Arama

Mucizevi Doktorlar

Güncelleme: 30 Temmuz 2009 Gösterim: 38.290 Cevap: 5
elaziz - avatarı
elaziz
Ziyaretçi
16 Kasım 2008       Mesaj #1
elaziz - avatarı
Ziyaretçi
Mucizevi Doktorlar

Sponsorlu Bağlantılar

Sülük tedavisi atardamar ve toplardamar tıkanıklıkları başta olmak üzere birçok dolaşım sistemi hastalığında, varis, iltihaplı ve iltihapsız romatizmalar, iktidarsızlık, cinsel güç artırıcı etki (afyodizyak), üreme organı rahatsızlıkları ve kısırlık, epilepsi çeşitlerinde, yumuşak doku romatizmalarında, felç, kısmi felç, sedef, egzama gibi cilt hastalıklarında hemoroid’de, göz tansiyonu (glokom) ve buna bağlı görme kayıplarında, migrende ve her türlü baş ağrısı, yüksek tansiyon, troid’e bağlı şişmanlık hormonal bozukluklar ve buna bağlı şişmanlık, sivilce, irin, astım ve bronşial hastalıklar, yanık vakaları, iyileşmeyen yaralar ve ameliyat izleri kangren, Meniere Hastalığında ve bazı işitme kayıplarında başarıyla kullanılmaktadır. Ayrıca Ortopedi ve Rekonstrüktif Cerrahi kapsamında, kangren gelişmekte olan kopuk organ tamirlerinde de tüm dünyada yaygın biçimde kullanılmaktadır. Son olarak sülüğün güçlü antioksidan etkisi nedeniyle Koruyucu(Preventif) Tıpta da kullanımından bahsetmek gerekir ki; yılda bir defa yapılan Sülük Tedavisi, o yıl içinde enfeksiyonlar başta olmak üzere birçok hastalığa karşı koruyucu etki göstermektedir.


Sterile edilmemiş sülük kullanırsam ne olur ?

Sterilize edilmeden, kişilerin bu sülükleri dikkatsizce kullanmaları bilinen ve bilinmeyen enfeksiyonlar kapma ihtimali açısından büyük risk taşımaktadır.

Bir hastada kullanılan sülükler, başka bir hastada da kullanılabilir mi?

Bir hastada kullanılan sülükler kesinlikle başka bir hastada kullanılmadan imha edilmelidir. Böylece kan yoluyla bulaşan hastalıkların geçişi engellenerek güvenli bir tedavi sağlanmaktadır. Sülükler ilk kullanımda ürettikleri salgıyı boşalttıklarından ikinci uygulamada aynı etkiyi gösteremezler.



Son düzenleyen Pasakli_Prenses; 18 Kasım 2008 15:30
elaziz - avatarı
elaziz
Ziyaretçi
16 Kasım 2008       Mesaj #2
elaziz - avatarı
Ziyaretçi
Sülüklerin medikal alandaki ilk kliniği yaklaşık 2500 yıl önce kurulmuştur… Mikro cerrahide ve plastik cerrahide Tedavi edilecek bölgede küçük bir ısırıkla işe koyulan bu küçük omurgasız hayvan kirli kanı emerek vücudun kan dolaşımını sağlar. Mikro cerrahide ve plastik cerrahide kullanımı yaygınlaşan bu hayvanlar özellikle mikro cerrahi uzmanlarınca “ MADEN “ olarak tasvir edilirler.
İngilizler Sülüğe: CANLI ECZANE adini takmışlardır…
Sponsorlu Bağlantılar


MODERN TIPTA KULLANIMI:
Cerrahide kullanım: Modern tıpta postoperatif olarak Hirudo medicinalis uygulanmaktadır.
Hirudo medicinalis venöz konjesyon için standart tedavi olarak kullanılmaktadır. Venöz konjesyon nedeni cerrahi olarak düzeltilemiyorsa Hirudo medicinalis geçici olarak perfüzyon seviyesini artırmak ve kanlı doku içinde fizyolojik gereklilik sağlamak için kullanılır.
Oral ve maksillofasiyal cerrahların sülük kullanımı konusunda bilgili olmaları gereklidir. Çünkü bunların hem travmatik hem de yeniden yapılan kitlelerin tedavisinde küçük ama çok önemli rolü vardır.Sülükler özellikle plastik cerrahiden sonra mikrosirkülasyonu düzelttiğinden yararlı etkileri vardır.(Hirudin ve Faktör Xa inh. İle).
Transluminal anjioplastiden (TA) sonra restenozu önleyecek yöntemler bulmak için yapılan deneyde, Hirudo medicinalis’ in sadece normal faraj uygulamaya göre restenozu oldukça azalttığı gözlenmiştir. TA den sonra intimada düz kas hücre hiperplazisini etkili bir şekilde engelleyerek etki gösterir.
Tedavi öncesi antibiyotik profilaksisi:
Antibiyotik profilaksisi uygulanmadığı sürece sülüklerin kullanıldığı hastaların % 20’ sinde Aeromonas’ tan (Aeromonas veronii biovar sobria) kaynaklanan enfeksiyonlar görülebilir. Sülüklerin endosimbiyotik bakterileri; Aeromonas hydrophila, Ochnobacter anthropi, mayalanmayan gram (-) oluşumlar, Acinetobacter lwotti ve Aeromonas sobria’ dır.
İzole edilmiş tüm bakterilere standart bir disk diffüzyon testi uygulanmış ve izolatların; siprofloksasin, sefotaksim, seftazidim, gentamisin ve TMP-SMX’ e hassas olduğu bulunmuştur. Sülükler Aeromonas ve diğer bakteri türlerinin taşıyıcıları olduğu için uygun antibiyotik profilaksisi sülük tedavisine ihtiyaç duyan hastalara uygulanmaktadır.
Halk arasında hipertansiyon, hematom, baş ağrısı gibi nedenlerle kullanılan Hirudo medicinalis’ in Plasmodium berghei’ yi bulaştırabildiği ve buradan hareketle de özellikle sıtmanın endemik ve epidemik olarak bulunduğu bölgelerde kullanılmasının enfeksiyonun yayılması açısından tehlikeli olabileceği saptanmıştır.
Etki mekanizmaları:
Hirudin, Hirudo medicinalis’ ten elde edilen kuvvetli bir trombin inhibitörüdür. Hirudin ve bazı hirudin benzerlerinin, tıpta sıkça kullanılan heparine oranla oldukça kuvvetli antikoagülan olarak belirli avantajlarının olduğu gösterilmiştir.
Fizikokimyasal ve klinik çalışmalarda hirudine olan yoğun talep nedeniyle çeşitli rekombinant sistemler, önemli miktarlarda biyolojik olarak aktif hirudin elde etmek için bakteri, mantar ve daha yüksek ökaryotlar kullanarak geliştirilmiştir. Hirudin trombin ile özel olarak etkileşimde bulunarak trombüs olşumunu engeller. Diagnostik amaçlar için, hirudin diğer antikoagülanlardan daha üstündür. Çünkü mineral, protein ve hücresel kan bileşenlerini minimal oranda değiştirir. Bu yüzden rekombine hirudin içeren kan örneği tüpü (UBT) geliştirilmeye çalışılmaktadır.
Hirudo medicinalis tükrüğünden izole saratinin ,Von Willebrand Faktörü’ nün kollajene bağlanmasını önler. Antitrombotik terapötik potansiyeli olabilir.
Hirudo medicinalis tükrük salgısı kallikrein inhibitörü de içerir.
Bir Hirudo medicinalis’ in emdiği ortalama kan hacmi 2.45 ml dir. Sülüğün ayrılmasından sonra ilk 2 saatte 2.21 ve ilk 4 saatte 2.50 ml pasif kanama olur Sülük ısırığının 1.6 cm çaplı dairesel çevresinde yüzey perfüzyon artışı olur ve aynı alan bir süre sonra normal cilt rengine döner.
Kaynak
Uzman Dr. Ummuhan Yılmaz

HerHangiBiri - avatarı
HerHangiBiri
Ziyaretçi
16 Kasım 2008       Mesaj #3
HerHangiBiri - avatarı
Ziyaretçi
Sülük tedavi merkezine soruşturma


Mucizevi Doktorlar


01 Mart 2007 20:52

Manisa´da bir kişinin savcılığa yaptığı başvuru üzerine Sülük Tedavi Merkezi soruşturma başlatıldı. Sağlık Bakanlığı merkezin kapatılmasına karar verdi.


Aziz Gül´ün haberi

Bir süredir Özel Doğal Hayat Polikliniği olarak Manisa Merkezde Sülük Tedavisi yöntemiyle göz hastalarına yönelik faaliyet gösteren Sülük Tedavi Merkezi önce F.Z.K.,isimli vatandaşın şikayeti üzerine Savcılık tarafından soruşturma başlatıldı.

Öte Yanda da Sağlık Bakanlığı da Sülük Tedavi Merkezinin kapatılmasına karar överdi.

Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğünün 27 Şubat 2007 tarihli kapatma kararını uygulamaya koyan Manisa Sağlık İl Müdürlüğü de basın merkezlerine yolladığı faksta “Sağlık Bakanlığının söz konusu yazısı gereği 28 Şubat 2007 tarih ve 698 sayılı il makam onayı doğrultusunda il sağlık müdürlüğü ekipleri tarafından ilimizde faaliyet gösteren Özel Doğal Hayat Polikliniğine gidilmiş olup, adı geçen kuruluşun bünyesinde bulunan sülük tedavisinin yapıldığı iki oda usulüne uygun olarak kapatılarak sülük tedavisi faaliyetinden men edilmiştir” denildi.

Türkiye’nin ve Avrupa’nında bir çok yerinden gözleri için sülük tedavisi olmaya gelen kişilerin akın ettiği Manisa Sülük tedavisi yaptıran F.Z.K. v iyileşme belirtisi göremediği ve dolandırıldığı yönünde 21 Şubat 2007 günü Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayet dilekçesiyle müracaatta bulundu. F.Z.K ‘nin bu şikayetinde ise”16 Kasım 2006 günü rahatsızlığından dolayı söz konusu polikliniğe gittim.

Dr.Suat Arusan’la görüştükten sonra tedavimim yaptırmak için 150 YTL peşin 12 seans olmak üzere 50 YTL para verdim. O günden bugüne kadar hastalığımda bir iyileşme belirtisi görmedim.Dolandırıldığım için şikayetçiyim”dediği belirtildi.

Savcılıkta konuyla ilgili soruşturmayı başlatarak olay hakkında polisi görevlendirdi.Poliklinik sahibi Dr.Suat Arusan hakkında ise hazırlanan polis bülteninde ise ´görevini kötüye kullanmak, dolandırıcılık, hastalık zafiyetinden yararlanmak, yanlış tedavi uygulamak´suçlarından soruşturma başlatıldı. Bir ay önce Sağlık Bakanlığı’ndan gelen heyet, merkezde incelemede bulunmuştu.

Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü 14 Şubat 2007 günü Bilimsel Kurul Toplantısında Manisa’daki Sülük Tedavi Merkezi ile ilgili olarak “Son zamanlarda Sülük ile bir çok hastalığın tedavi eldiği ve tedavisi mümkün olmayan bir çok hastalığın sülükle şifa bulduğu yönünde haberlerin yazılı ve görsel basında yer alması , bu haberlerin insanları yanıltıcı ve yanlış yönlendirici kamu sağlığını tehdit eden nitelikte olması,konunun genel kapsamda bilimsel ve etik yönde değerlendirilmesi amacıyla Bilimsel Kurulumuz toplanmıştır.

Halk sağlığını tehdit eden boyutlar ve Danıştay’ın sağlık alanında bir işlemin yapılabilmesi için ‘açıkça izin verilmiş olmasının aranacağı’ yönündeki görüşleri de dikkate alındığında, hidroterapi ‘sülük tedavisi’ uygulamalarının hangi hastalıklarda, hangi koşullarda yapılabileceği ile ilgili mevzuat oluşturuluncaya kadar adı geçen sağlık kuruluşunda sülük tedavisi uygulamasında kullanılan araç, gereç ve tüm materyaller ile tedavi yapılan odanın mühürlenerek bu yönde faaliyet göstermelerinin engellenmesi, devam etmesi halinde Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulması gerekmektedir.´denildi.

Manisa İl Sağlık Müdürlüğü’de Bakanlıktan gelen bu görüş doğrultusunda Sülük Tedavi Merkezinin kapatılmasıyla ilgili basın bülteninde ise “Sağlık Bakanlığının söz konusu yazısı gereği 28 Şubat 2007 tarih ve 698 sayılı il makam onayı doğrultusunda il sağlık müdürlüğü ekipleri tarafından ilimizde faaliyet gösteren Özel Doğal Hayat Polikliniğine gidilmiş olup, adı geçen kuruluşun bünyesinde bulunan sülük tedavisinin yapıldığı iki oda usulüne uygun olarak kapatılarak sülük tedavisi faaliyetinden men edilmiştir”
denildi.


HABER 7
elaziz - avatarı
elaziz
Ziyaretçi
16 Kasım 2008       Mesaj #4
elaziz - avatarı
Ziyaretçi
Ayrıca Fırat Üniversitesi, Su Ürünleri Fakültesi öğretim görevlilerinden Y.Doç.Dr. Naim SAĞLAM'ın yazısına göre;

Yeryüzünde yaşayan çok sayıda sülük türü vardır. Bunların bir kısmı omurgalılarda, diğer bir kısmı da omurgasız canlılarda paraziter etki göstermektedir. Sülükler sulara bağımlı olmakla beraber, karasal ve yarı karasal formları da bulunmaktadır. Sularda saldırdıkları canlıların başında balıklar gelmektedir. Sülüklerin paraziter etkileri yanında tıbbi önemleri de bulunmaktadır. Eski dönemlerde olduğu gibi, günümüzde de tam kontrollü laboratuvarlarda steril şartlar altında üretilen sülükler modern tıbda kullanılmaktadır. Modern tıbta sülük (H. medicinalis) ya olduğu gibi canlı olarak veya bunlardan elde edilen ilaçlardan yararlanılarak kullanılmaktadır. Sülüklerin üretilmesi çok zor olduğundan ve kültür şartlarında istenilen düzeyde bol miktarda üretilememeleri nedeniyle doğadan toplanmaları tercih edilmektedir. Doğadan ticari amaçla sülüklerin aşırı toplanmaları ise bunların neslini tehlikeye düşürmüştür. Uluslararası CITES sözleşmesiyle de sülükler neslinin devamı için koruma altına alınmıştır ve bu amaçla sülük ihracatı yapan ülkelere kota uygulaması getirilmiştir. Ancak bazı sülük tüccarları sülük üretimi ve yetiştiriciliği yapıyoruz diyerek doğadan topladıkları sülükleri doğal sülük üreme alanlarına stoklayıp, bu kotayı delmenin yollarını aramaktadırlar. CITES sözleşmesiyle sadece tıbbi sülük, Hirudo medicinalis 'in nesli koruma altına alındığından bazı firmalar yurt dışına solucan ihraç ediyoruz diyerek de kotayı delebilirler. Bu olumsuzlukları önleyebilmek, bu ürünün neslini koruyabilmek ve yurdumuza devamlı bir gelir kaynağı oluşturabilmek için hem sülüğe dayalı ilaç sanayisinin ülkemizde kurulmasını sağlamalı, hemde yapılan ihracatlarda ve sülük yetiştiriciliğinde bilimsel anlamda sıkı bir denetim ve kontrol mekanizması oluşturulmalıdır.



Konu ile ilgili geniş bilgiye T.C Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Resmi Sitesinden bakabilirsiniz...
T.C. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı

Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
16 Kasım 2008       Mesaj #5
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
SÜLÜKLERİN PARAZİTLİKLERİ VE MODERN TIPTA KULLANIMI

Hücreleri dokular ve organlar yapmak üzere özelleşmiş, bilateral simetrili, kasları çizgisiz, eklemli eklentileri bulunmayan helmintler, Annelida, Nematoda, Nematomorpha, Acantocephala ve Plathelminthes şubelerine ayrılır.
Sülükler helmintlerin Annelida şubesinde bulunan canlılardır.
Sülüklerin 9 ailesi ve 127 cinse toplanmış 459 türü vardır. Yurdumuzda insan sağlığı yönünden iki tür önemlidir.
1-Hirudo medicinalis (Linneaus, 1758)
2-Limnatis nilotica (Savingy, 1820-Tandan, 1826)
Morfoloji, Biyoloji ve Yaşam Döngüsü:
Büyüklükleri:
Uzunluk: Birkaç milimetreden yarım metreye kadar.
Hirudo medicinalis:8-12 cm.
Limnatis nilotica: 1-2 cm.
Genişlik:1-2 cm.
Dış Yapı: Hareketlerini sağlayan eklentileri yoktur.Biri ağız etrafında diğeri arkada olan 2 çekmenleri (vantuz) vardır ve bunlardan arkadaki daha büyüktür. Vücudun dış halkaları ile iç halkaları birbirine uymaz. Buna göre somit denilen bir iç halkaya 5 dış halka tekabül eder.
Sindirim sistemi: Ağız, ön vantuz boşluğunu takip eder ve üç dudakla çevrilidir. Çenelerde 50 ile 100 adet diş bir sıra halinde dizilmiştir. Ağzın açıldığı yutağın etrafında kanın pıhtılaşmasını önleyen bir madde olan hirudin salgılayan hücreler bulunmaktadır. Emilen fazla kan midenin yapısında bulunan divertiküllerde depo edilir. Bu nedenle yeni kan emmiş sülük normalden büyüktür.Sindirim sistemi tam olup anüsle sonlanmaktadır.
Üreme:
Cinsiyet: Diğer annelidlerin aksine hermafrodit canlılardır.
Çiftleşme: Yaz ayları.
Yumurta sayısı: Döllenmiş yumurta yumurtlarlar. Yumurtalar çamura açılan tünellere bırakılır ve etraflarına bir koza örülür. Bir kozada 5-15 tane yumurta bulunur. Kozadan çıkış 3-4 hafta sürer.
Yumurtanın çatlama zamanı: 4-10 hafta.
Yaşayış:
Yer: Durgun veya biraz akıntılı olan tatlı sularda, kumlu ve çamurlu yerler.
Beslenme: Sülüklerin bazıları topraktaki solucanlar ve böcek larvaları ile beslenirler; diğerleri koşullara göre hem bu şekilde hem de kan emerek beslenebilir. Bir kısmı da zorunlu parazittir ve mutlaka kan emmeleri gerekir.Örneğin Hirudo medicinalis, su birikintilerinde ve havuzlarda yaşar; genç döneminde etoburdur, daha sonra insan ve diğer memelilerden kan emer. Buna karşın, Limnatis nilotica’ nın erişkin şekilleri su dibinde kum ve çamura gömülü olarak yaşarlar; genç şekilleri ise insan veya kurbağa ve sığırlardan kan emer.
Yaşam süresi: Yaklaşık 20 yıl.
İNSANDA PARAZİTLİK (HİRUDİNİASİS)
Sülüklerin insandaki parazitliklerine hirudiniasis denir. Hirudiniasis, iç ve dış olarak ikiye ayrılır.
Dış hirudiniasiste parazit vücut yüzeyine, deriye yapışır ve kan emer. Genelde kara sülükleri ile ortaya çıkar. Tropikal yağmur ormanlarında bitkiler üzerinde bulunurlar, buralardan geçen canlılara saldırırlar. Özellikle Haemodipsa türleri önemlidir. Isırması ağrısızdır ancak yara çabuk iyileşmez. Dış hirudiniasis, bazen bilerek değişik amaçlarla insanlar tarafından da oluşturulur. Etken daima H. medicinalis’ tir.
İç hirudiniasiste ise parazit mukozalara yapışır. L. nilotica’ nın genç şekilleri ile oluşur. Bu genç şekillerin bulunduğu suların dikkatsizce içilmesi sonucunda ağızdan giren sülük, ağız ve boğaza yapışır. Farinks, tonsilla, larinks, özofagus ve burun arkası da yapışma yerleri arasındadır. Buralarda günlerce ve hatta haftalarca kalabilirler. Parazit yapıştığı yerde kan emer ve ebat olarak büyür, buralarda kanamaya yol açar. Eğer farinksten trakea veya bronşlara geçerse solunumu engelleyerek ölüme neden olabilir. Sülükler bulundukları sularda yüzenlerin dış genital organlarına, üretralarına, konjunktiva ve kornealarına yapışabilirler.
Hirudiniasiste parazitin vücutta bulunduğu yere göre belirtiler görülür. Bu belirtiler arasında baş ağrısı, öksürük, solunum, yutkunma, konuşma zorlukları ve bulantı bulunabilir.
Sağaltım:
Dikkat edilecek nokta, vücuda yapışmış sülüğü çekerek uzaklaştırmaktan kaçınmaktır.
İç hirudiniasiste, dokunun uyuşturulması veya hipertonik tuzlu su eriğinin uygulanması, sülüğün dokudan uzaklaşmasını sağlar. Bu işlemler sırasında sülüğün tehlikeli yerlere kaçmamasına özen gösterilmelidir.
Dış hirudiniasiste, normalde sülük kana doyunca düşer. Fakat tuzlu su veya bir sigara ateşi ile ayrılması sağlanabilir.
Korunma:
İç hirudiniasisten korunma: Köy ve kır şartlarında kaynamış veya süzülmüş su içilmelidir.
Dış hirudiniasisten korunma: Tehlikeli yerlerde repellentlerin sürülmesi başarı sağlamaktadır.
MODERN TIPTA KULLANIMI:
Sülüklerin tıpta çeşitli amaçlar için kullanımları yaklaşık 2500 yıl öncesine dayanır. Dünyadaki ilk sülük üretim merkezi olan Wales’ te, her yıl binlerce tıbbi sülük üretilmektedir.
Cerrahide kullanım:
Modern tıpta postoperatif olarak Hirudo medicinalis uygulanmaktadır.
Hirudo medicinalis venöz konjesyon için standart tedavi olarak kullanılmaktadır. Venöz konjesyon nedeni cerrahi olarak düzeltilemiyorsa Hirudo medicinalis geçici olarak perfüzyon (vermek,geçirmek,iletmek)seviyesini artırmak ve kanlı doku içinde fizyolojik gereklilik sağlamak için kullanılır.
Oral ve maksillofasiyal (ağız ve yüz ve çene)cerrahların sülük kullanımı konusunda bilgili olmaları gereklidir. Çünkü bunların hem travmatik hem de yeniden yapılan kitlelerin tedavisinde küçük ama çok önemli rolü vardır.Sülükler özellikle plastik cerrahiden sonra mikrosirkülasyonu(en alt seviyedekidolaşım)düzelttiğinden yararlı etkileri vardır.(Hirudin ve Faktör Xa inh. İle).
Transluminal anjioplastiden (TA) sonra restenozu önleyecek yöntemler bulmak için yapılan deneyde, Hirudo medicinalis’ in sadece normal faraj uygulamaya göre restenozu (daralmayı önleyici,daralma tepkimesi)oldukça azalttığı gözlenmiştir. TA den sonra intimada düz kas hücre hiperplazisini(kalınlaşma) etkili bir şekilde engelleyerek etki gösterir.
Sonuç olarak H. medicinalis’ in postoperatif (ameliyatsonrası)olarak gözardı edilmeyecek derecede yararları vardır.
Tedavi öncesi antibiyotik profilaksisiMsn Sadkoruyuculuğu)
Antibiyotik profilaksisi uygulanmadığı sürece sülüklerin kullanıldığı hastaların % 20’ sinde Aeromonas’ tan (Aeromonas veronii biovar sobria) kaynaklanan enfeksiyonlar görülebilir. Sülüklerin endosimbiyotik bakterileri; Aeromonas hydrophila, Ochnobacter anthropi, mayalanmayan gram (-) oluşumlar, Acinetobacter lwotti ve Aeromonas sobria’ dır.
İzole edilmiş tüm bakterilere standart bir disk diffüzyon testi uygulanmış ve izolatların; siprofloksasin, sefotaksim, seftazidim, gentamisin ve TMP-SMX’ e hassas olduğu bulunmuştur. Sülükler Aeromonas ve diğer bakteri türlerinin taşıyıcıları olduğu için uygun antibiyotik profilaksisi sülük tedavisine ihtiyaç duyan hastalara uygulanmaktadır.
Halk arasında hipertansiyon, hematom, baş ağrısı gibi nedenlerle kullanılan Hirudo medicinalis’ in Plasmodium berghei’ yi bulaştırabildiği ve buradan hareketle de özellikle sıtmanın endemik ve epidemik olarak bulunduğu bölgelerde kullanılmasının enfeksiyonun yayılması açısından tehlikeli olabileceği saptanmıştır.
Etki mekanizmaları:
Hirudin, Hirudo medicinalis’ ten elde edilen kuvvetli bir trombin inhibitörüdür. Hirudin ve bazı hirudin benzerlerinin, tıpta sıkça kullanılan heparine oranla oldukça kuvvetli antikoagülan olarak belirli avantajlarının olduğu gösterilmiştir.
Fizikokimyasal ve klinik çalışmalarda hirudine olan yoğun talep nedeniyle çeşitli rekombinant sistemler, önemli miktarlarda biyolojik olarak aktif hirudin elde etmek için bakteri, mantar ve daha yüksek ökaryotlar kullanarak geliştirilmiştir. Hirudin trombin ile özel olarak etkileşimde bulunarak trombüs olşumunu engeller. Diagnostik amaçlar için, hirudin diğer antikoagülanlardan daha üstündür. Çünkü mineral, protein ve hücresel kan bileşenlerini minimal oranda değiştirir. Bu yüzden rekombine hirudin içeren kan örneği tüpü (UBT) geliştirilmeye çalışılmaktadır.
Hirudo medicinalis tükrüğünden izole saratinin ,Von Willebrand Faktörü’ nün kollajene bağlanmasını önler. Antitrombotik terapötik potansiyeli olabilir.
Hirudo medicinalis tükrük salgısı kallikrein inhibitörü de içerir.
Bir Hirudo medicinalis’ in emdiği ortalama kan hacmi 2.45 ml dir. Sülüğün ayrılmasından sonra ilk 2 saatte 2.21 ve ilk 4 saatte 2.50 ml pasif kanama olur Sülük ısırığının 1.6 cm çaplı dairesel çevresinde yüzey perfüzyon artışı olur ve aynı alan bir süre sonra normal cilt rengine döner.
Hirudo medicinalis başka proteinaz inhibitörleri de üretir:
Sonuç olarak, sülüklerin insanlarda istenmeyen parazitlikleri olduğu kadar modern tıpta kullanım alanları da vardır

bilmeyebileceğiniz latince kelimeleri çıkartmaya çalıştım:kırmızılarla ama çok fazla.. vaktim olduğunda devam edeceğim
Quo vadis?
biruni - avatarı
biruni
VIP Önce Sağlık
30 Temmuz 2009       Mesaj #6
biruni - avatarı
VIP Önce Sağlık
alternatıf tıpta hayvanlardan yararlanma; akademik olarak hız kazanmıştır.

karınca, salyangoz, yılan gibi hayvanlardan da yararlanılan popüler destekleyici ürünler
şu an revaçta..
Düşüncene katılmam şart değil, düşünceni anlatman için savaşırım...

Benzer Konular

14 Nisan 2011 / Ziyaretçi Soru-Cevap
16 Ekim 2009 / ThinkerBeLL Tıp Bilimleri