Arama

Yalnızlığıma (Yalnızlık) - Sayfa 120

Güncelleme: 21 Ekim 2014 Gösterim: 303.642 Cevap: 1.891
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
10 Temmuz 2007       Mesaj #1191
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Sana büyük bir sır söyleyeceğim
Zaman sensin
Sponsorlu Bağlantılar
Zaman kadındır ister ki hep okşansın
Diz çökülsün hep
Dökülmesi gereken bir giysi gibi ayaklarına.
Bir taranmış
Bir upuzun saç gibi zaman
Soluğun buğulandırıp sildiğin ayna gibi.
Zaman sensin, uyuyan sen
Şafakta ben uykusuz seni beklerken
Sensin gırtlağıma dalan, bir bıçak gibi...
Ah bu söyleyemediğim işkencesi hiç geçmeyen zamanın
Bu mavi çanaklarda kan gibi
Durdurulmuş zamanın işkencesi
Ah bu daha beter işkence hiç mi hiç giderilmemiş istekten
Bu göz susuzluğundan sen yürürken odada
Bense bilirim büyüyü bozmamak gerektiğini
Daha beter seni kaçak
Seni yabancı bilmekten
Aklın ayrı bir yerde gönlün ayrı bir yüzyılda kalmaktan
Tanrım ne ağırdır sözcükler
Asıl demek istediğim bu.

Hazzın ötesinde sevgim
Hiç bir zararın erişemeyeceği yerde bugün
Sevgim
Sen ki benim saat-şakağımda vurursun
Boğulurum soluk alıp vermesen
Tenimde bir duraksar ve yerleşir adımın.
......

Sana büyük bir sır söyleyeceğim
Korkuyorum senden
Korkuyorum yanın sıra gidenden pencerelere doğru akşam üzeri
El kol oynatışından söylenmeyen sözlerden
Korkuyorum hızlı ve yavaş zamandan
Korkuyorum senden.

Sana büyük bir sır söyleyeceğim
Kapat kapıları
Ölmek daha kolaydır sevmekten
Bundandır işte benim yaşamaya katlanmam

Aragon
Sevgilim.

Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
10 Temmuz 2007       Mesaj #1192
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Sana geliyorum

Sponsorlu Bağlantılar
Görmeden, doğduğum gecenin seherini
Ellerim değmeden anama,
Ve günah izi yokken dudaklarımda,
Bebeklere has bir dille ağlayarak,
SANA geliyorum SANA
Çırıl- çıplak

Köklerim siğmadı zamana;
Silktim ham meyvelerimi utandım da,
Bir garip ağaç oldum aşk uükesinde,
Kutsal duygularınla donandım yaprak yaprak
SANA geliyorum SANA
Dal- budak

Ne bir dürüm ekmek var heybemde
Ne içecek suyum kana kana...
Bir tutam umutla düştüm yollara,
Bazan yürüyerek, bazan koşarak
SANA geliyorum SANA
Yalınayak

Yollar uzadıkça yük ağırlaştı,
Ateş düştü gönlümdeki harmana
Bıraktım ağrıyı, sızıyı bir yana;
Hasretinden ipil ipil yanarak,
SANA geliyorum SANA
Bir avuç toprak

Seyrettim uzaktan benliğimi ki,
Et, kemik, kan değilmiş mana
Habibin hakkına, İsmin hakkına
Af dilemek icin ağlayarak,
SANA geliyorun SANA
Ya HAKK...

Abdurrahim Karakoç

RuYa - avatarı
RuYa
Ziyaretçi
10 Temmuz 2007       Mesaj #1193
RuYa - avatarı
Ziyaretçi
Her Sabah Seninle Başlar

Önce gözlerin girer odamdan içeri
Sonra ellerin, saçların dudakların
Bir bir hatırlarım
Her sabah senin olan ne varsa
Yüzüm aydınlanır
Şarkılar söylemek gelir içimden
Yakında bir kuş öter
Uzaklarda bir tren sesi
Sonra kornalar, çocuk ağlamaları
Vapur düdükleri
Sesler bir uğultu halinde yükselir büyük şehirlerden
Ve alışılmış bir yaşamaktır çöker omuzlarıma
Sarar benliğimi birden
Büyük, devamlı dalgalar halinde duygularım
Her sabah seninle başlar
Ve ben her sabah
Ta içimde bir ağrı gibi yokluğunu duyarım

Her sabah
Rezil insanlar bekler her köşebaşında beni
Yüzleri, yürekleri kadar kirlidir
Biri gider, biri gelir
Biri gider, biri gelir
Yakamda duygusuz iğrenç elleri
Ve soğuk gözbebekleri gözlerimde
O alışılmış yaşamak ki her sabah
İğreti bir elbise gibi durur üzerimde
Bir isyandır sarar içimi
Her şeyi üzerimden çıkarıp atasım gelir
Fakat insanlar, insanlar bırakmaz beni
Biri gider, biri gelir

Hep aynı ses, aynı şarkı
Aynı sağır gökyüzü
Dilsiz bir deniz
Kör bir düzen
Hep aynı kör döğüşü
Yalancı yüzler, aptalca bakışlar
O iki yüzlü selamlar
Hep aynı tempoda geçen manasız bir gün
Hep o değişmeyen puslu ikindi üstleri
Ve hep aynı yorgun, zoraki akşamlar
Ya o geceler satılmış, utanç dolu
Büyük avizelerin aydınlattığı sefil yüzlerimiz
Renkli kumaşlar, altın kol düğmeleri
Kristal kadehlerde kral içkiler
O hesaplı dostluklar
Satın alınmış sevgiler

Ben alışılmış şeyleri sevmem, bilirsin
Yaşamaksa dilediğim gibi yaşamalıyım
Sevmekse gönlümce sevmeliyim
Kendi ellerimle yazmalıyım alın yazımı
Ölmekse istediğim anda ölmeliyim
ve yaşıyorsam
Her şey bambaşka olmalı seninle
Alışılmış şeylerden öte
Yalanlardan, düzenlerden uzak
Yeter, yeter artık
Dönmesin o eski plak
Her şey gölümüzce olsun
Bulsun
Dilediği zaman ellerim ellerini
Paylaşalım seninle bütün geceleri
Sabahları, akşam üzerlerini
Görülmemişi görelim, tadılmamışı tadalım
Şarkılar söyleyelim kimsenin bilmediği
Yüzüm her zaman aydınlık olsun aydınlığında
Her zaman sevgiyle gülsün gözlerimin içi
Yeter artık, yeter
Kırılsın o çemberler
Sarsın her yanımızı bir yaşama sevinci
Ayrılıklar, kederler, gözyaşları bitsin
Bütün bir ömür boyunca
Seninle başlayan sabahlarım
Seninle sürüp gitsin.


Ümit Yaşar Oğuzcan
My Love For You - avatarı
My Love For You
Ziyaretçi
19 Temmuz 2007       Mesaj #1194
My Love For You - avatarı
Ziyaretçi
Umudumu yazdım sana yalnız saatlerimde
Kimi zaman uykusuzluğum da
Kimi zaman düş diye yattığım bu derin uyku da
Kanlı yaşla suladım kalemimi
Sayılı gün sayfalarına yazmak için seni

Kimi zaman özledim seni üşüdüğün de ellerim
Kimi zamansa bomboş resmine baktım
Gözlerinin derinliklerine,
Ama en çok sensizliğime yandım
Bilinmeyenleri beklerken

Bazen “sus” diyorum içimdeki ufaklığa
Hani kimi yanları senden, kimi yanları hayattan
Büyüyen, o masum çocuğa “Ağlama hasretlik için,
Ayrılık dediğin bazen yaraları bazen de sevdaları
Büyüten ana kucağıdır” diyorum

Şimdi ben büyütüyorum o masumu
Herkesin elinden alıp yüreğini ellerime
Tek tek yargılıyorum hatalarımı
Ve hatalarını bilmem kimlerin
Bir daha ağlatmamak için o KOCABEBEĞİ


Tunahan Ermihan
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
19 Temmuz 2007       Mesaj #1195
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Bir gün yenik düşmesin yine sevdamız siyaha,
Gözyaşıyla anlatılmasın yalanlar bir daha.

Bir ikindi serinliğinde ömrümüzü gölgeler sarmasın,
Gecenin en karanlık yerinde yine sen varsın.

Hiçbir zaman sonu gelmesin bu düşüncelerin,
Kimse olmasa da ben dostu kalayım gecelerin.

Biliyorsun gözyaşına sığmaz ayrılık inleyişlerde,
Kavuşmak tutsaktır sabırsız bekleyişlerde.

Zamanın ellerinde yalnızlıklar ateş, ayrılıklar kor,
Aynalardaki yorgun benim, istersen yüreğine sor...


-Ayrılık Gözyaşına Sığmaz isimli kitabından

Ahmet Beltekin
My Love For You - avatarı
My Love For You
Ziyaretçi
20 Temmuz 2007       Mesaj #1196
My Love For You - avatarı
Ziyaretçi
İki Köşeli Yalnızlık


Gökyüzüne asılı kalmış bir yankı
Arıyor kendisini bırakan ağzı
Yeniden, yeniden sesini bulmak için

İki köşeli yalnızlığın bir ucunda sen, bir ucunda ben
Birleşip ayrılıyor çizgilerimiz
Hangi boyuttan koparılmıştık ki biz

Anı bile yok, ses, koku bile
Bir elin yazdığını öteki el karalıyor sanki
Silgiler hatırlıyor, kalemler unutuyor bizi...


Ahmet Erhan
RuYa - avatarı
RuYa
Ziyaretçi
20 Temmuz 2007       Mesaj #1197
RuYa - avatarı
Ziyaretçi
Yalnızım sevdiğim. Hem de çok yalnız...
Gün batımında seninle hayel kurduğumuz
Deniz sahiline gidiyorum.
Yüksek kayalıkların üstüne çıkıyor,
Denizin üzerinden süzülerek batan, güneşi seyrediyorum.
İnanmazsın ama, sanki burası kendimle hesaplaştığım yer
Sen gittin gideli hayatımda çok şey değişti.
Senden sonra
Güneşin ilk doğuşunu hiç seyretmedim.
Çünkü o bana, seninle tanıştığım günün başlangıcını hatırlatıyor
Birde güneş tam tepedeyken hiç sokağa çıkmadım.
O da seninle dolaştığım şehri anımsatıyor.
Senden sonra
Sadece güneşin batışını izlemeye geliyorum buraya
Benden ayrılışın, derin derin gözlerime bakışın, sebepsiz gidişin var ya
İşte o anı tekrar yaşıyor, isyan ediyorum.
Uçsuz bucaksız deryaya burada haykırıyorum, neden neden diye
Denizin üstünden yükselen dalgalar
Büyüyerek oturduğun kayalara vuruyor
Çığlık çığlığa üzerimde uçuyor martılar
Denizin kıyıda bıraktığı çakıl taşları,
Hepsi bir şeyler anlatıyor,
Hepsinin de bir anlamı bir nedeni var
Anlamsız olan tek şey senin beni terk edip gidişin,
Yalnızım sevdiğim hem de çok yalnız
Bazen çoraplarımı çıkarıp sahil boyu yürüyorum
Dalgalarla kucaklaşıyor onların dilini çözmeye çalışıyorum.
Denizin kıyıya gönderdiği o çakıl taşlarını birer birer topluyor
Onlara saatlerce bakıyor, sonrada onları denize fırlatıyorum
Bazı çakıl taşları var ki onlar diğerlerinden çok farklı
Onlara bir türlü kıyamıyorum
Denize atmak içimden gelmiyor.
İşte sen sana kıyamadığım o çakıl taşlarından biriydin.
Ben seni denize atmamıştım
Nasıl oldu bilmiyorum belki benim ihmalim
Belki de sen derin sularda kaybolup gittin,
İşte sevgilim o gün bu gün bu sahilde
Senin bir gün kıyıya vurmanı bekliyorum.
Yalnızım sevgilim. Hem de çok yalnız.... ASUDE PINARLI..
My Love For You - avatarı
My Love For You
Ziyaretçi
20 Temmuz 2007       Mesaj #1198
My Love For You - avatarı
Ziyaretçi
Yalnızım Yalnızsın Yalnızız


kimse içimdeki boşluğu görmüyor
bir adresi yitirmek neler hissettirir insana
kalp atışlarından uzak olmak
soluğunda duyamamak mevsimleri, düşünmüyor

çok şey bilmenin hoş karşılanmadığı zamanlardayız
ciddiye alınmıyor sorularımız
gün afrikalı kalmaya kararlı
bu dünyadan olmamak da yetmiyor

ve siz geliyorsunuz, sarı elbisenizle bir silüet
hayatımdaki eksikleri gösteriyorsunuz
küçülüp silikleşiyorum, hafifliyor bedenim
yalnızlığım dağılıp çoğalıyor sesinizde

ben artık sadece kuşların şarkısını dinliyorum


Metin Celâl
My Love For You - avatarı
My Love For You
Ziyaretçi
20 Temmuz 2007       Mesaj #1199
My Love For You - avatarı
Ziyaretçi
Yalnızlık zor be gülüm bu iskelede
Alışmışım her gün denizin yosun kokusunu seninle koklamaya…
Ekmek kırıntılarını atmasını martılara
Güneşin doğuşunu alışmışım gülüm seninle!
Ne zormuş sensiz oturmak bu iskelede!
Bu sefer ellerim ellerinle değil de
Bir sigara bir şişede şarapla dolması koydu be gülüm!
Mazi aklıma geliyor, her yer sen dolu bu iskelede
Çok sevmiştim seni…
Ayın denize mehtaplaşması kadar gerçek
Ve büyüleyiciydi benim SEVGİM!
Gece iskeleye iniyorum
Yıldızlara küfür ediyorum!
Çünkü sen demiştin bana
Yıldızlar kadar gerçekçi benim sevgim diye!
Hadi oradan sende…
Kalbimi yakıyor be gülüm bu iskele!
Yaralı kalbime tuz basıyor her gece
Yeter artık!
Ve sona yaklaştık…
Ben dayanamıyorum her gün bu iskelede ölmeye
Artık benim gitme vaktim geldi
Kendine iyi bak!
Bu arada elindeki mektubu iki yere gönderdim
İkisi de aynı mektup ama Tek farkı var sadece
Biri sende biriyse iskelede… Cansız bedenimde!


ARİF ARGÜL
RuYa - avatarı
RuYa
Ziyaretçi
21 Temmuz 2007       Mesaj #1200
RuYa - avatarı
Ziyaretçi
Kaç kere yaşadım ben bu romanı
Ne zaman sevdimse ayrılık vardı
Hep kendim kuruttum gözyaşlarımı
Ne zaman sevdimse yalnızlık vardı

Ecelim zamansız gelirse bir gün
Ona bu şarkımı dinletiverin
Bu en son dileğim, en son sözümdür
Benden başkasına gitmiş olsa da
O güzel aşkımız bitmiş olsa da
Üstünden mevsimler geçmiş olsa da
Ona sevdiğimi söyleyiverin

Her köşe başında seni gözledim
Geceler koynunda umut gizledim
Hep seni bekledim seni özledim
Senden uzaklarda ah neler çektim
Sensizken seninle bir de söz kestim
Bilmedin sevdalım bilmedin gitti

Umutlarımın mavisini alıp gittin
Denizlerimin mavisini çalıp gittin
Masmavi dünyama
Simsiyah bir çivi çakıp gittin...
Gittin
Ve sen de her yalan gibi
Bittin..

öyle zalimdir ki yüreği
sevdanla ölsende,gururunu yere gömsende
diz çöküp önünde sevdiğini söylesende
birgün anlarsın ki hiç bir şeye değmez

öyle kalp tanıdımki bencil
yüreğinde sevda var mı yok mu bilinmez
yalanda olsa sever sevdiğini belli etmez
bırakıp gider biranda ne olduğunu anlamadan
baka kalırsın arkasından


DİLEK ÖZBEN

Benzer Konular

27 Ekim 2008 / Misafir Genel Galeri
26 Temmuz 2009 / Misafir Genel Galeri
14 Mayıs 2007 / Misafir Genel Galeri
12 Nisan 2012 / Misafir Genel Galeri
17 Eylül 2016 / ThinkerBeLL Genel Galeri