağustos 2006       Mesaj #653
Pollyanna - avatarı
Ziyaretçi
BUZDOLABINA BAKSAYDIN !
Temel bir gün kahvede otururken arkadaşlarından biri ona:
- "Ula temel senin hanım seni aldatıyo" demiş.
Bunu duyan temel hemen eve koşmuş, evi aramış taramış fakat kimseyi bulamayınca sevincinden oracıkta ölmüş. Öbür alemde dolaşırken bir anda arkadaşı Dursun'u karşısında görmüş ve şaşkınlıkla:
- Ula dursun ben seni daha dün gördüydüm nasıl olduda ölüp buraya geldin.
- Valla temel hiç sorma donarak öldüm, peki sen nası öldünde buraya geldin.
- Dün kahvedeydim biri geldi bana senin hanım seni aldatıyo dedi bende hemen eve gittim aradım taradım ama kimseyi bulamayınca orada yığıldım kaldım.
- Ula buzdolabına baksaydın ikimizde şimdi sağ olacaktık.
virtuecat - avatarı
virtuecat
Ziyaretçi
29 Ağustos 2006       Mesaj #654
virtuecat - avatarı
Ziyaretçi
- Alıntı -
Geçen gün bir Fransız müşterimle sözde "Ermeni Soykırımı" yasası ile ilgili konuşurken ona şunu söyledim, "Anlamadiğim bir şey var, biz kimsenin işine karışmazken özellike Avrupa ülkelerinde Turkiye hakkında kendi kendilerine kararlar almak gibi bir aliskanlik var. Üstelik siz
Fransızlar Cezayirde yaşadıklarınızı unutuyorsunuz, nasıl olup da bir numaralı
demokrasi savunucusu olduğunuzu iddia ediyorsunuz anlamıyorum"
Bunun üzerine müşterim sordu,
"Fransanın sembolü neden horozdur biliyor musun?"
"Neden?" dedim.
Cevabı aynen şöyleydi
-hiçbir kelimeyi değiştirmiyorum-,
"Kendi ayakları b*kun içindeyken şarkı söyleyen tek hayvan
horozdur da ondan.”
Sanırım durumu hiçbir cümle daha iyi özetleyemezdi...
virtuecat - avatarı
virtuecat
Ziyaretçi
30 Ağustos 2006       Mesaj #655
virtuecat - avatarı
Ziyaretçi
Temel, Pariste bir dükkâna girmiş. Bakmış, dükkânın bir köşesinde harika bir papağan... Hayran hayran seyrederken, dükkân sahibi yanına gelip, "Bu harika bir kuştur, karşısına geçene bakar ve ona nasıl birisi olduğunu söyler" demiş. Temel, papağanın karşısına geçer geçmez, kuş "Sen aptalsın" demiş. Temel, papağanı satın almak istemiş, ancak adam satılık olmadığını söylemiş. Bunun üzerine Temel, papağanın yumurtalarından rica etmiş. Adam, "yarın gelin verelim" demiş. Ertesi gün gittiğinde Temele üç tane yumurta vermiş. Temel derhal Trabzona dönmüş, eş-dost, akraba, komşu kim varsa toplamış ve papağanın özelliklerini anlattıktan sonra, gururla yumurtaları göstermiş ve hep birlikte yumurtaları kuluçkaya yatırmışlar. Bir süre sonra, yumurtalardan birisi çatlamış ve içinden normal bir tavuk civcivi çıkmış. Bir anlam verememişler. Fakat, ikincisinden bir bıldırcın, üçüncüden de keklik çıkınca, Temelin tepesi atmış. Uçağa atladığı gibi varmış Parise, dükkânı bulmuş, dalmış içeriye... Papağan, Temeli görür görmez, "Sen salaksın" demiş. Temel daha da kızmış ve "Ula baa bak" demiş, "benum salak olduğumi burda bi sen bileyisun, ama senun orosbi olduğuni Tirabizonda cümle âlem bilıyi".

________________________________________________________________


Moşe ile David, alı al moru mor hahamın odasına dalmışlar.

Daha merhaba bile demeden konuya girmiş Moşe:

- Haham Efendi, siyah, bir renk midir, değil midir?

Haham biraz düşünmüş, karar verememiş. “Gelin benimle” demiş, yandaki odaya geçmişler. Haham iki meslektaşını daha çağırmış, oturup uzun uzun Tevrat’ı incelemişler, sonunda kararlarını tebliğ etmişler :

- Evet, siyaha bir renktir diyebiliriz, çünkü siyah diğer renkleri içermeyen bir renktir.

- Teşekkür ederim Haham Efendi, demiş Moşe, ama bitmedi, peki beyaz bir renk midir?

Haydiii!

Bu sefer şehrin ileri gelen hahamlarını da çağırmışlar, bir odaya kapanmışlar, saatlerce Tevrat’ı inceleyip tartıştıktan sonra, kararlarını açıklamışlar:

- Evet, beyaz da bir renktir, ana renklerin birleşmesinden oluşan bir renktir!

David’e dönmüş Moşe heyecanla:

- Yaaa, gördün müüü! Sana sattığım o televizyon bal gibi de renkli!


________________________________________________________________


Genc cocuk son model Porschesi ile yolda ilerlerken kirmizi isikta durur. Tam o sirada arkadan gelen bir kamyon buyuk gurultu ile

arabaya carpar. Ikisi de inerler bakarlar ki arabanin arkasi hasat. Kamyonun soforu gencin ayaklarina kapanir: "Abicim sen beni affet.

Ben 30 yil calissam bunu odeyemem. Sen su kardesini affet" der.

Cocuk bakar ki adamin hakkaten hali vakti pek yerinde degil. Adami affeder ve arabasina binip yoluna devam eder. Cocuk iki, uc isik

sonra tekrar durur. Derken yine buyuk bir gurultuyle

arabasina arkadan carparlar. Cocuk arabadan iner bir de bakar ki yine ayni kamyon soforu arabasina vurmustur. Ancak bu sefer

sofor kamyondan disari cikmadan sadece kafasini pencereden uzatir ve:

"Abi benim ben. Devam et!"


________________________________________________________________


Noel, Postanede çalisan memurlar yilbasi günü Noel Babaya yazilmis bir mektuba rastlarlar. Tabii Noel Baba diye birisi olmadigi için mektubu kendileri açip okurlar. Mektupta söyle yaziyordur. "Sevgili Noel Baba. Ben 10 yasinda bir çocugum. Hiç kimsem yok. Yetimhanede kaliyorum. Diger arkadaslarima birçok hediye geldi ama bana hiç hediye getiren olmadi. Senden üç sey istiyorum. Bana bir kalem, bir kalemkutusu, bir de ayakkabi gönderirsen çok sevinirim" Memurlar mektubu okuyunca çocuga çok acirlar. Kimsesiz çocugu mutlu etmek ve noel babaya olan inancini sarsmamak için kendi aralarinda para toplayip hediyeleri kendileri almaya karar verirler. Kalem ve ayakkabiyi alirlar, para yetmedigi için kalemkutusunu alamazlar. Aldiklari hediyeleri gönderdikten günler sonra çocuktan tesekkür mektubu gelir. Mektup söyledir: "Sevgili Noel Baba, gönderdigin hediyeleri aldim. Beni çok memnun ettin.Gönderdigin hediyelerden birisi gelmemis. Onu da herhalde postanedeki serefsizler almistir."
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
30 Ağustos 2006       Mesaj #656
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
DÜNYAYA GELMEK

Çocuklar aralarında bebekle­ rin nasıl dünyaya geldiğini ko­ nuşuyorlarmış.

* Biri; "Bizim ailede çocukları leylekler getirir," demiş.

Diğeri, "Bizde lahana tarlasında bulurlar. Onur, mahzun mahzun konuşmuş;

— Bizim maddi durumumuz iyi değil, o yüzden be­ bekleri annem kendisi yapıyor
lionhead - avatarı
lionhead
Kayıtlı Üye
30 Ağustos 2006       Mesaj #657
lionhead - avatarı
Kayıtlı Üye
Tur otobüsü şöförünün omzuna dokunulunca adam hafifçe başını
çevirmiş,
bir bakmış ki elinde bir avuç badem, yaşlı bir kadın durmakta..
Teşekkür ederek almış bademleri ve yemiş..
15 dakika sonra yaşlı kadın tekrar şöförün omuzuna dokunup
bir avuç daha badem vermiş ve bu ikramı 5 kere daha yapınca
"Zahmet ediyorsunuz efendim.." demiş saygılı şöför,
" Hep bana yedirdiniz.. Biraz da kendiniz yesenize.."
"Çiğniyemiyorum evladım.." demiş yaşlı kadın, dişlerim yok.."
"Niye satın alıyorsunuz o zaman?.."
"Evladım ben sadece üzerindeki çikolata kaplamasını emmesini
seviyorum!.."
yasamak kucuk bir umut we insana duyulan sewgiden ibarettir..
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
30 Ağustos 2006       Mesaj #658
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
BOŞUNA MI?

Temel ölüm döşeğindedir. Karısı Fadime'yi yanına çağırır:

* Fadime, hizmetçi kızla aldatiyordum seni, beni
affet. Hakkım helal et.
* Bileyirum, boşina mi zehirledum seni sanaysun?



virtuecat - avatarı
virtuecat
Ziyaretçi
31 Ağustos 2006       Mesaj #659
virtuecat - avatarı
Ziyaretçi
Öğretmen telefonda:
- Demek Temel hasta, okula gelmeyecek, peki ben şimdi kiminle konuşuyorum?
- Papamla

__________________________________________________________________


Temelin inegi hastalanmis. Komsusu Cemale gitmis.
- Ula inegun hastalandugunda ne vermistun?
- Tuz ruhi...
- Eyi......
Temel ertesi gun kosa kosa geri donmus...
- Ula inegum oldi...
- O zaman benimci de olmisti...


________________________________________________________________


Bir Fransiz,bir Ingiliz ve bir de Temel bir gemiye kacak olarak binmisler ve ambarda saklaniyorlarmis...

Ambar memuruda kacak yolcu varmi diye ambari kontrole gelmis.
Bizimkiler de hemen gordukleri uc cuvala saklanmislar...

Ambar memuru gezerken birden uc cuval dikkatini cekmis ve birinci cuvala bir tekme atmis cuvaldan miyav miyav diye sesler gelmis.
Ambar memuru herhalde kedidir demis ve ikinci cuvala bir tekme atmis cuvaldan havhav diye ses ler gelmis. Herhalde bu da kopektir diye dusunmus.

Sonra ucuncu cuvala bir tekme atmis ordanda patates patates diye sesler gelmis ambar memuruda herhalde bu da temeldir demis ve gecmis gitmis...


________________________________________________________________



Temel ve köpeği karabaş trene binerler.Aynı kompartımandaki birisi Temele:
-Köpeğinize dikkat edin lütfen,şu anda koca bir pirenin vücudumda dolaştığını hissediyorum der.Temel gayet sakin:
-Karabaşum,bu adama yaklaşma,piresu varmuş sana ta geçebilir

Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
31 Ağustos 2006       Mesaj #660
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
SİZDEN AVANAK KİMSE YOK

Napolyon Bonapart, ki Avusturya İmparatorunun damadı idi, bir gün o taraftan fena bir haber alır. Kayın­ pederine öfkesinden hanımı Maria'ya:

— Baban çok avanaktır, der. İmparatoriçe, fransız-

çayı iyi bilmediğinden, "avanak" manasına olan fransız- ca kelimeyi anlayamaz, hazır bulunan başbakandan bu kelimenin manasını sorar. O, iki tarafı da gücendirme­ mek için:

— Dirayetli demektir, der.

Bir kaç gün sonra, imparatoriçenin başkanlığı altın­da hususi bir meclis kurulur. Mühim bir madde müza­ kere olunduğu sırada kraliçe başbakana:

— Bu işin düzeltilmesi himmetinize bağlıdır, çünkü
içimizde sizden avanak kimse yoktur! der.


Benzer Konular

30 Eylül 2007 / Aynacan Bilgisayar
28 Aralık 2008 / Ziyaretçi Cevaplanmış
16 Ocak 2014 / broken* Soru-Cevap
24 Nisan 2010 / Misafir Soru-Cevap