Gece de Hesaplaşma...
Etraf çok sesizdi,her taraf
zifiri bir karanlığa gömülmüştü
hava çok soğuk üşüyordum,
yüreğim titriyordu
yine de seviyordum geceyi
fırtınalarla dolu ömrüm de
her zaman sığındığım bir liman oldu
ne zaman yaşlı gözlerim ve
keder dolu yüreğimle
sığınmak istediysem kollarını açtı
gidenin ardından ağladım doyasıya
feryatlar ettim,ağıtlar yaktım
kimi zaman sımsıcak,kimi zaman da
yürekleri donduran kucağında
öyle zordur ki böylesine bir limana
sığınmak onun kollarında teselliyi
kaybettiklerini,yarınlarını aramak
gece sesizdir karanlıktır ürkütücüdür
ölüm gibidir gece sorgusuz sualsiz
alır kollarına kimsin nesin diye sormaz
alır sadece alır...
kimse duymaz feryatlarını
çığlıkların yok olup gider karanlığında
sokak lambalarının ışığına koşturup
kısacık ömürlerini feda edişlerini
imrenerek izlersin pervanelerin
yüreğin kabarır gözlerin buğulanır
karanlıkta küçücük bir ümit ışığı
arar yüreğin,uğruna feda edebilmek için
kendini...
bulamazsın,kaderinin alay ettiğini düşünürsün
yüreğine öfke dolar bir anda
hesaplaşma vakti gelmiştir
kendinle hesaplaşmaya başlarsın
açımasızca yüklenirsin kendine
hemen bir idam sehpası kurasın
darağacın da salanmaya hazırsındır
kurbanlık koyun gibi
boş gözlerle bakarsın etrafına
adını kader kurbanı koyarsın
kendi ellerinle kendini acımasızca
boğmaya başlarsın,
ümitlerin tükenmiştir,yarınlarını asarsın
hiç düşünmeden gecenin karanlık duvarlarına
sevgi tükenmeye başlamıştır yüreğin de
aşka inancının da yavaş yavaş yok olmaya
başladığını görürsün
bu daha da bir kahreder insanı
tükendiğini hissedersin
bir an önce sabah olsun da kurtulayım
şu gecenin kasvetinden diye düşünürsün
ama bir an da gecenin ayazı bir tokat gibi
çarpar yüzüne...
istemezsin güneşin doğmasını,
güneşle birlikte hayatta canlanmaya başlar
hayatla yüzleşmeye cesaretim yoktur çünkü
hayat acımasız,hayat gaddar....
Alıntı