Arama

Yalnızlığıma (Yalnızlık) - Sayfa 74

Güncelleme: 21 Ekim 2014 Gösterim: 269.867 Cevap: 1.891
NiliM - avatarı
NiliM
Ziyaretçi
23 Mart 2007       Mesaj #731
NiliM - avatarı
Ziyaretçi
SENSİZLİK

Sponsorlu Bağlantılar
Sensizlik acı veriyor bana birtanem,
Sensiz yaşayamıyorum,
çünkü uzaklardasın ve gelmeyeceksin
Seni bekleyeceğim ve özleyeceğim.

sensizlik eritiyor beni
kahrediyor kalbimi,
Ne olur dön
kalbime geri dön.

Dünyada seni on kişi seviyorsa
Onlardan biri benim.
seni beş kişi seviyorsa
Onlardan biride benim
seni tek kişi seviyorsa oda benim
Bilki kimse sevmiyorsa
BİLKİ BEN ÖLMÜŞÜM ÇÜNKÜ SENSİZİM

Ümit Yaşar Oğuzcan
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
23 Mart 2007       Mesaj #732
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
calisma1lx1


Sponsorlu Bağlantılar
Her gelen bir renk aldı götürdü benden,
Geriye sadece siyahlar ve beyazlar kaldı.
Şimdi kimse talip olmuyor onlara

Değiştiğimi zannetme değişmedim.
Ben; hala senin gittiğin o saatte, o gündeyim değişmedim....
Değişmedim, değişen sadece senin takvimindi.
Ben; hala senin bıraktığın yerde senleyim...

Eylülden beri sana giden yollardayım.
Ne seni bulabildim,
Nede umutlarım tükendi.
Umudum tükenseydi,
Sana giden yollarda tükenirdi...

Aşırı hızdan cezaları
Hep sana gelirken yazdılar.
Dönüşün yavaşlığına kimse fit olmadı.

Sen varken şiirlerimi hep kağıda yazardım şimdi.
Senin bıraktığın duvarların boşluğuna yazıyorum.
40 cilt oldu yazdıklarım, ne yazcaklarım bitti ne duvarlar.

Bir umutlarımın birde senin peşinden koşmaktan yorulmadım...!
Keşke ikiside aynı yönde olsaydı...
Sana geldiğimde umutlarımı, umutlarıma gittiğimde seni bensiz bıraktım...

Yolcu olabilmek için yolda olmak lazım derler,
pekiiii yoldan çıkanlar hala yolcu sayılır mı?

Zor olan; senin gidişini görmek,
Ona alışmak değildi...
Bıraktığın boşlukların çığlıklarını duymak,
Onalara karışmaktı.

Resimler canlıdır, konuşurlar
Onları saklarlar seninle,
Her an yanında olmasalar da
Seninle birlikte yaşarlar,
Sensiz yaşlanırlar.

Bir; kalabalığa karışmayı
birde; kalabalığın bana karışmasını sevmedim sevemedim...

Saçlarımı taramak için aynaya baktığımda aynada sen vardın.
Senin saçlarını taradım ben yerine.
Buluta koymuştum seni tane tane yağmur yağmur sen yağdın
Çiçeklere verdiğim sularda sen vardındallarında, yapraklarında,
Mavisinde, sarısında sen açtın...

Denizlere baktığımda milyarlarca su damlası,
ırmaklara baktığımda milyonlarca su damlasının özel kavuşma inancını
Görüyorum ve ben keşke diyorum, keşke
Irmaklarla büyük mutluluğa giden
Denizlerle büyük mutluluğu bulanlardan birisi olsam,
Olabilsem diyorum...

Şiiri yazan: ***_CaDı_*** Fatoş (yani ben) çalışmayı yapan : VUR@L
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
23 Mart 2007       Mesaj #733
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Adı Yalnızlık

Gölgen gibidir yalnızlık
Gecenin ıssızlığı, karanlığı gibi boş ve soğuk.
Sarılırsın ararsın tutamazsın
yoktur çaresi.
Adı Yalnızlık
Yazılmıştır birkere
Yiğit olsan da büker bileği,
Cesur olsan da sızlatır yüreği.
İçindedir sevgi, insanın tek dileği
Ateşten gömlek misali
SEVGİ... SEVGİ... SEVGİ…

Murat İnce
kambis - avatarı
kambis
Ziyaretçi
23 Mart 2007       Mesaj #734
kambis - avatarı
Ziyaretçi


yalnızlık


Bakarken uzaklara

Bir dön ardına

Kimbilir…..

Kimin ufkundasın

Attığın adımlar kısalır,
Düşünceler kısırlaşır,
Hayaller ufalıp,
Zaman darlaşır,
Uykuların bölünür bir çığlıkla,
Dayanmak zor olur başkalarına,
Sadece o vardır,
Yalnızlığında.


içimdeki kara yel savurdu beni,
yalnızlığın kol gezdiği sisli limanlara
savruldum ve her seferinde ağladım
yalnızlığımla başbaşa


pusulasını yitirmiş yüreğimi
kime açayım
yelkenleri kırık ruhumu
kiminle onarayım
kara yel vardı hep, içimde bir yerlerde
savrulmaktı, "yaşamak" dediğim...
yalnızlığın kol gezdiği sisli limanlara
savruldum ve ağladım
yalnızlığımla başbaşa


biliyordum,
sen ulaşılmaz bir uzaklıktaydın;
bense, çok uzak bir yalnızlıkta


Gün olur kar da yağar buralarda Güneşe de kavuşursun Ama tanıyamazsın bile bir acımasız rüzgar savurur deli dalgalar boğuverir vicdanını o hep masmavi sandığın kara sularının içinde ve hep sarı bildiğin güneş kızıllaşır birden Ben bunu tanıyorum dersin ateş bu; Ama nafile hepsi birer azılı düşmanın oluverir Sonra bir de bakarsın etrafında kimsecikler kalmamış işte o zaman hatırla beni yanlız o zaman

Melih YURDAGÜL
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
23 Mart 2007       Mesaj #735
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Ve acının yazılmayan tarihi

3- Gidip Geri Dönmeyenler
Bu deli yollara oğul verdin
Gidip geri dönmediler
Kaç kolun koptu Yemen
Kaç yürek yaran Çanakkale
Ocakların kör kaldı
Kaçıncı söndü umudun
Gidip geri dönmediler
Güldün mü
Kıvılcımlar saçılır geceye
Bakışın ilk insandan bu yana
Bütün bakışların bahçesi
Ayakların Hitit' ten beri
Böyle sıkı basar toprağa
Geride hep yoksulluğu koydular
Kıran düştü- kıtlık düştü payına
Gidip geri dönmediler.

5- Yediveren

Direnci zemheriden karılmış-ölüm kapı komşusu
Sabrı dağlarla bir- cehennemden sökün etmiş ağustosu
Zulümlerle dövülmüş yüreği yoksulluğun örsünde
Gene de yangınlar içinde yediveren güldür sevdası
Yıkılası kara dağlar boyun büküp yol verir
Değilse kıyametler doğurur coşkusu
Lâkin körolası yollar uzanmış yatar toz kül içinde
Kör bir engerek gibi azrail hovardası
Bir yol gülüşlere karışmış
Bakışlara tünemiş-sözcüklere bulaşmış
Ezeli bir acının doğurduğu nefret aşılmaz
Yıkılmaz muhanetin karlı dağları çevresi dolaşılmaz
Ruhları yağmalanmış babadan oğula devrolan lanet
Çifte su verilmiş yüreği kâr etmez hasretine
Koparır elini kolunu gurbet
Gene de yediveren güldür sevdası
Bilmezler
Yaşamak derler adına
Dağların ötesinde bin yıldır paylarına düşen esaret
Günah-vebal-yemin-gammazlık -yalan- kin
Uğur-nazar-büyü-yılan-çiyan-cin
Ekmek atlı insan yaya-can ter içinde
Korkuyla nefretle silahlandırmış ruhlarını cehalet
Bilmezler
Özgürlük derler adına
Dağlarda yapayalnız ağlayabilmenin
Ölmenin doktorsuz ilaçsız
Bazan çocuk üstüne bazan yılan sokması
Sanırsın ki unutturmuş sevmeyi
Gülüşlere afat olmuş nuhnebiden kalma cinnet
Gene de yediveren güldür sevdası

(Yarın Yeniden/Gerçek Sanat)

Adnan Durmaz
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
23 Mart 2007       Mesaj #736
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Alaca Karanlık

Dayan bakalım,
Dağları delen Ferhat!
Dizboyu çamurdasın.
Bütün gün parkta uyuyan insanların,
Resmini çizen Ömer,
Aslan Ömer!
Haklısın...

Yaprağın yeşili,
Vay anam vay!
İçimi dağlar göğün mavisi.
Dayan bakalım,
Dağları delen Ferhat!
Vakit alacakaranlıktır şimdi.

Fethi Giray
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
24 Mart 2007       Mesaj #737
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Ansızın

Ben sensiz olanlara seni aratıyorum,
Ben sensiz kalanlara seni yaratıyorum,
Seni saklayacağım, seni yazıp-andıkça
Kendimi çoğaltıyor, seni kuşatıyorum.

Unutturmayacağım, seni yaşatacağım,
Kendimi çoğalttıkça seni kuşatacağım,
Her zamanda, her yerde sen bende yaşadıkça
Sen evreninde sana seni aratacağım.

Özdemir Asaf
NiliM - avatarı
NiliM
Ziyaretçi
24 Mart 2007       Mesaj #738
NiliM - avatarı
Ziyaretçi
BEN BİR EYLÜL SEN HAZİRAN

Bir eylüldü başlayan içimde
Ağaçlar dökmüştü yapraklarını
Çimenler sararmıştı
Rengi solmuştu tüm çiçeklerin
Gökyüzünü kara bulutlar sarmıştı
Katar katar gidiyordu kuşlar uzaklara
Deli deli esiyordu rüzgar
Dağılmıştı yazdan kalan ne varsa
Yaşanmamış bir mevsim gibiydi bahar
Neydi o bir zamanlar
Sevmişliğim, sevilmişliğim
O heyheyler, o delişmenlikler neydi
Ne bu kadere boyun eğmişliğim
Ne bu acıdan korlaşan yürek
Ne bu kurumuş nehir; gözyaşım
Önümdeki dizboyu karanlıklar da ne
Ne bu ardımdaki kül yığını; elli yaşım
Beni kötü yakaladın haziran
Gamlı, yıkık eylül sonuma
Bir ilkyaz tazeliği getirdin
Masmavi göğünle
Cana can katan güneşinle
Pırıl pırıl engin denizinle girdin içime
Çiçekler açtı dokunduğun
Çimler büyüdü yürüdüğün
Ve güller katmer katmer oldu güldüğün yerde
Başımda senin kuşların kanat çırpıyor şimdi
Oldurduğun yemişlerin ağırlığından
Dallarım yere değiyor
Güneşi batmadan saçlarının
Bir dolunay doğuyor bakışlarından
Gün boyu senden bir meltem esiyor yanan alnıma
Uykusuz gecelerim seninle apaydınlık
Başım dönüyor, off başım dönüyor yaşamaktan
Ölebilirim artık
Ölme diyorsan; gitme kal öyleyse
Sarıl sımsıkı, tenim ol, beni bırakma
Baksana; parmak uçlarım ateş
Lavlar fışkırıyor gözbebeklerimden
Hadi gel, tut ellerimi, benimle yan
Benimle meydan oku her çaresizliğe
Benimle uyu, benimle uyan
Birlikte varalım onüçüncü aylara
Ben bir eylül, sen haziran

Ümit Yaşar Oğuzcan
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
24 Mart 2007       Mesaj #739
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Gittin İçimde Kaldı Ayrılık

Gittin
Ayrılırken buz tutmuş bıyıktı gözlerin
Kaçamak ellerimiz komutsuz sallandı
Dudaklarımızda sıradan sözcükler
Vedalaşmayı bile beceremedik
Son bir bakış kaldı arkanda
Kalabalığa karışan
Her şey düzmece bir dinginliğe gömüldü
Gittin.

İçimde
Yığınlarca kitap kaldı uçuşan
Sözcükler beynimin köşelerinden
Çıkıp korkuttular gecelerimi
Peşimden geldi gölgeler
Aynalara bakamaz oldum
Hiçbir oyun avutmadı beni
Yaşamıma sığmayan bir şey kaldı
İçimde.

Kaldı
Yeni bir kent işkenceye hazır
Ödeşemedim gittiğin mevsimlerle
Belleğimi silkeleyip anılardan
Tik tak çaldın uzun zaman
Alışamadım yarımlığa
Düşlerimde intihar tutkuları
Sırtımda hançerinin oyduğu boşluk
Kaldı.

Ayrılık
Çoğalarak giriyor günlerime
Senden başka kim bilebilir
Geçmişin dökümünü yaptığımı
Ağır ağır pulsara dönüşürken güneşler
Sonbahar hüznüne benziyor pencerede
Artık konuk beklemeyen gözlerim
Sayfalar da bitti ışık da her yanı kapladı
Ayrılık.

A.Kadir Bilgin
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
24 Mart 2007       Mesaj #740
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
I. - saymaca -

bu kaçıncı
yıldızsız bir gökyüzünü seyreder gibi
gidişine yakıp
bitiremediğim şiir?

sıvazlıyor bilincimin eli öksüz sırtımı
sokak ortasında pejmürde bir kedi ağlıyor
aylardan fena halde eylül sanki
ağzımın kıyısındaki gülücükle dürtüyor içimdeki bahar
yekin bir daha sarı buğdaylar gibi
rüzgârsız havalarda bile yekin

II. - zaman :
kaçıncı boyutu insanın? -

zamana
inat
bir
konukluk
bu
yaşam
bir
armağan

III. - kavuşmak olsun gidişin -

kuzguni akşamlara kurban veriyorum zamanı
susuzluğunu bilen yorgun bir sakayım Kızılcık...
kayıp ettim,
son gençliğimde bulduğum
günbatımı yüreğini,
hasretlerine değince gözlerim
içimdeki nehir daha hızlı akardı,
önemliydi denize ulaşmak
çok önemliydi...
sığınmak için rüzgârlı günlerde
göğüs kafesimde
gülüşünü saklardım...
Bir kadının dokunuşlarına,
ruhumu eline alıp okşayışlarına,
gözlerinin ta içine bakıp
gurbete çıkar gibi
sonu gelmez
yolculuklara
çıkışıma
inanıyordum...
üzerimizde iğreti durmayan sevdamızın
alnı ak gururu ile yürüyorduk
hayatın çevresi çiçeklerle bezeli yolunda...
tamamladığın cümleydim,
bitiremediğin türkü,
okuyamadığın kitap
ve ah!
gidemediğimiz deniz,
yüksünmeden
çağlıyor şimdi...

sendeki beni,
bendeki seni
ve
Zeynep'in annesini
bir de
elinin yakışını
çok özledim!
sığmazdı gökyüzüne
sana yüklediğim anlam,
karabulutlarla bile arkadaştım,
yağmurlara sinirlenmez,
güneşe öykünmezdim...
içinin okul bahçesi cıvıltısıyla
seni bulduğumda
kasımın yirmidördüydü...
üç yıl sonra
ağustosun ondördünde
saat 03:17 de
kaybettim!..
gidişine
ve
kalmayışıma
inandım!..
tren garı pusu
kapladı geceyi...
güle güle Kızılcık...
yalnızlığımın arkasına saklanıyorum
ve
yalnızlığın gölgesinde tünüyor
iğreti,
masalsı coşkular...
ellerim korsan umutlara gebe...
ilkyazdan beri alıştığım gece baskınları
yerini
akşamüstü şaşkınlıklarına
bırakıyor artık...

sessizliğe kurdum saati
bozmamak için büyüyü
o bile çalmıyor...
kavuşmak olsun gidişin...
güle güle Kızılcık...
- bitti... -

Nevzat Tekin

Benzer Konular

27 Ekim 2008 / Misafir Genel Galeri
26 Temmuz 2009 / Misafir Genel Galeri
14 Mayıs 2007 / Misafir Genel Galeri
12 Nisan 2012 / Misafir Genel Galeri
17 Eylül 2016 / ThinkerBeLL Genel Galeri