Arama

Yalnızlığıma (Yalnızlık) - Sayfa 97

Güncelleme: 21 Ekim 2014 Gösterim: 303.911 Cevap: 1.891
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
3 Mayıs 2007       Mesaj #961
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
HÜZME…

Sponsorlu Bağlantılar
İkna özürlüyüm… Kör bakışlıyım… Modası geçmiş yüzüm… Yaşam pazarında… Göz alan, gönül çalan renkten yoksun… Maske fukarasıyım… Can... O gün gelince… Solgun olsa da bırak çiçeği… Toprak üstüne…

Hüzün damlar ıslığından
rüzgar serin
tüy diken diken
Adı sevdadır
sığınağımın
Ulaşamadığım
Sen…

Yaprakların arasından
süzülür cismin
can bulur beden
Adı korkudur
yapraklarımın
Hüzme
Sen…

Severim bilemezsin
taşırım
hissetmezsin
Ay karanlığısın
gecelerime
Siyah
Ben…

Sedef 21 - avatarı
Sedef 21
Ziyaretçi
3 Mayıs 2007       Mesaj #962
Sedef 21 - avatarı
Ziyaretçi
YALNIZ UYKU

Sponsorlu Bağlantılar
Muazzez uykulu bir kadındı
Uyudu kollarımda.
Uyuma Muazzez, dedim dudaklarımla
Dudakları uyandı.

Aklımda kır çiçekleri kızlar
Kızlar ağustosböcekleri.
Yanımda Muazzez'in
Yorulmuş yalnızlığı.

Bilmeden özlediğim
İçlerinde küçücük
Bayramlar olan kızlar.
Sevdiğim Muazzez'in
Çürümüş çıplaklığı.

Bunlar boyalı saçları Muazzez'in
Bunlar benim delikanlı kollarım.


Cevat Capan

Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
3 Mayıs 2007       Mesaj #963
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
İKİNDİ

bu kaçıncı bahar

bilmem , kaçıncı ikindi

dilde ki şarkı mahur

çiseleyen damla çocuksu

hangi bulut gider geceye

hangi vakit namazında

nafile, yetmez hüküm

elveda diyen güneşe

vurur ha vurur

bir hırçın dalga

kuzey denizinde

martıların göğsüne



Sefer YEŞİLYURT
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
3 Mayıs 2007       Mesaj #964
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi


Verebileceğinin hepsini verdi
Yaşattı sana yaşanmamışlarını
Ama sen sonsuz sınırsız doyumsuz
Hiçbir sevi sürgit değil
Cennet bir tadımlık
Mutluluk bir şimşek parıltısınca
Zaman nasıl donmuşsa bir resimde
Donmuşluğudur zamanın mutluluk
Ölümsüz olan bir anmalık
Yaşattı seni yaşayamadıklarında
Hem de ölesiye
Daha ne

Aziz Nesin
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
3 Mayıs 2007       Mesaj #965
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Bazen oturduk , bazen yürüdük , zaman hızla ilerliyordu
. Zamanın durmasını arzuluyorduk çünkü çok mutluyduk. Ama sabah başlayan güneş batmak üzereydi , akşam oluyordu ve sen gitmeliydin. Ayrılığın hüznü yansımıştı gözlerimize o gün bir hayal gibiydi,
mırıldanarak bana yine geleceğini söylemiştin.
Giderken sen tutku sahilimden, dalgalanan
saçlarının arasından
buğulu bakan gözlerin beni bir rüyadan uyandırdı.
Sen kayboluncaya dek ardından baktım,gözlerimi
alamadım bir türlü seni benden uzaklaştıran arnavut kaldırımı sokaklardan. Gelişin bir rüyaydı, gidişinse bir isyan.....
BARIŞ - avatarı
BARIŞ
Ziyaretçi
3 Mayıs 2007       Mesaj #966
BARIŞ - avatarı
Ziyaretçi
sensizlikcokzoriw4hm3



sen yoksun üşüyorum..
Üşüyorum!!!
Yoksun, yokluğun üşütüyor beni,
Bilirsin seni ne çok sevdiğimi,
Bilirsin sen gittikten sonra bu şehrin ıssız kalacağını,
Şehrin tüm ışıklarının kapanacağını,
Simsiyah bir örtü çekeceğim bu şehrin üstüne,
Kapatacağım tüm aydınlıkları.

Sen yoksun!!!
Işığım, sen yoksun,
Bu şehir karanlıklarda artık.
Söndürün!!!! söndürün ışıkları&
Benim ışığım yokken,
Ben karanlıklardayım,
O yokken ben karanlıkları severim,
Söndürün!!!! söndürün ışıklarınızı,
Yakmayın ışıklarınızı, yalnız bırakın beni,
Geride bıraktığı bir iki anısı, sessiz ve sakin kalsın bende,
Susun, susun!!!
Sesiniz korkutuyor hatıralarını,
Hepsi birer birer gidiyor benden, tıpkı onun gibi


Hayalin çıkıyor karşıma sürekli,
Ya bir köşe başındasın,
Ya da okuduğum gazetenin sayfalarında saklı yüzün,
Her şiir sana yazılmış,
Her şarkı seni anlatıyor,
Her aşk senin varlığınla değerleniyor,
Bebeklerin ağlayışında buluyorum seni bazen,
Bazen bir binanın ardından yansıyan güneş ışıklarında gizlisin
Çekin o koca binaları ışığımın önünden,
Çekin, yıkın, toza dumana karıştırın etrafı,
O toz bulutunun içinden sıyrılıp,ışığı vursun yüzüme

Üşüyorum!!!
Üşüyorum bu koca şehirde,
Işığı vursun yüzüme ve ısını versin yüreğimdeki buz dağları

Hayalinle yaşıyorum sürekli,
Her sabah, aynada yüzüne baktığım sensin,
Her köşede sen varsın,
Bazen elime aldığım gevrek simidimin kokusuna karışıyor
teninin mis kokusu.
Sen yoksun, ve ben bu koca şehirde,
bir bank üstünde, elimde gazete seni bekliyorum
Bazen göz yaşlarımda buluyorum seni,
Bir daha kaybetmemek için sabahlara kadar ağladığım oluyor,
Sonra birden uykuma ortak oluveriyor o deniz gözlerin,
Penceremden içeri giriyor nefesin, rüzgar misali vuruyor tenime,
İçime çekiyorum nefesini,
her iç çekişimde biraz da özlem karışıyor nefesine,
Yanıyor yüreğim, her iç çekişimde acı veriyor bana,
içime çektiğim nefesin.

Üşüyorum!!!
Korkularım var artık,
Sen buradayken cesurdum oysa ki&
Korkmuyordum hiç bir şeyden,
Rüzgara karşı yürüyebiliyordum.
Ayaklarım taşıyabiliyordu bu aciz bedenimi,
Oysa şimdi sen yoksun,
Rüzgarlarda esmez oldu üzerime,
Yağmurlarda ıslatmıyor bedenimi artık,
Açan menekşeler bile zevk vermiyor bana,
Güneşin batışını izlemek bile anlamsız,
Ay ışığı bile aydınlatmaya yetmiyor gittiğim yolları.
Yoksun ve ben üşüyorum&
Sevmiyorum aydınlığı,
Sen yoksun ve ben karanlıklardayım,
İçime çekiyorum, her sabah rüzgar gibi
penceremden içeri giren nefesini,
Göz yaşlarımda buluyorum seni,
Sabahlara kadar ağlıyorum, kaybetmemek için hayalini.
Sen yoksun ve ben üşüyorum

yüreğim kaldı sokakta...
ne giysen yakışır dediğinde düşünmemiştim ayrılığı...
gittin işte şimdi! üzerime geçirip ayrılığın elbisesini terk ettin beni.
yoksun şimdi yüreğim çırılçıplak kaldı sokak ortasında!

yüreğimi ayaza çalan soğuklarda bıraktın....

şimdilerde fark ediyorum yüreğimin hala ısınmadığını
gideli ne kadar uzun oldu oysa kaç bahar geçti
gidişinin ardından kaç yaz saymadım ısınamadım..

meğer gözlerinmiş güneşim yorganımmış sözlerin...

senden sonra çok defalar denedim ısınmayı.
seven oldu benide, yine ısıtamadılar yüreğimi.
ellerim ısındı sadece...

değdiremedim senden sonra kimseyi yüreğime...

çok kanıt bırakmışsın sen ardında yüreğimde
ayak izlerin var hala! hala aklımdan çıkmayan bakışların var.
gelişlerin, sevişlerin var hala yüreğimde....

sen gittinde neden kapanmaz bir iz bıraktın yüreğimde?

gel sil kanıtlarını, delillerini yok et!
yoksa çıkacak ortaya bir kalbi öldürdüğün.
yoksa çıkacak ortaya katilimin sen olduğun....

ve sen yoksun artık
keşke son kurşunu yüreğime sıksaydın bu kadar kanarmıydı içim.
sen benim canımdın, canımı aldın
Senden sonra bir daha ben olamadımki
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
3 Mayıs 2007       Mesaj #967
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Tutuklamayın Ozanları

Bir ozanı tutuklamak
Tutuklamaktır ana dilini
Gökyüzünü yoksunlamak Türkçeden
Kırmaktır en taze dalı su yürürken

Bir ozanı tutuklamak
Tutuklamaktır ana sözcüğünü
Dili büyüten güneşli kapı önlerinde
Konuşurken gelen geçenle

Bir ozanı tutuklamak
Tutuklamaktır yaşamın pınarını
Bir ulusun yağmurlarını biriktiren
Ve akıtan zamanın dağ eteğinden

Bir ozanı tutuklamak
Nisan başlangıcında bir daldan
Üreyen bir gül haberini
Dondurmaktır ve sürdürmektir zemheriyi

Ozamı tutuklayan toplum, tutuklar kendisini
Bir büyük hapishanedir artık orası
Devlet adamı da tutukludur orda bir bakıma
Muş ovasında ot biçen bir köylüyü de..

Ceyhun Atuf Kansu
nünü - avatarı
nünü
Ziyaretçi
4 Mayıs 2007       Mesaj #968
nünü - avatarı
Ziyaretçi
´...seher vakti düş yollara
tarlaların yüzüne güneş düşmeden
sararmadan başaklar
bul beni...
...
öyle sessiz öyle ıssız kalmışım ki
bulutlardan yağmur çal
denize çevir yüzünü umuda ağ at
çırpınırken uzağında çaresiz
bul beni...
...
adımı bağla dilek ağaçlarına
uçurumlardan rüzgarlar toplayıp koynuna gel
ceylanlar ağlarken yitik ormanlarda
tek damla yaşım toprağa düşmeden
bul beni...´
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
4 Mayıs 2007       Mesaj #969
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Diyelim sapına kadar şair bir herif çıkmış ortaya
Çakmak çakmak gözleri
Meydan ya Taksim ya Beyazıt meydanı
Herkes orda sen ordasın
Herif bizden söz ediyor bu ülkenin çocuklarından
Yürüyelim arkadaşlar diyor yürüyelim
Özgürlüğe mutluluğa doğru
Her işin başında sevgi diyor
Gözlerin yağmurdan sonra yaprakların yeşili
Bi de başını çeviriyorsun ki
Ben varım

Can Yücel
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
4 Mayıs 2007       Mesaj #970
Misafir - avatarı
Ziyaretçi

ŞEYTANIN GÖZYAŞLARI

Ne kadar gizlemeye çalışsa da
En kuytu köşelerde ağlar
ŞEYTAN!!!
Zaman ve mekan söz konusu değildir
Şeytanın gözyaşlarında!
Ağlamayı insanlara
Düşman kesildiği gün öğrenmiştir!
Ne zaman ağlamaya yeltense
Hep insanlar gelir aklına
Yoldan çıkardığı insanlar...
Ve şeytan onlar için
Ağlar...
Ağlar ağlamasına da
Sadece kendi duyar
Kendi feryadını
Gözyaşlarını silecek hiçbir varlık yoktur ortalarda!
Velhasıl kelam kimse duyamaz feraydını
Şeytanın feryadı
İnsanların acılarıdır!
O hem bizim için
Hem de yaptığı kötülükler için ağlar!
Ateşin kralı şeytan
Ne kadar yalnızdır ağlarken...

Benzer Konular

27 Ekim 2008 / Misafir Genel Galeri
26 Temmuz 2009 / Misafir Genel Galeri
14 Mayıs 2007 / Misafir Genel Galeri
12 Nisan 2012 / Misafir Genel Galeri
17 Eylül 2016 / ThinkerBeLL Genel Galeri