Arama

Osmanlı Padişahları - Sultan Üçüncü Murad

Güncelleme: 19 Aralık 2016 Gösterim: 20.066 Cevap: 3
kompetankedi - avatarı
kompetankedi
VIP Bir Dünyalı
17 Şubat 2007       Mesaj #1
kompetankedi - avatarı
VIP Bir Dünyalı

SULTAN ÜÇÜNCÜ MURAD

Ad:  SULTAN ÜÇÜNCÜ MURAD1.jpg
Gösterim: 1105
Boyut:  51.2 KB
(d. 4 Temmuz 1546, Manisa - ö. 15/16 Ocak 1595, İstanbul),
1574-95 arasında Osmanlı padişahı.
Sponsorlu Bağlantılar

Babası II. Selim, annesi Nurbanu Sultan’dır. 1562’de Manisa sancakbeyliğine atandı. Babasının ölümü üzerine 22 Aralık 1574’te tahta çıktı. Beş erkek kardeşini öldürterek tahtının güvenliğini sağladı. Eniştesi sadrazam Sokollu Mehmed Paşa’yı görevde bıraktı. 1575’te Venedik, 1576’da İran ve 1577’de de Avusturya ile eski barış antlaşmalarını yeniledi. Lehistan 1577’de yapılan bir antlaşma ile Osmanlı korumasına alındı. 1576’da Iran şahı II. İsmail’in ölümü üzerine başlayan karışıklıklardan yararlanan III. Murad 1578’de İran’a sefer açtı. Bu sefer sonunda Azerbaycan, Tiflis, Nihavend ve Hemedan Osmanlı egemenliğine girdi. Bu arada Osmanlı korumasındaki Fez’e (bugün Fas’ta) saldıran Portekizliler yenilgiye uğratıldı. 1593’te Avusturya’ya savaş açıldı. Boğdan, Erdel ve Eflâk gibi vasal prenslikler savaş sırasında Avusturya ile birleştiler (1594). Osmanlılar için pek başarılı geçmeyen bu savaş sürerken III. Murad öldü.

III. Murad devlet yönetiminde pek etkili bir padişah değildi. Saltanatı süresince İstanbul’dan hiç ayrılmadı. Tahta çıktığı ilk yıllarda devlet yönetimindeki gücünden çekindiği Sokollu Mehmed Paşa’nın nüfuzunu kırmaya çalıştı; onun öldürülmesinde rolü olduğu da söylenir. Döneminde İran’la yapılan savaşın kazanılması ve Kuzey Afrika’nın Osmanlı egemenliğine girmesi gibi başarılara karşılık, devlet gerileme sürecine girdi. Bu süreci başlatan nedenler arasında rüşvetin yaygınlaşması, adam kayırma, Yeniçeri Ocağı’na rasgele asker alınması, yeniçerilerin halkı tehdit eden şiddet gruplan haline dönüşmesi, uzun süren savaşların ağır vergilere ve köylülerin topraklarını terk etmesine, bunun da tımar sisteminin bozulmasına yol açması sayılabilir. III. Murad, özellikle edebiyatla ilgilenmiş, Muradî mahlasıyla şiirler yazmıştır. Dinsel içerikli şiirlerinden oluşan bir Divan ve Fütuhat-ı Siyam adlı tasavvufaİlişkin bir yapıtı vardır.

kaynak: Ana Britannica

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 19 Aralık 2016 04:20
Mira - avatarı
Mira
VIP VIP Üye
11 Haziran 2013       Mesaj #2
Mira - avatarı
VIP VIP Üye
Ad:  SULTAN ÜÇÜNCÜ MURAD2.jpg
Gösterim: 830
Boyut:  56.2 KB
MURAT III
(1546 Manisa-1595 İstanbul)

Sponsorlu Bağlantılar
Osmanlı padişahı.

II. Selim'in oğludur. Dedesi Kanunî zamanında Akşehir ve Manisa sancakbeyliği yaptı. Babasının ölümü üzerine de padişah oldu (22 Aralık 1574). İlk iş olarak beş kardeşini boğdurttu. III. Murat devri, Osmanlı düzeninin bozulmaya başladığı sıralara rastlar. Uzun süren savaşlar iktisadi durumu sarstı. Devletin idaresi çoğu kapıkulu kökenli devlet adamlarının elindeydi. Bunlarsa artık kendi çıkarlarıyla Avrupalıların çıkarlarını birleştirmişlerdi. Çoğu Avrupa devletlerinin elçilerinden büyük rüşvetler almakta ve buna karşılık Avrupalılara büyük çıkarlar sağlamaktaydılar.

Nitekim 1535 yılında Fransa'ya verilen ilk kapitülasyonlardan sonra, III. Murat zamanında 1580 yılında aynı nitelikte kapitülâsyonlar İngiltere'ye de verildi. III. Murat devrinin önemli siyasî ve askerî olayları Osmanlı-İran, Osmanlı-Avusturya, Osmanlı-Portekiz mücadeleleridir. 1578'de başlayan, Osmanlı-İran savaşları Osmanlı Devleti'nin başarısıyla sona ermiş, 1590 yılında Osmanlıların ele geçirdiği yerlerin Osmanlılarda kalması şartıyla barış yapılmıştı. Osmanlı-İran savaşlarının sona ermesinden bir süre sonra Avusturya ile savaşlar başladı (1593).

Savaşın ilk iki yılında bazı kaleler Osmanlılara geçmekle birlikte kesin bir sonuç alınamadı. III. Murat bu savaşlar devam ederken öldü. III. Murat devrinin diğer bir önemli olayı, Fas'ta 1578 yılında Kasr'ül Kebir veya Vadi's Seyil denilen yerde Osmanlı-Fas müşterek ordusunun, Portekiz kralının komuta ettiği bir Portekiz ordusunu yenilgiye uğratması ve bu savaşta Portekiz kralının ölmesidir. Portekiz bu savaşla uğradığı sarsıntıyı atlatamamış, bir süre sonra İspanya tarafından ilhak edilmiştir. Bu zaferle birlikte Osmanlıların Kuzey Afrika'daki egemenliği bir süre için daha da sağlamlaşmış oldu.

MsXLabs.org & MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi
Osmanlı Padişahları - Sultan Üçüncü Murad


Son düzenleyen Safi; 19 Aralık 2016 04:20
theMira
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
19 Aralık 2016       Mesaj #3
Safi - avatarı
SMD MiSiM

MURAT III

Ad:  SULTAN ÜÇÜNCÜ MURAD3.jpg
Gösterim: 818
Boyut:  56.2 KB

(Manisa 1546 - İstanbul 1595),
türk padişah (1574-1595).

Selim II ile yahudi kökenli Nurbanu Sultan'ın oğlu. Babasının Manisa sancakbeyliği sırasında doğdu. Dedesi Kanuni Sultan Süleyman tarafından Akşehir sancakbeyliğine atandı (1559). Şehzade Selim’in Konya sancakbeyliğine atanması üzerine Manisa sancakbeyliğine getirildi (1561). Manisa’da İtalyan dönmesi Safiye Sultan’dan doğan oğluna Kanuni tarafından Mehmet (daha sonra Mehmet III) adı verildi (1566). Selim ll'nin vakitsiz ölümü üzerine sancakbeyi bulunduğu Manisa'dan hemen İstanbul’a gelerek Murat III unvanıyla 28 yaşında tahta çıktı (1574).

Babasının ve tahta çıkar çıkmaz öldürttüğü 5 erkek kardeşinin cenaze töreni aynı gün yapıldı. Ûte yandan, sarayda valide Nurbanu sultan ile yeni padişahın sevgili kadını Safiye Sultan arasında büyük bir çekişme başladı. Kanuni'nin kızı Mihrimah, Selim ll'nin kızı ve sadrazam Sokullu Menrneı ismihan, harem kethüdası Canfeda ve vekilharç Raziye kadınlar Nurbanu Sultan'ın tarafını tutarlarken, sadece kocasının üzerindeki büyük etkisine güvenen Safiye Sultan, bu gruba karşı tek başına savaşıma girişti. Böylece Kanuni döneminde kurulmaya başlayan kadınlar saltanatı, Murat III döneminde daha güçlü bir kuruma dönüştü. Bu arada, yeni padişahın para hırsından yararlanarak çına 40 bin altınlık bir rüşvet kabul ettiren isfendiyaroğlu Şemsi Paşa, Murat lll’ün rüşvet alan ilk osmanlı hükümdarı olarak kötü ün kazanmasına yol açtı.

Ancak, türk-venedik (1575), türk-iran (1576) ve ardından da türk-avusturya (1577) barışının bu devletlerin başvuruları üzerine uzatılması, OsmanlI imparatorluğu’nun her şeye karşın bir dünya gücü olarak konumunu Murat III döneminde de koruduğunu kanıtlamış oldu. Yine aynı yıl Lehistan krallığı, rus ve germen saldırılarına karşı osmanlı koruması altına alınmakla, türk-lehistan antlaşması Türkiye'nin kuzey siyasetine uygun biçimde imzalandı. Ûte yandan, sarayda iktidarı ele geçirme savaşımında valide Nurbanu Sultan'ın başlıca desteklerinden biri olan padişahın halası Mihrimah Sultanin ölümü (1578), Safiye Sultanin nüfuzunu önemli ölçüde artırdı.

Bu arada, Şah Tahmasp Tin ölümünden (1576) sonra İran'da baş gösteren bunalımı yakından izleyen Van beylerbeyi Köşe Hüsrev Paşa'nın İstanbul’a gönderdiği raporları dikkate alan Murat III, onun İran’a karşı bir an önce sefer açılması önerisini akla yatkın bularak üçüncü vezir Lala Mustafa Paşa’yı Şirvan ve Gürcistan seferi serdarlısına atadı (1578). Böylece 12 yıl sürecek olan (1578-1590) ve tüm Kafkasya’nın osmanlı topraklarına katılmasıyla sonuçlanan Türk-iran savaşı başladı. Türk koruması altına giren Fas sultanlığı’na saldıran Portekizliler, kesin bir yenilgiye uğratılırken, kralları da savaş alanında öldürüldü (1578). ispanyollar’a karşı Akdeniz’de güçlü bir müttefik edinmek isteyen kraliçe Elizabeth l’in girişimini olumlu karşılayan Murat III, türk-ingiliz ticaret ve siyaset ilişkilerinin başlamasına olanak tanıdı (1579) .

Yine aynı yıl dedesi Kanuni'nin son, babası Selim ll’nin tek ve kendisinin de ilk sadrazamı olan Sokullu Mehmet Paşa'nın öldürülmesi (bir söylentiye göre hiç sevmediği bu büyük devlet adamını ortadan kaldırtarak ondan kurtulması) üzerine, yerine ikinci vezir Semiz Ahmet Paşa’yı getirip rahat bir soluk aldı. Artık bir türk gölü durumuna gelen Hazar denizi’nde yeni bir Hazar donanmasıyla kaptanlığının kurulmasını isteyen padişah buyruğuna uyularak Şirvan beylerbeyi Mehmet Bey bu göreve atandı. Ancak, sadrazam Semiz Ahmet Paşa'nın ölümü üzerine (1580) onun yerini almak için çekişen vezirlerinden Kıbrıs fatihi Lala Mustafa Paşa ile Yemen fatihi Koca Sinan Paşa arasındaki kavgayı önlemeyi başaramayan padişah, sadrazamlık makamını kaldırarak Lala Mustafa Paşa’yı mührü hümayun verilmeksizin, sadece saltanat vekili unvanıyla sadaret kaymakamlığına atadı. Böylece bu anlaşmazlığa osmanlı tarihinde eşi görülmemiş biçimde bir çözüm yolu buldu.

Lala Mustafa Paşa aynı yıl ölünce (ya da gerçek sadrazam olamadığı için üzüntüsünden intihar edince), yeniden kurduğu sadrazamlık makamına şark serdarı Koca Sinan Paşa'yı getirdi. Dedesi ve babasından sonra Fransızlar’a verdiği üçüncü kapitülasyon fermanı gereğince, türk limanlarına gelecek tüm yabancı gemilere fransız bandırası çekme zorunluğu getirilirken, sadece İngiliz gemileri bu bandıra zorunluğunun dışında tutuldu (1581). Babası Selim II gibi kadın ve içkiye düşkün bir hükümdar olan Murat III, oğlu ve veliahtı şehzade Mehmet için osmanlı tarihinin en görkemli şenliği sayılan 57 günlük bir sünnet düğünü düzenledi (1582) ve keyfince eğlendiği bu düğünde hüner gösterenlerin Yeniçeri ocağı’na alınmasına, ocak yasalarının ilk kez çiğnenmesine yol açarak ocağın bozulmasına da neden oldu. İlk İngiliz elçisi olarak İstanbul'a gelen VVİlliam Harbone'u huzuruna kabul edip sunduğu değerli armağanları kabul eden padişah, böylece türk-ingiliz dostluğunun temellerini attı (1583).

En büyük rakibesi valide Nurbanu Sultan öldükten (1583) sonra sarayda kesin olarak egemenlik kuran Haseki Safiye Sultan (hatta kaynanasını zehirlettiği bile söylenir), artık eskisi gibi kıskanmadığı kocasını 40'ı aşkın cariyesi ve içki âlemleriyle baş başa bırakıp devlet işlerine el attı. Böylece yüksek devlet memurluklarının rüşvet karşılığı satılmasının, özellikle hâzinenin yabancı ellere geçmesinin ve padişahın osmanlı tahtında bir mirasyedi gibi davranmasının ilk kötü sonuçları, 6 yıl sonra patlak verdi. Darphanede 1 000 dirhem gümüşten 500 akçe kesilirken, ayar bozulup bundan 1 000 akçe kesilecek olursa, askere dağıtılacak aylığın yarısının saraya kalacağı düşünüldü. Ayarı bozuk yeni paralar basılarak askere dağıtıldıysa da, bu parayı geri çeviren çarşı esnafı, bir akçelik mala iki akçe istedi. Bunun üzerine Beylerbeyi vakası adıyla anılan yeniçeri ayaklanmasında yeniçeriler osmanlı tarihinde ilk kez kelle istediler ve ayaklanma Rumeli beylerbeyi Doğancı Mehmet Paşa ile başdefterdar Mahmut elebi öldürülmeden sona ermedi (1589).

89 te yandan, Türkler'in Kafkasya ve Azerbaycan fetihleri onaylanmak, bu ülkeler Osmanlı devletine bırakılmak koşuluyla İstanbul’da türk-iran barışı imzalandı (1590). Komutanlarla beylerbeyleri artık İstanbul' un sözlerine kulak asmaksızın başlarına buyruk hareket ettiklerinden, Bosna beylerbeyi Telli Haşan Paşa'nın avusturya topraklarına kendiliğinden akınlar yapması üzerine Avusturya imparatoru 1590'da sekiz yıl süreyle yenilenen türk-avusturya barışı Türkler tarafından bozulduğu için 30 bin duka altını tutarındaki yıllık haracın kesildiğini padişaha İstanbul'daki elçisi aracılığıyla bildirdi (1592). Yine avusturya topraklarına yaptığı bu akınlardan biri sırasında Telli Haşan Paşa'nın şehit olmasıyla sonuçlanan Kulpa bozgunu üzerine Avusturya seferine karar veren Murat III, imparatorun İstanbul’daki elçisinin hapse atılmasını buyurdu (1593). Avusturya imparatorunu zincire vurup İstanbul’a getireceğini söyleyen sadrazam ve serdarıekrem Koca Sinan Paşa’nın muhaliflerini susturmak için de bu sefere karşı çıkanları "kâfir" ilan eden fetvalar yayımlattı. Türk -Avusturya savaşı Sinan Paşa ordusunun üstünlüğüyle sürüp giderken, OsmanlI devletine bağlı olan Erdel, Eflak ve Boğdan voyvodaları Türkler’e karşı Papatik makamınca hazırlanan Kutsal ittifak’a girerek osmanlı yönetimine karşı ayaklandılar (1594). Eflak ve Boğdan'da müslüman halk kılıçtan geçirildi. Daha sonra ibrail kalesine saldırıp kenti yakan eflak ordusu, Silistre’yi de ele geçirmesine karşın, türk karşı taarruzu üzerine bozularak dağıldı (1595). Bu arada, Murat III, aşırı kadın düşkünlüğü yüzünden yakalandığı sidik torbası iltihaplanmasından (prostat) öldü ve büyük oğlu Mehmet III onun yerine geçti. Cenazesi Ayasofya camisi’nin avlusuna gömüldü, sonradan da üstüne bir türbe yaptırıldı.

Osmanlı İmparatorluğu gibi bir dünya devletini 21 yıl yöneten Murat III, aslında çok iyi öğrenim ve eğitim görerek yetişmiş, zeki ve aydın bir hükümdardı. Özellikle edebiyata çok meraklı olan padişahın tasavvufa ilişkin Fütuhat-ı siyam adlı düzyazı bir yapıtı; Muradı mahlasını kullanarak yazdığı ikisi türkçe, ikisi de arapça ve farsça olmak üzere 4 divanı vardır. Şiirlerine egemen olan tasavvuf eğilimi, lirik bir ruhun hüzün dolu inceliğiyle bağdaşarak uyum sağlar. Ancak, Murat liran bazı Batı kaynaklarında da beğeni kazanan bu erdemlerine karşılık, devlet yapısını kökünden sarsacak kadar aşırıya kaçan kadın ve para düşkünlüğü, zarar verici başlıca kusurlarıydı. Ayrıca, (eğer doğruysa) Sokullu gibi bilgili ve deneyimli bir devlet adamını öldürtmesi, askerlikten hiç anlamadıkları halde çıkarcı, yeteneksiz vezirlerin sözüne uyarak çok yorucu İran, hemen ardından da hâzineyi tamtakır bırakan masraflı Avusturya seferine karar vermesi devlet yönetimi açısından affedilmez yanılgıları olarak kabul edilir. Peçevi İbrahim Efendi’ye göre, Murat lll’ün çeşitli cariyelerden tümü de yaşamayan 130 çocuğu dünyaya geldi. Öldüğü zaman geride 26 sultan ile 20 şehzade bıraktı.

Kaynak: Büyük Larousse
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
19 Aralık 2016       Mesaj #4
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Ad:  SULTAN ÜÇÜNCÜ MURAD4.jpg
Gösterim: 772
Boyut:  59.9 KB

SULTAN ÜÇÜNCÜ MURAD (1574 - 1595)


Sultan Üçüncü Murad 4 Temmuz 1546 günü Manisa'nın Bozdağ yaylasında dünyaya geldi. Babası, Sultan İkinci Selim, annesi Afife Nur Banu Sultan'dur. Annesi Venediklidir. Sultan Üçüncü Murad orta boylu, değirmi yüzlü, kumral sakallı, ela gözlü ve beyaz tenli bir padişahtı. Çok cömertti ve insanlara yardım etmeyi çok severdi.
  • Babası: Sultan İkinci Selim
  • Annesi: Afife Nur Banu Hatun
  • Doğumu: 4 Temmuz 1546
  • Ölümü: 15-16 Ocak 1595
  • Saltanatı: 1574 - 1595
  • Devlet Sınırları: 19.902.000 km2

HAYATI


Merhametli bir kişiliğe sahip olan Sultan Üçüncü Murad, Arapça ve Farsçayı çok iyi konuşurdu. Babasının 1558 yılında, Manisa sancak beyliğinden Karaman valiliğine tayin edilmesi üzerine, dedesi Kanuni Sultan Süleyman tarafından Alaşehir sancakbeyliğine tayin edildi. Babası Sultan İkinci Selim padişah olduktan sonra da tekrar Manisa sancakbeyliğine atandı.

Şehzadeliği sırasında bulunduğu Manisa'da devrin en değerli ulemasından dersler aldı. Osmanlı padişahları içinde en alim padişahlardan birisidir. Babası Sultan İkinci Selim'in vefatı üzerine Manisa'dan İstanbul'a gelerek 22 Aralık 1574 tarihinde tahta geçti. Ancak o da babası Sultan İkinci Selim gibi devlet işlerine fazla müdahil olmadı. Bürokrasi ve hükümet daha ziyade Sokullu Mehmed Paşa tarafından idare edildi. Bunda Sokullu'nun tecrübe ve dirayeti ile Sultan İkinci Murad'ın idare tarzı büyük rol oynamıştır.

İçkiye ve eğlence meclislerine düşkün olan Sultan Üçüncü Murad, saltanatı boyunca İstanbul'dan hiç çıkmadı ve saraydaki kadınların etkisinde kaldı. Daha sonraki yıllarda Osmanlı İmparatorluğunun bir devrini etkileyecek olan kadınlar saltanatı onun devrinde başladı. 29 yaşında çıktığı tahtta 20 yıl kalan Sultan Üçüncü Murad 16 Ocak 1595 tarihinde felç geçirdi ve vefat etti. Ayasofya Camii'nin avlusuna defnedildi.

Sokullu Mehmed Paşa'nın ağırlığını hissettirdiği III. Murad döneminde, Osmanlı toprakları en geniş sınırlarına ulaştı. Babası İkinci Selim'den devraldığı 15. 162.151 km kare ülke toprağını, 19.902.000 km kareye çıkardı.

İngilizlerle de dostane ilişkiler geliştirildi. İlk İngiliz Kapitülasyonunun verilmesiyle İstanbul'a daimi İngiliz elçisi gönderildi. Papa'nın Katolik Avrupa'da kurabileceği haçlı ittifakına karşı Protestan İngiltere ile ilişkiler geliştirildi. Daha sonra bu ittifaka Hollanda da dahil edilecektir. Devlet işlerini Sokullu'ya devreden Sultan Üçüncü Murad zamanında, sarayda kadınlar devlet işlerine çokça karışmaya başladılar ve bu durum Sokullu'nun ölümünden sonra da artarak devam etti.
  • Erkek Çocukları: Üçüncü Mehmed, Selim Bayezid, Mustafa, Osman, Cihangir, Abdullah, Abdurrahman, Abdullah, Hasan, Ahmed, Yakub, Alemşah, Yusuf, Hüseryin , Korkud, Ali, İshak, Ömer, Alaüddin, Davud.
  • Kız Çocukları: Ayşe Sultan, Fatma Sultan, Mihrimah Sultan, Fahriye Sultan.

LEHİSTAN İLİŞKİLERİ


Lehistan'ın Fransız Kralı Henry, Sultan İkinci Selim'in isteğiyle diğer Avrupalı rakiplerini geride bırakarak tahta geçmişti. Osmanlı Devleti'nin Lehistan yönetiminde hakim olmaya çalışmasının nedeni, Avusturya'ya komşu olan iki müttefike sahip olmaktı.

Fransızlarla Kanuni Sultan Süleyman döneminde başlayan iyi ilişkiler zaten mevcuttu. Lehistan yönetimine de hakim olmak, Avusturya karşısında Osmanlı Devleti'ni güçlü kılacaktı. Fakat bir süre sonra Fransa tahtının boşalması üzerine, Henry, Lehistan'dan ayrılarak kral olmak üzere Fransa'ya gitti. Lehistan da oluşan iktidar boşluğu üzerine Sultan Üçüncü Murad duruma müdahale etti.

Sultan Üçüncü Murad'ın isteği üzerine Erdel Beyi Bathary Lehistan'a kral oldu. Lehistan ile bir antlaşma yapıldı ve bu siyasi gelişmeler sonunda Osmanlı Devleti'nin kuzey sınırı güvenli bir hal aldı.

VENEDİKLE İLİŞKİLER


Sultan Üçüncü Murad döneminde Osmanlı-Venedik ilişkileri barış içinde devam ediyordu. 1584 yılında bir yeniçeri isyanında isyancılar tarafından öldürülen Trablusgarp Valisi Ramazan Paşa'nın hanımını ve çocuklarını İstanbul'a getiren Osmanlı gemisine Kefalonya açıklarında saldıran Amiral Emmo komutasındaki Venedik gemileri, barışı bozdular.

Gemideki 250 kadar Osmanlı askeri öldürüldü, kadınlara tecavüz edildikten sonra denize atıldı. Bu olay İstanbul'da duyulunca Venedik Senatosu'na bir ültimatom gönderildi.

Osmanlı Devleti'nin gücünden çekinen Venedik Senatosu şartlara uymak zorunda kaldı ve Amiral Emmo derhal asılarak İstanbul'a gönderildi. Ayrıca Ramazan Paşa'nın hanımı, çocukları ve malları da eksiksiz olarak Preveze kadısına teslim edildi.

Venedik Senatosu'na gönderilen ikinci bir ültimatomda şöyle deniyordu:
"Venedik korsanları, bir daha Osmanlı ahalisinin bulunduğu hiçbir gemiye dokunmayacaklardır. Şayet böyle bir hadise meydana gelirse, Venedik üzerine donanma gönderilecektir."

Venedik Senatosu, Sultan Üçüncü Murad'ın kararlılığını karşısında İstanbul'a arka arkaya üç elçi gönderdi ve meseleleri barış yoluyla halletmeye çalıştı.

İNGİLTERE İLE İLİŞKİLER


Osmanlı-İngiliz ilişkileri ilk olarak ticari alanda başladı. İngiltere Kraliçesi Elizabeth, İstanbul'a bir iki defa elçi göndermiş ve Sultan İkinci Murad'a: "Yüce Türk" diye hitap etmişti. Sultan Üçüncü Murad'da kraliçeye "Vilayet-i İngiltere kraliçesinin yalnız dostu değil, aynı zamanda hamisiyiz" diyordu.

İngiltere'nin gönderdiği ilk elçi William Harborne, 24 Nisan 1583'te huzura kabul edilmiş ve padişaha hediyeler getirmişti. O zamana kadar Ceneviz, Venedik, Dubrovnik tüccarı yanısıra, 1569 yılında verilen Kapitülasyonla Fransız tüccarı da Osmanlı limanlarında ticaret yapma hakkına sahipti. Kraliçe Elizabeth tarafından gönderilen İngiliz elçisi de Osmanlı limanlarında ticaret yapmak için gerekli olan kapitülasyonu alabilmek için İstanbul'a gelmişti.

Venedik ve Ceneviz haricindeki Kapitülasyonu olmayan devletlerin tüccarı, Fransız bayrağıyla Osmanlı limanlarına geliyordu. 1572 Bartalameos katliamı ile birlikte Katoliklerden yüz çevirmeye başlayan Osmanlı hükümeti, Papa'nın koyduğu (barut, kalay, top güllesi gibi) stratejik harp malzemesi ambargosunu kırabilmek için, önce Protestan olan İngiltere'ye yakınlaştı. Böylece Akdeniz'de İngiliz-Fransız rekabeti başlamış oldu. Bu rekabetten Osmanlı Devleti de birçok siyasi menfaat kazanmış oldu.

FAS'IN FETHİ


Osmanlı Devleti Fas'a kadar olan tüm Kuzey Afrika'yı topraklarına katmıştı. Sultan Üçüncü Murad tahta geçtiği sırada Fas'ta iktidar mücadeleleri boy gösteriyordu. Fas Osmanlı'dan yana olanlar ve Portekiz'den yana olanlar diye ikiye bölünmüştü.

1578 yılında Fas sultanının da ricası ile Fas'a giden Ramazan Paşa komutasında ki Osmanlı kuvvetleri Vadi-üs Sebil'de yapılan savaşta Portekiz kuvvetlerini yendiler ve böylece Fas Sultanlığı Osmanlı himayesine alındı.

İRAN İLE İLİŞKİLERİ


İran'da Şah Tahmasb'ın oğlu Şah İsmail, Osmanlı Devleti ve İran arasındaki barış antlaşmalarına riayet etmemiş ve Osmanlıya bağlı bazı emirleri kendi tarafına çekmeyi başarmıştı. Osmanlı hükümeti Van Beylerbeyine talimat vererek orada huzurun sağlanmasını istemişti. İran'ın Luristan valisinin Osmanlı devletine sığınması gergin olan ilişkileri iyice bozdu.

Bu arada Şah İsmail ölmüş, İran'da taht kavgaları başlamıştı. Bu durumdan yararlanılmasını isteyen Van Beylerbeyi, İran'a saldırılması gerektiğini bildirdi. Sokullu Mehmed Paşa savaş taraftarı değildi ama, yönetimde etkin olan Sinan Paşa ve Lala Mustafa Paşa İran seferine başkomutan olmak istiyorlardı.

Sokulluya rağmen başlatılan İran savaşının ilk evresi 1577-1589 yılları arasında on iki yıl sürdü. Özdemiroğlu Osman Paşa komutasındaki Türk birlikleri İran kuvvetlerini Çıldır'da yendi. Bu savaştan sonra tüm Gürcistan fethedildi. Tiflis Osmanlı vilayeti durumuna getirildi(1578). Aynı yıl Şirvan da Osmanlı topraklarına katıldı.

Bu gelişmeler üzerine İran barış istemek zorunda kaldı. 21 Mart 1590 tarihinde yapılan Ferhad Paşa Antlaşmasına (İstanbul) göre;

Kars, Tebriz, Tiflis, Gence, Şehrizur, (Azerbaycan, Gürcistan, Dağıstan ve Kuzey Kafkasya) Osmanlı Devletinde kalacaktı. Bu antlaşma ile Osmanlı devleti doğuda en geniş sınırlarına ulaşmış oluyordu.

AVUSTURYA İLE İLİŞKİLER


Avusturya ile 1590 yılında sekiz yıl sürecek bir barış antlaşması yapılmıştı. 1593 yılında, Telli Hasan Paşa'nın başıbozukların oluşturduğu Uskukların üzerine yürümesini savaş sebebi sayan Avusturya, barışı bozdu. Avusturya İmparatoru II. Rudolf ödemekte olduğu vergiyi vermediği gibi Eflak, Erdel ve Boğdan beylerini de isyana teşvik etmişti.

Telli Hasan Paşa Hırvatistan sınırındaki Siska kalesini kuşatma altında tutuyordu. Çok şiddetli geçen çarpışmalar sonunda Osmanlı Kuvvetleri ağır kayıplar verdi. Hasan Paşa ve binlerce askerle birlikte Hersek Sancakbeyi de şehit düştü. Bunun üzerine Sinan Paşa'nın ısrarıyla 1593 yılında Avusturya'ya savaş ilan edildi.

Yapılan savaşlar sonunda Avusturyalılar Tuna'yı geçerek Rusçuk'a saldırdılar, Müslüman halka büyük zulümler yapıldı. Sultan Üçüncü Murad vefat ettiğinde Avusturya'yla savaş devam ediyordu.

MİMARİ ESERLER


Memleketin imarı ile de ilgilenen Sultan Üçüncü Murad, Topkapı sarayına bazı köşkler ilave ettirdi. Babası sultan İkinci Selim ve dedesi Kanuni Sultan Süleyman dönemlerinde birçok esere imza atmış olan Mimar Sinan, Sultan Üçüncü Murad döneminde, ölümüne kadar başarılı çalışmalarına devam etti.
  • Azapkapı Sokullu Camii,
  • İzmit Pertev Paşa Camii ve Külliyesi,
  • Ilgın Lala Mustafa Paşa Camii,
  • Üsküdar Eski Valide Camii ve Külliyesi,
  • Şemsi Ahmed Paşa Camii ve Medresesi,
  • Tophane Kılıç Ali Paşa Camii, Sebil ve Hamamı,
  • Manisa Muradiye Camii,
  • İvaz Efendi Camii ve Ramazan Efendi Camii,
  • Sultan Üçüncü Murad'ın Mimar Sinan'a yaptırdığı eserlerdendir. 1588'de Mimar Sinan'ın ölümünden sonra yapı faaliyetinde belirli bir azalma olmuştur.
Sultan Üçüncü Murad döneminde ayrıca, Kars kalesi inşa edildi. Mekke'de Kabe-i Şerif'in duvarları mermer yaptırıldı ve Medine'de bir medrese inşa ettirildi. İstanbul'daki Toptaşı Tımarhanesi de Sultan Üçüncü Murad döneminde yapılan eserlerindendir.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen perlina; 19 Aralık 2016 15:23
SİLENTİUM EST AURUM

Benzer Konular

15 Mart 2013 / kompetankedi Osmanlı İmparatorluğu
5 Ekim 2010 / kompetankedi Osmanlı İmparatorluğu
18 Haziran 2010 / Misafir Osmanlı İmparatorluğu
5 Ekim 2010 / kompetankedi Osmanlı İmparatorluğu
12 Nisan 2011 / Mystic@L Osmanlı İmparatorluğu