Arama

Anlayana - Sayfa 183

Güncelleme: 26 Kasım 2018 Gösterim: 627.072 Cevap: 3.995
ahmed - avatarı
ahmed
Ziyaretçi
3 Kasım 2008       Mesaj #1821
ahmed - avatarı
Ziyaretçi
Dinle, Inan Ve Hisset

Sponsorlu Bağlantılar


Dinle
Radyoda çalan şiiri dinle
Masum anlamlı sözlere
inan bir kere

inan
Radyoda çalan şiire inan
Nasılda yürekten söyleyişine
nasılda yüreğinin söz dinlemeyişine

Hisset
Radyoda içini burkan şiiri hisset
Nasılda duygulandığını
Nasılda özlediğimi hisset

Bak
Yüreğim yine sen oldu
Yüreğim yine sel oldu
Yüreğim Gözlerime bulustu

Artık her yer, her şey sırılsıklam oldu


Hale Ay

SiyahLALE - avatarı
SiyahLALE
Ziyaretçi
4 Kasım 2008       Mesaj #1822
SiyahLALE - avatarı
Ziyaretçi
Şimdi Gidiyor musun?

Sponsorlu Bağlantılar
şimdi gidiyorsun ya
dönüp bakma sakın ardına
ben seni dönüp bakasın diye değil
gömüpte unutmayasın diye sevdim
sevdim evet sevdim
bazen seni sen
sende de ben olduğum için sevdim
bazen o gözlerinde kendimi görmeyi sevdim karagözlüm
ben seni öyle sevdim.
şimdi gidiyorsun ya
hani o önceden seviyorum
deyipte şimdilerde zıttını söylüyorsun
ya yüzüme
sevmiyorum diyorsun ya işte
ben bunu değil "sevmiyorum"
derken bile o sesini sevdim ben senin
belki yakınlaşır diye bekledim
sevmek nedir bilmezdim ben
sevmeyi senden öğrendim
hasret nedir bilmezdim
onuda öğrettin canın sağolsun
ağlamak nedir onu hiç bilmezdim
sensiz kalınca öğrendim
şimdi gidiyorsun ya
bil istedim
ilk göz ağrımsın.
beni sabah akşam
bekleyişini özledim
sevgilim
söylesene hadi bekliyorum
şimdi gidiyormusun?

Alıntı

SiyahLALE - avatarı
SiyahLALE
Ziyaretçi
5 Kasım 2008       Mesaj #1823
SiyahLALE - avatarı
Ziyaretçi
öksürerek uyanıyorum yine
ciğerlerim kopuyor sanki
alacağım nefes kayboluyor,içim daralıyor
hırıltılı bir sesle küfür ediyorum hastalığıma
doktorlar içki,sigara desede
umurumda olmuyor...
yoldaşlarımı yarı yolda bırakamam
benimle birlikte son ana kadar yaşayacak onlarda
oda rütubetli,tavan yarınlarım gibi simsiyah
masanın üstünde akşamdan kalma 1 duble rakı
yarım kavun ve bir parça ekmek..
hemen yanıbaşımda sigara paketi içinde 2 dal dermansız sigara
radyo akşamdan açık kalmış herhalde
Zeki Mürenden birşeyler çalıyor cızırtılı bir şekilde
seni ben ellerin olsun diyemi sevdim...
mermi gibi fırlıyorum yataktan...
sigaramı ceketimi bi çırpıda alıyorum...
ve sabah ezanıyla atıyorum kendimi istanbul'a
arkamdan ev sahibim madam Eleni sesleniyor
ceketimin yakalarını kaldırıp hızlıca devam ediyorum yoluma...
biriken kira,biriken umutlar,biriken sevdalar
hepsi kayboldu,hepsi yokoldu
hatırladığım kadarıyla kira parasını meyhanede yemiştim
ya umutlarım ya sevdalarım?
onlar?
onları kim aldı benden?
adımlarımı hızlandırıyorum
hava soğuk dünden kalma yağmur birikintilerine basıyorum
her bir su damlası ayrı yere dağılıyordu
kimi ise bana tutunuyordu
paçalarımı ıslatıyordu...
dudaklarımda tuzlu bir tat belirdi
neolabilirdiki bu?
istemiyordum gözyaşlarımı
nefret ediyordum onlardan
hep boşa akıttım onları
hep gidenlerin ardısıra akııttım onları...
cebimdeki sigarayı hırsla çıkarttım
tek nefeste yarılandı sigaram
hayatım gibi erken yarılandı sigaramda
girdiğim sokaklar yabancı
etrafıma bakıyorum anlamsızca
nerdeyim acaba?
kiminleyim?
daha fazla ilerleyemezdim
oturdum bir kaldırıma
başım avuçlarımın arasında
yaşlar artık yere iniyor
biriken yağmur damlalarına eşlik ediyor yaşlarım
bu yaşta bu hastalık çok zorluyor beni
korkuyorum tanımadığım yerlerde öylece serilip gitmekten
üstüme gazetelerin örtülmesinden....
nereye kadar diyorum kendime nereye kadar?
bu korku nereye kadar
yerimden kalkacak halim yok artık
alın artık beni burdan
alın beni yanlızlıklarımdan
bu yük ağır geliyor artık bana
sensizlik ağır geliyor...........

Alıntı
Gabriella - avatarı
Gabriella
Ziyaretçi
5 Kasım 2008       Mesaj #1824
Gabriella - avatarı
Ziyaretçi
SUSMAM GEREK...

susturuyorummnz3
Suskunluğun en acımasız olduğu zamanlardayım bu günlerde...
Sadece susuyorum ve uzaktan izliyorum bir sevdanın hazin intiharını...
Dirhem dirhem kan damlıyor açık yaralarımdan ve
her damlada bir umut eksiliyor damarlarımdan...


Susmak yakıştı sanırım bana artık kimse yadırgamıyor beni
ve suçlamıyor bir zalimi sevdiğim için...
Beni unutanı unutamadığım için ayıplamıyor kimse...
Yüzümde mutluluk denen maske dilimde yalandan sevda şarkıları ve
hiç gelmeyecek güzel günleri beklermiş gibi yapıyorum...


Ağlamıyorum artık halka açık mekânlarda...
Hiçbir çaba sarf etmiyorum sadece susuyorum...
Herkes bir anlam katıyor susuşuma her kafadan bir ses çıkıyor...
Kimileri “delirmiş bu” diyor kimileri “aklı başına gelmiş” kimileri “unuttu artık” diyor
kimileri “ölsede unutamaz” ben ise sadece susuyorum...


Ne varsa yaşamak istediğim içimde yaşıyorum...
Kimi zaman geceyi bekliyorum maskemi çıkarmak için kimi zaman
bir deniz kıyısına atıyorum kendimi yada adını yolunu bilmediğim caddelere...
Hüzünlerimle baş başa kalıyorum kendim olabilmek için acılarımla yüzleşiyorum...
İçime akıttığım gözyaşlarını denize boşaltıyorum kimseler görmeden...


Yitirdiğim umutlarımın arkasında türküler yakıyorum kimsenin bilmediği...
Giden sevgiliye şiirler okuyorum kafiyesiz beklide anlamsız yada
benden başka kimsenin anlayamayacağı...
Özlemlerimi özgür bırakıyorum salıveriyorum gökyüzüne
belki özlediğime giderler kendilerini gösterirler
ve tarif ederler özlenene nasıl özlendiğini ama
nafile özlemlerimde dilsiz benim gibi onlarda suskun artık...


Eski ve kimsenin bilmediği yerlere sakladığım resimlere bakıyorum
herkesin yaktığımı sandığı hatıralarla baş başa kalıyorum hatıralar da suskun
ve bendeki resmin artık bana bakmıyor...
Hasretlere kafa tutuyorum cesaretim yok aslında
ve güçsüzüm karşısında ama dedim ya kendim olmak için mecburum buna...


Kendime bakıyorum uzaktan isyanlarım bile suspus olmuş kendi halinde...
Hesap bile soramıyorum artık sevgiden...
Birkaç soru var aslında dilimde neden severken onsuz oldum?
Neden o onu sevmeyene gitti? Ölümüne sevilmek varken
neden sevgi dilenmek istedi anlayışsız ellerden?


Pardon ama aşk iki kişilik değimliydi iki kişinin derdi neden bir bana yüklendi?
Peki şimdi nerde neden unuttu her şeyi?
Hanilerle devam eden ve uzayıp giden ama bir türlü sorulamayan sorulsa da
cevaplanmayacak sorularım...
Gece güne dönmek üzereyken takıyorum yine maskemi ve suskunluğumu geçiriyorum bedenime


İnsan içine karışıyorum herkes gibi görünmeye çalışıyorum...
Hüzünleri özlemleri gözyaşlarımı aldanışlarımı
ve düş kırıklarımı saklıyorum kimsenin bilmediği yerlere...
Unutmasam da unutmuş gibi yapıyorum... Ve yine suspus oluyorum...


Bilsin istemiyorum kimse içimde “keşkeler” ile başlayan isyanlar
olduğunu anlasınlar istemiyorum görsünler istemiyorum acılarımı...
Satır aralarına gizliyorum yaşamak isteyip te yaşayamadıklarımı
konuşmak isteyip te anlatamadıklarımı...
Sıradan cümleler kullanmaya dikkat ediyorum anlasın istemiyorum
kimse gerçekte ne anlatmak istediğimi
ne fırtınalar koptuğunu içimde ne hesaplaşmalar yaşadığımı
kendimce bilsinler istemiyorum...


Söylenmemiş ve yaşanmamış o kadar çok şey var ki içimde sana dair
hepsini suskunluğuma hapsediyorum satır aralarına gizliyorum
sana söylemek istediklerimi...
Bir bilsen bir anlayabilsen neler haykırıyor suskunluğum...
Anlamayacak olsan da ben yine susuyorum ve noktalıyorum cümlelerimi...


Maskem yüzümde gece güne dönmek üzereyken
bende kalabalık yalnızlığıma feryatlar içindeki suskunluğuma
ve sahte bana geri dönüyorum...
Suskunluğun en acımasız olduğu zamanlardayım sadece susuyorum…


_ALıNTı_
SiyahLALE - avatarı
SiyahLALE
Ziyaretçi
5 Kasım 2008       Mesaj #1825
SiyahLALE - avatarı
Ziyaretçi
Sitem




Kalpten kalbe bir yol vardır izlenir
Sevgim hazinemdir kalpte gizlenir
Eyüp'ün sabrıyla gönül bezenir
Sevda bilmez dosta sitem eylerim

Dostun bahçesine güller ekmeyi
Vuslat eylemeyip özlem çekmeyi
Canımı yandırıp cana bakmayı
Anlamayan dosta sitem eylerim

Günleri aylara yıla ekledim
Sevdamı ben yüreğimde sakladım
Kış ayında senden gül mü bekledim
Vefa bilmez dosta sitem eylerim

Benim sevdam senin sözünü almaz
Söylediğin sözden devasın bulmaz
Kırdığın gönlümün tamiri olmaz
Gönül bilmez, dosta sitem eylerim

Bahar gelmez artık benim gülüme
Bülbül sussun figan etsin halime
Taş basarım artık ben bu gönlüme
Gül verdiğim dosta sitem eylerim

Mihnet sitem dolu yüreğim özüm
Çağladı yaşlarım görmüyor gözün
Lazım değil artık söyleme sözün
Diyerekten dosta sitem eylerim


Leyla Gül Varoğlu
peaceful - avatarı
peaceful
Ziyaretçi
6 Kasım 2008       Mesaj #1826
peaceful - avatarı
Ziyaretçi
GİZLİCE SEVGİLİM
Rüyalar bile geceleri bekler
Gizlice görünmek için
Yüreğimdesin, saklısında içimin
Gizlice sevgilim

Kimse bilmesin üzgünlüğümü
Taşırım ölümüm gibi bu duyguyu
En gizli kuytularında ömrümün
Bir yer var gizlice sevgilimin uyuduğu

Gizlice sevgilim, yaşam kadar acı
Canımı tutuşturan özlem gibi
Özlüyorum derin yokoluşta
Gizlice sevgilimi

SiyahLALE - avatarı
SiyahLALE
Ziyaretçi
6 Kasım 2008       Mesaj #1827
SiyahLALE - avatarı
Ziyaretçi
SENSİZLİĞE DÜŞMANIM ...

Seninle paylaşamadığım her şeye düşmanım...
Elimdeki sıcaklığa,
Dudaklarımdaki bu gülüşe,
Bu gülen, konuşan,
Bu seven insanlara...
Gün boyu, gece boyu
Dinlediğim şarkılara
Seninle paylaşamadığım her şeye düşmanım...
Evrendeki renk bolluğuna,
Güzelliğine bir tomurcuğun,
Tazeliğine,
Sevdiğin çiçeklerin renklerine
Penceremdeki sabah güneşine
Umutsuzluğuna bu yüreğimin
Tutkusuna...
Seninle paylaşamadığım her şeye düşmanım...
Tüm günaydınlara
Merhabalara gözlerdeki
Bu kahreden
Bu her gün yeniden öldüren tutsaklığa
Bu seninle dolu, sensiz çarpabilen
Kalbime düşmanım...

Alıntı
SiyahLALE - avatarı
SiyahLALE
Ziyaretçi
6 Kasım 2008       Mesaj #1828
SiyahLALE - avatarı
Ziyaretçi
FIRTINAMSIN

Bir gün...
Eskitilmiş hüzünlerin
yalınayak dolaşmaya korktuğu,
göz ucuyla bile
içeride olanlara bakmaya cesaret edemediği
yerden doldum damarlarına...

Bir ten...
düşekalka tutundu demir bileklerine
kalbi düşten...

Bir şehir...
Girdabında sen,
uzak rüzgarların savruluşunda ben...

Bir kalem...
Yazılmamış kelimelerin bekleyişinde sevdaya yelken açmış, biriktirdiği notlarla...

Bir sandık...
Hasıraltında kalmamış hislerin küçük alevlerle desteklendiği, titrekliği sevdadan olan...

Bir yudum kahve...
Sıcak kavuşmaların tiryakiliğine sarılmış, orta halli...

Bir film...
Sayacın işleyip de görüntülerin tende izlendiği...

Bir öykü...
Yazı karakterinde siyah, düşen yerde beyaz...

...ve özleme kesilmiş göbek bağının düştüğü toprakta, rüyalara sıçrayan minik tebessüm...


sevdamı ilikledim düğme yerine tenime...
kaç düğüm olmuş ne fark eder?

Gürültülü aşkların kovuğunda dinlenenlerden olmadan, düşlerimden tut...

fırtınamsın benim..sen estikçe ben titrerim.

Alıntı
SiyahLALE - avatarı
SiyahLALE
Ziyaretçi
7 Kasım 2008       Mesaj #1829
SiyahLALE - avatarı
Ziyaretçi
ZANLIM BELLİ ...

Bir gece vakti bastırmakta kış…
Ve yine bir gece vakti sarsılmakta bedenim sinsice…
Bir titreme sebepsizliklerden yana…
Soğuk terler başucumda , yastığımda kırmızı izler…
Bir korku yüreğimi kaplamakta ve zehri ağır ağır almakta nefesimi…

Asansör boşluğuna sıkışmış yavru bir kedinin ürkekliğinde beklemekte ruhum ölümü
Karanlıklarım kan kırmızı bir nehirle buluşmakta düşümde
Ve aynı düşte asansör sesi gelmekte yavaştan
Sessiz sedasız yaklaşmakta ölüm o sesle buluşup bana doğru..
Ben rast gele yardım çığlıkları savurmakta asansör boşluğunda….
Ve rast gele seslenişlerim yanıtsız kalmakta…
Ölüm her adım attığında biraz daha kısılmakta sesim…

Zaman faili meçhul bir cinayete gebe
Ve kan kırmızı nehrime taze bir kan eklenmekte…
Asansör ağır ağır inerken üzerime
Gözlerimde hüzün ,
Son bulmakta olan yaşamıma dair bir damla gözyaşı akmakta…

Ve zanlım belirsiz bir benlik içinde kaybolmakta…
Asansör inmekte ve o işini bitirip gitme peşinde…

Düşümde bir nehir kan kırmızı akarken karanlıklarımın içine…
Faili(m ) meçhul bir cinayete kurban gitmekte ruhum..
Karanlıklarım kan kırmızı bir yanılsama da kaybolmakta…

Düşümdeki nehir hala akmakta…
Faili meçhullerin temizlendiği
Ve ölümlülerin yok olduğu…
Yeni kanları kabul etmekte olan nehrim hala kesişmekte karanlık sularla…


Bir gece vakti bastırmakta kış…
Ve yine bir gece vakti kan bulaşmakta gözlerime…

Zanlım belli ama dilim susmakta…
Ve bedenim faili meçhul bir cinayete gebe beklemekte ölümü…
Asansör boşluğuna sıkışıp kalmış ürkek bir kedi misali…

Alıntı
ahmed - avatarı
ahmed
Ziyaretçi
7 Kasım 2008       Mesaj #1830
ahmed - avatarı
Ziyaretçi
Sen Gittin Gideli



sen gittin gideli
evin yolunu unuttum
sen gittin gideli
sorhoşlarla arkadaş oldum
işe gitmedim ,işten de kovuldum
perişanım ,pişmanım,hayatımın kadını

sen gittin gideli
gözüme uyku girmiyor
bogazıma da sıcacık çorba
resmin hala duvarda
çıkarıp atmadım
dokunamıyorum sensiz hiçbirşeye
senin kokun sinmiş herşeye

sen gittin gideli
yazmıyorum artık şiirlerimi
şiir ki, sevgilinin yoklugunda, sevgili
sanata küstürme,ne olur,beni

sen gittin gideli
aklım karışık,odam dagınık
san ki çicekler de bana küstü
ansızın soluverdi

sensiz ben bir hiçim--


Fahri Soygun