Arama

Alışkanlık - Sayfa 13

Güncelleme: 8 Ocak 2012 Gösterim: 56.024 Cevap: 131
MYDMR - avatarı
MYDMR
Ziyaretçi
21 Temmuz 2008       Mesaj #121
MYDMR - avatarı
Ziyaretçi
GÜL ( YİNE HÜZÜN)

Sponsorlu Bağlantılar

bitir bu işkenceyi sende artık bana gül
dokundurma elini pıhtılaşan kana gül
bahçe boş ;çeşme kuru ; nerde bostancıbaşı
gelde feryâd ü figân etme bu hüsrâna gül
yıllarca yatağında uyudum semenderin
çakallar yuvalandı bizim olan hana gül
unuttum gökkuşağı altındaki resmini
nice bühtan ettiler eski bir sultana gül
kâinat oluk oluk boşalırken içimden
yağmur damlası bile olamadım sana gül

uzandığım her hayal tutuşturdu ömrümü
her yangınla yeni bir yangın düştü cana gül
ya öldür yarasalar okşasın cesedimi
ya da terkedip gitme beni bu isyâna gül
dinle ki en ölümcül şarkımı söylüyorum
darağacı kurdular döndüğüm her yana gül
nasıl sevişiyorsun kırkayakla çıyanla
hani boyun bükmüştün ebedî fermana gül
meğer bir yanılgının zinciriymiş umudum
güvenimi yitirdim şimdi her Dermana gül

...

fadedliver - avatarı
fadedliver
Ziyaretçi
23 Temmuz 2008       Mesaj #122
fadedliver - avatarı
Ziyaretçi
Içimde Bir Yerlerde

Sponsorlu Bağlantılar
Ve şimdi Kelimeler Kadar Yalnizim
Bir Odam Bir Ben Hayata Kapanmişim
Başlamak ,istiyorum Ya Tekrardan
Ya Da çekip Gitmek Varmak Istiyorum Hayallere…

Aldiğim Nefes Kadar üşüyorum
Verdiğim Soluk Kadar Aciyor Bedenim
şimdi Yalnizim Bir Odam Bir Ben
Ve Içimdeki Acemi şaiirin
Buruşuk Kağitlarda Gizli Sakli şiirleri

Karanliğin Buz Gibi Gecelerinde
Rüzgarin Sesini Dinliyorum Penceremde
Sessizlik çiğ Gibi üzerimde
Biliyorum çikmaz Olan
Sonu Olmaya N Bir Yere Variyorum

Gidiyorum Bir Hayallerim Bir Kağidim
Ve Bir Ben Bir Hayat Işte
Onuda Götürüyorum
Sonsuz Kere

Ve Sonsuz Kere Anliyorum
Ben Yaşamiyorum Aslinda
ölüm Ardimda Sessiz Adimlarda
Belki Hissettiğim Duygularimda
Ya Ona Gidiyorum Ya Da çözemediğim
Varamadiğim Yollara….. __________________
fadedliver - avatarı
fadedliver
Ziyaretçi
20 Ağustos 2008       Mesaj #123
fadedliver - avatarı
Ziyaretçi
Alışkanlıklar Üzerine



İnsan hayatı rutinlerle çevrelenmiş ablukalarla dolu…Doğası gereği her şeye alışmak zorunda Ölüme, yaşamaya, katlanmaya, sevmeye… Günlük hayat alışkanlıklardan ibaret Her gün aynı saatte kalkmak, her gün aynı otobüslere, vapurlara binmek, her gün aynı yollardan aynı işleri yapmak…Bu bir mahpusluk durumudur Alışkanlıklar, özgürlüğümüze getirilmiş en doğal sınırlamalardır

Her gün aynı sözleri aynı biçimde söylemek ölümdür biraz Canlılığımızın daha özgür ifade biçimleri olmalı Her gün ölmekte olan bir insan canlılığını alışkanlıklar, rutinler vesilesiyle duyumsayamıyor Oysa duyumsamak sınırların arkasında nelerin olduğuna dair en iyi fikri verir Kur’an’da zamana yemin ediyor Yüce Yaratıcı Zaman, ölümle uyanacağımız bir rüyanın varlığını anlatmaya çalışıyor yüzlerimizdeki çizgilere Alışkanlıklar, hayatı en ince yerlerinden kuşatmış ve bize bir çeşit mahpusluk durumu kurmuşlardır

Hüznün ve acıların da alışkanlıklar sınıfına girdiğini vurgulamamız gerekir Neye ve kime olduğunu bilmediğimiz bir hüznün, eşya ve hadiselere karşı aynı tavrı almamıza neden olması oldukça düşündürücü… İnsan olmak, nedensellik ilişkisi içinde olmayan pek çok şeyi olağan kabul etmemizi zorunlu kılıyor Çünkü, anlaşılmazlıklarla çevreli hayat Alışkanlıklar da bir anlamda anlaşılmazdır Her gün aynı insanlara aynı cevapları vermenin bazen bir açıklamasını bulamayız Bunun ne kadar anlamsız olduğunu içimizden seslendirir, yine de yapmaya devam ederiz…

Kişioğlu kişisel menkıbesini yaşamak için kendi zihnine ve kalbine yerleşmiş, küçük sınırların esaretini aşabilmeli Devamlı surette yapıp ettiklerimiz bize korunaklı bir alan oluşturduğundan, sınırların arkasında ne olduğu hakkında bir fikrimiz olmuyor Bu alışkanlıklar meselesi, düşünce dünyamızda da aynı etkileri göstermekte İki yüz yıldır batılılaşma sendromunun oluşturduğu kompleksler neredeyse rutin bir mesele olmuştur Özgüvenin kaybıyla küçük kaygıların ve çırpınışların rahat kucağında koca bir millet çok zaman kaybetti İrtica trajikomik bir rutin teamül değil de nedir? Kendini tekrar eden bir durum gün geliyor bir karikatür oluyor

Pazar günlerinin dayanılmaz sıradanlığı rutinleşen hayatı daha çarpıcı bir şekilde vurguluyor Tembellik etmek, gazeteleri şöyle bir incelemek, çoluk çocukla pikniklere çıkmak, sağa sola gitmek vs Bir gerilim filminde olduğu hissini verir yaşamdan artık tat almamak duygusu Her gün akşam facia, ölüm haberleri izlemek ölümdür biraz Gittikçe duyarsızlığa neden olan rutinler, fark etme eşiğimizi aşağılara çekiyor Aynı şeylerden zevk alan, aynı kederleri yaşayan, aynı konulara aynı şekilde hayıflanan kitleler haline geliyoruz Canlı olmak; her gün yeniden yaratılan evreni keşfetmekle ilgili bir şey olmalı

Her gün aynı sorulara zihnimizde aynı biçimde cevap aramak ölümdür biraz… Kavrayışın önünde bir engeldir alışkanlıklar Problemleri anlayamaz ve meseleleri anlamlandıramaz bir hale gelir insan Bu durum tabii ki önyargıları da kapsayan kompleks bir yapı haline gelmektedir Bu yapıyı çözebilmek için varoluşumuzun anlamına ilişkin bir arayış şart olsa gerek İslam mutasavvıflarının sürekli aramaktan kastettiği şey, “bilincin sınırlarla hapsolmaması için canlılığı duyumsayarak, devingen ve hareket halinde olması gerektiği” olsa gerek

Kısa bir hayatı kendi ellerimizle iyice kısaltıyoruz Belki dışarıda kar ve tipi var Fakat her gün aynı uykuya dalmak ölümdür biraz…
Nephthys - avatarı
Nephthys
Ziyaretçi
1 Ocak 2009       Mesaj #124
Nephthys - avatarı
Ziyaretçi
En güzel alışkanlığımsın



güneş; nasıl doğuyursa
karanlığın ardından, tüm parlaklığıyla
işte öyle doğdun
karanlıklar berisindeki dünyama
mor tepeler kızıl kızıl yok olurken
ben varolmaya başladım mavi mavi
ne, sabah içtiğim sıcak bir çay
ne, gün boyu bitirdiğim üç paket sıgara
ne, karşı binadaki yaşlı teyzeye dediğim günlük günaydın
ne, sokak başında kızdırdığım bakkal emmi
ne, kahvede takıldığım tavlayı koltuğuna verdiğim erdal
ne de, sıcak bir çayda bulduğum huzur değil bu alışkanlığım

ne, söylediğim marşlarda
ne, dinlediğim türkülerde
ne, yazdığım
ne, okuduğum şiirlerde
ne, ağır romanlarda
ne de henüz yazılmamış bestelerde
bulamadığım güzel bir alışkanlıksın

evet sen;
evet evet sen
sen benim en güzel alışkanlığımsın
sen benim, başımın belasısın
hemde püskküllü belasısın
ama;
güzel belasın bee! ...
belaların en güzeli....


Celil Taş
ScarletSunShine - avatarı
ScarletSunShine
Ziyaretçi
20 Mart 2009       Mesaj #125
ScarletSunShine - avatarı
Ziyaretçi
kcennetimdesensincehennso5

kcennetimdesensincehennut2
ScarletSunShine - avatarı
ScarletSunShine
Ziyaretçi
20 Mart 2009       Mesaj #126
ScarletSunShine - avatarı
Ziyaretçi
8axn4oz

Yağmurun birgün dinmeyeceğinden, hiç bitmez görünen hayat ırmağının birgün kurumayacağından, sizi alıp diyardan diyara gezdiren rüzgârın duruvermeyeceğinden.
Emin misin ?

Hep atan yüreğinin duruvermeyeceğinden, gören gözünün hep göreceğinden, duyan kulağının hep duyacağından.
Emin misin ?
"Ben olmazsam olmaz" dediğiniz işlerin asla sensiz yapılamayacağından, sen olmazsan dünyanın duruvereceğinden, seslendiğinde titrettiğini sandığın şu dağların hep emrinde olacağından.
Emin misin ?
Sana uzanan ellerin hep yanında olacağından, yüreğini verdiklerinin birgün sırtlarını dönüp gitmeyeceğinden.
Emin misin ?
Boynuzsuz koyunun, boynuzlu koyundan hakkını alacağı günde; balıklardan kuşlara, ağaçlardan güneşe, üzerindeki mesajları okuyup anlamadığın yaratılmışların senden şikâyetçi olmayacağından.
Emin misin ?
Sana hep açık duran ilahî kapıların birgün kapanmayacağından ve şaşırıp kalmayacağından.
Emin misin ?
Karanlığın içinde kaybolup giden çığlıkları duyabildiğinden, yüreğindeki ışıktan başkalarına da verebildiginden.
Emin misin ?
Güzel bir hayat yaşadığından, yapabileceğin herşeyi yaptığından.
Emin misin?
Bütün bunlar için bir kere daha fırsatın olacağından.
Sahiden Emin misin ?
ScarletSunShine - avatarı
ScarletSunShine
Ziyaretçi
20 Mart 2009       Mesaj #127
ScarletSunShine - avatarı
Ziyaretçi
90517458bk8

Öznesiz cümleler kurmaya alışmıştım ben oysa...

Yalnızlığıma, ıssızlığıma sahip çıkmıştım onca kalabalığın arasında..

Korkularımdan korkmamayı öğreniyordum yavaş yavaş.

Hayallere düşlere sığınıp onlarla avunuyor, küçücük mutluluklara, hayata dair geçici heveslere sarılıp gülümseyebiliyordum.

Geride bırakmıştım bütün hüzünleri, ertelenmişleri, yaşanmışları, yarım kalmışları.. Yürüyordum ardıma bakmadan kendi yolumda. Geçmişin izleri bazen takılıyordu ayaklarıma bir yerlerde, ama ben aldırmadan yürüyordum işte..

Sevdaya dair hikayelerin noktasını koymuştu hayat yıllar öncesinde. Ben de çaresizce boyun eğmiştim ona.

Bence mutluydum ben kendi kendimle..

Hiç beklemediğim bir zamanda, ansızın çıktın yollarıma.

Yalan mıydın sen?
Yalan.. Bunca ısıtabilir miydi ruhumu? Bunca işler miydi sevdanı yüreğime? Geçmişin izlerini silip, doldurabilir miydi yüreğimi böylesine?

Bilseydim dinler miydim seni?
Geçmişimden koparıp, beni alıp gitmene,
İzin verir miydim?

Görseydim, eğer sonunu görseydim,
Başlamadan daha, orada dur derdim...

Bilseydim, eğer sonunu bilseydim,
"Sevme bırak" derdim,
"Sevme, uzak dur..."


Geldiğin gibi de gittin ansızın bir gün..

Sensizliğe alışmak daha zordu yalnızlığa alışmaktan.

Şimdi öznesi sensin cümlelerimin, yüklemleri yok...

Sensiz günüm zordu zaten,
Bir de sen geldin üstüne..
Yokluklarım yetmezmiş gibi,
Sen de eklendin üstüne...

Ben zaten bunları sen olmadan da yaşardım.
Ne gerek vardı sana, sensiz de yalnız kalırdım.
Ben zaten sen olmadan da ağlardım isteseydim eğer,
Ne gerek vardı sana, ne gerek vardı yokluğuna..
Sensiz olamıyorum artık
ANLASANA!!!!!
ScarletSunShine - avatarı
ScarletSunShine
Ziyaretçi
20 Mart 2009       Mesaj #128
ScarletSunShine - avatarı
Ziyaretçi
y1pOXXWwwNFn111pO9O CYEJMenlqD3rXjHOvKi2S66A n7VG9XggJeCl9kcofi5BKlf9r41380I04

Rüzgara karşı alıp yelkenleri, açılma vaktin gelmiştir denize. Bilirsin ki ne fırtınalar, ne deli dalgalar beklemektedir seni. Korkarsın, terk edemezsin limanı, bir köşesine sığınırsın. Kabullenmesen de artık aşk bitmiştir,
İşte son budur...

İçin hep hüzün doludur, bir türlü kabullenemezsin bittiğini. Gözlerinin içine bakıp seni seviyorum demesini beklersin. O sözler hiç çıkmayacak o dudaklardan bilirsin. Yinede umudun yeşildir,
İşte hayal budur...

Gururlusundur, istenmediğin yerde durmazsın. An olur ki ne olur bitmesin dersin. Bu sözlerin dudaklarından nasıl çıktığına kendin bile inanamazsın. Oysa o yüzüne bakıp sadece gülümser,
İşte acı budur...

Ondaki sıcaklığı kimsede bulamayacağını düşünürsün. Kimse onun gibi gülemez, onun gibi konuşamaz dersin. Ve kimseyi onun kadar sevemeyeceğini bilirsin. Kahredip başını eğersin önüne.
İşte hüzün budur...

Nefes alamaz hale gelirsin, daralır için. Bir kaç saatlik derin bir uykuya hasretsindir. Bilirsin ki gözlerini kapasan da terk etmeyecektir hayali. Atarsın gecenin kollarına kendini,
İşte huzur budur...

Ondan gelecek tek bir haberi umutsuzca beklersin Bir de beklemek ölüm gibi gelir insana böyle zamanlarda. Aslında ölüm fikride garip değildir artık sana. Geri dönerse diye ölemezsin bile,
İşte sabır budur...

Hayat devam ediyordur ama her şey yarımdır, hep bir yanın eksik. Yüreğin eskisi gibi atmayacaktır, başka aşklarsa seni kandırmayacaktır. O başkalarıyla, mutlu bir hayatı yaşıyor olsa da, yine de sevginden vazgeçemezsin.
ScarletSunShine - avatarı
ScarletSunShine
Ziyaretçi
21 Mart 2009       Mesaj #129
ScarletSunShine - avatarı
Ziyaretçi
gittin012xf3

Sonunda sende gidiyosun iste. Herkes gibi sende terkediyosun beni.
Benim daha onca hayallerim varken, ardina bile bakmadan beni koyup gidiyosun.
Her hayalimi, bir Cicek gibi, teker teker özenle ekmisdim yüregime.
Bu koskoca Ayrilik Rüzgari öyle siddetliki, umutlarla ektigim ciceklerimi söküp ucurdu.
Hayallerimide alip gidiyosun.
Bari onlari biraksaydin benimle.

Hani verdigin sözler?
Giderken onlarida götüryosun beraberinde...
Ayni sözleri, yeni asklarina vermek icin, onlarida götürüyosun...
Bu issiz gecede beni yapayalniz birakip gidiyosun...
Bukadarmiydi senin o kocaman sevgin?
Hala inanamiyorum gittigine. Okadar alismisken sana. Varligina okadar alismisken…
Nasil birakip gidiyosun beni, nasil?
Anliyamiyorummm…
Bunu bana nasil yapiyosun? Hani hic kiyamazdin gözyaslarima?
Simdi senin icin agliyorum…
Dayanamiyorum…
Ne yaptimki ben?
Seni sevmekden baska ne yaptimki?
Hadi söyle, Ne yaptim?
Hani önümüzde koskocaman bir ömür vardi, beraber yapacagimiz daha cok sey vardi hani ?
Unuttunmu ? Onlara neoldu ?
Beni hic sevmedin dimi ?
Yalandi her sözün, sevginde yalandi!

Iste sonunda sende gidiyosun, bana hic biseyimi birakmadan, herseyimi alip gidiyosun…
Birtek Yalnizligimi birakiyosun.
Geldigin gibi, gidiyosun yani.
Beni nasil bulduysan, yine öyle birakip gidiyosun.
Oysa bilmiyosunki, seninle kendime yeni bir Hayat kurmusdum ben.
Herseye yeniden baslamisdim. Mutluydum oysa…

Ama, simdi yine yalnizim iste…
Zaten bitek buna üzülüyorum, senin cekip gitmene degil.
Cünkü,
biliyomusun
BEN SENI DEGIL, SEN BENI KAYBETTIN………
ScarletSunShine - avatarı
ScarletSunShine
Ziyaretçi
28 Mart 2009       Mesaj #130
ScarletSunShine - avatarı
Ziyaretçi
Şimdi SEN
Uykuların kaçar geceleri, bir türlü sabah olmayı bilmez.

Dikilir gözlerin tavanda bir noktaya, Deli eden bir uğultudur başlar kulaklarında Ne çarşaf halden anlar ne yastık.

Girmez pencerelerden beklediğin o aydınlık. Onun unutamadığın hayali, Sigaradan derin bir nefes çekmişçesine dolar içine. Kapanır yatağına çaresizliğine ağlarsın.

Sevmek ne imiş bir gün anlarsın.

Bir gün anlarsın aslında her şeyin boş olduğunu. Şerefin, faziletin, iyiliğin, güzelliğin. Gün gelir de sesini bir kerecik duyabilmek için, Vurursun başını soğuk taş duvarlara. Büyür gitgide incinmişliğin kırılmışlığın. Duyarsın, Ta derinden acısını, çaresiz kalmışlığın.

Sevmek ne imiş bir gün anlarsın.

Bir gün anlarsın ne işe yaradığını ellerinin. Niçin yaratıldığını. Bu iğrenç dünyaya neden geldiğini. Uzun uzun seyredersin aynalarda güzelliğini. Boşuna geçip giden günlerine yanarsın. Dolar gözlerin, için burkulur.

Sevmek ne imiş bir gün anlarsın.

Bir gün anlarsın tadını sevilen dudakların. Sevilen gözlerin erişilmezliğini. O hiç beklenmeyen saat geldi mi? Düşer saçların önüne, ama bembeyaz. Uzanır, gökyüzüne ellerin. Ama çaresiz, Ama yorgun, Ama bitkin. Bir zaman geçmiş günlerin hayaline dalarsın. Sonra dizilir birbiri ardına gerçekler, acı.

Sevmek ne imiş bir gün anlarsın.

Bir gün anlarsın hayal kurmayı; Beklemeyi, ümit etmeyi. Bir kirli gömlek gibi çıkarıp atasın gelir Bütün vücudunu saran o korkunç geceyi. Lanet edersin yaşadığına...

Maziden ne kalmışsa yırtar atarsın.

O zaman bir çiçek büyür kabrimde, kendiliğinden.

Seni sevdiğimi işte o gün anlarsın.

Benzer Konular

22 Ekim 2012 / Misafir Soru-Cevap
31 Mart 2009 / ALİBABA Cevaplanmış
31 Mart 2010 / _KleopatrA_ X-Sözlük