Arama

İslam Dininde Kadınla Erkeğin Arkadaşlığı

Güncelleme: 20 Ekim 2011 Gösterim: 3.687 Cevap: 2
birkulnet - avatarı
birkulnet
Ziyaretçi
23 Ekim 2008       Mesaj #1
birkulnet - avatarı
Ziyaretçi
tekcareqe1
Değerli Arkadaşlarım,
Kadınla-Erkeğin arkadaşlığı, KELEBEĞİN ATEŞLE DANSI GİBİDİR. Her kadın, erkekle olan arkadaşlığında, erkeğin birincil öncülünün cinsellik olduğunu bilir. Bunu gerçekten bilmeyen kadın, ya çok safdiriktir, ya da bilmiyor görünüp başka emeller peşinde koşuyordur. Bunlara yani niyeti bozuk ve oynayan kadınlara TAKTİSYEN kadınlar diyoruz. Kadın ve Erkeğin birbirine yaşatacağı cinsel, psiklojik, karşılıklı onay ve benzeri duyguları, ancak meşru zeminde, EVLİLİKTE bulabilir ve evlilikte tatmin edebilirsiniz.
Sponsorlu Bağlantılar
Yıllardır flört eden insanların birbirine tahammülü, evlendikten sonra, bir kaç ay bile sürmüyor. Bu konularla bizzat ilgilenen bir insan olarak söylüyorum. Bunu derken evlenecek gençlerin meşru ortamlarda evlilik amaçlı görüşme ve konuşmasına, kesinlikle taraftarım. Ama bu görüşmeler sadece ve sadece evlilik amaçlı olmalı. Gençler; fıtratlarını, mizaçlarını, beklentilerini, uyum alanlarını, sevgi dillerini, olmazsa olmazlarını,kırmızı çizgilerini vesaire.... Bunları ciddiyet ve şahsiyet esasları içinde konuşmalı. Konuşacakları ortam, halka açık bir ortam olmalı. Bir yakın ve iki tarafada müşterek bir dost da şöyle bir kenarda oturmalı. Ama onları dinleyecek pozisyonda değil tabi. Böylelikle üçüncü kişi sigorta vazifesi görür. Gençler rahatlıkla konuşabilir, tanışabilirler. Flört ne kadar zararlıysa, gençlerin tanışıp konuşmasına imkan tanımayan dünürcülüklerde, o kadar zararlı. Bazı aileler, evlerine gelen dünürcüye psikolojik baskı uyguluyor. Sanki damat adayı namussuz bir insanmış gibi...Damat adayının sağına kızın bir kardeşi,soluna bir kardeşi oturuyor. Ne kadar ayıp... Çocuk ablukaya alınıyor. Normal şartlarda kızla oğlanın görüşmesi sağlanmıyor. Allah aşkına... İki cihan saadetiyle ilgili bir seçim olan evlilik görüşmesi böyle aceleye getirelebilir mi? Psikolojik baskı altında olabilir mi? ORADA EN AZ 50 İNSAN VAR.HEPSİNİN BAKIŞLARINI ÜZERİNİZDE HİSSEDİYORSUNUZ.BU ŞARTLARDA EVLENECEĞİNİZ KIZA VEYA ERKEĞE RAHAT RAHAT,NASIL BAKABİLİRSİNİZ? Ama eve gelen damat namzedine ucuz ahlak gösterisi yapanlar ben biliyorum ki, evde kızı ve ailesiyle, bir çok filmi yüzü kızarmadan izleyebiliyorlar. Öğrencilerim bunu, bana itiraf ediyor. Her zaman söylediğim gibi, ya ifrat ya tefrit. Hep uçlardayız vesselam.
Yüzlerce flörtün akibetini biliyorum. Bu insanlar birbirine karşı, gerçekci davranmıyor... Rol yapıyor... Ayrıca mutlaka cinsel yararlanma oluyor... Sonra fiziksel, cinsel açıdan kirlenmiş bu insanlar, temiz kalabilmiş insanların hayatlarına girmeye ne hakları var ki? Bir çok düğün konvoyunun önündeki gelin arabasında yazan yazıyı görmüşsünüzdür:
-ELVEDA KIZLAR.
Pekiyi kız da ayrı bir arabaya aynı yazıyı yazsa:
-ELVEDA ERKEKLER.
Bu insanlar kendilerini ne kadar alt düzeyde varettiklerinin farkındalar mı acaba? Bu insanlar akşam olunca aynada gözlerinin içine bakamayan insanlardır. Bakışlarını kendilerinden kaçıran insanlardır. Açık ve net olarak söylüyorum ki, evlilik niyetli olmayan her kız-erkek görüşmesi flörttür. Dileyen dilediği fıkıh uzmanına sorabilir. Kendini dindar tanımlayan bir çok insanda bu hatayı yapıyor. Nette bir kızla, bol bol sohbet yapıyor. Bu sohbetin nette olması sıkıntıları gidermiyor. Dinin yasakladığı bir şeye din süsü verilmesi, kişinin sadece kendini kandırmasından ibarettir. Bu tarz görüşmeler bekar bir insanın, nikahlı ve kendisine haram olan bir kadınla başbaşa kalması gibi keffaret gerektirir diyen alimlerimiz vardır. Bu hususlara çok dikkat edilmesi gerekir. Ayrıca fiziksel bekaretin yanında ruhsal bekarette çok önemlidir. Ruhsallığı, duyguları, latifeleri, gönlü; haram sesler, haram dokunuşlar,haram bakmalar, haram hayallerle çöplüğe dönüştürülmüş bir insan ne kadar bakiredir? Afedersiniz ama, kendisini yürüyen, konuşan bir çöp bidonuna dönüştüren bir insan ne kadar bakiredir? Bakirelik hem erkek, hem kadın için geçerlilir. Çünkü, bakire demek iffetli demektir. Aklını nefsine ipotek etmemiş her insan, evleneceği insanda iffet arar, ruhsallık arar; berraklık, temizlik, kirlenmemişlik arar. Şunu da söylemeden geçmek istemiyorum: Bir genç kız, yırtılan kızlık zarını tekrar diktirebilir. Ama RUHUNDAKİ KOCAMAN YIRTIĞI, nasıl ve neyle dikecek?
Ayrıca şu hususu, iki gözümüzün önünde uçan bir yazı olarak, sürekli bulundurmalıyız:
BİR İNSANIN HAYA ZARI YIRTILMADAN, İFFET ZARI YIRTILMADAN, KIZLIK ZARI (gayri meşru dairede)YIRTILMAZ.
Çünkü, dişin minesi bir delinmeye görsün, çürüme hızlanır. O yüzden insan sefahate bir anda düşmez. Çürüme yavaş yavaş olur. Zamanın her bir anı, bu çürümüde rol alır. İnsan bir gün aynaya baktığında, karşısında hiç tanımadığı bir yabancı görür. İşte bu, o insanın ruhsallığının sukut ettiği andır.
O yüzden, evlilik öncesi korsan yaklaşımlara dikkat etmek gerekir. Kirlenmiş bir vicdan, insanın yakasını bırakmaz, hep suçluluk duygusu yükler. Bu feryatlardan kendimizi kurtaramayız. Şu basit, kısa dünya hayatını; ak ve temiz bir alınla, pırıl pırıl duygularla tamamlamaktan daha önemli ne olabilir? Kaçamayacağımız en büyük otorite vicdandır. Eğer kediye satılmadıysa, insan, sadece vicdanını terazi yapsa, yine doğru yolu bulabilir.
Flört veya dini kılıf geçirilmiş, dini sohbet içerikli flörtler, insanları kesinlikle kirletir. Kişinin evlilikte yaşayacağı duyguları, öne alır. Yaratıcının kırmızı çizgilerine tecavüz etmiş olur. Sözlerimi bir Allah Dostunun sözleriyle bitirmek isterim:
"ŞAŞARIM ŞU İNSANLARIN AKLINA Kİ, BEŞ DAKİKALIK BİR ZEVK İÇİN EBEDİ CEHENNEMİ SATIN ALIRLAR."
atesaq5
-Öpüşmek ve benzeri cinsel ilişkiler, sahih bir nikah olursa, nafile ibadet boyutundadır.
-Şu hususa, özellikle dikkatinizi çekmek isterim
(Allah’a ve ahrete inanan bir mümin için) Nikahsız cinsellik, insana kendisini bir nevi hayvan gibi hissettirir. Bana gelen yüzlerce itiraf, bu yöndedir. Ama İlahi ölçüler içinde yaşayan bir Müslümanın cinselliği ise, ne kadar ilginç ki, ibadet kapsamındadır. İnsanda suçluluk, duyguları uyandırmaz. Meşru dairede alıncak zevki fazlasıyla alırsınız. Haramlar, haram ilişkiden aldığınız zevkleri bile sansürler. Daha zevk almadan vicdanınız feryada başlar. Yani gayri meşru dairenin insana sunacağı bir zevk yoktur, buna inanın lütfen. Bu zevkler hem elemlidir, hem çok kısadır, hemde ahiretimizi kaybettirir, Allah Korusun. Haram zevkler, ZEHİRLİ BİR BAL gibidir. Önce çok az, ama çok az tattırır, sonra sürekli kıvrandırır. Buna değmez. Meşru daire keyfe kafidir. Harama girmeye lüzum yoktur.
Unutmak için yapacağınız tek şey, samimi, içten bir tevbedir. Maddi kirleri suyla, manevi kirleri gözyaşıyla temizleyebilirsiniz. Allah, tevbelerimizi kabul buyurur inşaAllah.
aglamakls4
Ayrıca, bir cep telefonunun fonksiyonlarını düzenli olarak icra edebilmesi için, düzenli olarak, şarz olması gerekir. İnsanında ruhsal yönünün, nefsi yönünü kontrol edebilmesi için, ilahi kaynaklardan düzenli olarak beslenmesi gerekir. Aksi halde nefsimiz, ruhumuzu kontrol altına alır. Bu söz beni ağlatmıştır:
ÖYLE GÜNAHLAR VARDIR Kİ, DAHA ONU İŞLEMEDEN AĞLADIN,AMA İŞLEMEKTEN YİNE GERİ KALMADIN.
siratgg1
İşte, felçli bir irade kanserli bir uzuvdan daha tehlikelidir. Bunun için iradeyi sürekli beslemek, güçlendirmek gerekir. Bunun içinde bol bol okumak, bilenlerden dinlemek, araştırmak-sormak gerekir. Bu konuda Muhammed Bozdağ Beyin; "SONSUZLUK YOLCULUĞU" isimli kitabını ve bu kitabın içinde, cennet ve cennetteki cinsellikle ilgili bölümü özellikle okumanızı tavsiye ederim.
(Nusret Kardelen)

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
emotick - avatarı
emotick
Ziyaretçi
1 Kasım 2008       Mesaj #2
emotick - avatarı
Ziyaretçi
Kadın-erkek arasındaki duygusal ilişki. Flört etmek, kadın ve erkeğin duygusal ilişki kurması. Batı toplumlarında flört, gençlerin duygusal açıdan olgunlaşmalarını, çeşitli komplekslerinden kurtulmalarını, cinsellik konusunda bilgilenmelerini, eşlerin evlilik öncesinde birbirlerini tanıyarak bilinçli bir beraberlik oluşturmalarını sağlayacak bir tecrübe ve eğitim biçimi olarak kabul edilmiş ve hoş görülmüştü. Fakat duygusal ilişkiler, kendisine ilişkin bütün düşünce ve varsayımların iflasını ilan edercesine büyük bir hızla fiziksel ilişkiye dönüşerek gündemden düştü. Batılı toplumlar günümüzde bir yandan bir süre önce son derece masumane ilişkiler olarak baktığı flört olayının önüne yığdığı toplumsal sorunlarla boğuşurken, bir yandan da artık duygusal ilişkinin yerini alan cinsel özgürlük gibi kavram ve olguları tartışmaya başladı.

Sponsorlu Bağlantılar
Kadın-erkek arasında serbestçe kurulan ilişkilerin farklı bir sonuca varması mümkün değildir. Çağımızın önde gelen ruhbilimcilerinden Erich Fromm izlenerek söylenirse, karşıt cinsler arasındaki duvarın yıkılması durumunda duygusal ilişkilerin karşı konulmaz bir cinsel isteğe dönüşmesi kaçınılmazdır. Bu cinsel isteğin tek amacı da birleşmektir. Bu nedenle bu tür ilişkiler düşünüldüğünün tersine sürekli değildir ve utanç, umut kırıklığı, nefret ve düşmanlıkla noktalanır. Böylesine olumsuz bir biçimde sonuçlanan ilişkiler doğal olarak birçok bireysel ve toplumsal soruna neden olur. Ruhsal bunalımlar, aileden kopmalar, kötü yollara düşmeler, çocuk denilecek yaşta ortaya çıkan gebelikler, terkedilmiş gayr-i meşrû çocuklar, intiharlar bu tür ilişkilerin Batı toplumlarının önüne yığdığı sayısız sorundan yalnızca birkaçıdır.

Islam Açısından Flört

Islâm, yalnızca ortaya çıkan sorunlara çözümler getiren bir inanç ve hukuk sistemi değil, aksine, getirdiği kurallarla öncelikle sorunların ortaya çıkmasını önleyen bir dindir. İslam'ın bu özelliği kadın-erkek ilişkileri alanında da kendini göstermekte, Islâm toplumlarında, Batı örneği câhili toplumların karşı karşıya geldiği sorunların ortaya çıkmasına imkan tanımamaktadır.

Islâm, toplumun çürümesine neden olan başlıca amillerden birisi kadın-erkek arasındaki gayr-i meşrû cinsel ilişkiyi (zina, fuhuş) yasaklamış, caydırıcı bir etken olarak cezaî müeyyideler getirmiştir. Fakat asıl önemlisi bireyleri bu tür fiillere götürecek bütün yolları kapatması, oluşmasını önleyici tedbirler almasıdır. Bu tedbirlerin başında karşıt cinsteki yabancı kişilerin yalnız başlarına bir arada bulunmaması kuralı gelir. Hz. Peygamber, böyle bir durumun doğuracağı tehlikeli sonuçlara dikkat çekmek üzere, "Çünkü -bu takdirde- üçüncüleri şeytandır" (Ibn Hanbel, Müsned, I, 227, III, 339) buyurur. Diğer bir önleyici kural da tesettür ve sürekli bakış gibi uyarıcı davranışlardan kaçınma (en-Nur, 24/30-31) kuralıdır. Dokunma, el sikisma ve benzeri fiziki temas yasağı da başka bir önlemdir (el-. Mavsılî, el-Ihtiyarî Ta'lili'l-Muhtar, IV, 156). İslam'ın kadın-erkek ilişkileri hakkında getirdiği hüküm ve kurallar açısından bakıldığında flörtün bütünüyle Islâm sınırlan dışında kaldığı görülür: Çünkü, biçimi, şartlan ve sonuçlan bakımından İslam'ın hüküm ve kurallarına ters düşen bir ilişki biçimi olarak ortaya çıkmaktadır.

Islâm insanın cinsel yönünü görmezden gelip bu alandaki ihtiyaçlarını yok saymaz. Tersine, bu yönünün meşrû' ve hem birey, hem de toplum için yararlı olabilecek biçimde tatminini öngörür. Evlilik kurumunun önemli varlık nedenlerinden birisi de insanın cinsel ihtiyaçlarının böyle bir yönde karşılanmasıdır. Bu nedenle Islâm'da evlilik teşvik edilmiş, olabildiğince kolaylaştırılmaya çalışılmıştır.

TwiLighT - avatarı
TwiLighT
Ziyaretçi
20 Ekim 2011       Mesaj #3
TwiLighT - avatarı
Ziyaretçi
Flört hakkında

Evlenecek gençlerin flört denilen bir arkadaşlığa asla ihtiyaçları yoktur. Hatta flörtün birçok sakıncası da vardır:

Flörtte bir tuzak vardır. Flörtte çok defa, kız, erkek tarafından kandırıldıktan sonra terk edilir. Flört, gençlerde gafilce tecrübelere yol açar. Bu tecrübelerin çoğu, kötü şekilde sonuçlanır. Tecrübe için insan, cebine barut koyup kendini tehlikeye atmaz. Ateşle barut bir arada durmaz. Yılan acaba nasıl sokar diye yılanla oynanmaz.

Flört, akıl mantık hislerini alt üst eder. Flörte alışan, sık sık arkadaş değiştirir. Kızı kandırıp terk eden erkek hain, kandırılan kız da maskara durumuna düşer. Flörtte çok defa, iffet elden gider. Namuslu bir kız için bundan büyük felaket olamaz. Flört, birçok gençleri serseri, müsrif ve perişan eder. Gençler arasında aşağılık kompleksi, kıskançlık, kin, nefret, karamsarlık, düşmanlık, anarşi ve çeşitli ruhi bunalımlar doğurur.

Flört arzusu, tenhada buluşmaya davet eder. Sonunda, birçok gencin başı belaya girer. Bu arkadaşlıkta iş eğlenceye dökülünce, genç erkeğin güveni sarsılır. Önce kızı zorlar, arzusuna kavuşunca da kızı ayıplar, ahlaksız diye ona hakaret eder. Yüzüne demese bile gencin artık ona olan güveni kalmamıştır, başkalarıyla da böyle yapmadığı nerden malum diye düşünür. Genelde bu hissi eğlencelerden sonra hep soğukluk olur.

Genç erkek, kokladığı çiçekten hemen doyar, sonra başka bir renk, başka bir çiçek arar. Artık bu sahne onu avutmaz, ondaki esrar, onu çeken cazibe, bağ ve düğümler çözülmüştür. O artık başka bir cazibe, daha esrarlı bir düğüm ister, başka eğlenceleri kovalar. Bu bakımdan flört hususunda kız veya kadın, çok hassas olmalıdır.

Başından böyle işler geçmemiş bir gence, bunlar anlamsız gelir. Çünkü birisine gönlünü kaptıran genç, kendisine verilecek nasihati, deli saçması kabul eder. Onun için Peygamber efendimiz, (Sevgi insanı sağır ve kör eder) buyurdu. Sağıra ne anlatsanız duymaz. Köre bütün renkleri gösterseniz, birini diğerinden ayıramaz. Seven kimsenin de gözüne bir şey görünmez. Morfinman gibi olur. Her bakımdan yanlış da olsa, yine onunla evlenmeyi ister.

Atalarımız da demişler ki:
Aşık ile delinin farkı, biri gülmez, biri ağlamaz.
Aşk başta karar etse, akıl firar eder.
Aşk bir deryadır, dalmayan bilmez.
Bir yiğit ne kadar kahraman olsa, sevdiğine yenilir.
Sevda geçer yalan olur, sonu sokar yılan olur.

Flört sonucu evlenen gençlerin çoğu sonunda pişman olur. Bu bakımdan salih ana babanın tavsiyelerine mutlaka uymalıdır! Ana baba, oğlunun veya kızının evleneceği kişiye, evlatlarının gözü ile bakmaz. Acı tecrübelerin verdiği firasetle bakar. Atalarımız, (Ulu sözü dinlemeyen uluya kalır) demişlerdir.

Gönül iyiyi de kötüyü de sevebilir. Bu bakımdan sevdiğimiz kimse ile değil, iyi kimse ile evlenmek önemlidir. Sevdiğimiz kimse kötü de çıkabilir. (Seven yanılmaz) demek çok yanlıştır. Hislerden meydana gelen sevgi bir ölçü değildir. Buna sevgi denmez heves denir. Gençler akıllı olmalı, sevgi ile hevesi karıştırmamalıdır.

Mağdur olan genç kız
Bodrum’dan “Solgun gül” rumuzlu okuyucu özetle diyor ki:

“19 yaşındayım. Flörtle ilgili yazınızı dikkatle okumamış, şöyle bir bakmıştım. Gerçi baksam da, başında kavak yelleri esen bir kimseye elbette etkisi olmazdı. Başından böyle işler geçmemiş gençlere, bunların pek tesirli olmayacağını, çünkü Peygamberimizin, (Sevgi insanı sağır ve kör eder) buyurduğunu bildirmiştiniz. Bunu acı tecrübeler sonunda anladım. Genç kızların benim düştüğüm çukura düşmemeleri umudu ile yazıyorum.

Ablamın kesip sakladığı yazınızda, (Flört, gafilce tecrübelere yol açar. Tecrübe için, ateşle baruta yaklaşılmaz. Ateşle barut bir arada durmaz. Erkek, önce kızı zorlar, arzusuna kavuşunca da, kızı ayıplar, ahlaksız der!) demiştiniz. Biz de evlenmek gibi temiz niyetlerle gezdik, tozduk ve beraber olduk. Ondan sonra benden ayrılmak için bahaneler aramaya başladı. (Sen benimle niçin evlenmek istiyorsun?) dedi.

Ben de, o anda laf olsun diye, (Yakışıklısın, terbiyelisin, soylusun, boylusun, hem de iyi huylusun!) gibi şeyler söyledim. Bunları söyler söylemez, (Demek benden daha yakışıklısını bulsan onu tercih edeceksin, seni ahlaksız seni!) diye bana çıkışmaya başladı. Gidiş o gidiş, bir daha gözüme görünmedi. Şimdi, o yazınızda, (Hercai genç erkek, kokladığı çiçekten hemen doyar, sonra başka bir renk, başka bir çiçek arar. Artık bu sahneler onu avutmaz, ondaki esrar, çözülmüştür. O artık, daha esrarlı bir macera peşindedir) diye ifade edilenleri daha iyi anlıyorum.”

Okuyucumuz, (Evlenmek gibi temiz niyetlerle..smile diyor. Evlenmek niyeti temiz ise de, yapılan işler kirlidir. Evliliği, böyle kirli işler, günahlar üzerine kurmak doğru değildir. Günah mefhumuna inanmayan veya günaha önem vermeyen kimselerle evlenmek doğru değildir. Çünkü onlar evlendikten sonra da günah işlemekten korkmazlar. Onların tek korkusu başkalarının ayıplamalarıdır. Kimsenin olmadığı yerde eğer kanun korkusu da yoksa, hiçbir şeyden çekinmezler.

Okuyucu kızımız da o genç delikanlıya, (Sen benimle niçin evlenmek istedin?) diye aynı soruyu sorsaydı, o da, (Güzellik, zenginlik..smile gibi bir şey söyleyebilirdi. O zaman, (Benden daha güzelini, daha zenginini bulsan, onu tercih etmen mi gerekir? Yiğit sözünden döner mi?) demeliydi. Fakat ne dese faydası olmazdı. Sokakta onun bunun kızına lâf atan, onu bunu yoldan çıkarmaya çalışanların tuzağına düşmemelidir.

Bu konuda birçok mektup geliyor. Konu itibariyle olduğu gibi, hep aynı şeyleri yazmak bakımından da uygun olmuyor. Gazetelere, (Hayatım Roman) gibi, mesela (Aldananlar ve aldatanlar) veya (Mağdur olan gençler) gibi bir köşe açılabilir. Bu acı tecrübeler, tecrübesizlere örnek olabilir.

Gençlerin, flört bataklığına düşmeden önce, evlilik öncesi ve sonrası yapacakları işleri bildiren, evlilik rehberi olabilecek yaşanmış olaylara ihtiyaçları vardır. (Yılan nasıl sokar ki?) diye herkesin kendini denemeye kalkması çok yanlış olur. Herkes acı tecrübelerin kurbanı olmamalı. Bu kurbanların acı tecrübelerini okuyarak, kendine çeki düzen vermelidir.

Kadınların saadeti
Fransa’nın meşhur şair kadınlarından Madam Lara Mardirous diyor ki:
(Kadınlarınıza söyleyiniz! Sahip oldukları aile hayatının kıymetini bilsinler!.. Yaşadıkları İslami hayat ne büyük nimet, ne büyük saadet. Bu yaşayış onları öyle sıkıntılardan korur ki...

Ah, şu omzumda hıçkırarak ağlamış kızların adedini bilseler. Kulaklarım, böyle kızların çok feci ve kalbleri yakan şikayetleri ile dolu. Evet, ışıklar ve çiçeklerle süslü balolar, konserler çok tatlı gibi görünür. Aslında buralar, kadınların sömürüldüğü, erkeklere sunulduğu, şehvetlerin tatmin edildiği yerler... Buralar, bir azap hücresi, bir cehennemdir.

Türk erkeklerine sesleniyorum:
Kadınlarınıza, kızlarınıza bunları iyice anlatın. Sakın bu yapılanların kadınlara iyilik olarak yapıldığını zannetmesinler. Bunların sadece ve sadece kadını istismar için yapıldığını bilsinler, sakın bunlara özenmesinler. [Cenap Şehabettin; Evrak-ı eyyam]

Benzer Konular

11 Nisan 2012 / asla_asla_deme Müslümanlık/İslamiyet
22 Kasım 2010 / Daisy-BT Müslümanlık/İslamiyet
17 Ocak 2013 / nötrino Müslümanlık/İslamiyet
27 Temmuz 2011 / _Yağmur_ Müslümanlık/İslamiyet
15 Temmuz 2011 / _Yağmur_ Müslümanlık/İslamiyet