Arama

-Y- Harfi İle Başlayan Kelimeler - Sayfa 2

Güncelleme: 17 Mart 2016 Gösterim: 23.098 Cevap: 155
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
14 Haziran 2015       Mesaj #11
Safi - avatarı
SMD MiSiM
YABANIL sıf.
1. İlerlemiş toplumlara göre yaşam biçimleri ilkel bir düzeyde kalmış olan insanlar, insan toplulukları, onlara özgü bir şey için kullanılır; vahşi: Bu bölgede bazı yabanıl kabileler yaşar.
Sponsorlu Bağlantılar
2. Evcil olmayan, doğayla iç içe yaşayan hayvanlar için kullanılır; vahşi, yabani: Yabanıl hayvanlar.
3. Doğada kendiliğinden yetişen bitkiler için kullanılır; yabani: Yabanıl bitkiler.
4. insandan, toplumsal ilişkilerden kaçan bir kimse ya da insana sokulmayan bir evcil hayvan için kullanılır; yabani, vahşi: Yabanıl bir çocuk. Yabanıl bir kedi.
5. Ürküntü veren; vahşi.

Kaynak: Büyük Larousse

Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
14 Haziran 2015       Mesaj #12
Safi - avatarı
SMD MiSiM
YABANILLAŞMAK gçz. f. Yabanıl duruma gelmek; vahşileşmek, yabanileşmek.
Kaynak: Büyük Larousse
Sponsorlu Bağlantılar

Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
14 Haziran 2015       Mesaj #13
Safi - avatarı
SMD MiSiM
YABANILLIK a.
1. Yabanıl olma.duru- mu, niteliği; vahşilik, yabanilik.
2. insanların yabanıl oldukları çağ.
Kaynak: Büyük Larousse
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
14 Haziran 2015       Mesaj #14
Safi - avatarı
SMD MiSiM
YABANKAZI a. Avcılar arasında "boz kaz" adıyla da bilinen su kenarlarındaki çayır ve tarlalarda yaşayan kaz. (Bil. a. An- ser anser; ördekgiller familyası.)

—ANSİKL. Yabankazı özellikle Sakarya ırmağı boylarında, Batı Anadolu'da, PolatlI’da, İstanbul boğazı çevresinde, Beyşehir, Büyükçekmece ve Manyas göllerinde yaygındır. Yalnızca bitkiyle beslenir. Nisan ayında dişiler 5-10 yumurta yapar.

Kaynak: Büyük Larousse
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
14 Haziran 2015       Mesaj #15
Safi - avatarı
SMD MiSiM
YABANSILIK a. Yabansı olma durumu; tuhaflık.
Kaynak: Büyük Larousse
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
14 Haziran 2015       Mesaj #16
Safi - avatarı
SMD MiSiM
YABANSIMAK g. f. Bir kimseyi, bir şeyi yabansımak, onu yabansı, garip, tuhaf bulmak.

Kaynak: Büyük Larousse
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
14 Haziran 2015       Mesaj #17
Safi - avatarı
SMD MiSiM
YABOU a. (esk. türkç. yav-gu, yol göstericiden). Tar. Eski türk devletlerinde "kağan" ve “hakan”dan önce hükümdar anlamında kullanılan unvan.

—Ansİkl. Yabgu unvanının en eski kullanımına Hunlar'da (İ.Ö. 220-I.S. 496) rastlanır. Oğuzname’de Oğuz Han'ın dedesi, Oğuzlar'ın ilk atası anlamında “dip yabgu” unvanıyla anılır. Eski türk toplulukları yabgu unvanıyla benimsedikleri hükümdarlarına büyük saygı gösterir, onları insanüstü varlıklar olarak değerlendirirlerdi. Yabgunun kişiliğinde birtakım gizli güçlerin toplandığına, Tann tarafından insanları yönetmekle görevlendirildiği için kendisinde tanrısal niteliklerin bulunduğuna inanılırdı. Yabguya yakıştırılan bu kutsallık, kan ilişkileri nedeniyle tüm hanedan üyeleri için de geçerliydi. Ülke, hanedanın ortak malı sayıldığından, yabgu devlet merkezinde bulunur, "tigin” denen şehzadeler ya da hanedanın erkek üyeleri de ülkenin doğusuna ve batısına genel vali olarak gönderilirdi. Merkezdeki uluğ yabguya bağlı olarak görev yapan doğu bölgelerinin genel valisine “sağın yabgusu", batı kesiminin genel valisine de “solun yabgusu” denirdi. Doğudaki sağın yabgusu, batıdaki solun yabgusun- dan daha üstün ve yetkin sayıldığından, Kurultayda ve devlet yönetiminde ötekine göre daha önde gelen bir yeri vardı. Gök- türkler yabgu yerine “kağan" unvanını benimseyince, yabguluk “melik” (bey, emir) karşılığı bir unvan olarak kaldı. Hazar hükümdarları da Göktürkler’in egemenliği altına girdikten sonra yabgu yerine "hakan” unvanını aldılar. Selçuklular ise isla- miyeti kabulden sonra kağan ve hakan yerine "sultan" unvanını kullanmaya başladılar. Böylece yabgu unvanı tam anlamıyla unutularak kullanımdan kalktı.

Kaynak: Büyük Larousse
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
14 Haziran 2015       Mesaj #18
Safi - avatarı
SMD MiSiM
YABİS sıt. (ar. yübuset'ten yâbis). Esk.
1. Kuru.
2. Kısır: “Beyni, bu yabis düşüncelerle yüklü, günlerce haşin ve hissiz dururdu" (Y. K. Karaosmanoğlu).
Kaynak: Büyük Larousse
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
14 Haziran 2015       Mesaj #19
Safi - avatarı
SMD MiSiM
YAD sıf.
1. Yabancı.
2. Hasım, düşman.
3. Yad eller, baba ocağından uzak yerler, gurbet; yabancılar, yabancı kimseler (esk.).
Kaynak: Büyük Larousse
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
14 Haziran 2015       Mesaj #20
Safi - avatarı
SMD MiSiM
YÂD a. (fars. yâd). Esk.
1. Hatırlama, akla getirme, anma: “Nigârhâne-i irân'e zeyn buban / Ne yâda geldi ne akl ü hayale devrinde" (Y. K. Beyatlı).
2. Yâd etmek, anmak, akla getirmek: “Eşber mukaddemesinde bunları yâd edişim.." (A. H. Tarhan).
3. Yâd olunmak, hatırlanmak, anılmak: ".. OsmanlI bayrağının yâd olunmaması bil-cümie Osmanlılar'a dağ -ı derun oldu" (Cevdet Paşa, XIX. yy.).
4. Yâd-bud, hediye, armağan. || Yâd- büd, bellek gücü. || Yâd-daşt, hatırlanan şey; hatıra: "Ona Zülkarneyn lakabının verilmesi de ser-yezdamn yâd-daştı olan bu miğfei tafra-fürüşâneden kaldığı mer- vîdir" (Mehmet Tevfik). || Yâd-ı hazin, yâd-ı melal, tıüzünlendiren anı. || Yâd-ı şebabet, gençlik anısı. || Yâd-ı zişt, birini kötü bir biçimde anma.

—Tasav. Yâd-daşt, sürekli Tanrı bilincinde olma. (Nakşibendi tarikatının on bir ilkesinden biridir. Kalbin, sürekli Tanrı'yı anarak güçlenmesi, Tanrı bilincinin salikte bir meleke halini alması anlamına gelir.) || Yâd -kerd, sürekli olarak Tanrı’yı anımsama. (Nakşibendi tarikatının on bir ilkesinden biridir. Bu, "la ilahe illallah" zikrini art arda yinelemekle yerine getirilir. Yinelemenin dil ile değil, kalp ile olması gerekir. Mürit, Tanrı'yı zikrederken dilini tutar, ağzını kapatır ve nefes almadan, içinden "la ilahe illallah” zikrini geçirir. Zikri, bir nefes alışta, nefesini vermeden içinden üç kez yineler; böylelikle sürekli Tanrı'yı zikretmiş olur.)
Kaynak: Büyük Larousse

Benzer Konular

16 Haziran 2018 / NeutralizeR Nedir
20 Ağustos 2018 / NeutralizeR Nedir
21 Ocak 2018 / NeutralizeR Nedir
28 Mayıs 2018 / NeutralizeR Nedir
24 Ağustos 2016 / NeutralizeR Nedir