Arama

Yalnızlığıma (Yalnızlık) - Sayfa 154

Güncelleme: 21 Ekim 2014 Gösterim: 302.615 Cevap: 1.891
jöly - avatarı
jöly
Ziyaretçi
25 Ocak 2008       Mesaj #1531
jöly - avatarı
Ziyaretçi
Bazen Yalnız Kalır İnsan

Sponsorlu Bağlantılar
Bazen yalnız kalır insan
Kalabalıkta yabancı yüzler içinde
Bazen de yalnız kalmak ister insan yalnızlığın içinde
Bir dost ararken
Yalnızlık gelir oturur baş ucuna
Dertleşir seninle dertleşirsin kendinle
Hayat muhasebesi yaparsınız
Nedense bilanco hep açık verir
Kader dersin hep kendine yontmuş
Sonra geçmişine bakarsın
Görebildiğin;
Bir kavanoz dibinde keşkelerden başka bir şey değil
Üzülsende aslında ağlasanda bir şey değişmez
Bazen kahkahalarda bulamadığın huzur
Iki damla yaşla çıka gelir
Sebahattin Mertaslan
bazen insana
sebebini bilmediği bi sıkıntı gelir
yada gitmesini hiç istemediği bi yalnızlık hissi
bazende
boğulmak ister kahkahalara dostlar arasında
tıpkı ağlamak istemesi gibi
boğulmak göz yaşlarına yalnızlıkta
paylaşılması gereken duygulara kapılır
bi an yaşanması gereken duygulara
bir boşluk vardır bir yerlerinde
yıllarca ömrünce dolduramadığı bi boşluk
hayali ile yatıp kalkması gibi bi çocuğun
hiç ulaşamayacağı hiç elde edemeyeceği
bir oyuncağın
hayali ile yaşar bulmanın yaşamanın
bi an dalar gider gözleri yatırıp uzaklara
kapılıp gider ulaşılması güç sevdalara
bi an içine bir seher vakti ferahlığı gelir
sahilde sıçrayan dalgalar gibi
yada temmuz sıcağında yakaladığı bir cereyan gibi
gelir ve gider


Sebahattin Mertaslan

Sedef 21 - avatarı
Sedef 21
Ziyaretçi
26 Ocak 2008       Mesaj #1532
Sedef 21 - avatarı
Ziyaretçi
Yalnızsan Eğer

hayatın devraldığı
Sponsorlu Bağlantılar
sessiz bir özsudur acı
birikir yüreğinin kıvrımlarında
ve ağar gözlerine ağır ağır
bulutlar yere inmiştir artık
ya da gurbettesindir
unutma

bir hayalet gibi kapındadır
yalnızlık denen şey
ufkun kararabilir birden
için çölleşebilir
kaçışın bile bir adımdır
ya da dönüşündür kendine
unutma

Her sayfası kederle kararan
bir hüzün defterine döner günler
ve her sabah "merhaba hüzün"
"merhaba yalnızlık"
diyerek başlarsın hayata
ama hayat bağışlamayacaktır seni
unutma

Üstelik günlüğü yoktur hüznün
hiç bir zaman da tutulmayacaktır
serüvenlerin yorgun yeniği
elleri titreyen yaşlı bir kadındır hüzün
ya da hasta bir tanıdıktır ancak
hepsi o kadar
unutma

Ahmet Telli

KENCISii - avatarı
KENCISii
Ziyaretçi
26 Ocak 2008       Mesaj #1533
KENCISii - avatarı
Ziyaretçi
Ağlama

Sen ağlama ne olur, gözyaşların akmasın.
Yüzündeki tebessüm, gözlerindeki umut,
Ne üzüntü, ne hüzne yerini bırakmasın.

Sen üzülme, dertlenme, seni seven biri var.
Sevinçli, hüzünlüyken, hem güler hem ağlarken,
Seninle olmak için, sevmeye kılmış karar.

Seni seven de benim, sen için yanan da ben,
Seni gönlüme yazan, kalemin sahibi ben,
Senden aşkı dilenen, yine benim yineben

murat kareli
jöly - avatarı
jöly
Ziyaretçi
27 Ocak 2008       Mesaj #1534
jöly - avatarı
Ziyaretçi
Yalnızım

aşk mıdır söyle
seni sensiz yaşamak
yokolmak sensiz sevişmelerde

uykusuz bu gece
sensizlik ülkesinin sessiz
boğucu karanlıkları içinde
sular gibi yalnızım
sular gibi kimsesiz

akıyorum toprağı ve havayı soluyarak
sensin diye

bu gece bu gece
allahlar kadar allahsızım
uzaklardan gelen köpek havlamalarına
yağmurun son damlalarına
ağaçların en incecik dallarına
tutunacak kadar yalnızım


Celal Kabadayı
miss_didem - avatarı
miss_didem
Ziyaretçi
30 Ocak 2008       Mesaj #1535
miss_didem - avatarı
Ziyaretçi
BAHAR,BAŞINI ALIP GİTMELERİN MEVSİMİDİR...

Bahar, alıp başını gitmelerin mevsimidir. Sebepsiz yere bazen... Önünü ardını hesaplamadan... Hesapsız, kitapsız çekip gitmelerin mevsimidir bahar...

Bir bakarsınız kekik kokulu bir nisan sabahı koparıp alıverir sizi hayattan... Çiçek açmış bir kiraz ağacının hayaliyle yollara düşersiniz.

Demir alır gönlünüzün limanındaki gemiler... Açılır gidersiniz...

Aradığınız belki yüzülmemiş denizlerdir, belki keşfedilmemiş sevdalar, belki hiç yazılmamış satırlar...

Yüzmenin, sevmenin, yazmanın heyecanıyla coşarsınız.

Dünyaya sırtınızı dönüp yürürken, o yaşanmamışlıkların izini sürersiniz kuytularda... Ve çoğu zaman kendinizle karşılaşırsınız umulmadık bir köşebaşında...

Elele tutuşur yürürsünüz içindeki çocukla...

O'nu büyütmekten korkarak...



* * *



Önünde bir nisan sağanağı varsa, geriye dönüp bakası gelmez insanın...

Oysa fotoğrafları henüz tazedir dünün ayazlı gecelerinin... Kışı birlikte aştığınız dostluklar sımsıcak durur yüreğinizde... Sadakatin ve yerleşikliğin güvenli kolları huzur vaadeder ardınız sıra...

Gel gör ki baharın kokusu dayanılmazdır. Ilık bir rüzgar ruhunuzdaki isyanı okşar. "Hadi sokağa" diye bağıran sirenler çalar içinizden... Derinliklerinizde tutuşturulmayı bekleyen alevler kı vılcımlanır. Kalbinizden havalanan güvercinlere şaşakalırsınız.

Sanki gitmek sadakattir: kalmaksa ihanet...

100 günü aşkındır bu köşede Yeni Yüzyıl haftasonlarında birlikte olduk sizlerle...

Güldük çoğu zaman ya da kızdık öfke dolu sözcüklerde... Mahzunlaştığımız da oldu, çocuklaştığımız kadar...

Yeni sözler söyleme derdine düştük, eskiye sırtımızı dönmeden...

Zorlu bir kışı, kırık dökük satırları ufalayıp ateşleyerek geçirdik.

Yeni bir yüzyılın silueti gülümsedi siz sayfaları çevirdikçe... "Ha doğdu, ha doğacak" denilen gazete, yeni kızlar, yeni oğlanlar doğurdu yeni doğacak bir yüzyıl için...

Sonra nisan geldi...

Sokakta direnilmesi imkansız bir çimen kokusu... içinin bir yerinde yuvadan erken ayrılmanın, sokakta hırpalanmanın korkusu...

Lakin bahara söz geçirmek ne mümkün...

Bir kez çiy düşmeye görsün kış mahmuru bedenlere...

...Coşkuları dizginleyebilene aşkolsun...



* * *



Bu yüzden izin istiyorum sizlerden... Bu köşe (kış köşesi) baharla buharlaşıyor.

Geriye bakınca hüzünleniyorum elbet...

Çünkü geride güzel bir doğuma ortak olmanın tatlı heyecanı var. Ve paylaşılmış köşelerde benzer duyarlılıklar... Ve sımsıcak dostluklar...

Ama önümsıra yüzülmemiş denizlerden iyot kokuları çarpıyor burnuma... Yeni Yüzyıl'ın ilham verdiği baharlar çağırıyor.

Şimdi gitmek sadakattir, kalmaksa ihanet...

O yüzden bir an önce kanatları takıp, uçmakta yarar var... Yeni baharlarda, yepyeni bahar şarkıları söyleyebilmek için...

Hep beraber...



Can DÜNDAR
jöly - avatarı
jöly
Ziyaretçi
31 Ocak 2008       Mesaj #1536
jöly - avatarı
Ziyaretçi
Yalnız Adam

Karanlığın ortasında bir insan
Bulamıyor sığınacak bir liman
karanlıkta yalnız kalmış biçare
Soruyor kendine ben kimim diye
Bulamıyor bir cevap dalıyor derinlere
Bakınıyor etrafına sessizce
Göremiyor, kimse yok ki çevrede
Geçmişim geleceğim ve ben diyor
Yaptığı onca hatayı düşünüyor
Bir anda tüm hayatını tartıyor
Hakkın terazisi şöyle sesleniyor
Yanlışlar doğrulardan ağır basıyor
Hayattan rol almamış yalnız adam
Bomboş yaşıyor olanlara aldırmadan
Zamanla toplumda tehlike başlar
Kuzular ve kurtlar meydana çıkar
Yalnız adam; av değil bir avcı için
Avcı olamaz zaten herhangi av için


Mehmet Ilgın
miss_didem - avatarı
miss_didem
Ziyaretçi
31 Ocak 2008       Mesaj #1537
miss_didem - avatarı
Ziyaretçi
ERTELEMEYELİM MUTLULUĞUMUZU...

mutluluğum içimde binlerce yıldız,
ayrılığın beni bırakmayan en kötü hırsız,
Yokluğun içimde yaramaz bir kız,
en büyük günaha mecbur ettin beni!
Rüyalarımda bile avutmuyor,sensiz yaşadığım bu hatıralar,
canım sevgini istiyor,
Ayrılığın her anında...
ertelemeyelim mutluluğumuzu gel yalancı baharlara,
Ne cenneti görüyor gözüm senden uzakta,cehennem bile,
mutluluktur senin yanında...
Zeynep ORCANEL

WhiTtRicX - avatarı
WhiTtRicX
Ziyaretçi
31 Ocak 2008       Mesaj #1538
WhiTtRicX - avatarı
Ziyaretçi
Beni bana emanet ettiğin gibiyim,
ne gözlerime göz değdi ne yüreğime ateş.
Ben hala beni bıraktığın yerdeyim
ne adresim değişti ne de kimliğim.
Yalnız aklar düştü saçlarıma,
yıllar çizgiler bıraktı yanaklarımda
zaman ufalanıp döküldü avuçlarımdan

Durduramadım mevsimleri, geçti seneler.
Ben ölü bir deniz gibi duruldum
sana koşmak istedim ama yoruldum
hani birde sen gelirsin korkusu
gelirsinde beni bulamazsın telaşı
ayrılamadım buralardan, bu kentten.

Bazen zamansız döküldü yapraklar
bazen bir çocuk ağladı sebepsiz yere
aniden sevdiğimiz şarkı çıktı radyoda
bayram senlikleri yaşandı bu şehirde
düğünler oldu, cenazeler kalktı
ben hiç değişmedim, sevdam hiç azalmadı.

Nice yıldızlar kaydı ben dilek tuttum
zincir zincir boynuma dolandı sevdan
bazen ayaklarımı acıttı prangalar
çoğu zaman yüreğimi kavurdu aşkın
ama pes etmedim, sana ihanet etmedim.

Bazen yasamak bir uçurumun eşiğinde
kalmak gibiydi,
ölüm gibi soğuktu nefes almak
ellerim hayaline uzandı hep,
ay ışığı vurduğunda gölgen süzülürdü odama
düşlerimde okşadım saçlarını
yılmadım, ben hep eski ben gibi kaldım.

Beni bana bıraktığın gibi kaldım
beni bu hayat değil, beni sevdan bitirdi
ben senin bıraktığın ben gibi kaldım da
sen o giderken olduğun sen kalamamışsın.

Alıntı

Tarkan-İstanbul Ağlıyor

jöly - avatarı
jöly
Ziyaretçi
1 Şubat 2008       Mesaj #1539
jöly - avatarı
Ziyaretçi
Yalnız

Yalnızlığın kadarsın
Yalnızlığın mis kokmalı
Yalnızlık dediğin büyük bir zindan
Dünyanın en kalabalık zindanı
Dinden imandar çıkarır
Ama öyle bir adam ederki insanı


Bedri Rahmi Eyüboğlu
miss_didem - avatarı
miss_didem
Ziyaretçi
1 Şubat 2008       Mesaj #1540
miss_didem - avatarı
Ziyaretçi
Biliyorum...


Bana bıraktığın aşk gibi yarım yaşıyorum her şeyi.
Başlayıp da bitiremediğim yazılarım, sonuna kadar gelip de okuyamadığım kitaplarım, son sözlerini duyamadığım şarkılarım var.
Her şeyi aşkımız gibi paramparça yaşıyorum.
Bütün dünyam dudağımdaki yarım bir öpücüğün tadında artık...


Adını koyamadığım yakınlıklarım, bütün sırlarımı dökemediğim ilişkilerim var.
Son kelimesini bir türlü söylemediğim cümleler kuruyorum.
Ayın hiç aydınlatmadığı bir gecede, bir güzelliği imkansız bir aşka dönüştürüyorum.
Seni söylediğimde herkesi her şeyi kaybetmekten korkuyorum. Söylemediğim son kelimesi adın hep oluyor cümlelerimin.
Bir günahımı Allah'tan saklar gibi, bir sırra bütün ruhumla teslim olur gibi susuyorum, sıra sana gelince...


Saçmalıyorum, saçma sapan şeyler yaşıyorum.
Acı veren o gerçeği, seni, kimselerle paylaşmadıkça da sevdiklerim korkuyor benden. Adın bir duvar oluyor hayatımda.
Aşamadığım, kimselerin aşmasına izin vermediğim bir duvar gibi duruyorsun önümde.
Elim bir başka elin sıcaklığını hissedeceği anda, araya giriyorsun çarpıyorum sana.
Kalbim ne zaman başka bir güzelliğe kapısını açmaya kalksa, huysuz bir bebek gibi paramparça ediyorsun her şeyi.


Yüzüme adın çarpıyor, yüzüme yazdıklarım, yüzüme yaşadıklarımız, şarkılarımız, şiirlerimiz çarpıyor, gelip kalbime bir zamanlar canımın ta içinde senindim şimdi ise sessizce ağlıyorum.
yüreğimde -artık tek kişilik bir sırra- dönüşen adın daha da kamburlaştırıyor beni.
Ne seni yaşabiliyorum, ne de severim sandıklarımla mutlu olabiliyorum.


Hiçbir çözümü olmayan matematik problemi gibi, cevabı olmayan bir soru gibi beynimi kemiriyorsun....
Yavaş yavaş, sessiz çığlıklarla bağıra bağıra eriyorum bitiyorum...


Biliyorum....
BİLMİYORUM



SONU YOK MU BU SENSİZLİĞİN....??
alıntı............

Benzer Konular

27 Ekim 2008 / Misafir Genel Galeri
26 Temmuz 2009 / Misafir Genel Galeri
14 Mayıs 2007 / Misafir Genel Galeri
12 Nisan 2012 / Misafir Genel Galeri
17 Eylül 2016 / ThinkerBeLL Genel Galeri