Arama

Yalnızlığıma (Yalnızlık) - Sayfa 165

Güncelleme: 21 Ekim 2014 Gösterim: 302.496 Cevap: 1.891
fadedliver - avatarı
fadedliver
Ziyaretçi
20 Eylül 2008       Mesaj #1641
fadedliver - avatarı
Ziyaretçi
SUSKUNLUĞUNA İNAT
“Seni ana dilimde sevmek istedim
Uzaktın,
Sponsorlu Bağlantılar
Anlamadığın dilimi duyamayacak kadar.”

Koşar adım geçtim sınırını
Dikenli tellerini
Mayın tarlalarını
Karakollarını
Bir yudum su gibi içtim
Çocuğun memeye sarılışı gibi sarıldım yollarına
İştahla...
Sorsan parolam yok
____________ O kadar güzelsin ki
Vurulmam kesin emir.
/ Esirinde olabilir -d- im ya /

Git – me dedim sana
Soluğumu kesmişti mavi bir akşam üstü,
Ardında büyüyen gölgen
Bir çelik gibi attığın adımlar
Mavi ve keskin
Yüreğime inip, kalkan
Bir hançer batımı sol tarafıma
/En deli sancıların sevdalısı oldum,
Kıvranmam yılanları kıskandırır/
Sesimin çıkmadığı bu yüzden
Senin duy -a- madığın....
Bir hançer batımısın,
Çıkaramam
Kan kaybımsın....

Bir kez daha yumuyor gözlerini
İçimdeki tedirgin mülteci
Yüreğinden vuruyor kendini senin sınırlarına
Aşıyor barikatlarını
Kapılarını kapama

Bir hançer batımısın
Sol göğsümün orta yerinde
Çıkarsam
Kan kaybımsın.....
fadedliver - avatarı
fadedliver
Ziyaretçi
24 Eylül 2008       Mesaj #1642
fadedliver - avatarı
Ziyaretçi
Vurgunlanmış bir yürekte ağlıyor cümlelerim..


Sponsorlu Bağlantılar
Yalnızlık kelimelerimi delip geçiyor .

İnadına bir yorgunluk yaşıyor gönlüm.
Kimseden habersiz, sessiz ve kimsesiz.



Bari sen olmasaydın .

Yalnızlık kimsesizliğimin içine alıp götürseydi beni.
Yusuf gibi soğuk ve karanlık bir kuyuya atılsaydım ve hiçbir kervan farkımın farkına varamasaydı.
Kana kana su içip bekleseydim, dolu sandığım onca kelimenin içinin, boş olduğunu benden başka kimse anlatmasaydı yine bana.


Düşünmek yoruyor beni.
Düşünmeden yaşayabilsem , yazabilsem, sevebilsem keşke.

Gönlümü alıştırmasam bir solukluk gelip gidenlere.
Hep ağlasam ama kimse duymasa beni.


Bağırsam avaz avaz kimse çığlık sanmasa.

Keşkelerim şeddelese iyikilerime kendini..
Sözlerimin en hükümsüz tarafını atsam içimden, ve hükmetsem dağarcığımdaki tüm cümlelerle yine kendime.
Sözüm dilimin döndereceği son harfe hükümsüz kalır hep yinede.
Cümle kendiliğinden dökülür yüreğimden gizlice.
Dilimin suçu yok bu işte.
Hiçbir dilbigisi kuralı gönlüme geçmiyor, dilim: 'çıkmamalı bu söz' diyor ama yüreğim dinlemiyor.
Dilim yüreğime sözünü geçiremiyor.

Yürekten konuşuyor artık benim cümlelerim ,dilim aradan çekildi çoktan.
Artık kaç nakarat yazarsın dilimi döndürmeye.
Kaç dizelik yüzgörümlüğü verirsin mührünü çözmeye.
Boşa uğraşma yâr, dilim cümlelerine yüzünü sürmez artık.

Yağmur ilk toprağa düşer.
Söz ilk yüreğe.
Bir haramlık kaldın sen bende, helâlleşmeye yüzüm yok.
Hak arama bende ahirette, ortalara düşüp seni aramaya niyetim yok.
Gözlerim bir vurgun daha yesin senden.
Hakkını al benden!

Bu son olsun , son yalnızlık, son veda ,son söz.
Düşlerimin çıplak yanlarını gece karanlığına bürüyeli çok oldu .
Sabah hiç olmasın istiyor düşlerim aslında , çıplak kalmak istemiyor onlarda.

Gözlerimden yüreğime ılık ılık indiriyorum seni.
Elimde mendil yok!
Bu sefer silmeyeceğim seni benden , terk-i yüreğimin sorumlusu olmaya niyetim yok.

Titremez artık kirpiğim senin sözlerine.
Ama hiçbir mendil silemez artık beni senden.
Bıraktım artık bendeki seni gözlerimden .

Zulmetimin şiirini yazmaya yetmez senin sözlerin.
Niyet et bana can!
Yüreğinden sökülmesin gözlerim.
Çek ellerini gönül hanemden, son nefesini vermek üzere bu yara kapanmak için.
Gözlerimden az akıtmadım seni yaramı iyileştirmek için can.

İyileşmişim artık ben, gitme vaktin geldi ellerimden.
Bir tesbihliktin sen dilimde, çektim ve bittin ellerimde..

miss_didem - avatarı
miss_didem
Ziyaretçi
8 Ekim 2008       Mesaj #1643
miss_didem - avatarı
Ziyaretçi
Üşüyorum

Dilimde sessiz bir ıslık!..
Sonsuza ezgiler üflüyorum.
Beynimin ikliminde,
Tek mevsim var üşüyorum

Mehmet Akif Baltutan
GÜLGECELER - avatarı
GÜLGECELER
Ziyaretçi
8 Ekim 2008       Mesaj #1644
GÜLGECELER - avatarı
Ziyaretçi

Gülün Kaderi
gulhh2uw9

Gülmeyenler Bahçesinde Bir Gül İle Dertleştim
Dedim Nedir Pürmelalin Yanlızlğımı Seçtin

Dedi Bende Bir Gülüm İsterdim Hep Gülmeyi
Gülistanda Dem Tutup Sevmeyi Sevilmeyi

Ağlamam Ondan
Gözyaşım Ondan
Yapayalnız Kalmışım
Dertlerim Ondan...


"Alıntı"
miss_didem - avatarı
miss_didem
Ziyaretçi
10 Ekim 2008       Mesaj #1645
miss_didem - avatarı
Ziyaretçi
Sen yoksun sıcağını arıyorum

sen yoksun sıcağını arıyorum
sesin yankılanıyor odam da
kokun sinmiş
dokunduğun eşyalara, masa ya
ellerinin izi var çaldığın plakta
sen yoksun sıcağını arıyorum
bir tel saç bırakmışsın koltukta
bir de gülümseyen resmin var
onlarla beraberiz onlar senden bir iz
sen yoksun sıcağını arıyorum

Birol Akbaba
AeraCura - avatarı
AeraCura
Ziyaretçi
11 Ekim 2008       Mesaj #1646
AeraCura - avatarı
Ziyaretçi
NOTALARI KURŞUNLANMIŞ BİR ŞARKIDIR YALNIZLIK
503bar

'le bruyere, bir yerlerde, 'yalnız olmamak gibi büyük bir mutsuzluk!' der. kendi kendilerine katlanamamaktan korkarak kalabalıkta kendilerini unutmaya koşanları uyandırmak ister sanki. bir başka bilge, yanılmıyorsam pascal da, 'neredeyse bütün dertler odamızda kalmayı bilmememizden geliyor başımıza' der; böylece, içekapanış hücresinde, mutluluğu devinmede, bir de yüzyılımızın deyimiyle kardeşcil diye adlandırılabileceğimiz bir fuhuşta arayanları getirir usumuza.'
-Baudelaire-
yalnızlığın atlası:
I
hayat, çarpar ya ağırlığını camlarına evlerin, ışıklara aldanmayın, evler de yalnızlıktır, evler de...
siz çekersiniz gece büyür, gece çeker de bazen siz küçülürsünüz; geceler yalnızlıktır...

yalnızlığın tablosunu çizer ufukta biri, atlasını yalnızlığın uzak sularda bir gemici; birileri sınırlar koyar, haritalar basar biri; oysa harita basan bütün matbaalar suçlu, bütün silgiler yalancıdır
haritalar yalnızlıktır...

kaç bin ışık yıl uzağız belki de en uygar gezegene...
ay tutulur-
sa ay orda bir yalnızlıktır
yalnızlıktır emzirdiğimiz göz göre göre...
II
yerkürenin son jesti insanın dehşet yalnızlığı olacak. biz yine de çiçekleri sulamayı unutmayalım, ama yalnızlığımız çiçeklere de kalmayacak...

bu gezegen her gün milyonlarca ton ağırlaşıyor; her gün aşksız, azıksız azalıyoruz... azalıyoruz, çoğalıyoruz: ikisini birlikte tartsak azlığımız çok gelecek.

yerkürenin son jesti insanın dehşet yalnızlığı olacak! bunu bilmek için kutsal kitaplara gerek yok; işte hiç de kutsanmayan bir kitap bile bunu söylüyorsa, inanın, yalnızlığımız kitaplara da sığmayacak...

III
bir ölüdenizdir yalnızlık...
bir çınarın upuzun gölgesidir çınar boylu yalnızlık;
atlasına akbabalar, haramiler tüner de
kendi olmakta diretir yine...
IV
her insanda birden doğan, ama can çekişip ölemeyen yalnızlık. herkes bir evrede anlar bunu; kimileri de menapozlarda, antropozlarda, bir gözaltında, uzun bir yolculukta ya da.

dal değil, köktür yalnızlık; kurumuş olmalıdır ve bir daha yeşermez...

V
okyanuslar analarıdır denizlerin; gökyüzünün anası yok: gökyüzü yalnızlıktır. kurt dağında, kuzu sürüsünde, çoban kavalında yalnız.

kalabalık, kabarık verirsin kavgalarını; bin yumruğun tek olup göğe doğrulduğu günlerde de, akşam, dönerken evine ekmeğin kadarsın...

yazıyorsan duyarlığınla yalnızsın kendi derininde; duyarlığınla: suya yazılan sözlerle... en az yalnızlık çeken şairlerdir yine de; bölüşürler seslerini birlerle, ikilerle, beşlerle,
ama beşlerle...

VI
o, sevgiyi kendi için istiyor; sevgisiyle yalnız. onu değil, ben sevgimi seviyorum, sevgimle yalnız...

yalnızlığı deşiyorum: yapayalnız, yapayalnız! sonra bölüyor, bölüşüyor, topluyor, çarpıyor ve çıkarıp giysilerimizi birer birer sevişiyoruz; susup kalıyoruz belki, çekip gidiyoruz. geride kalanın adını yalnızlık koymaktan hep ürküyoruz...

işte kadınlar da, erkekler de doymaz uzuvlarıyla birer yalnızlıktır... doğasının insana ihanetidir yalnızlık; özünde yaşamın da, ölümün de birer ihanet olduğunu kavradığımızda sorun yok...
VII
tek kişilik kalabalıktır aşk.
aşk tek kişiliktir; ikinci kişiye bilet yoktur.
kendinin yayasıdır aşkta ikinci kişi, kendinin mayası;
herkes kendi sevgisini sever...

aşk nedir incil'e göre? nedir tevrat'a, zebur'a, kur'ân'a göre?
bu kitaplardaki aşklar, küfürler neyin rengine göre?

insandır, insan aslolan: insana göre!

bir bedeni o kıyısızlığa bırakma saati geldiğinde
gitmek bir yalnızlıktır.

bütün gitmeler yalnızlıktır.
kalmaya göre...

VIII
sevginin ve cesaretin cesetleriyle günler ağır ve kirli, tortusunu bırakırken ömrümüze; günler, düşlerimize, özlemlerimize... uzaklığın şakağında kaç namlu kim bilir yakın olmasın diye?

sonra biz, burada uçurumlara teslim gençliğimizle...
IX
en rezil parayla insan arasındaki yalnızlıktır; hiçbir inanç, hiçbir ideoloji, hiçbir aşk, hiçbir kitap bu yalnızlığın kurallarını bozamıyor.

bu da bir yalnızlıktır...
X
'yalnızlık bir yağmura benzer...'

yağmurdan önce biz, bütün çılgınlıkları bir bir bölüştük. bir bir türküleri, telaşlı koşuşları; silahları, tabuları, ayrılıkları; çoğaltıp yalnızlığımızı feodal tekkelerde, ellerimizin üzerinde bir el bile yokken bölüştük vuruşları.
sonrası geceydi ve yalnızdık: çoğalttık susuşları...

yağmura yakalandığımız gece-
ye çarptık; geceye hiçbir şey olmadı,
ama biz paramparçaydık!
ve hayat gaspetti o vakur duruşları...

XI
hâlâ dağların üstünde, zambakların içinde işte şu hayat; destan ve yalnız hayat!

yalnızlığa halay halay ellerim; kırılası, kırılası ellerim! benim ellerim, yuh ellerim, şair ellerim... kalemini silahıyla koruyan, kalemi de, silahı da yalnız ellerim;

'yalnızlık bir yağmura benzer'
yağmurlarda sırılsıklam ellerim...
XII
daha birileri bir yerlerde yaralardan söz ediyor; sonra binlerce ses o bir sesin üstüne, belki de yüzbinlerce... ama kime anlatılır ki yara, orada yara olarak yalnız.

yarayı anlatan, anlatırken; yara ise yara olarak yalnız
destan ve yalnızdır hayat kırılası ellerim
herkes kendine göre bir yalnızlıktır...
XIII
iyi ki doğmadınız hiç doğmayanlar ya da doğması olasılık kalanlar. doğarken biz de spermdeki olasılık kadardık; o olasılıkla doğmak veya doğmamak üzere yalnızdık. şimdi de yaşamak ve ölmek hâlâ bir olasılıktır. her mengenede, kederde en çok da yaşamak bir olasılıktır.

sevişmek ey, yaşamak bir olasılıktır!

XIV
yalnızlığı sevişirken eksiltiyor, eskitiyor
ve eskiyoruz...

seviştiğim gece emzirdiğim gecedir.
özümü katarım ona;
geceyi kanatırım, gece beni kanatır...
geceyi kanatırız, gece bizi kanatır.

geceler insanlığımız
insanlığımız yalnızlıktır...
XV
giderek insanlaşıyor, uygarlaşıyor
ve insansızlaşıyoruz...

'görgü tanıklarının ifadelerine göre'
dağınık yüzü günlerin ter ve keder içinde;
zanlıları her sabah o resmi geçitlerde...

işte hayatlarımız intiharların ve cesaretlerin sustuğu yerde; hayatlarımız diğer hayatların da cesetleriyle...

hayatlarımızda kimselerin bilmediği yalnızlıklar; ama kimseler bilse de, bilmese de yalnızlık var ey bütün yalnızlıklar!

XVI
şimdi travestiler kalçalarında ve slikon göğüslerinde biriken yorgunlukla dante'nin 'ilahi komedya'sını konuşuyorler sperm kokan duvarlarla...
o yırtık, yamalı ve yaralı sevgilerden, o kaypak sevgililerden, servetlerden geride hep namuslu bir ******m oldu benim de; tünediler yalnızlığıma hüzünlü bir yüzle o gecelerde...
sonra günlerin de üzerinde bir hayat; sürgit yoğunlukların, yorgunlukların, öfkelerin üstünde...
XVII
şimdi güzel bir deniz karşımda; korkunç çırpıntılı, dehşetli mavi bir deniz tutmuş da bir ucundan b(akıyor) uzaklara...
uzak, uzaklığında
ben kendi yakınlığımda yalnızım
ortalarda olsam da ortalı yalnızlıktır...

XVIII
böyle yakın uzaklıklarda hep yalnızlıklar ve 'yalnız değiliz' derken de yalnız!
işte cesetler ve cesaretler içinde aynadaki suretimi tuzla buz ediyorum; keder ırmakları akıyor ortasından...
birden bir kırlangıç sürüsü kanat çırpıyor uzaklara; yollara ve yolculara bakıyorum da, şarkıların kırık dökük notaları saçılmış sokaklara. herkes kendine göre bir şarkıyı tutturmuş yangınlar ortasında!

/yangınlar ortasında:
notaları kurşunlanmış bir şarkıdır yalnızlık.../


yılmaz odabaşı
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
12 Ekim 2008       Mesaj #1647
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Alışamadım Birtanem,
Geceleri üşüyorum ama soğuktan değil..
Tutamamaktan sıcak ellerini,
Tutunamamaktan yüreğinin sıcaklığına.
Gecelerin sensizliğine alışamadım.
Alışamadım birtanem,
Karanlığın beni yalnızlığa atmasına.
Alışamadım birtanem,
Yalnızlığın her gece benim ile yatmasına.
Alışamadım,
Sensizliğin yüreğime diken olup batmasına.
Alışamadım,işte alışamadım.
Geceler soğuk ve sensiz,
Yokluğuna akıyor zaman,
Yine sabah oldu,
Bugün günlerden sensizlik,
Ellerim yine yalnızlık cicekleri topluyor,
oysa o cicekler senin saçlarında olmalıydı.
Vakitsiz yaşiyorum günleri
Yine Sensizlik dünde kaldı,
Yaşadımmı bilmiyorum.
Bu gün yine sensizim,
Bu günde,dünde kalacak,
Yarının Sensizliğinde nasıl yaşarım,
Onu da bilmiyorum.
Ya sensiz saatler,
Ve ardından gelecek, isyankar geceler.
Göz yaşlarım içime aktığında,
Yine sen olmayacaksın, yine buz gibi bir yalnızlık.
Ama yalnızlığın buz tuttuğu yerde,
Yine yanan bir kalp olacak,ve yine,
O kalp senin için yanan, benim kalbim olacak,
Bu isyanım sana değil, sen olamazsın,
Kaderimin oyunu bu,
Tek başına bozamazsın.
Hayat Bize, mutlu olma şansı vermiyor sevgili.
Çünki biz, kendimizden başka,
Herkesin üzüntüsünü Üzüntümüz,
Acısını acımız yaptık.
Çünki tanımadığımız bir göz yaşı bile,
İçimizi parçaladı.
Çünki biz insanlığı seçtik,
Çünki biz insan olduk.
Çünki biz olmaya devam ediyoruz.

ATAKAN KORKMAZ
GÜLGECELER - avatarı
GÜLGECELER
Ziyaretçi
12 Ekim 2008       Mesaj #1648
GÜLGECELER - avatarı
Ziyaretçi

Ben ne günler gördüm ne günler yaşadım.
Senden öncede vardım,senden sonrada olacağım.
Alnıma ayrılık yazmışsa kader,
Her zaman,her yerde yüzüme güler.
Namerdim karşında ağlarsam eğer;
Elinden geleni ardına koyma!
Ben hiç tanışmadım ne baharla,nede yazla
Haydi sende zülmet!
Ha bir eksik,ha bir fazla!!
Durma!
Kalbinden geçeni,diline düşeni;
Elinden geleni ardına koyma!!!!


"Alıntı"
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
17 Ekim 2008       Mesaj #1649
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Yalnızlık
Kalabalıklar içinde hissediliyorsa eğer,
Ya kalabalıklar duyarsızdır.
Ya yalnızlığı hisseden sorunlu

tevfik tükenmez
AeraCura - avatarı
AeraCura
Ziyaretçi
19 Ekim 2008       Mesaj #1650
AeraCura - avatarı
Ziyaretçi
SENSİZ KALAN BU ŞEHRİ
503bar

sensiz kalan bu şehri yakmayı çok istedim

mavi bir aleve dönüştürdüm kalbimi bir anda
tutuşturmak istedim beni böyle umarsız
bırakıp gittiğin bu zalim şehri
yakamadım gözlerin dikildi karşıma bir caddenin tam ortasında
inanılmaz güzel bakıyordu gözlerime hafif ıslak
en özel en bilinmeyen türleri açmıştı papatyaların
hatıralarınla titriyordu içim kuşlar kanatıyordu gönlümü

gri bulutlar geçiyordu göğümden
anlamak üzreydim neron’un roma’yı neden yaktığını
karanlık bir koridor açıldı önümde anlayamadım
yenik düşmüş bir napolyon kadar mutsuzdum aslında
intihara kalkışan hitler kadar çaresiz
yakmak üzreydim ki bu şehri hatıraların
içli bir yağmur gibi boşandı üzerime

kediler geçti birden kavşaklarından şehrin
acı acı miyavladılar gözlerime baktılar kızgındılar kırgındılar
onlar da tutulmuşlar anladım sana bendeki kadar
onlar da terk ettiğin bu şehri çaresiz
yakmak istiyorlar yakamıyorlar

saçların dikildi karşıma bir sokak köşesinde
her telinde parmaklarımın izleri parlıyordu
benzersiz kokunu alıyordu kıvrımlarından rüzgar
gözleri doluyordu saçlarına bakan kedilerin
her biri bir kenarda darmadağın
çömelip kalıyordu yutkunuyordu
rengi kaçıyordu pencerelerde perdelerin

nereye yürüdüysem bakışın, duruşun, sesin
anladım söndürmeliyim tutuşan yüreğimi
kendimi yakmış olurum yakarsam bu şehri
çünkü sen her şeyinle bendesin
nurallah genc

Benzer Konular

27 Ekim 2008 / Misafir Genel Galeri
26 Temmuz 2009 / Misafir Genel Galeri
14 Mayıs 2007 / Misafir Genel Galeri
12 Nisan 2012 / Misafir Genel Galeri
17 Eylül 2016 / ThinkerBeLL Genel Galeri