Arama

Alışkanlık - Sayfa 3

Güncelleme: 8 Ocak 2012 Gösterim: 53.283 Cevap: 131
Nephthys - avatarı
Nephthys
Ziyaretçi
6 Nisan 2007       Mesaj #21
Nephthys - avatarı
Ziyaretçi
Ayrılık Alışkanlık Yapıyor

Sponsorlu Bağlantılar

'Hayata neye sitem edeyim ki,
Kendimden başka'

İşte ayrılık,
Üstünde yüzlerce yüklü şiir
Ve alışkanlık
Sigara gibi
Ayrılık alışkanlık yapıyor
Dostlar unutunca

Şiirler, sözler, harfler
İstediğin kadar birleştir
Topla, çarp, böl
Sonunda hep çıkıyor
Ayrılık alışkanlık yapıyor
Sevdiklerin unutunca

Gezdiğin muhteşem yerler
Gördüğün en güzel elbise,
Kazandığın para,
Harcadığın zaman neye yarar
Ayrılık alışkanlık yapıyor
Tek başına kaldığında
Erdoğan Ergin

NiliM - avatarı
NiliM
Ziyaretçi
7 Nisan 2007       Mesaj #22
NiliM - avatarı
Ziyaretçi
Alıştım

Sponsorlu Bağlantılar
Yalnızlığın yürek burkan o sırnaşık yüzüyle
otel odalarında sarımsak kokan kadınların

haydi sende anlat bakalım hikayeni
muhabbetlerinin hemen ardından tanıştım
nedense yalnızlığıma herkesten çok alıştım

sonraları bir çokları girdi yüreğime
girdikçe çoğaldı yalnızlıklarım
kendimden çok başkalarının
yalnızlıklarını yüreğime taşıdım

seni de anlıyorum kızmıyorum
ben zaten en çok başkalarını anlamaya alıştım


Hayal Ayna

Nephthys - avatarı
Nephthys
Ziyaretçi
9 Nisan 2007       Mesaj #23
Nephthys - avatarı
Ziyaretçi
Alışkanlık oldu


Ben alıştım böyle
Yaşamaya.
Ben alıştım.
Benliğimin günden güne
Çalınmasına.
Ben alıştım.
Sevdama çamur atılmasına.
Ağlamak bende tutku oldu.
Göz yaşlarım sevgilim.
Ben alıştım,
Gölgelerle yaşamaya.
Falıma bakmasınlar,
Ben bilirim geleceğimi...
Geçmişimi hatırlarken.
Yanlış bir şeyler yazılmış
Kaderime.
Acımadan.
Suçluluk duyma, başını eğme öne
Utanma yaptıklarından.
Atma göz yaşlarını içine.
Yıkılan gururumun...
Sorumlusu sen değilsin.
Yanlış bir şeyler var bende,...
Hatalı olan benim.
Öğretilmedi bana, öğrenemedim ben.
Sevdalara, duygulara olan
Güvensizliği.
Fazlamda bu benim,
Eksiğimde.
Sen takma kafana güzelim.
Canın sağolsun.
Ben ezilmeye alışığım.
Haberin olsun.
Cengiz Süslü
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
9 Nisan 2007       Mesaj #24
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
kissoftherosebypeachyyylw0



Unutulmuş ne varsa bi isimle herşey su yüzüne çıkar,
sanki küller tekrar alevlenmiş gibi. Eskileri tekrar hatırlarız unutmak için
o kadar çaba boşa gider bi anda. Hatırlatan anlamaz tabi birini veya bişeyleri
unutmanın, onu kalbine gömmenin zorluğunu. Sen üstünü örtmüşsündür küllerin
tonlarca toprakla ama çıkmıştır işte günışığına. Kalbin acır, için daralır,
sığdıramazsın şimdiki dünyana grilerin içinden çıkmış birini, külleşmiş anıları.
İyi ve kötü yaşanmış ne varsa gözünün önünde artık at atabilirsen, kulaklarında
eski bir şarkı dudakların sen istemesende mırındanmaktan vazgeçemez ama
elinde unutulmuş bir günlüğün içinde kurumuş bir gül kalmıştır sadece..


Gülünce dudakların
Bir gonca güle genzerdi
Ben dudaklarını sense gülleri severdin

Güller ve dudaklar şimdi
Ne kadar acı ve gizli
Eski bir aşkı anlatır
Güller ve dudaklar şimdi

Döküldü yaprakları
Mazim denen o bahçeye
Kayboldu dudakları
Seven yok artık gülleri..




Alıntıdır
Nephthys - avatarı
Nephthys
Ziyaretçi
9 Nisan 2007       Mesaj #25
Nephthys - avatarı
Ziyaretçi

Alışkanlık



İsmi önceden konulmuş
Koyu bir şiir demeti bu
Derler ki bundan yıllar önce
Yıldızlar bile yokmuş
Bile bile yanasıymış insan
Yanında olmayan her şeye
Heyelan olur çöker bir anda
Çözülmez sorun getirirmiş
Sorunsuz sonbahara bu dert

Rivayet bu ya
Bulunurmuş en ücrada
Engin yüreklerde
Yüksek karakterlerde
Karanlık gelecekte
Gecenin ilerleyen saatlerinde
İlgiden yoksun
Yokluktan bıkkın
Bıçak sırtındaki son kararlarda
Karargah kurarmış namert

Rivayet bu ya, adı
Aşk olasıymış
Oluşumu Adem’e uzanan
Alışık olmadığımız
Alışkanlığımızın


Süleyman Eser
Nephthys - avatarı
Nephthys
Ziyaretçi
16 Nisan 2007       Mesaj #26
Nephthys - avatarı
Ziyaretçi
Alışkanlığımsın


sen benim en huysuz anımda bile
kahrımı çeken o gülün kalbiydin..
yüzün güneş gibi parlıyordu varlığında
yokluğunda ise bir hapisteydim..


sen kurtulamadığım hastalığım
gönlümün içinde bir bahçeydin
kendimi bulduğum tek bağlılığım
uğruna tutulduğum en güzel şeydin



sen benimle doğmuş diğer yarım
kalbime işlemiş aşk ikizimdin
sahip olduğum tek varlığım
dünyalar kadar hazinemdim


sen, olduğuna sevindiğim kadınım
yokluğunda kahrolduğum hasrettin
mutluluğa doyamayan yıllarım
yaşamamı isteyen tek sebeptin


İsmail Baharşen
Nephthys - avatarı
Nephthys
Ziyaretçi
17 Nisan 2007       Mesaj #27
Nephthys - avatarı
Ziyaretçi
Alışkanlık



Değişmiyor işte bazı alışkanlıklar.
Bıraktığın gibiyim hala...
Mesela,
Hep aynı sokaktan geçiyorum işten eve dönerken.
Ve hala,
Dolmuşa binmiyorum spor olsun diye...
Akşam yemeğinden sonra bir orta kahve,
Eskiden beri en büyük zevkimdir bilirsin.
Bu sırada da başa sarıp sarıp;
Hep aynı şarkıyı dinliyorum,
Hani nakaratını defalarca tekrarladığımız.
Bilirim...
Sende o şarkıyı benim kadar seversin.

Biliyormusun,
Hala resmini öpmeden uyuyamıyorum.
Alışkanlık işte...
Hep aynı yerinde uyanıyorum gecenin.
Ve her defasında aynı duayı ediyorum:
'Ayağına taş, yüreğine ateş değmesin.'
Sonra gözlerimi kapatıp bekliyorum.
Bir ses:
'Günaydın canım.Ben geldim.' desin.
Gün görününce odamın penceresinden,
Her sabah yeniden sana uyanıyorum.
O ilk gün söz verdiğim gibi herşeyim,
Ben seninle yaşlanıyorum....




Betül Kasapoğlu
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
17 Nisan 2007       Mesaj #28
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
İşte böyle kalemi, kâğıdı alırsın eline.

Geçmişi

Acı-tatlı haliyle anımsarsın,

Damla damla dökülürcesine yazarsın.



Bu dünyadan göçen sevdiklerin

Canlanır gözünde

Yaşıyor gibi.

Gözlerinde

Bir damla yaş olmadığı halde,

Kan basar sanki gözlerini,

Ağlıyor gibi.


Uykuların kaçarsa gece,

Ölüm gelir aklına ister istemez.

Bir dal kırılır yüreğinde,

Başka denizlere akar ırmakların

Hararetten kurur topraklar

Şırıltısı kesilir pınarların



iiiinn4


Uykuların kaçarsa gece,

Hep kötü şeyler gelir aklına.

Ayrılıklar, özlemler

İhanetler gelir dikilir karşına

Dalarsın dipsiz kuyulara

Uykusuz gecelerde.

Sevdiğini kaybetmekten korkarsın

Ağlarsın hiç sebep yokken

Karanlıkta bir çift ışık ararsın,

Koca ampüller tepende yanıyorken



Uykuların kaçarsa gece,

Eski sevdiklerin gelir aklına.

Hepsi gelir

Toplanırlar başına.

Tutmak ister, tutamazsın,

Dokunmak ister, dokunamazsın.

Yakınlar uzak olur

Kalabalıklar yalnızlığın,

Hayal mi gördüklerin,

Yoksa gerçek mi?

Anlayamazsın.



sleephf2



Uykuların kaçarsa gece,

Yastık diken olur

Batar yüzüne.

Eski hatıralar

Serilir gözlerinin önüne...

Gece bitmez

Yıl gibi uzayıp gider.

Eski sevgililer gezinir gözlerinde

Bölünür yürekler.

Derken,

Güneş koşar imdadına,

Pencerenden bir dost gibi girer.

Işığı yüzüne vurur

Rahatlarsın.

Herkesin uykudan uyandığı saatte

Sen,

Derin bir uykuya

Yalnızlığın karanlık odalarına dalarsın.

KAMURAN ESEN
Nephthys - avatarı
Nephthys
Ziyaretçi
18 Nisan 2007       Mesaj #29
Nephthys - avatarı
Ziyaretçi
ALIŞKANLIKLARIN TUTSAĞI OLMAK...

İnsan 20 yaşında iken, dünyayı değiştirmek istermiş.
30 yaşına gelince ülkesini.
40 yaşında, yaşadığı çevreyi değiştirmeye savaşırmış.
50 yaşında kaderini.
60 yaşında ise, en büyük arzusu, sadece yatak çarşaflarını değiştirmek olurmuş…

Bir dergiden aktardığım bu yargı cümlelerine katılır mısınız, katılmaz mısınız bilemiyorum… Ama bildiğim bir şey var ki, değiştirme çabası, kaygısı, insanoğlunun doğasında var…

Ne zaman ki buna ters düşüyoruz, yani değişmemek ve değiştirmemek için diretiyoruz, işte o zaman kendimize ve çevremize yabancılaşıp; mutsuz, basit, sıradan bir yaşama pencere açmış oluyoruz… Böylesi de kolayımıza geliyor galiba!..

Yani, hangi yaşta olursak olalım, içimizde bir şeyleri değiştirme isteği var, ama çabası yok… Alışkanlıklar ağır basıyor her zaman…

Türk dili ile ilgili kurslardan birinde, ders veren eğitimci, sözünün bir yerinde, “Alışkanlıklar kötüdür” demişti… Biz kursiyerler ağız birliği etmişçesine, “İçki, sigara gibi alışkanlıkları anlayabiliyoruz ama, kitap okuma gibi bir alışkanlık nasıl kötü olabilir?” diye sormuştuk bilgiç bilgiç… O da ısrarla: “Alışkanlıklar kötüdür, çünkü insanı, sınırlı, bağımlı kılar, yaratıcılığı engeller. Her alışkanlığın daha iyi bir durumu mutlaka vardır” demişti…

Şimdi şimdi katılıyorum kurs öğretmenimizin söylediklerine…

Diyelim ki, her gün bir saatinizi kitap okumaya ayırıyorsunuz… Siz bu alışkanlığınıza sıkı sıkıya bağlı olduğunuz sürece, kitap okumaya ayırdığınız zaman hiçbir şekilde iki saate çıkmayacak…

Ya da evinize, işinize gelip giderken, hiç de zorunlu olmadığınız halde, hep aynı yoldan geçmeyi alışkanlık haline getirdiyseniz, diğer yollarda var olanlardan, yaşananlardan hiç haberiniz olmayacak…

Alışkanlıklarınız sizi, hiç sevmeden yaptığınız bir işten koparamayacak belki.
Hatta, içinde yaşamak istemediğiniz bir şehirden,
Hiç giymek istemediğiniz bir giysiden,
Dinlemekten hoşlanmadığınız bir müzikten,
Oynamaktan zevk almadığınız bir oyundan…

Dedik ya, anlamlı ya da anlamsız da olsa, bir şeyleri değiştirme isteği insanın doğasında var, ama alışkanlıklara tutsak olup mutsuz, sıradan bir yaşam sürmek de var…

Hangisine yenik düşersiniz bilmiyorum… Tercih sizin!...






yayıncı

Nephthys - avatarı
Nephthys
Ziyaretçi
26 Nisan 2007       Mesaj #30
Nephthys - avatarı
Ziyaretçi
Alışkanlık oldu



Ben alıştım böyle
Yaşamaya.
Ben alıştım.
Benliğimin günden güne
Çalınmasına.
Ben alıştım.
Sevdama çamur atılmasına.
Ağlamak bende tutku oldu.
Göz yaşlarım sevgilim.
Ben alıştım,
Gölgelerle yaşamaya.
Falıma bakmasınlar,
Ben bilirim geleceğimi...
Geçmişimi hatırlarken.
Yanlış bir şeyler yazılmış
Kaderime.
Acımadan.
Suçluluk duyma, başını eğme öne
Utanma yaptıklarından.
Atma göz yaşlarını içine.
Yıkılan gururumun...
Sorumlusu sen değilsin.
Yanlış bir şeyler var bende,...
Hatalı olan benim.
Öğretilmedi bana, öğrenemedim ben.
Sevdalara, duygulara olan
Güvensizliği.
Fazlamda bu benim,
Eksiğimde.
Sen takma kafana güzelim.
Canın sağolsun.
Ben ezilmeye alışığım.
Haberin olsun.


Cengiz Süslü

Benzer Konular

22 Ekim 2012 / Misafir Soru-Cevap
31 Mart 2009 / ALİBABA Cevaplanmış
31 Mart 2010 / _KleopatrA_ X-Sözlük