Arama

Kadın ve Erkek - Sayfa 13

Güncelleme: 1 Ekim 2016 Gösterim: 206.033 Cevap: 214
nobody34 - avatarı
nobody34
Ziyaretçi
9 Temmuz 2006       Mesaj #121
nobody34 - avatarı
Ziyaretçi
duzgunkadin.com diye bir site açmışlar. (Metro'ydu, nerd'di, über'di derken erkekleri kategorize ettik, sıra kadınlara geldi anlaşılan.)

Sponsorlu Bağlantılar
Hatırlarsanız bir dönemin en ateşli tartışma konusuydu: Düzgün adam yok mevzusu. Hatta en ciddi haftalık haber dergilerimizden biri de bu konuya sayfalar ayırmış, benden de görüş istemişlerdi.

"Düzgün kadın var mı ki?.." diye sormuştum ben de. Yani düzgün adam olmadığından şikayet edenler önce kendine bakacak değil mi?..

Sırf bu mevzu yüzünden kadın kadına dışarı çıkamıyorum, grupta ille de bir erkek olsun istiyorum desem yeridir.

Hemcinslerimle bir alıp veremediğim yok aslında, sohbetlerine dayanamıyorum. Lafı döndürüp dolaştırıp "Adam gibi adam yok"a getiriyorlar ya... Hele iki duble içmesinler. Hangi adamda kaldılarsa sabaha kadar kulaklarını çınlatıyorlar vallaha.

İşte bahsettiğim site, üyelerinin anketlerinden oluşan bir düzgün kadın profili sunuyor. Özetlemek gerekirse...



iyi bir meslek sahibi, kendi parasını kazanan, erkeğinin parasının peşinde olmayan,
-ilk buluşmada "burcun ne" diye sormayan,

-futboldan anlayan,
-evde erkeğin peşinde el bezi, süpürgeyle gezmeyen,
-kendine bakan ama aşırı güzel de olmayan,
-makyaj yapmayan,
-poposundaki çatal erkek arkadaşı hariç kişiler tarafından görülmeyen,
-topuklu ayakkabı saplantısı olmayan,
-iç çamaşırında, kaliteli ve renkli tercihleri olan kadın düzgün kadınmış. (Ten rengi çamaşır mı asla, diye bir parantez de açılmış buraya. Bence de vallaha.)

Buraya kadar her bir maddesine eyvallah. İtirazım, 'nerede bulunur' kısmına.

Bu siteye göre düzgün kadınlar bankalarda, sigorta şirketlerinde çalışırmış.

"Muhtemelen barlarda bulamazsınız zaten arasanız orada olmazsınız" diyorlar. Hadi ya!.. Başınıza bar kadar taş düşsün diyeceğim ama...

Düzgün kadın dediğin, kendi parasını kazanacak, erkeğine muhtaç olmayacak ama gelin görün ki eğlenmeye dışarı çıkamayacak!..

Bu ne perhiz bu ne lahana?..

Bu arada bu siteyi hazırlayan arkadaşlardan bir açıklama bekliyorum. Hem düzgün kadın diye tanımlanan kriterlere uyuyorum, hem de bardan çıkmıyorum. Benim gibi çok kadın biliyorum.
istisna' deyip sıyrılacaklar mı bize acaba?..



sence_ASK_varmi - avatarı
sence_ASK_varmi
Ziyaretçi
12 Temmuz 2006       Mesaj #122
sence_ASK_varmi - avatarı
Ziyaretçi
Kadın Erkek Rekabeti
Kadın: Kişiliğimiz kullandığımız arabanın beygir gücü ile doğru orantılı olarak değişmiyor
Sponsorlu Bağlantılar
>>Erkek: Sizin kişiliğiniz beraber olduğunuz erkeğin cüzdan gücü ile değişiyor

>>Kadın: Kırmızı ışıkta yanımızdaki arabanın bizden önce çıkması yada bir aracın bizi sollaması hiçbir şey ifade etmez
>>Erkek: Bizim için de çevremizde diğer hemcinsimizin sahip olduğu mücevherat veya üzerindeki pahalı giysi hiçbirşey ifade etmez

>>Kadın: Kas olacak diye bir zorunluluğumuz yok
>>Erkek: Selüloitler olmayacak gibi bir zorunluluğunuz var ama...

>>Kadın: Aşık oluyoruz korkmadan.
>>Erkek: Biz de oluyoruz.... azıcık ödümüz patlıyor ama sebep olanlar UTANSIN

>>Kadın: Evde, banyoda, kıl-tüy dökmeyiz.
>>Erkek: Küvetteki, lavabodaki, yataktaki ve yemekteki saçların çoğu size ait.

>>Kadın: Her sabah tıraş olmak zorunda değiliz.
>>Erkek: Valla ben tıraş olmayı ağda yaptırmaya tercih ederim şahsen.

>>Kadın: Biri birimizin ağzını yüzünü kırdığımız sporlar yapmıyoruz.
>>Erkek: Vahşi bakışlarla birbirinizin gözünü oyduğunuz kıskançlık, haset, çekememe sporlarıyla yeterince uğraşıyorsunuz.

>>Kadın: Hiç iki kadının silahla oynarken birbirini vurduğunu duydunuz mu?
>>Erkek: Hiç iki erkeğin "aman tanrım benim elbisemin aynısını giymiş" diye mahvolduğunu duydunuz mu?

>>Kadın: Horlamıyoruz
>>Erkek: Halt etmişsiniz, hatta hıçkırmıyor, geğirmiyor ve hapşırmıyorsunuz da. Yoksa siz insan değil misiniz?? Size Afrodit diyebilir miyim?

>>Kadın: Az bildiğimiz bir şey üzerinde çok fazla konuşabiliriz.
>>Erkek: Yani çok konuşup hiç bir şey söylemezsiniz

>>Kadın: Birbirimize eşek şakaları yapma adetimiz yoktur.
>>Erkek: Çevrenizde ki diğer hatunlar hakkında senaryo dedikodular üretme alışkanlığınız var ama

>>Kadın: TÜKÜRMEYİZ
>>Erkek: KIRITMAYIZ!!

>>Kadın: Sanat eserlerinin %90'ı kadınlardan esinlenilmişdir.
>>Erkek: Sanat eserlerinin % 90'ı erkekler tarafından yapılmışdır.

>>Kadın: Uzağa işeme, uzağa tükürme, yüksek sesle geğirme gibi aptalca karizma krikolarımız yok
>>Erkek: Ortamın en güzeli olma, en zayıf olma, en pahalı giyineni olma, en zengin kocayı bulma gibi krikolarınız var ama

>>Kadın: Askere gitmiyoruz
>>Erkek: Hamile kalmıyoruz

>>Kadın: Kol saatimiz de aynı zaman da hesap makinesi, takometre, barometre, termometre ve radyo olması gerekmiyor.
>>Erkek: Çantamızda ruj, allık, pudra, yedek çorap,ıslak mendil, vs taşımamız gerekmiyor.

>>Kadın doğum günü, evlilik yıldönümü gibi özel günleri parmağımıza kırmızı iplik bağlamadan da hatırlayabiliyoruz
>>Erkek: Ütüyü fişde, yemeği ocakta, arabanın anahtarını kontakta unutmuyoruz. Bunlar daha faydalı.....

>>Kadın: Ortalıkta alakasız her türlü nesne ve sözcükten cinsel çağrışımlar çıkarıp günün yarısını seks düşünerek geçirmeyiz...
>>Erkek: Valla geyik olsun diye yapıyoruz. Hem siz günün yarısını güzelleşmeğe çalışarak geçiriyorsunuz. HANGİ AMAÇLA : ))

>>Kadın: Kel olmuyoruz (pu ha ha ha)
>>Erkek: AMA GÖĞÜSLERİNİZ SARKIYOR!!!

nobody34 - avatarı
nobody34
Ziyaretçi
29 Temmuz 2006       Mesaj #123
nobody34 - avatarı
Ziyaretçi
500 KADINI OLAN CENGİZ HAN'DAN MÜTHİŞ BİR KADIN TANIMI

Dünyanın en büyük imparatorluğunu kuran Moğol hükümdarı Cengiz Han, 4'ü resmi, 500 ise kendine ait kadına sahipti. Cengiz Han'a göre Tanrı kadını nasıl yaratmış.

Tanrı erkeğin
Kaburgasından kadını
Yaratmak istediğinde
Ona nasıl bir
Huy vereceği konusunda
Hayli
Terededdüt etti.
O sırada Tanrı'nın yanına
Bir yılan sokuldu.
Tabii görevinin
Değiştirilmesini
Rica etti.
Tanrı ona cevap verdi.
Hayır sen bundan sonra da
Karnının üzerinde sürünmeye
Devam edeceksin.
Şu anda ben,
Yeni çok yönlü
Ve asla hareketleri
Tahmin edilmez bir varlığı
Yaratmayı düşünüyorum.
Burada bana senin huyunun
Özellikleri de gerekecek."
Ve Tanrı,
Bir kasede
Güneşin parlayan IŞINLARINI,
Pınarın SERİNLİĞİNİ,
Çiçeğin GÜZELLİĞİNİ,
Kuş tüyünün ZARİFLİĞİNİ,
Son baharın CÖMERTLİĞİNİ,
Kelebeğin AŞIKLIĞINI,
Kuğunun VEFASINI,
Bukalemunun DEĞİŞKENLİĞİNİ,
Rüzgarın KARARSIZLIĞINI,
Bulutun SULU GÖZLÜLÜĞÜNÜ,
İneğin UYSALLIĞINI,
Eşeğin İNADINI,
Saksağanın GEVEZELİĞİNİ,
Tilkinin KURNAZLIĞINI,
Toplayarak oraya
Azıcık
Yılanın ÖFKE, SİNSİLİK
Ve KİNCİLİĞİNİ eklemiştir.
Bütün bu özellikleri,
Özen ve itina ile karıştıran
Tanrı, böylece muhteşem
KADINI yaratmıştır.
Bu yarattığı varlığı,
Törenle erkeğin ellerine
teslim eden Tanrı,
Bir de öğütte bulunmuştur.
"Çok akıllı,
Ve özellikle de ihtiyatlı ol.
Bu varlıkta sen mutluluğu
ve sınırsız hüznü
Desteği,
Ve aynı zamanda yıkımı
Bulabilirsin.
Eğer kadını,
İdare edemezsen
O zaman muhakkak,
Onun davranışlarında kötü özellikler
Ağırlık basacaktır.
Her zaman hatırla.
Erkeğin üstünlüğü,
KUVVETİNDE
Düşünce gücündedir.
Bunların kaybı
Senin kadın önünde
Bitirir.

Muhtar Şahanov'un Cengiz Han'ın Sırrı adlı kitatıbından alındı.
angel_ksk - avatarı
angel_ksk
Ziyaretçi
19 Ağustos 2006       Mesaj #124
angel_ksk - avatarı
Ziyaretçi
Kadın ve erkeklerin olumlu veya olumsuz özellikleri vardır.Fakat kadın ve erkek birbirine muhtaçtır.Kadınları veya erkekleri kötülemenin bi anlamı yok bence .
ass - avatarı
ass
Ziyaretçi
13 Eylül 2006       Mesaj #125
ass - avatarı
Ziyaretçi
fa36493767b3cfcc0f4ced6e259228cb
FOTOĞRAF: BAŞAK ÇİĞDEM ÇEVRİM
İPLER'E SARILIYORUZ NİYE ? TUTUNMAK İÇİN Mİ ? TUTUNUP YAŞAMAK İÇİN Mİ, YOKSA ? TUTUNDUĞUMUZ İPLER , DALLAR BİZİ *****ĞIN DA ... YAŞAYAMAYACAK HALE GETİRDİĞİN DE NE YAPACAĞIZ ?
*TeoDora* - avatarı
*TeoDora*
Ziyaretçi
13 Eylül 2006       Mesaj #126
*TeoDora* - avatarı
Ziyaretçi
"Doğa dişil, bilim erildir."


Her şey bir soruyla başladı...
"Doğa dişil, bilim erildir." Bu sözlerin sahibi, bilim
ve felsefe tarihinin önemli şahsiyetlerinden Francis
Bacon. Ancak bu düşünce Bacon'dan önce ve sonra pek çok
filozof tarafından da paylaşılmıştır. Bu yazıda bütün bu
cinsiyetçi tarihin önemli uğraklarını takip ederek izini
süren bir kitaptan bahsetmek istiyorum. Kitabın yazarı
Evelyn Fox-Keller, kitabının adı "Sevgi, İktidar ve
Bilgi". Fox-Keller, Bacon ve yandaşlarının
psiko-analizini yapıyor ve böylelikle bilimsel
gelişmenin psiko-analitik tarihini de ortaya koymuş
oluyor. Zira, her insanın ürettiği ve ortaya koyduğu
şeyle, kendisi arasında yakından bir bağ vardır. Bu bağ
erkek bilim adamları tarafından üretilen bilim tarihi
için de geçerlidir. Bilim iddia edildiği gibi tarafsız
ya da cinsiyetüstü değildir; onu üretenlerin ruhsal
dünyalarının, açarak ifade edersek, nevrozlarının,
çatışmalarının, komplekslerinin bir yansımasıdır! Kitap
bu basit ama alabildiğine yıkıcı (!) iddiayı açık
delillerle ortaya koyuyor. Açık delillerle diyoruz,
çünkü Fox-Keller tam da o erkek dünyasından, yani bilim
dünyasından, bilim adamlarının arasından geliyor:

Fox-Keller bir bio-fizik matematikçisi olarak uzunca bir
zamandır sürdürdüğü işinden hiç bir şekilde memnun
değildi. Fakat bu süre boyunca yine de fizik yasalarının
doğruluğuna tamamıyla ikna olmuş bir insan olarak
yaşadı. Günlerden bir gün (Newton'nun elması gibi bir
şey!) Fox-Keller'in aklına şöyle bir soru takıldı:
"Bilimin varoluşu hangi ölçüde erkek tasavvuruyla
bağlıdır? Ve eğer böyle olmasaydı, bu bilim için ne
anlama gelirdi?" Bu soru üzerine yaptığı ilk
araştırmalar bile onu bilim söyleminin kendisinden şüphe
etmeye götürdü: Yine bir gün, bilim tarihi uzerine
araştırmalarını sürdürürken, profesörü Fox-Keller'e ne
gibi ilerlemeler kaydettiğini sorar. Fox'un cevabı
kitabının da bir özetidir: "Üzerine bilgi edindiğim
yenilikler kadınlar değil aksine erkekler ve onların
bilimidir". Fox-Keller'in "kadın araştırmalarına" yeni
boyutlar kazandıran bu kitabı, modern bilimin
gelişmesini felsefi, bilimsel, tarihsel ve
psiko-analitik boyutlarıyla ele almaktadır. Ben bu
yazımda daha çok tarihsel ve felsefi boyutlarını ele
alacağım.


PLATON'UN BİLGİ KURAMINDA AŞK VE CİNSELLİK
Platonun felsefi düşüncelerini tarihselliği bağlamında
ortaya koymanın önemli olduğunu düşünüyorum. Platon
akşam diyarının -abendland: batı dünyası anlamında-
ruhbilimsel tarihinde, bilgiye varmada sistematik bir
biçimde cinselliğin dilini kullanan ilk yazardır. Onun
kullandığı cinsel dil doğrudan bilenin diğer bir bilenle
(bunların ikisinin de erkek olduğunu anlıyoruz) olan
ilişkisini, birbirlerine yakınlaşmasını (bu aynı zamanda
cinsel bir yakınlaşmadır) açıklamaktadır. Ayrıca kendi
cinsel metaforları için yeni açıklamalar gerektiren bir
takım felsefi fonksiyonlar da koymaktadır Platon. Bir
çok Yunan düşünür ve bu arada Platon için de, doğa ve
ruh , ortak bir töz dolayımıyla birbirine bağlıdır ve
yine aynı zamanda bu ortak tözel çerçeve içindeki
farklılıklarla birbirinden ayrılmaktadır. Platon'un
düşüncesinde ruhun ve dünyanın ortak bir özelliğine
işaret eden gelen "logos" kelimesi, bu ikisi arasındaki
(ruh ve dünya) kavramsal bağlantıyı da yansıtmakta ve
ispatlamaktadır. Bu iki-anlamlılık, "rasyonel"
kavramının "logos" kelimesinin bulanıklığını
(Ambiquität) alıp çoğaltması sonucu bu kavram dahilinde
de devam etmektedir . Eski Yunan düşünürleri fiziksel
doğayı anlamın bir dışyüzeyi, bir atıf olarak (Attribut)
resmeylemişlerdi. "Onlar doğanın keşfine o denli
dalmışlardı ki, hiç bir zaman görünebilenler (ì
söylemek) ile (kendi) görüşleri arasında bir başkalık
olduğunu ayırdedemediler. Logos (öznenin) aktif(liği)
anlam(ın)da değerlendirme içine almaktır, objektif
anlamda ise nesnel dünyanin somutluğunu (şeyleri), yani
belirleneni, (şeyi) olduğu gibi görmektir."
Platon yıkıcı güçlerin akıldışı eylemlerine karşı
bağışık olacak bir bilgi kuramı bulmayı kendine görev
edinmiştir. Bu kuram akla aşkınlığı (Transzendenz)
sağlayacak ve aynı zamanda bunun (aşkınlığın) karşıtı
tarafından -Immanenz- (akıl) tehlike altında -kontrol
edilecek veya- bulunacaktı. Platonun bu soruna getirdiği
radikal çözüm, bilginin asıl nesnesinin zaman ve
maddeyle belirlenmiş alanın dışında izah edilmesi
zorunluluğudur: Doğanın araçsallığına son vermek ve ruhu
bedenin esirliğinden kurtarmak: Hakikate, temizliğin
zenginliğine ve mutlak oluşa -sein- erişebilmek. Bu
zenginliğe erişebilmek için ruhun gözünü maddeden başka
yöne değil aksine temiz bedenin zenginliğine çevirmesi
ve onun ötesini görmesiyle mümkündür. Peki ölümcül bir
bedende bulunan ruh gerçeğe giden yolu nasıl bulabilir?
Bu soruya Platon'un cevabı; "Ruh eğer Eros tarafından
yönlendiriliyorsa, bilgiyle karşılaşacaktır. Eğer bir
erkek bu algılanan dünyadan hareket eder ve yukarıya
giden yolu ve hissettiği sevgiyi doğru kullanırsa (...),
o zaman hedefine çok yakındır ve ebedi güzelliği
("hakiki iyiyi") görmeye başlayacaktır." Cinsel istek
sevgiyi ve sevgi de bilgiyi öne çıkaracaktır. Ancak
burada bilginin temel problemi Eros'un resminde de
yansımaktadır: Tabii ki her cinsel istek sevgiyi ve her
sevgi de bilgiyi yaratmamaktadır. Ruh Eros tarafından
iki yöne doğru zorlanır. Bu yönlerden biri akıl ise
diğeri de tutkudur. Platon bu (biri pozitif öbürü de
negatif olan) yönsemeleri homoseksüel ve heteroseksüel
arasındaki ayrım içersinde tanımlamakta ve devam
ettirmektedir; bedensel üremeye bağlı olan heteroseksüel
cinsel istek aşkınlığa -Transzendenz- ulaşamaz! Bu
yüzden Platon için bilgi, akraba (erkek olmak
bağlamında) tözlerin tanrısal bağlantılarının bir
ürünüdür. Burada erkekler arasındaki sevgiyi
kastetmektedir. "Varlığın zenginliği için anlamlı olan
Eros: Homoseksüeldir". Fiziksel istekleri (üreme isteği)
tarafından sarılmış bir erkek Platon'a gore: "Dört
ayaklı çiftleşmek isteyen ve çocuk isteyen bir hayvandan
farksızdır." Platon için tek elverişli model yetişkin
bir erkek (Erastes: Sevgili sahibi) ile yine aynı sosyal
statüden gelen daha genç bir erkek (Eromenos: Sevilen)
arasındaki ilişkidir. Fakat aynı dönemde Atina'da
kadınlar arasındaki cinsel ilişki gormezlikten
gelinmiştir. Antik Yunan'da kadınları ve hiç bir hakka
sahip olmayan erkekleri (Plebsleri), pasif konumda
cinsel haza ulaşan kişiler olarak vazolara oyulmuş
resimlerde görebiliriz. Platon'un epistemolojisi,
kosmolojisi ve aşk modeli hiyerarşik bir biçimde kendini
ortaya koymaktadır. Fakat Fox-Keller`e göre, Platon'un
pederastik (erkekler arası eşcinsel) aşkı kendi içinde
bir hiyerarşi barındırmasına rağmen bir hakimiyet
içermemektedir. O, Yeni Taslak'ta bilgi(ye ulaşabilmek)
için öne surduğu erotik metaforlarla, kapalı bir erkek
ağının (bu çerçeve içindeki erkek varoluş biçiminin)
uyesi olamayanlara karşı kurulmuş bir hakimiyet
ilişkisini tanımlamaktadır. Platon Homoeros-aşk üzerine
uzun uzun kuramlar ve yeni kavramlar oluştururken
homoseksüel kadınlara (Tözel akrabalık tanımlamasının
tutarlı-mantıksal devamı olan lezbiyenlere, lezbiyen
ilişkiye) ilişkin hiç bir şey söylememektedir. Aşk
yaşamından dıştaladığı sadece (heteroseksüel) kadınlar
(ya da erkekler) olmayıp, aynı zamanda homoeros zevkin
peşinden giden ve kendisinin överek göklere çıkardığı,
bilgi kuramında tanrısallaştırdığı "tözel akrabalık"
(eşcinsel ilişki, üremeye yönelik olmayan ilişki) bağını
kuran kadınlar da dıştalanmaktadır: Platon' un tezinin
bu tek taraflı uygulayımıyla tanrısallaşmayı belirli bir
varoluş şeklini paylaşan erkeklere atfettiğini, daha
doğrusu onların bilgi kuramını yapmış olduğunu
goruyoruz. Bu anlamda tözel akrabalıkla elde edilen
bilgi (sevgi) de daha çok "erkek akrabalığının" bilgisi
(sevgisidir). Peki Platon için neden kadınlar aşkınlığa
ulaşamaz? Her şeyden once bir kadın lezbiyen olsa bile,
sadece kadın olduğu için "potansiyel olarak bedensel
üreme tehlikesi" oluşturmaktadır. Bu "tehlikeyi"
oluşturan kadının, kendi doğasındaki doğurganlığa karşı
çıkma olasılığı da azdır. Kısaca özetliyecek olursak:
Heteroseksüel veya homoseksüel kadınlar doğurgan
oldukları için bedensel üreme görevinin baskısı
içindedirler, bu doğada onların vazgeçilmez varoluşudur.
Kadın "hayvani isteklerle" kuşatılmıştır . Dolayısıyla
aşkınlığa yani bilgiye erişemez. Platon`un bedensel
üremeyi sadece hayvanlara has gördüğü ve doğaya saygı
duyduğunu iddia edip, doğanın bir parçası olan kadınları
ve onların aşklarını görmezlikten geldiği, "onursuz bir
aşk" sonucu doğmuş olduğunu öne sürdüğü, annesiyle kendi
kurduğu ilişkiyi yok sayan, yani sonuç olarak Platon'un
kendi varoluşunu açıklayamayan, çelişkilerle dolu bu
teze (ve Platon'a) bilimadamlarının "platonik" bir aşkla
bağlandığının açıklaması; belki de bu tezin içindeki
erkek akrabalık ilişkilerinde gizlidir.
BARIŞ - avatarı
BARIŞ
Ziyaretçi
30 Aralık 2006       Mesaj #127
BARIŞ - avatarı
Ziyaretçi
Erkeklerin Dili

Erkekler çevremizde sürekli varolan ama anlayamadığımız evrensel bir dil kullanıyor. Zaman zaman bizi zorlayan “Erkekçe”, sözcükler değil bakışlar, mimikler ve jestler üzerine kurulu. Peki, bu dili bilmek ne işimize yarayacak?
Bir lisan bir insandır” derler. İnsanlık kapasitemizi genişletmek için hepimiz en azından bir yabancı dili konuşmaya gayret ediyor, birini biliyorsak hemen ikincisini öğrenmeye başlıyoruz. Kısacası, dil öğrenmek hepimiz için kendimizi geliştirmenin ilk koşullarından biri.
Erkekçeyi kadıncaya tercüme edin
Farklı milletlere ait bütün yabancı dillerden başka bir lisan daha var ki, biz kadınlara hem çok yakın, hem de çok uzak: Erkekçe. Bu dili hangi milletin konuştuğunu hemen anlamışsınızdır. Çevremizde sürekli varolan ama genelde anlayamadığımız evrensel bir dil bu. Sözcükler üzerine değil, bakışlar, mimikler ve jestler üzerine kurulu. Peki, bu dili bilmek ne işimize yarayacak dersiniz? Dil, iletişimin en önemli aracı olduğuna göre “Erkekçe”yi öğrenerek erkeklerle çok daha kolay iletişim kurmamız, hangi davranışlarının ne anlama geldiğini keşfederek onlara daha yakın olmamız mümkün. Ayrıca farklı karakterlerde erkeklerin kendilerine has jestleri olduğu da kesin. Onlarla ilgili belli hedeflerimiz varsa unutmayalım ki, amaca giden yol araçtan geçiyor, işte, belli başlı 10 erkek tipi ve verdikleri sinyallerle bize anlatmak istedikleri…
Bay Sadık
Sinyal: Basını hafif yana ve aşağıya eğerek bakıyor.
Anlamı: Kahverengi gözleriyle attığı ceylan bakışıyla sizi kıvama getirmek niyetinde… Bu jesti aynada uzun süre çalıştığından emin olabilirsiniz. Duruşu kırılganlığını, teslim oluşunu ve size güvendiğini gösteriyor. Aynı güveni sizden de beklediğini ve sadık bir partner olacağını anlatmak istiyor. Duygularınızı ifade etmek için yanıp tutuşuyorsanız, buyrun ama ateşli geceler için gereken dayanıklılığı onda bulamayabilirsiniz.
Bay Züppe
Sinyal: Parmaklarını durmadan saçlarının arasından geçiriyor.
Anlamı: Önceden planladığı ve sizi etkilemek için acımasızca uyguladığı bir taktik… Bir kadında dudaklarını yalama, göz süzme ya da kırıtma ne anlama geliyorsa Bay Züppe’de de saçlarıyla oynamak aynı anlama gelir. Ona bir iyilik yapın ve ne olursa olsun egosunu yüceltin yoksa bunu anında bir başka kadın yapar.
Bay Koruyucu
Sinyal: Omuzlarını kabadayı gibi kaldırıp hafifçe öne doğru eğilerek yürüyor.
Anlamı: Onu nasıl böyle büyülediniz bilemem ama koruma içgüdüsünü harekete geçirdiğiniz kesin. Bu maço karakter, sizi kanatlarının altına almak ve seksi bir kadının tek sahibi olduğunu çevresine göstermek istiyor. Sizinle ilgilendiği belli ama çevrenize duvar ören tutumunu ne kadar ileri götüreceği ve bunun ne kadar hoşunuza gideceği tartışma konusu…
Bay Kafası Dağınık
Sinyal: Sürekli cep telefonuna ya da sigara paketine saldırıyor.
Anlamı: Start verildi. Bakıştınız ve hatta birbirinize gülümsediniz ama bir türlü gerisi gelmiyor. Yanınıza gelmek yerine durmadan telefonla bir yerleri arıyor, sigara üstüne sigara içiyor. Paniğe kapılmayın. Bu, sizden etkilenmediği değil, sadece atacağı adımları planladığı anlamına geliyor. Kararlı olup ilk adımı siz atın. Hamleniz onu da harekete geçirecektir.
Son düzenleyen Hi-LaL; 16 Şubat 2007 21:01
BARIŞ - avatarı
BARIŞ
Ziyaretçi
8 Şubat 2007       Mesaj #128
BARIŞ - avatarı
Ziyaretçi
19cu
GerÇek 1 kadın bekler,annesinin besledigi gibi onu besleyen,
image0025gf
Evini temiz,pak ve sıcak tutan,
image0033lx
image0045yy
Dır dır nedir bilmeyen,
image0052qc
Paranın kıymetini bilip alışveriş etmeyen,
image0066us
Bütün gün çalısıp,
image0076ys
Bütün gece dans edebilien,
image0082eb
Ve asla HAYIR! demeyen,
image0097jm
Asla başı ağrımayan;
image0105px
Ve her zaman tedbirli,
image0112ld
Yalnız kendisini sevecek,
image0126qq
Ve şımartacak bir kadın...
image0139oa
..........................................BeKLeR........................... ...........
image0146jb
DaHa ÇoKkKkKkK BeKLeR..... smile regular

Bence kocasını besleyecek,evini temiz,pak ve sıcak tutacak ve yanlız kendisini sevecek her kadının kocasına göre yapması gereken görevlerindendir.
BeNCesmile regular
HeM BeKLeYiP HeM BuLDuKLaRı Da VaRMıŞ
Erkek SİLAHLARI keşfetti ve AVLANMAYI buldu,
Kadın AVLANMAYI keşfetti ve KÜRKLERİ buldu.
Erkek RENKLERİ keşfetti ve BOYAMAYI buldu,
Kadın BOYAMAYI keşfetti ve BOYANMAYI buldu.
Erkek SÖZCÜKLERİ keşfetti ve KONUŞMAYI buldu,
Kadın KONUŞMAYI keşfetti ve DEDİKODUYU buldu.
Erkek KUMARI keşfetti ve KARTLARI buldu,
Kadın KARTLARI keşfetti ve BÜYÜCÜLÜĞÜ buldu.
Erkek TARIMI keşfetti ve YİYECEĞİ buldu,
Kadın YİYECEĞİ keşfetti ve REJİMİ buldu.
Erkek ARKADAŞLIĞI keşfetti ve AŞKI buldu,
Kadın AŞKI keşfetti ve EVLİLİĞİ buldu.
Erkek KADINI keşfetti ve CİNSELLİĞİ buldu,
Kadın CİNSELLİĞİ keşfetti ve BAŞ AĞRISINI buldu.

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
8 Şubat 2007       Mesaj #129
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Kadın Olmak Avantajdır...

1- Bayan sürücüler iki şeridi ortalayarak kilometrelerce katedebilirler. Yolda aniden fren yapıp kaza korkusu yaşatabilirler. Arabadan hışımla inecek erkek sürücü, kendisine pişman pişman bakan bir bayan sürücüyü görünce hemen kalbi yumuşar ve tek kelime etmez.

2- Kız çocuklarına yemek yapmak, ütü vs. her türlü iş öğretilir, erkekler ise cahil kalır. Erkekler hayatlarının sonuna kadar bir kadına muhtaç olarak yaşarlar.

3- Kadınların yapıları da üstündür. Genelde minyon oldukları için daha az yemek tüketir, daha az yer kaplar, kısacası daha az masraf yaparlar. Yine de erkeklerin yaptığı hemen herşeyi aynı beceride yapabilirler.

4- Kadınlar araba lastiği değiştirebilmek, ağır bir şey taşımak, gideceği yerin adresini bilmek zorunda değildir. Gittikleri her yerde bu konuda kendilerine canla başla yardımcı olacak bir erkeği kolayca bulabilirler.

5- Erkekler ortalama 67 yıl, kadınlar 73 yıl yaşadığı için kendine miras kalanlar, genelde kadınlardır.

6- Bir kadın güzelse, kendisini hiç yormadan maymununki kadar bir zekayla bile çok rahat yaşam sürebilir. Bir erkek çok yakışıklı bile olsa yaşamak için zeki de olmak zorundadır.

7- Kredi kartının kimler için ica edildiğini söylemeye gerek yok heralde.

8- 3 yaşındaki bir kızda bile doğuştan gelen dans etme yeteneği vardır.

9- Kadınların aşermeden naz yapmaya, kapris yapmadan şımarmaya kadar bir davranışı vardır ki, bunlar çoğunlukla erkekler tarafından doğal karşılanır. Erkeklerin böyle bir ayrıcalığı yoktur.

10- Bütün görgü kuralları erkeğin bayana kolaylık sağlaması üzerine kurulur.

11- Bir sınıfta kızlar olunca, erkeklerin birbirleriyle rekabetinin had safhaya vardığı gözlenmiştir. Her ortama bir kadın lazımdır yani. Erkek, olmasa da olur.

12- Bir de feminist kitleler vardır ki bunları bile yeterli görmez. Erkeklerin haklarını savunan bir kitle yoktur, bundan sonrada oluşması zordur...
*TeoDora* - avatarı
*TeoDora*
Ziyaretçi
9 Şubat 2007       Mesaj #130
*TeoDora* - avatarı
Ziyaretçi
KADINLAR AKILLIDIR
Kadının birinin bir gün golf oynarken topu ormana kaçmış. Topunu aramaya
koyulmuş ve bu sırada tuzağa yakalanmış bir kurbağa görmüş. Kurbağa ona, "Beni
bu tuzaktan kurtarırsan, senin 3 dileğini yerine getireceğim" demiş. Kadın
onu kurtarmış, kurbağa da "Teşekkür ederim, ama sana dileklerinle ilgili bir
koşulu söylemeyi unuttum. Ne dilersen dile, kocan 10 kat iyisine veya
fazlasına sahip olacak!" demiş. Kadın "Tamam" diyerek kurbağaya dileklerini
söylemeye başlamış.
İlk dilek olarak Dünya'daki en güzel kadını olmak istemiş. Kurbağa onu
uyarmış. "Bu dilek, senin kocanı da Dünya'nın en yakışıklı adamı yapacak ve
kadınlar onun başına üşüşecek" demiş. Kadın ise; "Bu önemli değil, çünkü ben
nasıl olsa Dünya'nın en güzel kadını olacağım ve sonuçta da onun gözü benden
başkasını görmeyecek" demiş. Böylece Dünya'daki en güzel kadın olmuş.
İkinci dilek olarak, Dünya'daki en zengin kadın olmak istemiş. Kurbağa kadını
yine uyarmış: "Bu kocanı da Dünya'daki en zengin adam yapacak, senden de 10
kat zengin olacak" demiş. Kadın; "Bu da önemli değil, çünkü benim olan onun,
onun olan da benimdir" demiş ve böylece Dünya'daki zengin kadın oluvermiş.
Kurbağa, üçüncü dileğini sorduğunda ise kadın; "Hafif bir kalp krizi geçirmek
istiyorum" demiş...
vvvvvvvvvvvvvvvv
Bu hikayeden çıkarılacak ders; Kadınlar akıllıdır. Onlarla uğraşmayın!

Benzer Konular

21 Haziran 2018 / Ziyaretçi Cevaplanmış
11 Şubat 2018 / Misafir Cevaplanmış
24 Ağustos 2012 / Misafir Sağlıklı Yaşam