Arama

İslam Dininde Ana-Baba ve Evlad Hakkı - Sayfa 2

Güncelleme: 24 Ocak 2014 Gösterim: 178.001 Cevap: 12
KENCISii - avatarı
KENCISii
Ziyaretçi
5 Ekim 2007       Mesaj #11
KENCISii - avatarı
Ziyaretçi
Anne SevgisiYüce Allah, dünyadaki sevgilerin en yücesi olan evlat sevgisini, anneye vermiştir. Bu sevginin hiçbir menfaati ve kuralı yoktur. Bu sevgi, “zengin–fakir, eğitimli- eğitimsiz” ayrımı olmaksızın, her anne - baba için geçerlidir. Hatta hayvanlar için dahi geçerlidir.
Bu koşulsuz saf sevgi, zaman, zaman bazı evlatlar tarafından fark edilmeyebiliyor. Ya da bazı dini guruplara katılan gençler, telkin altında ailelerinden soğutulabiliyorlar.
Sponsorlu Bağlantılar

Dini bilgisi az olan, ya da hiç olmayan gençleri kandırmanın en güzel yolu Allah korkusudur. Bazı tarikatlar gençleri Allah korkusuyla kandırıyorlar. Daha sonra da onlara liderinin sözünden çıkarsan, dinden çıkarsın telkini veriyorlar. Dini bilgisi az olan gençler de bu korkuyla, (hak olmayan tarikatlara karşı olan ) ailelerine düşman olabiliyorlar. “Hak olan tarikatlarda amaç Allah’a yakın olmak iken, hak olmayanlarda ise, şeyhe körü körüne bağlı olup, toplumdan ve aileden soyutlanma vardır.”

Ailelerin bu konuda çok dikkatli olmaları gerekiyor. Evlatlarında olan değişikliklerin arkasında mutlaka bir şeylerin olduğunu anlamaları gerekiyor. Din ile hiçbir alakası olmayan bazı cemaatlerde, din adı altında kandırılan yüzlerce gencimiz farklı amaçlarla kullanılabiliyorlar.

Günümüzde bazı cemaatler ve tarikatlarda beyinleri altüst olan çocuklarımız, ailelerine karşı adeta düşman olarak yetiştirilebiliyorlar. Bazı cemaatlerde “annelerin sadece evladın doğumundan sorumlu olduğunun” telkini verilip onları ailelerinden soğutabiliyorlar.
Anne baba sevgisi Kuran’da açık ve net olarak yazmasına rağmen, din adı altında çocukları ailelerinden koparabiliyorlar.

Kuran ayetlerinde anne-baba hakkından şöyle söz edilir:
“Rabbin, Ondan başkasına kulluk etmememizi ve anne-babaya iyilikle davranmayı emretti. Şayet onlardan biri veya ikisi senin yanında yaşlılığa ulaşırsa, onlara: "Öf" bile deme ve onları azarlama; onlara güzel söz söyle.”(İsra Suresi, 17)


Şu da bir gerçek ki; Allah inancı kuvvetli olan ve Kuran ahlakını tam olarak benimseyen, vicdanının sesine kulak veren gençlerin, hangi koşullarda yaşarlarsa yaşasınlar, kandırılmaları asla mümkün olmayacaktır.

Unutulmamalıdır ki, akli dengesi bozuk veya çok zor durumda olmadığı sürece, bir anne - baba asla evladını yarı yolda bırakmaz, terk etmez. Canı pahasına da olsa onları her türlü kötülüklerden korur. Hangi cemaate girerse girsin, hangi telkin altında annelerine isyan ederlerse etsinler, asla anne babaları onların peşini bırakmayacaklardır… Her zaman evlatlarına şefkat kollarını uzatarak, onları tüm kötülüklere karşı koruyacaklardır.

“Sizin için hayvanlarda da elbette ibretler vardır…”(Nahl Suresi, 66)
Ayette de belirttiği gibi, hayvanlara daha dikkatle baktığımızda, ibret alacak çok şey olduğunu görebiliriz. Örneğin yukarıda anlattığım evlat sevgisi, doğada yaşayan en vahşi hayvanlar için bile aynıdır.
Çünkü Allah yeryüzündeki tüm canlıları bu içgüdüyle yaratmış ve bilinçaltımıza bu koşulsuz anne sevgisini kodlamıştır.

“Biz insana anne ve babasını (onlara iyilikle davranmayı) tavsiye ettik. Annesi onu, zorluk üstüne zorlukla (karnında) taşımıştır. Onun (sütten) ayrılması, iki yıl içindedir. "Hem Bana, hem anne ve babana şükret, dönüş yalnız Banadır."(Lokman Suresi,14)

Bilindiği gibi, en zor ve uzun geçen hamilelik dönemi, insanı dünyaya getirmektir. Ayrıca “yürümek, konuşmak, temizlik alışkanlığı” gibi en temel ihtiyaçlarını karşılamak konusunda en uzun sürede hayata adapte olan, yine insan yavrusudur. Bu uzun beraberlikteki görevi hep anne üstlenmiştir. Neredeyse doğumundan ölümüne kadar anne, kanatlarını evlatlarının üstüne germiştir. Bu fedakârlığın karşısında, anne ve babanın evlatlarından istedikleri sadece, saygı ve hoşgörüdür.

Yine unutulmamalıdır ki, dünyaya gelen her canlı yaşarsa, er ya da geç mutlaka yaşlılığı tadacaktır. İleride kendimize yapılmasını istemediğimiz tavır ve davranışları, biz de anne ve babamıza yapmayalım. Onlara şefkat, hoşgörü, saygı ve sevgiyle yaklaşalım.
“Onların hayır dualarını alalım.”

onurakx38 - avatarı
onurakx38
Ziyaretçi
16 Şubat 2010       Mesaj #12
onurakx38 - avatarı
Ziyaretçi
1- Hizmet ederek rızâlarını almak
Allahü teâlâ ana-babaya iyilik edilmesini emrediyor (Nisâ 36 En'âm 151 Ankebut 8)
Sponsorlu Bağlantılar
Hadîs-i şerîflerde de buyuruldu ki:
(Ana-babasına hizmet edenin ömrü bereketli ve uzun olur Onlara karşı gelenin âsî olanın ömrü bereketsiz ve kısa olur ) [Ey Oğul İlm]
(Ana-babasını dîne uygun hizmetleriyle râzı eden kimse Allahı râzı etmiş olur onları gazaplandıran Allahı gazaplandırmış olur) [İNeccâr]
(Anasına-babasına âsî olan mel’ûndur) [Hâkim]
(Ana-babası yanında ihtiyârladığı hâlde [onların rızâlarını alamayıp] Cenneti kazanamıyanın burnu sürtülsün) [Tirmizî]
(Ana-babasına iyilik edene müjdeler olsun! Allah Onun ömrünü uzatır) [Buhârî]
(Cihâd fîsebîlillah [Allah yolunda] sadece kılıç sallamak değildir Ana-babaya veya evlâda bakmak da cihâddır Ele muhtâç olmamak için çalışmak da cihâddır) [Deylemî]
Hasan-ı Basrî hazretleri Kâ'beyi tavâf ederken sırtında yük olan bir zât görüp der ki:
- Niçin yükle tavâf ediyorsun?
- Bu yük değil babamdır Bunu Şam'dan yedi defa getirip tavâf ettim Çünkü bana dînimi îmânımı öğretti Beni islâm ahlâkı ile yetiştirdi Bendeki hakkı büyüktür
- Kıyâmete kadar böyle arkanda taşısan bir defa kalbini kırmakla bu yaptığın hizmet boşa gider Bir defa da gönlünü yapsan bu kadar hizmete karşılık olur
Anneye hürmet ve hizmet babadan önce gelir Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki:
(Anneye yapılan iyiliğin ecri iki mislidir) [İGazâlî]
(Önce annene sonra babana kızkardeşine erkek kardeşine ve sırası ile diğer yakınlarına iyilik et!) [Nesâî]
(Veysel Karânî'nin kavuştuğu bütün ihsân ve dereceler anasına yaptığı iyilik sebebiyledir) [Râsihîn]
(Yâ Resûlallah annem müşriktir Ona iyilik etmem câiz midir?) diye soran kimseye Peygamber efendimiz (Evetannene iyilikte bulun) buyurdu (Ebû Dâvüd)
Her peygamber kendi annesinden de üstündür Buna rağmen peygamberler de annelerine hürmet ve hizmet etmişlerdir Görüldüğü gibi dünya ve âhiret rütbesi ne kadar yüksek olursa olsun müslüman ana-babaya hürmet ve hizmet şarttır Hattâ kâfir olan ana-babaya da hizmet etmek nafakalarını vermek ziyâretlerine gitmek lâzımdır Küfre sebep olan şeyleri yaptıracaklarından korkulursa ziyâretlerine gidilmez (Bezzâziyye)
Ana-babaya iyilik ihsân ederek onların yaptıklarına karşılık şükretmelidir Kur'ân-ı Kerîmde ana-babaya şükredilmesi emredilmiştir Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:
(Allahü teâlânın rızâsı ana-babanın rızâsında gadabı da ana-babanın gadabındadır) [Tirmizî]
Birgün Peygamber efendimizin huzûruna bir kimse gelerek dedi ki:
- Yâ Resûlallah! İzin verirseniz sizinle beraber gazâya gelip cihâd etmek istiyorum
- Anan-baban var mı?
- Evet var
- Onların yanında bulun! Senin cihâdın onlara hizmet etmektir (Müslim)
Annesini sırtına alıp Kâ'be-i muazzama'yı tavaf eden bir kimse Abdullah ibni Ömer hazretlerine dedi ki:
- Efendim annemi böyle sırtıma alıp Kâ'be-i muazzama'yı tavaf ettiriyorum Acaba annemin hakkını ödemiş olur muyum?
- Annenin hakkının yüzde birini bile ödeyemezsin Ancak iyi muâmele eder ve güzel bakarsan yapacağın en küçük bir hizmete çok büyük sevâb verilir
Enes bin Mâlik hazretleri şöyle anlatır:
Peygamber efendimiz zamanında Alkame isminde bir genç vardı Hep ibâdet ile meşgûl olur yaz-kış oruç tutardı Bu genç hastalandı Fakat dili tutulup birşey söyleyemiyordu Durumdan Resûlullah efendimiz haberdâr edildi Peygamber efendimiz HzAli ile Ammâr bin Yâsir hazretlerini gönderdi Onlar gence Kelime-i Şehâdet telkîn ettikleri hâlde genç söyleyemiyordu Peygamber efendimiz Bilâl-i Habeşî hazretleri vâsıtası ile durumdan haberdâr edildi Peygamber efendimiz yanında bulunanlara şöyle sordu:
- Alkame'nin ana-babası var mı?
- Yâ Resûlallah ihtiyâr bir annesi var
- Annesini buraya getirin!
Annesi gelince Peygamber efendimiz buyurdu ki:
- Alkame'ye ne oldu?
- Yâ Resûlallah Alkame çok iyidir Hep ibâdet ile meşgûl olur Ama ben ondan râzı değilim Çünkü o hanımının rızâsınıbenim rızâmdan üstün tutmaktadır
- Dilinin tutulması bu yüzdendir Ona hakkını helâl et de dili açılsın!
- Yâ Resûlallah O benim hakkıma riâyet etmedi Hakkımı helâl etmem
Bunun üzerine Peygamber efendimiz (Ey Bilâl! Eshâbı çağır odun getirsinler Alkame'yi yakalım Çünkü annesiondan râzı değildir) buyurduKadıncağız bunları işitince dedi ki:
- Yâ Resûlallah oğlumu benim gözümün önünde mi yakacaksınız? Kalbim buna nasıl dayanabilir?
- Cehennem ateşi dünya ateşinden çok daha kızgın ve yakıcıdır Sen ondan râzı olmadıkça onun hiçbir tâ'ati makbûl değildir
Kadıncağız bunları işitince ağlamaya başlayıp dedi ki:
- Yâ Resûlallah ben ondan râzı oldum hakkımı helâl ettim
Böyle söyledikten sonra oğlunun yanına gitti ve oğlunun sesini duydu Kelime-i şehâdeti rahatlıkla söylüyordu Aynı gün vefât etti Cenâze hazırlıkları yapılıp defnedildi Definden sonra Resûlullah efendimiz Eshâb-ı kirâma hitâben buyurdu ki:
(Hanımını annesinden üstün tutana Allahü teâlâ ve melekler la'net eder) [RNâsıhîn]
2- Ana-babaya iyilik ve ihsân evlâd üzerine farzdır Allahü teâlâ buyuruyor ki:
(Ana-babadan biri veya ikisi yaşlanınca usanıp da öf deme! Ağır söz söyleme! Onlarla yumuşak ve tatlı konuş!) [İsrâ 23]
(Allahtan başkasına kulluk etmeyin ana-babaya yakınlara yetimlere düşkünlere iyilik edin insanlarla güzel güzel konuşun namazı kılın zekâtı verin [Bekara 83]
Peygamber efendimize Lokman sûresinin (Dünyada ana-babanla iyi geçin) meâlindeki 15 âyet-i kerîmesinin açıklaması sorulduğunda şöyle buyurdu: (Onlarla iyi geçinmek demek;
1- Aç iseler yemek vermek
2- Elbiseleri yoksa elbise yapmak
3- Hizmete muhtâç iseler onlara hizmeti cana minnet bilmek
4- Çağırdıklarında buyurun deyip yanlarına gitmek ve onlara hep iyilik etmek
5- Bir iş buyurduklarında emirlerini yerine getirmek günah olan emirler yerine getirilmez
6- Onlarla konuşurken tatlı ve yumuşak hitâb etmek
7- Onları isimleri ile çağırmamak8- Onlarla bir yere giderken arkalarından gitmek
9- Kendi için sevdiği şeyi onlar için de sevmek
10- Kendine duâ ederken onlara da duâ etmek) [RNâsıhîn]
Hadîs-i Şerîflerde buyuruldu ki:
(Ana-babasının ihtiyâcını karşılamak veya onları insanlara muhtaç etmemek için çalışan kimse fîsebîlillah [Allah yolunda] çalışıyor demektir) [Taberânî]
(Ana-babaya ihsânda bulunmak ve akrabayı ziyâret etmek şekaveti saâdete çevirir ömrü artırır ve insanı fena ölümden korur [Ebû Nuaym]
(Ömrünün uzun rızkının bereketli olmasını istiyen ana-babasına iyilik etsin sıla-i rahim yapsın!) [İ Ahmed]
(Evlâd babasının hakkını hiçbir sûretle ödeyemez Ancak onu köle olarak bulur ve sonra da satın alarak âzâd ederse ancak o zaman hakkını ödemiş olabilir) [Müslim]
(İffetli olursanız kadınlarınız da iffetli olur Ana-babanıza ihsân ederseniz çocuklarınız da size ihsân eder!) [Taberânî]
(Annenin duâsı en çabuk kabul olan duâdır) [İGazâlî]
(Ana-babaya iyilik etmek namaz oruç hac ve cihâddan daha üstündür) [İazâlî]
(Evlâdının iyiliğini görmesi için ona yardım eden babaya Allah merhamet etsin) [İbni Hibbân]
Bir kimse gelip dedi ki:
- Yâ Resûlallah büyük bir günâh işledim Tevbem kabûl olur mu ne yapmam lâzımdır?
Peygamber efendimiz buyurdu:
- Annen var mı?
- Hayır yok
- Teyzen var mı?
- Evet var
- Öyle ise ona iyilik et! (Tirmizî)
Allahü teâlâ Hz Mûsâ'ya vahyetti ki:
(Ana-babasına itâ'at edip bana isyân edeni iyilerden yazarım Bana itâ'at edip ana-babasına isyân edeni ise kötülerden yazarım) [İGazâlî]
Bu konudaki hadîs-i şerîflerden birkaçı şöyle:
(Ana-babasını üzen ve sıla-i rahmi terk eden Cennetin kokusunu duyamaz) [Taberânî]
(En üstün amel vaktinde kılınan namaz ve ana-babaya iyiliktir) [Müslim]
(Ana-babasının rızâsını alan mü'mine Cennetten iki kapı açılır Onları üzene ise Cehennemden iki kapı açılır) [Beyhekî]
(İlim öğrenen talebe kocasına itâ'at eden kadın ana-babasına iyilik eden evlâd Peygamberlerle beraber hesâbsız olarak Cennete girer) [İRâfi'î]
(Ana-babasına iyilik edenin ömrü uzun rızkı bereketli olur) [İAhmed]
(En fazîletli amel vaktinde kılınan namazdan sonra ana-babaya iyiliktir) [Müslim]
(Ana-babaya ihsân bedbahtlığı saâdete çevirir ömrü uzatır ve insanı kötü ölümden korur) [Ebû Nuaym]
(Ana-babanıza ihsân ederseniz çocuklarınız da size ihsân eder) [Taberânî]
(Ömrünün uzun ve rızkının ziyâde olmasını istiyen ana-babasına ihsânda bulunsun ve akrabasını yoklasın!) [İAhmed]
(Ebrâra "ebrâr" denmesi: Ana-baba ve cocuklarına iyilik etmelerindendir Ana-babanın senin üzerinde hakkı varsa çocuklarının da senin üzerinde hakkı vardır) [Taberânî]
(Allah katında en fazîletli amel vaktinde kılınan namaz anaya-babaya ihsân ve Allah yolunda cihâddır) [Buhârî]
(İnsanlar içinde en büyük hak sahibi erkeğin üzerine annesi kadının üzerine de kocasıdır) [Hâkim]
(Sadaka veren kimse neden müslüman olan ana-babasının ruhu için vermez? Halbuki böyle yaparsaverdiği sadakanın sevâbı onların rûhuna gideceği gibi onlardan bir şey eksilmemek şartı ile onların sevâbı gibi bir sevâb da kendisine yazılır) [Taberânî]
(Üç zümreye Cehennem ateşi dokunmaz: Bunlar kocasına itâ'at eden kadın ana-babasına iyilik eden evlâd ve insanlara merhamet eden kimsedir) [RNâsıhîn]
(Ana-babasını küstürmüş olduğu hâlde sabahlıyan kimseye Cehennemden iki kapı açılır Bu halde akıllanmıyana da aynı şekilde Cehennemden iki kapı açılır Bunlardan bir tanesi hayatta olur da onun rızâsını almaz ve onu küstürürse kendisini Cehenneme götüren bir kapı açılır Ana-babası kendisine zulmetseler dezulmetmeseler de böyledir [Beyhekî]
Görüldüğü gibi ana-baba zâlim de olsalar kendisine zulmetseler de evlâd onları küstürmemelidir
Ana-babanın veya hiç kimsenin günâh olan emirleri yapılmaz Ana-babanın yemeklerinde harâm karışmış olduğu şüpheli bile olsa ana-baba bu yemekten yemesi için evlâdını zorlasa evlâdın o yemekten yemesi lâzımdır Çünkü şüpheli şeylerden kaçınmak vera' ana-babanın rızâsını almak ise vâcibdir
Yemen'den bir kişi gelip dedi ki:
- Yâ Resûlallah cihâda gitmek istiyorum
- Yemen'de anan-baban var mı?
- Evet var yâ Resûlallah
- Cihâda gitmene izin verdiler mi?
- Hayır vermediler yâ Resûlallah
- Ana-babana git izin iste! Müsâade ederlerse cihâda git! İzin vermezlerse onlara hizmet et! Çünkü îmândan sonra Allahü teâlânın rızâsına kavuşturucu amellerin en üstünü ana-babaya iyilik ve ihsândır) (İAhmed)
Yine cihâda gitmek için gelen bir kişiye Peygamber efendimiz buyurdu ki:
- Annen var mı?
- Evet var yâ Resûlallah
- Onun yanına git! Cennet onun ayakları altındadır (Taberânî)
Bir kişi hicret etmek için Peygamber efendimize dedi ki:
- Anne ve babamı ağlatarak geldim yâ Resûlallah
- Hemen git onları ağlattığın gibi güldür! (Ebû Davud)
Bir zât suâl etti ki:
- Yâ Resûlallah cihâda gitmek istiyorum
- Annen var mı?
- Evet var- Ona hizmet et Cenneti onu râzı etmekle kazanırsın! (Taberânî)
Cihâda gitmek için gelen başka birisine de (Annenin yanından ayrılma! Cennet onun ayağı altındadır) buyuruldu (Nesâî)
Mûsâ aleyhisselâm dedi ki:
- Yâ Rabbî Cennetteki arkadaşım kimdir?
- Filân yerde bir kasap vardır Senin Cennetteki arkadaşın odur
Mûsâ aleyhisselâm tarif edilen yere gitti Güneş batıncaya kadar orada kaldı Akşam olunca kasap bir parça et alıpçantasına koydu Kasap akşam evine giderken Mûsâ aleyhisselâm sordu:
- Ey genç misâfir kabul eder misin?
- Evet memnuniyetle
Beraber gittiler Eve gelince genç bu etten güzel bir yemek pişirdi Sonra evin tavanına asılı duran bir zenbili indirdi İçinde çok yaşlı zaif güçsüz bir kadın vardı Onu zenbilden çıkardı Bir kaşık alıp doyuncaya kadar ağzına yemek koydu Sonra elbisesini değiştirdi Tekrar zenbile yerleştirdi Bu esnâda kadının dudakları kımıldadı Sonra kasap zenbili alıp tavana astı Bunları gören Mûsâ aleyhisselâm sordu:
- Bu kadın kim ona ne yaptın?
- Bu benim annemdirok yaşlandıTakati kalmadı Oturacak halde de değildir Çarşıdan gelince onu doyurup altını değiştirmeden kendim bir şey yemem
- O esnâda annenizin dudaklarının kımıldadığını gördüm Bir şey mi söylüyordu?
- Evet hergün "Yâ Rabbî oğlumu Cennette Mûsâ aleyhisselâma arkadaş eyle" diye duâ eder"
- Gözün aydın olsun Mûsâ Peygamber benim ve Cennetteki arkadaşım da sensin (Şir'a)
İbni Abbâs hazretleri "Ana-babana karşı kusurlu güçsüz aşağı bir kölenin sert kaba efendisine karşı bulunduğu hâl içerisinde ol" buyururdu
Hasan-ı Basrî hazretleri de buyurdu ki:
(Âlim bir evlâdın ana-babası kâfir olsa kuyudan su çekmeleri için ona muhtaç olsalar o da birkaç kova çektikten sonra öf dese öf demesi sebebiyle bütün amelleri yok olur)
Ana-babasını beğenmiyerek ben onların oğlu kızı değilim dememelidir! Çünkü Resûlullah efendimiz (Annem-babam onlar değildir diyene Allahın meleklerin ve bütün insanların lâ'neti olsun Allahü teâlâ böyle diyenin farz ve nâfilelerini kabûl etmez) buyurdu (Şir'a)
Mûsâ aleyhisselâm Allahü teâlâdan dokuz def'a nasîhat istedi Hepsinde de Cenâb-ı Hak ana-babaya itâ'at etmesini istiyerek (Ana-babasına iyilik edenleri dünyada sevdiklerim arasına alırım Kabirde onlara arkadaş olurmahşerde merhamet ederim Sırâtı geçirir Cennette onlarla vâsıtasız konuşurum Ana-babasına âsî olanPeygamberler gibi çok amel etse amelini kabûl etmeyip onu Cehenneme atarım Ana-babasına itâ'at edeni de bana karşı kusurlu olsa da affederim) buyurdu
Buhârî'deki hadîs-i şerîfte özetle deniyor ki:
Eski ümmetlerden üç kişi yolculuğa çıkarlar Geceyi geçirmek üzere bir mağaraya girince dağdan bir kaya parçası yuvarlanarak mağaranın ağzını kapatır "Bizi bu kayadan ancak iyi amellerimizi dile getirerek Allah'a yapacağımız duâ kurtarabilir" derler
İçlerinden biri şöyle dedi:
Anam-babam çok yaşlı idi Onları doyurmadan çoluk çocuğumu ve hayvanlarımı doyurmazdım Birgün odun toplamak için uzaklara gitmiştim Geç vakte kadar da dönemedim Akşam içecekleri sütü getirdiğimde anamla babam uyumuşlar Onlara sütlerini içirmeden önce çoluk çocuğumun ve hayvanlarımın karınlarını doyurmazdım Çocuklar da yanımda ağlıyorlardı Çanak elimde tanyeri ağarıncaya kadar onların uyanmalarını bekledim Anamla babam uyanıp sütlerini içtiler "Ya rabbî bunu senin rızan için yapmışsam buradan bizi kurtar"
Kaya biraz açıldı Fakat çıkmak mümkün değildi
Diğeri her türlü imkân varken çok sevdiği amcasınının kızı ile zinâ etmediği ve kıza verdiği 120 dinar altını almadığı olayı hatırlayıp (Yâ rabbî bunları senin rızan için yapmışsam bizi buradan kurtar) dedi Kaya biraz daha açıldı Ancak yer çıkabilecekleri kadar değildi
Üçüncüsü şöyle dedi:
Çalıştırdığım işçilerden biri ücretini almadan gitmişti Ben de onun ücretini ürettim Öyle ki bundan birçok mal meydana geldi Bir müddet sonra bana gelip ücretini istedi
(Şu gördüğün develer sığırlar koyunların hepsi senin ücretinden üremiştir al götür) dedim
O da (benimle alay etmiyorsun ya) dedi Ben de (hayır alay etmiyorum doğrusu bu) deyince malların hepsini alarak götürdü Banahiçbir şey bırakmadı(Yâ rabbî bunu senin rızan için yapmışsam içinde bulunduğumuz şu belâdan bizi kurtar)
Bunun üzerine kaya tamamen açıldı Onlar da mağaradan çıkarak yollarına devam ettiler
Ana-babaya karşı alçak gönüllü olmalı yaşadıkları müddetçe onlara hizmet etmeli ve bununla onların rızâlarını kazanmalıdır HzHüseyn'in oğlu Alî edeblerini gözetemem endişesiyle ana-babasıyla yemek yemekten çekinirdi
Ana-babasını râzı eden kimse için Cennette iki kapı açılırBir kimsenin ana-babası zâlim olsalar dahi onlara karşı gelmek onlarla sert konuşmak câiz değildir Çeşitli vesilelerle onların elleri öpülüp duâları alınmalı haklarını helâl ettirmelidir
Bu vesilelerden biri de bayramlardır Bayramlarda ana-babaya çeşitli hediyeler alıp bayramları tebrik edilerek hakları helâl ettirilmeli ve duâlarını almalıdır! Arada kırgınlıklar varsa bu vesile ile giderilmelidir Allahü teâlâ buyurdu ki:
- Yâ Mûsâ günahlar içinde bir günah vardır ki benim indimde çok ağır ve büyüktür O da ana-baba evlâdını çağırdığı zaman emrini dinlememesidir (Ey Oğl İlm)
Ana-baba kızıp birşey söylediği zaman onlara karşılık vermemelidir Emrettikleri şeyleri bir an önce yapıp onların dusını almalıdır Onların üzülüp bedduâ etmelerinden korkmalıdır Yanlış bir iş yapıp onları üzünce hemen ellerine sarılıp özür dilemelidir İnsanın saâdeti ve felâketi onların kalblerinden gelen ve ağızlarından çıkacak olan sözdedir Atılan ok tekrar geri gelmez Onlar hayatta iken kıymetini bilip hayır duâlarını almak lâzımdır Vefâtlarından sonraki pişmanlık fayda vermez Onlar hayatta iken ne yapıp yapıp onları memnun etmelidir
Soğuk bir kış gecesinde Bâyezid-i Bistâmi hazretleri küçükken annesi ile yatsı namazını kılıp yatmıştı Gece yarısına doğru annesi uyandı Çok susamıştı Oğluna seslendi:
- Oğlum bir bardak su verir misin?
Hemen yatağından fırlayan küçük Bâyezid su testisine baktı Fakat içinde su yoktu Annesine:
- Anneciğim testide su yok ben hemen doldurup geleyim dedi
Koşarak dışarı çıktı Her yer buz ile kaplıydı Zorlukla testiyi doldurup geri döndü Fakat geri dönene kadar annesi tekrar uyumuştu Annesini uyandırmaya kıyamadı Elinde su dolu bardak ile annesinin baş ucunda beklemeye başladı Hava çok soğuk olduğu için bir müddet sonra soğuktan titremeye başladı Buna rağmen bardağı bırakıp yatmadı Annesinin uyandığında "Hani su" diyerek üzüleceğinden korkuyordu Anesini üzmemek için her türlü sıkıntıya katlanmaya râzı idi Elinde su bardağı saatlerce ayakta annesinin uyanmasını bekledi Nihayet annesi "su su" diye mırıldanmaya başladı Hemen "buyur anneciğim suyun hazır" dedi Annesi daha ilk sözünde suyun hazır olmasını anlıyamadı Oğluna sordu:
- Oğlum ne çabuk getirdin?
- Anneciğim daha önce uyandığında su istemiştin O zaman su olmadığı için testiyi doldurmaya gittim Geldiğimde senin daldığını gördüm Uyanmanı bekledim
Oğlunun bu kadar sadakatli olduğuna çok sevinen annesi sevinçten ağladıAllahü teâlâ kendisine böyle bir oğul ihsân ettiği için şükretti:
- Yâ Rabbî ben oğlumdan râzıyım sen de râzı ol dedi
Annesinin duâsı sebebiyle Bâyezid-i Bistâmî hazretleri evliyâlıkta yüksek derecelere kavuştu Allahü teâlânın sevgili kulu oldu
Kendisine sordular:
- Bu derecelere nasıl kavuştunuz?
- Annemin rızâsını almakla
Anne hakkı önemlidirAnneye hürmet ve hizmet babadan önce gelir Biri suâl etti ki:
- Yâ Resûlallah insanlar içinde iyilik etmeme en lâyık olan kimdir?
- Annendir
- Sonra?
- Annendir
- Daha sonra?
- Babandır (Buhârî Müslim)
Başka bir hadîs-i şerîfte de (Önce annene sonra babana kızkardeşine erkek kardeşine ve sırası ile diğer yakınlarına iyilik et) buyuruldu (Nesâî)
Üstünlük başka hakkı olmak iyiliğe lâyık olmak başkadır Anne kâfir bile olsa ona iyilik etmelidir! Bir kimse (Yâ Resûlallah annem müşriktir Ona iyilik etmem câiz midir?) diye sorunca (Evet annene iyilik ve ihsânda bulun) buyurdu (Ebû Dâvüd)
Îmânlı olup Cehennemden en son çıkacaklar Allah yolunda olan ana-babasının islâmiyete uygun olan emirlerine âsî olanlardır Allahü teâlâ buyurdu ki:
- Yâ Mûsâ ana-babasını râzı eden beni râzı etmiş olur Ana babasını râzı edip bana âsî olan kimseyi dahi iyilerden sayarım Ana-babasına âsî olan bana mûtî [itâatkâr] olsa bile onu fenâlar tarafına ilhâk ederim [Ey Oğul ilm]
HzMuâz Resûlullah efendimize sordu:
- Minbere çıkarken üç kere âmin demenizin sebebi nedir?
- Cebrâil aleyhisselâm geldi "Ramazan ayına yetiştiği halde [günahları] mağfiret olunmadan ölen kimse ateşe girsin" dedi Ben de âmin dedim Sonra "yanında senin adın anıldığı halde sana salevât getirmiyen kimse ateşe girsin" dedi Ben de âmin dedim Daha sonra "ana-babasına veya ikisinden birine yetiştiği halde onların hakkını gözetmeden ölen ateşe girsin " dedi Ben de âmin dedim) [İNeccâr]
3- Âsî olmamak karşı gelmemek
(Agâh olun büyük günâhların en büyüklerini haber veriyorum Bunlar Allaha şirk koşmak ana-babaya âsî olmaktır) [Buhârî]
(Allahü teâlâ Kıyâmette üç zümreye rahmet nazarıyla bakmaz: Ana-babasına karşı gelen içki içen ve yaptığı iyiliği başa kakan kimse) [Buhârî]
(Ana-babaya karşı gelmek büyük günâhtır) [Buhârî]
(Ana-babasına âsî olan Cennete giremez) [Nesâî]
(Ana-babasına karşı gelenin ömrü bereketsiz ve kısa olur) [İslâm Ahlâkı]
(Ana-babaya karşı gelmekten isyân etmekten sakının! Ana-babasına âsî olan Cennetin kokusunu alamaz) [Deylemî]
(Allahü teâlâ ba'zı günâhların cezâsını kıyâmete kadar geciktirir Ana-babaya isyân bundan müstesnâdır) [Hâkim]
Îmânı olanlardan Cehennemden en sonra çıkacak olanlar Allahü teâlânın yolunda olan ana-babasının islâmiyyete uygun olan emîrlerine âsî olanlardır
Ana-babanın ve hiç kimsenin dine uymıyan emri yapılmaz Fakat ana-babaya yine tatlı söylemek onları incitmemek lâzımdır
Ana-baba kâfir ise onları kiliseden meyhâneden sırtta taşıyarak bile geri getirmek lâzımdır Fakat oralara götürmek gerekmez Ana-baba zâlim de olsa onlara karşı gelmek onlarla sert konuşmak câiz değildir
(Anam-babam çok şefkatsız onlara nasıl itâ'at edeyim) diyen bir kimseye Resûlullah efendimiz buyurdu ki:
(Anan seni dokuz ay karnında gezdirdi İki yıl emzirdi Seni büyütünceye kadar koynunda besledi ve sakladıkucağında gezdirdi Baban da seni büyütünceye kadar birçok zahmete katlandı İdâre ve mâişetini temîn etti Sana dînini îmânını öğretti Seni islâm terbiyesi ile büyüttü Şimdi nasıl olur da şefkatsiz olurlar? Bundan daha büyük ve kıymetli şefkat olur mu?) [Ey Oğul İlm]
(Yâ Resûlallah yaşlı anama elimle yedirip içiririm Abdestini aldırır sırtımda taşırım Hakkını ödemiş olur muyum) diye soran kişiye buyurdu ki:
(Hayır yüzde birini bile ödemiş olamazsın O sana yaşaman için hizmet ediyordu sen ise ölümünü bekliyerek hizmet ediyorsun Ancak Allahü teâlâ bu az iyiliğine karşılık çok sevâb ihsân eder) [RNâsihîn]
Bir zât (Yâ Resûlallah ana-baba evlâdına zulmetse de rızâlarını almıyan Cehenneme girer mi) diye sorunca cevaben 3 defa (Evet zulmetseler de rızâlarını almıyan Cehenneme girer) buyurdu (Beyhekî)
Şu hâlde ana-baba zâlim olup evlâda zulmetseler de günâh işlemeyi emretseler de yine onları üzmemeyeküstürmemeye çalışmalıdır! Günâh olan emirleri yapılmaz ama yine de onları üzücü söz söylemek câiz olmaz Ana-baba kötü bile olsa yine onlarla iyi geçinmelidir! Ziyâretlerini terk etmek büyük günâhtır Hiç olmazsa selâm göndererektatlı mektûp yazarak telefon ederek bu günâhtan kurtulmalıdır!
Kur'ân-ı kerîmde 3 şey 3 şeyle beraber bildirildi Biri yapılmazsa ikincisi kabûl olmaz Peygambere itâ'at edilmezseAllaha itâ'at edilmiş olmaz Ana-babaya şükredilmedikçe Allahü teâlâya şükredilmiş olmaz Malın zekâtı verilmedikçenamazlar kabûl olmaz (Tefsîr-i Mugnî)
4- İtâ'at etmek karşı gelmemek günâh olmıyan emîrlerini yapmak
Hadîs-i Şerîflerde buyuruldu ki:
(Ana-babaya itâ'at Allaha itâ'attir onlara âsî olmak Allaha âsî olmaktır) [Taberânî]
(Ana-babasını hoşnud eden Allahı hoşnud etmiş ana-basını kızdıran da Allahı kızdırmış olur) [İNeccâr]
Babasına âsî gelen kimse çocuğundan mürüvvet göremez murâdına kavuşamaz âilesi ile geçinemez evinin tadı bozulur (Şir'a)
Hz Ömer oğlu Abdullah'ın bilmediği önemli bir sebepten dolayı hanımımdan ayrılmasını ister Oğlu da hanımını çok sevdiği için bu sözü duymamış gibi hareket eder Hz Ömer sözünü dinlemediğini görünce durumu Resûlullah efendimize bildirir O da (Ey Abdullah babanın sözünü dinle hanımını bırak) buyurur (Tirmizî)
Ananın babanın ve hocanın harâm olan şeyleri emretmeleri hâlinde bunlara isyân edilmez Karşı gelinmez Bu emirlerdinde günâh ve suç olmıyacak şekilde yapılır Meselâ bir adama anası evlenme derse veya falanca kızı almıyacaksın veya âileni bırakacaksın derse veya falanca âlime gidip dinini öğrenmiyeceksin derse bu sözleri islamiyyetin îcâp ettirdiği bir sebep ile değil ise itâ'at îcâb etmez Fakat yine sert söylemek karşılık vermek câiz değildir
Ananın babanın hocanın itâ'at lazım olmıyan emirleri yapılmadığı zaman uygun bir şekilde özür dilemedir
5- Sert bakmamak şefkatle sevgi ile bakmak Hadîs-i Şerîflerde buyuruldu ki:
(Ana-babanın yüzüne sevgi ile bakmak ibâdettir) [Ebû Nuaym]
(Ana-babanın yüzüne şefkatle bakana kabûl olmuş bir hac sevâbı yazılır) [İRafiî]
(Huzurunda alıcı ile satıcı arasındaki köle gibi durmayan kimse babasının hakkını ödiyemez) [İGazâlî]
Evlâd ana-babasına merhamet ve sevgi ile bakınca ona böyle bir bakışı için kabûl edilmiş bir hac sevâbı verileceği bildirilince oradakiler (günde bin defa bakarsa da böyle sevâba kavuşur mu?) dediklerinde Peygamber efendimiz(Günde yüzbin defa baksa da) buyurdu (Şir'a)
6- Üzmemek incitmemek rızâlarını kazanmak
Allahü teâlânın rızâsı dînine bağlı olan ana-babanın rızâsında Allahü teâlânın gazabı dînine bağlı olan ana-babanın gazabındadır(Cennet ana-babanın ayağı altındadır) Ya'nî sana dînini îmânını öğreten ana-babanın rızâsındadır (Şir'a)
Ana-baba çağırdığı zaman herhangi bir işle uğraşırsan hemen onu terkedip derhal ana-babanın emrine koşacaksın! Anan-baban sana kızıp bağırırsa onlara sen birşey söyleme! Ananın-babanın duâsını almak istersen sana emrettikleri işleri çabuk ve güzel yapmaya çalış! Bu işini beğenmeyip sana gücenmelerinden ve bedduâ etmelerinden kork! Sana darılır iseler onlara karşı sert söyleme! Hemen ellerini öperek gazablarını teskin eyle! Ananın-babanın kalblerine geleni gözet! Zîrâ senin saadetin ve felâketin onların kalblerinden doğan sözdedir Anan-baban hasta ise ihtiyâr ise onlara yardım et! Saadetini onlardan alacağın hayır duâda bil! Eğer onları incitip bedduâlarını alırsan dünya ve âhıretin harâb olur Atılan ok tekrar geri yaya gelmez Onlar hayâtta iken kıymetini bil!
Hasan-ı Basrî hazretleri Kâ'beyi ziyâret ve tavâf ederken arkasında bir zenbil ile tavâf eden bir zâta dedi ki:
- Arkadaş arkandaki yükü koyup öyle tavâf etsen daha iyi olmaz mı?
O zât cevâben dedi ki
- Arkamdaki yük değil babamdır Bunu Şam'dan yedi defa buraya getirip tavâf eyledim Çünkü bana dînimi imânımı bu öğretti Beni islâm ahlâkı ile yetiştirdi
- Kıyâmete kadar böylece arkanda getirip tavâf eylesen bir defa kalbini kırmakla bu yaptığın hizmet boşa gider ve yine bir def'a gönlünü yapsan bu kadar hizmete mukâbil olur
Gaflet ve şaşkınlığa kapılarak ana-babanın kalbini kırarsan derhal onların rızâsını almaya çalış minnet eyle ve her ne yaparsan yap onların gönlünü al! Ana-babanın evlâd üzerinde hakları çok büyüktür Bunu dâimâ göz önünde tut! (İslâm Ahlâkı)
Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki:
(Ana-babasına âsî olan kimse ne yaparsa yapsın Cennete giremez Ana-babasına iyilik eden de ne yaparsa yapsın Cehenneme girmez) [RNâsıhîn]
(Rabbin rızâsı ana-babanın rızâsında gazabı da ana-babanın gazabındadır) [Buhârî]
(Ana-babasının rızâsını alan mü'mine Cennetten iki kapı üzene de Cehennemden iki kapı açılır) [Beyhekî]
(Evlâda önce namazdan sonra ana-baba hakkından sorulur ) [RNâsıhîn]
(Ana-babasına âsi olana "İstediğin ibâdeti yap sana mağfiret etmem" denir ve sâdık olana da "Bildiğini yap seni mağfiret ederim" denir) [Ebû Nuaym]
Ana-babayı üzmek onlara eziyet etmek büyük günâhtır Ana-babanın veya hiç kimsenin günâh olan emîrleri yapılmaz Ana-babanın yemeklerinde harâm karşılığı olduğu şüpheli olsa ana-baba bu yemekten yemesi için evlâdını zorlasaevlâdın o yemekten yemesi lâzımdır Çünkü şüpheli şeylerden kaçınmak vera' ana-babanın rızâsını almak ise vâcibdir Fakat gayrı meşrû emîrleri dinlenmez Meselâ onlar (İçki iç namaz kılma yoksa senden râzı olmayız) deseler de harâm olan şeyler yapılmaz Çünkü (Hâlıka isyân olan işte kula itâ'at edilmez) emri vardır (Hâkim)
Bir insan gaflet ve şaşkınlığa kapılarak ana-babanın kalbini kırarsa derhâl onların rızâsını almaya çalışmalı yalvarmalıonların gönlünü almalıdır Ana-babanın evlâd üzerinde hakları çok büyüktür Bunu dâima göz önünde tutarak ona göre hareket etmelidir
Evliyânın büyüklerinden birisi nâfile hacca gitmek üzere yola çıktı Bir ara Bağdat'a uğradı Orada Ebû Hâzım-ı Mekkî hazretlerini ziyâret etti O esnâda uyuyordu Bir müddet beklediUyandı ve o zâta dedi ki:
- Şimdi Resûlullah efendimizi rü'yâda gördüm Bana senin hakkında (Annesinin hakkını gözetsin bu hac etmekten daha iyidir) haberini ulaştırmamı emretti Bunun üzerine o zât geri döndü ve bütün hayatı boyunca annesine hizmet edip duâsına kavuştu
7- İzinsiz sefere gitmemek Onlardan izinsiz cihâda bile gitmek câiz olmadığı halde ilim öğrenmek ve ilim öğretmek için gitmek câizdir Peygamber efendimiz (Ana-babasından biri hayatta olup da rızâsını almıyan Cehenneme girmeye müstehak olur) buyurunca Eshâb-ı kirâmdan biri (Yâ Resûlallah ana-baba evlâdlarına zulmetse de böyle mi?) diye sorunca cevabında üç defa (Evet zulmetseler de) buyurdu (Beyhekî)
Hacca giderken muhtâç olmıyan ana-babadan izin almak sünnettir
Ana-baba muhtâç ise izinsiz gitmek harâmdır Ana-babası muhtâç olmıyan onlardan izinsiz farz olan hacca gidebilir Fakat nâfile olan hacca izinsiz gidemez (RMuhtâr)
Cihâd için izin isteyen birine Peygamber efendimiz ana-babasının sağ olduğunu öğrenince
(Burada kal onlara hizmet et onlara hizmet cihâddır) [Buhârî]
Biri de hicret etmek için gelip (Yâ Resûlallah ana-babamı ağlatarak geldim onları üzdüm) dedi Peygamberimiz bu duruma üzülerek buyurdu ki:
(Hemen git onları üzdüğün gibi sevindir!) [Ebû Dâvüd]
8- Saygıda hürmette kusûr etmemek Onları görünce ayağa kalkmak yanlarına gitmek onlar oturuncaya kadar ayakta durmak izinsiz oturmamak lâzımdır Otururken edebli oturmalı ayağını uzatarak oturmamalı bacak bacak üstüne atmamalıdır Onlar bana bir şey demiyor diye bunları ihmâl etmemelidir! Babamız olmasa da büyüklere saygı gerekir Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:
(Büyüğünü saymıyan bizden değildir) [Tirmizî]
9- Onlarla yolda giderken arkalarından gitmek Zarûretsiz önlerinde yürümemek HzAli ak sakallı bir ihtiyârın yaşından dolayı önüne geçmemiş arkasından yürümüş ve böylece namaza geç kalmıştı Cebrâil aleyhisselâm Allahü teâlânın emri ile Peygamber efendimiz rüküya eğilince Hz Ali'nin ilk rek'ata yetişmesi için belini tutmuştur Ana-babanın arkasından yürümek ise elbette daha önemlidir!
10- Çağırınca hemen kalkıp yanlarına gitmek buyurun demek Ana-baba çağırınca farz namazı bozmak câiz olur ise de ihtiyâç yoksa bozmamalıdır Sünnetler bozulur Hadîs-i Şerîfte buyuruldu ki:
(Ana-babaya iyilik etmek [nâfile] namaz oruç hac ve cihâddan daha üstündür) [Şir'a]
zeynoo - avatarı
zeynoo
Ziyaretçi
24 Ocak 2014       Mesaj #13
zeynoo - avatarı
Ziyaretçi
Ana baba hakkının önemi
Güzel dinimiz, evladın anne ve babasına hizmet etmesini emretmiş ve bunu bir ibâdet saymıştır. Yüce Rabbimiz Kur’ân-ı kerim de (Allah’a ibâdet ediniz!) buyurduktan sonra (Anaya, babaya iyilik ediniz!) diye emretmektedir. Onlara hizmet ederken, (öf) bile demeyi yasaklamıştır.
Ana-babasını razı eden kimse için, Cennette iki kapı açılır. Ana-babası razı olmayan kimse için de, Cehennemde iki kapı açılır. Bir kimsenin ana-babası zâlim olsalar dahi, onlara karşı gelmek, onlarla sert konuşmak yasaktır. Allahü teâlâ buyurdu ki: (Ey Musa! Günahlar içinde bir günah vardır ki, benim yanımda çok ağır ve büyüktür. O da ana-baba, evladını çağırdığı zaman, emrine uymamasıdır). Evlâdın, ana-babasına karşı başlıca vazifeleri şunlardır.
Bir kimse ana-babası çağırdığı zaman herhangi bir işle uğraşıyorsa, hemen onu terkedip, derhal ana-babasının emrine koşmalıdır.
Anası-babası kızıp bağırırsa, onlara bir şey söylememelidir.
Ananın-babanın duasını almalıdır.
Emrettikleri işleri çabuk ve güzel yapmaya çalışmalıdır. Hatta beğenmeyip gücenmelerinden ve beddua etmelerinden korkmalıdır.
Herhangi bir sebeple darılır iseler, onlara karşı sert söylemeyip hemen ellerini öperek kızgınlıklarını teskin etmelidir.
Ananın-babanın kalblerine geleni gözetmelidir. Zira saadet ve felaket onların kalblerinden doğan sözler olduğunu bilmelidir.
Ana-baba hasta ise, ihtiyar ise, onlara yardım etmeli, saadeti onlardan alınacak hayır duada bilmelidir.
Eğer onları incitip, bedduaları alınırsa kişinin dünya ve ahireti harap olur. Atılan ok tekrar geri yaya gelmez. Onlar hayatda iken, kıymetini bilmek lâzımdır.
Allahü teâlânın rızası, dinine bağlı olan ana-babasının rızasında, Allahü teâlânın gazabı, dinine bağlı olan ana-babanın gazabındadır. Sevgili Peygam berimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” bir hadîs-i şeriflerinde buyurdu ki: (Cennet, anaların ayağı altındadır) yani, sana dinini, imanını öğreten ananın-babanın rızasındadır. Hak teâlâ hazretleri Musa aleyhisselâma dedi ki, (Ey Musa! Ana-babasını razı eden, beni razı etmiş olur. Ana-babasına âsi olan, bana mutî olsa bile onu fenalar tarafına ilhak ederim).
Sevgili Peygamberimiz buyurdu ki: (Ana-babaya iyilik etmek, nafile namaz, oruç ve hac faziletlerinden daha faziletlidir. Ana-babasına hizmet edenlerin ömrü bereketli ve uzun olur. Ana-babasına karşı gelip, onlara âsi olan mel’undur.)
Peygamber Efendimize, Lokman süresindeki (Ana ve babana dünyada iyi sahiplik et!) âyetinin açıklaması sorulduğunda: Onlara sahip çıkmanın, bakmanın şartları vardır;
“Birincisi; aç iseler, onlara yemek vermenizdir.
İkincisi; elbiseleri yoksa elbise yapmanızdır.
Üçüncüsü; sizin hizmetinize muhtaç iseler, onlara hizmeti, canınıza minnet biliniz!
Dördüncüsü; sizi çağırdıklarında, “buyurun” deyip yanlarına gidin ve onlara ihsan, iyilik üzere olun!
Beşincisi; bir işi buyurduklarında emirlerini yerine getirin. Ancak, günah olan emirlerini yapmayın!
Altıncısı; onlarla konuşurken tatlı ve yumuşak hitap edin!
Yedincisi; onları isimleri ile çağırmayın!
Sekizincisi; onlarla bir yere giderken arkalarından yürüyün!
Dokuzuncusu; kendiniz için sevdiğiniz beğendiğiniz her şeyi onlar için de sevin, beğenin!
Onuncusu, kendiniz için dua ettiğiniz zaman onlara da dua ediniz!) buyurdu.

Benzer Konular

27 Ağustos 2011 / asla_asla_deme Taslak Konular
29 Kasım 2009 / Misafir Cevaplanmış
1 Mayıs 2011 / Misafir Soru-Cevap
17 Ocak 2013 / nötrino Müslümanlık/İslamiyet
13 Mayıs 2014 / Ziyaretçi Soru-Cevap