Arama

Yalnızlığıma (Yalnızlık) - Sayfa 94

Güncelleme: 21 Ekim 2014 Gösterim: 303.827 Cevap: 1.891
NiliM - avatarı
NiliM
Ziyaretçi
26 Nisan 2007       Mesaj #931
NiliM - avatarı
Ziyaretçi
ARTIK SENSIZIM

Sponsorlu Bağlantılar
Gidiyorsun ya...
Kara bulutları katmış ardına,
Acıları yüklenmiş sırtına
Dörtnala geliyor yalnızlığım.

Gidiyorsun ya...
Ne kadarda mutlu çaresizlikler
Yüreğimin gergefinden cımbızlarla çekiyor
Nakış nakış umutları.

Gidiyorsun ya...
Renklerini siliyor tuvalim
Karası bana gecelerin, cefası bana
Elde kalan tek resim
Hatıranla yetineceğim.

Gidiyorsun ya...
Giyotine gidiyor paylaşmalarım
Bugünümde yarınlarımda gidiyor.
Gidiyor düşmüş peşine umutlarım,


Gidiyorsun!
Dalgalarında boğulduğum denizim.
Gidiyorsun biliyorum,
Bundan böyle zamanlara..
Sensizim


Yasin.Y

Nephthys - avatarı
Nephthys
Ziyaretçi
26 Nisan 2007       Mesaj #932
Nephthys - avatarı
Ziyaretçi
Yalnızım Kalabalıklarda Sensiz

Sponsorlu Bağlantılar


yalnızım kalabalıklarda sensiz
sensiz ve çaresiz
uzanıp tutuversen elimi
çaresizliğime çare
sensizliğime sen olsan

yalnızım kalabalıklarda sensiz
sensiz ve kimsesiz
duysan, duyabilsen sesimi
koşup gelsen uzaklardan
kimsesizliğime kimse
sensizliğime sen olsan

yalnızım kalabalıklarda sensiz
sensiz ve ümitsiz
baksan gözlerimin içine aşkla
yeniden hayata bağlasan
ümitsizliğime ümit
sensizliğime sen olsan

yalnızım kalabalıklarda sensiz
sensiz, evet sensiz
seslensen ötelerden
'gel' desen, koşup gelsem sana
ansızın dikilsem karşına
bakışsak saatlerce konuşmadan
sarılsak sımsıkı, kopmamacasına
bedeninde kaybolsam
dokunsan dudaklarıma dudaklarınla
yalnızlığımı unutsam
sensizliğimi unutsam.


Ömer Aslan

NiliM - avatarı
NiliM
Ziyaretçi
26 Nisan 2007       Mesaj #933
NiliM - avatarı
Ziyaretçi
YALNIZLIK

Yine yağmurlu bir gece
Ve yine yalnızlık...
Herkes sevdiğiyle beraberken
Ben yine yalnızım
"Kalbimdeki" keşke yanımda olsaydı
Desem de olmayacak biliyorum...

Gözyaşlarım yağmur damlalarına
Eşlik ediyor yine
Bir hayal var yanımda
Sarılmak isteyip de sarılamadığım
Beklemek, beklemek ve beklemek
Tek yapabildiğim bu...

İstemek özlemek ama ulaşamamak
Kaderim desem de kabullenemiyorum
Başkasına ait olsa da...
Arayıp sormasa da...
Çok uzaklarda olsa da...
"O" nu çok seviyorum...

Arif Gizli
Nephthys - avatarı
Nephthys
Ziyaretçi
26 Nisan 2007       Mesaj #934
Nephthys - avatarı
Ziyaretçi
Ben yalnızmıyım?


Ben yalnız birimiyim diye,
Sorarım kendime.
Düşünürüm yalnızlığımı.
Yalnızlık yanımda kimse olmaması mı?
Kalbimde kimse olmaması mıdır?
Diye sorarım.
Ve hemen yanıtını veririm.
Yalnızlık yanımda kimse olmaması değil,
Kalbimde kimse olmamasıdır diye.
Ve ben yalnız değilim diye bağırırım.
Çünkü o var kalbimde.


Ahmet Gümüştekin
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
26 Nisan 2007       Mesaj #935
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Dağ kokusu sinmiş üzerine
Ağ kokusu sinmiş üzerine
Bahtsız gözleri ceylan güzel
Sevdiğine de yar olamamış
Parmağı yüzüklü
Adı nikahsız güzel.
Saçları kıvır kıvır
Rengi çiçeklerden daha güzel
Ömrüne bedel oldu bu yasak sevdası
Kaderi acımasız
Parmağı yüzüklü
Adı nikahsız güzel.
Yar ettiler bu yaban ellere
Geleceğine bakmadan
Körpe güzelliğine doyamadan
Yar ettiler küçük yaşta
Gözü yaşlı
Parmağı yüzüklü
Adı nikahsız güzel.
Yağmur değil deniz değil
Yanağını ıslatan hep gözyaşı olacak
Elinde kalan son mirası
Toprağa götürdüğü sevdası olacak
Gözü yaşlı
Parmağı yüzüklü
Adı nikahsız güzel.

Zeynep Orcanel
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
26 Nisan 2007       Mesaj #936
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
butun oyunlar bıttı bır sen kaldın yalnızlıgımda
bır baska dunyadayım artık benı cocuklar bıle anlıyor
yıktım bogaları bır bır bana gul atma yıkıldım
ne yapsam nasıl etsem nasıl bogsam oz cocugumu
gıt ona gıt cek gozlerını ben yorgunum yokluguna
bılsen ne guzel yokluguna
parmaklarımda o hıc kurtulamadıgım acı ugultu
yokladım kapıları tek tek donup ulkene dustum
bılsen ne guzel dustum
tatlı bır kıpırtının otesındesın
cocuksu korkuları gıyınıyorsun
yaralı bır temmuz ıkındısısın
hırcınlıgın sularıma egılmıs

ben aksam delısıyım cok yonlu duraklarda hızlıca sular
butun muzıkler susar renkler olur bır sen kalırsın
yalnızlıgımda
cevreler gocer yuzler eskır bır sen kalırsın yalnızlıgımda
mahpusların ılk gun saskınlıgı bu benım senden
yıkılmıslıgım
bılsen ne guzel yıkılmıslıgım
gıt ona gıt cek gozlerını ben yorgunum yokluguna
bu benım en guzel yenılmıslıgım
bılsen ne guzel yenılmıslıgım
sana sesler getırsem tanımadıgın
urpertıler getırsem yasanılmamıs
sana senı getırsem yıtıklerınden
ıkımız elele bır yola dussek
herhalde buyuk ısler yapabılırdık

ay serlır bır eskı tablo deger gozlerıme olurum
kotu noktada dustum ben senın yasak ulkene dustum
bılsen ne guzel dustum
sen belkı o sen degılsın sen cok saraylardasın sımdı
o guzel cızgılerınde hoyrat parmakları aptallıkların
hep yumruk oluyorum kahroluyorum o somurge gozlerın
bır kavgadan bır kavgaya o somurge gozlerın
gıt ona gıt cek gozlerını ben yorgunum yokluguna
bılsen ne guzel yokluguna

benı boyle darmadagın dusunuyorsan
gozlerıne dolasıp dolasıp dusuyorsam
yenıksem yıkılmıssam cıldırıyorsam
cok yalnızım senı alıp goturuyorlar
senı benden parca parca goturuyorlar
suyumu arıyorum mayın tarlalarında
featherrn6Hasan Hüseyin KORKMAZGİL
Nephthys - avatarı
Nephthys
Ziyaretçi
26 Nisan 2007       Mesaj #937
Nephthys - avatarı
Ziyaretçi
Yüreğini bana ver

Birkan ASKAN



Beklemekten yorulduğum anılarıma kar yağıyor
Gecemin rengi kırmızı ve biliyormusun
Sabahlar olmuyor,
Gülümser gibi belli belirsiz gölgelerin açılmayan gözlerime
Ve hükmünü yitiren tüm zamanlar gibi acımasızca
Terkedişi kalıyor yalnızlığıma birbaşına
Hayallerim bir uykuda,bir uykulardan ayrı bilinmez diyarlarda
Yüreğini bana vereceğin zamanları arıyor

Ve biliyormusun ki,sevdalım
Rahat yatağında uyurken sen
Bana gecelerce,
Neden sabahlar olmuyor...
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
27 Nisan 2007       Mesaj #938
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
GELMEDEN EVVEL, GELDİN, BİRLİKTE



Kalbim

Benim bir ormandı,

İsimsiz, asude,

Bir büyük orman;

Ve gölgelerinde revan

Olan hafi suların aks-i şevk-i müttaridi

Dağıtırken sükutu bihude,

Düşünürdüm ki, hangi gün, ne zaman,

Ne zaman

Girecektin o kalb-i mes'ude?



Etmeden zehr-bad-ı fasl-ı elem

Reng-i eşcar ü abı fersude,

Dolacak mıydı seslerin, bilmem

O tehi saye zar-ı mesdude?



Sanki hicrana bir teselliydi

Şeceristan-ı kalb içinde revan

Olan hafi suların musiki-i nevmidi.



GELDİN



Bir gün

Akşamın ölgün

Duran o namütenahi ziya denizlerine

Gark olan eşcar,

Gark olan ovalar

Oluyorken sükut ü hüzne makar

Geldin alam-ı kalbi teskine



Ey şebabın hayal-ı cavidi,

O melul akşamın havası kadar

Gelişin bir sükun-ı saridi...



BİRLİKTE



Bütün bizimçündür

Nukuş-ı encüm-i vahdetle işlenen bir tül

Gibi üstünde titreyen bu sema;

Gecenin dallarında şimdi açan

Bu kamer,

Bu altın gül...



Bütün bizimçündür

Ne varsa aşk ile bidar-ı ra'şe, ya naim,

Ne varsa aid olan leyl-i hande-me'nusa,

Sana aid lebimdeki buse,

Lebinin surh-ı bizevali benim.
AHMET HAŞİM
NiliM - avatarı
NiliM
Ziyaretçi
27 Nisan 2007       Mesaj #939
NiliM - avatarı
Ziyaretçi
Soğuk Gece

Bu gün son noktaya geldin. Herkesle kavga ettin. Onlardan bir kez daha nefret ettin, ve son kez.. Gece uyuyamıyorsun. Onlardan nefret ediyorsun. Gözlerini karanlık tavana dikiyorsun, ve titreyen ellerin ve dudaklarından başka hiçbir yerini kıpırdatmıyorsun. Gözlerin dolmuş. Hırs ve nefret son haddine geliyor. Birkaç saniyede bir, birkaç saniyeliğine, kendini delirmiş ve avazı çıktığı kadar bağırır bir şekilde odandaki eşyaları parçalarken görüyorsun. Sonra birkaç saniyede bir, birkaç saniyeliğine, her şey duruluyor... Yaşadığın bütün kötü olayları, teker teker en baştan en sona, bir film gibi kafanda kuruyorsun. Uyumadan kabus görüyorsun... Sonra, son noktaya geliyorsun. Her şey kopuyor. Yerinden fırlıyorsun ve üzerine bir şeyler kapıp sokağa kendini sokağa atıyor, o çok sevdiğin şehrin karanlık kollarına bırakıyorsun. Fakat hiçbir şey hayal ettiğin gibi değil. Ne şehir senin istediğin sıcaklığı veriyor, ne sen rahatlıyorsun. Hava buz gibi, kabus devam ediyor. Artık ağlıyorsun, ama yüzünden akan, seni rahatlatması gereken gözyaşları, yüzünde donuyor. Dondukça ağlıyor, ağladıkça donuyorsun. Eve dönmeyi düşünüyorsun, ama orada seni neyin beklediğini biliyorsun. Ve şehir.. O senden bile yalnız. Omuzlarında ağladığını hissediyorsun. Sen de onun omuzlarına yaslanıyorsun, ve ağlıyorsun. Bir umut var mı? Her şey geçecek mi? diye soruyorsun dostuna. Ama sesi çıkmıyor.. Sadece yanından esen soğuk esintiyle yüzünü okşuyor. İliklerin donmakta. Öksürüyorsun. Burnun, gözlerin sel olmuş. Berbat hissediyorsun. Bir insan nasıl daha kötü hissedebilir tanrım diyorsun. Yine ses yok.. Orada, o karanlıkta, yalnızlığını kendinle paylaşıyorsun.. Ve her şeyi kabullenip yürüyorsun. Aklına bir şarkı geliyor. Bu bir ayrılık şarkısı. Çok hüzünlü ve çok güzel.. Ama sen kimseden ayrılmadın. Bu yüzden şarkı seni mutlu edemiyor. Allah kahretsin.. İçinden küfrediyorsun. Hiçbir şey seni mutlu etmiyor.Ve donuyorsun.. Ve şimdi, bu en yalnız anında, hazır şehir seni terk etmişken, ölmek istiyorsun.. Her şeye başladığın o yere geri dönmek istiyorsun. Aklını daha o odadan çıkmış olduğun andan beri kaybetmiş olduğundan, yaşamak umurunda bile değil. Karar veriyorsun. Tereddüt ederek sokağın sonunda başlayan yüksek köprüye çıkıyorsun. Her şey şaka gibi geliyor, ama oraya vardığında, Tekrar tereddüt ediyorsun. Saçmaladığını düşünüyorsun. Kendini iyi hissetmek için bunu yaptığını düşünüyorsun bir an. Çok yüksek zaten, oradan nasıl atlayacaksın ki? Bir an, bir saniyeliğine aklın başına geliyor.. Sonra; Geri gidiyor.. Yüzünü ekşitiyorsun, gözlerin irileşiyor, dudakların büzülüyor, ellerin titriyor, daha çok üşüyorsun, ve daha kötü ağlıyorsun. Acemice köprünün kenarına çıkıyorsun. Evet çok korkuyorsun. Biraz bekliyorsun. Belki biri gelir, dur yapma der, son anda seni atlamaktan kurtarır, sen de ona avazın çıktığı kadar bağırırsın, "aptal kim yardım istedi senden" diye. Ama etrafına bakıyorsun; kimsecikler yok. Sonra, bir şey oluyor; Ben aklına geliyorum.. Neden bilmiyorsun. O kadar kişi varken hayatında, yüzünü bile görmediğin biri; Ben.Sadece seninle konuşmuşum, ve aşk sözcükleri fısıldamışım kulağına, ve yalnızca o daracık ekranda, ve rüyalarında.. Neden ben? Çocuğumuz aklına geliyor; adı Selen.. Uzun kıvırcık saçları, mavi gözleri var. Ve inanılmaz biçimli dudakları.. Ama ben yanında değilim. Sana anlattığım hikayeler saçma geliyor şimdi sana. Dediğim şeylerin hiçbirini yapmıyorum o anda. Ne sorunlarına yardım ediyorum, ne de seni o köprünün kenarından kurtarıyorum. Ben sadece bir ışığım şu an aklında. Gözlerini alıyorum. Kamaşmış gözlerinle bir an gökyüzüne bakıyorsun. Yıldızları görüyorsun.. Ve aklın o anda orada benim resmimi çiziyor yıldızlara, ve adımı yazıyor altına. Adımı okuyorsun, sesini duyuyorsun, kendine geliyorsun.. Birden ısınıyorsun. Vücudun uyuşmuş olmalı soğuktan. Soğuğu hissetmiyorsun artık muhtemelen. Bu yüzden ısındığını sanıyor olmalısın. O harika dudakların mosmor olmuş, Ama o ani sıcaklıkla beraber kızarıyorlar yeniden. Ve yüzün.. Yüzün kızarıyor. Isınıyorsun. Ve birden neden böyle ısındığının farkına varıyorsun; Adımı andığın anda, bir süre önce sana sorduğum o masum olmayan soru aklına gelmiş, ve utanmışsın. Çocukça geliyor sana, ve gülümsüyorsun tekrar utanarak. Evet, sana saçma gelen bu soruya gülümsüyorsun.. Belki de saatlerden beri ilk defa gülümsüyorsun. İnanamıyorsun. Sonra etrafına bakıyorsun. Caddedeki binaları görüyorsun; sokak lambalarını, park etmiş arabaları. Hayır; Şehir seni hiç terketmedi. O hep oradaydı. Ve onu göremediğin için pişmanlık duyuyorsun. Yavaşça geri çekiliyorsun.

Bir an dengeni kaybediyorsun, bir yerden tutunmaya çalışıyorsun... fakat elin havayı tutuyor..

Düşeceksin...
Her şey o anda, orada son bulacak...
Bu senin kaderin olmalı...

Fakat bulmuyor..

Bir şey seni tutuyor gibi hissediyorsun. Hayal mi görüyorsun? Tekrar dengeni sağlayıp bir yere tutunuyorsun. Çok korktun, titriyorsun. Etrafına bakınıyorsun. Kim var orada? Kimse.. Şaşkın ve pişman bir şekilde koşar adımlarla evin yolunu tutuyorsun. Rüzgar esiyor, şehir saçını okşuyor, ve yanağından öpüyor…

Çok uzaklardaki güneş yavaş yavaş yıldızları siliyor. Sen de sıcak yatağına dönüp her şeyi unutuyorsun. Ertesi gün sana güzel şeyler getirmeyecek belki; Her şey bir anda düzelmeyecek. Ama hiç yoktan var olacağına hiç inanmadığın umut, hiç yoktan içine doğuyor. Ve kalkarken yalnız kalktığın yatağında, şimdi birisinin daha varlığını hissediyorsun; Çok uzaklardaki bir gölge, hemen yanı başında yatıyor, ve sana sıkı sıkı sarılıyor. Artık biliyorsun; Bu gece o yatakta hiç üşümeyeceksin. Ve o yataktan aşağı hiç düşmeyeceksin.. Bir an aklına garip bir şey geliyor; Ben gerçekten her an yanındayım.. Sen köprüdeyken; az önce; ve şu anda... Gülümsüyorsun. Saçmaladığını düşünüyorsun, ve uyuyorsun..

O anda, seni yavaşça kendime çekiyorum, ve narince,
Öpüyorum...

Ayşe. Nezih
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
27 Nisan 2007       Mesaj #940
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Ağaçların yeşile, denizlerin laciverde
Tekrar erdiği vakti, hatırlarsın, şafaktı;
İlkbahar bahçelerde nemli, yaprak yapraktı,
Seninle buluşmuştuk yine her günkü yerde.

Varlığın eellerime bıraktığın ellerde
Yine sesin sıcaktı, hülyalı yüzün aktı,
Bilmiyordun, gelişim artık son olacaktı.
Nerde eski sabahlar, o kalp, o ateş nerde?

O gün veda, teselli, esefle dolu sözler
Söylemek. “oyun bitti!” demek isteğindeyim.
Lakin seni görünce sustum, başımı eğdim,

Kaçtım, Bilmem ardımdan nasıl baktı o gözler.
Şimdiysee geliyorum. Barış, affediver de...
Fakat eski sabahlar, o kalp, o ateş nerde.

H.Macit Selekler

Benzer Konular

27 Ekim 2008 / Misafir Genel Galeri
26 Temmuz 2009 / Misafir Genel Galeri
14 Mayıs 2007 / Misafir Genel Galeri
12 Nisan 2012 / Misafir Genel Galeri
17 Eylül 2016 / ThinkerBeLL Genel Galeri