Milliyetçilik, Müslümanlık ve İnsanlık - Sayfa 2

TÜRKÇÜYÜM ÇÜNKÜ; DİĞERLERİ PUTLARA TAPARKEN BENİM ATALARIM TANRININ VARLIĞINI-BİRLİĞİNİ KİTAP VE PEYGAMBER GELMEDEN BİLİYORLARDI.

TÜRKÇÜYÜM ÇÜNKÜ; BÜTÜN DÜNYANIN KULLANDIĞI ONLUK ASKERİ SİSTEMİNİ İLK DEFA MİLATTAN ÖNCE BENİM ATALARIM VAR ETTİ.

TÜRKÇÜYÜM ÇÜNKÜ; KIRK KİŞİYLE MİLYONLUK SARAYI BASANLARLA AYNI KANI TAŞIYORUM.

TÜRKÇÜYÜM ÇÜNKÜ; 50.000 KİŞİLİK ORDUYLA 200.000 KİŞİLİK ORDUYU YENEBİLECEK CESARETE SAHİP BİR IRKTAN GELİYORUM.

TÜRKÇÜYÜM ÇÜNKÜ; VATAN TOPRAĞINA DÜŞMAN AYAK BASMASIN DİYE 270 KİLOLUK TOP MERMİSİNİ TEK BAŞINA OMUZLAYACAK YÜREĞE VE BİLEĞE SAHİP BİR YİĞİDİN ULUSUNDANIM.


TÜRKÇÜYÜM ÇÜNKÜ; 72 MİLLETE BOYUN EĞDİRMİŞİM.

TÜRKÇÜYÜM ÇÜNKÜ; DÜNYA ÜZERİNDE YEDİ AYRI BAĞIMSIZ DEVLET KURMA DİRAYETİNE SAHİP OLAN IRK BENİM
IRKIM.

TÜRKÇÜYÜM ÇÜNKÜ; HAYATIMIN ZOR GÜNLERİMDE BENİ AYAKTA TUTAN IRKIMIN VE ATALARIMIN GÜCÜNÜ DAMARLARIMDA HİSSETMEMDİ.

TÜRKÇÜYÜM ÇÜNKÜ; ATALARIM ÇAĞLAR AÇIP ÇAĞLAR KAPAMIŞ.

TÜRKÇÜYÜM ÇÜNKÜ; ALPERTUNGA,TANRIKUT METE,ÇİÇİ YABGU,TANRI'NIN KIRBACI ATTİLA, BUMİN KAAN,İSTEMİ YABGU, KÜRŞAD,KÜLTEGİN, BİLGE KAAN,TONYUKUK,ÇAĞRI BEĞ,TUĞRUL BEĞ,ALPARSLAN,CENGİZ KAAN, HÜLAGÜ HAN,KILIÇARSLAN,OSMAN BEĞ,AKSAK TEMİR BEĞ,FATİH SULTAN MEHMET HAN, YAVUZ SULTAN SELİM HAN,...,MUSTAFA KEMAL ATATÜRK sayfalara sığmayacak kadar çok sayıda kahraman Atalarım var.

TÜRKÇÜYÜM ÇÜNKÜ; EZELDEN BERİ HÜR YAŞADIM , KIYAMETE KADAR HÜR YAŞAYACAK BİR IRKTAN GELİYORUM.

BİZLER BÖYLE BİR MİLLETİN TORUNLARIYIZ İŞTE BİZ BAĞIMSIZLIK ANLAYISI İÇİNDEYİZ KİMSENİN KÖLESİ OLAMAYIZ BUNU HERKES BİR GÜN ANLAYACAK..


_________________

BINLERCE SEREFSIZE BIR KISI YETER

ISTE TURK OLMAK BUDUR

Türk olmak en zayıf gününde bile dünyaya meydan okumak, en dertli gününde
bile her ufunetin bir şafakta biteceğini bilerek tevekkül göstermektir.

Türk olmak, Osmanlı'nın borcunu ödemektir. Hovarda babanın borçla yaşayan
evladı gibi. Kosova'da ve Bosna'da, Batı Trakya'da ve Makedonya'da bilmem
kaç asır geçmişte kalan meselelerin hesabını vermektir.

Türk olmak Kıbrıs'ta, Hocalı da, Anadolu'da ve Balkanlar'da soykırıma
uğrayıp, yapmadığın soykırımla suçlanmaktır. Türk olmak faşist olmaktır,
vatanına, yurduna, tarihine sahip çıktığınca. Türk olmak demokrat ve çağdaş
olmaktır, vatanına, yurduna, tarihine sahip çıkmadığınca.

Türk olmak lisanının Avrupa'da yasaklanmasıdır ve yine Türk olmak kendini
anlatamamaktır.

Avrupa'da hor görülmek Türk olmaktır, ataların bir sürü asır önce Viyana'yı
kuşattığı için ve hoş görülmemektir, sadece kuşatıp; Napolyon gibi bütün
Viyana'yı yakmadığın için.

Türk olmak Selanik'te Pontus Anıtı'nın, Viyana'da çiğnenen yeniçeri
minberinin ve Malta'da papazın üzerine bastığı Türk bayrağı heykelinin
önünden geçmektir.

Türk olmak zordur, çetindir ve eziyetlidir. Üç kıtadan dönüp, bir küçük
yarımadada misafir muamelesi görmektir. Sayısız imparatorluk kurmak Türk
olmaktır, aynı zamanda sayısız imparatorluk yıkmak da Türk olmaktır.

Arabaya koşulan ilk atın vatanında, ilk yazılı antlaşmanın imzalandığı
yurtta, yazının bulunduğu, paranın icat edildiği her metrekaresinden bereket
fışkıran bu yurtta, kalkınmak için yabancı sermaye beklemektir.

Türk olmak; Troya dan bu yana, Sümer'den bu yana serpilerek gelse de,
tarihten eski bu topraklarda, bütün zamandan damıtılarak gelen yüksek
değerlerine rağmen, bir haftalık hafıza ile yaşamaktır.

Doğu Roma'yı da Batı Roma'yı da yıkıp, yeni Roma olan AB'ye girmeye
çalışmaktır Türk olmak. Türk olmak, Mostar da köprüdür, Kerkük'te kaledir,
İstanbul'da Kızkulesi'dir, Anadolu'da buğdaydır, Çukurova'da pamuktur, Ege'de
tütün, Karadeniz'de fındık, Trakya'da ayçiçeğidir.

Türk olmak Çanakkale'de ölmektir. Çanakkale'de ölmeden önce düşmana su
vermektir, onun yaralısını sırtında kendi hastanene taşımaktır.

Düşmanın ardından rahmet okumak, kanlından helallik almaktır. Sabahları
odana rahmet dolsun diye, camı açmaktır. Kar yağdığında kayak yapmayı değil,
evsizleri düşünmektir. Balkon köşesine kuşlar için, kışın ekmek kırıntısı,
yazın su koymaktır. Yağmura rahmet, kara bereket diye bakmaktır.

Türk olmak, harap bir ülkede, zengin ülkelerin müstemlekesini reddedip,
tahtadan kılıç ve ipten üzengi ile, paylaşacak ve sahiplenecek tek varlığı
fakirlik olmasına rağmen, yedi düvele meydan okumaktır.

Türk olmak askere davul-zurna ile uğurlanmaktır, belki de dönmeyeceğini
bilerek. Türk olmak, annenin ardından "bir oğlum daha olsun, onu da
göndereceğim" demesidir. Babanın gözyaşlarını tutarak, tabutuna son kez
dokunurken "vatan sağ olsun" demesidir.

Türk olmak "Türk çayında radyasyon olmaz" yalanları ile, "gusül abdesti
alana aids bulaşmaz" dolanları ile yaşamaktır. Her hükümetin enkaz
devraldığı, ama asla ardında enkaz bırakmadığı ülkede olmaktır.

Türk olmak, ecdadın yaşadığı kıtlıktan dolayı, çayın yanında gelen şekerden
fazla olanı garsona geri vermektir. Aynı nedenle Türk olmak, yemeği ziyan
etmekten korkmaktır. Göz hakkına, diş kirasına saygıdır Türk olmak. Evindeki
bir kap aşın yarısını tanrı misafirine vermektir. Kendi yerde, misafiri
döşekte yatırmaktır Türk olmak.

Türk olmak, milli maçta ağlamaktır. Ayhan Işık'a, Belgin Doruk'a aşık
olmaktır. Türk olmak, aşkını ölesiye sevmektir. Aşkı için ölmektir,
öldürmektir. Sevdiceğinin elini bir tez tutamadan, toprağa girmektir.

En güzel aşk şiirlerini yüreğinde hissetmektir. Eşkıyaya türkü yakmaktır,
Türk olmak. Milletine sövmektir, ama başkasına sövdürmemektir, Türk olmak.
Türk olmak Yunus'u bilmektir, Aşık Veysel'i sevmektir. Mevlana'yı, Hacı
Bektaş-ı Veli'yi ve Hoca Yesevî -tek bir satırını okumasa da- yüreğinde
taşımaktır.

Türk olmak, saz çaldığında, ney üflendiğinde, kös dövüldüğünde ve kaval
çaldığında, yüreğinin derinlerinde bir sızı sezmektir, bir de Yemen Türküsü'nde...

Hayatın sana verdiklerine "nasip", vermediklerine "kısmet" demektir. Her
işin "hayırlısına" inanmaktır ve "feleğe" küfretmektir ve ağlamamak için çok
gülmekten çekinmektir.

Türk olmak, Asya'da batılı, Avrupa'da doğulu diye tepki görmektir. Irk
sözünü bilmeden yaşamak, yaradılanı Yaradandan ötürü sevmektir.

Magazin programları ile dizilerin arasına sıkışsa da, silkinip üzerindeki
ölü toprağını atabilmektir. Türk olmak, mahalle maçı için aynı saatte, on
kişi buluşamazken, milyon kişinin bir araya gelmesidir. Tavla oynarken bile
kavga ederken, milyon kişinin kavga etmeden gösteri yapabilmesidir.

Türk olmak, buhran zamanında Arjantin'de de mağazalar yağmalanırken, daha
ağır buhranda sorumlusuna en ağır cezayı tek bir cam kırmadan sandıkta
kesmektir.

Türk olmak en zayıf gününde bile dünyaya meydan okumak, en dertli gününde
bile her ufunetin bir şafakta biteceğini bilerek tevekkül göstermektir.

Zor iştir Türk olmak. Türk olmak Anadolu'da her düşen yağmur damlasına
hamdetmek, her çıkan başak için şükretmektir. Türk olmak, medeniyetler
mezarlığı Anadolu'da dik durabilmektir.

ALLAH TURKU KORUSUN VE YUCELTSIN AMIN
NE MUTLU TURKUM DIYENE

YENICAG TVDEN ALINTIDIR

Milliyetçilik mi, Müslümanlık mı?

PIERRE Loti Tepesi'nin adını "Eyüp Sultan Tepesi" yapmak için AKP'li Eyüp Belediyesi'nin teklifi var. Eyüp Sultan Türbesi İstanbul coğrafyasında ilk Müslüman ve Türk damgasıdır. Öyle ki, Lord Curzon, 1919'da İngiliz kabinesinde Türklerin İstanbul'dan atılmasını savunurken, "Eyüp gibi birkaç mekân hariç, İstanbul'un Türk ve Müslüman karakterine sahip bir şehir olmadığını" söylemişti!
Ömründe İstanbul'u görmemiş olan Curzon'un bu hezeyanı dün de bugün de mutlak yanlıştır.
Eyüp Sultan'ın milli kimliğimizin teşekkülündeki muazzam tarihi ve manevi rolünü Yahya Kemal'den, Abdülhak Şinasi'den de okudum. Eyüp semtine, camisine, türbesine gittiğimde hissettiğim deruni duygulardan da biliyorum bunu.
Ama tepenin adından "Pierre Loti"yi silip yerine Eyüp Sultan yazılmasını hem tarih, hem kültür, hem Eyüp semtinin bana verdiği duygular açısından çok yanlış buluyorum.
Pierre Loti adından rahatsız olmak vandalizm gibi bir ilkelliktir!

Loti Türkiye'de
Fransız yazarı Pierre Loti, Abdülhamid zamanında üç defa, meşrutiyet döneminde bir defa, mütareke döneminde iki defa, Atatürk zamanında bir defa Türkiye'ye geldi. Abdülhamid özel bir emirle Pierre Loti'ye koruma verdi; "hiç kimse tarafından rahatsız edilmeden, engellenmeden her istediği yeri serbestçe gezebilmesi" için...
Loti, İstanbul'un hem en Müslüman, muhafazakâr, hem en 'Levanten' semtlerini gezdi; Doğu hayatına duyduğu mistik ilginin engin ve egzantrik hazzını yaşadı. Pera meyhanelerinde alaturka müzik dinleyerek rakı içti...
Balkan Harbi yıllarında Türkiye'ye geldi. Türklere reva görülen korkunç zulümlere karşı isyan eden, haykıran, savaşan tek Batılı yazar ve aydın oydu!
Birinci Cihan Savaşı başlarken ülkesi Fransa'nın Türkiye'ye karşı savaşa girmesini protesto etti! Savaş sebebiyle milliyetçi duyguların kabardığı ülkesinde "düşmanı savunan adam" olma pahasına!
Mondros'tan sonra Anadolu işgal edilirken "Sevgili Fransa'mızın Doğuda Ölümü" kitabıyla Türkiye'yi savundu; Kuvay-ı Milliye'yi destekledi.
Gazi Paşa'nın Pierre Loti'yi öven konuşmaları vardır. Loti'nin hakseverliğine teşekkür ederek ona bir de "Şark halısı" hediye etmiştir. Gazi'nin Pierre Loti ile iki fotoğrafı da vardır.

Vandalizm tehlikesi
Bırakın, kadirşinaslığımızın nişanesi olarak "Pierre Loti Tepesi" de Divanyolu'ndaki "Pierre Loti Sokağı" da onun adıyla yaşasın. Pierre Loti, tarihte yaşadığımız faciaları bize hatırlatacak saygın bir tanıktır!
Oğuzhan Asiltürk de "surların yıkılmasını" istemişti; "Surlar Bizans'tır!" diye!
Evet ama surlar aynı zamanda "fetih"tir, Fatih'tir!
Surları yıkmak, Fatih'in ve insanlığın medeniyet mirasına karşı bir vandalizm olmaz mıydı?
Müslümanlık mı? İşte Abdülhamid'in davranışını anlattım.
Milliyetçilik mi? İşte Atatürk'ün davranışı, davranışları...
Milliyetçilik veya Müslümanlık yahut 'yerlilik' adına bu dar kafalı davranışlar Türkiye'yi nasıl bir tarihi ve kültürel çölleşmeye götürür, bir düşünün!
Tarih ve kültürümüzle böyle ilişkileri olmasa bile, evrensel değerlere sahip çıkmak, insanlığın medeniyet mirasına saygılı davranmak Türkiye'yi yüceltir.
Pierre Loti adını kazıma düşüncesinin ortaya koyduğu dar kafalılık beni son derece rahatsız etti. Eminim, Kadir Topbaş buna izin vermeyecektir