Arama

Babam - Sayfa 43

Güncelleme: 19 Mart 2012 Gösterim: 118.954 Cevap: 756
RuYa - avatarı
RuYa
Ziyaretçi
21 Temmuz 2007       Mesaj #421
RuYa - avatarı
Ziyaretçi
Adam yorgun argın eve döndüğünde 5 yaşındaki çocuğunu kapının önünde beklerken buldu.

Sponsorlu Bağlantılar
Çocuk babasına, - "Baba bir saatte ne kadar para kazanıyorsun" diye sordu...

Zaten yorgun gelen adam, "Bu senin işin değil" diye cevap verdi.

Bunun üzerine çocuk "Babacım lütfen, bilmek istiyorum" diye üsteledi.

Adam : - "İllâ da bilmek istiyorsan 20 milyon" diye cevap verdi.

Bunun üzerine çocuk "Peki bana 10 milyon borç verir misin" diye sordu.

Adam iyice sinirlenip, "Benim senin saçma oyuncaklarına veya benzeri şeylerine ayıracak param yok. Hadi, derhal odana git ve kapını kapat" dedi.

Çocuk sessizce odasına çıkıp kapıyı kapattı.

Adam sinirli sinirli: - "Bu çocuk nasıl böyle şeylere cesaret eder." diye düşündü.

Aradan bir saat geçtikten sonra adam biraz daha sakinleşti ve çocuğa parayı neden istediğini bile sormadığını düşündü, "Belki de gerçekten lazımdı"...

Yukarı çocuğunun odasına çıktı ve kapıyı açtı...

Yatağında olan çocuğa, "Uyuyor musun" diye sordu. Çocuk "Hayır" diye cevap verdi...

- "Al bakalım, istediğin 10 milyon. Sana az önce sert davrandığım için üzgünüm. Ama uzun ve yorucu bir gün geçirdim" dedi...

Çocuk sevinçle haykırdı, "Teşekkürler babacığım"...

Hemen yastığının altından diğer buruşuk paraları çıkardı. Adamın suratına baktı ve yavaşça paraları saydı.

Bunu gören adam iyice sinirlenerek, "Paran olduğu halde neden benden para istiyorsun?...

Benim, senin saçma çocuk oyunlarına ayıracak vaktim yok" diye kızdı...

Çocuk : - "Param vardı ama yeterince yoktu " dedi ve yüzünde mahcup bir gülücükle paraları babasına uzattı;

- "İşte 20 milyon...

- "Şimdi bir saatini alabilir miyim babacım?..."

HayLaZ61 - avatarı
HayLaZ61
VIP BuGS_BuNNY
22 Temmuz 2007       Mesaj #422
HayLaZ61 - avatarı
VIP BuGS_BuNNY
Baba Diyordu Baba….!
Unuttum sanma seni, her duada adın var;
Sponsorlu Bağlantılar
Dün oğlum, babasına, “baba” diyordu Baba! ..
Duvardaki resimde, bakışın var, yâdın var;
Ciğerimden can koptu, “baba” diyordu Baba! ..

Sarılırken oğluma, aklıma geliyorsun;
Gözlerimde yaş olup, sinemi deliyorsun;
Özlemez olurmuyum, özledim, biliyorsun;
Ciğerimden can koptu, “baba” diyordu Baba! ..

“Baba” diyen kim varsa, gördüğümde ağlayıp;
Başa geldi ayrılık, karaları bağlayıp;
Sensiz olan gönlümü, yokluğunla dağlayıp;
Ciğerimden can koptu, “baba” diyordu Baba! ..

Sen bulunmaz efsane, sen gönlümün sultanı;
Sen şu fâni dünyada, ömrümün tutar yanı;
Senden bir emanettir, taşıyorken bu canı;
Ciğerimden can koptu, “baba” diyordu Baba! ..

Gidişin, emânetin, teslimiyet vaktiydi;
Gidişin, Yaradan’ın “tamam” diyen aktiydi;
En büyük mirasındı, ak alnımın naktiydi;
Ciğerimden can koptu, “baba” diyordu Baba!

Pirana Kovalayan Çılgın Hamsi...
NiliM - avatarı
NiliM
Ziyaretçi
22 Temmuz 2007       Mesaj #423
NiliM - avatarı
Ziyaretçi
Baba Diyordu Baba….!


Unuttum sanma seni, her duada adın var;
Dün oğlum, babasına, “baba” diyordu Baba! ..
Duvardaki resimde, bakışın var, yâdın var;
Ciğerimden can koptu, “baba” diyordu Baba! ..

Sarılırken oğluma, aklıma geliyorsun;
Gözlerimde yaş olup, sinemi deliyorsun;
Özlemez olurmuyum, özledim, biliyorsun;
Ciğerimden can koptu, “baba” diyordu Baba! ..

“Baba” diyen kim varsa, gördüğümde ağlayıp;
Başa geldi ayrılık, karaları bağlayıp;
Sensiz olan gönlümü, yokluğunla dağlayıp;
Ciğerimden can koptu, “baba” diyordu Baba! ..

Sen bulunmaz efsane, sen gönlümün sultanı;
Sen şu fâni dünyada, ömrümün tutar yanı;
Senden bir emanettir, taşıyorken bu canı;
Ciğerimden can koptu, “baba” diyordu Baba! ..

Gidişin, emânetin, teslimiyet vaktiydi;
Gidişin, Yaradan’ın “tamam” diyen aktiydi;
En büyük mirasındı, ak alnımın naktiydi;
Ciğerimden can koptu, “baba” diyordu Baba! ..


Ali Altınlı
My Love For You - avatarı
My Love For You
Ziyaretçi
22 Temmuz 2007       Mesaj #424
My Love For You - avatarı
Ziyaretçi
DöNERSEN ISLIKçAL BABA

RESİMDEN OLMAZ BABA
FOTOĞRAFLAR çOCUKLARINI
GöTÜREMEZLERKİ PARKA

MARTTA SOKAKTA ŞU SOĞUK GECE
BU DONUK BAKIŞLAR BENİMMİ
PEKİ BANA KİM YAZDI BU KöTÜ KADERİ
AMCA O EVDEKİ MUTLU çOCUK SENİNMİ

MAĞDEMKİ HERKEZİN Bİ BABASI VAR
İYİ OZAMAN,BENİMKİ NERDEKİ
öZLEMEZMİKİ OĞLUNU,SARILMAK İSTEMEZMİKİ
PEKİ KİM SORUCAK BANA
İSTEYİP İSTEMEDİĞİMİ,öZLEYİP öZLEMDİĞİMİ

NİYE KAçIYO HERKEZ BENDEN
HASTAMIYIM HASTALIKLIMIYIM
KOLLARI FAçALIMIYIM YOKSA YÜREĞİ YARALIMIYIM
öZÜRDİLERİM AMCA BEN KİMİMKİ HAYATINIZA KARIŞAYIM

HADİ SEN MUTLU YUVANA
BEN SOKAKTA TEKBAŞIMA YEK BAŞIMA
çOCUĞUN OYUNCAKLARIYLA YANYANA YATARKEN
BEN SOKAK KöPEKLERİYLE KOYUNKOYUNA

NEKADAR öZLEDİM SöZÜ çIKTIYSA
ZAMANINDA AGZIMDAN SANA
Bİ O KADARDA KÜFÜR DöKÜLÜYOR
DUDAKLARIMDAN BU ARA
HEMDE AGZIMI DOLDURA DOLDURA
GENEDE,
DöNERSEN ISLIK çAL

BEN ANLARIM BABA
RuYa - avatarı
RuYa
Ziyaretçi
22 Temmuz 2007       Mesaj #425
RuYa - avatarı
Ziyaretçi
DÜNYANIN BÜTÜN ÇİÇEKLERİNİ GETİRSEM SANA
SEVGİLERİN EN GÜZELİNİ
EN BÜYÜĞÜNÜ DÖKSEM YOLUNA
SÖZLERİN EN GÜZELİNİ FISILDASAM KULAĞINA
IŞIKLARLA DONATSAM GEZDİĞİN YOLLARI
TÜRKÜLER YAZDIRSAM ADINA
YİNEDE DAHA FAZLASI DERİM BABA

ELLERİNİ TUTSAM HİÇ BIRAKMAYACAK GİBİ
SARILSAM BOYNUNA HİÇ AYRILMAYACAK GİBİ
EN GÜZEL DUYGULARI YAŞATSAM
HİÇ BİTMEYECEK GİBİ
YİNEDE DAHA FAZLASI DERİM BABA

HER GÜNÜN EN GÜZEL GÜNÜN GİBİ OLSA
HİÇ AĞLAMASAN HER ANIN GÜLÜCÜKLE DOLSA
YİNEDE DAHA FAZLASI DERİM BABA


FATİH DOĞU..
My Love For You - avatarı
My Love For You
Ziyaretçi
22 Temmuz 2007       Mesaj #426
My Love For You - avatarı
Ziyaretçi
Babama Sitem
Bir baba düşün cahiliye devrinden
Sırf kız diye sayılı nefes alan kızını diri diri gömen
Öz kızını öldüren bir baba
Yani bir baba
Baba
Baba yani
Yani baba
Allah’ın verdiği cana kasteden baba
Annesinin kocası diye kendini baba sanan baba
Yani baba diyor diye diğer evlatları
Baba olduğunu düşünen baba
Baba
Bir baba nasıl eder çocuğun ömrünü heba
Bir dilim ekmek
Bir bardak su
Sana da veren var taşıdığın ruhu
Baba
Ey baba
Ey baba kılıklı varlık
Sen kendini baba mı sanıyorsun babalık
Sen ve senin gibiler sadece kuru kalabalık
Baba yani iki hece ba ba
Sadece iki hece
Ne gündüz hayatımdasın
Ne rüyamdasın gece
Bırak beni
Yok bırakma
Diri diri göm beni toprağa
Bırak bedenimi kemirsin börtü böcek
Babam bugün olmasa da yarın beni gömecek
Sonra bir melek
Sonra bir nur
Belki Peygamber beni görecek
Bilirim
Babam beni sevmese de
Sevecek
Bağrına basacak Resûl…

Baba
Yani baba
Hani koca yürekli dediğiniz
Hani yiğit
Hani fedakar
Hani evladı için yarası kanar
Hani sizin tabirinizle
Baba
Hani baba
Hani
Hani nerde baba
Kardeşimin babası
Yani babam
Babam yani
Babam
Bak adın beş harfe çıktı be adam
Saçında ki aklar beşe çıktı
Beşi vurdu saat
Sabah ezanı okundu
Baba
Sana babam demek
İnan canıma dokundu…


Selman Urluca
RuYa - avatarı
RuYa
Ziyaretçi
22 Temmuz 2007       Mesaj #427
RuYa - avatarı
Ziyaretçi
Babamı özledim…
En çok babamı özledim…
Her şeyden çok özledim…
Babamı bazen öyle bir anında yakalıyorum ki, o an ona sımsıkı sarılıp sonsuza kadar ağlamak istiyorum…
Evet, bunu istiyorum…
Diğer bütün geriye kalan hayat boşmuş gibi geliyor. Sadece annem, babam ve ben olmalıyım… Başka bir şey olmamalı. Bence yaradılıştan gelen sorumluluklar var. Bunları da unutmamak gerek. Hayatımı kazanmak uğruna sevdiklerimden ayrıldım. Onun için bu ayrılığı çok verimli bir şekilde değerlendirmem gerekir. Niçin sevdiklerimden ayrıldığımı bilmem gerek…
Niçin ayrıldım…
Kazanmış olduğum okulu iyi bir şekilde bitirebilmek ve kendimi alanımda geliştirebilmek için ayrıldım…
Geleceğimi kurabilmek için ayrıldım…
Kısacası bunlar için sevdiklerimden ayrıldım ve hala ayrıyım…

Özlüyorum…
Hepsini özlüyorum…
Bütün sevdiklerimi özlüyorum…
En çok da babamı özlüyorum…

Büyük kütükleri sırtımızda taşırken, annemin bizi acılı gözlerle seyrederken babamın “taşısınlar, para kazanmanın ne kadar zor olduğunu anlarlar. Belki harcarken düzenli olurlar.” demesini özledim…
Bir yandan da espriyle karışık “taşısınlar kasları gelişir” demesini özledim…
Evimiz ile kıraathane arasında ki yokuşu çıkarken ellerini arkasına koyup hafif kambur bir şekilde yürüyüşünü özledim…
Babamı özledim… Babamı…
92 model bir siyah şahinimiz vardı. Yılların emekçisiydi. Öyle diyorlar. Onca seneden beri çukurlarla dolu köy yollarında neler çekti. Artık bir lakabı bile vardı. Köyün girişinde onu gören çocuklar “ kara şahin geliyor “ diye bağırmaya başlıyordular. Kara şahinin direksiyonuna geçince içimde anlayamadığım bir mutluluk hissi duyuyordum. Babamda arabayı sürmeyi o kadar istemiştim ki, ama hiçbir zaman olur yanıtını vermemişti. Hep “olmaz bira büyü” derdi. Ama yinede dayanamayıp köy yolunun en tenha olduğu vakitler sürmeme izin verirdi kara şahini. Arabayı sürerken babamın “ acaba ne zaman önümüze bar araba çıkacak “ diye heyecanlanmasını özledim…
Babamı özledim…
En çok babamı özledim…
Gecenin üçünde kalkıp bir büyük tabak yoğurda şeker ve ekmek katıp yemesini özledim…
Babamı özledim…
Her şeyini özledim…
En çok onu özledim…
Her şeyden çok özledim…
Çok özledim…
Babamı özledim… SEYHAN BOZ..
CyniX - avatarı
CyniX
Ziyaretçi
25 Temmuz 2007       Mesaj #428
CyniX - avatarı
Ziyaretçi
BEN GEÇ KALMADIM, YA SEN...

Sevgi dolu, ancak sevginin yürekte saklandığı bir ailede yetişmişti genç kız. Sevginin dile vurulması gerektiğini düşünmemişti hiç. Seviyorum demeye ihtiyacı var mıydı? Babası zaten biliyordu, minik kızının kendini sevdiğini. Kendisi de duymamıştı hiç babasından. Sevgisi hep içindeydi, hareketlerindeydi ama dilde değil. Bunun eksikliğini duyduğunda ise çok geç kalmıştı. Utanıyordu artık. İnsan babasına seni seviyorum diyemezdi. SENİ SEVİYORUM; bu aileden olmayan birine, belki de hak etmeyen birine kolayca söylenebilirdi ama insanın babasına söylemesi utanılacak bir şey
diye düşünüyordu. Utanıyordu; ah bir kere deseydi babasına, gerisi gelecekti biliyordu. Seni seviyorum dedikleri tek tek yok olmuştu hayatından. Hak etmemişlerdi bu sevgiyi, hatta seni seviyorum kelimesini. Anlamı bile basitleşmişti bu kelimenin. Oysa hep yanında olan canı gibi sevdiği babasına söyleyememişti. Sırf söyleyememek değildi hırsı. Dokunamıyordu babasına, sarılamıyordu. Sadece bir kere elini tutmuştu babası. Çok acı çekiyordu genç kız, ufak bir operasyon sırasında babasını yanında istemişti. Elini tutmuştu babası, sıkıca. Sanki eli kuvveti olmuştu kızın. Acısını hafifletmişti. Bir kez tutmuştu elini... Her gece dua etti genç kız; Tanrım babamın elini tutmam için, ona sevgimi haykırmam için yardım et. Onun kolunda, gururla yürümek istiyorum.
Kimi zaman unuttuğunda okuyordu bu duayı ama Tanrı biliyordu, ve bir fırsat yaratacaktı onun için. Buna emindi.
Ve bir gece babasının hastalanmasına şahit oldu genç kız. Birden bire değil yavaş yavaş hastalanmasının her anını gördü. Babasının kolunun uyuştuğunu fark etti önce, hastaneye götürene kadar yavaş yavaş gelen felcin her dakikasına şahit oldu. Hıçkırarak ağlarken, babasının koluna girdiğini ve onun elini tuttuğunu hatırlıyordu. Hastaneyi inletircesine ağlamaları engellememişti felci. Neden Tanrım, neden şimdi, neden böyle bir zamanda? Haykırışlarını duyanlar ettiği duayı bilemezlerdi ki. Günler boyu ağlamaları dinmedi. Seni seviyorum demesini duymadı babası belki ama Tanrı duymuştu ve babasını genç kıza bağışlamıştı belli ki. Bundan sonra babasına, hak eden kişiye söyledi genç kız sevdiğini. Utanmadan ,gururla söyledi.

Babam bu duygularımı belki hiç bilmedi .Ama ben herkesten çok hak ediyordum
ona sevgimi söylemeyi.
Ve en çok O hak ediyordu benim sevgimi.

SENİ SEVİYORUM BABACIĞIM SONSUZA KADAR DA YALNIZ SENİ BU KADAR ÇOK SEVECEĞİM
RuYa - avatarı
RuYa
Ziyaretçi
25 Temmuz 2007       Mesaj #429
RuYa - avatarı
Ziyaretçi
Sen belki de bunları sana yazdığımı hiç bilmeyeceksin. Gün geldiğinde okuyuvereceksin. Ama bunları sana yazdığımı hiç bilmeyeceksin.


Ben senin yazdıklarımı okurken derinden iç çekişini, gözlerini hafifçe kıstığını, yüzünü avuçladığını hiç görmeyeceğim. Söyler misin geçecek miyim aklından, bütün bunları okurken.


İçim sızlıyor, canım acıyor biliyor musun elimin uzanamadığı sana kelimelerle dokunmak… Ne garip ( ve acı bir tebessüm) beliriyor yüzümde…


Garip olan ne mi sana dokunmak için kelimelerden kırılgan köprüler oluşturmak. Evet, garip olan bu işte.


Ben yalnız mıyım zannediyorsun kelimelerden kırılgan köprüler oluşturan, kim bilir kaç çocuk oluşturuyordur kelimelerden kırılgan köprüleri. Ya da en masum halleriyle kumdan kaleler bile yapanlar vardır.


Ne dersin? Ve ben kumdan kaleler yapmak istemiyorum. Köprüler oluşturmalıyım.


Sana doğru yol almak için. Sana doğru yol alırken böylesine korkmak, korkumu bu yoksa seni kaybedişimin tarifsizliğinden mi kullanıyorum bu kelimeyi…


Aslında sana bunları tek bir bakış ile anlatabilirdim. Baksana kelimelerden köprüler oluşturmakla olmuyor. Duygularımın adını dahi koyamıyorum…


Sana olan özlemim, sevgim… Hı… ! Her şeyin adını korku aldı. Biliyor musun bu iş çok yorucu sana karşı duyduğum her duygunun adını koymak.


Bunun beni nasılda yorup, yaraladığını bilemezsin…




Geçmişte sade ve her adı olan her duygunun kim derdi ki, gün geldiğinde bana böylesine karmakarışık ve anlaşılmaz gözükeceğini. Herhalde sade ve adı olan, her duygudan karmakarışık anlaşılmaz duygulara geçiş dönemimi de anlatamayacağım sana… Aslında bütün karmaşalığı, sadeliğinde gizli olan duygularım o kadar açık ki…


Ben senin dokunuşlarını şefkatinle birlikte özledim… Oysaki senin sadece gülüşümü özlemen yeterli. Özlemedin demi. Özlemedin biliyorum.


Biliyorum. Belki de etrafa çılgınca gülüşler fırlatmam bundandır…


Böylece gülüşlerim saçıyor dört bir yanıma ama paramparça gülüşlerim. Sen yoksun diye paramparça tüm gülüşlerim… Herkes ağlarken özlediklerine, ben yokluğuna ve özlemine çılgınca gülüşler fırlatıyorum. Çünkü özlemim gülüş, gülüşlerim varlığına bin bir umuttur.


Ben sana dair her şeyi özledim didişmelerimizi bile. Her şeye ne de çok kızardın. Olur, olmaz her an öfkelenirdin. Şimdi kızıyor musun bana. Ya da, ne bileyim yokluğuma kızıyor musun yokluğuma. Ben en çok yokluğuna kızıyorum biliyor musun? Eh didişmelerimiz yok artık ne yaparsın. Çünkü sen de yoksun.


Görüyorsun sana kızarken dahi yeniliyorum. Hep yenilgiler ortasında durduğumu hissettiğinde, beni sadece şefkatinle severek iyileştireceğini biliyorsun. Hadi ne olur şefkatinle sev beni…


Nemi istiyorum sana dokunmadığım, seni görmediğim anlarda hissettiğim, şefkatini istiyorum. Yalnızım, kendimi o kadar yalnız hissediyorum ki bu yalnızlıktan da kötü. Ve bunu senden başka anlayacak kimsede yok. Ve sende yoksun. Belki de hiç olmayacaksın…


Söyler misin bana sende gidip te ardına bakamayanlardan mısın? Olurda bir gün bu yazdıklarımı okursan, çılgınca gülüşlerimle red bir bakış fırlatacağım gözlerinin kahvesine…


Bir gün karşılaşırsak, sana bunları yazanın oğlun olduğunu bilmeyeceksin. Ve eğer karşılaşırsak günün birinde sana dair tüm duygularımı özlemi, aşkı, sevgiyi kararlı bir duruşun ardına saklayacağım… Senden korktuğumu zannedeceksin… Yüzümde bu kelimelerden bir iz aradığında, onlar orda olmayacak. Sıradan bir merhaba saklayacak sana karşı tüm yalvarışlarımı…


Ama bütün bunlar bu çılgınca gülüş, bu kararlı duruş, sıradan merhaba sözcüğü içimdeki seni bitirmeyecek. Hep içimde diri, canlı, capcanlı kalacaksın. Tabi ki beni sarmanı beklemeyeceğim. Artık senden korktuğumu görmeyeceksin. Sensiz büyüdüm yokluğunda kocaman oldum ben biliyor musun?


Evet, büyüdüm ben. Ve şimdi kırılgan bir köprüden sana doğru yol alıyorum. Sana ulaşamazsam sesim sana ulaşamazsa ve sen bana şefkatinle dokunmazsan, işte o zaman sonsuz, sınırsız bir kör kuyuya yapayalnız düşerim.

Beni tut. Her şeye rağmen beni tut BABA
Nurgül YAR..

Dark-Line - avatarı
Dark-Line
Ziyaretçi
25 Temmuz 2007       Mesaj #430
Dark-Line - avatarı
Ziyaretçi
Baba

Ne vardı böyle gurbetellere gidecek
Cenazene bile zor yetiştim baba
Helalleşemedim seninle, rızanı alamadım
Ellerini öpemedim örneğin, sarılamadım
Çok zoruma gitti be baba, zoruma gitti

Doya doya baba diyemedim sana
Baba sevgisine hasret kaldım her zaman
Dönüşü olmayan gurbettesin artık
Artık bana evlat demen imkansız
Bende baba deyip ellerini öpemem

Demli çay içiyorum senin için
Ne çok severdin bilirim
İçtiğin sigarayı içiyorum duman duman
Üflediğim dumanın içinde senin hayalin
Dumanla birlikte kayboluyorsun baba
İçime sindiremiyorum gidisini
Bana çok koydu baba, anlatamıyorum

Torununu bile göremeden gitin, acelen neydi
Kucağına alıp saçlarını okşayamadın, sevemedin
Bayramlarda ellerini öpecekti kızım
Dedem nerde, hangi dedem diye soruyor bana
Ben şimdi ona ne diyeceğim baba

Emekliliği hayal ederek çalıştın yıllarca
İki göz ev alıp oturacaktın, rahat edecektin
Çiçekleri, gülleri ne çok severdin biliyorum
Yağ tenekelerine diktiğin çiçeklerin boynu büküldü
Emekli olmanı bende çok istiyordumda
Böylesini değil be baba, böylesini değil

Seni soran dostlarına ne derim ben şimdi
Arkadaşların, ahbapların sorarsa ne derim
Nasıl derim babam artık yok diye
Nasıl söylerim babam öldü diye, diyebilirmiyim
Sen yoksun artık baba, söylemesi bile zor
Ben şimdi öksüzmü kaldım baba
Ben şimdi öksüzmü kaldım

Hamit Durmaz

Benzer Konular

8 Ocak 2018 / Misafir Cevaplanmış
26 Ekim 2016 / Misafir Soru-Cevap