Anlayana öyküler !
"Dur bakalım yabancı ,
Ne yolcusun, ne hancı
Ne yağcısın ,ne yancı
Olmayasın yalancı ?"
Aman etmeyin ağalar:
"6' sında neydiysem ,
16' sında da oydum.
36' ya da bir yıl var ama ,
Değişmem herhal bu arada ."
Merak edersen hala kimim diye ,
Kulak ver şu hikayeye :
Bir yerlerde ,
Bir ahşap ev varmış.
Evin sakinleri,
Sağ oda benim ,
Sol oda senin diye kavga eder dururmuş .
Sağ odadakiler düğmelerini sağdan sola ,
Sol odadakiler çeketlerini soldan sağa iliklermiş .
Sol odadakiler, en soldaki benim diye birbirini ezer ,
Sağ odadakiler her kötülüğü ,
Sol odadakilerden bilirmiş .
Arada bir kavga kızışırsa eğer ,
Kapıdan gelir bekçiler ,
Bizimkilerin kafasına vurur
Kimini kayırır ,
Kimini ayırır .
Heryer gülbahçe olur.
Yada bekçi öyle sanır.
Bekçi çekilende kapıya ,
Herşey yeniden başlaya...
"Ahali böyle de ,
Ev nasıl derseniz ",beyler.
Geniş mi geniş ,
Ferah mı ferah ,
Deniz manzaralı ,
Dört bir yanı ...
Ah şu kavga olmayaydı ,
Ocakta aş kaynayaydı .
Sol kaşık ,
Sağ tabaktan alaydı .
Sağ çatal ,
Sol tencereye dalaydı ?
Azıdı zaten yemek ,
Adam olana akıl gerek!
Ama masal bu ya ,
Olmamış tabi ,
Akla uygun olan.
İlla çıkacak bir çapan...
Gün gelmiş ,
Sağcı, solcu kalmamış ...
Onlar meğer insaflı , yürekli imiş .
Hiç olmazsa evini severmiş .
Artık düzen bozulmuş .
Kimi bulduğunu yemiş ,
Kimi hiç bitirememiş .
Sonra toplanmış herkes, bir bakmış
Eyvah tencere boşalmış.
Bu sefer "hadi komşu yetiş!"
"Bakma sildiğimize bıyıkları ,
Biz az yedik ama çabuk bitmiş .
Doldur bakalım biraz ,
Öderiz yavaş yavaş . "
Tok ev çok çekmiş aç kediden ,
Derken bu arsız yemek sürerken ,
Nedir bu çıtırtı dört taraftan ?
Yok mu hiç duyan ?
Kurularmış dadanan !
Ama biliriz biz Hayyam'dan ,
Kurunun farkı olur mu yaştan ?
Yemiş o da utanmadan !
Kah yumurtadan ,
Kah villadan ,
Kah telefondan !
Ah!
Bu ev yapılmalı en baştan .
Bir de ortalık boş diye,
Kurular yerleşmiş tavana ağalar emme ,
Yiye yiye kalmamış tabi temel de ...
Kuru ,sende akıl yok mu ?
İbni Haldun'u okudun mu?
Evin damı yenir mi ?
Yiyip yiyip doymazsan ,
Tavan başa çökmez mi?
Ev sallanırken hafiften,
Bekçiler bakmış yine camdan .
Ama bu sefer "kaçılın" demiş komşular:
"Karışmayın bakayım bekçiler,
Hem size ne oluyor?
Herkes ev yıkılsın diye bakıyor.
Manzarası güzel ,
Arsası değerlidir ,
Borcu var, bizim sayılır!
Zaten hakeden oturmalıdır ,
Bak sıradayız nicedir ."
Sonra gülerek eklemiş komşular :
"Hem Kurular haklı ,
Herkes istediğini yapmalı,
Bu devir bitmeli ,
Eski resimler inmeli."
Ahali saf saf seyrederken,
Açgözler sarhoş haram yemekten ,
Son bir çatırtı gelmiş derinden ...
Uzun lafın kısası,
Böyle olunuyor demek ki ulusalcı ...
Sağ sol kavgasından bıkanlar ,
Kurudan kaşınanlar,
Haram yemeğe kızanlar ,
Bekçiden himmet ummayanlar ,
Evine sahip çıkanlar,
Odaları terkedip,
Sofada buluşurmuş
Her gece...
Önce gizli gizlice
Sonra ,
"Yeter artık ,
Nedir bu işkence ! "
"Kurulara güle güle,
Komşular hizaya çekile,
Bekçiler bekçilik görevine.
Artık borçla yemek kesile,
Mutfakta birileri yemek pişire ."
Şimdi ,
Acıyorsa içiniz bu aralar
Hiç bakmayın bana ağalar ,
Dost sanıp el açtıklarınız ,
Hep sırtınızdan yaralar .
Hala sağ,sol diyorsanız eğer ,
İdeoloji durumuysa tek değer,
Sizde pek bi körmüşsünüz meğer !