Arama

Anlayana - Sayfa 42

Güncelleme: 26 Kasım 2018 Gösterim: 623.620 Cevap: 3.995
Pollyanna - avatarı
Pollyanna
Ziyaretçi
10 Kasım 2006       Mesaj #411
Pollyanna - avatarı
Ziyaretçi
Sonsuzluğa açılan bir limanda,
sana sonkez bakıyorum,
Sponsorlu Bağlantılar
Aşkımızı gömüyorum uzaklara
Ardıma bakmadan,GİDİYORUM

düşlerimde yıkılmış beni,
sensizlikle ölen yüreğimi bırakıyorum ardımda
sence kıymetsiz olan aşkımı,
gömüyorum uzaklara,GİDİYORUM.......

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
10 Kasım 2006       Mesaj #412
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Uslanma hep deli kal
Büyüme sakın çocuk kal
Sponsorlu Bağlantılar
Es deli deli böyle kal
Son harmanında sevdanın
Tüken toz toz savrula kal
Suçüstü bulmalı ölüm
Ölürken de sevdalı kal
featherAziz NESİN

Pollyanna - avatarı
Pollyanna
Ziyaretçi
10 Kasım 2006       Mesaj #413
Pollyanna - avatarı
Ziyaretçi
lanet olsun sevdim bir defa,
çok seviyorum ama affetmem/inadına,
çok kırdın beni dönme asla,
ölüyorum sensizlikten ama özlemiyorum/inadına...

durup durup ağlıyorum,
yürek sancını dindiremiyorum,
yangınım göklere varıyor,
isyanım sana,gelsen de istemiyorum/inadına...

nasılda severdim nasılda,
özlemim beni aşardı da,
sana gelmedi mi yoksa,
yaktın beni affetmem/inadına...

sende haramsın bana,
içki gibi,kumar gibi,
ne yaptım bilmiyorum sana,
ağlasan da sevmiyorum/inadına...

nefretimi haykıracağım sokaklarda,
delice sevsem de/inadına,
her yerde sevgimi anlatsam da,
sevmiyorum diyeceğim/inadına...

gözlerimde yaşı görsen de,
beni sevdiğini söylesen de,
sende benim gibi kendini kaybetsen de,
teoride affedeceğim seni/inadına....
sseda - avatarı
sseda
Ziyaretçi
10 Kasım 2006       Mesaj #414
sseda - avatarı
Ziyaretçi
çok güzel saol
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
11 Kasım 2006       Mesaj #415
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Günbatımında karşılaştığım açmaya çalışan en yalnız çiçektin sen ...Elimi uzatsam dokunacakmışım gibi yakın , arada miller varmışçasına uzaktın. Bedenin yanımdayken bile , gözlerin , gözbebeğim kadar uzaktaydı. Görebileceğin en uzak nokta gözbebeklerindir çünkü...
Dokunuşların , seni tüketiyordu ; sen her dokunuşunda ölüyordun , gerçeklere dönüştü dokunmak senin için , ve sen her dönüşünde tükeniyordun... Zevkten öteydi , acıydı sevişmeler sende...Sen acıyı her haliyle seviyordun. Dilindeki , bedenindeki , beynindeki tek tat sadece acıydı ve sen bundan zevk almayı seçiyordun.
Gülüşünde hep bir korku , hep bir soru vardı. Gülümsemeye alışkın olmayan dudakların vardı. Sadece küçücük bir kıvrımdı gülümseme dediğin , içinde hüzün ve acı saklı...
Ellerin yorgunluğunu taşıyordu hayatının , senin yaşın ellerinde gizliydi , sen orda gizliydin. Sessiz , ince , narin , yıpranmış...
En çok kalbini görmek isterdim , tam yanındayken kapattığın , ve bir daha asla açmayacağın...Gözlerine baktığımda yokolup gitmekten , sırrına eremeden gizeminde adını unutup , varımı yitirmekten çekinirdim. Lakin ben bilirim ki , gözlerin , en tenhasında , kuytusunda gecenin , bilinmezin. Gözlerin , aysız gecede , şavkını göklere yol diye çizdiren bir avuç zümrüt , yosunların arasında...
Aydınlık bir günde , birden yağan yağmur gibiydi aşkın. Uzay boşluğunda kaybolan sözcükler gibiydi...Nasıl yalnız doğuyorsak , ve nasıl yalnız ölüyorsak , aşkta , aşkımda yalnız yaşanmalıydı belki de...Karakaplı deftere yazılan yeni bir isimdin belki de..Ve her aşk aslında ardından kin ve nefret getirmektedir belki de...
Aslında aşk öylesine kırılgandır ki , en ufak bakış ardından paramparça bir yürek getirir. Ve her parça geceye karışırken , hüzün denizden eser...Hüzünden kaçan aşktan da kaçmalıdır...Aşk , öldürücüdür...İçinin soğumasıdır zamanla...Sonsuz aşk yoktur belki de... Sonsuz kırılganlık vardır...Boşlukta aradığın elleri bulamadığında , aşk , nefreti getirir. Karşılıklı bile olsa tehlikelidir.
Çünkü, uçta bir duygudur aşk ; ve diğer ucunda nefret vardır. İki ucun birleşmesi hiçten bile değildir...
feather
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
11 Kasım 2006       Mesaj #416
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Sevmek inanmaktır.
Güvenmektir duygulara..
Direnmektir sevmek..
Tüm acılara direnmek....

Sevdiğini kendin gibi, kendinden de çok duyumsamaktır
İki ten, iki kalp, iki gönül yoktur sevgide, tek bir yürek olunur.
Sevmek paylaşmaktır, sevdiğinle kalbini bölüşmektir sevmek.
Ve sevmek direnmektir, tüm acılarıyla direnmek.
Sevmek sevilmeyi haketmesini bilmektir.
Sevmek, sevgilinin baktığı yerde, sustuğu yerde olmaktır.
Sevginin olduğu yerde dışa vurur istekler..
Sevme özgürlüğünü istersin, sevginin kabul edilmesini istersin,
bir gün gelir bu istekler de son bulur, kendinden istersin artık,
sevgiliyi daha çok sevmek istersin,
hataları,kusurlarıyla sonsuz kılmak istersin sevgini...
Beklentilerin son bulduğu duraktır, sevda denizinin son limanıdır.
Sevmek, sevgili için yaşamaktır.
Onun eli, kolu, gözü, kalbi olmaktır.
Sevmek vermektir, sevdiğin için, almasını bilmektir..
Güvenmektir duygulara sevmek..
Sevdiğine seni seviyorum! diyebilmektir.
Okuyabilmektir gözlerdeki sözcükleri.
Haykırabilmektir sevgiyi hiç bağırmadan..
Sevmek sevgiliye bir nefes kadar, yakın olmaktır.
Sevmek özveride bulunmaktır.
Ve sevmek İNANMAKTIR !...

İNANMAKTIR SEVMEK...

İnanmaktır sevmek.
Tüm içtenliğinle...
Güvenmektir duygulara
Okuyabilmektir gözlerdeki, sözcükleri
Haykırabilmektir sevgiyi hiç bağırmadan
Direnmektir sevmek..
Tüm acılara direnmek....
Sevdiğine seni seviyorum! diyebilmektir
Anlatabilmektir sevdiğini..
Yazabilmektir en yüce aşk şiirlerini..
En güzel aşk sözleriyle...
Bazı an'lar vardır;
haykırmak gelse de içinden fısıltıyla söylersin
''seni seviyorum''ları..
Seni duymayacağını bildiğin sevgilerde
Pollyanna - avatarı
Pollyanna
Ziyaretçi
11 Kasım 2006       Mesaj #417
Pollyanna - avatarı
Ziyaretçi
Özelimsin
Bu dizeler kalbimden
Çok özel birisi için dökülüyor kağıda
Bu satırları yazarken ne duygular içerisinde olduğumu
Ve beni neyin beklediğini bilmiyorum
Sonumun da ne olduğunu
Belki sonum aşk acısı yüzünden
Bu dünyaya elveda demek

Bu aşk hikayesi seneler önce başladı
Sen bir dağın doruğundaki
Ulaşılmaz bir çiçektin benim için
Yıllardır uğraştım,çabaladım ve dağın zirvesine geldim
Elimi tam sana uzattığımda
Bir engel çıktı karşıma geçilemeyen bir engel
Adına aşk diyorlar, sevgi diyorlar

Ben olsun diyorum
Sana bu kadar yaklaşmakta yeterdi bana
Sevmek kadar beklemek, katlanmakta gelir elimden
Diyorum ve yanı başına uzanıyorum
Gözümü mavinin hakim olduğu benim sana hakim olamadığım
Gökyüzüne dikiyorum
Elimi sana uzatıyorum
Ve ansızın amansız, umarsız bir sabah
Can veriyorum yanı başında
Üzülme, ağlama
Ben seni toprakta da severim diyorum..
MARLON - avatarı
MARLON
Ziyaretçi
11 Kasım 2006       Mesaj #418
MARLON - avatarı
Ziyaretçi


Biraz Düşünelim mi?


Biraz düşünelim mi? Tabiki düşünelim, biraz değil, çok düşünelim. Eylemlerin, yaşamların, toplumların başarısı/başarılısi ve yararlısı düşünmekle ortaya çıkar.


düşünmeksiz bir yaşam ya da düşüncesiz bir yaşam var mı eh yok olmadıda olmayacakta, olanların zararını hakedemeyen hekedilmeyenler sineye çekilmiş çekiliyor.

Düşünüyorum o halde varım!

Öyle mi felsefe efendi?

Varlığından haberi olmayan nasıl düşünür? Varlığımı gördüm, düşündüm demek ki varmışım. Varlığı, nesnesi olmayan nasıl düşünür? Varlığından şüphesi olan nasıl düşünür? Ben var olmadan önce düşünüyordum düşünmesi olmayan bir varoluş nasıl oluştu? Tabi bu düşüncesizzliklerin ve düşünmeksizlerin ürünü bir çok yanlış iş ve ataklar insanın yaşamını değiştirebilecek sonuçlar doğurur.

Çoğumuz hataları sevmeyiz, başarmamayı hedefe ulaşmamayı asla kabullenmeyiz, tabiat gereği kabullenilmez, kabullenmemeli. O halde kendimizi başarısizlığın içinde gördüğümüz farkettiğimiz an düşünelim.

“Acele işe şeytan karışır”

Iyiki atalarımız söylemiş yoksa basarısızlığımızı ya da başaramayışımızı düşüncesizlişimizden bilecektik!

Çoğumuz buna mal ederiz, hiç aklımızin köşesinden geçmez başarısız eylemlerin düşünülmeden tartışılmadan (tabi karşınızda aklı selim biri varsa) verilmiş kararlar sonucu çıktığını.

Çevre etkenleri en azından düşüncesizce başarısız kalmış bir olayin sonucuna etki eder. basarili aktif bilgin bir toplum bireyin önce kendisini ve sonra toplumunu düşünerekten hareket etmeli.

Kendisini düşünmeye doyurmayan toplumu ve çevresini de düşünmeye doyuramaz.
Fakat çevremize göz attığımizda sadece kendini düşünen bencil bir insan oluvermiş ve toplum neyimize ki diye can pazarina düşmüşüz.

Toplum olarak hiddet ve öfkemiz önde gelir bu öfke hiddet düşünmeyi arka plana, öfke ve gücü ön plana çıkartır. Elbette güç olacak. Fiziksel güç değil akıl bilgi bilim gücü fizikselliğe zararı sıfıra indirgiyecek. Akıl düşünmeyi ön safhaya çıkartır ve oluşacak eylemi başarıya götürecek güç çıkar. Bu güçten insan ve toplum faydalanacaktır.

Düşünmenın tadına varmak, yararını görmek insanca yaşamaya olanak vermek için güzel bir uykudan sonra akıl ve düşünmenizin elinden tutun beraber gezin beraber oynayın beraber bakın yaşama düşünmemek mi güzel değil akılla yaşamamak güzel değil bunun farkı farkedilecektir.

Iyi Düşünmeler...
Hatice Ener
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
11 Kasım 2006       Mesaj #419
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Dünyaya baştan yorgun gelmiş vücutlar
Bir ağaç gövdesi arıyor ömür boyu
Gölgesinde uzanıp ruhlarını dinlendirmeye
Bahtlarında hep kuru dallar yazılı
Güneş eritiyor mumdan bedenleri
Bu bir ölmenin hikayesidir
Destansı ölmek ne mümkün
Herhangi bir hayvan gibi
Göçülüp gidiliyor
Arkada ne bir iz ne bir söz
Vakitler katledilerek gidilmiş
Geride zamanın mezarlığı
Tövbe edip yeniden başlayabilmek
Büyük ikramiye
Koşa koştura değişim
Aynalar yalan söylemez
Ve artık
Bu devran geriye dönmez…
feather
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
11 Kasım 2006       Mesaj #420
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Bir telefon bekliyorum, sevgilim diye başlayan, seni seviyorum diye biten. Bir telefon bekliyorum, dün gelmesi gereken ve bugün hala gelmeyen...

Hayatta üç şeyi sevdim. Seni, kalbimi, ümit etmeyi. Seni sevdim, sensin diye. Kalbimi sevdim, seni sevdi diye. Ümit etmeyi sevdim, belki seversin diye...

Hayatta iki kör tanıyorum; 1.'si senden başkasını görmeyen ben, 2.'si beni göremeyen sen...

Bir yağmur damlası seni seviyorum anlamını taşısaydı ve sen bana, seni ne kadar sevdiğimi soracak olsaydın, inanki bir tanem her gün yağmur yağardı...

Eğer geceler seni düşündüğüm kadar uzun olsaydı asla sabah olmazdı...

Seni asil insanların basit sevgileriyle değil, basit insanların asil sevgileriyle sevdim. Bu güzel aşkımıza nokta koyma, sana kucak dolusu virgül getirdim...
Gülmek için mutlu olmayı bekleme, belki mutluluk gülüşünde saklıdır, sakın ağlayayım deme! Belki bir yerlerde senin bir tek gülüşün için yaşayan biri vardır...
Bir gül olmak isterdim, dalımdan koptuğum an yalnız senin için kopayım ve yalnız senin avuçlarında solayım diye bir tanem...

Seni ne kadar sevdiğimi öğrenmek istersen yere düşen yağmur damlalarını tutmaya çalış, tutabildiklerin senin sevgin tutamadıklarınsa benim sana olan sevgimdir...

Ağlayışımm terk edip gidişine değil. Ben, sensizken, senden diye sensizliğini de sevmiştim. Sen, seninle, seni de sensizliğini de alıp gittin...

Aramızdaki mesafeler ne kadar uzun olursa olsun sonsuzluğa giden tüm yollara adını yazdım. Hangi yoldan geçersen geç seni sevdiğimi okuyacaksın...

İnsanlar hep birilerinin peşinden koşarlar, ama dönüp de kendi peşlerinden koşanlara hiç bakmazlar...

Sonbahara inat ağaç hala yeşermekte, geceye inat gün hala ağarmakta, ben ise kadere inat hala seni sevmekteyim. İnat bu ya, mahşere kadar "seni seveceğim"...
Yanağına düşen kar tanesi eriyip dudaklarına indiğinde ve o bir damla serinliği biriyle paylaşmak istediğinde yüzünü rüzgara dön, ordayım!