Ziyaretçi
Irakeyn seferi
Kanuni Sultan Süleyman'ın Irak-ı acem (G.-D. Azerbaycan bölgesi) ile Irak-ı arap (Bağdat yöresi) beldelerini kesin olarak osmanlı yönetimine bağlamak için İran üzerine düzenlediği sefer (1534-1535), Şah Tahmasp l'le arası açılan İran'ın Bağdat valisi Zülfikâr Han, Süleyman I (Kanuni) adına hutbe okutup para bastırınca (1529), osmanlı egemenliğini tanımış oldu.
Sponsorlu Bağlantılar
Padişahın Avusturya seferinde bulunmasından yararlanan Tahmasp I, Bağdat önlerine geldi ve savunma önlemleri alan Zülfikâr Han'ı unvan vaadiyle kardeşlerine öldürttükten sonra kente girerek Tekeli Muhammet Han'ı valiliğe atadı. Bu gelişmeler üzerine Süleyman I tarafından Bağdat'ı geri almakla görevlendirilen sadrazam Makbul İbrahim Paşa komutasındaki türk ordusu Adilce- vaz, Erciş ve Ahlat kalelerini alarak Diyarbakır’a ulaştı (1534).
Ancak, kethüdası İskender Çelebi'nin önerisine uyarak Bağdat yerine Tebriz üzerine yönelen İbrahim Paşa, Fırat’ı aşıp Safeviler'in başkentini ele geçirdi. Bağdat yerine Tebriz'in fethini söz dinlememe sayan Süleyman I, büyük bir orduyla İstanbul'dan yola çıkarak İznik, Kütahya, Konya, Kayseri, Sivas üzerinden Tebriz'e ulaştı (28 eylül 1534). Görevinden alınan İskender Çelebi, daha sonra Bağdat'ta idam edildi. Safeviler'den ayrılıp osmanlı saflarına katılan Gilan hanı Muzaffer Sultan huzura kabul edilerek kendisine hilat giydirildi. Erzurum ve Kars yörelerindeki türkmen beyliğine son verilerek oluşturulan yeni Erzurum eyaleti valiliğine Dulkadıroğlu Mehmet Bey atandı ve kardeşi Ali Bey de Çemişgezek sancakbeyliğine getirildi. Ardından İbrahim Paşa bir orduyla Bağdat üzerine gönderildi. Vali Tekeli Muhammet Han'ı kentten kovan Bağdat halkı, şehrin anahtarını "Cihan padişahı Sultan Süleyman”a sunulmak üzere izvornik sancakbeyi Cafer Bey aracılığıyla Kasrışirin'de ordugâh kurmuş bulunan sadrazam İbrahim Paşa'ya gönderdi. Herhangi bir yağma ve yıkıma meydan vermemek için ordusunu kent dışında bırakan İbrahim Paşa, Cafer Bey'e 500 duka altını müjde bahşişi verdikten sonra maiyetindeki küçük birlikle Bağdat’a girip kenti kan dökülmeksizin teslim aldı (28 ekim 1534).
Bir ay sonra da padişah görkemli bir törenle Bağdat'a girdi. Bu olayı Fuzuli, "Geldi burc-i evliyaya padişah-i namdar” diye başlayan 70 beyitlik kasidesiyle kutladı. Ancak, türk ordusunun Irak-ı acem'den Irak-ı arap'a gitmesini fırsat bilen Şah Tahmasp I, ani bir saldırıyla başkentini geri aldığı gibi (9 aralık 1534), Van'a kaçan Tebriz valisi Ulema Han'ı da orada kuşattı. Nisan başlarında Kanuni’nin Bağdat’tan ikinci Azerbaycan seferine çıktığını haber alan Tahmasp I, Van bölgesinden çekildi ve padişaha da barış için elçiler gönderdi (14 mayıs 1535). Tüm barış önerilerim geri çeviren Süleyman I, Tebriz üzerine yürüyerek kenti ikinci kez ele geçirdi (3 temmuz 1535). Sonra da şah ordusuyla karşılaşmak için İran içlerine doğru ilerledi. Bu büyük güç karşısında sürekli çekilen Tahmasp l’le bozuşan kardeşi Sam Mirza da padişahın elini öperek askerleriyle birlikte türk ordusuna katılınca, sıkışık durumdaki İran şahı yeniden elçiler gönderip barış ricasında bulundu.
Her iki Irak'ı da Osmanlılar'a bırakmak koşuluyla yapılan barış önerisini kabul eden padişah, Tebriz'e çekildi (20 ağustos 1535). 27 ağustosta Tebriz'den yola çıkan Kanuni Sultan Süleyman, 8 ocak 1536'da Irakeyn seferinden İstanbul’a döndü. Matrakçı Nasuh'un bu seferi minyatürlerle anlatan Der-beyan-t menazır-ı sefer-i Irakeyn adlı bir albümü vardır.
Kaynak: Büyük Larousse
Son düzenleyen Safi; 8 Eylül 2016 02:07