Arama

Asla Bitmeyen Konu - Sayfa 38

Güncelleme: 22 Kasım 2018 Gösterim: 506.249 Cevap: 3.537
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
15 Nisan 2007       Mesaj #371
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
NİÇİN KADEH TOKUŞTURURUZ !

Sponsorlu Bağlantılar
Bu konuda daha güncel ve romantik bir hikaye var. Biliyorsunuz insanda beş ana duyu var: Dokunma, görme, koklama, tat alma ve işitme. Yemeğe gidilen bir restoranda şarap ısmarlanırsa, garson şarabı getirdikten sonra bardağa bir parmak koyar ve kontrol etmesi için doğrudan erkeğe uzatır. Hiç bir kadının da itiraz etmediği bu durum gerçekten anlaşılmazdır. Çünkü dünyadaki aroma ve tat alma uzmanlarının çoğu kadındır.
Neyse biz gelelim restorana... Kadehin soğuk temasıyla dokunma duyusu tatmin edildikten sonra kadeh havalı bir şekilde göz hizasına kadar kaldırılıp şarabın rengine bakılır. Görme duyusu kontrolünden sonra kadeh burun hizasından bir sağa bir sola gezdirilerek koklanır.
Minik bir yudum alarak tadını da algıladınız. Zaten şaraptan pek anlamıyorsunuz. Garsonun da mantarını açtığı şarabı kendisi içmezse başka birine verecek hali yok. Mecburen 'mükemmel' diyorsunuz. Ama hala bir duyu kaldı, işitme duyusu. İşte o duyuyu da kadehleri tokuşturup, 'çınnn' sesini duyduktan sonra tatmin ediyoruz.
Hikaye gerçekten romantik ama işin aslı biraz değişik. Antik çağlarda bir insanın düşmanını yemeğe davet edip, onu ortadan kaldırmak için zehirli bir içki sunması görülmemiş bir şey değildi. Ev sahibi içkisinin zehirsiz olduğunu ispat etmek için kendi içkisini havaya kaldırır ve misafirin içkisinden bir miktarını kendi bardağına dökmesine müsaade ederdi. Her iki kişi de içkilerini aynı anda içerek birbirlerine olan güvenlerini gösterirlerdi.
Misafir ev sahibine olan güveninin çok fazla olduğunu göstermek için bardaklar havada yan yana geldiğinde, kendi içkisinden onun bardağına bir şey dökmez, bardağını yavaşça onun bardağına vururdu. Duyulan 'çın' sesi gerçek bir güvenin ifadesi idi.

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
16 Nisan 2007       Mesaj #372
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Şafak saymak da bitecek bir gün zamansızlıkta... Allah hepimisin zamansızlığını hayırlı kılsın....
Sponsorlu Bağlantılar
vain - avatarı
vain
Ziyaretçi
16 Nisan 2007       Mesaj #373
vain - avatarı
Ziyaretçi
icon7 Kırmızı Laptoplu Kız
Bir zamanlar bi kız varmış varmış. Annesi ona üzerinde kırmızı kapağı olan bir laptop almış. Kız bu laptopu çok seviyormuş ve nereye gitse onunla gidiyormuş. Bu nedenle de herkes ona Kırmızı laptoplu Kız diyormuş.

Bir gün “!” diye özel mesaj atmış kızın annesi. “Büyükannen hâlâ hasta. Hadi nete gir de, ona yaptığım şu ilaç tarifini yolla .”

Kırmızı Laptoplu Kız da laptopunu almış , ve nete girmiş.

“seni biri msn e eklerse sakın kabul etme demiş annesi.ama kızın listesi bomboşmuş!çok üzülüyormuş buna

“eklemem anne,” demiş Kırmızı Laptoplu Kız.

Tam nete girmiş, bikaç saniye olmuş ki kurt nickli birinin msne eklediğini görmüş.

Kırmızı Laptolu Kız heyecandan az kalsın elindeki mauseyi düşürüyormuş. eklemeye karar vermiş kurt'u. “napıosun nette güzel kız'' demiş kurt.

“Büyükanneme bi dosya göndermeye uğraşıyorum ,” demiş Kırmızı Laptoplu

Kız. “adresi büyükanne@....... Büyükannemin sağlığı pek iyi değil. Bu arada adım ‘güzel kız’ değil, ‘Kırmızı Laptoplu Kız.’ ”demiş

“Özür dilerim Bilmiyordum.”demiş kurt! Ardından hemen büyük annenin msnı hackleyıp oturum açmış.

Kırmızı Laptoplu kız büyükannesinin oturumu açtığını görünce çok sevinmiş.
merhaba büyükanne, demiş

“senmisin ?”demiş kurt.


“Benim, Kırmızı Laptoplu Kız.”

“hoşgeldn kızm” demiş kurt. “noldu neden nettesin?”demiş ardından
sana ilaç için tarif yaptı annem onu yollıacam demiş.Kırmızı Laptoplu Kız şüphelenmiş neden böyle kısaltmalarla yazıo büyükannem diye düşünmüş!sonra büyükannesinin hasta olduğu aklına gelmiş ondan kısaltmalar falan yapıo herhalde demiş

Kurt,büyük annenin avatarından bulup koymuş!

“yolla dosyayı” demiş kurt.

Kırmızı Laptoplu Kız , yollamış dosyayı!ama aktarım hızı çok düşükmüş
kurt da bı dosya yollamış sen bunu yükle daa cabuk ındırırım o zaman ben senın yolladıgın dosyayı demiş
kabul etmiş Kırmızı Laptoplu Kız

“bu dosya niye rar'lı Büyükanne?”

“daa cabuk yükle diye kızım” demiş kurt.

“bunun da aktarım hızı yavaş neden yükleyip zaman kaybediyoruz”

“ilerde yollıcağın dosyalar hep hızlı gelcek de ondan” demiş kurt.

“neden bu dosyanın üstünde hack.prog yazıo?”

“Seni haclemek için ” demiş kurt.

aktarım tamamlanmış ve kurt bizim Kırmızı Başlıklı Kızın laptopuna girmişşşşş
dosyalara falan bakmış .Kırmızı Laptoplu Kızın resimlerini falan çalmış!! öleee oyalanıomuş bizim kurt

Ama ne var ki Kırmızı Laptoplu Kızın büyükannesi ünlü hacker HACKER ANAymış

“Aylardır senin peşindeyim pis yaratık,” diye mesaj yollamış HACKER ANA.çaldığı tüm dosyaları geri almış.ve kurdun hard disc'ini yakmış
Büyükanne, Kırmızı Laptoplu Kız’ın ona yolladığı dosyayı almış!. tarife göre hazırlamış ilacı ve içmiş.büyük anne iyileşmiş!Kırmızı Laptoplu Kız da bı daa tanımadığı kımselerı msn'e eklemeyecegıne söz vermiş.
__________________
vain - avatarı
vain
Ziyaretçi
18 Nisan 2007       Mesaj #374
vain - avatarı
Ziyaretçi
Birinci ve de en onemli ders.

Okuldaki ikinci ayimda, hocamiz test sorularini dagitti.Ben okulun eniyiogrencilerinden biriydim. Son soruya kadar soluk almadan geldim ve orada cakildim kaldim. Son soru soyleydi:

"Hergun okulu temizleyen hademe kadinin ilk adi nedir?.."

Bu herhalde bir cesit saka olmaliydi. Kadini yerleri silerken hemen hergun goruyordum.Uzun boylu, siyah sacli bir kadindi. 50'lerinde falan olmaliydi. Ama adini nerden bilecektim ki!.. Son soruyu yanitsiz birakip kagidi teslim ettim.Sure biterken bir ogrenci, son sorunun test sonuclarina dahil olup olmadigini sordu. "Tabii dahil" dedi, hocamiz.. "Is yasaminiz boyunca insanlarla karsilacaksiniz. Hepsi birbirinden farkli insanlar. Ama hepsi sizin ilginiz ve dikkatinizi hakkeden insanlar bunlar. Onlara sadece gulumsemeniz ve `Merhaba' demeniz gerekse bile.." Bu dersi hayatim boyunca unutmadim. O hademenin adini da.. Dorothy idi.



Ikinci onemli ders.. Yagmurda otostop!..

Bir gece vakit geceyarisina dogru Alama otoyolunun kenarinda duran bir zenci kadin gordum. Bardaktan bosanirca yagan yagmura ragmen, bozulan arabasinin disinda duruyor ve dikkati cekmeye calisiyordu. Gecen her arabaya el salliyordu. Yaninda durdum. 60'li yillarda bir beyazin bir zenciye hem de Alabama'da yardima kalkismasi pek olagan seylerden degildi. Onu kente kadar goturdum. Bir taksi duragina biraktim. Ayrilirken ille de adresimi istedi.Verdim. Bir hafta sonra kapim calindi. Muazzam bir konsol televizyon indiriyordu adamlar. Bir de not ekliydi, armaganda.. "Gecen gece otoyolda bana yardiminiza tesekkur ederim. O korkunc yagmur sadece elbiselerimi degil, ruhumu da sirilsiklam etmisti. Kendime guvenimi yitirmek uzereydim, siz cika geldiniz. Sizin sayenizde olmekte olan kocamin yataginin bas ucuna zamaninda ulasmayi basardim. Biraz sonra son nefesini verdi. Tanri bana yardim eden sizi ve baskalarina karsilik beklemeksizin yardim eden herkesi kutsasin!.. En iyi dileklerimle, Bayan Nat King Cole."
vain - avatarı
vain
Ziyaretçi
19 Nisan 2007       Mesaj #375
vain - avatarı
Ziyaretçi
gökyüzünün perdeleri, açıl desem açılır mı?
masalların ülkesine sonbaharda kar yağar mı?
ak saçların vardı senin, güneş gibi bir gülüşün
senin için ağlamıştı ırmakları gökyüzünün

şimdi buradan çok uzakta, rüzgarların tahtındasın
belki masal diyarlarda, kaf dağının ardındasın
uyan, uyan uykulardan, sonsuz sırlar arasından
gökyüzünün kapısından bana yıldız toplar mısın?
vain - avatarı
vain
Ziyaretçi
19 Nisan 2007       Mesaj #376
vain - avatarı
Ziyaretçi
Bitmeli mi bitmememli mi?
bir zamanlar bi kız vardı .kendi ülkesinde resimleriyle yaşardı .
birgün hayatına bi prens girdi
kız önceleri çok mutluydu hayal dünyasında adeta havalara uçuyordu.
kız ve prens birbirlerini çok seviyodu.zaman geçtikçe prens tuhaflaştı. kızı çok üzdü ve hep ağlattı.artık prens kızı sevmiyodu.yada korkuyodu kızı sevmekten
sonrada sevmekten korkan prens kızın hayatından sesizce çıkıp derin yaralar bırakarak çıkmaya çalıştı.
kız çok üzgündü çünkü ilk defa birini sevmişti ve ondan ayrılmak istemiyodu.ama çare yoktu artık ayrılmalıydılar.bunun farkında olan kız prense artık olmuyo demişti prenste hemen kabul etti.gel zaman git zaman ikisi birbirini çok özledi bi gün tekrar konuşup birbirlerini sevdiklerini anladılar.prens kızdan bi şans istedi ve onu artık hiç üzmeyeceğini söyledi
onu çokkk sevdiğini artık hiç ayrılmayacaklarını herşeye yeniden başlayacağını söyledi. kızda ona inandı ve bunlar tekrar birbirini çok sevdi.ama kızın içinde bi gün bitecek diye korku vardı.haklıydıda kızın içindeki o korku çok geçmeden gerçek oldu ve ortada hiç bi sebep yokken üzgünüm diyerek karşısına çıkan ve sevgisini tekrar bitirmek isteyen prensi buldu.kız tekrar yıkılmıştı ama gururluydu.sizce prensi seven kız şimdi napmalı?gururunu kırıp prensi aramalı mı?yoksa artık içinde prensi bitirmeli mi?

hiç birşeyi kimseye mal etmeyin hatalar ve kusurları kendinizde arasanız daha çabuk sorunları bulursunuz.....
vain - avatarı
vain
Ziyaretçi
23 Nisan 2007       Mesaj #377
vain - avatarı
Ziyaretçi
Dumur Sorular ;
bullet3
-En genç oğlunuz, hani şu 22 yaşında olan, o kaç yaşındaydı?
-Fotoğrafınız çekilirken orada mıydınız?
-Savaşta ölen kardeşiniz mi yoksa sizmiydiniz?
-Yalnızmıydınız yoksa kendi başınıza mıydınız?
-Çarpışma anında araçlar birbirinden ne kadar uzaktaydı?
-Kaç defa intihar ettiniz?
vain - avatarı
vain
Ziyaretçi
25 Nisan 2007       Mesaj #378
vain - avatarı
Ziyaretçi
Zamanımın Sensizlik Özlemi
Zamanın yalnızlığındaki uyanış ve
Sensizlikteki özleyişti bana kalan...


Ne kadar da yalnızdı zaman

Gökten iniyordu kıvrımlar
Bir paganini esiyordu usuldan

Neydi ki uyanış!

Uzakta
Bilmem kaç Işın yılı ötede
Boynu bükük bir yasemen gölgelenmekte

Öyle çok yalnızdıki zaman

Sen yokken yokluğuma hiç acımadım
Bir şarkı işledi yüreğime tel tel
Delirmeler devamladı parsellerinde


Gün mü doğmuş sensiz sabaha
Sorsamıydım neyin kanıtıydı sensizlik
Sorgulasamıydım yoksul geceyi

Neydi ki sensizlik!

İniyormuydu sarplarından eteklerine
Bir delişmen çığlık...

Nedir ki senden yayılan rüzgar
Gök mü karanlığa sığınmada
Yoksa gecemi dökmekte ışınımlarını

Dokunuş tenime ıpıslak
Sürünmede kokun düşlerime
Bir ürperiş titremekte içimde

Neydi ki arayış!

Uzansa düşlerim kumsalına
İğne oyası çekilse kuytularına
Bir gergef yerleşse benliğimize
İnim inim sıralansa duyumsalarımız

Üşüsem yakamoz özleyişlerinde
Vursam yansımalarına mehtabın
İnse merkür büyük ayı tutsaklığından

Neydi ki özleyiş!

Dalga boyunda ıramadayken sevda
Fısıltısımı kemane akortları
Vokalde bir şarkı örülürken
Zirvesinde dumanmıdır okyanus

İncelmekte sağanakları duygunun
Erim erim erimekte ateş
Sarmakta titreyişleri arzuhalimi
Kırmakta kalemi sevda

Neydi ki tükeniş!

Bir boynu bükük gülümsememi
Yoksa ardı sıra aksakmı arzular

Çok mu yağdı sevda üstlerine
Çok mu indi çiy düşsellerine

Öyleyse

Neydi ki uyanış!

Elle tutulur ümit mi sardı beklemlerini
Yoksa bir tokatmı indi düş gezginlerine

Bilinmezlerden bir ilahi okundu da

Belli belirsizliklerle
Örs dövülmelerindeyken hayat
Duymazlıktan mı geldi aymaz yanım
vain - avatarı
vain
Ziyaretçi
26 Nisan 2007       Mesaj #379
vain - avatarı
Ziyaretçi
düşünmeler bir bitse ...
nünü - avatarı
nünü
Ziyaretçi
26 Nisan 2007       Mesaj #380
nünü - avatarı
Ziyaretçi
düşünmeler bitmez hiç arkadaşım..
insanlar boşuna kafayı yemiyolar....

sonunda ben de yicem heralde..

Benzer Konular

7 Ocak 2018 / ahmetseydi Forum Oyunları
29 Kasım 2016 / Kral_Aslan X-Sözlük