Arama

Pasinler (Kapteron) Savaşı

Güncelleme: 13 Aralık 2016 Gösterim: 4.501 Cevap: 2
perlina - avatarı
perlina
Ziyaretçi
13 Aralık 2016       Mesaj #1
perlina - avatarı
Ziyaretçi
Ad:  pasinler.jpg
Gösterim: 2788
Boyut:  55.9 KB

Pasinler (Kapteron) Savaşı

; Büyük Selçuklu Devleti ile Bizans İmparatorluğu arasında gerçekleşmiştir.(10 Eylül veya 18 Eylül 1048), Tuğrul Bey'in üvey kardeşi İbrahim Yinal Bey'in yaptığı Anadolu seferi sonunda Bizans İmparatorluğu ile müttefiki Gürcü Krallığı ve diğer müttefik ordulara karşı Bizanslıların "Kapteron" veya "Kapterou" adını verdikleri (modern Pasinler yakınlarında) bir mevkide Bizanslılar ile Selçuklular orduları arasında yapılan bir meydan muharebesidir.

Sponsorlu Bağlantılar
1018 yılında keşif için Anadolu sınırlarına gelen Çağrı Bey, Anadolu'nun yurt olabileceğini düşündü. 1040 Dandanakan Savaşı kazanıldıktan sonra bağımsız olan Büyük Selçuklu Devleti, Anadolu'nun fethi için akınlar başlattı. O dönemde Anadolu da Bizans İmparatorluğu bulunuyordu.

Pasinler Savaşı'nın Sebepleri


1- Türklerin Anadolu'yu yurt edinme düşüncesi.
2- Bizans'ın Türk akınlarını durdurmak istemesi.

Güney Kafkaslar bölgesinde Bizans Imparatoru IX. Konstantin Monomakos gücünü göstermekte idi. 1040'da çocuksuz varissiz ölen Bağradı Ermenistan Krallığı kralının yokluğunda başkent Ani'de hüküm süren vali Başpiskopos Petros Getadarts 1045'de Ani'yi Bizanas İmparatorluğu'na vermişti. Bu topraklar Bizanslılar tarafından ilhak edilmiş ve "İberya Theması" ile birleştirilip Bizans İmparatorluğu'na bağlı "İberiya-Ani Theması" kurulmuştu. Bizanslılar ayrıca Gürcü Kralı IV. Bagrat'a karşı önce destek sağlayıp sonra isyan etmiş olan geleneksel Gürcistan'ın en önemli soylu Liparitid-Baguaşı klanının başında olan "Kldekarı ve Trialeti Dükü" IV. Liparit'a bu mücadelesinde askeri destek sağlamışlardı ve onu Bizans İmparatorluğu, "magistros" unvanı ile taltif etmişler ve bu görevle onu bir Bizans yöneticisi olarak kabul etmişlerdi.

Bu gelişme ile, Bizans İmparatorluğu ile güneyden Azerbaycan üzerinden Türkmen göçleri ile ilerlemekte olan Selçuklular ile komşu olmuşlardı. Selçuklular Bizans'ın gücünü anlamak amacıyla Tuğrul Bey'in üvey kardeşi İbrahim Yınal Bey'in önderliği altından Anadolu'ya 1048 yazında bir askeri akın yapmıştı. Bu akından dönmekte iken Selçuklular ordusu Bizans'ın "İberya ve Ani Theması" içinde çok hareketli bir ticaret merkezi olan (modern Erzurum yanında bulunan) "Arzen " veya "Arte" kentini de ele geçirip yakmışlardı.

IX. Konstantin Monomakos Bu Selçuklular akınını durdurmak için "İberiya-Ani Theması"ndaki Bizans ordusunun generalleri Katakalon Kekaumenos ile Aaronios'u görevlendirmişti. Ama bu generallere Gürcü Krallığı ordularının yetişip onlara bağlanmadan gayet temkinli davranıp Selçuklılarla çatışmama emri vermişti. İmparator Bizans devleti görevi ve Bizans "magistros" unvanı taşıyan Gürcü "Kldekarı ve Trialeti Dükü" IV. Liparit'i kendi Gürcü ordusu ile Bizans ordusuna destek sağlamaya çağırmıştı. Böylece Bizans generalleri Kekaumenos ile Aaronios ve Gürcü IV. Liparait komutasında yaklaşık 50,000 askerlik bir Bizans-Gürcü ordusu toplandı. Bu büyük Bizans-Gürcü ordusu akıncı Selçukluları durdurma ve elemine etme hedefi ile Pasinler ovasında (o zamanki Kapetrou) da Selçuklular ordusu ile muharebeye girişmek için düzen aldılar.

Pasinler Savaşı, Erzurum yakınlarında bulunan Pasinler mevkiinde Selçuklu ordusu ile Bizans ordusu arasında yapılmıştır. Bizans İmparatorluğu; Ermeni ve Gürcü kuvvetleri ile ittifak halindeydi. Bizans komutanı Katakalon, Gürcü komutanı Liparit, Selçuklu komutanı İbrahim Yınal ve Kutalmış'tı. 1048 yılında iki ordu arasında yapılan savaşı, Büyük Selçuklu Devleti kazandı.

Savaşı'nın Sonuçları:

Ad:  pasinler-savasi.jpg
Gösterim: 4993
Boyut:  11.8 KB
1- Savaşı, Büyük Selçuklu Devleti kazandı.
2- Gürcü komutan Liparit esir düştü.
3- Selçuklular büyük ganimet elde ettiler.
4- Bizans'ın eski gücünü kaybettiği anlaşıldı.
5- Selçuklular, Anadolu'nun fethi için cesaret kazandı.
Savaşın sonucunda Selçuklu ordusu muharebe meydanından çekilmişti ve Bizanslılar bunu bir taktik galibiyet kabul ettiler. Fakat İbrahim Yinal Bey'in ordusu Selçuklular arazilerine geri girdiğinde gayet az bir askeri zayiata uğramıştı. Bunun yanında yaptığı akında eline geçen ganimetler ve tutsaklara da hiç zayiata vermeden getirilmişti. Tanınmış Müslüman kronik-tarihçisi Ali İbnü'l-Esîr "El-Kamil fi El-Tarih" ünlü tarih eserinde , biraz abartılı olarak, bu akından sonra getirilen ganimetin 10,000 deve yükü olduğunu ve ellerine geçirilen tutsak sayısının 100,000 yakınında olduğu bildirdiği belirtilmiştir.

İbrahim Yinal Bey, bu başarısından dolayı Tuğrul Bey'in kendisine vermek istediği büyük maddî hediyeleri kabul etmemiştir. Tuğrul Bey de IV. Liparit'in ve Bizanslıların salıverilmesi için teklif ettikleri büyük fidyeyi kabul etmemiş ve Liparit'i bundan sonra ömrü boyunca Selçuklularla hiç çatışmaya girmeyeceğine yaptığı şeref yemini üzerine salıvermiştir.

Bu savaş Selçukluların Anadolu'ya ilk kez Türkmen göçmen yerleşme amaçlı stratejilerini uygulamak için Bizanslılarla yaptıkları gayet uzun bir dönem süren bir savaşın başlangıcı olduğu iddia edilebilmektedir. Bazı modern Batılı tarihçiler bu uzun süren savaşı 1048'dan 1306'de Anadolu Selçuklular Devleti'nin çöküşüne kadar süren Selçuklu-Bizans Savaşı olarak nitelendirmektedirler.

Önemi:

Pasinler Savaşı, Selçuklu Devleti ile Bizans arasında yapılan ilk savaştır.

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 3 üye beğendi.
Son düzenleyen perlina; 13 Aralık 2016 15:32
perlina - avatarı
perlina
Ziyaretçi
13 Aralık 2016       Mesaj #2
perlina - avatarı
Ziyaretçi

Pasinler (Kapteron) Savaşı



Sponsorlu Bağlantılar

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 3 üye beğendi.
perlina - avatarı
perlina
Ziyaretçi
13 Aralık 2016       Mesaj #3
perlina - avatarı
Ziyaretçi

Pasinler Savaşı


Bizans ve Gürcü kuvvetleri Pasinler çevresinde akınlarda bulunan Musa Yabgunun oğlu Hasan Bey komutasındaki Selçuklu birliklerini pusuya düşürdüler. Zap Suyu yöresindeki savaşta Hasan şehit oldu. (1047/8). Tuğrul Bey bu duruma epey üzüldü. Hasanın intikamını almak için İbrahim Yınal ve Kutalmışı görevlendirdi. İki komutan Erzuruma doğru ilerlediler. Bizans, Gürcü ve Ermenilerden oluşan düşmanı Pasinler Ovasında karşılayan Selçuklular büyük 1 zafer kazandılar (1048). Gürcü Kralı Liparit tutsak alındı.Pasinler Savaşı düzenli Selçuklu ordularının Anadoluda kazandığı ilk büyük cenk olması için önemlidir. Daha önceki devrede mücadele vur kaç taktiği güden Türkmenler tarafından gerçekleştirilirken, bu savaşta Selçuklu hanedanına mensup kişilerin komutasındaki ordu kullanılmıştır. Nitekim Bizans yenilgiyi kabul ederek Selçuklu devletiyle sulh anlaşması yapar. Bu barışa göre Bizans imparatoru, IX. yüzyılda yapılan yalnız sonraları yıkılan İstanbuldaki camiyi onarım etmeyi ve burada Tuğrul Bey adına hutbe okutmayı kabul eder. yalnız vergi vermeyi reddeder.Tuğrul Beyin Anadolu Seferi: Vergi ödemeyi reddeden imparatorun Doğu Anadoluya ordu sevk etmesi üzerine Tuğrul Bey bizzat sefere çıkar (1054). Erciş, Bayburt, Kemah ve Erzincan ele geçirilir.

Malazgirti kuşatan Tuğrul Bey, kışın yaklaşması üzerine ordusunu geri çekerek, Reye döner. Bu seferden sonraları Anadolunun fethi için Çağrı Beyin oğlu Yakutî görevlendirilir (1057). Yakutî Yakutî Sivası alır ve Kayseriye kadar ilerler. Öte yandan Kars ve Ani kuşatılır. Dinar Beye bağlantılı birlikler de Malatya civarına inerler. Bu akınlar Alp Arslan zamanına kadar sürek etmiştir.

Anadoluya yapılan bu ilk Türk akınları görünüşte kalabalık Türkmen kitleleri tarafından gerçekleştirilen, düzensiz ve yağmayı amaçlayan hareketlerdir. Halbuki bu hakikat değildir. Türkmen başbuğları komutasındaki Türkmen kuvvetleri, belirli 1 plân çerçevesinde, disiplin içinde devinim etmişlerdir. Anadolunun içlerine kadar yapılan akınlarda, Bizans ordularının ikmal yolları üzerindeki kentler erek bi şekilde seçilmiştir. böylelikle bölgedeki Bizans savunma gücüne ağır darbeler vurulmuştur. Bu akınlar, arkasından gerçekleşecek olan fetih ve yerleşme hareketlerine elverişli 1 zemin hazırlanması açısından hayli önemlidir.

Alp Arslanın Büyük Selçuklu tahtına geçmesiyle ile, Anadoluya yapılan akınlar tekrar sürat kazanmıştır. Nitekim Alp Arslan 1064 yılında büyük 1 orduyla Azerbaycana gelir. Gürcistanı bütünüyle fetheder. Doğu Anadolu sınırlarındaki Bizans idaresini kabul etmiş birtakım Gürcü ve Ermeni prensliklerini kendine bağlar. Devrin en kuvvetli surlarına sahip olduğu için fethedilemez denilen Ani Şehrini ele geçirir (Ağustos 1064). buna ilave olarak Kars ve Van da Türkler tarafından alınır.1066 yılından itibaren Gümüştegin, Afşin, Emir Sanduk gibi ünlü Türk komutanları Anadoluya akınlar düzenler. Bu akınlarda Türk kuvvetleri Orta ve Güney Anadoluyu baştan başa geçer ve birçok şehri ele geçirir.Bizansın Karşı Tedbirleri: Bu sırada Bizans iç karışıklıklar ve taht mücadeleleri birlikte karşı karşıya idi. Türk akınları karşısında âciz kalan Bizans, Anadolunun elden gitmekte olduğunu görüyordu . Bu kötü gidişe dur demek için dul imparatoriçe, Kayserili 1 general olan Romanos Diogenes birlikte evlenmek zorunda kaldı. böylelikle Romanos Diogenes (Roman Diyojen) Bizansın yepyeni imparatoru oldu (Ocak 1068). İmparator Anadoluya geçerek, Selçuklulara karşı büyük 1 ordu hazırlamaya başladı. Daha önce de Anadoludaki birçok Bizans kaleleri yenilenmiş ve ordunun ihtiyaçları için zahire ve mühimmat toplanmıştı .Nihayet imparator Anadoluya birbiri ardına 2 sefer düzenledi. yalnız Emir Afşin başta olmak üzere diğer Selçuklu komutanları, bu kalabalık ordu seferdeyken, Ege kıyılarına kadar birçok akınlar yapmakta , Konya, Afyon, Denizli gibi şehirleri tahrip etmekteydiler.(1068-69) İmparator yaklaşan kış için İstanbula geri dönmek zorunda kaldı.

İmparator Diogenes, Türklere son ve kesin 1 darbe vurmak istiyordu. Bu sebeble 200 1000 karakter büyük 1 ordu hazırladı. Bu ordu da Ermeni, Gürcü ve ücretli Frank, Norman, Rus kıtalarının yanı dizi, Türk soyundan Uz ve Peçenek kuvvetleri de bulunmaktaydı. Nihayet Bizans ordusu doğuya doğru sefere çıktı. Bu sırada Alp Arslan, Mısır seferine çıkmıştı. Henüz Halep kuşatmasında bulunuyordu. Bizans ordusunun ilerleyişini duyunca süratle geri dönmeye karar verdi. ihtiyar ve yorgun askerlerini bırakarak emrindeki dinç kuvvetlerle Ahlata geldi. Birkaç defa sulh teklif ettiyse de bunu Alparslanın korkusuna yorumlayan Romanos Diogenes, barışı reddetti. bundan sonra cenk kaçınılmazdı.Devrin kaynaklarına göre Bizansın 200 binlik ordusuna karşı, Selçuklu kuvvetleri 50 1000 kadardı. Bizans ordusundaki Peçenek ve Uz askerleri, karşılarındakinin Türk olduğunu görünce Selçuklu tarafına geçmişlerdi . İki ordu Malazgirt Ovasında mevzilendi. İslâm ülkelerinin bütün köşesinde, Alp Arslanın zafer kazanması için hutbe okunuyor, yakarış ediliyordu. Nihayet Alp Arslan ordusu birlikte cuma namazını kıldıktan sonraları askerini hayli etkileyen, coşkulu 1 konferans yaptı; şehit düşerse üstündeki ak elbisenin kefeni olduğunu, onunla gömülmesini vasiyet etti. sonraları eski Türk geleneğine uyarak atının kuyruğunu bağladı ve ordusunun başına geçti. (26 Ağustos 1071)Alp Arslan sayıca epey üstün olan Bizans kuvvetlerine karşı Türk cenk taktiği olan „Turan taktiğini başarıyla uyguladı. Askerlerin 1 kısmı cenk alanının 2 yanındaki tepelerde pusuya yattı. Diğer güçler düşmana saldırdı ve kaçar gibi yaparak geri çekildiler (sahte ricat). Türklerin bozguna uğradığını zanneden Bizans kuvvetleri disiplinsiz 1 biçimde Selçuklu kuvvetlerini takibe başladı ve merkezden bayağı ayrıldılar.

Pusuya doğru çekilen Bizans ordusu, bu tuzağı geç fark etti. Geri çekilmeye çalıştıkları sırada Ermeniler ve yedek güçler cenk alanından kaçtılar. bütün anlamıyla çembere alınan Bizans ordusu, akşama kadar süren Türk hücumlarıyla âdeta yok edildi. İmparator yaralı bi şekilde ele geçirildi (26 Ağustos 1071).Alp Arslan, imparatorun umduğunun aksine, ona epey iyi muamele etti; saygı gösterdi. Aralarında yapılan anlaşmaya göre, imparator kurtuluş akçası (fidye) karşılığında serbest bırakılacaktı. buna ilave olarak Bizansın elindeki her Müslüman tutsaklar salıverilecek ve Selçuklulara yıllık vergi ödenecekti. yalnız Türk askerlerinin eşliğinde memleketine gönderilen Romanos Diogenes tahtından indirildi. Gözlerine mil çekilerek hapse atıldı. Yerine geçenler bu anlaşmayı tanımadılar. Bunun üzerine Türk komutanlara Anadolunun fethinin tamamlanması emri verildi.

Malazgirt Zaferi sonuçları

itibarıyla hem Türk tarihi, hem de dünya tarihi bakımından epey büyük 1 ehemmiyet taşımaktadır. Malazgirt Zaferi sonucunda Anadolunun kapıları kesin bi şekilde Türklere açılmış oluyordu. böylelikle Anadolunun, Türklerin ebedî vatanı olması için en büyük adım atılmıştır. Zaferden sonraları Anadoluda irili ufaklı birçok Türk devleti kurulmuş, Türkiye Cumhuriyetine kadar uzanan Türkiye tarihi başlamıştır. Bu zaferle, Türklerin İslâm dünyasındaki prestiji ve liderliği daha da güçlenmiştir. Malazgirt Zaferi, Avrupada da derin izler bırakmıştır.

Bizansın yenilmesi üzerine birbirini de tehlikede gören Hristiyan Avrupa, Türklere karşı ittifaklar oluşturmuşlardır. Haçlı ittifakı aslında bu zafere 1 tepki bi şekilde doğmuştur. Haçlı Seferleriyle Türk ilerleyişi durdurulmak istenmiştir . Malazgirt Zaferi birlikte Anadolunun kapıları ardına kadar açılmış idi. böylelikle Anadolunun Türkleşmesi safhası başlamış ve dar süre zarfında Türkler Anadoluda çoğunluğu sağlamışlardır. Anadolunun muhtelif yerlerinde irili ufaklı Türk devletleri ortaya çıkmıştır.


BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.

Benzer Konular

13 Aralık 2016 / Misafir Cevaplanmış
25 Ağustos 2013 / sevda4 Soru-Cevap
28 Aralık 2008 / Ziyaretçi Cevaplanmış
13 Nisan 2010 / ThinkerBeLL Tarih