Arama

Yalnızlığıma (Yalnızlık) - Sayfa 117

Güncelleme: 21 Ekim 2014 Gösterim: 303.614 Cevap: 1.891
NiliM - avatarı
NiliM
Ziyaretçi
29 Haziran 2007       Mesaj #1161
NiliM - avatarı
Ziyaretçi
YALNIZLIK

Sponsorlu Bağlantılar

Sonsuzluğa doğru yol almış gidiyorum
Yolunu kayıp etmiş bir rehber misali
Nerden gideceğimi
Nerde duracağımı
Bilmiyor sürekli ilerliyorum
Bu ilerleyiş nereye kadar, bilmiyorum
..........
..........


Çetin Akgün

RuYa - avatarı
RuYa
Ziyaretçi
29 Haziran 2007       Mesaj #1162
RuYa - avatarı
Ziyaretçi
O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler,
arkalarında doldurulması
Sponsorlu Bağlantılar
mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer...

Dayanılması o kadar da zor değildir, büyük ayrılıklar bile,
en güzel yerde başlatılsaydı eğer...

Utanılacak bir şey değildir ağlamak,
yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer...

Yüz kızartıcı bir suç değildir hırsızlık,
çalınan birinin kalbiyse eğer...

Korkulacak bir yanı yoktur aşkların,
insan bütün derilerden soyunabilseydi eğer...

O kadar da yürek burkmazdı alışılmış bir ses,
hiçbir zaman duyulmasaydı eğer...

Daha çabuk unuturdu belki su sızdırmayan sarılmalar,
kara sevdayla sarıp sarmalanmasalardı eğer...

Belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,
öylesine delice bakmasalardı eğer...

Çabuk unutulurdu ıslak bir öpücüğün yakıcı tadı belki de
kalp, göğüs kafesine o kadar yüklenmeseydi eğer...

Yerini başka şeyler alabilirdi uzun gece sohbetlerinin,
son sigara yudum yudum paylaşılmasaydı eğer...

Düşlere bile kar yağmazdı hiçbir zaman,
meydan savaşlarında korkular, aşkı ağır yaralamasaydı eğer...

Su gibi akıp geçerdi hiç geçmeyecekmiş gibi duran zaman,
beklemeye değecek olan gelecekse sonunda eğer...

Rengi bile solardı düşlerdeki saçların zamanla,
tanımsız kokuları yastıklara yapışıp kalmasaydı eğer...

O büyük, o görkemli son, ölüm bile anlamını yitirirdi,
yaşanılası her şey yaşanmış olsaydı eğer...

O kadar da çekilmez olmazdı yalnızlıklar,
son umut ışığı da sönmemiş olsaydı eğer...

Bu kadar da ısıtmazdı belki de bahar güneşleri,
her kaybedişin ardından hayat yeniden başlamasaydı eğer...

Kahvaltıdan da önce sigaraya sarılmak şart olmazdı belki de,
dev bir özlem dalgası meydan okumasaydı eğer...

Anılarda kalırdı belki de zamanla ince bel,
namussuz çay bile ince belli bardaktan verilmeseydi eğer...

Uykusuzluklar yıkıp geçmezdi, kısacık kestirmelerin ardından,
dokunulası ipek ten bir o kadar uzakta olmasaydı eğer...

Issız bir yuva bile cennete dönüşebilirdi belki de,
sıcak bir gülüşle ısıtılsaydı eğer...

Yoksul düşmezdi yıllanmış şarap tadındaki şiirler böylesine,
kulağına okunacak biri olsaydı eğer...

İnanmak mümkün olmazdı her aşkın bağrında bir ayrılık gizlendiğine belki de, kartvizitinde 'onca ayrılığın birinci dereceden failidir' denmeseydi eğer...
Gerçekten boynunu bükmezdi papatyalar,
ihanetinden onlar da payını almasaydı eğer...

Issızlığa teslim olmazdı sahiller,
Kendi belirsiz sahillerinde amaçsız gezintilerle avunmaya kalkmamış olsaydın eğer...

SEN GİTTİKTEN SONRA YALNIZ KALACAĞIM !!!
YALNIZ KALMAKTAN KORKMUYORUM DA...
YA CANIM ELLERİNİ TUTMAK İSTERSE !!!

Evet Sevgili,
Kim özlerdi avuç içlerinin ter kokusunu,
kim uzanmak isterdi ince parmaklarına,
mazilerinde görkemli bir yaşanmışlığa tanıklık etmiş olmasalardı eğer !!!
CAN YÜCEL

Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
30 Haziran 2007       Mesaj #1163
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Bir ruh, o derin bahçede bir def'a yaşarsa
Boynunda O'nun kolları, koynunda O varsa,
Dalmışsa O'nun saçlarının rayihasiyle,
Sevmekteki efsunu duyar her nefesiyle.
Yıldızları, boydan boya doğmuş gibi, varlık
Bir mucize halinde o gözlerdendir artık.

Kanmaz, en uzun buseye, öptükçe susuzdur
Zira, susatan zevk, o dudaklardaki tuzdur.
İnsan ne yaratmışsa yaratmıştır o tuzdan...
Bir sir gibidir azçok ilah olduğumuzdan.

Onlar ki bu güller tutuşan bahçededirler.
Bir gün nereden hangi tesadüfle gelirler?
Aşk, onları sevkettiği günlerde, kaderden
Rüzgar gibi bir şevk alır, oldukları yerden.
Geldikleri yol, ömrün ışıktan yoludur o;
Alemde bir akşam ne semavi koşudur o!
Dört atlı o gerdune, gelirken dolu dizgin,
Sevmiş iki ruh ufku görürler daha engin,
Simaları her lahza parıldar bu zaferle;
Gök, her tarafından, donanır meş'alerle!

Bir uykuyu cananla beraber uyuyanlar,
Varlıkta bütün zevki o cennette duyanlar
Dünyayı unutmuş bulunurken o sularda,
-Zalim saat ihmal edilen vakti çalar da-
Bir an uyanirlarsa leziz uykularından,
Baştanbaşa, heryer kesilir kapkara, zindan...
Bir faciadır böyle bir alemde uyanmak...
Günden güne, hicranla bunalmış gibi, yanmak...
Ey tali! Ölümden ne beterdir bu karanlık!
Ey aşk! O gönüller sana maloldular artık!
Ey vuslat! O aşıkları efsununa ramet!
Ey tatlı ve ulvi gece! Yıllarca devam et!

Yahya Kemal Beyatlı
RuYa - avatarı
RuYa
Ziyaretçi
30 Haziran 2007       Mesaj #1164
RuYa - avatarı
Ziyaretçi
Şu an yalnızım,her zaman ki gibi
Seni anlatan,seni hatırlatan şarkılar dinliyorum
Sebebi sensin..
Ama sen benden habersiz,nerden bileceksin ki!
Aylar oldu görüşmeyeli
Telefonlar bile sustu çalmıyor artık
Hiç özlemedin mi? diye sormuyorum
Seninde benden farkın yok biliyorum
Özledimm sevgiyle bakan
Sımsıcak şefkat dolu, gözlerini özledim
Huzur veren bakışlarını özledim
O bakışlar yok artık olmayacakta
Sensiz yaşamaya alışmak zorundayım
Ne kadar seni düşünmek istemesemde
Aklımdan çıkaramıyorum seni
Sonra kendi kendime kızıyorum
Düşünme artık,unut onu
Yeteeer yeteeer diye....
Ama olmuyor aklımdan çıkaramıyorum seni
Hele yatağıma uzandığımda
Seninle hayaller kuruyorum
Gerçeklermesi imkansız hayaller
Nasılda mutlu ediyor beni
Seninle hayallerde buluşuyor
Hayallerde buluşuyor
Gerçekte imkansızı,hayallerde başarıyoruz.
Her taraf karanlık olduğunda
Seninle paylaşıyoruz geceyi
Yalnız değilim artık,hayalin yetiyor bana
Zaten uykularımda terketti beni
Sebebi sensin!
Gecem sensiz olmuyor,sen nerden bileceksin..MERT GÜNEY
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
30 Haziran 2007       Mesaj #1165
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Aysunun elleri pek temizdi, ipektendi.
Gülleri okşayınca, güller bin bir hale girerlerdi.
Üzülürler sevinirler, özlerlerdi.
Dallarındaki dikenleri.
Aysundan uzak tutmak için.
Kanlı yaşlar dökerlerdi.

Aysunun gözleri alımlıydı, canlıydı.
Gözlere bakınca, gözler utanırlar, sıkılırlar.
Gizliden gizliye ağlarlardı.
Aysunun gözüne, ışık vurmasın diye.
Güneşe her gün isyan ederlerdi.
Açık kalırlarsa canalıcının kucağındayken.
Bilinirki aysunu göremeden gitmişti.

Aysunun teni yumuşaktı, sıcaktı.
Giysiler değince paklığına, titrerlerdi.
Kırışmasın isterler, hafiflerlerdi.
Aysunun aşıklarının eli tenine dokundukça.
Kirlendik diye çıkarılırlardı.

Cansız düşen bezler yeni yetmelere söylenir.
'Sefanız bir aşığın koynuna girene kadardır'.

Adem Özbay
RuYa - avatarı
RuYa
Ziyaretçi
30 Haziran 2007       Mesaj #1166
RuYa - avatarı
Ziyaretçi
İşte bir hikayenin başlangıcı,
Başta göz göze gelinir,
Sonrası zaten masal gibi...

Baş harfiyle başlar bir aşkın öyküsü,
Sevgiliye dökülen birkaç mısra ile pekişir.

O kadar kolay değildir,
Tuttuğun eli bırakmak
Yada tutacağın o eli bulabilmek
İşte en zoru da bu olsa gerekti...

Bir yalnızlık kitabında,
Aşk kokan bir gözlerde başlar hikaye,
Ellerde konuşur nameler,
İlmek ilmek işler mısralarda...

O kadar kolay değildir aşığım demek,
Kalp sever de söyleyemez,
Göz görür de anlatamaz,
Her şeyde bir deşelemek gerekse,
Yalnızlıkta aşka dahildir...

Ve bir şey daha vardır ki,
Başlayan her masalın bir sonunun da olduğu,
En büyük acıda bu olsa gerekti,
Söz bitttiğinde bir allahaısmarladık diyebilmekti...

Aşk gerçekten bir onursa,
Yalnızlıkta aşka dahil olsa gerek... KADİR ESENGÜL
Sedef 21 - avatarı
Sedef 21
Ziyaretçi
1 Temmuz 2007       Mesaj #1167
Sedef 21 - avatarı
Ziyaretçi
Yalnızsın

Bir akşam ışıkların dağlara güldüğünü
Bir akşam bulutların seyre döküldüğünü

Görürsün hasretiyle sabah ezgilerinin
Bir akşam gözlerin ufka dalar pek derin

Kuşlar öter, uçuşur yeşil dallara konar
Umutlar yaprak yaprak alevlenir de yanar

Son mutluluk sesleri dökülür dudaklardan
İnsanlar gölge gibi çekilir sokaklardan

Rüzgar okşamaktayken anne gibi tenini
Gecenin kolları sessizce yakalar seni

Anlarsın gözlerinin dolup boşaldığını
Anlarsın yalnızlığı ve yalnız kaldığını...


Nurullah Genç
RuYa - avatarı
RuYa
Ziyaretçi
1 Temmuz 2007       Mesaj #1168
RuYa - avatarı
Ziyaretçi
Bilir misin yalnızlık ne demek?
Bilir misin gökyüzündeki yıldızlardan
medet ummayı?

Uzattın mı elini bir yıldız boyunca,
belki, tutarım diye farkında olmadan?

Uykusuz kalmayı bilir misin sabaha kadar?

Hiç küstün mü hayata?

Aslında kendinsindir küstüğün küçüğüm?

Kapatıp gözünü hayaller kurduğun oldu mu

geleceğe dair?

Bazen küçük bir masumiyet belirir tebessümünde,
bazen gözünde hırçın bakışlar.
Kızdın mı kaderine günlerce?

Kendini tanıyamadığın oldu mu hiç?

Bazen cesaret edemeyen konuşmaya
ve bazen de hiç susmayan sen.
Sevdin mi birini?

Her yağmur yağışında saatlerce bekledin mi sevdiğini
pencerenin önünde?

Bir yudum sevgi dilendiğin oldu mu sert bakışlardan?

Yaslanacak bir omuz aramadın mı?

Birden güldüğün oldu mu sebepsiz?

Her şiirde kendinden bir şeyler bulmadın mı hiç?

Rüyalarda yaşadığın oldu mu hayatını,
istemediğin oldu mu uyanmayı?

Baktığın ama göremediğin oldu mu etrafı?
Ufak bir sorunu büyütüp ölmeyi de mi istemedin hiç?

Sebebini bilmediğin bir ağırlık çökmedi mi üstüne?

Büyüdüğünü farkedip zamana düşman oldun mu?

Hecelerin az geldiği, kelimelerin yetmediği oldu mu
duygularını anlatmaya?

Ağladığın oldu mu sebepsizce sabaha kadar?

Belki, sen, ağlamayı bilmiyorsundur,
sevmeyi bilmediğin gibi.

İki damla yaş değildir ağlamak...

Önce hüzünlenmek, sonra düşünmek, hayal etmek..

Anıları yaşamak, büyük bir özlem içinde
o küçük oyuncak bebeğe sarılmak.

İşte budur ağlamak ve yeniden yaşamak. NEDİM GÖRKEM
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
5 Temmuz 2007       Mesaj #1169
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Hiçbir şey gideremez iç sıkıntılarını
Memleketin şarkıları ve tütünü gibi
Ve usulcacık okşar
Karadeniz vapurunu nazım
Yanar elleri

Zamanın bağrında kanayan
Birer zakkumdur her sürgün
Hasretin elleriyle yoğurur hüznü
Ve kanatır gurbetin
Kadim yarasını

Dersim sürgünden öte birşey
Zilan bir kerbeladır aslında
Hala anlatır ki aşiret çocuklarına
Bir zulümdur gurbet
Zulümden de öte

Gurbet ne ki yüzyılımızda
Demek de bir yabancılaşmadır
Çünkü varolduğu sürece
Dünyada zulüm
Gurbet mutlaka olacaktır

Ahmet Telli
RuYa - avatarı
RuYa
Ziyaretçi
5 Temmuz 2007       Mesaj #1170
RuYa - avatarı
Ziyaretçi
Aç kalktım yine bu sabah
Etrafa bakıp kendimi aradım
Islak yastıklardan gözyaşı topladım
Senin aşkına susadım
Mutsuzluğumu yedim yine de doymadım...
Bir sigara yaktım
Yanınada koyu bir nescafe
Yalnızlığımla kaldım küçücük bir evde
Balkon kapısına kilit vurdum
Camları Kara bezle gizledim
Mutsuzluğumu vcd ye takıp izledim
Her zamanki gibi acıttı canımı sensizliğim
Avare dolaştım odalarda
Yorgun gözlerimi koydum boş yastıklara
Lanet ettim ıslak sokaklara
Bir kere daha defol dedim yalnızlığıma...
Bir sigara bitiyor diğeri yanıyordu
Duman kara bulut gibi zehir yagdırıyordu
Sıcak nescafe kanımı donduruyordu
Mutsuzluğum kara pencereden bana sırıtıyordu.
Hala açım
Bu mutsuzluk bana yetmedi
Çeke çeke sigaram bitmedi
Ve ben hala sensizliğimle başbaşa
Soğuk gecelerdeki yokluğunla
Gözyaşıyla yıkanmış ıslak yastığımla
Seni bekliyorum...
Mutsuzluk tekrar gelmeden
Sen gel.... BURCU YAKUP

Benzer Konular

27 Ekim 2008 / Misafir Genel Galeri
26 Temmuz 2009 / Misafir Genel Galeri
14 Mayıs 2007 / Misafir Genel Galeri
12 Nisan 2012 / Misafir Genel Galeri
17 Eylül 2016 / ThinkerBeLL Genel Galeri