Ziyaretçi
Kaşr-ı Şirin Antlaşması
Ösmanlı Devleti ile İran arasında imzalanan barış antlaşması (17 Mayıs 1639).
Sponsorlu Bağlantılar
Bu antlaşmayla çizilen Türkiye-İran sınırı, küçük değişikliklerle günümüze değin korunmuştur.
1622-39 Osmanlı-İran savaşları, İran şahı I. Abbas’ın (Büyük) 1629’da ölmesi ve çocuk yaşta tahta çıkan Osmanlı padişahı IV. Murad’ın yönetimi ele almasından sonra Osmanlılann lehine gelişti.
IV. Murad 1635’te Revan’ı (Erivan), 1638’de de Bağdat’ı geri aldı. Bu gelişmeler karşısında İran’ın banş istemesi üzerine, Hulvanrud Irmağı kıyısındaki Kasr-ı Şirin’de yapılan görüşmeler antlaşmayla sonuçlandı. Buna göre Bağdat, Bedre, Hassan, Hanıkin, Mendeli, Derne, Dertenk ile Sermenel yöresine kadar ıssız alanlarla dağınık yerleşim bölgeleri, Caf aşiretinden Ziyaeddin ve Haruni göçebelerinin yaşadıkları yaylak ve kışlaklar, yıkılmak koşuluyla Zincir Kalesi ve batısındaki köyler, Şehr-i Zor Kalesi yakınlarındaki Zalim Ali Kalesi ve yöresi OsmanlIlara bırakıldı. Derbe, Zerdoli, Orman Kalesi ve yöresi ile Azerbaycan vfe Revan İran sınırları içinde kaldı. Kuzey sınırı ise Kars, Ahıska ve Van Osmanlı topraklarında kalacak biçimde belirlendi. Sınır boyunca her iki tarafta kalan stratejik konumlu kalelerin ve istihkâmların da yıkılması öngörüldü. Antlaşmanın sonuna bir madde eklenerek İran’da, ilk üç halife (Hz. Ebubekir, Hz. Ömer ve Hz. Osman) ile Hz. Muhammed’in eşi Hz. Ayşe’ye hutbelerde “seb ve lanet” edilmemesi koşulu kondu.
1722’ye değin yürürlükte kalan Kasr-ı Şirin Antlaşması, 1723’te başlayan savaş sonrasında 1747’de yeniden yürürlüğe kondu. 1823, 1847, 1869 Osmanlı-İran antlaşmaları da Kasr-ı Şirin Antlaşması’yla belirlenen sınırları değiştirmedi. 1907’den sonra oluşturulan Sınır Tahdit Komisyonu birkaç sınır köyünü daha OsmanlIlara bıraktı. 23 Ocak 1932 tarihli Tahran İtilafnamesi’nde Kasr-ı Şirin Antlaşması’yla belirlenen sınırın geçtiği yerler ayrıntılı biçimde saptandı.
kaynak: Ana Britannica
Son düzenleyen Safi; 21 Aralık 2016 04:18