Arama

Muhasebe ve Muhasebecilik

Güncelleme: 20 Aralık 2009 Gösterim: 10.958 Cevap: 5
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
2 Ekim 2006       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Muhasebe, ekonomik faaliyetlerde bulunan işletmelerin, finansal (parasal) karakterdeki bütün işlem ve değerlerini kaydetme ve sınıflama ilmidir. Bu çeşit işlem ve değerlerin anlamlı özetlerini hazırlama, analiz etme, yorumlama ve yetkili kişilere sonuçları açıklama sanatıdır.

Sponsorlu Bağlantılar
Muhase benin amacı ve yararları
Muhasebe mali nitelikteki işlemleri kaydetme, sınıflandırma, özetleme, yorumlama, ve sonuçları rapor etmekten ibarettir. Muhas****** topluma yararları ise şunlardır;

* İşletmenin sahip olduğu kıymetlerin tespitini sağlar.
* İşletmede meydana gelen dönem içi faaliyetlerle dönem sonunda ulaşılan sonuçların anlaşılmasını kolaylaştırır.
* İşletme ile iş yapan üçüncü şahısların ekonomik ve sosyal durumlarının bilinmesini sağlar.
* Üçüncü şahıslarla işletme arasında meydana gelen hukuki anlaşmazlıklarda devir teşkil eder.
* İşletmede çalışan personel ve görevlilerin su istimaline karşı işletme varlığını korur.
* İşletme sahibinin vergi karşısındaki durumunu hesap üzerinden kontrol edilip incelenmesini sağlar.

Muhasebe bilgileri ile ilgilenen taraflar
1. Yöneticiler: İşetme faaliyetlerini sevk ve idare eden kişilerdir.Muhasebe servisinden her an faaliyetlerle ilgili bilgi isteyebilir.
2. İşletme sahibi veya Ortaklar: Teknolojik ve Ekonomik gelişmeler , işletme faaliyetlerinde kişilerin tek başına yeterli olmadığını ortaya koymuştur. Dolayısıyla birkaç kişi emek ve sermayelerini birleştirerek ortak olup şirketleşme yoluna gitmişlerdir. Şirket ortakları Faaliyetleri sonucunda Kar elde etmeyi ve büyümeyi düşünürler. Yönetimin başarısını öğrenmek ve faaliyetlerin karlılığını bilmek için onlarda muhasebe departmanından rapor isteyebilirler.
3. İşletmede Çalışanlar: İşletmede çalışan personel ve memurlar da o işletmedeki durumu yakından izlerler. Çalışanlar işlerinin sürekliliğini öğrenip geleceğe güvenle bakmak isterler. Onlar da muhasebe bilgilerine başvurabilirler.
4. İşletmeye Borç Verenler: Kısa ve Uzun vadede borç verecek olanlar işletmenin borç ödeme gücünü ve karlılık durumunu bilmek isterler ve muhasebe raporlarına başvururlar.
5. Devlet: İşletmelerin faaliyetleri üzerinden elde ettikleri karlar, devleti yakından ilgilendirir. Ödenecek vergilerin doğru hesaplanması devlet için önemlidir. Devlet, kontrol elemanları ve diğer denetleme mekanizmaları ile işletmelerin gelir ve gider durumlarını incelerken muhasebe raporlarından faydalanırlar.

Defterler
Muhase benin amacı mali faaliyetleri izleme ve kaydını tutma, sonuçları değerlendirmedir. Defterler iki şekilde tutulur: Bilanço, işletme. Bilanço defterleri Karar, Üye Kayıt, Evrak, Yevmiye, Büyük Defter, Envanter, Alındı Belgesi Kaydı'dır. İşletme defterleri İşletme Hesabı, Karar, Üye kayıt, Evrak kayıt, Demirbaş, Alındı belgesi kaydı'dır.

Defterleri onaylatmak zorunludur. Kayıtlar resmi dildedir. Bilgisayarla defter tutulabilir. Kayıtlar belli kurallara göredir. Kayıtlarda yapılan yanlışlar görülebilir olacaktır. Defter tutma ile ilgili resmi muhatap Maliye Bakanlığı'dır.

Bağlantılar
* Şirketler
* Vergi
* Fatura
* Tacirler
* Bilanço
* Genel kabul görmüş muhasebe ilkeleri

Gabriella - avatarı
Gabriella
Ziyaretçi
21 Mart 2008       Mesaj #2
Gabriella - avatarı
Ziyaretçi
Meslek Tanıtımı: Muhasebe Vergilendirme

Sponsorlu Bağlantılar
Ülkemizde muhasebecilik alanındaki kurallar ve meslekî standartlar yasalarla düzenlenmiştir.
Muhasebe ile ilgili ilk kanunumuz Mustafa Kemal ATATÜRK zamanında çıkartılmış olan 26/05/1927 tarih ve 1050 sayılı Muhasebe-i Umumiye Kanunu’dur. 3568 sayı ve 01/06/1989 tarihli Kanun ise serbest muhasebecilik, serbest muhasebeci ve malî müşavirlik, yeminli malî müşavirlik unvanlarına meslek içerisinde kademelendirme getirmiştir. Anadolu ticaret meslek lisesi ve ticaret meslek lisesinden mezun olanlar kanunda belirtilen şartları yerine getirmek suretiyle bu unvanları kazanabilirler. Bu meslek elemanlarının yanı sıra alandaki ara kadrolarda muhasebe ofis elemanları ve yardımcı muhasebe elemanlarına da ihtiyaç duyumaktadır. Ülkemizde muhasebecilik ile ilgili yasal düzenlemelerin yapılması, yeni kanunların yürürlüğe girmesiyle alandaki mesleklerin saygınlığı giderek artmıştır. Ayrıca, bu konu ile ilgili kanunlarımız AB standartları ve gelişmiş ülkelerdeki uygulamaları içerecek şekilde genişletilmektedir.
Bilgisayar teknolojileri ve yazılım dünyasındaki gelişmeler, muhasebecilik alanında da bilgisayarlı çalışma düzenine geçilmesini sağlamıştır. Günümüzde muhasebe alanına özel olarak üretilmiş çeşitli yazılımlar bulunmaktadır. Bu yazılımlar sayesinde kayıt tutmak, yüzdeleri ve oranları hesaplamak son derece kolaylaşmıştır. Aynı şekilde muhasebe kayıtları da bilgisayar ortamında tutulmaya başlanmıştır. Bilgisayar ve muhasebe ile igili yazılımlar kırtasiye yükünün hafiflemesine yardımcı olarak alana önemli katkıda bulunmuştur.
Muhasebe, tüm iş alanları ile ilişkili bir alandır. Dev holdinglerden bakkal dükkânlarına kadar tüm işletmelere hizmet veren bu alan uzmanlık gerektiren iş ve işlemleri içermektedir. Bir işletmenin gelir gider dengesi ne kadar iyi olursa olsun, muhasebe işlemleri düzenli yürütülmüyor ve kayıtları sağlıklı şekilde tutulmuyorsa o işletmenin uzun ömürlü olması mümkün değildir. Günümüzde işletmelerin başarıları ve çalışma performansları da doğrudan muhasebe bilgileri üzerinden değerlendirilmektedir.
Muhasebe işlemleri işletmelerin kendi bünyesinde ve bağımsız muhasebe büroları tarafından yapılmaktadır. Bir işletmenin muhasebe kayıtlarının tutulmasından günlük gelir gider defterlerinin işlenmesine, sigorta primlerinden vergilere kadar birçok konuyu kapsamaktadır. İşletmelerin fatura işlemlerinin yanı sıra ücret bordroları, bildirge ve beyanname gibi çeşitli ticarî belgelerin düzenlenmesi işi de muhasebe birimleri tarafından yürütülmektedir. Alacak ve ödeme takvimlerinin takip edilmesi de doğrudan muhasebe alanı ile ilişkilidir. Muhasebe bürolarının “defter tutulması” işlevinin dışında, hizmet verilen kişilere, kurumlara doğru ve zamanında bilgi akışı sağlamak gibi önemli bir görevi, çalışma modeli vardır.
Dünyanın her yerinde olduğu gibi ülkemizde de beyanname, vergi ödeme ve kayıt gibi muhasebe işlemleri yasalarla belirlenmiş takvimlere göre yapılmaktadır. Dolayısıyla bu işlemlerin yoğun olarak yürütüldüğü dönemlerde alanda bir hareketlilik yaşanmaktadır.
Ticaret hayatının sürekli geliştiği günümüzde işletme sayıları da giderek artış göstermektedir. Bu işletmelerin tümünde muhasebe işlemleri yapıldığına göre muhasebecilik meslekleri de önemini ve geçerliliğini hiçbir zaman yitirmeyecek alanların başında gelmektedir.
RoSSoRoSe - avatarı
RoSSoRoSe
Ziyaretçi
17 Mayıs 2008       Mesaj #3
RoSSoRoSe - avatarı
Ziyaretçi
Muhasebe

Muhas****** Sözlük Anlamı
Sözlük anlamı Hesaplaşma, karşılıklı hesap görme,Hesap işleriyle uğraşma, Hesapların bütünü, Hesap işlerinin yürütüldüğü yer, saymanlık olan muhas****** tanımı, işletmenin varlıkları ve kaynakları ( sermayesi ve borçları) üzerinde değişme yaratan ve para ile ifade edilen mali nitelikli işlemlere ait bilgileri; kaydetmek, sınıflandırmak, özetlemek, analiz etmek ve yorumlamak suretiyle ilgili kişi ve kurumlara raporlar halinde sunan bir bilgi sistemidir.
Doğuş ve Gelişimi
Muhasebe konuları 15. yüzyıl sonuna kadar doğal bir seyir izleyerek gelişmiştir. Bu itibarla, teşebbüsler faaliyetleri sırasında karşılaştıkları kayıt problemlerini ve organizasyon ihtiyaçlarını, olayların akışına bağlı bir şekilde pratik çareler arayıp bulmakla gidermeye çalışmışlardır. Ancak Toşkanalı bir rahip olup geniş bir matematik bilgisine sahip Luco Paciola'nun 1494 yılında İtalya da yayınladığı "Summa Aritmetica" adlı eserle birlikte muhas****** doğal gelişme dönemi kapanmış, uygulamaların yanı sıra nazari düşünceler de konuyu etki altında bırakmaya başlamıştır. Böylece İtalya prensipleri itibariyle bütün dünyaya yayılan muhasebe tekniğindeki rönesansında beşiği olmuştur.
Söz konusu eserle birlikte, muhasebe tekniği aynı zamanda hem pratik hem de teorik bakımlardan gelişme yoluna girmiştir.
Muzaaf muhasebe usulünün kurucusu olan Luco Paciola ile birlikte muhas****** doğal gelişme seyri sona ermekte ticaret hayatının gelişmesine paralel olarak süratle gelişmiştir.
Ancak muhas****** bir organizasyon aracı olarak ele alınıp, bütçe uygulamasına ve yönetim amaclarına paralel bir şekilde işlenmesi 19. yüzyıl sonlarına doğru olmuştur.
19. yüzyıl muhasebe literatürünün gerek pratik gerek teorik alanlarda zenginleşip yaygın bir hal aldığı dönemdir.

Ülkemizdeki Gelişim Evresi

Muhasebe nazari ve tatbiki yönleri itibariyle ülkemizde dört aşamadan geçmiştir.
1850 - 1925 Dönemi
Ülkemizde muhas****** belli bir nizama bağlanması 1850 tarihli "Kanunname-i Ticaret" ile başlar. 1807 tarihli Fransız Ticaret Kanununun tercümesi olan bu metin tüccarların tutmakla yükümlü bulundukları defterler hakkında hükümler getirmiştir. Batı memleketlerinde olduğu gibi muhasebe konuları ülkemizde uzun süre Ticaret Muhasebesi veya Genel Muhasebe çerçevesinde kalmıştır.
1926 - 1938 Dönemi
Bu süre içerisinde yürürlüğe giren 865 sayılı Türk Ticaret Kanununun Alman Ticaret Kanunundan alınmış olduğu için anonim şirketler bunların hesapları ile bilançolarını ilgilendiren açıklamalar Alman literatüründen yararlanmak suretiyle gelişmiştir. 1926 yılında yürürlüğe giren Ticaret Kanununda şirket hesaplarının tutuluş şekli ile karın hesaplanması üzerinde durulmuş ayrıca hesap dönemleriyle sınırlı olarak envanter çalışmaları, bilanço ve kar zarar tablolarının düzenlenmesi gibi hususlarda belli esaslar getirilmiştir.
1939 - 1947 Dönemi
İktisadi devlet teşekküllerinin faaliyetlerini düzenlemek üzere 1938 yılında yürürlüğr girmiş bulunan 3460 sayılı kanunun aynı zamanda İşletme Bütçesi tatbikatına yol açmış Başbakanlık Umumi Murakabe heyeti ise, ülkemizde iktisadi karakter taşıyan inceleme usullerinin önderliği yapılmış, devletçe yapılan fiyat kontrol uygulamaları işletmeleri maliyet muhasebesi konularına itmiştir.
1948 - 1960 Dönemi
Özellikle hazırlıklar tamamlanıp 1950 yılında yürürlüğe giren gelir vergisi reformuna ilişkin mevzuat eskisine kıyasla çok geniş bir mükellef zümresini muhasebe konularıyla yakından ilgilenme durumunda bırakmıştır. Bu arada vergi tekniği ve muhasebe uygulamaları açısından belli prensipler getiren 5422 sayılı Vergi Usul Kanunu ile 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu kayıt nizamı bakımından teşebbüsleri yeni bir düzen içerisine sokmuştur.
Günümüzdeki Durum
1960 yılından sonra ülkemizde başlayan planlı kalkınma dönemi ile birlikte gerek kamu sektöründe gerekse özel sektörde faaliyette bulunan işletmelerden özellikle plan hedeflerine uygun yatırım harcamalarına girişenleri yeni muhasebe tekniklerini de izlemek zorunda kalmışlardır.
12.03.1964 tarihinde kabul edilerek yürürlüğe giren 440 sayılı kanunun geçici 1 maddesine göre uygun olarak kurulması öngörülen İktisadi Devlet Teşekküllerini yeniden düzenleme komisyonu muhasebe usullerinin ıslahı ve tekdüzeni için esaslar tespit etmeye komisyonun mali işler ve muhasebe grubu tarafından başlanmıştır.
Bu komisyon 1964 ila 1968 yılına kadar başarılı bir şekilde çalışarak batı ülkelerinde büyük güçlüklerle ve örgütlenmiş kuruluşların yardımlarıyla 20. yüzyılın başlarında uygulamaya konan muhasebe bilgilerinde tekdüzeni yurdumuzda da tüm ülkenin planlı ve programlı hedef tutan 5 yıllık kalkınma planlarına uygun bir şekilde hazırlamıştır.
Hem İktisadi Devlet Teşekküllerini hem de Özel sektörü hedef alan tekdüzen hesap sistemi bilahare özel sektörün karşı koyması ile İktisadi Devlet Teşekkülleri için zorunlu özel sektör için isteğe bağlı bir görüşle 1972 yılı başından itibaren uygulama alanına sokulmuştur.
Gerçekten anılan komisyon Mali İşler ve Muhasebe grubu tarafından yurdumuzun İktisadi Devlet Teşekküllerinde olduğu kadar özel sektörde de senelerden beri beklenen tekdüzen bir muhasebe ve raporlama sisteminin hazırlanıp uygulamaya konulmuş bulunması yurt ekonomisinin gelişmesinde çok önemli bir hareket noktası olmuştur.
1972 yılından itibaren İktisadi Devlet Teşekküllerinde zorunlu olarak uygulanan Tekdüzen Muhasebe Sistemi, özel sektörde de 1994 yılından itibaren zorunlu olarak uygulanmaya başlamış ve uygulamaya devam edilmektedir.

MYDMR - avatarı
MYDMR
Ziyaretçi
7 Haziran 2008       Mesaj #4
MYDMR - avatarı
Ziyaretçi
MUHASEBE NEDİR

Muhasebe, finansal karakterli, para ile ifade edilebilen işlem ve olayların kaydedilmesi, sınıflandırılması, özetlenerek raporlar halinde sunulması ve yorumlanması ile ilgili bir sanat olarak tanımlanmaktadır.


Bu tanım muhasebe nin klasik ve modern fonksiyonlarını da kapsamaktadır. İlk zamanlarda, defter tutma şeklinde kabul edilen muhasebe, işlem ve olayların kaydedilmesini, sınıflandırılmasını ve sonuçların raporlar halinde sunulmasını gerçekleştirmiştir. Ancak ekonomik gelişmeler neticesinde işletme yöneticileri muhasebeden bazı bilgileri analiz etmesini, yorumlamasını ve bunlarla ilgili raporları kendilerine sunmasını beklemişlerdir. Böylece zaman içinde muhasebe işlemlerin basit kayıt tekniğinden yöneticilerin karar almasına yardımcı'olan ve işletme faaliyetlerini kontrol eden bir araç haline gelmiştir.


Muhasebe kayıtlarının kullanımı M.Ö. 5000 yıllarına kadar iner. Babil, Mısır, Eski Yunan, Roma, Eski Avrupa ve Orta Çağda muhasebe kayıtlarına rastlanmıştır. Ancak bu kayıtlar, sistemli belli kurallara dayanan sistemler olmayıp envanterlerle ilgili listeler ücret ödemeleri, borç alacak hesapları, vergi takdirleri ile ilgili kayıtlardı. İnsanlar ve işletmeler gelişimin her safhasında muhasebeyi kendi ihtiyaçlarına uygun olarak, bildikleri veya öğrendikleri kayıt ve analiz teknikleri çerçevesinde yönetim, kontrol, ticari delil, vergi toplama, raporlama gibi amaçlar için kullanmışlardır.


12. yüzyılda muhasebe kayıtları çok basit şekilde idi. Ticari ilişkilerin, ortaklıkların izlenmesi ile ilgili basit hatırlatıcı kayıtlardan ibaretti. İşİetmenin kayıtları ile işletme sahiplerinin varlıklarına ait kayıtların ayrı olarak takibi ancak bu yüzyılın sonlarına doğru gerçekleşmiştir.


13. yüzyılda kredi işlemlerindeki artış ve işletmelerin ihraç ürünleri için yabancı şehirlerde şubeler kurmaları veya acentaları kullanmaları muhasebe kayıtlarını etkilemiş, daha karmaşık muhasebe kayıtlarına ihtiyaç doğurmuştur.


Muhasebede modern anlamda metodoloji 13. ve 14. yüryıllarda çift taraftı kayıt sisteminin gelişmesi ile başlamıştır. Basit veya tek taraflı kayıt sistemi olarak tanımlanan ilkel muhasebede işlemler veya olaylar tek bir kayıt lle ifade edildiklerinden tek taraflı kayıt sistemi eksik, hata yapma ve yapılan hatanın ortaya çıkmaması ihtimali fazla olan bir sistemdi. Çift taraflı kayıt sistemi işletme faaliyetlerinin iki yönünü birden kavramış (her borçlu ile ilgili bir kredi verenin, her ödeyenle ilgili bir para alanın, her satıcı ile ilgili bir müşterinin olduğu), her işlem veya olay için en az iki kayıt yapmıştır. Böylece hata yapma ihtimalini azaltmış, kayıtların birbirini kontrol etmesini, hata yapıldığı zaman hatanın ortaya çıkmasını sağlamıştır.


Haçlı seferi ile Akdeniz'de ticaretin gelişmesi ve Rönesans döneminde Italya şehirlerindeki ticari canlılık kayıt sisteminin gelişmesini zorunlu hale getirmiştir.


Floransa'da ithalat, üretim ve elbise satışı ile uğraşan del Bene şirketi 1322 de etkili bir kayıt sistemi kurmuş, tam olarak çift taraflı kayıt sistemini gerçekleştirmemişse de çoğu durumda çift taraflı kayıt yapmıştır.


14. yüzyılda İtalyan tacirler ve imalâtçılar endüstriyel faaliyetleri büyütmüş ve şubeler kurmuşlardır. Banka ve diğer finansal kurumlarla Orta Asya'ya kadar ticareti brganize etmişlerdir. Böylece İtalyan tacirlerinin ekonomik ve politik etkileri İskandinavya'dan Hindistan'a kadar yayılmıştır. 1340 yılında Cenova şehrinin yönetiminde çift taraflı kayıt sistemi tatmin edici bir hesap planı ile kullanılmıştır. Bu hesap planında ayrı masraf hesapları, bir sermaye hesabı olarak şehir hesabı kullanılmış, masraf ve gelir hesapları yıl sonunda kapatılmıştır.


Çift taraflı kayıt sisteminde en büyük gelişme Tuscan'lı bir tüccar ve bankacı olan Francesco di MArco Datini'nin kayıtları ile sağlanmıştır. Datini'nin işletmesinde ilk zamanlar tek taraflı kayıt sistemi kullanılmış, 1390 yılından itibaren çift tarafiı kayıt sistemine geçilmiştir. Datini'nin 31 Ocak 1399 tarihli Bilançosunda Borçlular, Alacaklılar, Dış İlişkiler Bakiyesi Şubeler Bakiyesi, Stoklar, Şüpheli Alacaklar, Ödenecek Vergiler, Amortismanlar, ihtiyatlar, pay senetleri, bilanço tanziminde izi bulunamayan hatalar gibi hesaplar vardı.


1397 de kurulmuş olan Floransa Medici Bankası da önemli örneklere sahipti. Bu işletme, diğer İtalya şehirlerinde şubeler, önemli ticaret merkezleri ve imahathaneler kurmuş ve işletmiştir. Muhasebe kayıtlarında her şube ve her fabrika ayrı bir varlık olarak ele alınmış, şubeler arasındaki hesapların karşılıklı çalışması ve kontrolü sağlanmıştır. Her şubenin bilançosunun bir nüshası Floransa'ya gönderiliyor, orada muhasebe kontrolü, şüpheli veya vadesi geçmiş alacakların takibi yapılıyordu. Ancak, Medici Bankasının uyguladığı çift taraflı kayıt sistemi faaliyetlerinin hacmine göre yetersizdi.


Batılı yazarlara göre muhasebe üzerine yayınlanmış ilk kitap, İtalyan Matematikçi ve rahip olan Luca Pacioli'nin 1494'de yayınlanan "Summa di Aritmetica Geometria Proportioni et Proportionalita" isimli kitaptır. Bu kitabın "De Computis et Scriptures" başlıklı bölümü muhasebeye ayrılmıştı. Bu bölüm 1504'de Tuscany'de "La Scuola Perfetto dei Mercanti" ismi ile ayrı olarak yayınlanmıştır.


Pacioli çitt taraflı kayıt sisteminin mucidi olduğunu ileri sürmemiştir. Gerçekten de Summa'da tarif edilen yöntemler Venedik'te 200 yıldan beri kullanılmakta idi.


Batılı yazarların ilk muhasebe kitabı yazarı olarak Pacioli'yi göstermelerine rağmen abdullah İbn Muhammed İbn Kiya AI-Mazanderani'nin "Resalâ-i Falakiyya der ilmi Siyagat" isimli eseri 1363 yılında yayınlanmış olup çitt taraflı kayıt sistemine ait ayrıntılı örneklere sahipti.


Pacioli Summa'da çitt kayıt sisteminde üç dettere dikkati çekmiştir. Bu defterler; yardımcı detter özelliğinde acenda, yevmiye defteri ve defteri kebir (büyük defter) dir. Stoklar ve şahsi işlemler acendaya kaydedilmiştir. Acenda için özel bir form veya standart düşünülmemiştir. Yevmiye defterinde kayıtlar borç ve alacak olarak ayrılmış, işlemler bir usul dahilinde ve sırasıyla kaydedilmiştir. İşlemler yevmiye defterinden detteri kebire nakledilmişlerdir. Her hesabın sayfa numarasını ve durumunu gösteren bir tablo düzenlenmiştir. Gelir ve gider hesapları dönem sonunda kâr ve zarar hesabına aktarılmış, işletme kârının veya zararının bu hesaptan görülebileceği ve istenirse sermaye hesabına devredilip kapatılabileceği belirtilmiştir.


15. yüzyılda İtalya'da Pacioli'nin Summa'sında belirtiten basit muhasebe sistemi yaygın olarâk kullanılmıştır. 15. yüzyılın ortalarında Del Bene şirketinin muhasebe kayıtlarında iki deftere rastlanılmıştır. Bu defterlerden biri maliyet kayıtlarına diğeri ticari işlemlere ayrılmıştı. Pacioli'nin zamanında maliyet analiz formlarının kullanıldığı kesin olmakla beraber Summa'da bununla ilgili tekniklerden bahsedilmemiştir.


Datini muhasebesinde yabancı paralar için ayrı kolonlar kullanılmış, yerli para ve yabancı para değerleri arasındaki farktan dolayı kar ve zarar hesaplanmıştır.


Pacioli Summa'nın 34. bölümünde çift taraflı kayıt sistemini tanımlamıştır. Ancak, bu tanımlama 15. yüzyıl Venedikli tacirlerin uygulamalarını yansıtmak şeklinde olmuştur. 1525 yılında da Antonio Togliente "Luminario di Aritmetica" adlı eserinde çift taraflı kayıt sistemi ile ilgili kavramı ilk defa kullanmıştır.


1500'Ieri takip eden yıllarda çift taraflı kayıt sistemi Avrupa'ya yayılmıştır. 16. yüzyılda muhasebe konusunda çeşitli lisanlarda çok sayıda kitap yayınlanmıştır. Bu kitapların hepsi az çok Summa'ya dayanmıştır.


Domenico Manzoni'nin "Quaderno doppio col suo giornale secondo il costume di Venetio" isimli kitabı 1540 ile 1574 yılları arasında 6 baskı yapmıştır. Pacioli'nin kitabından daha fazla örneklere sahip olmakla beraber bazı kısımları Pacioli'nin eserinden kelime kelime alınmıştır.


Muhasebe konusunda ilk İngiliz eseri olan Hugh Oldcastle'ın "Profıtable Treatyca" 1543 yılında yayınlanmıştır. Bu eser de Pacioli'nin çok benzer bir kopyasıdır. John Mellis'in "Briefe Instruction" isimli eseri de eski yayınların yeniden derlenip toplanmasıyla meydana gelmiştir.


Ympyn'nin "Notable and Excellent Woorke" isimli kitabı 1543'de Fransa ve Almanya'da aynı anda yayınlanmış 1547 de İngilizce çevirisi yapılmıştır. John Waddington'un 1567 de yayınlanmış "Briefe Instruction" isimli eseri iIe Flichard Dafforne'nin 1635 de yayınlanmıŞ 'The Merchant's Mirrour" isimli eseri Alman ticari uygulamalarından örneklere sahiptir.


1569 da James Peel yardımcı defterlerin kullanılmasını yevmiye defterinin kaldırılmasını savunmuştur. 1769 da Benjamin Booth defteri kebire geçirmeden önce kayıtları özetleyici olarak yardımcı defter kullanımını teklif etmiştir.


16. ve 17. yüzyıltarda Avrupa'da daha yaygın olarak, İngiltere ve Hollanda'da da kısmen kullanılan çift taraflı kayıt sistemi 18. yüzyılda tartışılmaya başlanmıştır.


Edward Jones'un 1796 da yayınlanmış kitabında İtalyan sistemi eleştirilmiş, tek taraflı kayıt sistemine dayanan bir yöntem teklif edilmiştir. Jones'un kitabı 1797 de Amerika'da basılmış ve çeşitli dillere çevrilmiştir. Uluslararası bir üne kavuşan tek Ingiliz eseri olmuştur. Fakat, maalesef ilk ilgiden sonra genel kabul kazanamamıştır.


Muhasebe İtalyan tacirler tarafından ticaretin gelişimi ile Avrupaya yayılmıştır. Uygulamada kullanımı ile sistemde düzeltmeler yapılmıştır. İlk muhasebe yazarları bilgileri uygulamacılara aktarmışlar. Uygulamacılar da modern kayıt ve raporlama yöntemlerinin kurulmasına yardımcı olmuşlardır.


Muhasebe kayıt ve raporlama tekniklerindeki gelişmeler zamanımıza kadar yavaş fakat düzenli olarak devam etmiş ve devam etmektedir.


20. yüzyılın başlarından itibaren maliyet ve yönetim muhasebesi konularında önemli gelişmeler olmuştur. 20. yüzyılın ikinci yarısında ise muhasebede önemli bir gelişme gösterip, insan kaynakları muhasebesi, sosyal muhasebe, enflasyon muhasebesi, uluslararası muhasebe gibi konularda yeni kayıt ve raporlama teknikleri geliştirilmiştir.


Ülkemizdeki muhasebe gelişimine gelince, Cumhuriyet dönemine kadar ülkemizde muhasebe basit kayıt usullerine dayandırılmıştır. Uyguİama daha çok devlet sektöründe görülmüştür.


Cumhuriyet döneminde 1960 yılına kadar muhasebeye Alman etkisi hakim olmuştur. Sümerbank için hazırlanan Muhasebe sistemi İktisadi Devlet Teşekküllerinin çoğu tarafından benimsenip uygulanmıştır. 1972 yılından itibaren de Kamu İktisadi Teşebbüslerinde Tek Düzen Muhasebe Sisteminin uygulamasına geçilmiştir.


Sermaye Piyasası Kurulu, kendine tabi işletmeler için 1983 yılı başında Mali Tablo formları ve 1984 yılı başında Genel Hesap Planı yayınlamıştır. Böylece muhasebe uygulamasında bir tek düzene doğru hareket ediİmiştir. 1993 yılı başından itibaren de Maliye Bakanlığının yayınladığı Tek Düzen Muhasebe Sistemi yürürlüğe girmiştir.


Maliye ve Gümrük Bakanlığınının yayınlamış olduğu Tek Düzen Muhasebe Sistemi;


- Muhasebe Temel Kavramlarını,

- Muhasebe Politikalarını,

- Mali TAblolar İlkelerini,

- Mali Tabloların Düzenlenmesi ve Sunulmasını,

- Tek Düzen Hesap Çerçevesini,

- Hesap Planı ve İşleyişini


açıklamaktadır.


Muhasebe Sistemi muhasebe bilgilerinin ilgililere belli bir sistem içinde yeterli ve doğru olarak ulaştırılmasını, farklı işletmeler ile aynı işletmenin farklı dönem bilgilerinin karşılaştınlmasını, mali tablolarda yer alan hesap adlarının ve bu hesapların kapsamlarının standartlaşlırılmasını ve muhasebede bir terim birliğinin sağlanmasını amaçlamıştır.


Muhasebe Sistemi kapsamına bilanço esasına göre defter tutan gerçek ve tüzel kişiler (Birinci Sınıf Tüccarlar) girmektedir. Ancak, Banka ve Sigorta Şirketleri, Özel Finans Kurumları, Finansal Kiralama Şirketleri, Menkul Kıymet Yatırım Fonları Aracı Kurumlar ve Yatırım Ortaklıkları faaliyet konuları sebebiyle farklı muhasebe tekniği kullanmak durumunda olduklarından Muhasebe Sisteminin “Temel Mali Tabloların Düzenlenmesi" ve "Tek Düzen Hesap Çerçevesi, Hesap Planı ve İşleyişi"ne uymak zorunda değillerdir. Söz konusu finans kurumları "Muhasebe Temel Kavramları"na, "Muhasebe Politikalarının Açıklanması"na ve Mali Tablolar İlkeleri"ne uymaları gerekmektedir.


Bilanço esasına göre defter tutan ve bir önceki yıl (2005) aktif toplamı 6.879.200 YTL ve net satışlar toplamı 15.287.100 YTL'yi aşmayan işletmeler, Muhasebe Usul ve Esaslarının "Mali Tabloların Düzenlenmesi ve Sunulması"na ilişkin bölümünün “Temel Mali Tablolar" la ilgili kısmına uymakla yükümlüdürler.


Buna göre kuruluş şekli ne olursa olsun bir önceki yıl (2005 yılı) aktif toplamı 6.879.200 YTL'nın ve net satışlar toplamı 15.287.100 YTL'nin altında kalan işletmeler ek mali tabloları ( Vergi idaresi sadece Kâr Dağıtım Tablosu’nu istemektedir) düzenlemek zorunda değillerdir. Aktif toplamı ve net satışlar toplamı yukarıda belirtilen rakamları aşan işletmeler muhasebe temel kavramlarına, muhasebe politikalarına, mali tablo ilkelerine, mali tabloların düzenlenmesi ve sunulması şekillerine, tek düzen hesap çerçevesine, hesap planına ve işleyişine uyacaklardır. Bu hadler Maliye Bakanlığı tarafından belirlenmedikçe her yıl yeniden değerleme oranında arttırlmaktadır.


İşletme hesabı esasına göre defter tutan işletmeler ise sadace "Muhasebe Temel Kavramları"na uymakla yükümlüdürler.


Günümüzde bilgisayarların gelişmesi ile muhasebe uygulamalarında bilgisayarlardan faydalanma oldukça yaygınlaşmıştır. Muhasebede kullanılan hesap planlarının tek düzene bağlanması, uygulamalarla ilgili standartların oluşturulması ve uygulamalarının zorunlu hale getirilmesi, bilgisayar muhasebe paket programlarının çok geliştirilmiş olması yakın gelecekte muhasebe tekniğinin öğretimini gereksiz kılacaktır. Bilgisayar kullanımı konusunda otomasyona geçmiş gelişmiş işletmelerde muhasebe bilgisi olmayan bilgisayar operatörleri işletmenin faaliyetlerini bilgsayar ekranlarından girmekte, arka planda muhasebe kayıtları ve raporları otomatik olarak oluşmaktadır.


Belki de, muhasebe nin mantığını ve tekniğinin temelini oluşturan, italyan sistemi olarak tanımlanan çift taraflı kayıt sisteminin kullanımı günümüz teknolojisinin gelişmişliği karşısında artık tartışılmalıdır.
hknnnnn - avatarı
hknnnnn
Ziyaretçi
30 Mayıs 2009       Mesaj #5
hknnnnn - avatarı
Ziyaretçi
Muhasebe mesleğ günümüzün ve geleceğn en önemli mesleklerinden biri.

Muhasebe her sektörün ihtiyacı olan bir departman olarak firmalarıın en önemli bölümü durumundadır.

Muhasebe işini yapacak olanlarda muhasebeyi iyi bilenler sayesinde olacaktır.

Muhasebe eöğretmeni olarak üniversitenin zor olduğu bu dönemlerde muhaseb mesleğini tercih etmeyi herkese öneririm hatta ilk sırada öneriyorum..

Muhasebe hakkında daha detaylı bilgi alın >>> muhasebe dersleri
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
20 Aralık 2009       Mesaj #6
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Muhasebe Mesleği, Muhasebecilik

Muhasebe, işletmelerin mali nitelikteki işlemleri ve olayları para ile ifade edilmiş şekilde kaydeden, sınıflandıran, özetleyerek rapor eden ve sonuçlarını yorumlayan ve analiz eden bir bilim dalıdır. Muhasebenin fonksiyonlarını yerine getirerek, muhasebenin amacına ve sonuca ulaşmasını sağlayan kişiler muhasebe mesleğini icra ediyor sayılırlar. İşletmelerin büyüklüğüne bağlı olarak muhasebe elemanlarının sayısı çok farklılık göstermektedir. Önemli olan muhasebe mesleğini icra edenlerin muhasebenin göerevlerini doğru ve eksiksiz olarak yerine getirebiliyor olmasıdır. Muhasebe mesleğini yapabilmek için de muhasebe ve benzeri konularda eğitim almış olmak gereklidir.
Muhasebe mesleği günümüz Türkiye'sinde en çok önem verilen ve en çok iş alanına sahip olan bir meslektir. Türkiye de şu an en çok aranan nitelikli elemanların başlarında muhasebe elemanları gelmektedir. Böyle ilgi gören bir alanın da, mesleğinin önemi ve ilgisi büyük olmaktadır.
Muhasebe mesleği çok kapsamlı olduğundan kendi içinde de kısımlara ayrılmıştır. Bunların en önemlileri; serbest muhasebecilik, serbest muhasebeci mali müşavirlik, yeminli mali müşavirlik, muhasebe müdürlüğü, muhasebe uzmanlığı, muhasebe elemanı, muhasebe öğretmenliği v.b. Bu branşlardan hangisi olursa olsun ilk önce muhasebe eğitimi almak gererktiği unutulmamalıdır.
Muhasebe mesleği için gerekli eğitimi almak ortaöğretim kurumlarından başlayarak üniversite eğitimine kadar devam edebilmektedir. Tabiki tek bir eğitim sistemi söz konusu değildir. Muhasebe mesleğini seçecek olan kişiler ortaöğretim kurumlarında muhasebe ve finansman bölümü seçerek işe başlayabilirler. Ortaöğretim kurumlarından sonra, muhasebe bölümü ile ilgili meslek yüksek okullarına ve yüksek öğretim kurumlarına devam edebilirler. Bunun yanı sıra muhasebe eğitimi almadan ortaöğretimi bitirmiş bir kişi, ilgili üniversite bölümlerini okuyarak muhasebe mesleğini tercih edebilmektedir.
Muhasebecilik Mesleği, 1989 yılında çıkarılan "Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Malî Müşavirlik ve Yeminli Malî Müşavirlik Kanunu" Türkiye’de muhasebecilik mesleğinin şartlarını ve çalışma konularını belirlemiştir. Bu sayede bir süre sonra tek düzen muhasebe sistemine geçilmiş ve muhasebeciler arasında uygulama farklılıkları ortadan kalkmıştır. Türkiye’de muhasebe meslek mensupları üç ünvana ayrılmaktadır. Fakat son çıkan kanun ile Serbest muhasebecilik ünvanı kaldırılmış ve böylece iki ünvan bulunmaktadır:
- Serbest Muhasebeci Mali Müşavir
- Yeminli Malî Müşavir
Tüm muhasebe mesleği mensuplarında olması gereken ortak özellikler şunlardır:
- Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak
- Medeni hakları kullanma ehliyetine sahip olmak
- Kamu haklarından mahrum bulunmamak
- Yüz kızartıcı suçlardan hüküm giymemiş olmak
- Ceza veya disiplin soruşturması nedeni ile memuriyetten çıkarılmış olmamak
- Mesleğin şeref ve haysiyetine uymayan durumları olmamak
- Staja başlama şartlarını taşımak
Muhasebe insanların sahip oldukları varlıkları kontrol eder ve onların çıkarları doğrultusunda yönetir. Eskiden sadece defter tutma olarak bilinen muhasebecilik mesleği günümüzde bilgi üretmek ve varlıkları yönetmek işlevlerini de yerine getirmektedir. İyi bir muhasebeci çağın ihtiyaçlarına uygun bilgi ve beceriye sahip olmalıdır. Muhasebe ağırlıklı eğitim veren bir yüksek öğrenim kurumundan mezun olmalıdır. Mezuniyet sonrasında da kendisini sürekli geliştirmeli ve yenilikleri takip etmelidir. Ayrıca muhasebeci yaptığı iş ve işlemlerde meslek ahlâkına uygun davranmalıdır. Muhasebesini tuttuğu işletme ile ilgili tüm kurum kuruluşlara karşı dürüst ve güvenilir olmalıdır.

Ayrıca bakınız:

Eklenmiş Dosyalar
Dosya Türü: doc Muhasebe.doc (47.0 KB, 289 gösterim)
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!

Benzer Konular

15 Ocak 2009 / virtuecat Ekonomi
13 Temmuz 2012 / aylin ışık Soru-Cevap
10 Haziran 2007 / P.u.S.u Taslak Konular
19 Mart 2007 / ahmetseydi Bilgisayar
23 Ocak 2016 / Safi X-Sözlük