Arama

Dandanakan Savaşı

Güncelleme: 13 Aralık 2016 Gösterim: 26.389 Cevap: 5
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
12 Ocak 2006       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Ad:  buyuk-selcuklu.jpg
Gösterim: 10209
Boyut:  63.4 KB

Dandanakan Savaşı,

Büyük Selçuklular ile Gazneliler arasında yapılan ve Büyük Selçuklu Devleti’nin kuruluşunu kesinleştiren meydan savaşı (20-23 Mayıs 1040).
Sponsorlu Bağlantılar

Horasan’da egemenlik kurmaya başlayan Selçuklular, Gazneli Devleti’nin batı sınırında bir tehdit oluşturur hale gelmişti. Önce Selçuklu yayılmasına önem vermeyen Gazneliler, 1038’de bu sorunu kökten çözmeye yöneldiler. Ama o yıl Serahs’ta uğradıkları yenilgi, bağımsız Büyük Selçuklu egemenliğinin başlangıcı oldu. Ama bu tarihten sonra da Gaznelilerle Selçuklular arasındaki savaşlar sürdü.

Selçuklular 15 Mayıs 1039’da Gaznelilere yenilince, vur kaç yöntemleriyle savaşpmaya başladılar. Çağrı Bey, bir yıl kadar süren bu yıpratma savaşından sonra Tuğrul Bey ve öbür Selçuklu önderlerinin Dehistan ve Gürgân yönüne çekilme düşüncesine karşı çıktı ve Gazneli ordusunu bir meydan savaşma çekmeye çalıştı. Selçuklu komutasındaki Oğuzlar Mayıs 1040 ortalarında saldırıya geçtiler ve ağır donanımlı, hareket yeteneği zayıf Gazneli ordusuna karşı üstünlük sağladılar. Selçukluların su kaynaklarını ve kuyuları tahrip etmesi üzerine Gazneli hükümdarı I. Mesud, suyu bol olan Merv yakınlarındaki Dandanakan’a yöneldi, ama orada da aynı olayla karşılaştı.

Bu durum ordunun disiplininin bozulmasına yol açtı. 20 Mayıs’ta saldırıya geçen Selçuklu kuvvetleri, üç gün süren şiddetli çarpışmalar sonunda 23 Mayıs 1040’ta Gazneli ordusunu yok ettiler. I. Mesud 100 kadar süvari ile kaçarak ancak canını kurtarabildi. Hâzinesi ve silahları Selçukluların eline geçti. Dandanakan galibiyeti Büyük Selçuklu Devleti’ni Horasan ve Harezm’in en güçlü devleti haline getirerek kalıcılığını sağladı.

Kaynak:Ana Britannica



Son düzenleyen perlina; 13 Aralık 2016 12:53
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
7 Haziran 2011       Mesaj #2
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi
Ad:  Gaznaly-seljuk_Dandanaqan.jpg
Gösterim: 3146
Boyut:  25.9 KB

Dandanakan Muharebesi

Bölge:Dandanakan Horasan
Sonuç:Selçuklular'ın zaferi
Sponsorlu Bağlantılar
Taraflar:Gazneliler - Büyük Selçuklular
Kumandanlar:Gazneli I. MesudÇağrı Bey, Tuğrul Bey
Güçler:70.000 süvari, 30.000 piyade, 60 Savaş fili, 20.000 süvari, 16.000 okçu

Türk tarihinde önemli bir yeri olan savaş (1040). Gazne Sultanı Mesut'un komutasındaki Gazne ordusu ile Tuğrul ve Çağrı beylerin idaresindeki Oğuz boyları arasında olmuştur. Savaşı Oğuz boyları kazanmış ve Büyük Selçuklu İmparatorluğu kurulmuştur. Bu zaferden sonra Oğuz boyları hızla Akdeniz ülkelerine doğru akmaya başladılar.

MsXLabs.org & Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi

Son düzenleyen perlina; 12 Aralık 2016 22:55
buz perisi - avatarı
buz perisi
VIP Lethe
11 Haziran 2012       Mesaj #3
buz perisi - avatarı
VIP Lethe

Dandanakan Savaşı ve Selçuklu Devleti'nin Kuruluşu



Horasan'ı kaybeden Gazneli Sultanı Mesut, Selçuklulara kesin bir darbe indirmek için ordusunun başına geçti. Sefer esnasında katılanlarla birlikte Gazneli ordunun mevcudu 100 bine ulaşmıştı. Selçuklu kuvvetleri ise ancak 20 bini bulan hafif süvarilerden oluşmaktaydı. Bu dengesizlik sebebiyle Selçuklu ordusu yıpratma savaşı vermeyi uygun bulmuştu. Bu sebeple ordu çöllere doğru çekildi. Nişapur'a giren Gazneli Mesut, Selçuklu ordusunu takibe koyuldu. Selçuklu birliklerinin vur-kaç taktiği ile iyice yıpranan Gazne ordusuna karşı meydan savaşı yapma zamanının geldiğine karar veren Çağrı Bey nihayet Merv yakınındaki Dandanakan Hisarı önünde Gaznelileri karşıladı. Üç gün süren savaş sonucunda Gazneli ordusu ağır bir yenilgiye uğratıldı (22-24 Mayıs 1040). Gazneli Mesut beraberindeki 100 kadar atlı ile ancak kaçabildi ise de Hindistan'a giderken kendi adamları tarafından öldürüldü.

Dandanakan Savaşı, Selçuklular için bir dönüm noktası olmuştur. Aslında Serahs Savaşı'yla fiilen kurulmuş olan devlet, bu savaş neticesinde hukuken bağımsızlığını kazanmış, bölge ülkeleri ve halife Selçuklu devletini tanımıştır. Böylece bölgedeki en büyük güç hâline gelen Selçuklular, Türkleri bir bayrak altında toplamaya başlayacak ve İslâmiyet'in öncülüğünü üstleneceklerdir.

Dandanakan Savaşı'nın hemen ertesinde Tuğrul Bey Selçuklu Sultanı ilân edildi. Merv'de yapılan kurultayda devlet teşkilâtı düzenlendi. Selçuklu ülkesi ve ele geçirilmesi plânlanan memleketler Selçuklu hanedanına mensup üç lider arasında taksim edildi. Buna göre merkezi Merv olmak üzere Ceyhun ve Gazne arasındaki bölge Çağrı Bey'e; Herat merkez olmak üzere Bust -Sistan arazisi Musa Yabgu'ya verildi. Tuğrul Bey Sultan unvanı ile başkent Nişapur'da kaldı, Irak kendisine bağlandı. Çeşitli bölgelere gönderilen diğer hanedan üyeleri de Sultan Tuğrul'un emrine verildi. Bunlar daha sonra Büyük Selçuklulara bağlı kalmakla beraber kendi devletlerini kurdular.

Hanedan üyeleri kendilerine ayrılan toprakları birer birer zapt ediyordu. Doğuda yapılan seferlerde Çağrı Bey Gaznelileri tamamen Horasan'dan çıkardı, Belh şehrini ele geçirdi. Karahanlıları barış yapmak zorunda bıraktı. Çağrı Bey'in oğlu Yakutî Hint denizi kıyılarındaki Mekran'ı aldı. Diğer oğlu Kara Arslan Kavurd ise Buveyhîler'in hâkimiyetindeki Kirman'ı , Hürmüz Emirliği'ni ve Umman'ı Selçuklu idaresine bağladı. Tuğrul ve Çağrı Beylerin birlikte çıktığı seferde Harezm bölgesi tamamen Selçuklulara geçti. (1043)
Tuğrul Bey İran'daki birçok bölgeyi bizzat çıktığı seferle ele geçirdi. Tuğrul Bey'in üvey kardeşi İbrahim Yınal, İran'ın en önemli merkezlerinden Rey şehrini zapt etti ve Tuğrul Bey'i buraya davet etti. Tuğrul Bey, fetih bölgelerine daha yakın olması sebebiyle Nişapur' u bırakarak, Rey'i devletin yeni başkenti yaptı .(1042)

Tuğrul Bey zamanında Bizans ve Gürcülere karşı da büyük başarılar sağlanmıştı. Arslan Yabgu'nun oğlu Kutalmış ve İbrahim Yınal, Bizans-Gürcü kuvvetlerini Pasinler Savaşı ile büyük bir hezimete uğrattılar (1048). Bu savaşta Gürcü Kralı Liparit esir edilmiş; İstanbul'daki yıkık bir caminin onarımı ve Tuğrul Bey adına burada hutbe okunması şartıyla serbest bırakılmıştır. 1054 yılında Tuğrul Bey Azerbaycan'daki mahallî hükümdarları itaat altına aldıktan sonra Anadolu'ya yönelmiş ve Malazgirt'i kuşatmıştır. Ancak kışın yaklaşması üzerine geri dönmüş, Yakutî'yi Anadolu akınlarını devam etmekle görevlendirmiştir. Tuğrul Bey, Abbasi Halifesi Kaim bi-Emrullah'ın isteği üzerine, Şiî Büveyhoğullarının tehdidi altındaki Bağdat'a 1055 ve 1058'de iki kez girmiş ve böylece "doğunun ve batının hükümdarı" unvanını bizzat halifeden alarak, Selçukluların İslâm dünyasının koruyucu liderliğini üstlendiğini kabul ettirmiştir.Devletin kuruluşunda önemli rol oynayan Çağrı Bey 1060'ta ve Sultan Tuğrul Bey ise 1063'de öldü. Çağrı Bey cesareti ve kumandanlığı, Tuğrul Bey ise adaleti ve siyasî zekâsıyla, II. Göktürk Devleti'ndeki Bilge ve Kül-Tigin kardeşleri hatırlatan büyük şahsiyetlerdir.

Tuğrul Bey' in çocuğu yoktu.Bu sebeple Selçuklu tahtına Çağrı Bey'in büyük oğlu Süleyman'ı vasiyet etmişti. Ancak Çağrı Bey'in diğer oğlu Alp Arslan bunu kabul etmedi. Henüz çocuk yaştayken babasını temsil eden Alp Arslan, Karahanlı ve Gaznelilere karşı başarılar elde etmiş, onları itaate zorlamıştı. Bu sebeple Selçuklu tahtının hakkı olduğunu düşünüyordu. Aynı zamanda Arslan Yabgu'nun oğlu Kutalmış da kendini sultan ilân etmişti. Askerlerin desteklediğini alan Alp Arslan, Kutalmış'ın isyanını bastırdı ve Rey'de tahta çıktı. Nizamülmülk'ü vezirliğe getirdi (1064).

Alp Arslan, devlet nizamını sağlar sağlamaz Azerbaycan ve Anadolu üzerine sefere çıktı. Tuğrul ve Çağrı Beyler, henüz devlet kurulmadan bu bölgelere akınlar düzenlemişler, kalabalık Türkmen kitleleri batıya yönelmişlerdi. Bu sebeple Alp Arslan, yeni fetih alanı olarak Anadolu'yu seçmiştir. Alp Arslan Azerbaycan ve Kafkasya'da birçok kaleyi ele geçirdikten sonra Doğu Anadolu'ya girdi. Hıristiyanlığın doğudaki en güçlü kalesi olan Ani'yi şiddetli bir kuşatmadan sonra ele geçirdi. Ardından Kars'a girdi (1064).1065 yılında, atalarının ilk yerleştiği şehir olan Cend'e gitti ve Kıpçakları hâkimiyeti altına aldı. Kirman Meliki Kavurd'un isyanını da bastıran Alp Arslan, böylece devletin doğu sınırlarının emniyetini sağlayarak, bütün gayretini Anadolu'ya sarf etmeye başladı.

Sultan Alp Arslan Azerbaycan üzerinden Malazgirt'e gelerek burayı kısa sürede ele geçirdi. Ardından Ahlat, Meyafarikin (Silvan), Amid (Diyarbakır) ve havalisini fethetti.
Sultan, Abbasi halifeliğini tehdit eden Mısır Fatimî Devleti'ne karşı sefere hazırlandığı sırada Bizans İmparatoru Romen Diyojen'in Doğu Anadolu'ya ilerlediğini öğrendi. Şam'a yürümekten vazgeçen sultan, hızla geri döndü ve Malazgirt'te Bizans ordusunu ağır bir yenilgiye uğrattı. Bu savaş sonuçları itibarıyla Dandanakan'dan sonra cereyan eden en önemli meydan savaşıdır. Bu savaştan sonra Türkler için Anadolu'da yeni bir dönem başlar.Sultan Alp Arslan, Malazgirt'ten sonra çıkan karışıklıkları bastırmak amacıyla Maverâünnehir üzerine sefere çıkar. Ancak burada esir alınan bir kale komutanı tarafından hançerlenir ve 25 Kasım 1072'de vefat eder

Alp Arslan, kendinden sonra tahta geçmesi için oğlu Melikşah'ı veliaht olarak hazırlamıştı. Nitekim Alp Arslan'ın ölümü üzerine Melikşah henüz 18 yaşında iken sultanlığa getirildi (1072). Melikşah öncelikle sınırlara tecavüz eden Karahanlı ve Gazneliler'i yenerek, barışa zorladı. Ardından amcası Kavurd'un isyanını bastırdı (1073).

Devlet merkezi Rey'den daha güneydeki İsfahan'a taşındı. Bizans'ın Malazgirt'ten sonra anlaşmaya uymamaları üzerine Anadolu akınları hızlandırıldı. Kutalmış'ın oğulları ve bazı Türkmen reisleri Batı Anadolu'ya kadar akınlar düzenlediler. Bu arada Türkmen liderlerinden Atsız Suriye'yi ele geçirdi. Kudüs şehri Fatımîlerden alındı. Melikşah, kardeşi Tutuş'a Suriye'nin idaresini verdi (1078). Anadolu fatihlerinden Artuk Bey, Melikşah'ın emriyle Arabistan Yarımadası'ndaki Hicaz, Yemen ve Aden'i Selçuklu topraklarına kattı.

Melikşah 1087'de çıktığı sefer sonucunda Karahanlıların doğu kolunu da hâkimiyeti altına aldı. Sultan Melikşah henüz 38 yaşında iken zehirlenerek öldü (1092). Melikşah zamanında Büyük Selçuklu Devleti en geniş sınırlarına ulaşmıştır. Bu sınırlar, batıda Anadolu ve Mısır'dan, doğuda Balkaş ve Isık gölüne; kuzeyde Kafkaslardan güneyde Arabistan Yarımadası'na kadar uzanmaktaydı.

Son düzenleyen perlina; 12 Aralık 2016 21:56
In science we trust.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
12 Aralık 2016       Mesaj #4
Misafir - avatarı
Ziyaretçi

Dandanakan Savaşı,

Asya’da hakim bulunan iki Türk Devleti arasında 23 Mayıs 1040 yılında meydana gelmiş, Selçuklu Devletinin vücut bulmasına ve Gazne Devletinin yıkılma sürecine girmesine sebep olmuştur.
Dandanakan Savaşı, Asya’da hakim bulunan iki Türk Devleti arasında 23 Mayıs 1040 yılında meydana gelmiş, Selçuklu Devletinin vücut bulmasına ve Gazne Devletinin yıkılma sürecine girmesine sebep olmuştur.

Ad:  dandanakan.jpg
Gösterim: 4415
Boyut:  27.8 KB
840 yılında yıkılan Uygur Devletine tabi olan Oğuz Boyları, ülkelerinin Kırgız istilalarıyla yıkılmasıyla batıya doğru göç etmiş, diğer Türk boylarıyla birleşerek bugünün Irak-İran coğrafyasındaki Cend şehrinde liderleri Selçuk bey idaresinde Selçuklu Beyliğini kurmuştu (960). Selçuk bey’den sonra oğulları Tuğrul bey ve Çağrı bey döneminde büyüyen ve güçlenen Selçuklu beyliği “Türk Dünyası” haline gelen iç Asyada yeni bir Türk Devletinin temellerini attılar.

Dandanakan Savaşının Nedenleri
Türk Devletlerindeki boy teşkilatlanması gereği Selçuklu Beyliği Gazne devletine bağlıydı. Asker veriyor, vergi ödüyor, sınır bekçiliği görevleri üstleniyordu. Giderek güçlenen Selçuklu Beyliğinin hakimiyet sürdüğü coğrafyada iki büyük Türk Devleti bulunuyordu. Karahanlılar ve Gazneliler. Giderek güçlenen Selçuklu Beyliği, 1035 yılında Ceyhun nehrini geçerek Gazne devletinin en önemli şehirlerinden olan Horasan’a izin almadan girerek bir anlamda Gazne Devletine meydan okumuş oldular. Gazne Devletinin başında bulunan Mesut, istila ve yağma gerçekleşmediği için Selçukluların bu göç hareketine önceleri sessiz kalmıştı. Tuğrul ve Çağrı bey, bunun üzerine Nesa ve Merv şehirlerine ilerleyerek hakimiyet alanlarını genişletmeye başladılar.

Bir çeşit yayılma politikasıyla genişleyen Selçuklu beyliği, Gazne hükümdarı Mesut’a mektup yazarak Gazne devletine bağlılıklarının karşılığında izinsiz girdikleri bu şehirlerde oturma ve barınma izni istediler. Gazneli Mesut, Selçukluların niyetini anlamıştı. Yükselen Selçuklu tehdidini ortadan kaldırmak için bir ordu görevlendirerek Selçukluların üzerine sefere gönderdi. Nesa şehrine ulaşan Gazne ordusu Selçuklular ile karşı karşıya geldiler (1035). Bu mücadelede Gazne ordusunu ağır bir yenilgiye uğrattılar. Bu savaşla Selçuklular artık Gazne Devletine bağlı bir güç olmaktan çıkmış bir düşman haline gelmişti.

Gazneli Mesut, bu yenilginin üzerine Selçuklulara istediği oturma ve barınma iznini vermek zorunda kalmıştı. Selçuklular artık Nesa, Merv ve Ferava şehirlerinde yerleşik duruma geldiler. Selçuklular istediklerini almışlardı ancak bununla yetinmeyerek Çevre illere genişlemeye başladılar. Selçuklular, 3 yıl sonra Gazneli Mesut’a tekrar bir mektup yazarak Üç şehir daha istediler. Gazneli Mesut, Selçukluların bu yayılmacı tavrına karşı teklifi kabul etmeyerek tekrar bir ordu görevlendirip Selçukluların üzerine gönderdi. Gazneli ordusu ile Selçuklu ordusu Sarah şehrinde karşı karşıya geldiler. Selçuklular bu savaşıda kazanarak Gazneli ordusunu yine ağır bir yenilgiye uğrattılar (1038).

Dandanakan Savaşının Gerçekleşmesi
Gazneli Mesut, görevlendirerek Selçukluların üzerine gönderdiği iki ordunun da yenilgiye uğraması üzerine bizzat ordusunun başına geçerek büyük bir savaş hazırlığı içerisine girişti (1040). İki yıl süren bu hazırlık neticesinde çoğunluğu atlı süvarilerden oluşan 100.000 kişilik bir ordu hazırladı. Gazneli Ordusu Selçuklu ordusuna nispetle oldukça büyük ve kabalalıktı. Gazneli Mesut, ordusunun başında sefere çıkarak 16 Ocak’da Nişabur Şehrine ulaştı. Savaşı Nişabur üzerinden kurgulamıştı ancak Sarah savaşında ağır tahribata uğrayan ve halkının çevre şehirlere göç eden Nişabur şehri yiyecek ve temiz su sıkıntısı içerisindeydi. Kalabalık ordusunun yiyecek ve içecek ihtiyacını karşılamak amacıyla çevre illerden erzak tedariki yapmaya çalışsa da yeterli olamayınca Merv şehrine ilerlemeye karar verdi. Selçuklular Gazne Ordusunu ilerleme esnasında hem vur-kaç taktikleriyle yoruyor ve yavaşlatıyor, hem de erzak tedariki için lojistik hareketlerini baltalıyordu.

Gazne ordusu hem kalabalık olduğu için yavaş ilerliyor, hem de açlık, susuzluk ve yorgunluk nedeniyle zayıf düşüyordu. Nihayet Merv şehrinde konuşlu bulunan Dandanakan kalesi önünde karşı karşıya geldiler. Gazne ordusu Dandanakan kalesine doğru ilerlemekteyken Selçuklu ordusu ilk taarruza başladı. Taarruza rağmen kaleye ilerlemeye devam eden Gazne ordusu, hem Selçuklularla hemde susuzluk, açlık ve yorgunlukla mücadele ediyorlardı. Dandanakan kalesine girerek savunma savaşı yapmak Gazne ordusu için önemli bir avantaj sağlayacaktı ancak Kaleye girmeleri ve kuşatılmaları halinde dışarıyla bağlantıları kesilecek, artan su sıkıntısı katlanılamaz bir hale gelecekti. Bunun üzerine kaleye sığınarak savunma savaşı yapmak yerine Ordunun su sıkıntısını gidermek için birkaç kilometre daha güneyde bulunan Su kuyularına doğru ilerlemeye karar verdiler. Selçuklu ordusu Gazneliler üzerindeki taarruzlarını şiddetlendiriyor ve baskısını arttırıyordu. Gazne ordusu ise hem Selçuklulara karşı koymaya çalışıyor hemde su kuyularına doğru ilerlemeye çalışıyorlardı.

Bu keşmekeş içerisinde düzeni ve disiplini bozulan Gazne ordusu, Selçukluların planlı ve ısrarlı taarruzları karşısında tutunamayarak, sayıca fazla ve güçlü olmalarına rağmen ağır kayıplar vererek yenik düşmeye başladılar.

Savaşın sonunda ağır yenilgiye uğrayan Gazne ordusu savaş meydanından düzensiz şekilde çekilmeye başladılar. Gazneli Mesut, bu mağlubiyetten sonra otoritesini yitirmiş, askerlerinin saygısını ve bağlılığını kaybetmişti. Kendisine bağlı küçük bir birlik ile Hindistana doğru ilerleyerek hem Selçuklulardan hem de kendi askerlerinden kaçmaya başladı. Bu kaçış hareketiyle Selçuklulardan kaçmayı başarabilmişti ancak kendi askerlerinden kaçamayıp askerleri tarafından öldürüldü.

Selçuklular, Dandanakan Savaşı’nın zaferle sonuçlanmasıyla Gazne devletini, hazinesini ve ordugahını ele geçirerek Büyük Selçuklu Devletini tarih sahnesine çıkartmış oldular
Son düzenleyen perlina; 12 Aralık 2016 22:48
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
12 Aralık 2016       Mesaj #5
Safi - avatarı
SMD MiSiM

Dandanakan Savaşı


Selçuklular ile Gazneliler arasında meydan savaşı (23 mayıs 1040). Selçuklular'ın gazneli topraklarına sürekli akınlarından rahatsız olan Sultan Mesut, Selçuklular'a karşı harekete geçti. Tuğrul ve Çağrı beylerin komutasındaki Selçuklular, gazneli ordusu önünde Serahs 'tan kuzeye, çöle doğru çekildiler. Su kuyularını bozarak susuz bıraktıkları gazneli kuvvetlerini sürekli baskınlarla yıprattıktan sonra Merv yakınında, Dandanakan hisarı önünde savaşı kabul ettiler. Üç gün süren savaş sonunda gazneli ordusu büyük bir yenilgiye uğradı. Mesut, güçlükle kaçabildi; tüm ağırlıkları Selçuklular'ın eline geçti. Bu zaferden sonra Selçuklu beyleri Tuğrul Bey'i "Horasan emiri" ilan ettiler. Böylece kısa sürede bir imparatorluk durumuna gelecek olan Selçuklu devletinin kuruluşu kesinlik kazandı.

Kaynak:Büyük Larousse
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
SİLENTİUM EST AURUM
perlina - avatarı
perlina
Ziyaretçi
12 Aralık 2016       Mesaj #6
perlina - avatarı
Ziyaretçi

Dandanakan Savaşı,

1040 yılında Dandanakan Ovası'nda Selçuklular ile Gazneliler arasında yapılan, Selçukluların başarısıyla sonuçlanan savaştır.
Bu savaş, Büyük Selçuklu İmparatorluğu'nun kuruluşuna temel oldu. Selçukluların bağımsızlıklarını elde edişleri, Gazne devletinin itibarını sarsmıştı. Harezm valisi Altuntaşoğlu Harun, Selçukluları, Horasan'ın fethi için teşvik ederek Gaznelilere karşı isyan etti.
Ad:  dandanakan savaşi.jpg
Gösterim: 3562
Boyut:  92.2 KB
Karahanlı hânedanından Böri Tekin, Toharistan ve Hattulan taraflarına, 1038 yılında bir akın yaptı. Onunla Ali Tekin oğulları arasında başlayan gerginlik, Gazneliler'in işine yaradı. Gazneli Sultan Mesud, 1028'de 60 savaş filinin yer aldığı büyük bir orduyla Gazne'den Belh'e hareket etti. Bir orduyu Herat'a, başka bir orduyu da Merv üzerine gönderdi.

Gazneliler, Selçukluları ve Türkmenleri tamamıyla ezmek kararındaydılar. Sultan Mesud, Belh'e vardığı zaman Çağrı Bey, Talekan, Fâryâb ve Şapûrgan'ı istilâ ediyordu. Sultan Mesud, nisan ortasında, Serahs'a yürüyen 70,000 süvari ve 30,000 piyadelik ordusuyla onu takip etti. İki ordu 15 Mayıs 1039'da karşılaştı. Selçuklular, çöle çekilmek zorunda kaldılar. Bu iklime alışık olmayan Gazne ordusu, takibe girişemedi. Uzun süren çatışmalardan sonra, geçici bir anlaşma yapıldı. Bu sürede Selçuklular, Türkistan'dan gelen Oğuzlar ile birleşerek güçlendiler.

Sultan Mesud, hazırlıklarını tamamlayarak 12 Kasım 1039'da tekrar harekete geçti. 1040 mayısında ilk çarpışmalar başladı. Selçuklular, hafif süvari kuvvetleriyle saldırarak, su kuyularını kullanılmaz hâle getirdiler. Gazne ordusu, su bulabilmek amacıyla, Dandanakan hisarına çekilmek zorunda kaldı. Buradaki kuyular da işe yaramaz duruma getirilmişti. Gazne ordusunda disiplin bozuldu. Meydan muharebesi üç gün sürdü. Susuzluk, yorgunluk, açlık yüzünden dağılan Gazneliler bozguna uğradılar. 23 Mayıs 1040 Cuma günü, kesin zafer kazanıldı. Sultan Mesud, 100 süvari ile savaş meydanından güçlükle kurtuldu. Gazne ordusu, bütün hazinelerini, mallarını, silahlarını bıraktı.

Bundan sonra Selçukluların karşısına çıkacak önemli bir kuvvet kalmadı; bu zaferle Selçuklu devletinin kuruluşu kesinleşti. Savaşın sonunda Sultan Mesud, Horasan'ı tamamıyla Selçuklulara terk etti. Bağımsızlıklarını kazanan Selçuklular, bu tarihten sonra İslâm ülkelerini ele geçirmeye başladılar.
Son düzenleyen perlina; 12 Aralık 2016 21:52

Benzer Konular

1 Mart 2012 / Ziyaretçi Cevaplanmış
25 Ağustos 2013 / sevda4 Soru-Cevap
13 Nisan 2010 / ThinkerBeLL Tarih
27 Şubat 2013 / Misafir Cevaplanmış
12 Aralık 2009 / Misafir Cevaplanmış